Ekşi Duyuru

You should absolutely see Hagia Sophia Museum/Topkapı Palace Museum/Galata Tower.

Boş geçmemiş olayım.

istanbulu bilmiyorum ama ben tavsiye vereyim, siz begenirseniz yazin.

mısır carsisindan çay ve baharat alsın.
dolmabahçe sarayını mutlaka görsün.
türk çayının ve lokumun tadına baksın.

behold my brothers, the day has come:
(bkz: çultanahmet)

birisinden nakit para alarak, mobil ödeme yoluyla o kişinin bir ihtiyacını giderebilirsiniz.

aklıma gelen steam örneği var mesela. steam'de mobil ödeme yoluyla alışveriş yapılabiliyor. steam gibi bir platformdan alışveriş yapmak isteyen bir arkadaşınız vs. varsa, bahsettiğim şekilde o parayı nakde dönüştürmek mümkün.

ya da hiç kasmadan tl transferi de yapabilirsiniz.

hocam boyle seyler tamamen sana harcattırma uzerine kurulu
o para harcanacak
ama baskasına ama sana

Açık helva taze olunca koskadan daha lezzetli oluyor

uzungil <3

Bim in sade helvası gayet lezzetli. Bununla birlikte peynirci babanın açık dövme helvası da güzel oluyor

Ali Kama

Ali Muhiddin Hacı Bekir

İlk bu takımlar vardı, ilk bu takımlar başarılar kazandılar, ilk bu takımlar tutulmaya başladı sonra da diğer nesillere aktarıldılar. Bunlardan sonra bi şekilde başarı kazanan Göztepe Eskişehir gibi takımlar da var, haliyle onların da kısıtlı da olsa taraftarları var. Taraftarlık zaten ya aileden gelir ya da başarılardan.

3 büyükler İstanbul takımı değil bana göre. Basketbol içim de Efes, botaş, Vakıfbank da şehirlerle sınırlandırılmıyorlar. 3 büyükler için Türkiye takımı denilebilir. Başakşehir İstanbul takımı mesela.

zamanında herkes bu takımları benimsemiş en eski/başarılı takımlar oldukları için. Bizdeki taraftarlık da babadan oğula sistemiyle ilerlediği için böyle yürümüş.

akrabalarımdan galatasaraylı olmayan kimseyi bilmem mesela.
ya da mesela abimin kızı oldu bir ay kadar önce, konu hakkında en ufak bir fikri olmamasına rağmen şimdiden galatasaraylı.
aile içindeki çoğunluğa karşı "hayır ben şu takımı tutucam" diyen de tabii ki var ama az.

keşke bizde de herkes kendi yerinin takımını desteklese de bir ingiltere liginde olduğu gibi tüm maçlarda, tüm takımların stadı dolsa.

etmiyorum.

35 dakikada hiçbir şey talep etmem. 1 saatte gelse bile bir şey demem. zaten restoran da öküz değilse 1 saati geçince özür olarak tatlı matlı bir şey yolluyor genelde.
özür dilemese bile üç günlük dünyada dert etmeye değmez yani neler neler oluyor her gün. benim pizzam biraz gecikti diye olay çıkarmaya hakkım yok bence.

eski bir duyuruda da yazmıştım (git: 1159459) oradan kopyalayıp yapıştıracağım şu alt paragrafı:

>> ünlü bir pizzacıda çalıştım üniversitedeyken. öyle fast food tarzı değil, hamurundan malzemelerine kadar her şeyi sipariş geldiğinde hazırlanıyordu. bir pizzanın sipariş geldikten sonra minimum hazır olma süresi ortalama 12 dakikaydı. bir sipariş varsa ve tek bir pizza söylendiyse tabiki yarım saat içinde ulaşıyordu ama bunun yoğun saatleri var, restorana gelen müşterilerin siparişleri var, tek siparişte 5 pizza söyleyeni var, yağmurlu çamurlu havası var, bir sürü değişken yani.

üstelik bir kuryeyle iki farklı siparişi aynı anda çıkaramıyorsunuz çünkü o zaman ikinci sipariş gidene kadar soğuyor. bu yüzden yoğun saatlerde bir kuryeyi siparişe gönderiyorsunuz, adam gidiyor ve duruma göre 20 dakika ile yarım saat arası gelmiyor. kuryeler de çakal bi yandan, siparişi götürüp oralarda bi işi varsa örneğin para falan çekecekse onu halledip öyle geliyorlar. nerde kaldın diyorsun adamın umru değil anca geldim diyor.

bi de bunca yoğunluk arasında sen tam siparişi yola çıkarmışken bi bakıyorsun iptal edilmiş. kuryeyi arıyorsun geri dön abi diyeceksin, kurye yolda duymuyor seni. sinir olurdum iptal edenlere. sonuçta biz de en kısa sürede halletmeye çalışıyoruz siparişi, yan gelip yatmıyoruz restoranda.

bence anlayışlı olmak lazım. <<

35 dakikada etmem, 45-50 dakikada ederim, 1 saati aşarsa teslim almam.