Ekşi Duyuru

gamsız olmayı istiyorum ben de . bence itici değiller. arkadaş olabilir niye olmasın

İtici. Arkadaş olmak istemem.

Bayılıyorum ben böyle insanlara.

Ama abuk sabuk, sorumsuzca davranıp sonra dert yanıyorsa başka. Onu hiç çekemem.

bence gamsız insanlar daha sempatik bulunuyor genel olarak

imrenilesidir. ne güzel kafalar rahat, ölümlü dünya diyor bakıyor dalgasına.

dışarıya yansıtmama rolü yapıyorlar sadece
ya da tuzları kuru

Bir yerde rahatsız edici oluyor. Çünkü seni de gevşekliğe itiyorlar. "Bir şey olmaz", "sakin ol" tavırlarına uyum sağlarsan nihayetinde işler senin götünde patlıyor. Bu noktada sorumluluğu onlar almıyor tabii ki.

Değildir

online olanı kabul etmiyorlar mı emin misiniz ? çünkü y.dışındaki kurumlar banka belgelerini online olarak kabul ediyorlar. en azından benim gittiğim ülkede öyle olmuştu. avrupada.

Bireysel müşteri temsilcinizle görüşün. Ben bundan 4 sene kadar önce Denizbank ile halletmiştim. Bankada kayıtlı eposta adresime atmışlardı.

@jülsezar, belgeler Türkce ama deneyecegim,

@prole, online kabul etmezlerse bunu deneyecegim

Enpara varsa onu denetin bence. Sonuçta şubesi yok her şey online oluyor

Subeyi ara. Mudurle konus. Durumu anlat.

Benim Tr'de banka hesabim varken, subedeki hemen hemen herkes beni taniyordu. Bende cogu kisinin adini biliyordum. Bir suru isimi hallettiler.

Ben çalışıyorum. Zor oluyor tabii ama gittiğim salon klimalı. Yine de kontrollü gitmekte fayda var, çok zorlamamak lazım.

Yıllardır çalıştım, çalışılır. Çalıştığım salonların hepsinde klima vardı. Olmasa da olurdu.

Kalp damar sağlığın yerindeyse, terlemeni kontrol altında tutup sıvı alımını ihmal etmiyorsan, terleme-sıvı alımı oranını bozup elektrolit dengeni bozmazsan bir sıkıntı yok.

valla ben azalttım. klima var ama etkisi çok olmuyor bizim salonda. kış gibi değil yani. bence tehlikeli. haftada 2-3 gidiyordum, haftada 1 gidiyorum artık. 2 gün de havuza gidiyorum, oh mis.

Ağırlık antrenmanı derken yani ronnie colemanlik yapmiyorsaniz çok ciddi bir etkisi olmasa gerek.
Sıkıntı olacak şey kardio aktiviteleri, onlari azaltmak ya da en azından çok zorlamadan yapmak ideal olabilir.

Kişi yeterli uyuduysa, elektrolit orani iyiyse (ben hep su, tuz, limon icerim spor salonunda) ve özel bir kalp rahatsızlığı falan yoksa sorun olmamasi lazım.

direkt sunu alin falan diyemeyecegim; ama bu sartlarda hangi klimayi alirsaniz alin verimliligini arttirmaniz sart.

verimlilikten kastim
-pencere, kapi, perde, store kapatma
-evde isi arttiran seyleri azaltmak
-ek bir vantilator ile soguklugu dagitma.

vs..

7m^2 4cm kalınlıkta xps levha 1500 lira
www.izolasyondevi.com
yalıtımsız klima çalıştırmak göldeki suyu kovayla aynı göle boşaltmak gibi
yerinde olsam alçısını harcını alet edevatını alır duvarları içten kaplardım

kurtarır.

en kötü senaryoda çok elektrik yakarsınız yine de kurtarır.

kaç m2 ?

Civarda pencelere panjur yaptiran var mı? Panjurlar guneş isigini kesiyor haliyle eskiden 45 derece olan ev 35 derece olsa kardır. Klimayı birde ögle degerlendirin.

hocam klima normal şartlarda kurtarır ama mümkünse dış üniteyi evin güneş görmeyen bir yüzüne bağlatın. sürekli güneş gören bir yerde olursa verimi düşüp iyi soğutmayabilir.

bende nazillide yaşıyorum. btu olayı odanın büyüklüğüne göre tüm evi 24 btu soğutmaz, evin 2 odasına 12lik 2 tane takıp kapıları açın o da serin yapar ancak çatı katı aydın bölgesinde hamamdan hallicedir.

Windows 11. Çok bariz bir özellik kaybı vs yoksa kullandığım her yazılımı en güncel hâlinde tutarım. Güncelleme seviyorum :d

win 7 . Her türlü yetiyor.
güncellemeler yıllardır kapalı gerekte yok.

10. Bilgisayarım 11’i desteklemiyor yoksa 11’e geçerdim.

şu an 2 bilgisayarda 10 ve 11 kullanıyorum.

11'in en alışamadığım özelliği taskbar'ın çok kalın olması. ekranda aşırı yer kaplıyor. sırf bunun için ExplorerPatcher diye bir eklenti kurdum.

taskbar boyutu ayarlama standart olsa, 10 olan bilgisayarı da geçireceğim. kararsızım halen.

@substituent
isterseniz 11 kurabilirsiniz.

11 kullanıyorum. Her yazılımı güncel tutma rahatsızlığı bende de var. 10'u öven ve 10'a dönüşü tavsiye eden çok. Bu 10 gelince 7 övenler gibi ama değil gibi de aynı zamanda. 11'de, 10'da yaşadığımdan fazla sorun yaşadım. Henüz yeterince stabil değil sanırım. Yine de geçen gün format attım. Yine de 11 yükledim. :)

windows 11 enterprise

11'e geçtim çünkü sistemi upgrade ettim ve 11'de daha iyi performans aldım. windows 10 kullanırken de windows 10 iot enterprise ltsc 2021 kullanıyordum. çıkmış olsaydı 11'i de ltsc kuracaktım ama o dönem yoktu daha... şuan çıkmış sanırım ama zaman ayırıp bakmadım legit olup olmadığına öyle bi rastladım sadece. zamanım olunca ltsc'ye geçiş yapacağım.

niye enterprise sürümleri? sistem üzerinde daha fazla kontrolün var, daha az bloatware, reklam vs. derdi yok. ve bir eksiği yok :D normal sürümlerden daha hafif, temiz.

windows 11'in arayüzü berbat. o taskbar o sağ click menüsü... tiksindim resmen. daha yüklemeden önce çözümünü buldum da öyle geçtim yoksa katlanılacak eziyet değil.

github.com win11'de win10 taskbarını kullanıyorum o yuvarlatılmış köşeli pencereler vs. de iptal. bu uygulamayla win11 kullanılabilir oluyor.

senin ihtiyaçların için macbook saçma olur, ayrıca çok pişman olursun 1 hafta kullanımdan sonra.

oyun oynayacaksanız alınmaz hocam

Macbook al çünkü çok daha uzun süre sorunsuz çalışıyor. Daha pratik, hızlı. Güvenilir.
Eğer iş yapacaksan "güvenilir" kısmı çok önemli.
Hem de oyun oynayamaz kendini geliştirirsin :)

Crack olayları mac'te var ama dertli. Bazı program olmuyor, bazısı düzgün çalışmıyor.
Genelde "parasını vereyim de rahat edeyim" dedirtiyor insana.

Çok güçlü bir bilgisayar almana gerek yok. Aslında MacBook Air M1 16GB yeterli.
Ama herhalde şunu alırsın:
www.pt.com.tr

Mac için hem fazla oyun yok hem de performans pek iyi değil.
store.steampowered.com

bence bu tercihte iki senaryo var. sana hangisi uyuyorsa onu tercih et.

1. parasini verip uygulamalarimi alirim sadece tasarim ve gunluk islerimi hallederim diyorsan mac
2. sunu yuklerim, sunu da yaparim, arkadasla oyun oynarim, karttan, cdden, hdd'den biseyler yaparim diyosan windows.

haa 2 daha mantikli hem daha ucuz diyebilirsin; ama oyle olmuyor. ne kadar cok ozgurluk o kadar cok problem getiriyor. mac'lerin bu kadar basarili olmasinin sebebi de tam olarak bu.

Bu sorunun cevabı artık bu kadar garanti değil.

Dokunmatik ekran yok, 8gb ram'den başlatıyor, AI konusunda ciddi atılımı yok.

Yeni çıkacak microsoft surface bence bir adım önde. Tablet ve laptopu bir arada kullanıyorsun.

Macbook'un artısına gelirsek, pro alırsan işlemci gücü nedeniyle tercih edilebilir.

6 yıllık grafik tasarımcıyım.

okurken windows laptopımda kullanıyordum programları. iş hayatında hep imac veriyorlar.

imacler tasarımda daha doğru renkleri sağlıyor. ayrıca ios bu konuda daha kolay ve kullanışlı. cidden fark ediyor. en basitinden dosya önizlemeleri, programa görsel atması. programların daha hızlı çalıştığını hissediyorum. akıyor yani.

after effects de öğreneceksen ona windows daha iyi.

oyun için mac olmaz.

1 - grafi tasarimci falan olmaya calisacaksan bulasma, cikmaz sokak.

2 - neden apple: eksisozluk.com

Hocam cevabım itici gelebilir ama lütfen üzerinize alınmayın.

Bu durum sizin için şu an amerikyı yeniden keşfetmek gibi.

Bu yıllardır olan bir şey. Sahibinden de biliyor, diğer alakalı tüm düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar da biliyor.

Buna çare yok. Çare yok derken, normal bir ülkede var, bizde yok :)

Bu sizin koyduğumuz örnekler çerez. Neler neler var.

Sahibinden.com un güvenlik politikaları zaten Allaha emanet. Bildiklerimi ve gördüklerimi anlatsam inanmazsınız. O derece.

Ama en nihayetinde olay devletin otoritesinde bitiyor.

kadınım. elbisenin detayı önemli sanırım. atıyorum seksi bir elbiseyse bunun denmesi beni rahatsız eder. ama atıyorum sarı puantiyeli bir elbisedir, adamın da eşi sarı puantiye seviyordur, böyle bir jest yapmak ister, bu bana tatlı gelir.

Tabii ki çok normal. Gören de herkes unique giyiniyor sanır.
Tek sorun sen ve eşi sık karşılaşılan bir ortamı paylaşıyorsanız olurdu, bilmiyorum öyle bir durum var mı.

Eşi bunu bilmek zorunda da değil ayrıca, eşin karakterine göre ben bunu başkasında gördüm beğendim dememe haklı saklı adamın.

Bence de hoş bir jest bu arada. İlk duyduğumda “vay be ne güzel eşine durup dururken hediye almayı akıl eden biri.” dedim hatta.

ne güzel beğenmiş, aklına eşi gelmiş. eşine yakıştırmış zihninde.

bence gayet normal.

bruce +1
ruhen hasta +1

Rahatsızlık duymam ancak hediyenin, beğeninin biricikliğine biraz ters sanki. Başka biri üzerinde beğendiğim bir giyecek için beğenim orada kalır.

anormal.

adam eşi üzerinde o elbiseyi her gördüğünde aklına sen ve senin üzerinde nasıl durduğu gelecek. seksi bulduğunda da otomatik olarak sen geleceksin aklına. adam olsa "ne güzel elbise, markası ne" diye sorar, kendi araştırıp alırdı.

bence direkt sana bir mesaj vermeye çalışmış, "seni beğeniyorum" gibisinden.

hiçbir sıkıntı yok. eşim de ben de sana yakışır diye fikir alışverişinde bulunuyoruz zaten.

Kadınım, normal. Rahatsız olmazdım.
Şimdi düşündüm de emin olamadım. Rahatsiz da olabilirim.

Seksili dekolteli elbise diilse çok tatlis

Ne var bunda ya seksi bile olsa X bişey görsem ve beğensem, aa nerden aldın ben de kendime alıcam, anneme, kardeşime, eşime vs alıcam denir yani millet de bozulmaya yer mi arıyordur nedir.

Fantezi dünyanızın genişliğinden kaynaklanıyor sanırım. Hani şey mi düşünülüyor "uf çok seksi olmuş aşırı çıldırdım ama sana bişey yapamıyorum sevgilime/eşime yapayım" gibi bir kötü düşünce geçiyor sanırım içinizden ama.. öyle olduğunu düşünmüyorum.

Böyle bir şey düşünen insan kenarda sapık sapık geçirir bence icinden, gidip söylemez.

cok normal

Rahatsızlık duyulacak bir şey yok, gayet normal

normal

Bence de normal. Zaten genelde kendimize de tanıdık tanımadık birisinin üstünde görüp beğendiğimiz kıyafetleri almıyor muyuz?

erkeğim, normal değil.

Bunu söylerken genel tavırlarından belli olur zaten "aaa ne güzelmiş bu söyle çabuk nerden aldın ben de Tuğba'ya alayım" kanka modu gibi sorma var,


"Hmmm çok hoş nereden aldın aynısını eşime de almak isterim" diye gevşek ve manasız bakışlar atarak sormak var farkı anlarsın kesinlikle :D

Ama işin şu boyutunu düşündüm, sacma geldi.

-askim bak sana ne aldim bir dene bakalim begenecek misin?
+aa cok guzelmis tesekkur ederim nereden aklina geldi / nerede gördün?

Şimdi burada yalan soylesen.. iliski pek sağlıklı gelmez. O yuzden...

-ya bizim gizemde gördüm cok begendim. -Hatta kurtarmaya calisalim- Ama senin daha guzel tasiyacagini dusundum o yuzden ogrendim nereden aldigini, gittim sana da aldim.
+ sen ciddi misin????

Yani pratikte hanımların pek normal karsilayacagini düşünmüyorum.

Ote yandan karsi tarafta baska seyler canlanabilecegi veya kafa karisikligina sebep olacagi icin insanin eline bisey vermek istemem, sormam.

Bunu bile bile soruyorsa artniyet aranabilir.

Ama bu arkadas cok yakin, kanka gibi birseyse istersen ic camasiri markasi sor yani karsi taraf kotu bisey dusunmedikten sonra sorun yok.

Ama siz bile normal geldi diyorsunuz sonra arkadaslarima anlattim diyorsunuz. Normal gelse orada konu kapanır giderdi, anlatma ihtiyaci duydugunuza gore o kadar da normal gelmemis demek ki.

O yuzden uzerine düşündükçe, eger cok yakin arkadassa sorun yok, ama degilse sıkıntılı bir durum olduğunu düşünmeye basladim.

Bunu partnere aciklama veya aciklamama da olayin ayri bir boyutu.

Ha laf arasinda duyarsin gider alirsin esine bunda bisey yok.

Veya yanlis anlamasin diye daha samimi bir kiz arkadasina soylersin, rica etsem ogrenebilir misin laf arasinda diye, kiz arkadasin ogrenir gelir, kimse tuhaf seyler dusunmez boylelikle.

Diger turlu sordugun kadinin totosu da kalkabilir "millet esini bile bana bakarak giydiriyor :)))))" demesini istemem sorup da.

O yuzden vazgectim, normal degil. Normalde normal derdim ama bu soruyu buraya sordugunuz icin bir flash cakti artik sorasim gelse de sormam.

sen duymak istediklerine tik atıyorsun galiba sanırım? o zaman "buyrun ankete" vs. diye belirtme. cevabım gayet düz ve objektif, ama tik yok.

Bana bunun aynısını bi kadın demişti hırkan ne güzel nereden aldın eşime de alayım diye. Garip gelmişti hala garip bence :)

erkeğin kadın elbisesi alması abes zaten cemil ipekçi filan mı
anlamaması lazım bu konulardan
herkes kendi kıyafet alışverişini yapsın

@bir soru sorcam üzerinde görüp beğenmek kıyafetten anlamak mı oluyor ? eşine ne yakışıp yakışmayacağını kestiriyorsa helal olsun . keşke ben de anlayabilsem ama ben cidden beceremiyorum o işleri .D

@ananiyimioguz,

“ Ama siz bile normal geldi diyorsunuz sonra arkadaslarima anlattim diyorsunuz. Normal gelse orada konu kapanır giderdi, anlatma ihtiyaci duydugunuza gore o kadar da normal gelmemis demek ki.”

Hayır aksine “Ya ne güzel eşine durup dururken elbise alıyor” şeklinde anlatmıştım. Hatta şey diye de ekledim “Herkes böyle iş arkadaşına tavsiye verse zamansız jestler yapılsa dünyadaki mutlu çift sayısı artar.” şeklinde konuştum. Sonra onlar bunu garip buldular.

Bu arada samimi arkadaşım ve eşini de tanıyorum. 5 yıllık tanışıklığımız var.

Aşırı normal bence.

Bu sekilde dusunmesi bile guzel. Gayet normal. Ben memnun olurdum.

@ ruhen hastayim ben, anladım o zaman sizin durumunuzda pek sorun yok gibi duruyor.

ama yine de hediye verilirken söylenir mi, söylense ne olur, söylenmese de aynı elbiseyle pişti olsanız veya bir şekilde sizdeki elbiseyi görse hanım.. irili ufaklı tatsızlıklar çıkabilir gibi.

biraz ortama bağlı ama genele vurursak riskli gibi geldi.

yani ayakkabı saat falan okey de.. yani başka bir çağrışım yapmıyorlar öyle pek fiziksel veya cinsellik açıdan çok anlam ifade etmiyor. ama kıyafet konusu başta düşündüğüm gibi her ne kadar iyi niyetli yapılsa da, sorgulandığında kötü şeyler düşünmeye çok açık. Burada olayın ilk kahramanları için bişey demiyorum. Eşin tepkisi de sıkıntılı olabilir. Şimdi eşim gelse dese ki ya bugün iş arkadaşım cemilde bi gömlek vardı of çok beğendim sana da aldım... ben biraz alınırım ya. Ama cemil bi ayakkabı almış çok rahat gün boyu ayakta ve rahatsız etmiyor sana da bakalım dese 0 rahatsızlık.

Hocam bu tamamen partnerlerin ilişkisindeki güvene bağlı.

Sizin açınızdan her şey normal.
Ama eğer arkadaşınızın eşi ile tam güvene dayalı bi ilişkisi yoksa, o güven bağı kurulmadıysa o zaman ananiyimioguz un dediği tüm durumlar yaşanır.
Eğer partnerler arasında güven bağı varsa eşler arasında hiç lafı edilmez, minnettar olunur. “Zaten X de gördüm de aldım” lafı bir problem olmaz güvenli ilişkilerde.

Garip olabileceğini hiç düşünmemiştim. Genelde iş yerinde filan erkeklerin üstünde görüp beğendiğim şeyleri sorarım. Nerden aldın ben de eşime alayım derim. Çünkü erkek giyim camiasına aşina değilim tahmin edemiyorum hangi marka olduğunu diye soruyordum.
Garip mi oluyor acaba erkekler açısından da :)

erkegim, normal.
bunu anlattiginda o tepkiyi veren insanlar, anormal.

erkeğim, çok anormal değil biraz garip ama normal görülebilir.

Normal.

Bu arada teoride herkes internetten alışveriş yaparken başka kadının/adamın üzerinde görüp beğendiği şeyleri alıyor. Gece kulübünde ya da çıkışında sokaktaki rastgele sarhoş adam sallanarak gelip de sormuş gibi muameleye gerek yok. Kaldı ki o da sorulanı rahatsız eder, karısını/kocasını rahatsız edip etmeyeceği ayrı bir konu. Sanırım itiraz edenlerin farklı (mesafeli-kısıtlı-soğuk-zoraki) arkadaşlıkları var.

gol manzarali, kebapci olmayan:

Emirgan Sütiş Park Zirve

ana caddede degil ama. ana cadde olarak ozal veya turkmenbasi blv.'inda bikac mekan vardir. adana'da kebapci olmayan iyi restoran bulmak zor gibi :)

beyzade kebab'in kabasakal subesi de guzel modern baya. farkli et yemekleri de var.

Adana'da kebapçı olmayan iyi restoran bulmak zor+1

Kebapçı ama yine de yazayım, onbaşılar.

mesela house of kamer adana standartlarında gerçekten çook çok üste. onun gibi arada bi uğramalık 1 tane bile bulamadım ya 1 tanecik.

bilen birine daha sordum. maki restoran dedi. sanirim 3 subesi var.

gazipasa/ziyapasa taraflarinda da bikac iyi yer var sanirim. pote ve dante olabilir.

izzet begovic blv'nda da guzel yerler acilmaya basladi.

Sana tam olarak istediğini vermeye geldim. Şık, lezzetli, manzaralı ve hakkını veren tek yer! Onbaşılar Kebap

datça, selimiye. aşırı güzel deniz. bodrum kadar kalabalık değil

kuşadası dalgalı ve temiz değil. sıcak deniz derseniz didim bodrum marmaris datça ve antalya sahilleri. çeşme balıkkesir izmirin diğer sahillerinde deniz daha soğuktur.

1 gün tutmadım ki hemen iptal edip başka bir şey almışlığım var. puan olarak iade ediyor ve 15 gün içinde kullanman gerekiyor.

bu yeterli olur sanirim. idata da sonucta günde onlarca basvuru geliyor bu belgelerle. yabanci degillerdir bu belgelere. zaten karekod da var üzerinde dogrulamak icin.

bulunduğum şehirde bu evrakla belediyenin imarından bile işlem yapamıyorken yine aynı şehirde başka bir belediyede imar durumuna bile başvuru yapabiliyorsun. yani demem o ki tamamen karşı tarafın insiyatifinde

hocam sonuçta idata da bilgi amaçlı istiyor :D

c1b2k3 +1

orjinal tapu dedikleri zaten pdf çıktısı.
tkgm'de başvurular kısmından tapu belge başvurusu yapın, 100 lira mı ne harcı var, online ödeyebiliyorsunuz, sonra sizin normal tapunuz üzerinde doğrulama bilgileri de var olan bir şekilde indirilmeye hazır olarak çıkıyor. 1 ay indirme süreniz var yanlış hatırlamıyorsam, indirip saklayın, sonra her yere bunu gönderin.

Evet aslında baktığımızda bilgi amaçlı istiyor ama yok imza yok kaşe, reddetmek için biraz bahane arandığı için endişe ettim.
Aslında tapu belge başvurusu yapacaktım toplamda köydeki saçma minik minik yerler için bile hepsi ayrı belge olduğu için ortaya komik fahiş bir fiyat çıktı (ki hepsi çok miraslı) o yüzden ücretsize yöneldim.
Hepinize teşekkür ederim

Google'a sadece "güneş kremi kdv oranı" yazdım, doğrudan güneş kremi olarak çıkmadı, kozmetik olarak çıktı, o da 7 temmuz 2023 tarihli şöyle bir pdf çıktı karşıma:

www.google.com

İsmmmo.org.tr adresinde.

%20

Her esnaf gibi vergi kaçırmayı seçmiş.

Uğraşasınız varsa şikayet edin maliyeye. Bir tek biz maaşlı çalışan enayiler vergi veriyoruz resmen ülkede.

2015 agustos ayında sadece uçak bileti alarak balayı için gittik.Başkent Male de bir gece geçirdik planımız da o yöndeydi.Havaalanında bir sürü acenta var online olarak bir yer tutmuş sonra vazgeçmiştim gidince bakarız dedim ve o şekilde yaptık.TR zamanına göre Ocak - şubat sezonu yüksek sezon oluyor.Bungalovlu bir resort seçtik , bir sürü seçenek arasından onlinedan oldukça ucuza bulduk.Adalar arası ulaşımı dert etmeyin havalimanında bir sürü acenta var sürat teknesi ya da deniz uçağı ile ulaşım sağlayabileceğiniz.başım hiç ağrımasın diyorsanız gitmeden bu firmalardan rezervasyon yapabilirsiniz.Başkent çok elzem değil aslında biz merak ettik ve gittik denizaltına gitmek için kalmıştık zaten ama adalardan da denizaltına yine ulaşım var.
adaların her birisi kendine ait tur dalış gezinti vs düzenliyor ama online ya da merkezde bunları organize eden firmalarda var yarı yarıya farke ediyor oteldeki fiyatlarla.
Yemek baya bir etken , hiç alakası yok bizim damak tadımızla bu konuda mutlaka önlem alın derim , adaların tamamı yemek zamanlarda yoğun baharat kokuyor.ilk vardığımızda nerede kalırsanız kalın memnun ayrılırsınız demişlerdi hakkaten öyle mesela biz su üstündeki bungalovlarda kaldık ama adanın ortasında da bir sürü oda vardı sürekli gelenler genelde oraları tercih ediyordu daha ucuz çünkü.merkezde alışveriş için mercan store lar var.hayatınız boyunca göremeyeceğiniz kadar motorsikletkli var şehirde.
Taksiler vardı 5 dolar veriyosun başkentin heryerini gezdiriyorlar.para birimi rufiya ama geri kabul etmiyorlar havaalanında tekrar dolara çevirmek istediğnizde.ihtiyacınız kadar bozdurun yani.

Ben 2 sene önce gittim ve giderken her şey dahil bir otelde kalmadıkça totalde çok daha yüksek hesap ödemek zorunda kalacağımıza dair birçok yorum okumuştum. Şimdi çok net hatırlamıyorum ama 6 bin küsür dolara gitmiştik diye hatırlıyorum 2 kişi.

Bu arada ben de normalde her seyahatim için uçak, bilet, gezi planı vs kendim ayarlıyorum ama Maldivler için seyahat acentelerinin uçak ve oteli kapsayan paketleri sizin kendi başınıza alacağınızdan çok daha uygun oluyor. Ben birkaç acenteye bütçemizi ve beklentilerimizi yazarak teklif almıştım onlardan, en çok içimize sinenle de gittik sonuç olarak.

Bu arada ben yaşama amacı seyahat olan ve her yerde görülecek bir şeyler bulunabileceğine inanan bir insan olarak Male’de kalmanıza hiç gerek yok diyorum. Gerçekten küçük ve garip bir yer. Uçuştan önceki 3-4 saatinizi görülecek belli yerlerine ayırsanız fazlasıyla yeterli olur bence. 2 sene önce havalimanında her bir bavul için 6 dolar ödeyerek bavullarımızı bırakıp 2-3 saatte gezmiştik biz de.

Ben Maldivlere kopek baliklari ile dalis yapmak icin gittim. Maldivler oldukca pis ve kucuk bir adalar toplulugu. Fotograflardaki gibi degil. Dalis yapmayacaksaniz kesfedecek pek fazla bir sey yok. Adalarin tumu kucuk. En buyugunun etrafini 50 dakikada yurursunuz. Seyseller Maldivlerden cok daha guzel.

Maldivlerdeki kucuk adalarda $1500'a konaklayabileceginizi dusunuyorum. Deger mi degmez. 5 yildiz okyanis ortasindaki resortlarda kalmadikca Maldivlerin geri kalani overrated. Hic bir numarasi yok.

Ekşide de bugün bu başlık işlenmiş ve insanlar İzmire ve muhalefete nefretlerini kusmuşlar bol bol.
Bence soruya cevap vermeden önce bilinmesi gereken hususlar var.
Büyük şehirlerde ana arterlerin hepsi Ulaştırma Bakanlığı sorumluluğunda iç yolların hepsi de ilçe belediyelerinin sorumluluğundadır. Büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda olan yol sadece üç beş tali yoldur. Bunu bilmeden yolun kaplamasıyla ilgili yorum yapılmamalıdır.
Su ve kanalizasyon büyük şehir sorumluluğundadır. Ancak su fatura bedeli içindeki atık su ilçe belediyesi geliridir.
Park, bahçe, otopark, yaya kaldırımları, çevre düzenlemeleri, çöp toplama, yol kenarlarına araç parkı konuları ilçe belediyesinin konusudur.
Kültür sanat merkezlerinin ve faaliyetlerinin büyük çoğunluğu ilçe belediyelerinindir.
Toplu ulaşım büyük şehrindir ancak izmirde İzban'ın %50si Ulaştırma Bakanlığınındır.

İzmir körfezinin büyük kısmının zemini alüvyondur. Yani bir çeşit bataklıktır. Kuş cenneti olması bundandır. Rüzgar genelde körfez dibine doğru olduğu için su sirküle olamamaktır. Yüzlerce yıl sonra körfez ağzı kapanacak ve göl olacaktır. Koku bok kokusu değil bataklık kokusudur.

Bu ön bilgilendirmeden sonra yeni Belediye başkanını önceden de sevmezdim. şimdi de sevmem. Ama görevinde bi olumsuzluk görmedim. Zaten çok yeni.

Bir de Çiğli tranvayının trafiği iyice felç ettiği söyleniyor. Ulaşımının %90ınını özel otoyla sağlayan biri olarak toplu ulaşım için özel ulaşımın feda edilmesini desteklerim ben.

Ayrıca Tunç Soyer'in hiçbir çok kötülüğünü görmedim.

Mükemmel başlangıç. Yollara ve mahalle aralarına asfalt atılıyor şu an. Direklere ekstra aydınlatma sistemi takıldı. Temizlik personelleri (özelikle kadınlar) şehrin her yerini temizliyorlar.

Rakip parti 4 yıl sonraki seçim için Hamza Dağ posterlerini bile sökmedi. Manüpilasyona erken başladılar. Sözlükte para karşılığı giren trolleri dikkate almayın.

tunç soyer olaya iyi kötü hakimdi, şovmendi ama izmirin sorunlarını biliyordu. cemil tugay karşıyaka belediye başkanıykende pek işlere karışmadı ibb başkanıykende karışmayacak bence. yani imamson siz seçilin ben yardımcı olurum demiş çoğu belediye başkanına. tunç biraz kk destekçisi olduğu için pasifize edildi bir de imamson partida çok baskın şovmen belediye başkanı istemiyor. duyduğum kadarıyla pek ekibi falan yok cemil tugayın.

tıraş ettirmek kedi için iyi değildir ama bu aralar biz de çok yakınız o düşünceye ki bizimkinin tüy uzunluğu benim saçım kadar neredeyse. vet. hekim de asla önermiyorum demişti.

ama cidden bu ara tüy dökmesi normal. senede iki defa filan böyle bi dönemleri oluyor.

Aynı durumdayız ama ben her gün yanıma az bir su alıp onunla tarayarak kontrol altına alıyorum, almaya çalışıyorum. Bu sıcakta mevcuttaki tüm alt tüylerini döküyorlar. Kimisi destekleyici yağ kullanıyor ama çok etki de edeceğini sanmıyorum. Bırakın döksün rahatlasın, taramaya devam :)

1) Bu mevsimde bol tüy dökerler, normal.
2) Tıraş ettirmeyin, depresyona girer.
3) Gülü seven dikenine katlanır.

Bolca taramaktan başka çare yok.

Hava çok sıcak, muhtemelen sıcaklara karşı vücudun savunma mekanizması tüy dökmek oluyor. Tıraş ettirmeyin vücudun dengesini bozarsınız.

haziranla birlikte; hava sıcaklığında birden bir artış oldu. 3 kedimiz de inanılmaz tüy döküyor. tüy dökmeleri, mevsim normalinde tuhaf değil. traş ettirmeyi doğru bulmuyorum. ihtiyaçları kadar tüyü kendileri döküyor zaten.

traş konusu kedinin karakterine bağlı. bazı kediler traş sonrası strese girerken bazıları tam tersine çok daha mutlu olabiliyor. bizim iran kedimiz traş sonrası aşırı neşeli hareketli olurdu, çünkü hayvan rahatlıyor. sağlıklı olup olmadığını ben yorumlayamam ama ezbere sağlıkısız demek de yanlış. bu konuyu bir veterinere danışın. bizim iran kedimiz defalarca traş edildi ve çok da uzun yaşadı. açıkçası stres hariç sağlığına etki edecek bir faktör aklıma gelmiyor.

aynı sıradaki tüm koltuklar tekli gözüküyor. seçtiğiniz koltuk da teklidir herhalde. ama yanında tuvalet vs. olabilir.

uçağın marka modelini biliyorsanız buradan kontrol edebilirsiniz: www.seatguru.com

%100 dogru bilgi: tekli degil. normal 3lu koltuk orasi.

resmin farkli bi aciklamasi vardir o sekilde olmasinin.

Boeing 777 ise olmaz çünkü ikili koltuklar J-K olarak devam eder ve son üç koltuk bu şekilde ve en son koltuk numarası 52 yada 53 ordan hesap edebilirsin.

A350 uçmadım ama kalan uçak tiplerinde tekli koltuk yok

temu'dan alın 600-700 TL'den başlıyor fiyatlar, daha iyileri de vardır. 6 bin liraya tüm odalara takarsınız. Gelmesi biraz uzun sürer tabi.

alsanfan ve hunter duydum

www.amazon.com.tr

böyle bir ürün nasıldır acaba ya? yorumları da iyi ve kurulum gerektirmiyor.

www.koctas.com.tr

Gayet memnunum. Tavan vantilatöründe kanat açıklığı ne kadar uzunsa etki alanı da o kadar geniş oluyor. Seçim yaparken bunu da göz önünde bulundurun derim.

elektrik tesaisatınızın yeterli olduğundan ve her şeyden önemlisi tavanınızın uygun olup olmadığından emin olun. montajı siz gerçekleştirecekseniz, tavanı delmek için uygun gereçleriniz olup olmadığına bakın.

eskiden koçtaş'ta çeşitli ve iyi ürünler vardı. görüp, dinleyip, deneyip alabilirsiniz. en azından sorun yaşarsanız, bir muhattabınız olur.

bir de uzaktan kumanda özelliği fiyatı bir anda 2-3 katına çıkartıyor.
onun yerine tavan vantilatörünün yanısıra akıllı anahtar (açma/kapama düğmesi) ve akıllı lamba alsanız daha ucuza gelir.

var; ama o gunes isigi etkisini veren lambalar biraz farkli oluyor daha pahalilar.

Mi bedside lamp ve mi led bulb'da bu özellik var ama 15 dakikada aydınlanıyor, yarım saatte değil.

anahtar kelime; Philips hue

takriben 10 sene önce izlediğim philips hue white ambiance serisi tanıtım ya da inceleme/test videosunda görmüştüm sorduğunuzu. biraz bakındım ama bulamadım.

philips hue için ayarları şöyle yapılır diye paylaşılmış: www.youtube.com
pratikte nasıldır bilmiyorum ama aradığınız özelliklere sahip gibi geldi.

çok emin olmamakla birlikte hue ile bunu yapmak için sadece ışık değil, bridge de gerekiyor diye biliyorum. böyle olunca da çok maliyetli oluyor. ben geçen sene tv arka ışığı olarak govee almıştım, onda bu özellik doğrudan var. hatta güneşi simüle etmek için önce hafif kırmızı başlıyor ışık, sonra şiddeti artarak yavaşça sarımsı gün ışığına dönüyor.

amazon'da ara ara indirime giriyor, denk gelirse tavsiye ederim şunu.

www.amazon.com.tr

selam,

yıllar önce yeelight adındaki akıllı ampülü bunun için almıştım. hala sağlam bir şekilde çalışıyor (ancak artık bu amaç için kullanmmıyorum)

uygulama üzerinden alarm kurar gibi şu saatte aydınlat diyebliyorduk. 7buçukta başlat 8e kadar aydınlan gibi bir seçenek yoktu. onun yerine yaptığım şey 5-6 tane alarm kurmaktı ve her bir kaç dakikata bir ışığın şiddetini arttırmaktı.

yani istediğiniz işlemi manual olarak yapabiliyordum.

olay philips hue. üzerinde bluetooth logosu olan ürünler için illa bridge gereksinimi yok.
ben evde 20-25 çeşit ampul, led şerit vs kullanıyorum, bridge o zaman lazım.

baş ucunda da iki tane hue signe var. tam olarak dediğiniz şekilde kullanıyorum, çok güzel oluyor. ucuz olsun isterseniz sadece ampul alıp dışardan da güzel bir abajur bulup ona takabilirsiniz.

Ledvance wifi ampül kullanıyorum bahsettiğiniz özellik var philips hue'den baya baya daha ucuz. Direkt telefon tablet hatta macos'a tek bi uygulama ile kullanabiliyorsunuz alexa ve google asistan desteği var.

X saatte x kelvinde x watt başlasın x saate kadar x kelvin ve watt'a erişmiş olsun gibi rutinler oluşturulabiliyorsunuz.

Amazon'dan rastgele aldigim app ile kontrol edilebilen cin mali bir ampul ile dediginiz seyi hallediyorum ben de. Ayni durumdan muzdaribim. Gercek gun isiginin yerini tutmuyor tabi ki ama en azindan gozumu araladigimda isigi gorunce anliyorum ki sabah olmus.

www.hangikredi.com

en mantıklısı banka hesabı açıp sıfır faiz almak.
3 bankadan sıfır faiz alsan 80-90 eder

bankalar aşağı yukarı aynıdır. kredi faiz oranı, sizin kredi skorunuzla alakalı bir durumdur.

Hayırlı olsun.
Bir karavan alıp, karavanınla gidip ara sıra konaklayabilirsin.
Mevzuata uygun şekilde zeytinlikte hiçbir şey yapamazsın, gübrelemek, sulamak, budamak, sürmek, ilaçlamak ve hasat dışında.

Edit: Diğer cevapları okuyunca bir kez daha vurgulama gereği duydum. Şu hani plastik bekçi klubeleri var ya, onlardan bile koyamazsın.
Kaçak olarak bir şeyler yaparsın, belediye yıkana kadar oturursun olayı hariç tabi.

200 ağacı olan yere 75 metrekare dikilebiliyordu sanıyorum.

arsanın sınırından kadastro yolu geçmiyorsa yasal hiçbir şey yapamazsın

Plakalı ve ruhsatlı olarak yasal bakımdan sorun teşkil etmez. Tekerlekli bir araç gibi istenildiğinde hareket edebilecek gibi olunca sorun olamaz.

Öncelikle hayırlı olsun. Mülkünüzün statüsünü bilmiyorum ama umumiyetle çadır kurabilirsiniz veya sökülebilir taşınabilir konteyner gibi basit yapılar koyabilirsiniz.

tarım arazisine arazinin % bilmemkaçını geçmeyecek şekilde baraka/kulübe yapılabiliyor diye biliyorum.

ama detayını bilmiyorum.

600 meyre icin ugrastigina degmez. Parana yazik

yapı yapamazsın. konteynır koyabilirsin zeminine beton dökmemek şartıyla. en güzeli 2 oda +banyosu olan hazır konteynır alın hem böcek fare giremez hemde ısı yalıtımlı olduğu için yaz kış daha rahat edersiniz.

bağ evi yapabilirsin ama onunda ilçe belediyede sorman lazım imarı nasıl köye bağlıysa muhtara vs.

bi' hareketlenme olmaz.
hatta, fonlar para piyasalarına park etti bayram sürecinde. halihazırda da, m.b tl likidite fazlası sebebiyle zorunlu karşılık değişikliği ve ters repo işlemleri yapıyor son zamanlarda. kısa vadede bir şey olmaz. tr'de ekstrem olaylar, yakın coğrafyamızda sıcak çatışma vb. olursa ancak.

olmaz +1
yabancılar usd/try'yi 1-2 ay kadar daha shortladılar. daha fazlasını bilemezsin.

Büyük finans kuruluşlarının yıl sonu tahminlerini okuyun.

Hareketlenme olmama riskini ben almazdım.

dogru yapiyosun. kaldirip tekrar yukle.

ek bir app yok. kulaklığa tıklayıp konuşuyorsunuz.

sorun olabilir ülkelere göre farklılılar oluyor telefonlarda japonya'dan aldığınız telefon türkiye'de servisde tamir edilmeyebiliyor

garanti sorunu dışında fiyat açısından da pek cazibesi yok, kayıt parası eklenince hemen hemen buradaki fiyatla aynı oluyor.

uzun cevap
eksisozluk.com

kısa cevap
sorun çıkmaz

Ben Güney Kore den aldım hiçbir sorun olmadı kullanıyorum (15pro max). Türkiye den daha ucuza geldi ben aldığımda. Sadece tax free için makinelerden yapılmamıştı; kutusu ile birlikte telefonu görevli görüyor onaylıyor ondan sonra tax freeyi veriyor muhtemelen orada da öyle olabilir, başkasına telefon alıp para alımını engellemek için telefonu kutusuyla göstermen gerekebilir

Edit: mesajla bilgi geldi direkt alışveriş esnasında düşüyorlarmış tax free yi

Ben japonyadan arkadaşıma 14 pro aldım, hiçbir sorun çıkmadan 1 yıldır kullanıyor. japonyada tax freeyi direk mağazada yapıyorlar, haricen işlem yapmanıza gerek kalmıyor.

@mustafakesekci Japonya'daki telefonlarda kameranın fotoğraf çekme sesi kapatılamıyor diyorlar. Aldığınız telefon da öyle mi?

ondan emin değilim, sorup size dm'den bilgi veririm.

Mutlaka inverter'lı model olmalı, yoksa fatura cep yakar. Mesela Profilo 12,000 btu.

daikin tek geçerim.

ECA almıştık 2 sene önce şimdiye kadar üzmedi.

hepsi aynı tek farkı üstündeki logosu. mantık aynıdır kondanser kompresör ve sıkıştırılmış gazla hava değişimi. dolayısıyla bunların anakartından tutunda kompresörüne kadar üreticiler aynı.

sadece markaların elektrik sarfiyatıyla ilgili ar-ge çalışması olur şöyle;
mesela diyelim ki falanca marka çok pahalı - sebep: daha az enerji tüketir
mesela diyelim ki falanca marka çok ucuz - sebep: daha fazla enerji tüketir
tabi bu ikisi arasında ki enerji tüketim farkı aradaki fiyat farkını kim bilir kaç yılda kapatır.

servis olarak klimacılarda sabit personel tutmaz bir de yaz sezonu onların sezonu olduğu için şuan herkes çok yoğun.
yedek parça en yaygın markanın parçasıda çok ve ucuz olur.

bu veriler ışığında devam edebilirsiniz meslekte 17 yıl :) güvenin

bütçe var ise daikin yok ise, yine daikin üretimi olan daylux ve kaira

insize markasına bakabilirsiniz.

boru anahtarında izeltaş diğer ürünlerini denemedim ama boru anahtarları güzel :)

insize +1

insize +1

ev kullanımı içinse insize ok ama yağlı bir ortamsa hiç girişmeyin.

Favorilerimi yazsam olur mu liseden kalma.

Kaptan kemal konuşuyor , kaptan kemal konuşuyor. Çıkarın beni bu kaptan.

Köfte ile möftenin farkı nedir ? Biri kıymadan yapılır diğeri mıymadan

Hayırlı geceler herkese

Osmanlı döneminde niye kimse borçlu kalmıyormuş?
Sikke sikke ödedikleri için.

Fred çakmaktaş ülkücü olsaydı arabasının arkasında ne yazardı?
Ya sev ya badabadu.

Başlık "son zamanlarda" ama cevaplar doların 1,3 TL olduğu dönemden. Kötü espri daha popülerdi tabii o zaman.

Benim duyduğum da Semicenkliydi. Konserdeki rezaletle ilgili, gerçi hepsi playback yaptığı için rezalet değil bu tayfaya göre, "Fullcenk olsaydı böyle olmazdı" yazmıştı biri.

www.reddit.com

www.hikmetshouse.com

biz annemlerle rezervasyonsuz gitmiştik, çoğu otelde yer bulamamıştık üstelik tatil dönemi falan da değildi. sonra melekler evi cave otel’de kaldık tesadüfen yer bulup (ürgüp) ve çok çok memnun kaldık.

Ürgüp tarafından balonları pek izleyemezsiniz. Göreme-Çavuşin en iyi balon seyri olacak yerler ama mangal işi sıkıntı, izin veren otel var mı bilmiyorum.

Alt komsumuz thy'de ucan şef. Yemegi orda yapmiyorlarmis ama yemeklerden, sunumdan ve icerikten sorumlularmis. (Ufak tefek yemekler hazirliyorlarmis) Iyi ingilizce biliyorlar. Isteyenlere yemekleri aciklayip, icindekilerle ilgili bilgi veriyorlar.

Bi nevi yolcuya kendini ozel hissettirmek icin yani.

sadece business class icin evet. daha ziyade tiyatro.

hostes gibi. menüyü okuyup menü tercihlerini öğrenip not alıyor falan. menüdekileri açıklıyor. pek bir olayı yok.

sunum tabağı hazırlıyorlar, fine dining restoranlarda önemlidir o minicik yenilebilir çiçek pisagorun kemiklerini sızlatacak bir açı ile yerleştirilmezse memnun olmuyor müşteri.
hizmet sektörü sonuçta sınır yok.

Tabaklama yapıyorlar.

Flying chef deniyor onlara. Daha ziyade sunum, sorulari cevaplama ve prestij icin olan bir is.

İstanbul yaşanılır yer değil. İmkanım olsa saniye durmam, dakika çok. Sarıyer, Beşiktaş sahil dahil.

Bir tek belki, bir nebze Kalamış. Gerisi zerre gözümde yok.

Anadolu yakası nispeten daha güvenli geliyor bana, trafik açısından da daha rahat. Emekli olsam Şile de yaşamak güzel olurdu :D

Avrupa her sey icin daha merkezi ama anadolu yakasinda yasam kalitesi yukseliyor net. Tabii bolge de cok onemli

Avrupa yakası

Çünkü Anadolu yakası İstanbul değil.

Avrupa yakası kesinlikle, yokuşlarını bile seviyorum. Anadolu yakasına bir türlü alışamadım

Avrupa yakasi cok kotu 40 senedir oturuyoruz

Anadolu yakasini cok begeniyorum sakin ve duzgun

anadolu yakası

Anadolu yakasında moda'da avruoa yakasında cihangir'de yaşamış biri olarak anadolu yakasını sevemiyorum, istanbul gibi benimseyemiyorum. Kaosu severim, istanbul deyince aklıma huzur gelmiyor zaten, 7 24 hayat olmasi geliyor gürültü geliyor kalabalık geliyor iyisiyle kötüsüyle durmayan bi şehir geliyor ve bu da avrupa yakası demek benim için. Izmirlilerde kimsede gormedigim bi bubble kafası var, benzerini kadiköy'de de hissediyorum, bana göre değil. Avrupa yakasi 4ever.

avrupa yakasına geçtiğimde kendimi hindistan gettolarına gitmişim gibi hissediyorum. anadolu yakası ise daha çok ankara'ya benziyor.

İkisi de güzel. Avrupa yakasının varoşu daha bir varoş ama oralarda işim yok. Avrupa yakasının boğaz manzarası daha güzel, Belgrad Ormanı var, Tarabya’dan Beşiktaş’a kadar sahil şeridi var. Anadolu yakasının Acarlar gibi Kasaba gibi yaşam alanları var. Fenerbahçe Bostancı şeridi var. Caddebostan var. Gün batışı manzarası harika.

Kesinlikle Anadolu yakası. Her iki tarafta da yeterince yaşadım.
Ama iş için her gün köprü geçmem gerekecekse o zaman Avrupa yakasında, işime kolay ulaşacağım bir yer isterim.

Sultangazi'de oturup Avrupa yakası övmek ne kadar etik bilemedim ama İstanbul dediğin tarihi yarımadadır bir yerde.

Hatta bir efsane vardı, tamamen kahvehane ağzıyla anlatıcam. Yunanistan taraflarından zamanın hükümdarlarının biri dünyadaki en güzel yerini fethetmek için oranın kahini gibi birine gidiyor. O da diyor ki bin gemiye, kuzeye doğru sür. Aradığın yerler körler ülkesine çok yakın. Adam gidiyir geliyor, Kadıköy'e varıyor. Oradan tarihi yarımadaya çıkıyor. Lan diyor yakınlarında bu kadar muazzam yer varken bunlar kör müymüs de Kadıköy'e sermisler çadırı. Seninki de o hesap işte.

@sekizdokuzon, istanbul tarihi yarımadadır zaten orasi kesin. Ben aslinda hangi tarafta daha mutlu hissediyorsunuz diye sordum. Avrupadan anadolu yakasina gecince sanki, kendi evime gelmis hissediyorum. Dogru bi kelime mi bilemiyorum daha nezih, daha guvenli hissettiriyor.

Yok onu anladım, yüzde yüz haklısın. Ben çok gerekmedikçe evden çıkmıyorum, Avrupa yakası överken içim acımıyor değil:)

istanbul avrupa yakasidir +1. tarihi olarak fatih turk, beyoglu kozmopolit taraf. buralar doldukca yasanacak yerler yukari dogru kaymis. eskiden besiktasmis, sonra etiler-bebek oldu simdi de sariyer'e dogru gidiyor.

kadikoy nezih ve merkezi ama yine de avrupa tarafinin enerjisi yok. moda biraz fena degil yine canli ama fenerbahce caddebostan diye azalarak gidiyor. sanirim fenerbahce, kalamis taraflari cok iyi.

istanbul avr yakasidir ise istanbulda gercekten yasanmaz. kartal ve kadikoy'un 3-4 mahallesinin kolesiyim. avr yakasi etkinlik anlaminda beni asiri derecede doyuruyor ama kasaba ihtiyacimi kartal, idealtepe sahil mahallelerde karsiliyorum, sayfiye havasi. kartalda yuruyerek ada vapuruna gidip 20 dkda ulasmak, trafiksiz, tam chilling benim icin, ist gibi degil kesinlikle. it kopuk olmayan ama istanbuldasin da guvenli bolgesi ise kalamis

tercihen bulundugum kartal kadikoy sahil hatti yasam alani, besiktas, sisli etkinlik ve alisveris alani, adalar köy.

tarihi yarimada denen yerde aksam 10 da yuruyemem ben korkudan, since 2010. ha çok yürüdüm ama artik buyudum

16 sene avrupa yakasında yaşadım, taksim, beşiktaş, fulya, şişli civarında geçirdim büyük bölümünü, o dönemler anadolu yakası aşırı sıkıcı ve sakin geliyordu, asla yaşayamam diyordum. son 6 yıldır kadıköydeyim ve çok elzem bir durum olmaz ise istanbul'dan gidene kadar başka bir semtte yaşamak istemem.

benim yaşadığım dönemlerde avrupa yakası çok güzeldi, keyifliydi, gece hayatı taksimdi ve tabi benim de gençlik dönemimdi. ancak şimdi yalnızca akm 'ye gitmek için mecburen karşıya geçiyorum. ne beşiktaşta ne taksimde kendimi asla rahat ve mutlu hissedemiyorum. kaotik ve güvensiz hissettiriyor bana avrupa yakası. koşa koşa kadıköye geri döndüğümde rahatlıyorum.

istanbul’da doğdum büyüdüm, anadolu yakasını pek bilmem. kartal’a, pendik’e falan hiç gitmedim mesela. eskiden anadolu yakasına geçince kendimi cidden anadolu’ya gitmiş gibi hissederdim. tabii ki avrupa yakası diyorum. her ilçesi, her semtiyle benim <3

Bence bugün yaşayacağınız yer için 1500 sene önceki popülarite üzerinden yola çıkmak çok uygun değil.

Avrupa yakası eski, çok eski. Resmen insanın içini tüketecek kadar eski. Sahil kesimi de eski, iç kesim zaten ayrı bir boyut. Çok fazla getto var. Ben şehre bakınca içim sıkılıyor. Sahildeki yalıların dahi çoğu döküntü gibi duruyor. Resmen dağılan odada yaşanan huzursuzluğu hissediyorum. Şehri komple elden geçirmek gerek. Tarihi yarımadaya hiç girmiyorum bile.

Anadolu yakası nispeten daha yeni, bu normal çünkü insan yoğunluğu daha yakın dönemlerde buraya yönlendi. İnsanlar daha nezih, birinin metrosundan inip diğerinin metrosuna binince bile hissediyorum ben bunu.

Kaçaklar gelmeden önce avrupa yakasıydı tabii ki. Anadolu yakasında doğup büyüyen biri olarak istanbulda yaşıyormuş gibi hissetmedim hiç. İş, alışveriş, gezme, eğlence her şey karşıdaydı.
Şu an ise avrupa yakası diyen ya başka şehirden gelmiş ve büyük şehir görmemiş biridir ya da hala kıyıda köşede daha gizli korunaklı bir çevrede takılıyordur.
İşim düşmedikçe karşı tarafa geçmem/geçmeyiz. İşimiz düşünce de mırın kırın. İnsanlar akın akın bu tarafa geliyor ve inanılmaz rahatsızım ben bundan. Biz burada misler gibi mükemmel ötesi yaşayıp gidiyorduk. Şu an sokağımda trafik var. Yazın sahil tarafına adım atmak mümkün değil. İnsanlar resmen bu tarafa kaçıyor.
Karşı taraf ise daha da berbat. Kimse yabancı merkez şehirlerinden örnek vermesin. Irkçılıkla suçlanacaksam da sorun değil, gurur duyarım. Topla tüfekle gelip üstüne atom bombası atsalar o binlerce yıllık yerleri bu kadar pisletemezlerdi.
Neyse. Ben eski avrupa diyorum. Anadolu yakasına da gelmeyin artık. Doldu buralar. Üçüncü sınıf memur/işçi mahallesinde 35-40 binden aşağı oturulacak ev kalmadı. Eli yüzü düzgün arada sırada çıkan daireler için millet birbirini yiyecek.

2010 öncesi avrupa yakası, 2010 sonrası anadolu yakası diye ikiye ayırıyorum ben,
lise, üniversite zamanları taksim, istiklal, beşiktaş çok güzel gelirdi, şimdi gereksiz kalabalık, güvensiz ve aşırı turistik geliyor.
Ancak bir etkinlik falan olduğunda veya misafir geldiğinde gezdirmek için karşıya geçiyorum.

Anadolu yakasında, Maltepe-Kadıköy sahil şeridi, marmaray güzergahı daha yaşanası yerler benim için,

anadolu yakasında yaşayan & çalışan birçok arkadaşım tuzla-kurtköy taraflarına kaçtı, burada ki villa&residence tarzı yerlerde mümkün olduğunca izole yaşıyorlar.

Sevdiği bir tatlı.
Sevdiği bir bitki.
Sevdiği bir yazarın kitabı.
Sevdiği bir şarap.
Seveceği bir ev eşyası.

Yöresel peynir

Çiçek artı günlük kullanım için bir ürün olabilir. Mesela bizimkiler bahçeye gidiyor, Stanley 1,9 litre termoslardan aldım çay götürüyorlar.

Bence alma bişey bu arada. Daha kendi annesine ne hediye alacağını bilmeyen evlat, hediye almasa daha hayırlı olur.

Yani yiyecek mi, kıyafet mi, takı mi, hayatını kolaylaştıracak ev eşyası mi? Ne aradığınızı belirtseniz daha nokta atışı öneriler gelebilir.

Ben oyumu 22 ayar altın küpeden yana kullanıyorum.

dediğiniz doğru. taraflar tacir veya tüketici değillerse arabuluculuk zorunluluğu yok. dava şartı arabuluculuğa başvurulmuşsa arabulucunun dosyayı kapatıp iade etmesi lazım.

ancak ihtiyari arabuluculuk yapılabilir. belki orada çözülebilir. bu açıdan bakın

hocam çok emin olmamakla birlikte durum şöyle olabilir. süt veren hayvanın kesilmesi mekruh olarak kabul ediliyor. dişi hayvanın kesim sırasında sütü olup olmadığının belirlenmesi sonradan mümkün olmayacağından bunun riskini almak istemiyorlar sanırım kendilerince. dişi/erkek hayvan eti de renkten anlaşılıyormuş sanırım.

Lezzetinden hacı. Lezzetli olsaydı dişi de alırlardı farketmezdi onlar için.

dişiler, yani düve veya inek zorda kalmadıkça kesilmez. çünkü yavru verme ve süt verme potansiyeli vardır. dana veya tosun kesilir.

bir tane boğa bütün inekleri hamile bırakabilir. o yüzden geri kalan erkeklere ihtiyaç kalmaz. ama tüm dişiler değerlidir.

insan için de aynısı geçerli aslında. en verimli çağında erkekleri savaşa gönder ölsünler. kalan kızlarla çiftlecek az sayıda erkek kalsa bile sorun olmaz.

Bunlar tam anasının gözü.
Şöyle ki, normalde dişiler kesilmez, yavrulatılır, süt alınır. Dişi hayvan kesiliyorsa muhtemelen yaşlıdır (karttır). Yaşlı hayvanın eti sert olur. Bu yüzden dişi tercih etmemişler. Adamlar bunu bile düşünmüş.

Öte yandan kimse erkek hayvanı uzun süre beslemek istemez. Büyütülüp hemen kesime gönderilir. Bu yüzden erkek hayvann eti genelde daha yumuşak olur.

"SKANDAL ŞARTNAMEDE YOK YOK" dkfalsd
vay be demek et yiyorlar
burada da hem dişinin kusurunu söyleyip hem de kusuruna rağmen yemedikleri için kınayan skandal tipler var

yukarıdakilere ek olarak hamile olma ihtimalleri de olabilir.

2 tane beş vakit namazında insan hatta biri cemaatçi biri dişi kesiyor biri dişi kesmem diyor. restauranta gittiğinde yediği etin ne olduğunu nerden bilebiliyorlar? kesmedikleri için sorumluluk onlarda değil mi?
sene 2024 kafa aynı. erkek kesme sebepleri mekruh muabbeti ama cemaatten cemate değişiyor bu.

hamile olma ihtimali, yavrularının olması ihtimali vs.

tamamen merhamet ile alakalı bir durum.

yoksa lezzeti tadı tuzu değil.

@parka +1

Tabii ki dişiler ekseriyetle yaşlı ve kart olduğu için. Bu kadar çoluk çocuğun, fakir fukaranın hakkını çekirdek gibi çitler gibi yiyen bu güruhun merhamet için, yok sütü var vs diye mi erkek tercih ettiğini sanıyorsunuz. Çok naifsiniz.

yukarıdaki sebeplerle daha lezzetli olması için
ama denetimi zor

keşke tüm kamu yemekhanelerinde kaliteli yemekler olsa

@mikahakkinen
restoranda önüne gelen yemeğe garson tükürmüş olabilir. tükürmediğini nerden bilebiliyorsun? bundan sonra her gıdayı kendin hazırlamalısın. yoksa mantığın seni de yakıyor.

ve mekrup değil mekruh

@lambırcek ben o örneği hayvanı dişi erkek diye ayıran kafa için dedim. ayrıca mekruh mekrup vs. türkçe anlamadığım bir kelime pek de önemsemedim.

@mikaharkonen
"dişi erkek diye ayıran kafa" :D
dana, inek
koyun, koç
tavuk, horoz
farkettiysen cins ismi bile yok
kısrak, aygır, buna bi de at demişiz, biraz şahsiyet atfetmişiz, yoksa hepsinin isimleri maldır davardır türkçede. anladın mı?

dünyadan izole büyümüşsün, hayvanların cinsiyetlere göre ayrımına bile ahkam kesecek haldesin. bi de bunun din kaynaklı olduğunu zannetmen filan üff. işte anlamadığın kelimeleri kavramları kullanmaman lazım. anladın mı? yoksa tam da uğur mumcunun tarif ettiği örneğe dönüşürsün. bi de pasif agresif mesaj atıp engellemesen

Müthiş rahatsız ve hasta eder, edebilir.

Nem yüksekse sürekli terlersin.
Sıcağa maruz kaldığın için(sokakta da klima yok), bir sıcak bir soğuk olunca dengen kayboluyor.
Yüksek nem de bir süre sonra bu sıcak soğuk etkisini çok kolay yaşatabiliyor.

Açıkçası sıcak hava, diş ağrısı gibidir. O an ki çaresizliğini geçince yeniden aynı şiddette anımsayamazsın. Hissedemezsin. Fakat sıcak ve nem altındaki hisler anlatılmaz yaşanır.

Bu arada evet, memleketim Akdeniz bölgesinde.

yetersiz sıvı alımı olursa eder. sıcak havada vücut kendi iç ısısını dengelemek için sıvıya -suya ve içindeki elektrolit + minerallere- ihtiyaç duyar. alınmazsa vücut ısısı yükselir. başta tansiyon, kalp ve beyin fonksiyonlarıyla ilgili sorunlar oluşur...

45 derece ve üstünde insanlar ölür. Hayvanların da bir kısmı aynen. 39-45 derece arası özellikle kalp veya tansiyonu olanlar için risklidir.

geçen sene yaşadığım eve gece bile 30 derece oluyordu. gündüz de 32 gibi hatırlıyorum. sıcaktı evet. o evde doğum yaptım temmuz ayında. yazı orada atlattım yani minik bebekle. konfor bozuyor evet ama hastalık vs olmadı. odaya nemlendirici alacaktım, onu da yapmadım. ıslak havlu vs koyuyordum ama neme yardımcı olsun diye. her gün yıkıyordum ve burun temizliyordum. zıbından başka bir şey giydirmiyordum. su vermedim ilk altı ay ama gece gündüz sık sık emzirdim.

yani konfor bozuyor mu evet ama hasta olur diyemeyiz. sonuçta millet adananın köyünde filan da çocuk yetiştiriyor.

Nike koşu modellerine benziyor talepleriniz.
Mesela bu olabilir: www.nike.com

Adidas Ultraboost

asics 1130

sterling gotureceksin, yoksa orada cok iyi olmayan komisyonlara bozdurmak zorunda kalirsin diger dovizleri.

ben son 4-5 seyahatimde yanima hic nakit almadim bu arada, sadece kredi kartlariyla gittim. senin kredi kartin yoksa en az 500 pound falan gotur. tabi tek bir sehirde mi takilacaksin yoksa sehirler arasi gezecek misin onu yazmamissin.

Turkiye'de her ATM'den sterlin cekemezsin. Doviz burosuna gidip al.

Sterlinle gel, sakin baska para birimi ile gelme. Turk kredi kartini da kullanabilirsin odemelerde, abartilacak oranlar yok yani. Ama kredi kartindan sterlin cekmek istersen o zaman sikinti bak.

Para konusuna bir sey diyemeyecegim, herkesin tuketim aliskanligi, gittigi mekanlar farkli sonucta.

arkadaşına senden daha çok kıymet veriyorsa boş yere sorun etmiyor.

Genelde böyle başlayan ilişkiler evlilikle sonuçlanıyor hayırlı olsun şimdiden

@titanic kemancısı

bu nasıl bir istatistik verisidir yahu :) kaç tane çift analiz edildi de buna ulaşıldı.

@mr.goodcat yasak ilişki psikolojisine giren çiftin arasında bağın çekim gücü > kızla arkadaşının arasındaki bağ olduğunu düşünerek genelledim :D

İlişki işi bir oyun.

Arkadaşlıkları bozulabilir de bozulmayabilir de. Herkes o konuda farklı düşünüyor, davranıyor. Bunu bilemeyiz. Çok önemli de değil.

Sen bu ilişki olsun diyorsan kendini geri çek, kız üstüne gelsin. Hatta o diğer kıza ilgi duyacağından korkmasına sebep olacak hareketler yap. Diğer kızla gereksiz muhabbetlere gir ne bileyim saati sor vs. (daha mantıklı muhabbetler)

Michealın dediğini yapma. Kızı resmen tongaya düşürmek olur bu. Ne iğrenç, basit davranış olur anlatamam. Sen normal diyaloğuna devam et.

Kızın azicik kendine saygisi varsa maykil naytin yazdigi gibi davranirsaniz tek kalemde silinmeniz işten bile degil. Deger veriyorsaniz gereksiz güven zedelemeyin. Alin karsiniza konusun. Istediginiz seyi soyleyin, uyuyorsa ona gore kizi alir konusur veya iletisimi keser, o bilir yani. Oturup konusma (sizin de onunla, onun da diger kizla) disinda sulh ile cozecek bi hareket yok. Gerisi ergenlik.

nikkeyc'in dediğini zaten yapmışsın, durum ortada.
Ben bir şey demiyorum bu konudan çekiliyorum (bak ben konudan çekiliyorum ki üzerime gelin)
Bu konuda başka bir açıklama yapmayı planlamıyorum.

Senin yapabileceğin bişi yok, ilgin olmadığını ve onunla devam etmek istediğini belirtmişsin. Gerisi onun ne yapmak istediğine kalmış, bekleyip göreceksin.

Ben olsam ondan hoşlanmayan bir erkek yüzünden sana tavır alacağını düşünüyorsan zaten seni çok da önemsemiyormuş diye fitne sokardım, orası ayrı.

Bunu sana bu şekilde söylüyorsa bu bir yandan da "arkadaşlığıma senden daha fazla değer veriyorum" diyor demektir. Bunu sorun ediyor olması senden fazla hoşlanmadığını gösteriyor bence.

nic cage +1

kocaman insanlarsınız açık açık konuşmanız uygun olur.

arkadaşları bozulacak net. bende de aynı durum oldu bozuldu ve şuan eşim 6 yıllık evliyim. 2 yaşında kızım var ellerinden öper :)

vay arkadaş! stratejiler dolusu stratejiler:) açıkça konuşma taraftarıyım.

Duvar içindeki ana boruda tıkanıklık var. Lavaboda fazla birikince çamaşır makinesinin gider borusunun duvara bağlandığı yerden tepiyor.

Eğer öyleyse git bir spiral al. Çamaşır makinesinin gider hortumunu çıkarıp o delikten spirali salla. Açarsın sen onu.

makinenin hortumlarını gidere çok fazla itelemiş olablirsiniz. öyle olunca lavabodaki su hızlı gidemiyor ve geri tepiyor. lavabonun altındaki gidere sokulan kısımdaki hortumları geri şekin ve sadece3-4 cm girecek şekilde yeniden sokun. düzelecektir. benim de başıma gelmişti.

bu işlemi yaparken pis su akabilir. hortumu giderden çıkartırken altına leğen kova falan hazır bulundurun.

şuradan bahsediyorum prnt.sc

hocam bu dediğiniz çok mantıklı geldi çünkü her zaman olmamakla beraber bizim çamaşır makinesi bazen yürüyüşe çıkmayı seviyor. birkaç kez yıkama sonrasında bayağı öne geldiğini gördüm. ve haliyle geri ittim. orada arkada bir şeyler cortladı galiba.

Valla bende de, geçici olarak bulunduğum evde , bazen duş alırken çamaşır makinesinin altında su sızıyor bir süre sonra, ama makine çalışırken hiç olmadı :D , duştan hızlı gidemiyor su demek ki diğer delikten geri basıyor

bizde bulaşık makinesinde aynı problemi yaşadık. borunun girdiği yerden donraki tesisatta tıkanıklık vardı. usta çağırdık, açtırdık. 1000küsür tl bi ücret almıştı.

@exlibris
O fotoğraf senin giderin fotoğrafıysa, koku yapmıyor mu abi o gider?

Profilimdeki beğenilerde beğenilerin gizli olduğu yazıyor. Gitmeseydi keşke.

beğenilerin artık gizlendiği açıklandı. x.com

haklısın ama salla, cins cins insan var maalesef

Tamam karşıdaki cinslik yapmış ama siz de abartmayın bence şikayet falan. Biraz fazla önemsemişsiniz.

İlk defa bana böyle birisi doğrudan gelip sataştı sonra bir daha bana doğru gelince ondan gıcık olmuştum kavga etmemek için arabayı alıp çıktım oradan; haklısınız cevaplar için teşekkürler:D

ülkede illegal had safhada, torbacı, hırsız, gaspçı, keşif yapan terörist vs.. herşey olabilir

yav adam normal değil o belli zaten de

bu kadar dert etmeyin. tamam deyip gitmiş. hakaret etmemiş. uzatmamış.

Hemen hemen şöyle bir şey yaşamışsın ibb.co boşver değmez.

şimdiki kedimize hiç vermedik, malt veriyoruz ama 1991-2004 yılları arasında beslediğimiz kedi için annem yulaf tohumu alıp saksıya ekerdi, kedi de çatır çatır yerdi. daha hazır kedi otu diye bir şey icat edilmemişti.

parktan behçeden uzamış çimenleri yolup getirirdim, görünce sanki yaş mama görmüş kedi gibi mırıl mırıl dolanır, onları da çatır çutur yerdi.

çimenler pis olabilir de yulaf veya buğday çimi verebilirsiniz.

fakat bunlar bağırsaklarını rahatlatsın diye değil, tüy kussun diye verilir benim bildiğim. yani kusturucu bir etkisi var yeşilliğin.

ben arada bi şundan veriyordum.
pahalı demişsiniz de, tanesi 55 lira. toprağı ve içinde bir avuç tohumu var. bi hafta on günde çimleniyor.
www.hepsiburada.com

zaten sürekli vermeniz gerekmiyor. bir kaç ayda bir verseniz yeterli. bunları yedikten sonra tüylerini kusuyorlar ama.

Arkadaşlar ikinize de cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

Dediğiniz gibi buğday ve yulaf çimlendirip vericem.

Anladım bu çimi yiyince tüylerini kusuyorlarmış.

Peki ben bu hayvana lif ihtiyacını gidermesi için sebze olarak ne verebilirim?

Evde devamlı saksılara saldırıyor. Ne bitki bulursa yemeye çalışıyor. Bu öğrendiğim kadarıyla lif eksikliğinden olurmuş.

Zaten 5-6 aydır çok sık kabızlık yaşıyor.

2 kere veterinere götürdüm ama Allah'a şükür ciddi bir sorun çıkmadı.

3 ay veterinerin verdiği Vırbac digestive support mama kullandım ama sonra ND balkabaklı mama serisine geçtim.

Maalesef ikisi de çok etki etmedi.

Benim bu hayvana lif desteği sağlamam lazım. Yeterinde sıvı alıyorlar o konuda sorun yok ama lif eksik.

Arada bir sade ıspanak pişirip iyice ezip yediriyorum ve gerçekten çok işe yarıyor.

Siz kedilerinize ne tür sebze meyve yediriyorsunuz?

Yeşillik olarak ve meyva olarak ne verebilirim?

Arada bir ıspanak vermeye devam edeyim mi? Elma püresi vs versem olur mu?

Hangi bitkiler kediler için zararlı değil?

İnternette bu konuda çok bilgi var ama ilk elden denenmiş, doğrulanmış bilgi olmadan emin olamıyorum.

lostraya veriyorum.

Evet sanırım. Bankacı arkadaşım çalışıyor.

İyiyi görmeye odaklan. İnsan doğası gereği kusurludur. Kusur görmek kolay, olay güzeli görmekte.

senin gibi biriyle tanıştım. arkadaş olduk kaynaştık sonra bilmediğim bişeyime uyuz oldu irtibatı kesti. bına rağmen aradım ama yanıtsız kaldı. ben zaten herkesle anlaşan, alçakgönüllü, uyumlu biri olduğum için çok üstelemedim ama o arkadaş zaten yalnızdı ve tek anlaştığı kişi bendim. Beni de kaybeden kolay kolay arkadaş bulamaz. bunu kendini övmek için söylemiyorum idrak etmen için söylüyorum. insanlar çöp, tek tabanca mutluyum gibi kafalar ergenlikte havalı ama 50 yaşında bu kafada ve durumda olan insan hayattan hiçbirşey öğrenmemiştir gözümde.

@buenosdias

Surekli cikarci yada cani sikilip yalniz kaldigi icin arayan insanlarla tanistim

gerek yok arkadaşa.

anladım. ben biraz dolu olduğum tepkisel bir cevap oldu.

Bu konuyla ilgili söylenecek çok fazla şey var yaşadığın çevre, ülkedeki insan kalitesi, senin kırmızı çizgilerin, yaşla artan tahammülsüzlük, arkadaşlıktan beklentilerin vs.. biraz anlayarak anlatarak aşılabilecek bir sorun.

@buenosdias

Bide 4 yil yurtdisinda yasadim avusturalyada istanbula gelince soka girme durumu oldu galiba.

eski arkadaslarimdan vazgecmem icin cok büyük yamuk yapmalari lazim. yoksa onlara gicik olmam hic...
ama yeni tanistigim insanlara da sosyallesme gözüyle bakiyorum cogu zaman. arkdaslik yine kolay dostluk cok ama cok zor. hatta evlenmek, aile kurmak daha kolay bence dost olmaktansa...

"Hiç" arkadaş olmamasını eşin/sevgilin/komşun ? vs yani düzenli diyalog ve aktarımda bulunduğun birisi olmadığında sağlıklı bulmuyorum tek yaşayabilirsin ama arada paylaşım yapabileceğin birilerinin olması önemli bence. Arkadaşlık kurmak gerçekten de çok kolay değil, oturur takılırsın ama yanında gerçekten rahat hissedebileceğin insan sayısı zaten çok az. Uzun yıllar tanıdıkların bile sana bazen tuhaf davranabiliyor, hatta yeri geliyor eşin/sevgilin yanlış harekette bulunuyor ama %100 mükemmel kimse yok. Sadece ne kadarını tolere edebilirsin o önemli. Sana tavsiyem en azından kendi ilgi alanlarında hobilere yönelip (spor, yürüyüş olur, kitap klubü olur vs ) bir etkinlik bul en azından ayda 1 de olsa arkadaş olacam diye kasmadan insanlarla etkileşime geç. Arkadaşlık kendiliğinden oluyor ve kolay olmuyor zaten.
Arkadaş sayım çok az herkesle arkadaş olmam ama birkaç arkadaşının olması iyidir.

Benim çok arkadaşım var. Hepsine zaman ayırmak ciddi emek istiyor. Çok sıkı ve samimi olduğum arkadaşlarım da var. İyi zamanlarında ve zor zamanlarında yanlarında olursan karşılık da görüyorsun.

anlaşamamak farklı konu ama sınırların limitlerin olur sana o limitler dahilinde yanlış yapanları silersin, biraz daha spesifik açıklaman lazım hangi koşullarsa siliyorsun, bir laf var ne kadar arkadaşın varsa o kadar çok yavşaksın diye bir nebze doğru, samimiyetsiz çok "tanıdığım" var karşındakini kullanan arkasından konuşan nabza göre şerbetli ama arkadaş kalan bu şekilde olmaktansa arkadaşsız kalmak tercih edilebilir, karakter meselesi sonuçta.
çıkardığım onca insan var hayatımdan, benide çıkartanlar var kimi çok ufak sebeplerden kimi ciddi yapılan yanlışlardan pişman değilim sonrasında büyük ferahlama geliyor, 2 farklı arkadaş grubumu tanıştırıp onlar kavga edince arada kalıp 2 taraflada görüşmediğim zamanlar olmuştu şimdi dönüp bakınca en sakin ve dertsiz tasasız zamanlarımmış diyorum.
mesela iş yerinde farklı departmanda bir kız var 7/24 telefonla konuşuyor onu kapatıp diğerini arıyor boş muhabbetler aklın almaz böyle arkadaşım olacağına olmasın diyorum.

şans meselesi birazda dengin ile karşılaşmak, en yakın arkadaşım böyle bir durumdaymış senelerce hobileri genel kültürü tanıştığı insanlarla uyuşmamış ve bu sebeple terapiye bile gitmiş kendine yüklenerek

olmayabilir. bu sizi sorunlu ve degisik yapmiyor. zaten anlasamadiginiz yaninda rahatsiz oldugunuz kimselerle arkadas olamazsiniz. Illa ki boyle birileri vardir ama karsiniza cikmamis/cikmiyor olabilir.ya da sadece boyle bir donemden geciyor olabilirsiniz, insanlardan biktiginiz. yine de boyledir deyip defteri kapamazdim.

insanlardan ne gibi bir beklentiniz var, bu beklentilere ne sebep oluyor hiç anlamıyorum. geçti abi ortaokul lise gibi çıkarsız arkadaşlık zamanları. tahammül edemiyorsanız o kişiden çok şey bekliyorsunuz demektir. bir yandan da size hak veriyorum, ben trafikteki insanların mallıklarına da tahammül edemiyorum ki bu insanlardan insan olması dışında hiçbir beklentim yok ama o bile olamıyor işte. avustralya nasıldı bilemiyorum ama türkiye büyükşehirleri özelinde amk bu hayatın. kusura bakmayın ağır konuştum.

anladim. bence kendini biraz kesfetmen lazim. kaynagini bulup ona yonelik cozum arasan iyi olur. belki karakterin geregi (INTJ-mimar) mukemmeliyetcisin, yada sadakat kirmizi cizgisi olan bir Akrep olabilirsin. yahut cocukluktan gelen ozguven eksikligi kaynakli asiri paylasimci biri olabilirsin vs...

sinirlariniz olmasi gerekir fakat bu demek degildir ki sinirlar bir kere asildiginda insanlari 'sileceksiniz'
tek satirlik instagram paylasimlarindan bu olay cok farkli yerlere geldi. birisi sinilarinizi astiginda o kisiyle konusmak icin 100 turlu yol var, once bunlardan birini ya da bir kacini denemeden insan silmek karsinizdakinde degil sizde bir sorun olduguna daha cok isaret eder, zor konusmalardan kacan biri olmak gibi mesela.
neyse sizin sorunuza gelirsek, kime gore yanlis neye gore yanlis, size yanlis geldigini konustunuz mu, siz insanlarla saglikli ve seviyeli iliski kurmak icin ne kadar caba gosteriyorsunuz? insanlarin sizin aklinizi okumasini mi bekliyorsunuz? size nasil davranilmasini istediginizi siz yonlendirmezseniz insanlar nasil bilecek? turkiye'de insan iliskileri zaman zaman vicik vicik olsa da, once cuvaldizi kendine batirmak gerek. ileri yaslarda da gayet guzel, beklentisiz, cok samimi dostlar edinmek mumkun.

cok uzun surmez zaten fransiz dedigin 2'de 3'te calismayi birakir (hele cuma gunu, hele yazin, hele memur) da... ucak bileti gosterme mevzusu "bu tarihe bilet aldim, islemleri acil halledebilir misiniz" dedigi icin mi? oyleyse ogleden sonra 4-5 gibi falan al.

@hot potato, Başka bir arkadaşı gösterdim demiş ondan dedim detayını bilmiyorum açıkçası. Saat vermişler işte sadece. Planlarımı max yarım saat sürer diye yaptım ama sıkıntı olmaz sanırım

Başkan vize teslim alma derken oturma izni öncesi vizesi mi bu?
Benim zamanımda evlilik vizesinde şöyle oldu;
Sabah gittim, belgeler vs. Sonra doktor muayenesi oldu. Ondan sonra dediler vizeleri ogleden sonra vfs'den alabilirsiniz. Ben de bekledim. Kısacası sabah 1 saat falan sürdü ama ta akşama kadar bekledim alabilmek için.

Tabi 7-8 sene öncesi benim dediğim.

Terapi zorlu bir süreç. Benim de hiç verim almadığımı düşündüğüm zamanlar olmuştu. Ben terapiyi nasıl yöneteceğimi bilmiyordum açıkçası. Sürekli sizi konuşturmalari mesela içgörü kazandırmak içinmiş. Ben bunu bilmiyordum ve sinirleniyordum. Halbuki en başta deseler ki "kardeş, böyle böyle bir teknik uyguliycam, sen de şunları şunları yap", iyi kötü bir yol haritası verse bana süreci izlerim, nerede olduğumu bilirim. Benim görüştüğüm terapistlerdeki eksik buydu. Bir de hep aynı ses tonuyla, acır gibi bakmaları. Poker face böyle bir şey değil.

Terapi hayatidir ama o aracı nasıl kullanacağımızı da bilmemiz gerekiyor lafın kısası.

Ben de terapi sürecinden hiç verim alamamistim. Sürekli "dert ettiği şeye bak" diye bir yaklaşımla dinlediklerini düşünüyorum beni. Ve yorum yapmadan sessiz durmaları da canımı sıkıyor.

@sekizdokuzon içgörü kazanmaksa ben onu yazılı ve sesli not alarak, notlarımı daha sonra gözden geçirerek, hatta yapay zekayla(!) konuşarak yapabilirim sanırım. =)

Yapay zekayı kullanmayı ciddi ciddi düşünüyorum bu aralar.

ben. terapi aldım farklı kişilerden ve öyle 3-5 seans da değillerdi. okuduğum kitaplardan daha çok verim aldığımı düşünüyorum. bana hiç faydası olmuyor gibi, bilmiyorum. aynı düşünce bende de var “bazı kişilerde psikoterapi işe yaramıyor”.

@pante: terapi fikrinden ve araçlarından yola çıkarak kendi iyileşme yolunu çiziyorsun işte. Kötü terapi bile hiç terapiden iyidir.

Sinir olurum terapitaparlara ve ülkedeki onlarca beceriksiz terapisti eleştirmek yerine "Yapıyorsa bir bildiği vardır"cilara ama terapi hayatidir. Kavram olarak yaşaması lazım mutlak suretle.

hangi konuda verim almak istediğini belirleyip gidersen daha isabetli olur

sorunların üzerine hayali diyalog kurup takındığın yeri seansta paylaşabilirsin

Beni terapist yerine koy, senden para kazanıyorsam tedavi olmanı ister miydim?

boş boş işler bence. ne rahatlatıyorsa onu yap.

Benim de psikoloğum sadece dinliyordu. Ben istiyorum ki yorum yapsın, yönlendirsin, motive etsin. Pek verim alamadım. Bir de çok yavaş ilerliyor süreç. Baktım hayatımda içtiğim en pahalı kahveyi içiyorum her hafta kendisiyle. Bıraktım ben. Yakın bi arkadaşımla dertleşmek, sıkıntımla ilgili iyi yabancı terapistlerin instagram gönderilerini okumak, videolar izlemek daha iyi geliyor. Pasif terapist beni daha da sinir ediyor.

Bu görüş nasıl yayıldı bilmiyorum ama "verim almaya başlamak yıllarca sürebilir." şeklinde bir algı yayılmış. Bana biraz hikayeymiş gibi geliyor.

Kendimi bildim bileli hem psikolojiye hem sosyolojiye ilgi duyardim. sosyal aneliwz hala zevkle yapmakla beraber biriyle konuştuğumda psikolog rolune burunebiliyordum. butun okumalar keyifliydi her sey ta ki terapi deneyene kadar.
deneyimlerim beni hayata dair degistirebilecegime inandigim her seye karsi inanilmaz karamsar hale getirdi. cinci hocalar bu psikologlardan bin kat daha iyi insanlari taniyordur. nefret doluyum bu dolandiricilara. hele BDT denen sacmaliktan para kazananlar derhal biosundaki psikolog(yaninda bi yaprak maprak emojisi) yazisini kaldirip YASAM KOCU yazarsa daha guzel hitap ettigi kitleye ulasir benim gibi cozum arayanlar bu tuzaga dusmez diye dusunuyorum. bunlarin "turkiye'de terapi" konusundaki dusuncelerim oldugunu belirtmeliyim. ben deneyimlemesem de detaylarini bildigim isvicre'deki bir terapi surecinin cok cok olumlu donuslerini gozlemledim. biz bina universitelerinden uzmanlar cikarmaya devamke

Benim terapistim çok konuşuyor, istersen ismini verebilirim. :) Şaka bir yana benimki şimdilik çok kitabi yaklaşıyor, terapi benimle ilgili değil de bir ‘vaka’ ile ilgiliymiş gibi hissediyorum bazen. Yazıyor, çiziyor, ekolleri, yaklaşımları anlatıyor. Bazen özür dileyip araya giriyorum. O derece.

Valla yalnız değilmişim çok rahatladım. 4. kez terapist değiştirdim geçen hafta, abi anlatıyorum, cümlem bitiyor bir sessizlik karşıdan gelen tek şey "hı hı" e iyi de beni yonlendirmezsen neden para veriyorum diye düşünüyorum o esnada. Fakat eşim kendi terapistinden oldukça memnun şema terapi uyguladığını söyledi. Benim şu an bana koyulan tanı sebebiyle noropsikologa yönlendim bu seferde çözüm bulamazsam bırakıcam.