
ben bunu "kendi içinde tutarlı" ve klasik tabirle "içine çekiyor" diye algılıyorum. diğer bir deyişle okurken/izlerken empati yapabiliyor, kendini orada hayal edebiliyorsun. şahsen mesela gençliğimde bilimkurgu sevmezdim, atıyorum uzayda veya alternatif bir evrende geçen bir hikaye beni hiç açmazdı. çünkü bağlantı kuramıyordum. rus klasiklerinin ise hastasıydım çünkü 10 yaşında da 30 yaşında da ben o rutubetli duvarları, içip içip tirat atan denyoları vs. kendime çok daha yakın ve "ilişkilendirilebilir" görüyordum.
bu bana kalırsa yüzde 50 yazar/senarist işi, yüzde 50 kişisel. senarist/yazara düşen kısmı dediğim gibi kendi içinde tutarlı, okurun/izleyicinin beynine rahat nüfuz edebilecek bir ortam yaratmak. diğer yarısı da tamamen kişisel tecrübe ve ilgi meselesi. çünkü diyorum ya çok sağlam bi atmosfer olsa bile ben eskiden uzay gemisiymiş şuymuş buymuş sevmezdim. tam aksine "gerçek ve gariban dünya" senaryosunu hiç sevmeyen, kendini onun içinde bulamayan insanlar da tanıdım.
o açıdan bence biraz kurgu kalitesi, biraz kişisel ilgi meselesi bu.
bu bana kalırsa yüzde 50 yazar/senarist işi, yüzde 50 kişisel. senarist/yazara düşen kısmı dediğim gibi kendi içinde tutarlı, okurun/izleyicinin beynine rahat nüfuz edebilecek bir ortam yaratmak. diğer yarısı da tamamen kişisel tecrübe ve ilgi meselesi. çünkü diyorum ya çok sağlam bi atmosfer olsa bile ben eskiden uzay gemisiymiş şuymuş buymuş sevmezdim. tam aksine "gerçek ve gariban dünya" senaryosunu hiç sevmeyen, kendini onun içinde bulamayan insanlar da tanıdım.
o açıdan bence biraz kurgu kalitesi, biraz kişisel ilgi meselesi bu.
- mark greg sputnik
(08.06.25 22:58:16)

Guzel bir ortam yaratilmis demek. Mesela donem filmi cekilir, butun ayrintilarina cok dikkat edilmistir, makyajdi, kiyafetlerdi, konusma diliydi vs.
- baldur2
(09.06.25 02:35:28)
1