[]

Anne-babasından şiddet görmüş kişilere sormak istediğim bir şey var

Kendilerine karşı duygunuz nedir şu an? seviyor musunuz yoksa onlardan zarar gördüğünüz için olumsuz duygularla mı dolusunuz?




 
onlar kendi gercekliklerinin gerektirdigi sekilde davraniyorlardi. kainattaki her seyin bir nedensellik bagi ile birbirine bagli oldugunu dusunuyorum. dolayisiyla butun iyiliklerin oldugu gibi kotuluklerin arkasinda bir neden var. bir aciklamasi var.

spinoza'nin teopolitik incelemesinde dedigi gibi "gulme, aglama, nefret de etme. sadece anla"
  • antikadimag  (11.01.23 03:34:35) 
olumlu/olumsuz bisey hissetmiyorum, notr, yok gibi bisey benim icin. uzun yillarimi nefret ederek/mutlu bir cocukluk gecirememis olmanin yasini tutarak gecirdim, onun da bir faydasi yok. bir aciklamasi olmasi (ki eminim vardir) benim tecrubemi degistirmiyor ne yazik ki. simdi kendimi sevip onume bakmaya calisiyorum sadece.


  • taurina  (11.01.23 03:57:05) 
ben görmedim ama bir tanesi anne tarafımdan kuzenim, diğeri baba tarafımdan 2 kuzenim şiddet gördüler. şiddet anne tarafından yapılıyordu.

bir tanesi boşanma davasında babası yerine annesini tercih etti.

diğeri her gün annesini arayıp halini hatrını soruyor. müthiş iyi araları.
  • teritori  (11.01.23 08:37:18) 
benimki biraz farklı. kriminal vaka aslında.

üvey anneden ve tüm sülalesinden toplamda belki 20-30 kişidir, ciddi yaralanmalar ve psikolojik işkence dahil şiddet gördüm. üvey anne nadir bir kaç gün dışında her gün şiddet uyguladı. onun akrabaları da her fırsatta. bir örnek, 10 yaşlarımdayken hiç bir neden yokken kadının benimle yaşıt yeğenlerinden biri sokakta, evin önünde beni tuttu, diğeri eline 1 m uzunluğunda kalasın ucuna 5-10 cm uzunluğunda çivi çakmış tersten, bu kalası çivisiyle tüm gücüyle mızrak gibi yüzüme sapladı. göz pınarının hemen altından çivi girdi. gözümü mmler ile ıskaladı. kan fışkırır halde, yüzüm boynum her yerim kan, üvey annenin yanına gittim. benim yeğenlerim öyle şey yapmaz, iftiracı diye oklavayla yarım saat da ondan dayak yedim. ablam tülbentle geldi, oraya bastırdı, kan akışı durdu ve doktora, hastaneye gidilmedi. kimse ilgilenmedi. 6-16 yaşım arasında böyle bir 10 yıl süren hayatım vardı.

buna sebep olan babaya geçmişi düşündüğümde öfkeyle karışık farklı hislerim var. sevgi kırıntısı bile yok. ama normal hayatımı yaşarken böyle sorular olmasa aklıma bile gelmez. 40 yaşında adamım. geçmiş geçmişte kaldı. öz anne de bilememiş, bir şeyleri değiştirmeye gücü yokmuş. şimdi son bir kaç yıldır görüşüyoruz, ona yakın olmaya çalışıyorum ama bir annem varmış gibi hissiyatım yok. keşke olabilseydi.
  • gabe h coud  (11.01.23 09:11:43 ~ 09:15:48) 
öfkenin, üzüntünün, sevgisizligin Yasını tuttum. Psikolojik şiddetin hatırası da çok yorucu. Olaylar ve içindeki kişiler geçmişte kaldı, o kişiler şimdi geçmişteki gibi değiller. Herkes sürekli değişim halinde. Şans varsa kendini ifade etmeli insan şimdiki hisleriyle. Yoksa da yasını tutmalı. 40 sene taşınan yük oldukça ağır oluyor insanın ruhunda. Ve bakış açısına ön yargılar ekliyor hayata ve insanlara karşı. Ben yas tutmanın önemini yeni keşfettim. Şimdi beni öfkelendiren şeyler olursa onlar için de yas tutuyorum ve kendimle barışıyorum. Bunu yapabilmek için 1 senedir eğitim alıyorum, sakin ve mutluyum.
Bkz. şiddetsiz iletişim

  • hasmetizm 2046  (11.01.23 09:37:01) 
Annem az değildi. Beni de kardeşimi de bazen sağlam döverdi. Şimdi karşımda oturuyor. Gayet iyiyiz bir sorunumuz yok. Şimdi geriye dönüp baktığımda canım acıyor. Çok kızardım anneme. Şimdi düşününce; onca cehalete, onca yokluğa, kimsesizliğe rağmen kendini iyi toparlamis annem. Ben kendi çocuğuma öyle davranmıyorum. İki kuşakta öğrendik bunu. Antikadimag a da katılıyorum. Basarisizliklarimizdan, yenilgilerimizden, mutsuzlugumuzdan annemizi sorumlu tutmak için 30 geç bir yaş.


  • allah yazdiysa bozsun  (11.01.23 09:45:51) 
Ben yaşadığım şeyin anormal olduğunu “vahşi anne çocuğunu işte böyle dövdü” “anaokulunda skandal görüntüler” tarzındaki haberlere insanların sert tepkiler vermesiyle idrak etmiştim ilk.

Hiçbir sebep yokken çok çektim ben de. Yeri geldi acilden bacağımda alçı, kafamda dikiş ile çıktım. İnsanın ağrına gidiyor. Özellikle anlamlandıramadığında. Nasıl diyorum. Ben öğretmenim her gün sabrım sınanıyor yine de bir tane çocuk yoktur ki kalbini kırmış olayım. Ya da evime girmiş bir böceği öldüreyim. Annem babam nasıl kıymış, nasıl göz yummuş bunu bilemiyorum. Benim böceğe gösterdiğim özeni onlar bana göstermemişler, bu beni tarifsiz bir değersizlik hissiyle sarıyor. İnanın kemiğim kırılmış, gözüm morarmış, acillik olmuşum umrumda değil, acısı geçer. Benim zoruma giden hayatta muhtaç olduğum insanlar tarafından bu muameleye maruz kalmak. Bu yüzden bedenim iyileşti ama ruhumu iyileştiremedim.

Üstelik ben ailemi de hep sevmiştim. Yani “evlatlık görevi” denen toplumun dikte ettiği şeyleri eksiksiz yapmıştım. Sonra bu arada sıkışmışlık hissi yüzünden panik atak hastası olup çıkmıştım. Uzunca bir süre kendime itiraf edemedim, kabullenmedim ve rol yaptım. Ama artık rahatlıkla söyleyebilirim ki ben anne ve babamı sevmiyorum. Babamın sesini eskaza telefonda duyarsam eğer ağlıyorum. Artık görüşmüyorum.

Üstelik tuvalete gitmenin, ışıkları açıp açmamanın bile saatlere tabi olduğu kaotik ev ortamından sonra -ben böyle 23 yıl yaşadım- hala daha gece tuvalete kalkıp gidebildiğim bu yüzden de kimseden şiddet görmediğim için kendimi özgür hissediyorum. :’)

Hiçbir zaman nefret duymamıştım. Yine duymuyorum. Benden uzakta iyi olsunlar.
  • ruhen hastayim ben  (11.01.23 09:59:15 ~ 10:21:23) 
Babadan çok ağır şiddet gördüm, bırakın çocuğu büyük bir birey için bile ağır gelecek dayaklar yedim hepside eften püften sebeplerden, babadan nefret ederek büyüdüm ( götürdükleri psikiyatrist reçete olarak sadece babadan ayrı bir yerde yaşatın demişti.)

anneme çok düşkündüm ama yıllar sonra fark ettim hiçbir şey yapmayarak bu acımasız şiddete ortak olmuş. Baba 2 ay boyunca bakmak zorunda kaldığım hastahanede yanımda öldü, götürdük gömdük bir daha mezarına hiç uğramadım, anneme diyecek bir şeyim yok yılda birkaç kere telefonla görüşüyoruz havadan sudan 2 dakika hepsi o. Ki bu bile benim tercihim değil her elimi uzatmaya çalıştığımda daha da geri çekiyor kendini.
  • synax  (11.01.23 10:50:24) 
Ben de gördüm biraz yazılanlar kadar olmasa da sağlam dayak yiyip odalara kitlendim. Acizlikten başka bir şey değil belki de ben zaptedilemezdim bilmiyorum ama çözüm bu olmamalıydı.

Yine de kızmıyorum onlar sadece o yöntemi biliyorlardı ve öyle gördükleri için de tuhaf gelmiyordu belki de.

Çok sonradan annemin "sonra insan vicdan azabı duyuyor ama sinirlenince gözün bir şeyi görmüyor ki" dediğini hatırlıyorum ama.

Babamla yaşamadığım için ondan daha nadir şiddet gördüm. Lisenin başlarından sonra da kesildi zaten.

Onlara öfke beslemiyorum ama çaresizlikten çocuk yaşta çok ağladım başımı duvarlara vura vura, üstümü başımı yırta yırta.

Şimdiki aşırı sakinliğimi, çok zor sinirlenişlerimi, çoğu zaman ruhsuz davranabilirliğimi o yaşananlara yoruyorum.

Bir de gariptir ağlanacak yerlerde ağlamıyorum da en ağlanmayacak ufak şeylerde ağlıyorum. Ağır şeylere taşlaşmışım demek ki ufak şeyler bana ağır geliyor.
  • ananiyimioguz  (11.01.23 11:38:14) 
annemden şiddet görürdüm; psikolojik ve fiziksel. cahil bi kadın falan da değildi, gayet aklı başında ve kendi alanında eğitimli, çevresi olan biri. sevgi konusunda bi şey yok ama kendisine tahammülüm çok çok az. konuşabilsek, pişman olduğunu söylese daha farklı olabilirdi her şey benim için ama reddediyor ve asla konuşmuyor. suçluluk duyuyor belki içten içe belki gerçekten hiç yaşanmadığını ya da hak ettiğimi (?) düşünüyor, bilmiyorum. artık bu konuların üzerine gitmiyorum, bıraktım peşini.


  • deartheodosia  (11.01.23 12:00:10) 
şunu yazacağım artı olarak; annemden hayatım boyunca şiddet görmem eşimden gördüğüm şiddeti de normalleştirdi benim için maalesef ve yıllarca ayırt edemedim çünkü normalim buydu zaten.


  • deartheodosia  (11.01.23 12:03:07) 
sistematik bir şiddet görmedim. yanlış yapınca dayak yedim dicem de yanlış mıydı yaptıklarım onu anlayamazdım. neden döktün bir şeyi, sen kimsin de bana cevap veriyorsun, kendilerince terbiye etmeye çalıştılar güya.

yani sürekli bir şiddet görmedim dediğim gibi yılda 1-2 falandı. ama köylü gibi büyüttüler, ortadoğululuk kanlarına işlemiş bu durumdan şikayetçiyim yüzlerine de söyledim kardeşimle anlamıyorlar çünkü cahiller.

şimdi bende çocuk yapmadan ziyade büyütme konusunda büyük korkular yarattılar. yavrumun canını yakacak mıyım, ona doğru davranacak mıyım, onu anlayabilecek miyim, ona sinirlenip şiddet uygulayacak mıyım.. gibi sorular aklımı kurcalıyor.
  • Hallegadola  (11.01.23 12:18:20) 
annem küçükken döverdi de beni küçükken öğretmenlerim de hep döverdi. sadece yaramaz olduğumdan değil, eskiden dövmek çok yaygın bir şeydi ya. 20 sene önce öğretmeninden dayak yememiş çok az insan vardır.

ne güzel ki kısa bir sürede toplum bunu dışladı ve şiddet okulda ve evde de normalleştirilmekten çıktı. eskiden öğretmenler ellerinde sopayla gezerdi.

annem ise dünyada en çok değer verdiğim insan. onun için neredeyse her şeyi yaparım. hayatımda ondan daha fedakar birini görmedim.
  • bohr atom modeli  (11.01.23 12:25:33 ~ 12:28:14) 
annemden siddet gormedim hep iyilik gordum
babam doverdi hep haksiz yere dayak yedim. ama severdi de. keske haksiz yere degil hakli oldugu konularda dovseydi, daha cok severdim. hele agzini bir acardi ki keske dayak atsa derdim. psikolojik siddet daha beter
bohr'un dedigi gibi 20 sene once dayak yemeyen yoktur yani varsa da helal olsun
onun disinda erkek kardesimden cok siddet gordum ve babam onu hep kolladi. bu yuzden kardesime ve babama olan ofkem hic dinmiyor.
  • nibba  (11.01.23 18:05:32) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.