[]

Foxconn intiharları ve kapitalizmden kaçış imkanları

Apple, Dell, HP, Motorola, Nintendo, Sony ve Nokia gibi şirketlere hizmet veren Çin'deki bu fabrikada yaşanan intiharlardan, intihar edilmesin diye gerilen ağlardan ve sözleşmelerden az önce haberim oldu. Çin'deki kötü çalışma koşullarını ve intihar oranlarını zaten biliyordum. Ama dört yıldır kullandığım iPhone 6s'i değiştirmek istediğim şu zamanda bu haberleri görmek kendimi bir çıkmazın içinde hissettirdi.

Zaten çok para kazanmıyorum, çok da harcamıyorum ki sanırım kazansam harcamayı severdim. Yine de bu çarka destek veriyor olmak beni son zamanlarda daha da huzursuz hissettirmeye başladı. Dijitale iş yapıyorum. Dolayısıyla kaliteli akıllı cihazlar olmadan çalışmam imkansız. Müşterilerle karşı karşıya olduğumdan giyimime de dikkat etmek durumundayım.

Merak ettiğim, böyle hassasiyetleri olan insanlar giyim, teknoloji vb. alışverişlerinde hangi markaları tercih ediyor? Ya da yapılması gereken arada bir gelen bu huzursuzluklara ket vurup devam mı etmek?

 
bahsettiğiniz foxconn intiharları dolayısıyla firma da başka firmalara taşeron iş vermişti. h&m, inditex başta olmak üzere çokuluslu giyim firmalarının türkiye dahil kimi ülkelerde çocuk işçi çalıştıran taşeronlara üretim yaptırdığı ortaya çıkmıştı. konuyu araştırıyoruz denmiş, tedarik zincirimizi değiştirdik açıklaması yapılmıştı. veya 2013 yılında bangladeş'de uluslararası giyim firmaları için üretim yapılan bir bina çökmüş, 200'e yakın işçi hayatını kaybetmişti. veya makyaj malzemelerinde kullanılmak üzere hindistan'da çocuk işçiler mika üretiminde çalıştırılıyor. e işte taze bir soma faciası var önümüzde.

dönem dönem bangladeş'teki gibi infial yaratan durumlar yaşanır. uluslararası kamuoyu baskısı, yerel bir takım siyasi kaygılarla falan "çözümler"(!) üretilir. ama nihayetinde kapitalimde olan kapitalizmle çözülüyor: tedarik zincirini kaydırma, reklam politikaları, yapısal sorunları tartışmak yerine günah keçileri ilan etme falan. ne ulusal ne uluslararası bazda bir konsensüs sağlanması imkansız hocam. türlü belgeseller, girişimler, bm örgütleri, sendikalar falan bazı taze, naif girişimler olmaktan öteye gidemiyor, bir noktaya kadar demokratik sostur bunlar. fazlasına ne güç yeter ne de güç yetirirler. farkındalık sahibi, iyi onsan olmaya çabalamaktan başka işlevsel yol yok kendi adıma. konu bağlamında naomi klein'in şu kitabını da tavsiye edip kaçayım:
www.kitapyurdu.com
  • her şey  (20.12.20 16:07:32 ~ 16:22:37) 
tüketim zincirinin içerisinde olup para ile bir şey satın aldığınız sürece bundan kaçış yok. en devinden en küçüğüne her şirket işçi çalıştırır ve o işçinin genelde gözünün yaşına bakmaz. foxconn öyle de sanki flormar işçisinin, demir çelik sanayii işçisinin, burada satın aldığınız herhangi bir üretim bandından çıkmış ürünün işçisinin durumu çok mu farklı? aynı şeyin şiddet skalasında biraz azını biraz çoğunu yaşıyor herkes. bu sebeple ben çok takılamıyorum bu konuya.

düzene minimum destek vermek istiyorsanız işinizi yapmanızı gerektiren, hayatınızı kazanmanıza yardımcı olan şeylerin dışında tüketimi minimuma indirmeyi deneyebilirsiniz. tükettiğiniz bazı şeylerde yerel küçük üretim yapan üreticiye yönelebilirsiniz belki. onun dışındaki her şey bence anlamsız. şehirli olup en doğaya düzene saygılı yaşam biçimini benimseyen insan bile o benimsediği tarzın sektörüne para kazandırır, o sektörün de masumlupunu bilemezsiniz. çünkü kapitalist düzende bence masumiyet diye bir şey yok.

çark bu olduğu sürece destek olmamak için yapmak gereken şey çarktan tamamen çıkmak, çıkamıyorsanız ya da çıkmak istemiyorsanız (ki ikisi de gayet saygı duyulabilir durumlar) yapacak bir şey yok. tüketim kültürünün ve kültür endüstrisinin bombardımanından ve saçmalıklarından bile kaçsanız bir şeydir bence.
  • nimberjack  (20.12.20 16:09:04) 
Böyle hassasiyetleri olanların bir eylem anlamında başka markaları kolay kolay tercih edeceğini sanmıyorum. Ne de olsa tüketim alışkanlığı da bir nevi esarettir. Yeni çıkan bir ürün olduğunda tutamıyor insanımız kendini 32-72 ay taksitle ne yapar eder alır o ürünü.
Ortalığı kapitalizm sarmış ama her nasılsa eldeki o emanet Kredi kartımızla bir şeylere sahip olmanın avantajını yaşıyoruz gibi bir algı var.

Dünyada bir çok ünlü giyim markalarının kadına destek adı altında bazı faaliyet ve kampanyalara girdiğini görüyoruz ama onların özellikle Asya ve ya uzak doğu üretim tesislerindeki çalışan işçi kadınların hallerinden hiç haberimiz yok .
Demek ki mesele ikiye ayrılıyor: tanınmış marka olarak batıda zenginlere hitap ederek onların kendi ürünlerinden almasını sağlamak doğu da ise zar zor hayat sürenlerin emeğinden adeta çalarak neredeyse üretim maliyetlerini bedavaya getirmek.
Her iki nokta da kazanç var. Yeterki insanların gözünde "marka ol" .
Böyle durumlarda reklamlarda gençler ve bekarlar ve sevgililer ve rahatlık, kolaylık kavramları hayatının merkezinde olanlar hedef kitledir. özellikle gençler ve bekarların bakmakla yükümlü oldukları bir aile söz konusu olmadığından parayı çok düşünmeden harcadıkları ortadadır.
Kızı cafeye vs. götürdükten sonra o an hesabı ödeme zorluğu çeken yiğitlerimiz(!)de az değildir hani. (Kolay mı davan o senin :)

Ortalama olarak İnsanımızın tüketim alışkanlığı maddi açıdan bir kaç tık üstte olanların hayatını ve alış veriş alışkanlıklarını taklit etmekten geçiyor .
Galiba yeni ve arka planda ürünler keşfedemezsek bu şekilde devam edilecek.

Foxconn intiharları için wikiye de bakabilirsin.
  • Erva  (20.12.20 16:32:18) 
Elimizden geldiğince az tüketmek dışında bireysel olarak yapabileceğimiz bir şey yok. 6s'iniz idare ediyorsa kullanılmayacak dereceye gelene kadar değiştirmeyin, gerekirse bataryasını değiştirin, vs. Benim de telefonum 4 senelik ama kullanmaya devam ediyorum.


  • gmzo  (20.12.20 17:39:59) 
Foxconn şirketi sadece bahsettigin firmaya ürün satmiyor, o kadar çok firmaya satıyor ki foxconn alandan almayacagim desen digerlerinin ne mal olduğu ortada aslinda. Ben misal foxconndan alıyorum malzeme, cok az ürün olsa da tedarikcim foxconn. Yani ufak firma olsa kestirip atilir da Türkiye'den daha fazla ticarete sahip firmadan bahsediyoruz.

Neyse, böyle raporlar var; tedarik zincirinin etikligi arastiriliyor. Misal kendi firmamda oldukça önemli bu.
www.fastcompany.com

Bu tarz şeyler bulabilirsin.
Onun dışında ben misal Fransa'da made in eu ya da made in france alıyorum çünkü belli insani seviyede olduğunu biliyorum. Malesef Türkiye'de bunu bilemiyoruz, hepimiz görüyoruz o tekstil firmalarinda, flormarda bir sürü patron firmasinda olanlari. Malesef halk da fakir ve bilgi seviyesi düşük olduğu icin emekcinin yaninda olmaz/olamaz (para yok), devletin de amaci zaten emekci degil ucuz is gucu.

Misal keşke vestel kullanabilsek ama ne calisanina insan gibi davranan bir firma ne de kaliteli. Açıkçası vestel alacagima baska firma alirim.

Bu arada tüketime katilmayabilir ya da alirken dayanıklı ürün alabilirsin, bu sekilde daha az siklikta degistirirsin ya da tamiri kolay olur. Bu konuda Avrupa birligi iyi calisiyor misal firmalara baya baski yapiyorlar.

Türk firmalarla ilgili böyle arastirma var mi bilmiyorum ama socially responsible/ethical supply chain diyerek arastirabilirsin. Lüks firmalarin misal tedarik zinciri normal firmalardan daha kötü oluyor, misal nike'in ki Louis Vuitton'dan daha etik çünkü cok daha büyük bir kitleye hitap ediyor.
  • logisticsmanager  (20.12.20 20:23:21) 
mevcut işinizi ve yaşam standardınızı koruyarak bu sistemin dışına çıkma şansınız yok maalesef. yiğit özgür karikatüründeki olduğu gibi, azıcık kenara çekileyim derseniz de "sığır gibi yaşıyor" diyecekler.

kapitalizmden kaçmak için foxconn intiharlarına kadar beklemiş olmanız da bana ilginç geldi açıkçası... ona gelene kadar günlük yaşantımızda bile görebileceğimiz bir sürü berbat örnek var.

şöyle düşünün: sovyet rusya'da yaşıyor ve sosyalizmden nefret ediyorsunuz. hadi illegal yollarla bir şekilde kendinizce kapitalistlik yaptınız diyelim, sistemin dışına çıkmanız mümkün olur muydu sizce? şimdi de öyle işte... her şeyin düzeni bu temele göre oluşturulmuş.

o yüzden gmzo'ya katılıyorum: tüketimi minimumda tutmaktan, daha bilinçli olmaktan ve akıl sağlığını korumaya çalışmaktan başka yapabileceğimiz pek bir şey yok gibi. kapitalist sistemin dışına çıkacaksanız bireysel olarak çok fazla şeyden vazgeçmeniz ve neredeyse yok olmanız gerekir.

tüm insanlık başka bir sisteme geçiş yapsa belki çok fazla şeyden feragat etmemize gerek kalmazdı ama herkes aynı şekilde devam ederken siz ayrılmayı istiyorsanız "kaybeden" siz olursunuz, diğer her şey devam eder.

o yüzden genel olarak daha yüksek bilinç düzeyi, mümkünse en azından yakın olduğunuz kişilere de bu korkunç şeylerden bahsetmek, tüketimi azaltmak vs. en doğru yol olur bireysel seviyede.

kolektif olarak ne yapılabilir bilmiyorum. kraldan çok kralcı, açlıktan kokan ağzıyla "adam risk almış fabrika açmış abüüü" diye sermaye savunan, "o açıyor da ben niye açamıyorum? en başta para niye bazı insanların elinde toplanmış? niye milyonda bir istisnalar dışında insanlar bir arpa boyu ileri gidemiyor?" sorusunu sormayan, köyden çıkıp da şehirde 2700 lira maaş aldığı için her şeyin çok iyi olduğunu düşünen belki milyarlarca insanla ne yapabilirsin ki?
  • der meister  (20.12.20 21:03:09) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.