[]

Son 10-15 yıldır empoze edilen "bodybuilding" meselesi

zaten uzun süredir aklımda dolaşıyordu bu ve

eksisozluk.com

şu başlıktaki videoyu görmemle burda tartışmaya açmaya karar verdim. ne şimdi bu? birkaç tip 500 kilo yükü havaya kaldırıyor insanlar da alkışlıyor. bu ne kadar saçma bir şey lan?

insanların bodybuilding işinin sağlıklı olmasını iddia etmesine ekstra kıl oluyorum. kardiyo hariç sağlıklı falan değil hocam, metabolizmanın asıl yakıtı karbonhidrat ve yağ neredeyse hiç alınmayıp sadece protein tüketiliyor bunun glikoz tüketen beyne verdiği zarar da belli vücudun geri kalanına verdiği zarar da belli. sonra testesteron dolu, kavgacı, beyni devredışı kalmış kekolar ortaya çıkıyor.

dediğim gibi son 10-15 yıldır öyle güzel propagandası yapıldı ki televizyon ve internet aracılığıyla, artık boy kilo oranı normal olan fit insanları beğenmeyip (kadın erkek farketmez) sıfır yağlı, bilumum kasları şişirilmiş tip istiyoruz.

benim fikrim düzenin insanları koyunlaştırma çabasından biri. sabah işe git, akşam işten gelince 'spor' yap, hem yapacak işin olsun fazla düşünmeye vaktin olmasın hem o dizilerde gördüğün vücuda sahip ol. kaldı ki fitness işinde en küçük ihmalde vücut hemen eski haline dönmeye başladığından bırakmaya da niyetleri olmuyor insanların. döngü sürüyor.

fikirleriniz?

 
Konu hakkında eksik bilgilerin var. Öncelikle kadının yarıştığı disiplin bodybulding değil, powerlifting. İkincisi, powerlifting bir güç sporudur, bizden bir örnek vermek gerekirse Naim Süleymanoğlu mesela bir weightlifter'dı, powerlifter da hemen hemen benzer bir kategori; olimpik olanı, halter kaldırıyor, Türkiye'de powerlifter çok gelişmediği için güncel örnek veremedim onunla ilgili. Neyse, ortalama bir powerlifter ya da BB'ci günlük 300-400 gram karbonhidrat tüketir, ki bu beyne de yeter kaslara da. Aynı şekilde BB'ciler de yine kas inşası için yüksek proteine değil yüksek karbonhidrata ihtiyaç duyarlar. Karbonhidrat hem kas ATP'sinin üretilmesinde hem kaloriyi yükseltmede hem de protein sentezini başlatan ribozomların ve MTor enziminin uyarılmasında birinci faktör olan insülinin salınımındaki en önemli maddedir. Ayrıca kas inşasında elzem olan testosteron yine kolesterolden, o da yağdan üretildiği için belirli bir oranda yağ da tüketirler, ki bu da günlük 90-100 grama kadar çıkabilir. Yani sadece protein tüketmezler, sadece protein tüketmenin bir faydası da olmaz ayrıca maddi külfet.

Bunların dışında, insanlar hoşlarına giden şeyleri izlerler, misal bu ülkede inşaat izleniyor, oluyor yani, bundan hoşlananlar da bunları izliyor, saçma dersen sana göre saçmadır, öznel bir durum ama misal Krotonlu Milo var bilinen ilk atletlerden, 2000 sene önce yaşamış bir adam, zamanında halter olmadığı için öküz kaldırarak güçlenirmiş, yani tarihin çok eski dönemlerinden beri var bu işler, bugün olimpiyat deyince dibimiz düşüyor, olimpiyatın babaları bu işlerle meşgullermiş o dönemler.

Sabah işe gidip akşam spora giden insanlar zaten spor olsun diye gidiyorlar ama bahsettiğin kişiler genelde profesyonel oluyorlar, yani bu iş meslekleri olabiliyor, haliyle de ona göre yaşıyorlar yapacak bir şey yok, bu insanlara özenip bunlar gibi olmaya çalışan insanlar genelde bilinçsiz oluyorlar, biraz da etki altında kalıyorlar. Yani sabah 9 akşam 5 çalışan kimse bahsettiğin gibi olamaz bunların %80'i zaten ilaçlı oluyor, Türkiye şartlarında kimse o ilaçlara para yetiştirip de onlar gibi olamaz, olmaya çalışan da zaten hayal kırıklığı yaşıyor.
  • angelus  (06.12.18 01:52:08 ~ 02:17:02) 
Sana katılıyorum.

Bir de tüketim çılgınlığının bir parçası bence. O protein tozları, yiyecekler, ilaçlar hepsi para.. Steroid satışından çok yüksek kazançlar elde ediliyor. Bana biraz da artan instagram gezginlerini andırıyor bodyciler. Sadece başkası beğensin diye türlü eziyetlere giriyosun deli paralar döküyorsun falan. Birileri zengin olsun diğeri sistemin çarkında çürüsün.
  • gölgede aynı  (06.12.18 01:53:16 ~ 01:54:02) 
hicbiri umurumda degil. ne dusundukleri, ne yaptiklari, hangi amacla yaptiklari, baska insanlarin konu ile ilgili dusunceleri, senin ne dusundugun, katilanlar, katilmayanlar... ilgimi cezbetmiyor.

bende yok bu kanal. cekmiyor.
  • Leonardo~Da~Vinci  (06.12.18 02:03:41) 
Neticede bu bir spor ve kadın bir müsabakada yarışıyor. Her sporu basite indirgeyerek "saçma bir şey" denebilecek kıvama getirebilirsin . O ağırlığı kaldırmanın kimseye bir faydası olmasada, sporcunun o ağırlığı kaldırabilecek seviyeye gelmesi başarı ve o takdir ediliyor.


  • Depik  (06.12.18 02:06:03) 
Bu spor özellikle kadinlar arasinda populerlesti. twitch'e bakinca bi suru yabanci kadin(amerika, rusya, avrupa) squat ve power lifting yapip duruyor. Youtube'a gelindiginde de durum boyle. Squat ile baslayip hizlarini alamayinca power lifting'e kayiyorlar. Hatta sadece bunu yapip baska bir sey yapmayanlar var. Biraz da erkeklerin beğenisine gore ve instagrama gore sekilleniyor.
Selulit diye bir suru haber oldu magazin sayfalarinda selulit fotograflari yayinlandi ve utanilacak bir sey olarak kadinlara ogretildi. Onlar da squat yapmaya basladilar. Eyyorlamam sona erdi. Tesekkur ederim. kardiyospor.

  • güneyli çocuk  (06.12.18 05:11:28) 
Son yıllarda empoze edildiği filan yok, 90 lı yılların başında da salonlar vardı ve ergen olarak heves edip kayıt oluyor ama sonra gidemiyorduk.

Çok yaygın değildi salonlar, pahalıydı o zamanki bütçelere göre, ulaşım zordu.

Şimdi her avm'de zincir spor salonu var, yerel salonlar oldukça fazla ve yaygınlaştı. Fiyatlar makul, ulaşım kolay.

Beslenme eskiye göre daha kolay ve ulaşılabilir oldu.

İnternet sayesinde insanlar daha da bilinçlendi ve daha çok örnek görüp daha da heveslendi.

Kaslı, biçimli, güçlü bir vücüda sahip olmanın nesi kötü Allah aşkına?
  • John Bloor  (06.12.18 09:19:31) 
Haklı ve haksız olduğun noktalar olmasına rağmen konu hakkındaki eksikliklerini @angelus çok güzel bir şekilde toparlamış. Bilgi eksikliğinden dolayı da konu özelinde haklı olan noktalar ne yazık ki geçersiz kalıyor.

Senin asıl eleştirin hızlı tüketim ürünleri, kozmetik vr moda endüstrisi, diyet ve hızlı sağlıklı beslenme endüstrisi vs. Altında emek olan ve herkesin başaramayacağı şeyler değil de bahsettiğin, salonlara gidip hızlı yoldan başarı elde etmeyi amaçlayan insanları güdümlendiren tüketim kültürü.

Haklıyken haksızsın.

Bu arada @angelus’a devlet maaş bağlamalı. Adam bedavaya insanları bilgilendiriyor. Devlet ödemezse biz pata birleştrelim bir senelik kirasını ödeyelim. Hiç olmadı sırtlarımıza angelus dövmesi yaptıralım yakuza stilinde. In angelus we trust.
  • reyals  (06.12.18 12:16:19) 
@herif +1

Hızlıca açtım, yazacaktım bayağı bir şeyler ama @angelus ve @herif kabaca özetlemiş durumu. Propaganda kısmına gelecek olursak da (bkz: kapitalizm ) diyorum. Buna özel bir şey yok, harcama yapmak kapitalizmin doğasında var. Yeter ki harcayın. E, bu sporlar için de supplement olsun, nike eşofman takımları olsun harcama yapacak bir dünya kalem olduğu için propagandasının yapılması çok normal.

Steroidli davarlara da takılma. Sığırlar her yerde mevcut. Onlar steroid almasalardı da hayvanlık yapmaya devam edeceklerdi zaten. O durumda da konu steroid değil yani.
  • skooma  (06.12.18 12:33:13) 
Haklı olduğun kısımlar var ama genel yaklaşımına ben de katılmıyorum.

Spor (ağırlıktan bağımsız olarak) benim için mutluluk kaynağı, stresimden, anlık veya sürekli kafamda olan sıkıntılardan uzaklaşma zamanı, sonrasında iyi hissettirdiği ve gerek mental, gerek fiziksel karşılığını orta/uzun vadede aldığım için de kazan-kazan ilişkisini ifade ediyor.

Bisiklete başladıktan sonra reflekslerim inanılmaz arttı mesela, günlük hayatta araba kullanırken de, mutfakta bardak düşürürken de işime yarıyor. Ne bileyim koşmaya başladığımda vücudumun sınırlarının benim düşündüğümden farklı olduğunu öğrendim mesela. 1 saat boyunca koşarım demekle koşmak aynı olmuyormuş. Belki ömrüm boyunca bir saat aralıksız koşmam gerekmeyecek ama olası bir tehlike anında bir dombiliye göre daha çevik hareket edeceğim kesin.

He arada iş çıkışı salona gittiğimde şunu da düşünmüyor değilim. Ne yapıyoruz lan biz? Kilolarca ağırlığı durduk yere niye indirip kaldırıyoruz, kendimizi durduk yere yoruyoruz, enerji harcamak için çaba sarf ediyor, bir de bunun için başkalarına para ödüyoruz :D Sonuçta atalarımız bir şekilde geyik avlarken, aslandan kaçarken, meyve toplarken belki gün içinde bizim salonda harcadığımız enerjinin çok daha fazlasını harcıyorlar, sonrasında da ete, meyveye gömülüp harcadıkları enerjiyi geri kazanıyorlardı. Hayatta kalmak için yaptığı "olağan" aktiviteler onu geliştiriyor, yukarıda bahsettiğim fiziksel ve zihinsel avantajları yanında getiriyordu. Ama şu an benim ağaca çıkmama gerek yok, bütün gün bilgisayar karşısında oturarak başkalarının topladığı meyveyi, kestiği hayvanın etini satın alabiliyorum. Toplumsal yapılar değiştiği halde hayvani ihtiyaçlarımızın bazıları aynı kaldığı için de kendimizi iş çıkışı salonda bulmamız bence hiç de anormal değil.

İşin kapitalizm ayağında ise bize sürekli bir şeyler satma isteği olanlar ve bu "sektör" açığını kullanan üreticiler, şirketler söz konusu. Bir ağırlık eldiveni 20-25 lira iken adı bisiklet eldiveni olduğunda 50 liraya satılıyor mesela. Parayla yazdırılan makaleler, reklamlarda verilen mesajlar, ünlüler, sloganlar, sosyal medyada pohpohlanan ürünler/markalar derken çoktan milyarlarca dolarlık bir endüstri oluşmuş durumda ve talep artmaya devam ettiği için daha çok spor mağazası, sporla uğraşan insan ve spora yönelik ürün/hizmet görmeye devam edeceksin.
  • chicha  (06.12.18 13:48:35) 
“metabolizmanın asıl yakıtı karbonhidrat ve yağ neredeyse hiç alınmayıp sadece protein tüketiliyor”

Ben hayatımda böyle saçma sapan bi şey duymadım.

Angelus +137737373737

Spor yapsan da yapmasan da gördüğün gibi kafa çalışmıyosa çalışmıyo. Sporla hiç ilgisi yok.

Ayrıca, sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
  • Delay Fuze  (06.12.18 18:30:35) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.