[]

Kadın tipleri

Selam

Kategoriyi doğru mu seçtim bilmiyorum. Neyse.

Anne tipi kadınla kadın gibi kadın arasındaki farkı sormak istiyorum. Bir de anne tipi kadın olmayı nasıl bırakabilirim, nasıl "kadın gibi kadın" olabilirim öğrenmek istiyorum.

Birçok erkekten bana gelen bir eleştiridir bu, bırak şu anneliği falan derler. İnsanın sevdiği insana "üstünü giy üşümeyesin" demesi annelik mi oluyor? Bunu demeyince ben sevgimi başka nasıl ifade edicem ki? Şu işi bana bi anlatır mısınız?

 
üstünü giy üşümeyesin: anne gibi kadın

ceketi-montu üstündeki her neyse adama yanaşıp onu ilikleyen: kadın gibi kadın.

cilve meselesi biraz yani...
  • reavelyn  (16.12.16 02:26:58) 
Yerine göre flörtleşebilmen lazım. Kadın gibi kadın olmak her kadının yapabileceği bir iş değil. Yüz şeklinden dudak tipine, meme biçiminden yürüyüş tarzına kadar çok geniş bir yelpazede incelenebilen bir şey gerçek kadınlık. Koca memeli bir kadın anaçtır örneğin. O kadın istediği kadar çaba harcasın, ilişkilerde erkeğin gözünde canlılıktan çok uzaktır. Konuşma tarzı çok ayrı bir olay. Seksi bir kadın erkeğe üşüme bebeğim derse bu annelik olmaz. Çünkü o seksidir ve bunu konuşma diline taşımıştır. Ama bir kız ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bunu diline yansıtamıyorsa bu iyi niyet bir şey ifade etmez. Bunlar doğuştan gelen şeyler.


  • dissendium  (16.12.16 02:52:10) 
Olayı çok basite indirgemek istemem ama iş sevişmede bitiyor. 'Güzel seviştin mi' oluyor cinsinden değil, o enerji insanın libidinal enerjisi çeşitli yollarla atılınca sakinleşiyor, annelikten çıkıyor. Gerçi biraz Freudiyen bir açıklama olacak ama biraz sapıp Jung'umsu bir açıdan devam edeceğim. Bunu 'kadın olmadan anne olmak' olarak tanımlıyorlar. Örneğin,
www.e-psikiyatri.com
Ama burada tabii ki somut anne olmaktan bahsetmiyoruz ama bazı ekolden psikiyatrların dediği 'rahim enerjisi kullanımı'ndan bahsediyoruz.
meleklericin.com
www.murselcavus.com

Hülya Küçükaras'ın şurada 10 saniye söylediği bir şey var. Bir elinde Afrodit'i, bir elinde Kibele'yi tutup 'Bu toprakların tanrıçası artık Kibele değil, Artemis'tir' diyor. (Gerçi orada bir dil sürçmesi ile Artemis diyor).
kurumsal.library.atilim.edu.tr

Bu bir ekolün görüşü; katılınır, katılınmaz, bu ayrı. Kişisel olarak katılıyorum ama saçma bulan da olabilir.

İşin bu kısmını geçersek, 'Üstünü giy' demek aslında pek bir sevgi göstergesi sayılmaz. Yoldan geçen insanla konuşabilsek, ona da söyleyeceğimiz bir şey. İşin kilidi bence şu cümlede 'sevgiyi nasıl ifade edeceğim'. İçinde sadece sevgi yok ki kadının; tutku, arzu, ilgi verme ve alma isteği, kendine güven, vb. bir ton şey var ve bunların hepsine bir ad verecek olsam 'Hayatla bir olma' derim. Hayatla bir olmak sadece kadınla değil, erkekle de gereken bir şey. Annelik güdüsünde 'başkasını hayattan koruma' yaklaşımı var; kadınlıkta ise hayatla bir olma. Bu ikisi de birbiriyle çelişmiyor aslında, sadece bazı şeylerden kısıp korumacılığa veriyor. Bu tür şeyler insanın göz bebeğine kadar yansıyor, bir hareketinde hissediyorsun. Yani, çok yakıştığını düşündüğün bir şey giydiğinde nasıl yürüyüşün değişiyorsa, bu tür şeyler de değiştiriyor insanı.

Kadın tipleri demişsin ya; kadın gibi kadın olmanın bile binbir çeşidi var. Sürekli femme fatale olmak var, kız-kadın-anne karışımı olmak var, hükümet gibi kadın olmak var; bunlardan biri mutlaka sana uyuyordur. Çevrendeki kişilerden gözleyebilirsin. Yani, ben şimdi 24 saat femme fatale olmaya kalksam ve saten gecelikle evde dolaşsam 'Ben dönyanın en gözel karısıyam' gibi bir şey olur; olmaz. Tabii ki hepimizin içinde bunu tetikleyen kişiler, yerler, zamanlar, durumlar oluyor da; sürdürülebilir bir şey değil bu. Bir entry'mde 'Çocukken Türk filmi yerine Sex and the City izleseymişim, her şeyi daha erken anlarmışım' demiştim. Gerçi Sex and the City'yi de izlemedim ama bir 10 dakikalık bir şeyler göstermişlerdi. Orada 'kadın gibi' olan, kadın olan 4 ayrı kadın tipi var. Keza Desperate Houseviwes'ta da. Bu yüzden, 'Kadınlık insanın kendine yakışanı giymesidir' diyebiliriz. Ha, her kadın tipi her erkeğin hoşuna gitmez. Örneğin, bazıları biraz daha narin sever, bazıları biraz daha baskın kişileri sever, bazıları daha ağırbaşlı, bazısı daha deli dolu sever, vb. Herkesin kendi bir denge zevki var. Önemli olan bunlardan uzaklaşarak, olunabilecek kadın şeklini bulmak.
www.youtube.com

Olayın yünlü fanila ve meme dekoltesi ile, bebek yüz ve sivilceler ile ilgisi yok. Şu kadın evli, iki de sevgilisi var ve ilk sevgilisi ikinci sevgilisini kıskandığı için öldürmüş. Senin benim yoldan geçerken yüzüne bakmadığımız kadındaki kadınlık enerjisini üç adam görmüş, üstelik biri olayı iyice abartmış. Olay sadece cinsel açlık olsaydı, ilk sevgilisi 'Sağ olsun, virdi bağa' diyerek halinden memnun devam ederdi, adam bu kadındaki kadınlığa aşık olmuş demek ki.
imgz.star.com.tr

Cilve yapmak iyidir, güzeldir ama 'Deli kıza cilve yap demişler, gitmiş osurmuş' konumuna da düşmemek için bunu hissetmek gerek. Hissetmek için de nasıl bir kadın olduğunu/olabileceğini keşfetmek ve kendini ve insanları keşfetmeye zaman ayırmak demek. Tabii ki kendimizi objektif değerlendiremeyiz ama olabildiğince kendimizi konumlandırmamız gerek. dissendium'a kısmen katılmıyorum bu noktada. Annesinde, ailesinde gören biraz daha erken kadınlaşıyor, bu öğrenmekten öte keşfedilen bir şey. Hatta ünlü bir psikiyatr 'Kadınlık ışığını kendin bulmadan, başkasına yayamazsın' der. Dolayısıyla olay kurulan cümleler değil, sevgi göstermek değil. Olay kişinin içinde hissettikleri, onu dışa vuruşu.

Tabii bana 'Sen kadın gibi misin' diyecek olursan, anacım, hayatla bir olmayı geçtim, öyle bir güzel dağıttım ki şu an, ben bir yana, hayat bir yana gidiyor; arkasından en fazla 'Iaaaah' diyebiliyorum kolumu uzatıp. :)
  • aychovsky  (16.12.16 10:29:44) 
selamlar, sevgiler... güzel bir konuya değinmişsin; fikir paylaşımı açısından verimli olmuş. teşekkür ve tebrik ediyorum.

Her kadının; bakire, orospu, cadı, özgür kadın, lolita, anne ve bilge kadın olmak üzere 7 alt kimliği olduğu kabul ediliyor. Bu alt kimliklerin tamamı çoğu kadında bulunuyor ve her kadında bunların oran dağılımı değişiyor.

Sende annelik kimliğinin ön plana çıktığını ve asıl istediğin alt kimliklerin arka plana itildiğini söylüyorsun. Bunun değişebilmesi için hayata yönelik sahip olduğun bakış açını tamamen değiştirmen gerekiyor. Çünkü bir kadının 'anne' kimliği ön plandaysa hayatındaki pek çok konuya bu kimlikle yaklaşacaktır. Bu bakış açını değiştirmek için de doğru şeyler izlemeli, dinlemeli ve okumalısın. Orospu ya da özgür kadın alt kimliklerini ön plana çıkarmak istiyorsan bunların kötü özellikler olmadığına kendini ve bilincini ikna etmelisin her şeyden önce.

Bu, bir sürecin sonucunda meydana gelebilecek bir değişim. Çevrenin sendeki etkilerini minimalize ettikten sonra benliğini maruz bırakacağın o kişisel eğitim sürecin neticesinde istediğin alt kimlikleri ön plana çıkarabilirsin bana kalırsa.
  • fragile lady  (16.12.16 12:51:41) 
merhaba
ben de bu konuları geçen sene öğrendim açıkçası. ama kendi hayatıma uygulayabiliyor muyum, pek değil. aklıma geldikçe annegibi davranmıyorum sadece o kadar.
psikanalist bilimine göre kadınlarda 4 farklı sinir var ve rahim siniri çok çalışan kadınlar böyle anne gibi oluyor. senin anlattığın gibi. korumacı. onun dışında genel olarak annelerimiz anneannelerimiz falan gibi. hep çocuklarından bahseder, onların başarılarıyla övünür, çocukları için sürekli yersiz endişelenir, onların yeterli beslenemediğini kendilerine bakamayacaklarını düşünür. tatlı ve tontiş teyzelerdir, genelde onları severiz ama sağlıklı değildir bu. en kötü yanları da kocalarını/sevgililerini de çocukları gibi görmeleri ve psikanalistlerin diliyle konuşacak olursak "onları da rahimlerine sokma çabaları" dır. sende de anlattığın kadarıyla biraz bu var gibi. bende de var mesela. biraz annelerimizden ve yetiştirme tarzımızdan dolayı böyleyiz. annem ve anneannem de böyle kadınlar.

bundan kurtulmak için ne yapacağız? başta bahsettiğim "kadınların tüm davranışlarını etkileyen 4 sinir"e geri dönüyorum. bunlardan biri rahim siniriydi. diğerleri de klitoris, vajina ve anüs sinirleri. sağlıklı bir kadının da bolca vajina sinirini çalıştırması, yani "vajinal orgazm" olması gerekir.

ben bunları kimden öğrendim?
eksisozluk.com
ve aynı yazarın birkaç farklı yazısı. kendisini de tanıyorum zaten, bu konularda baya konuşmuşluğumuz var.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (16.12.16 13:22:54) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.