Hah tam benim şu anki gündemim bu.
Yalnız, internet için tamamen nimet değil denemez ancak zararları da var tabii. En büyük zararından biri de bünyesinde sınırsız bilgiyi içermesi. Hangi birinden faydalanacağını bilemiyor insan. Ayrıca elle yazmak ile bilgisayarda yazmak ya da dijital ile basılı sözlük arasında fark olduğunu ben de düşünüyorum. Onun dışında internetten faydalanmak gerekiyor tabii ki. Mesela Easy German isimli youtube kanalı kelime ve cümle yapıları öğrenme açısından çok iyi bence:
www.youtube.comBenim denemediğim metod kalmadı diyebilirim. Son zamanlarda fikir almak adına özellikle polyglot denilen ikiden fazla yabancı dili akıcı konuşan insanların röportajlarını falan okudum, izledim. Bunca dili bu denli etkili nasıl öğreniyorlar diye merak ediyor insan sonuçta. Ve bunların sonucunda kendimce bir sistem yarattım. Misal, normalde günümüzde dil öğrenen çoğu insan kelime ezberi için direkt flashcard denilen şeylerden yürüyor. Memrise isimli site mesela. Yani kelime veriliyor sana, sen de onun anlamını bulmaya çalışıyorsun. Tekrar ettikçe ezberlemiş oluyorsun. Teoride durum böyle ama pratikte bana yaramadı diyebilirim. Kelime tek başına olunca cansız, anlamsız bir şey. Ancak bir cümle içerisinde ya da diyaloglar halinde gördüğümde, o cümleyi bir bütün olarak alıp çalıştığım vakit kelimeler aklımda alıyor. Onun için de Easy German epey faydalı.
Easy German ile nasıl çalıştığımı da anlatayım. Ben bu çalışma şekline polyglot dediğim insanların ortak deneyimlerinden faydalanarak karar verdim. Bazısı Assimil ile bu şekilde çalışıyor, ben o youtube kanalıyla.
- Önce açıyorum videoyu, izliyorum başından sonuna kadar. Hem Almanca hem İngilizce altyazı mevcut fakat ilk izlemede altyazılara kesinlikle dikkat etmiyorum. Sadece konuşulanları dinliyorum. Anlayıp, anlamamam çok önemli değil.
- Daha sonra İngilizce altyazısını takip ederek izliyorum.
- Üçüncü olarak ise durdurarak ilerliyorum ve sadece Almanca altyazıya dikkat ediyorum bu sefer. Önemli bulduğum cümleleri ise, bir deftere yazıyorum. Bilmediğim kelimelerin anlamlarını da altına yazıyorum, zaten altyazıda İngilizcesi de yazıyor. Bunu röportajdaki insanları ayırarak yapıyorum. Yani bir kişinin röportajını üst üste izliyorum başa sararak.
- Deftere yazdıktan sonra kişinin söylediklerini tekrar ediyorum, hatta cümleyi daha sonra kendi ezberimden de söylemeye çalışıyorum. Bununla da kalmayıp cümleyi başka bir şekilde kendimce yorum katarak da söylüyorum sesli olarak. En sonunda, konuşan kişiyle eş zamanlı olarak cümleleri ben de söylüyorum.
Bu şekilde ilerlediğimde kelime ya da cümle kalıpları hem aklımda kalıyor hem de gerçekten öğrenmiş oluyorum, dolayısıyla uzun süre boyunca unutmuyorum. Ben bu şekilde kelime öğrenebiliyorum, diğer türlüsü yaramıyor.
Ha bu arada grameri genel hatlarıyla bildiğini farz ediyorum. Biliyorsun, özellikle Almancada gramer büyük önem taşıyor. Ona da ekstra odaklanman gerekiyor tabii ki. Onun dışında dili yaşaman lazım işte. Sadece dil değil yani, dilin geçtiği her alana atmaya çalış kendini. Bu kitap olur, dergi olur, karikatür olur, film olur, şarkı olur, haber olur...vs. Konuş, dinle, yaz, oku. Kullan dili.