[]

Six Feet Under sizin üzerinizde nasıl etkiler bıraktı?

Az önce dizi finalini izledim. Hüngür hüngür ağlattı son 3 bölümü. Hayatımda ölüm, yaşam, kaybetme korkusu hakkında düşünüp düşünmediğim her şeyi doldurdu beynime. Çok çok çok farklı ne desem az kalacak tanımlayamayacak bir dizi.

Bir sürü şeyi sorgulamama neden oldu. Abime bişey olursa nasıl yaşarım? Babama bişey olursa ne yaparım? Birinin ölümü ardından insan ne kadar sürede toparlanabilir? En son kimin ölümüne içten ve uzun uzun üzüldüm? En büyük kaybım neydi şimdiye kadar? Hayatım boyunca kaç sevdiğimin ölümünü görücem? Ben öldüğümde insanlar ne düşünecekler vs vs sayısız soru ve kurgu canlandı zihnimde. 11 yaşımdan beri bir yakınımı kaybetmedim. Bu yaşıma gelene kadar da kimsem eksik değildi ailemde. İnanılmaz korkular doldu içime. Çok ağır geldi bana. Yazıp içimi dökmek istedim.

Diziyi izleyenler beni az çok anlıyordur sanırım. Ölümü bu kadar iyi anlatan bu kadar derinden etkileyen başka bir dizi izlememiştim. Şok gibi bişeydeyim ya da acayip üzgünüm bilemiyorum. Finalde Sia - breathe me çaldı. Aylardır depresyonuma eşlik eden bir şarkıydı zaten. İlk notaları duyunca ay ben bir ağla bir ağla :)

Beyleyken beyle. Bana etkileri falanı. Size neler etti bu dizi?

 
ilk 3 sezonu 10 günde, sonraki sezonları 3 ayda izlemiş biri olarak kıyamadım bitirmeye. son bölümü 3 saatte falan izlemiştim bitmesin diye. neyse tamamlanmış hissetmiştim ben son bölümü izledikten sonra. karakterleri o kadar benimsetti ki çünkü birinin dahi ölümünü görmesem eksik olurdu. ölümün o kadar da korkutucu bir şey olmadığını anlatmıştı bana. geride kalanlar da acıya bir süre sonra duyarsızlaşmaya başlıyor. ölmeden bunu defalarca görmek zevkliydi.

sia bebeğim başka zaten. dizi için yapmış o şarkıyı.
  • ufukcel  (20.07.15 00:01:05 ~ 00:01:17) 
bana deseler hayatın boyunca sadece 1 diziyi dönüp dönüp izliyceksin seçiceğim dizi six feet under olur ama ağır depresyon sebebi...en son izlemeye başladığım da 2. sezonun ortasında bıraktım...beni iyi etkilemiyo hele ki ölüm hayatınızın belli bi yerinde varsa gerçekten iyi değil... ölümü önemsizleştirdiğine çok inanmıyorum zaten nate bütün dizi boyunca bunun kolay bişey olmadığını bize defalarca anlatıyor...ölümün kalan için ne kadar acı verici ne kadar yalnızlığa ittiğini görüyoruz...

ben sonunu hiç beğenmemiştim ilk izlediğim de (hala da beğenmiyorum) bence bitirmek için bitirmişler...herkesin ölümünü görmeye felan gerek yoktu...dizide sadece o büyük bir hayal kırıklığıydı benim için...ama bazen şu sahneyi izler hala iç çekerim www.youtube.com
  • gkhT  (20.07.15 00:39:10) 
bence kime ne olduğunu hiç göstermediler. ölüm sahneleri Claire'in hayaliydi. en son kendini öldürdü 102 yaşında :))

ben orayı değil de son bölümde herkesin yakınlaşmasını herkesin hayatını düzene koymuş gibi görünmesini yadırgadım, dizideki tek gerçek dışı şeydi sanki. ama bi finalde de en yapılabiliri bu diye düşünmüşlerdir sanki.

bir deeee bak bu aklıma geldikçe gülüyorum. orospu skyler diye ortalığı yıktı BB hayranları, kimse orospu brenda'dan bahsetmiyo çok üzülüyorum :)
  • apartman teyze  (20.07.15 00:50:49 ~ 00:51:21) 
ölümleri gerçek veya değil yine de insanların zihninde soru işareti bırakcaklarına direk bir görsel yüklediler...o yüzden hoş değil...

brenda konusuna gelicek olursak brenda'ya direk orospu demek biraz zor oluyor...garip derin bi karakter kendisi...skyler gibi ev hanımı formatında değil pek :) harcaması zor :)
  • gkhT  (20.07.15 01:08:20) 
brenda bence defalarca aynı boku yiyip defalarca özür dileyip defalarca aynı boku tekrar yiyen manyağın tekiydi. pis :(


  • apartman teyze  (20.07.15 01:10:41) 
teyze valla bana büyük kötülük ettin açıp izliyorum ilk bölümü allah kahretsin...


  • gkhT  (20.07.15 01:17:40) 
ahahaha :) afiyet olsun :)


  • apartman teyze  (20.07.15 01:18:38) 
yayınlandığı tarihlerde izlemiştim seneler önce.Şuan hiçbirşey hatırlamıyorum


  • betfair  (20.07.15 04:26:40) 
annenin ölümü çok etkilemişti beni. çünkü belki hevesle, isteyerek, görmedik ama hatta gülümseyerek gitti belki. odanın bir ucunda eşi bir ucunda oğlu onu beklerken.

bir de herkes son bölümlere odaklanır ama 3. sezon finali çok etkilemişti beni. kürtaj ve bebek mevzu. o tamamen claire'in hayalindeki bir olaydı ama etkileyiciydi bence ki kürtaj karşıtı bir tavrım yok ama öküz gibi oturmuştu, ona iyi bakacağım sen de benim kızıma iyi bak demesi
  • misericord  (21.07.15 14:52:28) 
six feet under hakkında yazılanları okudukça diziye haksızlık ettiğimi düşünüyorum içten içe. haksızlık ettiğim kesin aslında. ilk 5 bölümünü izleyip bırakmıştım diziyi. oysa ki ilk bölümün son sahnesi muhteşemdi. ama devamını getiremedim. en büyük sebebi de her bölüm farklı bir konuyu ele alması. bu tarz ilerleyen dizileri sevemiyorum ben. tamam genel bir konu var belki ama nebileyim devam edemedim işte. her yerde okuyorum "final bölümü şöyle iyiydi, böyle ağlattı bilmem ne". işte o zaman diyeceğinizi tahmin ettiğim "lan ne biçim adamsın, sfu bırakılır mı hiç hayvan herif" gibi şeyleri ben söylüyorum kendi kendime. belki de yanlış zamanda izlemeye başlamışımdır bilemiyorum. ama hazır olduğum zaman sıfırdan izleyeceğim. söz.


  • lionel andres  (21.07.15 15:14:43) 
Dizi her bölüm farklı bir konuyu ele almıyor, konu hep aynı. Konu hep aile, ilişkiler, çatışmalar, arzular, korkular, tabular, yaşam, ölüm. Bunlar cenaze işleriyle uğraştıklarından o cenazelerin karakterler üzerinde etkileri olabiliyor, yani ölüm dizide karakterleri etkileyebilen bir araç olarak kullanılıyor. Ölen kişilere odaklanılan bir dizi değil, odakta hep aile var.


  • whimsical  (21.07.15 15:21:43 ~ 15:32:37) 
ya ben çok çabalamıştım ama birinci bölümü bitiremeden kapattım.

bir fanatiğin beni yola getirmesini bekliyorung.
  • çaykovski  (21.07.15 15:24:39) 
çok fazla abartıldığını düşünüyorum, o yüzden hayal kırıklığı fazlaydı. evet hayat ile ilgili güzel fikirler veriyordu ölümler üzerinden fakat kaliteli bir dizi zaten bunu yapmalı. seyirciye hayatı sorgulatacak, şok içinde bırakacak pek bir sahnesi olmadı.


  • gadasiz  (21.07.15 17:31:41) 
hayatımı birebir etkiledi. ve onun üzerine hiçbir diziyi çıkaramadım, çıkaramayacağım da.

(bkz: six feet under'ın final bölümünün son 10 dakikası) ben açmıştım bu başlığı misal.

insani ilişkilerimi etkileyen yegane şeylerden biriydi sfu.

ÇOK AĞIR SPOILER, İZLEMEYEN OKUMASIN
ÇOK AĞIR SPOILER, İZLEMEYEN OKUMASIN
---spoiler---
nate'in lisa'yı gömmesi
nate'ın ölümü ve kurt cobain sahnesi (ecotone)
david'in kaçırılması ve darp edilmesi
ruth'un hap niyetine extacy kullanması
nathenial fisher'ın kumar masası sahneleri
ve daha sayamayacağım yüzlerce sahne...

ÇOK AĞIR SPOILER, İZLEMEYEN OKUMASIN
ÇOK AĞIR SPOILER, İZLEMEYEN OKUMASIN

dizi olarak görmüyorum artık sfu'yu. o bambaşka bir noktada. final bölümünün son 10 dakikası erkek halimle oturup ağladım. daha ötesi yok. her açıtağımda da artık o denli ağlamasam da gözlerim dolar, hatta yaşlar hafiften süzülür.

ailem gibi onlar. başka türlü görmüyorum.
  • mermize  (21.07.15 17:38:33) 
Hayatıma girmiş dizilerden biridir, dizi final yaptıktan sonra tüm sezonları üstüste kısa zamanda izlemiştim, o sıralarda herkes her an ölebilirmiş gibi geliyordu, ölümün çok yakın olduğunu ve hayatın bir parçası olduğunu hatırlatıyordu sürekli ve sanırım gerçekten de sandığımızdan daha başa çıkılabilir bir durum olduğunu. Sonrasında da her rastladığımda izledim, özlediğim arkadaşlarım hatta ailem gibi andım herkesi diziden uzak kaldıkça.

Bundan sonra yazacaklarım SPOILER içerir.

Diziyi, karakterleri çok severim ama finalini hiç bir zaman beğenmedim, bana da zorlama geldi sanırım. Brenda arıza bir karakter olabilir ama kendisini çok severim, hiç kabullenemedim Nate'in onu aldatmasını ve ölüm şeklini!

Bir de şimdi düşününce ölen insanlar hep daha sempatik oluyordu sanki, sıkıcı Lisa öldükten sonra bambaşka bir mizah duygusu kazanmıştı, Nathaniel Troy'u hiç canlı görmedik, kendisi de çok eğlenceli bir kişiydi, belki yaşarken o kadar eğlenceli olamayabilir. Ölenlerin arkalarında sır bırakmaları çok etkileyici gelmişti bana, Lisa'nın eniştesiyle ilişkisi, Nathaniel Troy'un kendine ait odası ve Nate'in o odada neler olmuş olabileceğini hayal ettiği sahneler. Claire'in büyümesi ve yaşadığı değişimler, külotlu çorabına yazdığı şarkı, üstünden yıllar geçti hala zaman zaman düşünürüm. David ve Keith'in yaşamları, 'Shave my legs for free' şarkısı, çok özledim şimdi herkesi bunları yazarken.
  •   (23.07.15 10:22:38) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.