Dün birisi 2.5 yaşındaki bir olayını hatırladığını söyleyince bir şaşırmıştım. Büyüyünce o olayı ebeveynlerine anlatıp teyit ettirmiş falan. Gerçekten hatırlanabilir mi ya.
Başlıktaki soruya cevaplarınızı alabilir miyim, merak ettim...
Başlıktaki soruya cevaplarınızı alabilir miyim, merak ettim...
işim gereği (akademi, püü) yapmam gereken işler var, makale yazmak daha doğrusu diğer işler kolay. ne var ki doktora bitti biteli bir türlü yapamıyorum istediğim gibi, yarım yamalak onlarca şey yazdım ve biraz vakit ayırsam en az 5-6 makale çıkacak ama içimden gelmiyor. deadline olunca işler kolay, 1 haftada 2 kitap bölümü lazımdı ingilizce yazdım yayınlattım ama kendi öz disiplinim olmayınca makaleler aksıyor. gerçi o bölümler içinde 1,5-2 ay falan süre vermişlerdi, son hafta bitirdim. bir şekilde bu gelecek 2 ayda kendi makalelerimi de halletmem lazım.
bu konuda ne yapabilirim? ülkenin bilinmezliği beni de sürüklüyor resmen, aşabilen var mı durumu? 3 ay sonra ne olacak belli değilken hiçbir şey yapasım gelmiyor. millet evlenip çocuk falan yapıyor.
danke.
bu konuda ne yapabilirim? ülkenin bilinmezliği beni de sürüklüyor resmen, aşabilen var mı durumu? 3 ay sonra ne olacak belli değilken hiçbir şey yapasım gelmiyor. millet evlenip çocuk falan yapıyor.
danke.
Arkiler min 6 - max 8 kilo vermem lazim. Gaza getirmelik bişiler soylesenize
Bir arkadaşımla konuşuyorduk, aklıma üniversite arkadaşımın yaptıkları geldi. Adı Pelin olsun. İkimiz, yurtta aynı odada ve aynı sınıftaydık. Aynı servisle okula gideceğiz mesela, ikimiz farklı dakikalarda çıkar, farklı koltuklara otururduk. BAzen aynı sırada otururduk, aldığı notları falan göstermezdi. Neyse; bunu anlarım.
Bir gün yine okul çıkışı servise bineceğiz, o yoldan yürüyor, bende yanındaki kaldırımdan, bu tarafa gelsene dedim, ses etmedi. Yolun sonuna gelince bir baktım, kaldırım kapalı. Şimdi neden oradan gitmediğimi anladın mı, demişti. Ne tuhaf hareket değil mi? Kavga yok, bir şey yok. Bana karşı tavrı hep bu şekildeydi. Even niye böyleydi? Sonradan gelen açıklama isteği: Zaten öyle çok arkadaş değildik, okulda farklı kişilerle arkadaştık. insan tanımadığı birine bile, o yol kapalı, oradan gitmeyin der.
Bir gün yine okul çıkışı servise bineceğiz, o yoldan yürüyor, bende yanındaki kaldırımdan, bu tarafa gelsene dedim, ses etmedi. Yolun sonuna gelince bir baktım, kaldırım kapalı. Şimdi neden oradan gitmediğimi anladın mı, demişti. Ne tuhaf hareket değil mi? Kavga yok, bir şey yok. Bana karşı tavrı hep bu şekildeydi. Even niye böyleydi? Sonradan gelen açıklama isteği: Zaten öyle çok arkadaş değildik, okulda farklı kişilerle arkadaştık. insan tanımadığı birine bile, o yol kapalı, oradan gitmeyin der.
Arkadaslar,
sacma birsey ama
is arkadaslarimdan biri ile sorunum vardı, ben kanıtım onlana kadar bekledim, sonra sikayet ettim, simdi aramiz kötü.
bu sikayetten sonra kendi sorumlulugundaki isleri yapmayı bıraktı, sımarık bir prenses oldugu icin, ben de toplantıda yapılmayan isleri söyledim. ufak bi tartısma oldu, laf atısması.
iste o toplantida gruba yeni katilan iki kisi vardi.
bugün onlarin bilgisayarlarini düzeltmeye gittim ve ne gördüm? bu tartıstıgım arkadas bunlara mail atmıs, -sahit oldugunuz görüntüden cok utandım, bunun istediginiz is ortami olmadıgını biliyorum, bunun hakkında sizinle konusmak isterim ama burada ofiste olmaz, cikista birlikte gidebiliriz.-
hemen tabi ki cevaplarına da baktım, onlarda -önemli degil istersen konusuruz, cıkarken haber veririz- yazmıslar.
maillerini karıstırmadım, zaten e-postalarında yeni oldukları icin birsey yok, ekranı acınca önüme cıktı, zimbra mailde belki bilirsiniz, maili atanlar bir sütunda, mail bir sütunda görünüyor..cevaplarina baktim evet :).
simdi ne konustular, benim hakkımda iyi mi kötü mü bilmiyorum? uyanık bir de ofis dısında konusalım demis.
umrunda mı derseniz degil ama, ilk geldiklerinde bana o kisiyi sorduklarında ben 'biz konusmuyoruz benim birsey demem dogru olmaz' demistim, istesem ben de bircok sey söylerim. bu yüzden cok rahatsız oldum.
fotografını falan cekmedim, ceksem ne olacak ki zaten bir de suclu konumuna düserim.
fakat ben cok yıprandım ve sinirlerim de cok bozuk cünkü daha önceki kanıtlama süreci beni cok ugrastırdı, ne yapmalıyım veya bu yeni gelenlere de nasil davranayım bilmiyorum. patronu da cok bunalttım iyi niyetli davrandı tekrar kimseyi sıkmak istemiyorum.
sacma birsey ama
is arkadaslarimdan biri ile sorunum vardı, ben kanıtım onlana kadar bekledim, sonra sikayet ettim, simdi aramiz kötü.
bu sikayetten sonra kendi sorumlulugundaki isleri yapmayı bıraktı, sımarık bir prenses oldugu icin, ben de toplantıda yapılmayan isleri söyledim. ufak bi tartısma oldu, laf atısması.
iste o toplantida gruba yeni katilan iki kisi vardi.
bugün onlarin bilgisayarlarini düzeltmeye gittim ve ne gördüm? bu tartıstıgım arkadas bunlara mail atmıs, -sahit oldugunuz görüntüden cok utandım, bunun istediginiz is ortami olmadıgını biliyorum, bunun hakkında sizinle konusmak isterim ama burada ofiste olmaz, cikista birlikte gidebiliriz.-
hemen tabi ki cevaplarına da baktım, onlarda -önemli degil istersen konusuruz, cıkarken haber veririz- yazmıslar.
maillerini karıstırmadım, zaten e-postalarında yeni oldukları icin birsey yok, ekranı acınca önüme cıktı, zimbra mailde belki bilirsiniz, maili atanlar bir sütunda, mail bir sütunda görünüyor..cevaplarina baktim evet :).
simdi ne konustular, benim hakkımda iyi mi kötü mü bilmiyorum? uyanık bir de ofis dısında konusalım demis.
umrunda mı derseniz degil ama, ilk geldiklerinde bana o kisiyi sorduklarında ben 'biz konusmuyoruz benim birsey demem dogru olmaz' demistim, istesem ben de bircok sey söylerim. bu yüzden cok rahatsız oldum.
fotografını falan cekmedim, ceksem ne olacak ki zaten bir de suclu konumuna düserim.
fakat ben cok yıprandım ve sinirlerim de cok bozuk cünkü daha önceki kanıtlama süreci beni cok ugrastırdı, ne yapmalıyım veya bu yeni gelenlere de nasil davranayım bilmiyorum. patronu da cok bunalttım iyi niyetli davrandı tekrar kimseyi sıkmak istemiyorum.
Kafanızda bir olayı büyütür müsünüz?
Mesela -ya amma da abarttın şunu diyenler oluyor mu? Haklı olduğunuz halde?
Mesela -ya amma da abarttın şunu diyenler oluyor mu? Haklı olduğunuz halde?
Varsa kaç yaşında alabildiniz?
Bir derdim var
kismisolungac #1511574
Hic bir arkadasima anlatamiyorum. Buraya da yazamayacak kadar da karisik biraz.
Bir kac akilda verebilir belki. Kadin erkek iliskileri konu. Vakti olan varsa dm
Tesekkurler
Bir kac akilda verebilir belki. Kadin erkek iliskileri konu. Vakti olan varsa dm
Tesekkurler
Arkadaşımla konuşuyorduk bana verilen iş bitince ne yapıcam vs diyerek serbest şekilde takılıyor, ben genelde işimle alakalı şeylere bakıyorum, mesela yaptığım işle ilgili sektörel dergi vs olur falan. Bu konuda etik bir kural var mıdır? Siz ne yapıyorsunuz? Yurt dışında çalışanların gözlemleri nedir?
Hayırsa, toksik anne baba arkadaş kavramları saçmalaşmıyor mu?
Çocuğu, arkadaş grubu, sevgilisi üstünde otorite kurmak isteyen kişi psikoloji şiddet kullanmadan otorite kuramayacaktır demek değil mi?
Son soru: eğitimde öngörülen mahrum bırakma yöntemi bir psikolojik şiddet değil mi?
Çocuğu, arkadaş grubu, sevgilisi üstünde otorite kurmak isteyen kişi psikoloji şiddet kullanmadan otorite kuramayacaktır demek değil mi?
Son soru: eğitimde öngörülen mahrum bırakma yöntemi bir psikolojik şiddet değil mi?
Abla, abi, kardeş kıskançlığı. Nasıl baş ediyorsunuz?
Sizi doğar doğmaz terk etmiş ebeveyniniz yaşlandığında, kimsesiz ve muhtaç kaldığında evinize alıp bakar misiniz? Yoksa bakımevine mi bırakırsınız?
Ebeveynin zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu da varsayalım. Akıl sağlığı yerinde değil.
Ebeveynin zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu da varsayalım. Akıl sağlığı yerinde değil.
bir süre önce süresiz evden çalışacağım bir şirkete geçiş yaptım. başta trafikten, yol masrafından, fastfooddan ve toksik iş arkadaşlarından kurtulduğum için epey mutluydum. ancak aylar geçmeye başladıkça başka bir şeye evriliyor bu evden çalışma durumu. belki kış ayları olduğu için bu durumdayım bilmiyorum çok asosyalleştim ve işe de motive olamıyorum yeterince. siz nasıl baş ediyorsunuz? ne yapmak lazım?
Edit: genel kanı sosyalleşmek ve spor olmuş. İkisi ile birlikte sorun çözülür muhtemelen. Bana küçük sosyal çevrem yetmiyor. Daha çok dışarı çıkmam gerek. Ankara’da benim modumda olan çoksa sosyalleşeceğimiz bir ortam mı kursak acaba?
Edit: genel kanı sosyalleşmek ve spor olmuş. İkisi ile birlikte sorun çözülür muhtemelen. Bana küçük sosyal çevrem yetmiyor. Daha çok dışarı çıkmam gerek. Ankara’da benim modumda olan çoksa sosyalleşeceğimiz bir ortam mı kursak acaba?
Tabii ki herkesin hayatı çok değişti, hala pandemi devam ediyor ve hala dikkat etmek lazım falan ama çok temel şeylerde bile eski halimden eser olmadığını fark ettim şu sıralar.
Mesela 3-4 hafta önce çok büyük ihtimalle vapurda üşüttüğüm bir günün ardından hafiften hasta gibiydim ve yine de covid ihtimaline karşın 10 gün kendimi karantinaya alayım dedim. 10 gün boyunca evden çıkmadım ve ciddi ciddi çok da sıkılmadım. Oldum olası aşırı dışadönük bir insan değilimdir zaten ama 10 gün asla dayanamazdım normalde.
Beni şaşırtan bir diğer şey de şu ki ben bu hayatta en çok seyahat etmeyi özellikle farklı ülkeler görmeyi seven bir insanım. Önümde hep bir seyahat planım olurdu ve bazen haftalarca buna odaklanırdım. Şimdi nisan için normalde gitmemin zor olacağı uzak bir ülkeye bilet aldık. 2 sene önce olsa havalara uçardım ama şu an sanki çok normalmiş ya da büyük ihtimalle iptal etmek zorunda kalırmışız gibi geliyor ve hiç sevinemiyorum. Geçen hafta da Lviv’e gidip gelmiştim. Sonra arkadaşlarım nasıl geçtiğini sorunca neyi sorduklarını bile anlayamadım. O kadar önemsizleştirip yok saymışım yani içimde.
Bu arada pandemi sürecinde özellikle de 2020’nin bahar aylarında o kadar çok kesinleşmiş planım iptal oldu ki genel olarak artık her şeye karşı hevessiz oluşum bununla da ilgili galiba çünkü ufak tefek şeyler değil hayatımı çok etkileyecek şeylerdi hepsi.
Sizler de böyle misiniz merak ediyorum. Pandemiden önce zevk aldığınız şeylerden hala aynı zevki alıyor musunuz? Genel olarak sizde de bir hevessizlik var mı hayata karşı? Varsa da nasıl düzelecek sizce?
Mesela 3-4 hafta önce çok büyük ihtimalle vapurda üşüttüğüm bir günün ardından hafiften hasta gibiydim ve yine de covid ihtimaline karşın 10 gün kendimi karantinaya alayım dedim. 10 gün boyunca evden çıkmadım ve ciddi ciddi çok da sıkılmadım. Oldum olası aşırı dışadönük bir insan değilimdir zaten ama 10 gün asla dayanamazdım normalde.
Beni şaşırtan bir diğer şey de şu ki ben bu hayatta en çok seyahat etmeyi özellikle farklı ülkeler görmeyi seven bir insanım. Önümde hep bir seyahat planım olurdu ve bazen haftalarca buna odaklanırdım. Şimdi nisan için normalde gitmemin zor olacağı uzak bir ülkeye bilet aldık. 2 sene önce olsa havalara uçardım ama şu an sanki çok normalmiş ya da büyük ihtimalle iptal etmek zorunda kalırmışız gibi geliyor ve hiç sevinemiyorum. Geçen hafta da Lviv’e gidip gelmiştim. Sonra arkadaşlarım nasıl geçtiğini sorunca neyi sorduklarını bile anlayamadım. O kadar önemsizleştirip yok saymışım yani içimde.
Bu arada pandemi sürecinde özellikle de 2020’nin bahar aylarında o kadar çok kesinleşmiş planım iptal oldu ki genel olarak artık her şeye karşı hevessiz oluşum bununla da ilgili galiba çünkü ufak tefek şeyler değil hayatımı çok etkileyecek şeylerdi hepsi.
Sizler de böyle misiniz merak ediyorum. Pandemiden önce zevk aldığınız şeylerden hala aynı zevki alıyor musunuz? Genel olarak sizde de bir hevessizlik var mı hayata karşı? Varsa da nasıl düzelecek sizce?
(28)
Evlilere soruyorum, gelinliğinizi/damatlığınızı ne şekilde ödediniz?
i m cool with that #1511411
Genelde gelinliği erkek, damatlığı kız alır gibi gelenekler var fakat sizde nasıl oldu durumlar? Herkes kendi giyeceğini kendi mi satın aldı?
Aynı şekilde kuaför işini naptınız? Herkes kendi masrafını mı ödedi yoksa karşılıklı mı ödediniz?
Aynı şekilde kuaför işini naptınız? Herkes kendi masrafını mı ödedi yoksa karşılıklı mı ödediniz?
Örneğin ünlü bir şarkıcı. Her gün şarkı yazıp söyleyecek değil ya. Ne yapar rutin bir günde, nasıl geçer, kimlerle takılır
merhaba,
bi süredir görüştüğüm biri var, geçenki buluşmamızda gelecek göremediğimi ve ayrılmak istediğimi söyleyecektim ancak elinde hediyeyle gelmişti buluşmaya. hasta olduğumda da epey ilgilendi benimle. açıkçası biraz vicdan yaptım, terk edemiyorum. sizce ne yapmalıyım? yakın zamanda bi planımız var orada mı söylesem telefonda mı söylesem?
bi süredir görüştüğüm biri var, geçenki buluşmamızda gelecek göremediğimi ve ayrılmak istediğimi söyleyecektim ancak elinde hediyeyle gelmişti buluşmaya. hasta olduğumda da epey ilgilendi benimle. açıkçası biraz vicdan yaptım, terk edemiyorum. sizce ne yapmalıyım? yakın zamanda bi planımız var orada mı söylesem telefonda mı söylesem?
Çevremde sık sık İngilizcesi olmayan arkadaşlar onların yerine Skype üzerinden iş görüşmelerine kamera açmadan girmemi istiyor. Ben de bir bahane söylemek istemediğim için açıkça böyle bir şeye dahil olmak istemediğimi söylüyorum ve çok acayip tepkiler alıyorum. Zaten herkes böyle yapıyormuş iş görüşmelerini, benim özelliğim neymiş ki yapmıyormuşum, kalifiye bir insanın İngilizce bilmemesi sorun olmamalıymış, sadece bir anlık idare etsem ne çıkarmış. Merak ediyorum, siz böyle şeyler yapıyor musunuz? Çok yaygın mı bu?
Merhaba, geçen yaz üniversiteden mezun oldum ve hayatımda ilk kez ailemden ayrılıp başka bir ülkeye göçtüm tek başıma ve iş hayatına atıldım. Ara sıra ‘ benim burada ne işim var ’ diye düşündüğümde bir şekilde kendimi motive edebiliyordum fakat şu sıralar motivasyonum çok düştü. Türkiye’de ortalama üstü bir üni hayatı yaşadım, çalışma ve maddi kaygım olmadı hiç. Şimdi ise o hayattan çıkıp birden başka bir ülkede çalışmaya başlayınca sudan çıkmış balığa döndüm. En basitinden 2 aydır ev arıyorum ev bile bulamıyorum adam akıllı, kiralar uçuk ( londra ) ve başkalarıyla evi paylaşıyorsun birikim yapmak yeni mezun tecrübesiz biri için zaten imkansız. Ben böyle hep kira mı vereceğim düşüncesi var, maaşımda ortalamanın altı tabii ki şuan onun da etkisi var. Her ne kadar artma potansiyeli olsa da kısa vadede 2-3 yıldan önce istediğimi yakalamam mümkün değil.
Şimdi tartıya koyuyorum, türkiye’de ev var, iyi kötü bi araba da çekebilirim altıma aile desteği ile üç beş bişey kazansak en azından istediğimde ailemi görürüm, yazın dostlarla 2 saatte denize kaçar kafayı sıfırlarım diyorum.
Böyle zorlanan, geri dönen ya da kalıp devam eden vardır belki aramızda. Her türlü yoruma açığım, türkiye’den başka yerde yaşayamam diyenleri de dinlerim manyak mısın kal diyenleri de.
Bu arada ingiltere tek şansım değil, döndükten sonra ileride yarın bir gün yine avrupa’ya göçebilirm. Tek kurşunum olsa kesinlikle kalırım onu belirteyim maalesef onun da rahatlığı var.
Şimdi tartıya koyuyorum, türkiye’de ev var, iyi kötü bi araba da çekebilirim altıma aile desteği ile üç beş bişey kazansak en azından istediğimde ailemi görürüm, yazın dostlarla 2 saatte denize kaçar kafayı sıfırlarım diyorum.
Böyle zorlanan, geri dönen ya da kalıp devam eden vardır belki aramızda. Her türlü yoruma açığım, türkiye’den başka yerde yaşayamam diyenleri de dinlerim manyak mısın kal diyenleri de.
Bu arada ingiltere tek şansım değil, döndükten sonra ileride yarın bir gün yine avrupa’ya göçebilirm. Tek kurşunum olsa kesinlikle kalırım onu belirteyim maalesef onun da rahatlığı var.
Artık yaştan mıdır nedir (28) kar yağdığını görünce "kar mı yağmış" deyip kafamı çeviriyorum. Hiç öyle yağarken izleyeyim falan demiyorum. Şu an yaz gelsin diye dua ediyorum. Temmuz, ağustos efsane aylar. Yazı acayip özledim. Siz karın keyfini çıkaranlardan mısınız yoksa iğrenerek mi bakıyorsunuz?
kariyer icin baska bir sehre gitmis ve hayatinda istedigi kadar iliski deneyimi yasamaya firsat bulamamis birinin (kadin,35)(egitim, aile sorunlari, calismaya erken baslama) pandemi kosullari ve mevcut yerdeki imkansizliklardan oturu hayatinin cogunu yalniz gecirmesi hakkinda ne dusunuyorsunuz?
bu kisi hayatinda birini istiyor.cevresindekiler evli. bulundugu yer kucuk oldugu icin istedigi profilde biriyle tanisma ihtimali dusuk. cocuk istiyor. karsisina cikanlar bosanmis ve cocuklu oldugu icin genellikle evlilik/cocuk gibi konularda uzun zamana ihtiyac duyan veya bunlari tekrar istemeyen kisiler oluyorlar.
siz bu durumda olsaniz ne yapardiniz?
edit: online dating denemis uzun bir sure fakat cogunlukla casual dating isteyenler cikmis karsisina veya evliler
bu kisi hayatinda birini istiyor.cevresindekiler evli. bulundugu yer kucuk oldugu icin istedigi profilde biriyle tanisma ihtimali dusuk. cocuk istiyor. karsisina cikanlar bosanmis ve cocuklu oldugu icin genellikle evlilik/cocuk gibi konularda uzun zamana ihtiyac duyan veya bunlari tekrar istemeyen kisiler oluyorlar.
siz bu durumda olsaniz ne yapardiniz?
edit: online dating denemis uzun bir sure fakat cogunlukla casual dating isteyenler cikmis karsisina veya evliler
37 yaşındayım. 5 yıllık bir ilişkim bitti geçen gün. yok denilecek kadar az (belkide 1-2 kişi) arkadaşım var. Onlar da sürekli uygun olmuyorlar.
İçim çok dolu. anlatmak istiyorum ama kime anlatacağımı bilemiyorum. Anonim de olur kim olursa artık. Var mıdır bu tür bir platform
İçim çok dolu. anlatmak istiyorum ama kime anlatacağımı bilemiyorum. Anonim de olur kim olursa artık. Var mıdır bu tür bir platform
sarhoş olduğunuz veya çok içtiğiniz akşamın ertesi gününe çok depresif kalkıyorum ve günüm öyle geçiyor. sanki önceki gün utanılası bir şeyler yapmışım ama hatırlayamıyorum gibi geliyor ya da ne bileyim, sebep bulamadan da depresif, hatta çok depresif oluyorum.
size de oluyor mu böyle şeyler? pek genç değilim. içmeye de yeni başlamadım ama genellikle zaten biraz depresif bir insanım.
size de oluyor mu böyle şeyler? pek genç değilim. içmeye de yeni başlamadım ama genellikle zaten biraz depresif bir insanım.
Çok önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım soruyu.
Ne fabrikanız olsun isterdiniz ve neden o fabrika? Geliriniz çok fazla olacak. Her ay en az 10 milyon lira kazandığınızı düşünün. Ne üretmek sizi mutlu eder? Ne üretimine hayatınızı harcayabilirsiniz?
Ne fabrikanız olsun isterdiniz ve neden o fabrika? Geliriniz çok fazla olacak. Her ay en az 10 milyon lira kazandığınızı düşünün. Ne üretmek sizi mutlu eder? Ne üretimine hayatınızı harcayabilirsiniz?
animeleri hobi edinmiş biri turistik amaçlı giderse hayal kırıklığına uğrar mı?
var mı yaşayan? seviyorum ama enerjimi yiyip bitiriyor. toxic sonuçlarla bitiyor ise uğraşmayacağım.
Sözlükten takip ediyom aslında yorumları ama son dönemde hicbisi yazmiyolar.
Ya rosier aşırı güzel oynamiyo mu arkiler? Haciyatmaz gibi düştüğü gibi kalkiyo, biri azıcık dokunsa ameliyata girmiş gibi aglamiyo, çamura yatmıyo. Temiz temiz oynuyo ve güzel de oynuyo. İzlemesi aşırı zevkli geliyor bana. Sırf onun için bjk maclarini izliyorum.
Attığın topun garanti yere gittigini biliyosun mesela. Nadiren hata yapiyo.
Sonra çok sevecen. Birinin başı agrisa hemen kosuyo sarılı, öpüyo, teselli ediyo. Rakip takım oyuncuları da dahil.
Bonus soru: batsuayi kaleyi tutturamamayi nasıl bu kadar iyi basariyo? Özel bir yazilimi var gibi. Kale direklerinin içine asla top atmamak uzerine... Full direk
Siz ne diyosunuz?
Ya rosier aşırı güzel oynamiyo mu arkiler? Haciyatmaz gibi düştüğü gibi kalkiyo, biri azıcık dokunsa ameliyata girmiş gibi aglamiyo, çamura yatmıyo. Temiz temiz oynuyo ve güzel de oynuyo. İzlemesi aşırı zevkli geliyor bana. Sırf onun için bjk maclarini izliyorum.
Attığın topun garanti yere gittigini biliyosun mesela. Nadiren hata yapiyo.
Sonra çok sevecen. Birinin başı agrisa hemen kosuyo sarılı, öpüyo, teselli ediyo. Rakip takım oyuncuları da dahil.
Bonus soru: batsuayi kaleyi tutturamamayi nasıl bu kadar iyi basariyo? Özel bir yazilimi var gibi. Kale direklerinin içine asla top atmamak uzerine... Full direk
Siz ne diyosunuz?
Benim yasadigim bir olay degil fakat cevremde tanik oldum. Iliski bitmis (5aylik iliski biteli 1.5 sene gecmis. Yeni iliski de 6 ay once baslamis), eski sevgili asla konusmuyor, mesajlara cevap vermiyordu yeni iliskiye kadar. Haliyle bu kisi yeni bir iliskiye baslamis. Su anda evlenmek uzereler. Yakinlarindan saklamiyor onu unutamadigini. Aramiyor, mesaj atmiyor, takip etmiyor, icten ice unutamadigini dusunuyor.
Siz bu durumda olsaniz ne yapardiniz? Sizde birini unutamamak diye birsey var mi? Omur boyu sevecek mi?
Siz bu durumda olsaniz ne yapardiniz? Sizde birini unutamamak diye birsey var mi? Omur boyu sevecek mi?
Kendi adima konusucam ama belki bana benzeyenler cikacaktir.
Hayati ot gibi yasamayayim derken kendimi mutsuzluga itiyorum. Anlamli bir is hayatim olsun diye bilim/teknolojiye yakin bir alanda kariyer sectim. Fakat bu kariyeri tatmin edici seviyelerde sürdürebilmek sürekli yüksek motivasyon, konsantrasyon ve öz disiplin gerektiriyor. Dolayisiyla enerjimin büyük kismini buraya veriyorum. Fakat ot gibi yasamamaya kararli oldugum icin bunun yaninda bir de sosyal hayatim cok iyi olsun istiyorum, görüstügüm cesit cesit arkadaslarim olsun istiyorum. Dünyada ne olup bitiyor, gündemi hep takip edeyim. Kültür, sanat, müzik, sinema, spor hepsi hakkinda bir fikrim olsun. Sportif olayim, düzenli bir sekilde bir takim sporuna dahil olayim. Sürekli yeni seyler ögreneyim, podcastler dinleyeyim, faydali youtube kanallari takip edeyim. Her ay en az bir kitap bitireyim. Uykum düzenli olsun, her gece 7-8 saat deliksiz uyuyayim. Disardan hizli ve sagliksiz beslenmeyeyim, evde hep saglikli seyler hazirlayayim istiyorum.
Yani böyle listeleyince cok gibi görünebilir ama aslinda cogumuzun istedigi standart seyler. Fakat kendim icin sectigim kariyerle celisiyor gibi geliyor, cünkü isimde mutsuz ve yetersiz hissediyorum kendimi. Yetisemiyorum yapmam gereken islere, ya da hep son dakika. Is arkadaslarim benim gözümde ot gibi yasiyorlar (laf etmek icin söylemiyorum, tespit yapiyoum) ama belki de dogrusunu yapiyorlar. Bu bahsedecegim kisiler islerinde basarililar ve bundan son derece tatmin oluyorlar ve islerinde mutlular. Bunun disinda baska bir seye ihtiyaclari yokmus gibi. Soruyorum mesela dün aksam ne yaptin, hic bir sey, bi bölüm dizi izledim sonra sizmisim. Spor? Yok, ayda 1-2 kosuya ciksam yetiyor. Yemek? Disardan söyledim. Haftasonu ne yaptin? Sosyallik? Iste kiz/erkek arkadasimla takiliyoruz, hep ayni. Ee baska ne yaptin? Iste bugünkü toplantiya hazirlandim, su raporlari okudum, yazdim vs. Toplantida zipkin gibiler, raporlar, sunumlar zehir gibi, basarililar, tatmin oluyolar. Basit bir formülde yasiyorlar yani aslinda. Anlamli bir kariyer secmisler, bundan tatmin oluyorlar ve kolay kolay baska bir seyin bunun önüne gecmesine izin vermiyorlar. Ha sonra gidip en kralindan tatili de yapiyorlar, ama iste gündelik yasamlarini cok basit tutuyorlar. Ben cok karmasik yasiyorum ve hem is yasaminda hem de is disinda kendime cok fazla yük yüklemisim gibi bir halim var. Oturup ise odaklansam hayati kaciriyorum ot gibi oldum diye üzülüyorum. Diger türlü olunca isime öncelik vermem gerekiyor diye gözüm arkada kaliyor, yaptigim is disi aktivitelerden de tatmin olamiyorum. Böyle garip bir kisir döngü. Var mi benzer seyler yasayanlariniz? Caresi ne? Caresi belli aslinda iste ama biraz dert yanayim dedim :)
Hayati ot gibi yasamayayim derken kendimi mutsuzluga itiyorum. Anlamli bir is hayatim olsun diye bilim/teknolojiye yakin bir alanda kariyer sectim. Fakat bu kariyeri tatmin edici seviyelerde sürdürebilmek sürekli yüksek motivasyon, konsantrasyon ve öz disiplin gerektiriyor. Dolayisiyla enerjimin büyük kismini buraya veriyorum. Fakat ot gibi yasamamaya kararli oldugum icin bunun yaninda bir de sosyal hayatim cok iyi olsun istiyorum, görüstügüm cesit cesit arkadaslarim olsun istiyorum. Dünyada ne olup bitiyor, gündemi hep takip edeyim. Kültür, sanat, müzik, sinema, spor hepsi hakkinda bir fikrim olsun. Sportif olayim, düzenli bir sekilde bir takim sporuna dahil olayim. Sürekli yeni seyler ögreneyim, podcastler dinleyeyim, faydali youtube kanallari takip edeyim. Her ay en az bir kitap bitireyim. Uykum düzenli olsun, her gece 7-8 saat deliksiz uyuyayim. Disardan hizli ve sagliksiz beslenmeyeyim, evde hep saglikli seyler hazirlayayim istiyorum.
Yani böyle listeleyince cok gibi görünebilir ama aslinda cogumuzun istedigi standart seyler. Fakat kendim icin sectigim kariyerle celisiyor gibi geliyor, cünkü isimde mutsuz ve yetersiz hissediyorum kendimi. Yetisemiyorum yapmam gereken islere, ya da hep son dakika. Is arkadaslarim benim gözümde ot gibi yasiyorlar (laf etmek icin söylemiyorum, tespit yapiyoum) ama belki de dogrusunu yapiyorlar. Bu bahsedecegim kisiler islerinde basarililar ve bundan son derece tatmin oluyorlar ve islerinde mutlular. Bunun disinda baska bir seye ihtiyaclari yokmus gibi. Soruyorum mesela dün aksam ne yaptin, hic bir sey, bi bölüm dizi izledim sonra sizmisim. Spor? Yok, ayda 1-2 kosuya ciksam yetiyor. Yemek? Disardan söyledim. Haftasonu ne yaptin? Sosyallik? Iste kiz/erkek arkadasimla takiliyoruz, hep ayni. Ee baska ne yaptin? Iste bugünkü toplantiya hazirlandim, su raporlari okudum, yazdim vs. Toplantida zipkin gibiler, raporlar, sunumlar zehir gibi, basarililar, tatmin oluyolar. Basit bir formülde yasiyorlar yani aslinda. Anlamli bir kariyer secmisler, bundan tatmin oluyorlar ve kolay kolay baska bir seyin bunun önüne gecmesine izin vermiyorlar. Ha sonra gidip en kralindan tatili de yapiyorlar, ama iste gündelik yasamlarini cok basit tutuyorlar. Ben cok karmasik yasiyorum ve hem is yasaminda hem de is disinda kendime cok fazla yük yüklemisim gibi bir halim var. Oturup ise odaklansam hayati kaciriyorum ot gibi oldum diye üzülüyorum. Diger türlü olunca isime öncelik vermem gerekiyor diye gözüm arkada kaliyor, yaptigim is disi aktivitelerden de tatmin olamiyorum. Böyle garip bir kisir döngü. Var mi benzer seyler yasayanlariniz? Caresi ne? Caresi belli aslinda iste ama biraz dert yanayim dedim :)
Sb.
Ne yapmaktasınız, neden uyumadiniz?
Ne yapmaktasınız, neden uyumadiniz?
Yanlış kişilere mi değer veriyoruz, hiç kimseyi hayatımızın merkezine koymamalı mıyız? Seven sevilmiyor mu?
Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?
Hayal kırıklığına uğramamak için en fazla ne kadar fedakarlık yapılmalı?
sb.
Sıkı bir ilişki testi izleyicisiyim. Kavga kısmına geçince çiftler hep "ouu biz çok kavga ederiz. Sesler yükselir, küfür ederiz o anlarda ama birbirimize değil, ortaya" vs diyorlar. Daha önce de etraftan "kavga edilmeyen iliskide bir gariplik vardır" diye çok duydum. Bu cidden böyle mi? Neden? Sağlıklı iletişim kuramıyor olmak neden bu kadar normallesmis?
Karşılıklı sevgi/saygı olan ilişkinizde sürekli kavga ediyor muydunuz?
Karşılıklı sevgi/saygı olan ilişkinizde sürekli kavga ediyor muydunuz?
Herkese iyi akşamlar dilerim.
Benim fikir almak istediğim şey hiç bir şeyde uzun süreli motive kalamamam.
Yeni bir şey öğrenmek, diyet yapmak gibi irade isteyen durumlar dışında dizi film izlemek, arkadaşlarım ile buluşmak gibi eğlenceli zamanlarda bile belli bir süre sonra bitsede gitsek moduna giriyorum.
Şu an yaptığım işe başlamadan önce hayalim belli bir süre çalıştıktan sonra istifa etmekti. Sanırım bunu başaramadığım için hep kendimi başarısız görüyor ve yeni şeyleri deneyimlemekten korkuyorum. Yaptığım işte çok iyi olmama rağmen ben asla mutlu değilim, sevmiyorum. Sadece fazla gelişmiş bir sorumluluk duygum olduğu için işimi hep dört dörtlük yapıyorum. Özünde bu fazla sorumluluk alma duygusunun bile başaramama korkusundan kaynaklandığını düşünüyorum.
Yine işim ile ilgili bir başka sorun; istifa ettiğim takdirde ne yapmak istediğimi bilmemem. Halen daha hayatta beni tam olarak ne mutlu eder bilmiyorum. (Aradığım şey mutlak mutluluktan ziyade tatmin duygusu, çalışmayı çok seviyorum ama yaptığım iş beni tatmin etmiyor)
Aslında-özünde kendim ile mutsuzum, gün sonunda yatağa, bugünde kendim için bir şey yapmadım, başarısız/verimsiz bir gün geçirdim diyerek giriyorum. bu durum son günlerde daha çok rahatsız edici olmaya başladı. Bu sene 30 olacağım ve bu beni korkutuyor.
Ne iş hayatımda mutluyum ne de özel hayatımda. Şimdiye kadar hep işime/işimi değiştirmeye odaklandığımdan hayatıma hiç birilerini almadım. Şimdi ise birisi ile birlikte olmak fikri beni korkutuyor. Buda beni yoran başka bir sorun.
Bu sene bir şeylerin olumlu yönde değişeceğine inanmak istiyorum. Sadece inanmanın yeterli olmadığını bunun için çaba sarf etmem gerektiğinide biliyorum.
Sizler nasıl uzun süreli motive kalabiliyorsunuz?
Gün sonunda eve geldiğinizde hayatınızı değiştirmek için/hobileriniz için nasıl enerji buluyorsunuz?
Benim fikir almak istediğim şey hiç bir şeyde uzun süreli motive kalamamam.
Yeni bir şey öğrenmek, diyet yapmak gibi irade isteyen durumlar dışında dizi film izlemek, arkadaşlarım ile buluşmak gibi eğlenceli zamanlarda bile belli bir süre sonra bitsede gitsek moduna giriyorum.
Şu an yaptığım işe başlamadan önce hayalim belli bir süre çalıştıktan sonra istifa etmekti. Sanırım bunu başaramadığım için hep kendimi başarısız görüyor ve yeni şeyleri deneyimlemekten korkuyorum. Yaptığım işte çok iyi olmama rağmen ben asla mutlu değilim, sevmiyorum. Sadece fazla gelişmiş bir sorumluluk duygum olduğu için işimi hep dört dörtlük yapıyorum. Özünde bu fazla sorumluluk alma duygusunun bile başaramama korkusundan kaynaklandığını düşünüyorum.
Yine işim ile ilgili bir başka sorun; istifa ettiğim takdirde ne yapmak istediğimi bilmemem. Halen daha hayatta beni tam olarak ne mutlu eder bilmiyorum. (Aradığım şey mutlak mutluluktan ziyade tatmin duygusu, çalışmayı çok seviyorum ama yaptığım iş beni tatmin etmiyor)
Aslında-özünde kendim ile mutsuzum, gün sonunda yatağa, bugünde kendim için bir şey yapmadım, başarısız/verimsiz bir gün geçirdim diyerek giriyorum. bu durum son günlerde daha çok rahatsız edici olmaya başladı. Bu sene 30 olacağım ve bu beni korkutuyor.
Ne iş hayatımda mutluyum ne de özel hayatımda. Şimdiye kadar hep işime/işimi değiştirmeye odaklandığımdan hayatıma hiç birilerini almadım. Şimdi ise birisi ile birlikte olmak fikri beni korkutuyor. Buda beni yoran başka bir sorun.
Bu sene bir şeylerin olumlu yönde değişeceğine inanmak istiyorum. Sadece inanmanın yeterli olmadığını bunun için çaba sarf etmem gerektiğinide biliyorum.
Sizler nasıl uzun süreli motive kalabiliyorsunuz?
Gün sonunda eve geldiğinizde hayatınızı değiştirmek için/hobileriniz için nasıl enerji buluyorsunuz?
Karşı tarafın görünüşünü ve kişiliğini çok beğenmenize rağmen onunla öpüşürken bile zevk almıyorsunuz diyelim. Diğer taraftaysa durum böyle değil, o her anlamda halinden oldukça memnun.
Zaman içinde siz de onun gibi hissetmeye başlayabilir misiniz? Böyle bir şey mümkün mü?
Anlatabildim mi emin olamadım bir an.
Zaman içinde siz de onun gibi hissetmeye başlayabilir misiniz? Böyle bir şey mümkün mü?
Anlatabildim mi emin olamadım bir an.
Arkadaşlar ben çok sıkıldım ya. Tamam, herkesin maddi kaygıları var ama ortalama ve üzeri kazanan bir arkadaş çevrem var ve watsapp olsun, reel buluşmalar olsun devamlı para konuşuluyor. Detaylı maaş hesaplamaları, nft’ten ne kazanıldığı, kripto piyasası, borsa vs vs çok sıkıldım. Abi zaten maaş bordrosu çıkınca göreceğiz ne yattığını. Neden yüzde 2.5’lara kadar detaylı hesaplayıp ne yatacağını tahmin ediyorsunuz, etmeye çalışıyorsunuz?
Para konuşmayan çok az kişi kaldı etrafımda. Aslında ülke ekonomisiyle ilgili falan da değil diye düşünüyorum bir noktadan sonra; çünkü bahsedilen meblalar 100k’larda kazanma hayalleri nft’ten, metaverse’ten ordan burdan. Ya eskiden böyle değildi kimse. Neden buna evrildik? Sadece ekonomik durumla açıklayamıyorum bunu. Büyük ve korkunç, sonu gelmeyecek bir açgözlülük görüyorum insanlarda.
Para konuşmayan çok az kişi kaldı etrafımda. Aslında ülke ekonomisiyle ilgili falan da değil diye düşünüyorum bir noktadan sonra; çünkü bahsedilen meblalar 100k’larda kazanma hayalleri nft’ten, metaverse’ten ordan burdan. Ya eskiden böyle değildi kimse. Neden buna evrildik? Sadece ekonomik durumla açıklayamıyorum bunu. Büyük ve korkunç, sonu gelmeyecek bir açgözlülük görüyorum insanlarda.
Ne yapıyorsunuz? Sinirden kafamı asfalta sürtmek istiyorum. Önlemini alabileceğim, yapmamam gereken bir şey yaptım ve ufacık hata 2 günüme+1000 lirama malolacak. Nasıl böyle bir salaklık yapabilirim diyip duruyorum kendime, başka bir şey düşünemiyorum. İştahım kesildi, stres doluyum, uykum gelmiyor. Fiziksel acı kendime getirir mi?
Bazen "Aşkı için 3000 km yol tepti ve Şırnak'a gelin gitti" gibi haberler çıkıyor. Bir Hollandalı kadın, ülkemizdeki bir beyefendiye evleniyor vs. Evet Tinder gibi bir uygulama var ama bu tarz evlilik yapanlar bu uygulamaları kullanmıyor sanırım. Bir de bu insanların yabancı dili de pek olmuyor.
Bu tip bir evlilik yapmayı nasıl başarıyor bu insanlar? Hadi bir şekilde tanışıldı diyelim, nasıl yürütüyorlar?
Bu tip bir evlilik yapmayı nasıl başarıyor bu insanlar? Hadi bir şekilde tanışıldı diyelim, nasıl yürütüyorlar?
Yakında sizi mutlu eden ne yaşadınız? "Oh be azıcık yüzümüz güldü" diye neye dediniz? Ben çok mutsuzum da sizinkilerden nemalanayım.
Ev arkadaşımın başına böyle bir durum geldi.
Kız arkadaşıyla bir konuda tartışma yaşıyorlar, kız bizimkine "Git evimden, burası benim evim" diye çıkışıyor. Çocuk da kalkıp gidiyor. Sonrasında kız whatsapp'tan uzun uzun özür mesajları yolluyor, sana bunu yapmamalıydım vs. yazıyor.
Arkadaşım hala sevdiğini söylüyor ama gururu da fena şekilde incinmiş durumda şu an. "Ne yapmalıyım?" diye dolanıyor dünden beri, benden öneri/fikir duymak istiyor. Hiç böyle bir durum yaşamadığım için empati yapamıyorum açıkçası.
Sizce bu türde bir tavır, telafi edilecek türde bir şey midir? Yoksa bu noktadan sonra o defter tamamen kapanmalı mıdır?
Kız arkadaşıyla bir konuda tartışma yaşıyorlar, kız bizimkine "Git evimden, burası benim evim" diye çıkışıyor. Çocuk da kalkıp gidiyor. Sonrasında kız whatsapp'tan uzun uzun özür mesajları yolluyor, sana bunu yapmamalıydım vs. yazıyor.
Arkadaşım hala sevdiğini söylüyor ama gururu da fena şekilde incinmiş durumda şu an. "Ne yapmalıyım?" diye dolanıyor dünden beri, benden öneri/fikir duymak istiyor. Hiç böyle bir durum yaşamadığım için empati yapamıyorum açıkçası.
Sizce bu türde bir tavır, telafi edilecek türde bir şey midir? Yoksa bu noktadan sonra o defter tamamen kapanmalı mıdır?
(10)
Instada tanısanız bile ilginizi çekmeyen insanları takipten çıkıyor musunuz
baldan kaymak #1509729
Sb.
sevdiği bir gösterim uzun süredir yoktu ve yeniden gösterime girmiş.
Bunun için bilet hediye etsek ama tamamen temiz niyetle ayıp olur mu? yanlış anlaşılmasıyla ilgilenmiyorum bile.
Not: ben katılmayacağım. sadece hediye edeceğim bir arkadaşıyla yada kardeşiyle gitsin.
Bunun için bilet hediye etsek ama tamamen temiz niyetle ayıp olur mu? yanlış anlaşılmasıyla ilgilenmiyorum bile.
Not: ben katılmayacağım. sadece hediye edeceğim bir arkadaşıyla yada kardeşiyle gitsin.
Bugünkü sorum abim ile ilgili.Abim 35 yaşında birkaç aydır bir kadın ile görüşüyor. Kadın da 30 lu yaşların başında.Çalıştıkları şirket birbiri ile iş yapıyor bu şekilde tanıştılar. resmiyette tam sevgili gibi değiller ancak buluşuyorlar , kahve içmeye ,içki içmeye gidiyorlar sinemaya gidiyorlar ancak çok yakın iki arkadaş gibi diyebiliriz .Kadın tarafı abimle çok yakın iletişim kuruyor.Bir keresinde üçümüz buluşmuştuk , tavırları sohbeti çok keyifliydi.Yürürken abimin koluna girdi. Birçok defa abimle sarıldı vs. Fakat sorun şu ki kadın tarafının değişik bir iletişim şekli var.Örneğin abim mesaj atıyor herhangi bir konu hakkında bir mesaj olabilir bu, ancak karşı taraf 2 gün hiç cevap yazmıyor .sonra buluştuklarında ya kafam dalgındı , çok yoğundum vs diyor. Abim bazen gün içinde aradığında açmıyor,aradan 2 gün geçince kendisi arıyor .Hiç fark etmedim aradığını ne zaman aramıştın vs yapıyor. Geçenlerde buluştuklarında geç saate kadar dışardalardı, kadın da geç saatte araba ile evine döndüğü için abim eve varınca mesaj atar mısın demiş.Tabi bizimki yine yazmamış , abım de aradı bir sorun var mı diye.Yok ya eve vardım yorulmuşum hiç telefonu elime almadım falan demiş.Bu nasıl bir durum ,biz anlayamadık.Abim de kardeşi gibi kadınlar konusunda şanssız sanırım :)
"aşka inanmak" derken ne kastediliyor anlamıyorum.
bana göre aşk diye bir şey var ve bu çocukça, gelip geçici ve fazlası zararlı bir şey.
aşka inanmıyorum diyenler aşk diye bir duygunun hiç olmadıgını falan mı iddia ediyor? ben aşık oldum diyen birisine, hayır olmadın falan mı diyorlar?
bana göre aşk diye bir şey var ve bu çocukça, gelip geçici ve fazlası zararlı bir şey.
aşka inanmıyorum diyenler aşk diye bir duygunun hiç olmadıgını falan mı iddia ediyor? ben aşık oldum diyen birisine, hayır olmadın falan mı diyorlar?
Yaşanmamış bir çocukluk anısı anlatmanızı istesem 7-10 cümle ile, ne anlatırsınız?
ne zaman ve nasıl anladınız?
Merhaba.
Kendi kullanmadığım araçta kendimi güvende hissetmemek, haliyle kontrolümün dışında olacak bir şekilde ölümcül bir kaza hadisesi yaşamak gibi gideremediğim bir kaygım var. Mesleği taksici gibi şoförlük olanlar veya şoförlüğüne kendim kadar güvendiğim yakın birkaç arkadaşım hariç geri kalanlar için bu durumdayım.
Pandemide arabamı sattım, şu an arabam yok ama mevcut kız arkadaşımın arabası var. Onun arabasıyla şehiriçinde bir yerlere gidip geliyoruz, o konuda kısmen sakin kalabilmeyi başardım. Ama şu günlerde arabasıyla şehirlerarası haftasonu bir yerlere kaçalım diyor. Uzun mesafeler söz konusu ve işte bu nokta sıkıntı, bu bana fazla gelen kısım. "Sen arabanı bana ver, ben kullanırım" gibi bir şey demek de istemiyorum, o pek hoş kaçmaz bence. Neticede araba onun arabası, o teklif etmedikçe ben demem.
Sizce durumumu açıkça böyle böyle, senin kullandığın araçta uzun yolda ben kendimi rahat hissetmem diye söylemem mi lazım? Böyle dersem de bir bozulur sanki. Bugün milli futbolcu Ahmet Çalık'ın trafik kazasında vefat ettiğini öğrenince kaygım daha da bir hortladı.
Kendi kullanmadığım araçta kendimi güvende hissetmemek, haliyle kontrolümün dışında olacak bir şekilde ölümcül bir kaza hadisesi yaşamak gibi gideremediğim bir kaygım var. Mesleği taksici gibi şoförlük olanlar veya şoförlüğüne kendim kadar güvendiğim yakın birkaç arkadaşım hariç geri kalanlar için bu durumdayım.
Pandemide arabamı sattım, şu an arabam yok ama mevcut kız arkadaşımın arabası var. Onun arabasıyla şehiriçinde bir yerlere gidip geliyoruz, o konuda kısmen sakin kalabilmeyi başardım. Ama şu günlerde arabasıyla şehirlerarası haftasonu bir yerlere kaçalım diyor. Uzun mesafeler söz konusu ve işte bu nokta sıkıntı, bu bana fazla gelen kısım. "Sen arabanı bana ver, ben kullanırım" gibi bir şey demek de istemiyorum, o pek hoş kaçmaz bence. Neticede araba onun arabası, o teklif etmedikçe ben demem.
Sizce durumumu açıkça böyle böyle, senin kullandığın araçta uzun yolda ben kendimi rahat hissetmem diye söylemem mi lazım? Böyle dersem de bir bozulur sanki. Bugün milli futbolcu Ahmet Çalık'ın trafik kazasında vefat ettiğini öğrenince kaygım daha da bir hortladı.
saçına, kıyafetine falan dikkat eden biri olarak iş foto çekilmeye geldiğinde cidden budala gibi çıkıyorum.
bir ara dedim fotojenik olmayı öğreneyim her gün kendi fotomu çektim durduk yere işte belki 10.000 fotodan iki tane bunu instagrama koyayım bari diyebileceğim fotom vardır
vesikalıklar da çok kötü pasaportda vizelerde falan cins cins resimlerim var sosyal medyaya resim koyamıyorum doğru düzgün bu benim diye
nasıl oluyor bu iş? ne yapmalı?
erkek
bir ara dedim fotojenik olmayı öğreneyim her gün kendi fotomu çektim durduk yere işte belki 10.000 fotodan iki tane bunu instagrama koyayım bari diyebileceğim fotom vardır
vesikalıklar da çok kötü pasaportda vizelerde falan cins cins resimlerim var sosyal medyaya resim koyamıyorum doğru düzgün bu benim diye
nasıl oluyor bu iş? ne yapmalı?
erkek
ne yapıyorsunuz? nelerden keyif alıyorsunuz? arkadaş gruplarınız nasıl? sahiden eğleniyor musunuz?
Arkadaşlar ben kendimi anlatıcam biraz, kadınlar ile münasebetim kötü değil.
Genel olarak ilişkilerim kısa sürüyor çünkü ben ciddiye binmesine cesaret edemiyorum, bu nedenle çoğu ilişkimde karşı taraf günlük hayatımı yani “rahatsız edici” yönlerimi çok fazla göremeden iş bitmiş oluyor.
Bana rahatsız ediciymiş gibi gelen aşağıdaki yönlerimi özellikle kadınların bakış açısından duymak istiyorum. Büyütülecek bir şey olmayabilirler, ya da aksine deal breaker olabilirler.
1) diğer insanlarla ilişkide süreklilik açısından isteksizlik. Örneğin bir arkadaşımla şartlar dolayısıyla 1 yıl hiç görüşemeyecek olsam hadi ya kötü oldu demem. Arayıp sorma sıklığım da düşüktür, genelde hep arkadaşlarım arar.
2) pek kıskanç olmamak. Daha çok toplumsal normlar nedeniyle, olsa olsa kıskançlık rolü yapabilirim. Onu bile beceremiyorum.
3) bireyci olmak. Partnerimin hayatında ben hiç yokmuşum gibi kendi işini ve hayatını yönlendirebilmesini beklerim. Çünkü ben öyle davranıyorum.
4) aşırı özel alan isteği. Telefonum PC’im eğer mecburen ortak kullanmıyorsak ki artık herkesin kişisel cihazları var, mümkünse partnerimin elini bile sürmesini istemem.
5) özel gün ve benzeri şeyleri hatırlamamak değil önemsememek. Bu yaşıma kadar bir arkadaşımın doğum gününü bir yerlerde kendi isteğimle gidip kutlamadığım, var olan organizasyonların mecburen içine düştüğüm gibi genel olarak da özellikle sorulmadığı durumlar haricinde kendi doğum günümü vb. saklarım. Kutlanmasından da pek hoşlanmam.
6) kafama göre çıkıp bir kaç gün bir yerlere gidebilme isteği. Partnerimden izin almadan ama tabi ki bilgi vererek bir arkadaşımın yanına, bir başka şehire vb gidip takılabilme.
7) biraz fazla libido. Hani partner ok derse sıradışı sıklık ve ortamlarda dahi seks yaparım.
Yani uzun lafın kısası ben daha ilişkinin ilk günlerinde cinsellik dışında 20 yıllık evliler gibi olma özlemi duyuyorum. Bu nedenle de karşımdaki kadınları üzmemek için baştan ilişkiyi kısa kesiyorum
Sizce gereksiz bir durum mu bu. Kadınlar bunlardan hoşlana da bilirler mi?
Genel olarak ilişkilerim kısa sürüyor çünkü ben ciddiye binmesine cesaret edemiyorum, bu nedenle çoğu ilişkimde karşı taraf günlük hayatımı yani “rahatsız edici” yönlerimi çok fazla göremeden iş bitmiş oluyor.
Bana rahatsız ediciymiş gibi gelen aşağıdaki yönlerimi özellikle kadınların bakış açısından duymak istiyorum. Büyütülecek bir şey olmayabilirler, ya da aksine deal breaker olabilirler.
1) diğer insanlarla ilişkide süreklilik açısından isteksizlik. Örneğin bir arkadaşımla şartlar dolayısıyla 1 yıl hiç görüşemeyecek olsam hadi ya kötü oldu demem. Arayıp sorma sıklığım da düşüktür, genelde hep arkadaşlarım arar.
2) pek kıskanç olmamak. Daha çok toplumsal normlar nedeniyle, olsa olsa kıskançlık rolü yapabilirim. Onu bile beceremiyorum.
3) bireyci olmak. Partnerimin hayatında ben hiç yokmuşum gibi kendi işini ve hayatını yönlendirebilmesini beklerim. Çünkü ben öyle davranıyorum.
4) aşırı özel alan isteği. Telefonum PC’im eğer mecburen ortak kullanmıyorsak ki artık herkesin kişisel cihazları var, mümkünse partnerimin elini bile sürmesini istemem.
5) özel gün ve benzeri şeyleri hatırlamamak değil önemsememek. Bu yaşıma kadar bir arkadaşımın doğum gününü bir yerlerde kendi isteğimle gidip kutlamadığım, var olan organizasyonların mecburen içine düştüğüm gibi genel olarak da özellikle sorulmadığı durumlar haricinde kendi doğum günümü vb. saklarım. Kutlanmasından da pek hoşlanmam.
6) kafama göre çıkıp bir kaç gün bir yerlere gidebilme isteği. Partnerimden izin almadan ama tabi ki bilgi vererek bir arkadaşımın yanına, bir başka şehire vb gidip takılabilme.
7) biraz fazla libido. Hani partner ok derse sıradışı sıklık ve ortamlarda dahi seks yaparım.
Yani uzun lafın kısası ben daha ilişkinin ilk günlerinde cinsellik dışında 20 yıllık evliler gibi olma özlemi duyuyorum. Bu nedenle de karşımdaki kadınları üzmemek için baştan ilişkiyi kısa kesiyorum
Sizce gereksiz bir durum mu bu. Kadınlar bunlardan hoşlana da bilirler mi?