aslında hijyen manyağı değilim, sadece kullanacağım çatal kaşık tabak veya bardakta gözle görülen leke ve koku olmasın yeter. manyaklık derecesinde titiz olduğumu düşünmüyorum.
neyse,
mısırlı bir arkadaşım var bunlara her gittiğimde karı koca sağolsun çok güzel ağırlıyorlar ama bardaklarda öyle bir koku var ki midem kaldırmıyor, ayıp olmasın diye de içemicem diyemiyorum resmen işkence çekiyorum o bardaktakini bitirene kadar. geçenlerde bir meyve suyunu 45-50 dakikada zor içtim mesela. artık davet ettiklerinde işim var diyerek gitmemeye çalışıyorum ama kaç kaç nereye kadar.
şimdi bunların başka bir arkadaşı var çok şirin bir kız, o da mısırlı. kıza benim evin yakınlarında ev tuttuk. ev işidir ıvır zıvır tamir tadilat derken hemen hemen her gün gidiyorum, gidiyorum ama bardaklarda aynı kokudan bunda da var. geçenlerde doğum günüm diye davet etti mesela pasta masta almış, çatal kaşıkta sorun yok ama bardakta yine o leş koku. 1 saate yudum yudum içerek zor bitirdim ama aynı şeyi tekrar yapabileceğimi sanmıyorum.
az önce yine kızla konuşuyorum, haftasonu size yemek yapıcam dedi, aha dedim çükü yedik :/ gitmek istiyorum ama o yemekleri, o bardakları kullanmak istemiyorum. sofradan kalkıp da "durun şunu bi çalkalıyayım" da diyemem.
sanırım artık bir şekilde durumu belli etmem lazım ama pat diye de yüzüne denmez ki "bacı senin bardaklar kokuyo midem bulanıyo artık içemiyorum" diye.
napsam ne etsem?
neyse,
mısırlı bir arkadaşım var bunlara her gittiğimde karı koca sağolsun çok güzel ağırlıyorlar ama bardaklarda öyle bir koku var ki midem kaldırmıyor, ayıp olmasın diye de içemicem diyemiyorum resmen işkence çekiyorum o bardaktakini bitirene kadar. geçenlerde bir meyve suyunu 45-50 dakikada zor içtim mesela. artık davet ettiklerinde işim var diyerek gitmemeye çalışıyorum ama kaç kaç nereye kadar.
şimdi bunların başka bir arkadaşı var çok şirin bir kız, o da mısırlı. kıza benim evin yakınlarında ev tuttuk. ev işidir ıvır zıvır tamir tadilat derken hemen hemen her gün gidiyorum, gidiyorum ama bardaklarda aynı kokudan bunda da var. geçenlerde doğum günüm diye davet etti mesela pasta masta almış, çatal kaşıkta sorun yok ama bardakta yine o leş koku. 1 saate yudum yudum içerek zor bitirdim ama aynı şeyi tekrar yapabileceğimi sanmıyorum.
az önce yine kızla konuşuyorum, haftasonu size yemek yapıcam dedi, aha dedim çükü yedik :/ gitmek istiyorum ama o yemekleri, o bardakları kullanmak istemiyorum. sofradan kalkıp da "durun şunu bi çalkalıyayım" da diyemem.
sanırım artık bir şekilde durumu belli etmem lazım ama pat diye de yüzüne denmez ki "bacı senin bardaklar kokuyo midem bulanıyo artık içemiyorum" diye.
napsam ne etsem?
standart bir taksiye sığar mı sizce? arka koltuktan ön koltuğa çaprazlamasına koysak mesela?
galata civarı, eminönü ve sultanahmet sokaklarını ezberledim artık, moda'yı da gezdim sayılır. nişantaşı nasıldır? ara sokaklarda gezilir mi?
hiç görmediğim bir yer olsun istiyorum.
hiç görmediğim bir yer olsun istiyorum.
-- spoiler --
3. sezonda iki tane sessiz adam var psikopat olan, bunlar walter white'ın bacanağı hank'a pusu kuruyorlar. hank birini arabayla geri geri gelip diğer araçla arasına sıkıştırıp pert ediyor (ayakları eziliyor), diğerininde silahla beynini dağıtıyor (anlaşılacağı üzere 'ikiside' pert).
hank'ın hastanede olduğu sıralarda iki sessiz adamdan biri de hastanede ve ayakları yok, buraya kadar herşey normal ama beyni dağılan öteki adam sapa sağlam ortalıkta dolaşıyor. bu nasıl oluyor la? ölmemiş miydi o? hadi en iyi ihitmalle başı falan sargılı olması lazım ama nasıl dimdik ayakta oluyor onu anlayamadım.
neyi atlamışım biri açıklayabilir mi?
-- spoiler --
edit: savaşla aşkı karıştırmışım ben.
bahsettiğim kişiler birbirine benzeyen farklı kişilermiş.
3. sezonda iki tane sessiz adam var psikopat olan, bunlar walter white'ın bacanağı hank'a pusu kuruyorlar. hank birini arabayla geri geri gelip diğer araçla arasına sıkıştırıp pert ediyor (ayakları eziliyor), diğerininde silahla beynini dağıtıyor (anlaşılacağı üzere 'ikiside' pert).
hank'ın hastanede olduğu sıralarda iki sessiz adamdan biri de hastanede ve ayakları yok, buraya kadar herşey normal ama beyni dağılan öteki adam sapa sağlam ortalıkta dolaşıyor. bu nasıl oluyor la? ölmemiş miydi o? hadi en iyi ihitmalle başı falan sargılı olması lazım ama nasıl dimdik ayakta oluyor onu anlayamadım.
neyi atlamışım biri açıklayabilir mi?
-- spoiler --
edit: savaşla aşkı karıştırmışım ben.
bahsettiğim kişiler birbirine benzeyen farklı kişilermiş.
mısırlı bir arkadaş bir olay anlattı da akıl sır erdiremedim, ya da ben anlamadım bok ingilizcemden dolayı.
birkaç gezgin kaçak olarak piramitlerin tepesine tırmanıyor fakat aşağı inemiyorlar, sonra özel ekipler helikopterle gelip bunları kurtarıyor. tabi indikten sonra bir sürü ceza sınır dışı falan filan.
benim anlamadığım çıkması daha zor, onu başarıyorlarda inmeyi nasıl başaramış olabilirler? sonuçta o kadarda yüksek değil taşlar, zıp zıp inemezler miymiş?
neyi atlıyorum?
birkaç gezgin kaçak olarak piramitlerin tepesine tırmanıyor fakat aşağı inemiyorlar, sonra özel ekipler helikopterle gelip bunları kurtarıyor. tabi indikten sonra bir sürü ceza sınır dışı falan filan.
benim anlamadığım çıkması daha zor, onu başarıyorlarda inmeyi nasıl başaramış olabilirler? sonuçta o kadarda yüksek değil taşlar, zıp zıp inemezler miymiş?
neyi atlıyorum?
ulaşım nasıl yaparız? otobüs ne kadar sürer? veya başka bir alternatif var mıdır?
hep okumak istemiştim de ne zaman almaya kalksam ikisi arasında kalıyodum, şimdi hazır enpara kampanyası varken alayım dedim ama yine ikilemde kaldım.
şu;
www.dr.com.tr
ve şu;
www.dr.com.tr
hatta şu da özel basım demiş, bunu da sorayım. ne özelliği var?
www.dr.com.tr
şu;
www.dr.com.tr
ve şu;
www.dr.com.tr
hatta şu da özel basım demiş, bunu da sorayım. ne özelliği var?
www.dr.com.tr
daha önce hiç polisiye okumamıştım, ahmet ümit'in 1-2 kitabını okuduktan sonra hoşuma gitmeye başladı.
sherlock holmes ve agatha christie okumadım doğal olarak, hangisiyle devam edeyim sizce? ikisi arasında bir kıyaslama yapılabilir mi onu bile bilmiyorum ama sürükleyici ve çok karışık bir anlatım olmasın yeter (toplu taşıma veya gürültülü ortamlarda okuduğum zaman dikkat veremediğimden atladığım yerler oluyor)
sherlock holmes ve agatha christie okumadım doğal olarak, hangisiyle devam edeyim sizce? ikisi arasında bir kıyaslama yapılabilir mi onu bile bilmiyorum ama sürükleyici ve çok karışık bir anlatım olmasın yeter (toplu taşıma veya gürültülü ortamlarda okuduğum zaman dikkat veremediğimden atladığım yerler oluyor)
çalışanların agi'lerini hesaplarken verdikleri bilgilerin sağlamasını nasıl yapıyorsunuz? mesela bizdeki uyanığın biri 4 çocuk için agi alıyordu ama meğer 2'si sigortalı çalışanmış, yıllarca keklemiş bizi.
bunun önüne nasıl geçilir? çocukların tc'leri tek tek sorgulanmalı mı? evetse nasıl?
bunun önüne nasıl geçilir? çocukların tc'leri tek tek sorgulanmalı mı? evetse nasıl?
mesela masanın üstündeki telefon titreyince sanki kulağımın içinde davul çalınıyormuş gibi oluyor. telefon yan veya üst kattaki komşunun bile olsa aşırı rahatsız oluyorum.
titreşim sesi dışında bir örnek hatırlayamadım ama bu frekanstaki sesler rahatsız ediyor işte.
bu rahatsızlığın adını da bilmiyorum. uğultu mu, çınlama mı yoksa başka bir isimle mi çağırılıyor bilsem daha net tarif edicem de.
nedir bu olay? çözüm, yorum, tedavi?
titreşim sesi dışında bir örnek hatırlayamadım ama bu frekanstaki sesler rahatsız ediyor işte.
bu rahatsızlığın adını da bilmiyorum. uğultu mu, çınlama mı yoksa başka bir isimle mi çağırılıyor bilsem daha net tarif edicem de.
nedir bu olay? çözüm, yorum, tedavi?
turkcell'de var mesela, mobil interneti kapattığın anda ekranda hemen bir pencere açılıyor kullanım detaylarına ilişkin.
1- bu özelliğin adı ne?
2- vodafone'da var mı?
1- bu özelliğin adı ne?
2- vodafone'da var mı?
ben tarçın aşığı biri olmama rağmen çubuk tarçınla henüz 4 dakika önce tanıştım. çaycı ablamız sıcak suyun içine biraz şeker ve çubuk koymuş ortaya mükemmel bir şey çıkmış, içerken orgazm olayazdım.
bu çubuk tarçının başka kullanım alanları var mı? mesela havuç yer gibi kütür kütür girişebilir miyiz? veya bir şeye batırıp yiyebilir miyiz?
sadece sıcak suyun içine konup içilsin diye yapılmamıştır sanıyorum.
edit: sertmiş ya la
bu çubuk tarçının başka kullanım alanları var mı? mesela havuç yer gibi kütür kütür girişebilir miyiz? veya bir şeye batırıp yiyebilir miyiz?
sadece sıcak suyun içine konup içilsin diye yapılmamıştır sanıyorum.
edit: sertmiş ya la
sağına soluna iyice baktım ama şu ekrandaki tuşlar dışında başka bir tuş göremedim. pili takar takmaz ekran açıldı ve bir daha kapanmadı. belki kendiliğinden kapanır diye bekledik ama dünden beri açık gavat. buna pil mi dayanır la? her defasında pilleri de çıkaramayız.
kullanma klavuzu yok, bütün tuşlara uzun süre basılı tuttum gene olmadı. bu işin oluru nedir?
kullanma klavuzu yok, bütün tuşlara uzun süre basılı tuttum gene olmadı. bu işin oluru nedir?
bu seneye kadar hep evimden uzak yerlerde sınava giriyordum, metrobüs ve minibüs mesafesinden bahsediyorum ama son iki sınavdır hep evime yakın yerler çıkmaya başladı. yürüyerek 10-15 dakikada ulaşabildiğim okullar.
herkeste böyle mi yoksa ikinci üniversite olmasıyla bir ilgisi olabilir mi?
herkeste böyle mi yoksa ikinci üniversite olmasıyla bir ilgisi olabilir mi?
bizim müdürün gözünde bir rahatsızlık var, buradaki doktorlar tedavi edememiş o da almanya'ya gitmeye karar verdi fakat kime gideceğini bilmiyor. bu durumlarda hangi platformu kullanıyoruz? mesela işinin ehli doktor kimdir, şu hastalığın uzmanı kimdir, hangi şehirde bulabiliriz gibi detaylar.
fikri olan var mı?
fikri olan var mı?
elimde 25 yıllık bir kaset var (vhs), bunu cd'ye çektirmek istiyorum ama kim yapıyor ki bu işleri? eskiden bazı dükkanların camında yazardı ama artık göremiyorum.
nerelere bakayım, kimlere sorayım, hangi dükkanlar ilgilenir bununla?
istanbul içi tavsiyeniz varsa oraya da gidebilirim.
ayrıca fiyatlara hakim olan var mı? ortalama nedir ücretler?
nerelere bakayım, kimlere sorayım, hangi dükkanlar ilgilenir bununla?
istanbul içi tavsiyeniz varsa oraya da gidebilirim.
ayrıca fiyatlara hakim olan var mı? ortalama nedir ücretler?
birkaç sokak mesafeden tek başıma taşıyabileceğim kadar hafif midir yoksa demonte edip birkaç kişi mi taşıyalım?
2 hafta oldu ama hala aklımdan çıkmıyor, bir de sizin yorumunuzu alayım. mümkün olduğunca kısa yazmaya çalışacağım.
öncelikle kısa bilgi vereyim; kuzen dediğim insan amcamın oğlu, yani birlikte doğup büyüdük, düğün arabasını bile ben kullandım, bulunduğu şehre her gittiğimde ilk iş onu görürüm. aramızdaki yakınlık bu.
iki hafta önce bulunduğu şehre gittim (aynı zamanda memleketim), ilk olarak yine buna gittim tabi. bu arada kendisi 1 yıldır evli, eşiyle de birbirimizi severiz aramız iyidir (yani ben öyle biliyordum). neyse gittim, "bu gece kalıcam sabah da erkenden istanbul'a dönerim" dedim kuzene. "ee nerede yatacaksın" dedi. "telefonda söyledim ya sizde yatıcam ama sorun olur dersen couchsurfing'den birini bulurum" dedim gülümseyerek. şöyle bir 3-4 saniye yüzüme baktı, "kuzen sen cs'den birin bul o zaman :)" dedi. bende o an sıcağı sıcağına olayın farkına varamayarak "olur tabi nolcak" dedim. sonra eşi mutfağa gittiğinde kulağıma eğilip "buket rahatsız olurum dedi o yüzden kabul edemedim kusura bakma kuzen" dedi. bende son derece normal karşıladım. telefondan birkaç kişiyi aradım bana ev ayarlayın kendi memleketimde sokakta kaldım falan dedim bunun gözünün içine bakarak ama bana mısın demedi. neyse sonra hiç tanımadığım biri kabul etti gidip onda kaldım.
buraya kadar gerçekten her şey normalmiş gibi karşıladım ama jeton sonradan düştü, lan kardeş gibi büyüdüğümüz, aramızdan su sızmayan kuzen resmen gece yarısı kapının önüne koydu beni. gecenin 11'inde -15 derece havada kalacak yer aradım. ciddi ciddi inanılacak gibi değil. eve gelip bizimkilere anlattım çıldırdılar. hani böyle bir şeye ihtimal bile vermediklerinden çok şaşırdılar tabi. benimde o an jeton düşmediği için hiç bir şey diyemedim, bayağı bayağı kırıldım ama onların haberi yok benim alındığımdan.
ha bu arada "sen couchsurfing'den birini bul" dedikten 10 dakika sonra "iki hafta sonra sonra istanbul'a gelicez, işyerinden izin alıp bizi gezdirirsin" dedi yüzsüzlüğe bakar mısın. bu arada bizde kalacaklar tabi. bende "ee nerede kalacaksınız" diyemedim ya içime oturdu. "tabi buyrun gelin" falan dedim.
olay bu işte, 2 haftadır sindiremiyorum bu hareketi. onlar her sene bize gelip 1 hafta kalırlar, annemle babam kendi odalarını bunlara verir, ceplerine paralarını koyarız. ben ilk defa onlara gittim evden kovdular resmen. neymiş eşi rahatsız olurmuş. lan zaten gecenin 11'inde gitmişim, sabah da kahvaltı bile yapmadan yola çıkıcam ne rahatsızlığı.
bu şimdi birkaç güne kadar beni arayacak istanbul'a geliyoruz diye, nasıl bi tepki vereyim ki yaptığı eşekliği anlasın? gerekirse tüm bağ kopsun umrumda değil.
edit: ben 25, kuzen 28 yaşında.
öncelikle kısa bilgi vereyim; kuzen dediğim insan amcamın oğlu, yani birlikte doğup büyüdük, düğün arabasını bile ben kullandım, bulunduğu şehre her gittiğimde ilk iş onu görürüm. aramızdaki yakınlık bu.
iki hafta önce bulunduğu şehre gittim (aynı zamanda memleketim), ilk olarak yine buna gittim tabi. bu arada kendisi 1 yıldır evli, eşiyle de birbirimizi severiz aramız iyidir (yani ben öyle biliyordum). neyse gittim, "bu gece kalıcam sabah da erkenden istanbul'a dönerim" dedim kuzene. "ee nerede yatacaksın" dedi. "telefonda söyledim ya sizde yatıcam ama sorun olur dersen couchsurfing'den birini bulurum" dedim gülümseyerek. şöyle bir 3-4 saniye yüzüme baktı, "kuzen sen cs'den birin bul o zaman :)" dedi. bende o an sıcağı sıcağına olayın farkına varamayarak "olur tabi nolcak" dedim. sonra eşi mutfağa gittiğinde kulağıma eğilip "buket rahatsız olurum dedi o yüzden kabul edemedim kusura bakma kuzen" dedi. bende son derece normal karşıladım. telefondan birkaç kişiyi aradım bana ev ayarlayın kendi memleketimde sokakta kaldım falan dedim bunun gözünün içine bakarak ama bana mısın demedi. neyse sonra hiç tanımadığım biri kabul etti gidip onda kaldım.
buraya kadar gerçekten her şey normalmiş gibi karşıladım ama jeton sonradan düştü, lan kardeş gibi büyüdüğümüz, aramızdan su sızmayan kuzen resmen gece yarısı kapının önüne koydu beni. gecenin 11'inde -15 derece havada kalacak yer aradım. ciddi ciddi inanılacak gibi değil. eve gelip bizimkilere anlattım çıldırdılar. hani böyle bir şeye ihtimal bile vermediklerinden çok şaşırdılar tabi. benimde o an jeton düşmediği için hiç bir şey diyemedim, bayağı bayağı kırıldım ama onların haberi yok benim alındığımdan.
ha bu arada "sen couchsurfing'den birini bul" dedikten 10 dakika sonra "iki hafta sonra sonra istanbul'a gelicez, işyerinden izin alıp bizi gezdirirsin" dedi yüzsüzlüğe bakar mısın. bu arada bizde kalacaklar tabi. bende "ee nerede kalacaksınız" diyemedim ya içime oturdu. "tabi buyrun gelin" falan dedim.
olay bu işte, 2 haftadır sindiremiyorum bu hareketi. onlar her sene bize gelip 1 hafta kalırlar, annemle babam kendi odalarını bunlara verir, ceplerine paralarını koyarız. ben ilk defa onlara gittim evden kovdular resmen. neymiş eşi rahatsız olurmuş. lan zaten gecenin 11'inde gitmişim, sabah da kahvaltı bile yapmadan yola çıkıcam ne rahatsızlığı.
bu şimdi birkaç güne kadar beni arayacak istanbul'a geliyoruz diye, nasıl bi tepki vereyim ki yaptığı eşekliği anlasın? gerekirse tüm bağ kopsun umrumda değil.
edit: ben 25, kuzen 28 yaşında.
yabancı bir arkadaş için zar zor bir ev bulduk, gördük beğendik anlaştık fakat ev sahibi vergi ödememek için kirayı elden almak istiyorum diye açık açık belirtti. bizimde başka seçeneğimiz olmadığı için (10 emlakçı gezdik hepsi kapıdan çevirdi yabancıya ev vermiyoruz diye) mecburen kabul ettik. bankaya yatırmak isterseniz vergisini size yansıtırım dedi adi herif. halbuki kira bedeli zaten piyasaya göre normal, hatta pahalı bile.
daha sonra biz pratik olması için bankaya yatırmak istiyoruz diye ısrar edince emlakçı devreye girdi, benim hesabıma yapın bende ev sahibine veririm dedi, eh tamam dedik başka çaremiz yok.
şimdi biz başımızın yanma ihtimalini göze alarak kirayı emlakçının hesabına yapacağız (ev sahibinin haberi var) ama yinede kendimizi güvence altına almak için açıklamaya ne yazsak yeterli olur? evin açık adresini yazıp şu ayın kirası desem sığmaz herhalde, nasıl bir şey yapalım?
not: ev sahibi öyle aksi ve ihtiyar biri değil, samimi ve sıcak kanlı geldi bana. sorun yaşama ihtimalimiz düşük olduğu için riske girdim.
daha sonra biz pratik olması için bankaya yatırmak istiyoruz diye ısrar edince emlakçı devreye girdi, benim hesabıma yapın bende ev sahibine veririm dedi, eh tamam dedik başka çaremiz yok.
şimdi biz başımızın yanma ihtimalini göze alarak kirayı emlakçının hesabına yapacağız (ev sahibinin haberi var) ama yinede kendimizi güvence altına almak için açıklamaya ne yazsak yeterli olur? evin açık adresini yazıp şu ayın kirası desem sığmaz herhalde, nasıl bir şey yapalım?
not: ev sahibi öyle aksi ve ihtiyar biri değil, samimi ve sıcak kanlı geldi bana. sorun yaşama ihtimalimiz düşük olduğu için riske girdim.
internet üzerinden taze bir girişimciyle tanıştım. adam projesinden bahsetti, oldukça güzel ve yaratıcı bir fikir ve bana gayet mantıklı geldi.
anlaşırsak sitenin görsel ve grafiklerini yapacağım bende. yarın buluşup detayları yüz yüze konuşacağız ama öyle dev yatırımlarla kurulan profesyonel bir proje değil. ilerleyen zamanlarda işi büyütmeyi düşünüyor.
ben ciddi bir proje diye başvurmuştum ama meğer çocuk tek başınaymış (hadi bilemedin birkaç kişilik ekip ile bu işe girecek). bilseydim hiç bulaşmazdım ama konuşmuş bulunduk artık, çocuk da iyi niyetli gibi geldi o yüzden vazgeçiyorum da diyemedim. iş zaten part-time, evden günde 1-2 saat yapsam yeter.
yalnız ödeme konusu kafama takılıyor, nasıl bir ücret isteyeyim onu bilemedim. mesela saat bazında mı, yaptığım iş başına mı yoksa başlangıç olarak hiç para talep etmeyip site para kazanmaya başladıkça kârdan küçük bir yüzde mi isteyeyim? bu son seçenek aklıma yatıyor ama onu nasıl garanti altına alırız? ortada sözleşme yapacak bir kurum yok sonuçta, elimde nasıl bir koz olabilir?
mesela birkaç yıl önce ünlü bir lastik firmasının işini yaptım ama paramın üstüne yattılar, elimdeki işleri rakip firmaya göndermekle tehdit edince paramı alabilmiştim ama bu işte böyle bir şansım yok.
fikir ve yorumlarınıza ihtiyacım var.
anlaşırsak sitenin görsel ve grafiklerini yapacağım bende. yarın buluşup detayları yüz yüze konuşacağız ama öyle dev yatırımlarla kurulan profesyonel bir proje değil. ilerleyen zamanlarda işi büyütmeyi düşünüyor.
ben ciddi bir proje diye başvurmuştum ama meğer çocuk tek başınaymış (hadi bilemedin birkaç kişilik ekip ile bu işe girecek). bilseydim hiç bulaşmazdım ama konuşmuş bulunduk artık, çocuk da iyi niyetli gibi geldi o yüzden vazgeçiyorum da diyemedim. iş zaten part-time, evden günde 1-2 saat yapsam yeter.
yalnız ödeme konusu kafama takılıyor, nasıl bir ücret isteyeyim onu bilemedim. mesela saat bazında mı, yaptığım iş başına mı yoksa başlangıç olarak hiç para talep etmeyip site para kazanmaya başladıkça kârdan küçük bir yüzde mi isteyeyim? bu son seçenek aklıma yatıyor ama onu nasıl garanti altına alırız? ortada sözleşme yapacak bir kurum yok sonuçta, elimde nasıl bir koz olabilir?
mesela birkaç yıl önce ünlü bir lastik firmasının işini yaptım ama paramın üstüne yattılar, elimdeki işleri rakip firmaya göndermekle tehdit edince paramı alabilmiştim ama bu işte böyle bir şansım yok.
fikir ve yorumlarınıza ihtiyacım var.
ben deli gibi yeşilçam izlerim. az önce iffet'i izlerken farkettim de izlediğim filmlerde hiç türbanlı (tesettürlü) biri dikkatimi çekmedi. oyuncu olsun, figüran olsun, caddede yürüyen kalabalıkta bile kapalı birini görmedim.
vardı da benim mi farketmedim yoksa mükemmel bir tespit mi mıçtım?
not: alyazmalım ve çöpçüler kralı'ndaki ayşen gruda türü anadolu teyzesi eşarplarından bahsetmiyorum, günümüzdeki tesettüründen bahsediyorum.
vardı da benim mi farketmedim yoksa mükemmel bir tespit mi mıçtım?
not: alyazmalım ve çöpçüler kralı'ndaki ayşen gruda türü anadolu teyzesi eşarplarından bahsetmiyorum, günümüzdeki tesettüründen bahsediyorum.
tek başına yaşayacak yabancı bir kız arkadaşımız var, mecidiyeköy'e yakın olduğu için kağıthane'de ev bulalım diye tutturdu. ben daha harita üzerindeki konumunu bile bilmiyorum o derece uzağım konuya.
semt olarak güvenli midir? gönül rahatlığıyla ev tutabilir miyiz? veya uzak durmamız gereken yahut özellikle bakmamız gereken mahalle var mıdır?
semt olarak güvenli midir? gönül rahatlığıyla ev tutabilir miyiz? veya uzak durmamız gereken yahut özellikle bakmamız gereken mahalle var mıdır?
yurtiçi kargo ile 20 gün önce aynı şehirdeki başka bir adrese paket gönderdim fakat gönderi hala adrese teslim edilmedi. kuryelerin gerizekalılığı yüzünden şubeler arası geziyor. şube müdürü, bölge müdürlüğü ve genel müdürlük dahil görüşmediğim kimse kalmadı fakat henüz bir gelişme yok.
yönetmeliğe göre kaç gün içinde teslim edilmezse hak talep edebiliyorum? başka ne yapabilirim? şikayet edebileceğim ciddi bir kurum var mıdır?
yönetmeliğe göre kaç gün içinde teslim edilmezse hak talep edebiliyorum? başka ne yapabilirim? şikayet edebileceğim ciddi bir kurum var mıdır?
tütsücüde yüzlerce çeşit var ama sanki hepsi aynı kokuyormuş gibi geliyor bana. böyle hepsi mistik, gotik, kilise kokusu, hindistan tarzı şeyleri anımsatıyor.
bunların oda spreyi gibi daha hafif koku yayan modelleri var mıdır?
edit: tütsü alternatifi de önerebilirsiniz, maksat evin içinde ateşli bir şey yansın dursun öyle.
bunların oda spreyi gibi daha hafif koku yayan modelleri var mıdır?
edit: tütsü alternatifi de önerebilirsiniz, maksat evin içinde ateşli bir şey yansın dursun öyle.
evde mum yakmayı seviyorum, ikea'ya her gittiğimde cam bardak içindeki kokulu olanlardan alıyorum ama artık mumla birlikte paramında çatır çatır yandığını düşünüyorum.
bu minik yuvarlak beyaz mumların 3-5 katı büyüklüğünde olanları var mı piyasada? ya da cam bardak/kavanoz içinde olanların ucuzlarından bulabileceğim bir yer?
aha şimdi aklıma geldi, kendim yapsam ya? derya baykal tarzı sitelerde mum yapma tarifleri görmüştüm, karışımı hazırlayıp bardağa döksem mis gibi aradığım şey işte. 24 saat yansın. dur bi onu araştırayım ben.
bu minik yuvarlak beyaz mumların 3-5 katı büyüklüğünde olanları var mı piyasada? ya da cam bardak/kavanoz içinde olanların ucuzlarından bulabileceğim bir yer?
aha şimdi aklıma geldi, kendim yapsam ya? derya baykal tarzı sitelerde mum yapma tarifleri görmüştüm, karışımı hazırlayıp bardağa döksem mis gibi aradığım şey işte. 24 saat yansın. dur bi onu araştırayım ben.
istanbul dışında yaşayan bir kız arkadaşım internetten birkaç araç beğenmiş, istanbul'da olduğum için benden rica etti. sen bu işlerden anlarsın, gidip ekspertiz yaptır tamam dersen gelir alırım dedi ama işin ilginç tarafı ben hiç anlamam. karizmayı çizdirmemek için tabi canım ne olacak dedim ama bozuk araba aldırmayalım kıza.
şimdi bu ekspertiz olayı nasıl oluyor? aracın kendi servisine gidip ekspertiz raporu çıkarıp o puana göre aracın durumunu mu anlıyoruz yoksa sanayide kaportacı mahmut'a gidip sözlü yorum mu yaptırıyoruz?
işleyiş ve maliyet hakkında bilgi verebilir misiniz?
şimdi bu ekspertiz olayı nasıl oluyor? aracın kendi servisine gidip ekspertiz raporu çıkarıp o puana göre aracın durumunu mu anlıyoruz yoksa sanayide kaportacı mahmut'a gidip sözlü yorum mu yaptırıyoruz?
işleyiş ve maliyet hakkında bilgi verebilir misiniz?
bunların halkasız hali nasıldır? görsel aradım ama bulamadım. yani uzun yıllar bu halkayı takıp da sonradan çıkarmış birini merak ediyorum, boynu zürafa gibi mi olur yoksa halka çıkınca eski haline mi döner dicem ama eski hali diye bir şey yok ki küçük yaştan itibaren takıyorlar.
ek olarak, bu halkaların ingilizcesi nedir?
edit: buldum buldum "neck rings" olarak geçiyormuş te allam, bende çok spesifik bir şey sandımdı. "neck rings removed" yazınca da temiz hali çıkıye.
ek olarak, bu halkaların ingilizcesi nedir?
edit: buldum buldum "neck rings" olarak geçiyormuş te allam, bende çok spesifik bir şey sandımdı. "neck rings removed" yazınca da temiz hali çıkıye.
ya bir arkadaş sordu 1 haftadır bulamadık, bende kafaya taktım. normalde duyuruya bu tarz şeyler sormam ama.
nedir bu anlatılmak istenen?
edit: cevaplara tik koyuyorum ama henüz doğru cevabı bulmuş değiliz.
edit: büyük hali;
lh3.googleusercontent.com
nedir bu anlatılmak istenen?
edit: cevaplara tik koyuyorum ama henüz doğru cevabı bulmuş değiliz.
edit: büyük hali;
lh3.googleusercontent.com
sevmek zamanı, susuz yaz ve ah güzel istanbul'u izleyip bayıldım. bu yaşıma kadar hiç siyah beyaz film izlememiştim.
bunların dışında ne tavsiye edersiniz?
yerli film tabi.
bunların dışında ne tavsiye edersiniz?
yerli film tabi.
önceki duyurulara baktım fakat çoğu film ve sanaçtı posterleri ile ilgili. benim istediğim şu tarz bir şey;
www.kaft.com
yarın boşum, nerelere gidip baksam? fiyatlar ortalama nedir? piyasayı hiç bilmediğim için kazıklanmak istemiyorum. mesela kaft'ın 24 liralık posterleri fiyat olarak nasıl uygun mu?
siz yinede açık adres verirseniz gidip bakarım. avrupa-anadolu hiç farketmez.
edit: özellikle istanbul temalı istiyorum.
www.kaft.com
yarın boşum, nerelere gidip baksam? fiyatlar ortalama nedir? piyasayı hiç bilmediğim için kazıklanmak istemiyorum. mesela kaft'ın 24 liralık posterleri fiyat olarak nasıl uygun mu?
siz yinede açık adres verirseniz gidip bakarım. avrupa-anadolu hiç farketmez.
edit: özellikle istanbul temalı istiyorum.
ya bakıp bakıp gülüyorum ne güzel yapmışlar. hangi cihazda veya uygulamada var bu?
peynirli doritos'u toz haline getirip yapılan bir yemek vardı, sos da olabilir. ufalayıp bir şeyin içine ilave ediyorduk.
neydi o bilen var mı?
neydi o bilen var mı?
önümüzdeki birkaç gün farklı evlerde kalacağım, evlerin sobalı olma ihtimali yüksek.
sobalı odada yatarken bok yoluna gitmemek için hangi tedbirleri almamız gerekiyor? yatarken kömür veya odun atmıyoruz bunu biliyorum, başka?
sobalı odada yatarken bok yoluna gitmemek için hangi tedbirleri almamız gerekiyor? yatarken kömür veya odun atmıyoruz bunu biliyorum, başka?
bir arkadaş kıbrıs'ta lisans okudu fakat diplomasını henüz almadı. şimdi tekrar lys'ye girip lisans okursam (veya aöf) tecil hakkım oluyor diye tutturdu, ben mümkün değil dedim ama aöf'e sordum oluyormuş dedi. adam haziran'da mezun oldu ve şimdi aöf okuyor. şubeye falan gidip işlem yapmadı. bakaya kalacaksın yaka paça askere alacaklar diyorum yok diyor 2 yere sordum eminim.
yahu lisans mezunu birinin yüksek lisans dışında tecil hakkı olmuyor ki?
yanlış mı biliyorum?
bu kadar emin konuşması benimde kafamı karıştırdı. atladığım bir nokta mı var?
yahu lisans mezunu birinin yüksek lisans dışında tecil hakkı olmuyor ki?
yanlış mı biliyorum?
bu kadar emin konuşması benimde kafamı karıştırdı. atladığım bir nokta mı var?
2-3 gündür başlığa bakıyorum ama göremedim, hepsini okuyacak halim de yok tabi.
link verebilir misiniz?
link verebilir misiniz?
şu 80-90 liraya satılanlar var ya, yurtdışından geldikten sonra kendi imkanlarımızla atabilir miyiz?
mesela android samsung'lara atılıyor ama nexus'lara atılamıyor, buna benzer bir durum var mı bu eski telefonlar için?
mesela android samsung'lara atılıyor ama nexus'lara atılamıyor, buna benzer bir durum var mı bu eski telefonlar için?
bakımı geçtim hepsi harabe, tinerci yuvası resmen.
halbuki çok değerli yerler, bunların sahipleri veya mirascıları neden ilgilenmiyor ki? bu güzelim evler neden kaderine terk edilmiş?
not: özellikle galata civarı için soruyorum.
halbuki çok değerli yerler, bunların sahipleri veya mirascıları neden ilgilenmiyor ki? bu güzelim evler neden kaderine terk edilmiş?
not: özellikle galata civarı için soruyorum.
yarın günümü yürümeye ayırdım. aklımdaki tek yer serdar-ı ekrem sokağı, daha doğrusu doğan apartmanı. onu çok merak ediyorum, gitmişken belki kuleye çıkarım, ara sokaklarda dolanırım.
bunun dışında o civarda gezilip görülmesi gereken nereleri var? mesela galata-beşiktaş çemberi arasında olabilir. tarihi yarımada olmasın.
bunun dışında o civarda gezilip görülmesi gereken nereleri var? mesela galata-beşiktaş çemberi arasında olabilir. tarihi yarımada olmasın.
4 farklı telefonda denedim, her defasında balıkgözü lens bulanık çekiyor ama diğer makro ve geniş açılı lensler gayet net.
mercekleri çıkarıp tek tek sildim, ters düz yaptım yine olmadı. otomatik zoom'lama da açık.
sorun ne ola ki?
mercekleri çıkarıp tek tek sildim, ters düz yaptım yine olmadı. otomatik zoom'lama da açık.
sorun ne ola ki?
ödeme sırası beklerken kasanın yanında bulunan bir parfümden sıkmıştım öylesine, nasılsa almayacağım diye adına bile bakmadım sadece fiyatı ilişti gözüme, 20 lira gibi bir şeydi (kaç ml hatırlamıyorum)
sıkıp çıktıktan sonra farkettim ki çok güzel bir kokusu var, kalıcılığı da güzel. o gün akşama kadar koku geçmedi mesela, hatta birkaç gün olmasına rağmen bilekliğim hala kokuyor.
bana kaliteli gibi geldi ama tester olduğu için yanılıyor olabilir miyim? kendisini aldıktan sonra 3 dakikada uçup gider mi?
sıkıp çıktıktan sonra farkettim ki çok güzel bir kokusu var, kalıcılığı da güzel. o gün akşama kadar koku geçmedi mesela, hatta birkaç gün olmasına rağmen bilekliğim hala kokuyor.
bana kaliteli gibi geldi ama tester olduğu için yanılıyor olabilir miyim? kendisini aldıktan sonra 3 dakikada uçup gider mi?
sözlükteki "otostopla dünyayı gezen kızın türkiye fotoğrafları" başlığındaki fotoğraflardan bahsediyorum.
novatogatorop.com
bunlar eski tip filmli makineler ile mi çekiliyor? (analog makine deniyor sanırım)
eğer öyleyse dijital kameralarda bu renkleri yakalama şansımız yok mu?
novatogatorop.com
bunlar eski tip filmli makineler ile mi çekiliyor? (analog makine deniyor sanırım)
eğer öyleyse dijital kameralarda bu renkleri yakalama şansımız yok mu?
bugünkü merkez bankası toplantısının kararına bağlı olarak faiz yükselirse dolar düşecek, düşerse artacak dimi doğru biliyorum?
peki ben şimdi merkez bankasının kararı açıklayacağı anda eş zamanlı olarak internet bankacılığında pusuya yatsam, eğer "faizleri düşürüyoruz" kararı alınırsa hemen o anda dolara abansam yükselmeden almış olur muyum?
peki ben şimdi merkez bankasının kararı açıklayacağı anda eş zamanlı olarak internet bankacılığında pusuya yatsam, eğer "faizleri düşürüyoruz" kararı alınırsa hemen o anda dolara abansam yükselmeden almış olur muyum?
çok şaşalı bir şey olmasına gerek yok hepsi birbirinin aynı zaten.
mall of istanbul, cevahir, akbatı, pelican, akmerkez, torium ve nautilus dışında nerelerde gezilebilir?
edit: duyuru olarak açmışız yav, soruya çevirdim.
mall of istanbul, cevahir, akbatı, pelican, akmerkez, torium ve nautilus dışında nerelerde gezilebilir?
edit: duyuru olarak açmışız yav, soruya çevirdim.
toplu dediğim 10 bin lira kadar, bunu mahalle dövizcisinden mi alsak yoksa kapalıçarşı veya kuyumcukent'e falan mı gitsek? ya da uğraştığımıza değecek bir kur değişikliği olur mu?
atıyorum güncel euro kuru 3.18 diyelim, pazarlıktan sonra ortalama kur ne olur?
atıyorum güncel euro kuru 3.18 diyelim, pazarlıktan sonra ortalama kur ne olur?
ebay veya gittigidiyor'da olduğu gibi satıcı profilini göremiyor muyuz? mesela feedback olsun daha önce kaç satış yaptığı olsun hiç bir detaya ulaşamadım. 10 yıllık satıcı ile 1 aylık satıcıyı ayırt edecek bir detay yok sanki (x yıllık satıcı logosunu kastetmiyorum).
kısaca satıcının güvenilirliğini nasıl anlıyoruz?
kısaca satıcının güvenilirliğini nasıl anlıyoruz?
şu ekteki gibi bir fotoğrafı telefonla çekiyorum ama çatı o kadar parlak çıkıyor ki hiç bir şey anlaşılmıyor.
hangi ayarları kurcalayarak şunun gibi net çıkmasını sağlayabilirim?
hangi ayarları kurcalayarak şunun gibi net çıkmasını sağlayabilirim?
beyler makine gibi bir kolaylık varken neden jiletle tıraş oluyorsunuz? sinek kaydıysa makine de sinek kaydı kesmiyor mu?
ben oldum olası makine kullanırım daha jilet değmedi yüzüme, babamda öyle mesela. 5 yıl öncesine kadar babasının 80 model makinesini kullanıyordu, sonra bozuldu da kendi mekinesini aldı sonunda.
jilet tercih edenler alışkanlıktan mı kullanıyor yoksa bir bildiğiniz var mı?
(fotoğrafı da sabah gördüm, soldaki jilet sağdaki makineyle kesilen sakal)
ben oldum olası makine kullanırım daha jilet değmedi yüzüme, babamda öyle mesela. 5 yıl öncesine kadar babasının 80 model makinesini kullanıyordu, sonra bozuldu da kendi mekinesini aldı sonunda.
jilet tercih edenler alışkanlıktan mı kullanıyor yoksa bir bildiğiniz var mı?
(fotoğrafı da sabah gördüm, soldaki jilet sağdaki makineyle kesilen sakal)
doktor anneannemize bundan vermiş, sabah da eve hemşire gelip yapmış fakat tekrar gelmeme gerek yok diğerlerini kendiniz de yapabilirsiniz demiş yalnız bu bildiğin enjeksiyon, şırınga iğne ilaç hepsi kurulu bir şekilde paketin içinde.
şimdi ben bunu nasıl yapayım? riskli değil mi? ya damara denk getirirsem? hemşire hiç risk yok olsa zaten siz yapın demeyiz falan demiş ama ben emin olamadım yinede.
dün koldan yapılmış, sabah göbekten, şimdi de diğer koldan yapacağız.
geçen sene yardımlarınız ile kalçadan enjeksiyon yapmayı öğrendim ama bu daha farklı. tarif edebilir misiniz?
şimdi ben bunu nasıl yapayım? riskli değil mi? ya damara denk getirirsem? hemşire hiç risk yok olsa zaten siz yapın demeyiz falan demiş ama ben emin olamadım yinede.
dün koldan yapılmış, sabah göbekten, şimdi de diğer koldan yapacağız.
geçen sene yardımlarınız ile kalçadan enjeksiyon yapmayı öğrendim ama bu daha farklı. tarif edebilir misiniz?
bir arkadaşım orada asker, rahat kullanabilmesi için telefon bakıyoruz da mesela burada 100-150 lira olan eski tip cep telefonları orada ne kadardır?
avantajı olacaksa oradan alacak, fark eden bir şey olmazsa buradan alıp göndereceğiz.
ikinci el de olur aslında.
avantajı olacaksa oradan alacak, fark eden bir şey olmazsa buradan alıp göndereceğiz.
ikinci el de olur aslında.