Ekşi Duyuru

yeni aldığım şortun cebinden esrarengiz bir şekilde kırık hafıza kartı çıktı, çok merak ettim içinde ne var acaba. akıllı telefonlara takılan minik kartlardan ve enlemesine kırılmış, yani çipi sağlam. çipin olduğu parça duruyor fakat diğer yarısı yok.

şimdi ben bu kartı çalıştırıp içindeki dataları görebilir miyim?

yarın için 2 adet bilet alacağım, toplamda 70-80 lira tutuyor. kampanya için limiti olan varsa yardımcı olabilir mi? havaleyi hemen yaparım.

yardımcı olana herkesin huzurunda İstanbul içi çay sözü veriyorum :)

yarın iki arkadaş otostopla istanbul'dan muğla'ya doğru yola çıkacağız. yanımızda sadece mat var, çadır almadık. gideceğimiz yeri de henüz netleştirmedik, şöyle dışarıda rahatça uyuyabileceğimiz, turistik, mümkünse sahile yakın bir yer önerebilir misiniz?

ayrıca, default olarak muğla/merkez diye kararlaştırmıştık. merkezde rahat yatabileceğimiz (eşek ayı yılan sarhoş uğursuz olmayan) park, bahçe, otogar falan var mıdır? yoksa herhangi bir sahil kesimi de önerebilirsiniz.

metrobüsle anadolu yakasına geçip toplu taşıma ile buraya nasıl gidebiliriz? ne kadar sürer?

istiklal civarında şu 5-10 liraya satılan biber gazlarından nerede bulabilirim?

sefaköy üstgeçitten izlenir sanıyorum ama ben şöyle çimenlere yayılıp saatlerce uçakları izleyebileceğim bir yer arıyorum. köprüde dikilip emmi gibi izlemek istemiyorum.

var mıdır böyle bir yer?

salçalı sos hazırlarken içine konacak sarımsağı ince ince kesmek mi daha iyi lezzet verir yoksa dövülmüş olarak mı?

edit: aceleyle açınca devrik olmuş, sarımsağı sosun içine kesip mi atayım yoksa dövüp mü atayım diye sormak istedim. bu ikisi arasında lezzet farkı olacaktır elbet.

allah kimseyi açıkla sınamasın.

bir satıcıyla mesaj üzerinden anlaşarak hizmet satın aldım fakat kötü bir alışveriş oldu. buna olumsuz referans vermek istiyorum ama referans yazabilmem için illa o kişinin bana referans isteği mi göndermesi gerekli?

eğer öyleyse kötü alışverişler için hiç bir satıcı istek göndermez, hep olumlu referansı olur. sistem böyle mi gerçekten yoksa ben mi bulamadım?

ziyaretçilerin tepesine çıkıp adalar dahil bütün istanbul'u izleyebileceği bir gökdelen varmış, hangisidir bilen var mı?

ensemin biraz altında tüyler var, tişört giyince barzo gibi gözüküyorum. aslında kıllı bir insan değilim ama hep bu şampuana kattığım yağlar kıllandırdı beni.

bu ense altında ve omuzdaki kılları ne yapalım? geçenlerde acil durum var diye tıraş makinesi ile almıştım ama birkaç güne kadar yine çıkmıştı. ağda ile girişsem yakışı kalır mı sizce? ağda olur derseniz berbere gidip mi yaptırayım yoksa eve giderken marketten yarım kilo alıp evde kardeşime mi yaptırayım?

16 yaşında kız kardeşim var, ergenlik çağı olduğu için normal olarak annesiyle sürekli tartışma içindeler, herkes gibi bende öyleydim zamanında.

hiperaktif bir çocukluk geçirdi, çok fazla hareketli ve yaramazdı, ayrıca zamanında yeterince üzerine düşülmediği için dağınık, pasaklı, odasını toparlamaz, ev işlerine yardım etmez pek, anca zorlarsak işte. anne tutturdu bu kızın psikolojik sorunları var, akıl sağlığı yerinde değil diye. konuşarak halledilebilecek sorunlar diyorum kadın nuh diyor peygamber demiyor. en sonunda sussun diye hastaneden randevu alıp çocuğu ruh hastalıklarına götürdük, tam tahmin ettiğim gibi doktor "bu çocukta bir şey yok konuşarak halletmeniz gerekiyor" dedi fakat anne tatmin olmadı. aradan 1 yıl sonra başka bir hastaneden randevu aldık, farklı doktor olmasına rağmen yine aynı cevabı aldık. çocukta bir şey yok (zaten ne olsun, odasını toplamıyor diye akıl hastanesine çocuk mu götürülür).

kuzenim psikolog olmak üzere, o da kendi çapında oturup terapi yaptı sonuç aynı. 3(hadi iki buçuk) uzman tarafından "normal" teşhisi kondu ama anne hala tatmin olmadı, bir de bakırköy'e götürelim diyor. önce anneyi tedavi ettirmek lazım, kardeşime her randevu alışımda anneme de alıyorum ama sonuç yok. bu arada çocuk da üzülüyor kocaman kız ağlaya ağlaya doktora gitti.

ne yapmak gerek, ne önerirsiniz? sanırım psikolojik destek alınması gerek ama özel terapi alacak lüksümüz yok, devlet de bunu karşılamıyor sanırım.

yorumunuz nedir? ikisinin yıldızını nasıl barıştıralım? birlikte tatile mi gönderelim ne yapalım?

daha doğrusu gidip de kıblesine dikkat eden var mı?

buradan bir arkadaşın tavsiyesi üzerine bugün gittim, kendisi beşiktaş'ta çırağan sarayının tam karşısında bulunmaktadır. gittiğimde türbenin içindeki camide namaz kılanların yüzünün tam olarak anadolu yakasına dönük olduğunu farkettim, halbuki bulunduğu konum göz önüne alındığında yönün kız kulesi, adalar istikametinde olması gerek. kıble bildiğin yanlış ya da ben oruçlu olduğum için yanlış gördüm diyeceğim ama durum bariz ortada.

kendimden %99 eminim ama yinede tekrar gidip kontrol edicem şuan içim içimi yiyiyor.

daha önce gidip de buna dikkat eden oldu mu?

duyuruda veya facebook gruplarında sık sık karşıma çıkıyor, mesela şuna benzer bir yazı geliyor;

"pencereyi açık bırakmıştık 2 yaşındaki kızım 5. kattan düştü ne yapacağımızı bilmiyoruz. iki saattir acı içinde kıvranıyor, veteriner tanıdığı olan var mı?"

"oğluma kız arkadaş getirmiştik kavga ettiler, kulağı koptu veteriner lazım"

"5 yaşındaki oğlumun vücudunda yaralar çıktı, eşim onları patlatmış şimdi her yeri şişti, mikrop da kapmış sizce ne yapalım?"

tarzı sorular görüyorum, ben gene kısa kestirip attım da uzunca yazıyorlar mesela, bütün yazıyı dehşet içinde okuyup en sondaki 'veteriner' kelimesini görünce hay amk diyorum. hayır bende hayvanları seven biriyim, evde ve bahçemde besleyip büyüttüğüm hayvanların sayısını bile bilmiyorum ama bu kadar kişiselleştirmek neden. çok yapmacık gelmiyor mu size de? hayvandan mı bahsediliyor yoksa insandan mı, arada bir çizgi olması lazım. hayvan deyince aşağılamış mı olunuyor o canlı?

"2 yaşındaki kedimin.....", "6 aylık köpeğimin...." diye başlaması daha yerinde değil mi?

not: bu duyuru polemik için açılmadı, sadece diğer insanların düşüncesini merak ettim.

yunanistan gibi ebemizi tersten görürüz ama neden? sebebi nedir ki? maaşlar euro olacak, ekmeği euro olarak alacağız, faturalar euro ödenecek, ekonomi neden etkileniyor ki?

bunu yazarken ek soru aklıma geldi, mesela 1000 lira maaş alan biri euro'ya geçersek 300 euro mu alır 1000 euro mu?

yeni yeni çözmeye başladım, hafiften sardı da. daha önce hiç oynamadığım için kuralları tam olarak bilmiyorum.

sorum şu;

kağıt üzerinde hiç oynamadım, direkt tabletten başladım. bazen hiç numara yerleştirmeden sadece o kutuya gelebilecek muhtemel rakamları yazıyorum, bütün boş kutuları bu şekilde yerleştirdiğim oluyor. sonra yavaş yavaş gerçek rakamları koymaya başlıyorum.

oyuna başlar başlamaz boş kutuları muhtemel sayılarla doldurmak olağan bir şey mi yoksa ben mi kolaya kaçıyorum? zorda kalınca mı bu yola başvurmak gerek? ona göre kariyerimi çizeyim.

ha bu arada en basit seviye için direkt numaraları yerleştirebiliyorum da orta seviyeden sonra bu yönteme başvuruyorum.

satın alınan uygulamaların %50'sini iade ediyor tamam da uygulama içi satın alımları da karşılıyor mu? mesela bir dil uygulaması için vip üyelik satın alacağım, ödemeyi itunes'dan enpara ile yapsam mantıken karşılaması lazım ama?

başka bir ülke tarafından fethedilen ülkenin kral veya padişah gibi başı ülkesini başkasına kaptırdıktan sonra ne yapıyor? mesela tası tarağı toplayıp köyüne organik domates yetiştirmeye mi gidiyor? yeni ülkeyle koalisyon mu yapıyor? (bu şakaydı), ülkeyi kaptırınca intihar mı ediyor? sarayı boşaltıp halkın arasına mı karışıyor ne yapıyor bu gariban? savaş sırasında öldürülende vardır elbet de benim sorum sağ kalanlarla ilgili.

başlıyorum.

1- kısa dönem askerliği ya erbaş olarak ya da yedek subay olarak yapabiliyoruz sanırım, bunun dışında başka alternatifler var mı? (yazıcı, santralcı, şöfor bunları kastetmiyorum)

2- kosova ve afganistan gibi yurtdışında askerlik yapanlar uzun dönem mi oluyor? kısa dönem olarak başka bir ülkede bu hizmeti tamamlama şansımız var mı?

3- diplomayı alıp ilk defa şubeye "ben askere gidecem" diye gittiğimizde askerliği ne olarak yapmak istiyorsun gibi bir şey soruyolar mı? mesela jandarma, komando, tankçı, topcu, goygoycu gibi.

4- özelliklerimi sorduklarında herşeyi anlatayım mı (yabancı dil, ehliyet, bilgisayar bilgisi vs) yoksa "her boka atlama hacı, şu şu özelliğin varsa söyleme yoksa pişman olursun" diyeceğiniz bir şey var mı? mesela bizim arkadaş, yazısı güzel olanlar bir adım öne çıksın dediklerinde sazan gibi atlayıp çöpleri temizlemiş.

5- gitmek için kasım celbi iyidir dimi?

şimdilik bu kadar, devamı sonra.

muhtemelen çok basit bir hesap ama bilgim olmadığı için beceremedim.

ekteki led'den 9 tanesini 2 adet kalem pile bağladık. bu şekilde 7/24 yandığı taktirde kaç gün idare eder bizi?

renk:sarı

kuruluşundan başlayıp sonlanışına kadar fazla detaya girmeden, özet olarak kimin yerine kim gelmiş, kiminle savaşarak nereler fethedilmiş gibi temel dönemleri anlatan, 1-300 sayfa aralığında kitap önerisi olan var mı?

ayrı duyuru açmak istemedim.

soru 1- kokulu bambu çubukların şişesi ortalama ne kadar süre gidiyor? hangi markayı tavsiye edersiniz?

soru 2- ledli tabloları mutlaka görmüşsünüzdür, bunlar nasıl pille çalışıyor ve 7/24 yandığı taktirde ne kadar gidiyor?

şu videoda 03:10'dan itibaren bahsedilen çarşıyı tarif edebilir misiniz?

www.tvyo.com

kadıköy'ü söğütlüçeşme'den boğa'ya, boğa'dan da sahile kadar biliyorum ona göre anlatırsanız çok makbule geçer.

şöyle deniz kenarından boğaz manzaralı, çimenlere yayılıp kitap okuyabileceğim, çok da ıssız olmayan hangi parklar var?

asya-avrupa farketmez ama toplu taşımayla kolay ulaşılabilir olursa pek bi güzel olur, niyetli niyetli dolaşmak istemiyorum.

ayrıca katılmak isteyen olursa beklerim.

dün rüzgarlı havada yürürken gözüme bir şeyin kaçtığını hissettim, sabaha kadar gözüm kıpkırmızı olmuş. göz kapağının içinde bir şey batıyor ve acayip rahatsızlık veriyor. bunu nasıl çıkarabilirim? işyerindekiler patates ve çay koy dedi ama faydası olur mu ki? suyla bolca yıkadım ama faydası olmadı.

böyle durumlarda ne yapıyorduk?

hiç alakam olmayan bir konu, nasıl soracağımı bilmiyorum ama dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım. bana da ananem sordu, internetten araştırayım dedim.

ananem ve kız kardeşleri ölen babaları üzerinden maaş alıyorlar (emekli sandığı), kız kardeşlerden birkaçı vefat etti fakat maaşları sağ olanlara geçmedi. sağ olanlar yıllardır aynı maaşı alıyor, ölenlerin maaşının akıbeti belli değil. sanırım başvuru yapınca birikmiş o parayı kalan sağlara dağıtıyorlarmış öyle mi? bunun için izlememiz gereken yol nedir? nereye başvurmak gerek, il sgk müdürlüğüne mi?

iki ayrı klasörün içindeki dosyaları tek pencere içinde alt alta görmek istiyorum (aynı olanları silmek için), hangi programla yapabilirim?

iki klasörde de 10'ar gb boyutunda dosyalar olduğu için birbiri içine kopyala yapıştır yapacak kadar güçlü işlemcim yok, olsa da çok uzun sürüyor o yüzden harici bir uygulama ile daha basit olabilir diye düşündüm.

uzunçayır'a metrobüsle gidip oradan havalimanına geçeceğim, hızlı giden hat hangisiydi? bir de ne kadar sürer?

16:00-18:00 arası gideceğim için o saatlerdeki trafiğe göre süre verirseniz çok iyi olacak.

normalde şu caps'teki çantamla dolaşırım, biraz büyük ama olsun. zaten genelde içi boş oluyor, kendimi daha rahat hissettiğim için taşıyorum ama yazın terletiyor.

linkteki şu çantayı beğendim, kendisi zaten küçük, benim üzerimde iyice küçülecek (boyum 1.90)

www.decathlon.com.tr (57 saniyelik videosunu izlerseniz boyutu daha net gözüküyor)

şimdi bu minicik çantayı takıp gezsem nonoş gibi mi gözükürüm dışarıdan? ben öyle olacakmış gibi düşünüyorum da, yoksa bir boy büyüğünü mü alsam? aslında çanta normal de uzun boylu birine gider mi gitmez mi bunu anlamak istiyorum.

şimdi sistemimiz şu; komşunun çanağına çiftli lnb takıp evimize kablo çektik, bu kabloyuda ikiye bölüp iki farklı odaya uydu taşıdık ve bu şekilde beş yıldır kullanıyoruz hiç bir sorun yok fakat son birkaç aydır salondaki televizyonda ara ara "sinyal yok" hatası alıyoruz. kabloları kontrol ettik, uçlarını değiştirdik, bağlantı yerlerini kontrol ettik ama bazen görüntü geliyor bazen gelmiyor. diğer televizyonda hiç sıkıntı yok sürekli yayın var ama ana tv'de sıkıntı var işte. sinyal gittiği zaman ne yaparsak yapalım getiremiyoruz, anca kendi isterse geliyor. hatta uyduları birbiriyle değiştirdik yine sinyal yok diyor.

aklımıza deneyebileceğimiz başka bir yöntem gelmiyor, neden olabilir sizce?

yoksa şaka gibi gerçekten, 3 bin küsür fotoğrafı tek tek seçerek indirmenin dışında bir yol yok mu? masaüstü programını indirdim ama dropbox gibi değil sanırım, sadece bilgisayardaki fotoğrafları upload ediyor.

yardım bölümünde de toplu indirmeden bahseden yok hiç :/

kız kardeşim 16 yaşında, okulu bittiği için bir giyim mağazasında tezgahtar olarak çalışmaya başlamıştı. yorucu olduğu için iki gün çalışıp patronuna durumu izah ederek işi bıraktı. birkaç gün sonra iki günlük parasını istemeye gittiğinde "bir haftalık deneme süren bitmeden çıktığı için alacağın yoktur" demişler. her ne kadar kanunen böyle bir şeyin olmadığını bilsemde olayı güzellikle çözme taraftarıyım.

gidip adamla konuşayım diyorum, parayı verip vermemekte haklı mı yoksa almak için direteyim mi? ya da "bakın ben hukukçuyum" veya "sgk'da çalışıyorum" gibi bir şey söyleyip gözünü mü korkutayım? baktım olacak gibi değil, sigortasız işçi çalıştırdığı için ihbar edeceğim ama uğraşmak istemediğim için konuşarak çözmek istiyorum.

hayır orada yemek bile vermemişler, kendi cebinden yemiş kız. maaş+yemek parası diye anlaşmışlar.

tavsiyeniz veya yorumunuz var mı?

muhakkak vardır diye düşünüyorum, mesela bendekilerle başkalarındakini takas etme veya kullanıcıların kendi kitaplarını sattığı bir grup var mı facebook üzerinde?

kardeşimin odası, boya fotoğraftaki gibi kalkmış. duvarın arka tarafı banyo olduğu için sanırım. burayı boydan boya duvar kağıdı ile mi kapatalım yoksa tavana yapıştırılan dekoratif köpükle mi? veya başka bir alternatif var mıdır fazla maliyetli olmayan?

ayrıca belirtmeme gerek var mı bilmiyorum ama şuan o duvarda yağlı boya var, onun üzerine mi yapalım yoksa tamamen kazıyalım mı?

en son ezel'i izleyip bundan daha iyisi yapılamaz diyerek dizi izlemeyi bırakmıştım, yabancı dizi kültürüm zaten hiç yok.

keza acayip hikayeler'de öyle.

bunlara benzer yabancı dizi tavsiyelerinizi alabilir miyim? böyle izledikçe ağzım açık kalsın, vay emuğagoyyim diyeyim.

bilgisayarcıyım diye geçinen birinin böyle bir duyuru açması gülünç ama aklıma başka bir çare gelmedi.

5 yıllık bir dizüstü bilgisayarımız var, arada çat diye kapanıyor. bazen günlerce sorunsuz çalışıyor ama mesela dünden beri power tuşuna bastıktan sonra masaüstü ekranına gelmeden gidiyor. deneyip de işe yaramayan yöntemleri yazayım ona göre tekrar yazmayın sizde.

- fanları temizleyip termal macunu yeniledim (hem işlemci hemde ekran kartı)
- bütün parçaları çıkarıp tekrar taktım (ram, hdd, anakart, işlemci vb)
- statik birikmiş olabilir diye fişten çıkarıp power tuşuna bir süre basılı tuttum,

bütün bunlara rağmen sorun çözülmedi ve ben hala donanımsal bir sorundan şüpheleniyorum çünkü daha açılışta siyah ekranda kapanıyor. bu arada mavi ekran hatası almadım hiç.

bios piliyle alaksı olabilir mi? veya deneyebileceğim başka bir yöntem var mı?

daha 1-2 yıl önce bu adamın milyonlarca lira vergi borcu silinmemişmiydi? erdoğan'la aralarından su sızmazdı, arada ne oldu da hürriyet o yazıyı yayınlayıp birbirlerine savaş açtılar ki?

ha bir de ikinci soru, rte ve fetullah savaşının sebebini de sorayım hazır konu açılmışken, yani ne oldu da tayyip dershaneleri kapatma kararı aldı? durup dururken hır çıkmamıştır herhalde.

ben bu arkadaşı gözlemlemek istiyorum, aşağıdaki linkten kontrol ettiğimde bu akşam 22:50'de istanbul üzerinden güneybatı yönünden gelip kuzeydoğu yönüne doğru gideceği yazıyor dimi yanlış anlamadıysam?

spotthestation.nasa.gov

bu kadar sık geçtiğini görünce tereddütte kalıp sormak istedim. bir de yıldız gibi gözüküp gidecek mi yoksa arkasında iz bırakarak mı gidiyor?

olur mu?

ios'un kendi podcast uygulamasında çok güzel podcast'lar var, bunlara android cihazdan ulaşmak mümkün mü?

bir arkadaşım rehberindeki kişileri dışa aktarıp bana göndermişti, bende yanlışlıkla onları kendi rehberime yüklemiştim ve rehberde hem benim hem onun arkadaşları oldu haliyle. sonra harici bir uygulama indirip onun arkadaşlarını tek tek sildim, sonra da rehberi kontrol ettim, hatta görüntülenecek kişileri de "tümü" olarak işaretledim ve sadece benim arkadaşların olduğunu gördüm. buraya kadar herşey normal.

birkaç gündür whatsapp'a giriyorum ve hala sildiğim kişileri görüyorum, yüzlerce yabancı insan var. bunlardan nasıl kurtulurum?

bu hesapları nasıl birleştirebilirim? dropbox'daki fotoğrafları indirip onedrive'a yüklemekten başka bir yolu yok mudur?

aile içinde kullanmak için alacağız, daha çok babam kullanacak o da ayda yılda bir dışarı çıkarsa işte.

şuradaki a101 linki;

www.a101.com.tr

şuradaki de canon'un sitesinden detaylı özellikleri;

www.canon.com.tr

alınır mı? pişman olur muyuz? elimizde patlar mı? anlayan arkadaşlar inceleyip 1-2 cümleyle açıklarsa çok seninirim.

oyların çalınacağı, hile hurda ile tekrar başımızda kalacakları apaçık olduğu halde hala umudu olan var mı? gerçekten merak ettiğim için soruyorum.

sen istediğin kadar oyunun başında dur, istersen ysk'ya kadar takip et yinede adamlar sisteme girerken hinlik yapacak, buna müdahale etme şansın yok.

ha ayrıca, taraflı-tarafsız yapılan anket sonuçlarına göre adamlar yine önde gözüküyor, bunu ne yapacuk?

ben açıkcası %1 falan ümitliyim, o da bunlara oy verenlerin ekranlarda erdoğan yerine davutoğlu'nu görünce kafaları karışıp başka partiye oy atma ihtimali (akp seçmeninin zeka seviyesinden bahsediyoruz).

sizin düşünceniz nedir?

istiyorum ki sabahları alarm yerine müzik çalsın, radyo başlasın, youtube videoları dönsün ama nasıl yapacağımı bulamadım. iki platform içinde uygulama zamanlayıcı bulamadım. ipad'e "if" uygulamasını yükledim ama binlerce seçenek var, belki içinde benim ilacım vardır ama bulamadım.

bunun dışında aklınıza gelen bir yöntem var mı?

biraz beyin fırtınası yapsak güzel şeyler çıkabilir.

özellikle deneyimlemiş olanlara soruyorum, tadı nasıl? bildiğimiz marlboro mı yoksa daha sert veya daha mı yumuşak?

ben sigara kullanmadığım için, haliyle bilmediğimden arada fark olabileceğine hiç ihtimal vermeden ukrayna'da mahalle bakkalından iki karton red almıştım, daha sonra ülkeden çıkarken freeshop'a uğradım ve arada neden bu kadar fark olduğunu sordum, adam benim elimdeki sigaraya bakıp bu ukrayna sigarası, içimi daha sert olur ama biz isviçre sigarası satıyoruz o yüzden pahalı dedi. muhtemelen doğru söylemiştir ama yinede emin olmak için sormak istedim. şu yüzden merak ediyorum, kartonun birini patrona hediye ettim, eğer dedikleri gibi sertse adama ayıp olmuştur, kaş yaparken göz çıkardık. ona göre gidip durumu anlatıp özür dileyeyim.

diğer paketi de satmayı düşünüyordum, eğer içilmeyecek gibiyse satıp da küfür yemeyelim, hediye edeyim eşe dosta. (bu arada kaça okutayım kartonu? ben 25 lira'ya almıştım)

kullandığımız yazıcıda mevcut baskı kalitesi normal, bir gariplik yok fakat ben daha koyu yazdırmasını istiyorum. ayarlardan kurcalayıp kontrastı falan arttırdım ama gözle görülür bir değişiklik olmadı. basılan kağıdı hazneye koyup tekrar yazdırdığımda ise doğal olarak üst üste oturması çok zor.

mesela yazıcı özellikle çift taraflı yazdırma diye bir seçenek var ve önlü arkalı çıktı alınabiliyor, buna benzer bir ayar yaparak aynı baskıyı aynı kağıt üzerine iki kere yazdırabilir miyiz? veya yazıcının toneri daha bol kullanıp daha koyu yazdırmasını nasıl sağlayabilirim tavsiyeniz veya farklı bir yöntem var mı?

bonus soru: aydınger kağıt kullanıyorum, yazıcı ayarlarından kağıt türü seçerken hangi kağıdı seçmem gerekir? bu kağıdın teknik adı nedir?

az önce rehberi gezerken baktım, 24-25 duyurucunun telefonu kayıtlıymış bende (ilanlardaki numaraları falan alıp kopyalamıyorum tabi, bir iş için karşılıklı kayıtlaştığımız kişiler hepsi). zamanında kaydetmişim, belki lazım olur diye silmiyorum. hani olurda acil ulaşılması gereken birisi olur, belki son dakikada hayat kurtarırız falan diye rehberimden hiç bir numarayı silmem.

sizde durum nedir merak ettim, duyurudan kaç kişi kayıtlı sizde?

not: bugün işsizim.

biriktirip hepsini toplu açayım dedim, başlıyorum.

1- kabin bagajına pringles kutusu ve selfie çubuğu koyabilirim değil mi? şüpheli zımbırtı sanıp geri çevirebilirler diye düşünmüştüm.

2- sevdicek çilek istedi, buradan alıp ezilmemesi için ilk maddede bahsettiğim pringles kutusuna koyup moskova'ya götüreceğim fakat uzun bir uçuş olacağı için bozulmasından korkuyorum. marketten aldıktan sonra 18-20 saat boyunca sırt çantamda gezecek, bozulur mu? (varsa tavsiyeniz alırım)

3- sigara için moskova mı daha uygundur st. petersburg mu? (duty free shop her halükarda pahalı olacağı için seçenek dışı bıraktım, doğru düşünmüşüm değil mi?)

4- dönüşte her zamanki gibi 2 karton hakkımız var değil mi? yoksa 2 karton dışarıdan alıp, free shop'tan da birkaç karton alabilir miyim?

5- kız arkadaşımın annesi, sakallı olduğum için polislerin beni çeçen sanıp kötü muamele gösterebileceğini söyleyip korkuttu (gerçi bende buna benzer şeyler duymuştum), kadın abartmış olabilir fakat sakalın gerçekten sorun olabileceği yerler var mı? (havalimanı pasaport kontrol falan)

duyuruları silmiyorum, cevaplara tik veriyorum ve uzun açıklayanlara teşekkür mesajı atıyorum o yüzden çekinmeden yazınız efendim.

sözlük veya duyuru için konuşuyorum (aslında diğer mecralar içinde geçerli ama neyse), mesela bir duyurunun altında biraz "cesurca" bir şey yazdıktan sonra erkekler tarafından mesaj yağmuruna tutuluyorsunuz değil mi? ben o mesajları çok merak ediyorum, mesela ne yazıyorlar?

çok yakından bir örnek vereyim, bir ablamız birkaç gün önce göğüslerinin fotoğrafını koymuştu buraya, ondan sonra (doğal olarak) yüzlerce mesaj aldığını söyledi. bu mesaj atanların kafasını anlamak istiyorum aslında, o kadınla gerçekten sevişebilme ihtimali olduğunu düşünüp mü mesaj atıyorlar gerçekten? hayır sözlük/duyuru'da takılabildiğine göre az da olsa düşünme yeteneği olan bu insanlar o kadının yüzlerce mesaj içinden kendisini iplemeyeceğini düşünemiyor mu?

neyse konumuza geri dönelim, ben bu ilk paragrafta anlatmaya çalıştığım mesajları çok merak ediyorum, ne yazıyorlar mesela, nasıl yürümeye çalışıyorlar?

2 bagaj alsak (biri kabin diğeri bagaja) sorun olur mu yoka tek bagaj hakkımız mı var?

normalde daha derli topluyum, fotoğrafta artizlik yaptım.

12 olmadan bakın silecekler yoksa :D

edit: fotoğrafı sildim