Ekşi Duyuru

elimizde bir adet içinde win7 yüklü dell marka laptop var. ekran kartını yükleyip yeniden başlatınca masaüstü geldikten sonra ekran aynı disko lambası gibi yanıp sönüyor (odanın ışığını hızlı bir şekilde açıp kapadığınızı düşünün).

ekran kartının sürücüsünü kaldırınca düzeliyor, yükleyince tekrar oluyor. sürücüyü kendi sitesinden en son sürümünü indirdim, windows sürümüne uygun olarak 64 bit indirdim, son olarak dell'in kendi sitesinden aletin modelini yazarak sürücüleri tekrar indirdim ama sonuç aynı. windows'un bütün güncelleştirmeleri de yüklü ama anlamadım neden olduğunu.

sorun neden kaynaklanıyor olabilir?

5. sezondayım ama dev bir detay kaçırdım sanırım, ya da izleyip unuttum.

sansa stark ile theon greyjoy arasında nasıl bir bağlantı var? muhtemelen geçmişte bir şey oldu ama?

mesela bu zavallı theon kardeşe sürekli sansaya hizmet ettirilerek işkence yapılıyor, hatta ramsay zibidisi bile sansa'yla gerdeğe girerken bu zavallıyı yanına aldı izlesin diye.

nedir bu olay? geçmiş sezonlarda theon sansa'ya mı yürümüştü noldu?

eve internet bağlatırken tv'ye gerek yok demiştik, haliyle gelen ekip de sadece internet çekti fakat şimdi tv bağlantısına ihtiyacımız oldu.

kutudan gelen tek kablo var o da modeme gidiyor, araya splitter/çoğaltıcı koyarak hem modeme hem de tv'ye erişeceğim fakat ne olarak araştıracağımı bilmiyorum. splitter olarak baktığımda genelde yayını 2 tv'ye bölmek için gerekli aparat var, tv ve internet çıkışlı olanları bulamadım.

bu zımbırtının adını bilen var mı?

daha doğrusu siz yolun kenarında sabit bir şekilde telefonunuzla oynuyorsunuz ve hödüğün biri kolunuza çarpıp yeni aldığınız pahalı telefonu yere düşürüyor ve cihaz parçalanıyor.

burada yapılması gereken nedir? hatalı kimdir? polis mi çağırılır? adamla kavga mı edilir? parası mı gasp edilir ne olur?

başıma gelmedi ama hep merak ederim böyle bir şey olsa ne yaparım diye.

bizim müdür gelen maili açıyor ve bütün dosyalar şifreleniyor, şifreyi çözmek için 1 bitcoin (yaklaşık 1700 lira) fidye istiyorlar, internette çözümünü de bulamadık.

şimdi bu parayı ödeyeceğiz fakat bitcoin transferi ve onların göndereceği şifre çözücüyü çalıştırmak biraz riskli, eğer olmazsa para çöpe gidecek ve ihale bana kalacak o yüzden pek bulaşmak istemiyorum. bilgi işlemcimiz de 4 gündür oyalıyor sinir olduk herife.

aslında basit bir iş ama az da olsa riskli, bunu kime yaptırabiliriz?

alıcı sitelerden alırken komisyon ödeniyor mu?

mesela şuan 1 btc 1690 lira, btctürk veya koinim gibi yerli sitelerden alsam bana maliyeti ne olur?

bir arkadaşım yeni aldığı pahalı bir telefonu tam da doğum gününde metrobüste unutmuş, kız çok üzgün.

btk'yı arayıp telefonu kapattırdıktan sonra savcılığa gideceğiz de ondan önce yapabileceğimiz bir şey var mı? mesela iett'ye müracaat etsek metrobüsteki güvenlik kamerası görüntülerine ulaşabilir miyiz sizce?

yoksa savcılığa gittikten sonra onlar bizim yerimize yapar mı?

not: iett kayıp eşya bürosuna form doldurduk.

yabancı arkadaşları götürmek için hangisi iyidir?

ek olarak metrobüsle ulaşımı da tarif ederseniz gözlerinizden öperim.

ekmeğin içinden yabancı bir madde çıktı, ben bunun fare dışkısı olduğunu düşünüyorum. laboratuvara göndereceğiz fakat tamamen alakam olmayan bir konu olduğum için bilgim sıfır. hangi tür laboratuvarlarlar ilgilenir bu konuyla? google'da nasıl aratacağımı dahi bilmiyorum.

bir arkadaşım ziyaret ettiği ülkeleri e-devlet'ten görebildiğini iddia etti, biraz kurcaladım ama sadece türkiye'ye giriş çıkış yapılan tarihler görülüyor ülke isimlerine ulaşamadım.

yalan söyleyecek bir tip değil, ya ben bulamadım ya da yanlış anladım.

bilgisi olan var mı?

fotoğraftaki arkadaş fazla sudan mı çürümüş yoksa az sudan mı kurumuş?

2 günde bir suluyorum, sadece toprağa su döküyorum yapraklarını falan ıslatmıyorum onunla alakalı olabilir mi? balkonda açık havada duruyor, direkt güneşe de maruz kalmıyor. ilk geldiği gün (1 ay önce falan) pırıl pırıl rengarenk çiçek gibi çiçekti ama son hali içler acısı. tekrar eskisi gibi olsun istiyorum, şu noktadan sonra geri dönüşü mümkün mü?

dikkat etmem gereken başka bir şey mi var? yaşlı amcalar gibi oturup konuşayım mı ne yapayım günden güne eriyor.

ek olarak çiçeğin adı nedir?

mesela az önce amerika'nın 10 bin suriyeli alacağını okudum. ara ara farklı ülkelerinde mülteci alacağını duyuyorum. bunların amacı "insanlık" mı yoksa uluslararası kredi notunu yükseltmek gibi bir şey mi?

- türkiye hariç.

kişi anlık yayın veya video paylaştığında o medyayı izleyen kişileri görüyor mu?

biz eskişehir'dekine elimizi kolumuzu sallayarak giriyorduk ama yeni açıldığı için şubeye mi özeldi yoksa genel olarak kart sistemini mi kaldırdılar onu bilmiyorum.

istanbul'daki şubelerde durum nedir? ev alışverişi için kartsız gidebilir miyiz?

hangi dönem gitmem mantıklı olur?

nedenleri ile birlikte açıklarsanız sevinirim.

şuan kullandığım bilgisayarda vista starter yüklü, malum ortamlardan bulup win8 yüklesem, sonra da yasal olarak win10'a yükseltsem bir sorun olur mu?

tekrar hatırlatayım, şirket bilgisayarı. yarın öbür gün microsoft'tan denetime gelseler yasal yollarla yükselttiğim win10 ile karşılaşacaklar ama önceki sürüm win8'in lisanssız olduğunu anlarlar mı?

bu arada ücretsiz win10 yükseltmesi için cuma günü sonmuş o yüzden acele ediyorum. müdüre söylesem bununla idare et diyecek ama bu sürüm işime yaramıyor.

iş yerinde çok fazla boş vaktim var, artık zaman geçmiyor. 2-3 aydır programlama öğreniyorum (python), bir seviyeye kadar geldim ama bana göre değil sanırım.

yaklaşık 10 yıldır yarı aktif bir şekilde photoshop kullanıyorum ve kullanırken zevk alıyorum. grafik/çizim üzerine yoğunlaşsam daha mantıklı olacak gibi.

3d modelleme düşündüm ama hangi dal olacağına karar veremedim, mimari, endüstri, obje modelleme vs bir sürü alt dal var be ben hangi alanda freelance olarak rahat iş bulunabileceğini dahi bilmiyorum.

hangi alan veya programdan yürüyeyim?

edit: "3d studio max"in modası geçmedi dimi? oradan yardırayım gitsin mi?

yoksa sadece türklere mi zor?

3 adet mısırlı arkadaşım var ikisi yazılımcı diğeri fizik öğretmeni mi ne, bunlar işlerinde ortalama yetenekli insanlar. hani öyle müthiş başarılı olup süper referanslara sahip kişiler değil, burada 1500-2000 liraya çalışan kişilerdi. bu arkadaşlar takır takır almanya'ya gidip yerleştiler. hintli bir doktor arkadaşım da mezun olur olmaz direkt gitti yerleşti.

gerek buradaki duyurular olsun gerekse dış kaynaklar olsun anca mesleğinde çok başarılı isen alman firmaları binlerce euro masrafa girip seni getirtir yoksa ortalama biri için hiç uğraşmazlar diyorlar.

öyleyse bu ortalama arkadaşlar nasıl gitti? kaçak işçi de değiller.

fikirtepe metrobüs durağına yakın olan bir kampüs var, arkadaşım yüksek lisans için akşamları oraya gidiyor. bu kampüsün adı nedir? metrobüse 5 dakika yürüme mesafesindeymiş.

kendisinden habersiz gideceğim için ona soramıyorum, yanlış kampüse gidip sürprizin içine de etmek istemedim.

pamuk gibi adam lan? şaka şaka.

mesela tayyip için yüzlerce sebep sayabilirim ama fethullah'ı yeterince bilmiyorum, daha doğrusu siyasi gündemle ilgilenmeye geç başladığım için oraları kaçırdım, sözlükte de o kadar detaylı araştırma yapacak vaktim yok.

neden bu kadar nefret ediliyor somut örnekler verebilir misiniz? mesela kpss skandalı gibi. gerçi onu da hayal meyal hatırlıyorum, soruları sadece cemaat mi çalmıştı yoksa akp ile birlikte miydi o zamanlar?

şirkette 60-70 yaşlarında bir mutfakçımız var yemek ve çay servisi yapan, işçiler sürekli bana bunu ihbar ediyordu ama gözümle görmediğim için duymazdan geliyordum. birkaç kere suçüstü yaptım ve gelen yemeklerin bir kısmını ayırıp evine götürdüğünü gördüm (daha işçiler yemek yemeden evine götüreceği payı ayırıyor, yemek saatinde işçilere yemek yetmeyince catering firması eksik göndermiş diyor, bizde boş yere defalarca kavga ettik yemek firmasıyla). neyse bunu yakaladıktan sonra oturup konuştuk, bir daha yapmıcam dedi ama yapmaya devam etti, görmezden geldim.

bugün iş çıkışı kadın önümde yürürken gözüm açık olan çantasına ilişti, içinde tuvalet kağıdı vardı. şirketteki tuvalet kağıtlarını rulo rulo eve götürüyor. ihtiyacı var desem değil, günde paket paket sigara içiyor, 30 yaşında oğlu öyle evde yatıyor, ihtiyacı olsa gider çalışır adam yüksek lisanslı donanımlı herif.

bunlar benim gördüklerim, daha görmediğim neler vardır allah bilir. bende bu konularda aşırı titizim, şirketin kürdanını dahi şirket dışına çıkarmam, kul hakkına girmek istemem. ben böyle düşünen biri olunca bu kadının çalıp çırptıklarını hazmedemiyorum. bütün gün düşünüp durdum bir insan nasıl bu kadar rahat olabilir diye. hayır kadın bir de namaz falan kıldığını iddia ediyor.

yarın genel müdüre durumu anlatıp kadını işten attırmayı düşünüyorum, o kadar konuştuk ettik ama düzelmedi, göz yumulacak bir şey de değil ama yinede tereddüt ediyorum, ekmekle oynamasak mı yoksa zaten kadın haketmiş gitsin başka iş bulsun mu?

not: şirkette bu tür alt konularda sorumlu benim, o yüzden bu kadar takıyorum. sesimi çıkarmasam patronun ruhu bile duymaz ama sonuçta ortada hırsızlık var.

ben sayfaların sırayla gitmesini istiyorum, 2500'den 2750'ye sıçramasını değil. biraz araştırma yaptım ama kafam karıştı.

mümkün değil midir? :/

daha doğrusu bebek, rutin kontrol ve aşılar için önerebileceğiniz doktor, klinik veya hastane var mıdır?

normalde kolan hastanesine gidiyorduk ama doğum için 15 bin lira kilitledikleri için bir daha adım atmamaya karar verdik.

alet babamin, telefon belirli aralıklarla titriyor fakat bildirim çubuğu boş, son zamanlarda yüklediği bir uygulama da yok ki kaldıralım. en sonunda sinirlenip telefonu kapatmış ulaşamıyoruz şimdi.

neden olabilir ki?

1 aydır bogustugum bir sorun var, belediyenin sitesinden online şikayet bıraktim, zabıta müdürlüğüne telefonla bildirdim, cevre ve sehircilik bakanlığına yazdim, bimer'e bildirdim ama hala dönüş yok. hayır belediye de chp'li, oy verdiğime pişman ettiler.

başka ne yapayim? yazili dilekçe versem faydasi olur mu yoska onu da mi iplemezler?

gerçi soruyu başlıkta yazdım ama hastanede ex olan bir hastanın ölümü için kaç doktorun onayı alınır?

bayram tatili için birkaç kişi burada kamp kurmayı düşünüyoruz ama daha önce hiç gitmediğim için şüphelerim var.

1- mesela plajda çadır kursak rahatsız edilir miyiz? iğneada kadar sessiz sakin midir?

2- istanbul çıkışlı otostopla gideceğiz, yolu otostopa uygun mu yoksa kimselerin geçmediği ıssız köy yolu mudur?

3- sahile yakın süpermarket var mıdır yoksa çantaları doldurup öyle mi gidelim?

online film izleme sitelerinden video indiriyorum fakat altyazısız oluyor,halbuki izlerken altyazı var.

bu altyazıları ayrıca indirebileceğim bir program veya eklenti var mıdır?

not: altyazı indirme siteleri işime yaramıyor, istediğim videodakileri indirmek istiyorum.

tel takıp da tedavi süresinde şehir değişikliği yapması durumunda ne yapılıyor? yeni şehirdeki bir ortodontist ile anlaşılıp kaldığı yerden devam mı ediliyor yoksa başka bir yol mu izleniyor?

ayrıca mesela diyelim şuan taktırmaya kalksam seneye askere gideceğim, orada bulunduğum sürede aylık kontroller yapılamayacağından askerden döndükten sonra taktırmak daha mantıklı dimi?

arkadaşın yeni doğan bebeği var ve hiç bir sosyal güvencesi yok. gelir testi yaptırıp gss'den mi faydalansın yoksa özel sigorta mı yaptıralım?

bebeğin hastalığı olacak, aşıları olacak, annesi de aynı şekilde. her defasında özel hastaneye gidip eğilmek istemiyorlar. zira bir doğum ve yoğun bakım için 15000 hesap çıkardılar.

hangisi daha kapsamlı, daha mantıklı olur?

ayrıca özel sigorta diyeceklerden şirket tavsiyesi alabilirim.

bugün yabancı bir arkadaşımı gelir testine götüreceğim, kendisi 1 yıldan fazladır türkiye'de yaşadığı için gss'den faydalanabiliyormuş sanırım.

üzerine ait bir otomobil var, evleri kira, resmi gelirleri yok çocuk freelance çalışıp yurtdışından parasını alıyor. evli ve 2-3 gün önce de bebeği oldu.

verdiğimiz bilgilerin resmi olanlarını sorguluyorlar değil mi? mesela arabası yok desek olduğu anlaşılır muhtemelen? veya kirasını olduğundan düşük göstersek bizim lehimize mi olur aleyhimize mi?

kısacası bu arkadaşların aylık minimum ödeme yapmasını istiyorum bunun beyan verirken neleri dikkate alalım?

dün bir duyuru açmıştım, arkadaşımın yeni doğan bebeğini yoğun bakım ünitesine alip günlük 1500 lira talep eden özel bir hastane var. sosyal güvencesi yok ve yabancı uyruklu olduğu için fiyatı şişirdikçe şişiriyorlar. 7 günlük yoğun bakım ve doğum ücreti vs derken en az 15 bin liralık fatura bekliyoruz. yaklaşık 6-7 bin peşin ödedik ama ben bunlara acayip kıl oldum. ailenin geri kalan parayi odemesini istemiyorum, zaten ödeyecek durumlarıda kalmadi elindeki bütün parayı verdi çocuk.

ben tercüman olarak hastane ile muhatap oluyorum. dün hastaneye bu parayı ödemezsek ne olur polis mi cagirirsiniz falan dedim biraz geri adım attılar, iş o noktaya gelmesin siz ne kadar ödeyebilirsinize geldi konu. iş resmen kurban pazarlığına döndü.

ben şimdi bunlara gidip kalan parayi ödemiyorum istediğinizi yapın desem ne olur? işleyiş nasıldır? sağlık bakanlığı ile görüştüm, bebeği esir alırlarsa bize bildirin dediler, o kadar ileri gidebilirler mi?

arkadaşım dün doğum yaptı, yabancı uyruklu oldukları için sosyal güvenceleri yok o yüzden ortalama bir özel hastaneyi seçmiştik.

bebeği yoğun bakıma aldılar, 7 gün kalacak demişler o da kesin değil. günlük 1500 liradan 10500 lira yapıyor, doğum ve oda ücreti ile birlikte 15.000'i aşan bir fatura verecekler bize. (sezeryan için 4500 lira ayrıca ödedik)

hem özel hastane hem de yabancı vatandaş olduğu için bu kadar geçirdiklerini düşünüyorum. internette kısa bir araştırma yaptım kimi kaynaklara göre yeni doğan bebek için yoğun bakım farkı alınmaz demişler ama emin olamadım.

bu durumda ne yapılabilir? şikayet/ihbar etmelik bir durum var mı? veya hakkımızı savunacak bir kurum? adamların bu parayı ödeme imkanı yok, harç borç alıp belki denkleştirilebilir ama sonuç olarak çok yüksek bir meblağ.

yol gösterebilecek birisi var mıdır?

ikinci soru, bebeği başka hastaneye nakil ettirebilir miyiz? mesela devlet hastanesi?

1 ay önce tedavi bitti fakat parmağımla diş köküne bastırınca hafif bir ağrı hissediyorum, kendiliğinden ağrımıyor ama.

doktorum röntgen çekip baktı, kanal tedavisi başarılı ama kanallardan birinin ucunda siyahlık var dedi. kanal tedaisi olan hastaların %30'unda görülürmüş. ömür boyu bu şekilde kalıp şikayet etmeyen hastalar da varmış, bir sabah aniden yüzü balon gibi olan hastalarda varmış o yüzden 6 ay bekleyip görelim, röntgendeki siyahlık büyürse dişi çekeriz dedi. o siyahlık büyürse kulak > çene > kulak ekseninde uzanan sinirlerin buluduğu kalın bir kanal varmış ona baskı yaparsa dişe dokunduğun anda havalara zıplarsın dedi. klinik çok yoğun olduğu için daha fazla soramadım kendisine.

şimdi yukarıdaki paragrafta ne anlatmak istediğimi diş hekimi arkadaşlar anlamıştır diye ümit ediyorum. öncelikle bu problemin adı nedir? ikinci olarak, söylediklerine katılıyor musunuz yoksa moralimi bozmamak için söylemediği detaylar var mı?

en az komisyonla nasıl yapıyorduk? önceki duyurulara baktım ama pek tatmin etmedi.

almanya'dan gelecek, bizde de çoğu bankanın hesabı var.

nasıl yapalım?

ulen millet de beni bir şey sanıp hep soru soruyor bende gelip buraya soruyorum te allam.

kahramanımız gene bir arkadaş (gerçekten arkadaş, ben değilim).

ilk soru; adam ssk'lı olarak bir yerde işçi olarak çalışıyor, bir yandan da küçük bir ayakkabı dükkanı açmak istemiş. dükkan kendi üzerine olacak. bizde ssk'lı olarak çalışıp aynı zamanda da başka bir yerde kendi dükkanına sahip olması (yani üzerine şahıs veya ltd şirketi olması) herhangi bir sorun çıkarmaz dimi? hatta aksine avantajlı olur, bağkur'dan yırtar dimi?

2. soru; gene bu arkadaş kendine güvenemediğinden ilk 1-2 ay kaçak, ruhsatsız, tamamen resmi olmayan bir şekilde satış yapmak istiyor. bana kalırsa 2 ay bile olsa yakalanma şansı yüksek. bu durumda karşılaşacağı ceza nedir?

arkadaşım 1. katta oturuyor, evin altına terzi açılmış, içeride dev bir dikiş makinesi var. bu arkadaşlar haftanın 7 günü sabah 07:00 akşam 20:00 çalışıyorlar, kullandıkları dev makina matkap gibi ses çıkarıyor. hatta ben bir haftadır bu kadar matkapla dele dele bitiremediler diye düşünmüştüm meğersem makineymiş. bundan sonra hep böyle çalışacakmış :/

yan komşunuzun matkapla duvarı deldiğini ve bunu sabah akşam hiç durmadan yaptığını düşünün, düşünemediniz değil mi?

şimdi onlarda ekmek peşinde ama bizde bunlar yüzünden pazar günü sabahın köründe kalkıp kafa ütületiyoruz. izlediğimiz filmin sesini duyamayacağız neredeyse.

bu durumda kime şikayet edilir zabıtaya mı? işleyiş nasıl oluyor daha sonra?

ya bu gerizekalı disk temizleme özelliği benim her gün kullandığım, çok önemli dosyaları sildi. halbuki amacı gereksiz dosyaları silmek değil miydi?

şirketin ana bilgisayarı bende. çalışan maaşları ve puantaj dosyası gitmiş, birkaç önemli dosya daha vardı. sistem geri yükleme ve silinen dosyaları geri getirme programları işe yaramadı.

disk temizleme ile silinen dosyaların toplandığı bir yer yoktur değil mi? bu dosyaları bulamazsam işçiler maaş alamaz, işten kovulurum tazminat vermezler yüzüme tükürürler sırayla tecavüz ederler :(

nasıl yapalım?

işletim sistemi vista :/

edit: aslında disk temizleme ile ilgisi var mı emin değilim, toplu güncelleme falan yapmıştım ama dosyaları silecek bir şey yapmadım. cuma günü bilgisayarı normal kapattım bugün eksik açıldı :/

gerekli ıvır zıvırı, balon olsun renkli zımbırtılar olsun kurdeleler olsun nereden alıyoruz? istanbul'da elden almak istedik, aklıma tahtakale geldi ama kalitesinden emin olamadım. bize kaliteli ürünler lazım. arkadaş istoç dedi ama orada bulunur mu ki?

ayrıca online olarak nereye bakalım?

afedersiniz torrente yeni adım atmış biri olarak hem evdeki hem de şirketteki adil kullanım kotasını bitirmiş bulunuyorum. bundan sonraki download işlerim için internet cafe mi kullanayım yoksa bu iş için hızı yüksek cafe, çay bahçesi, mantı salonu, simit dünyası gibi bir mekan bulunur mu istanbul sınırlarında?

ayrıca siz nasıl yapıyorsunuz bu işleri? herkes evinde sınırsız (akn'siz) internet mi kullanıyor?

harddiske kutu alıp taşınabilir bellek olarak kullanacağım, başka işe yarayan parça olur mu? lazım olacak birine versem veya değecek bir şey ise satışa çıkarsam mesela?

yeni aldığımız hamağı denemek için nereyi önerirsiniz? belgrad güzel ama geçen hafta gittik, tekrar aynı yoku çekmek istemiyorum.

başka nerede vardı bol ağaçlıklı piknik alanı?

akıllı telefonlarda google'a "su terazisi" yazınca hassas bir terazi açılıyor (uygulamalarda aynı işi yapıyor ama ondan bahsetmiyorum), duvara monte etmemiz gereken bir alet için bu teraziyi kullanarak sıfır derece ile delik açıp aleti taktık fakat karşıdan bakınca bariz yamuk duruyordu. hem ölçü almadan önce hem de ölçüden sonra terazi ile tekrar kontrol ettim, kayma yok. üç kişi de bu konuda hem fikiriz.

daha sonra göz kararı delik açıp düzelttik ama benim kafam terazinin şaşırmasına takıldı. uygulama olsa kalibrasyon ayarları kurcalanmıştır diyeceğim ama direkt tarayıcıdan açılan kendinden kalibrasyonlu terazi.

yeni bina ama yamuk olma ihtimali olabilir mi?

şimdi ben bu torrent ve video formatları konusunda kör cahil biri olarak eve aldığım televizyonun (uhd 4k) çok güzel bir alet olduğunu ebeveynlerime kanıtlamak için yüksek kaliteli görüntülere ihtiyacım var. kickass'e girdim ama başlıklarla birbirimze bakıp duruyoruz öyle 25 dakikadır.

tv'deki usb 3.0'ı destekliyor ama bendeki depolama aygıtları 2.0 olduğundan 4k video video oynatma şansım yok dimi? olsa bile verimli olmaz dediler doğru mu? eğer doğruysa 1080p videolar da işimi görür.

birkaç konuya girdim ama başlıkları hiç anlamıyorum, mesela "sibel_kekilli.dvdrip.avc.5.1_sample.mkv" gibi ibareler var, eminim bunlar güzel şeyler ifade ediyor ama anlamıyoz işte gardaş. mesela youtube'dan bir heves 1080p mp4 formatlı bir video indirip tv'ye attım ama görüntü çamur gibiydi, meğerse her format olmuyormuş. konuyla bu kadar alakasızım.

bana şöyle 4k veya full hd olarak izleyebileceğim, uygun formatlı (tv çoğunu destekliyor) birkaç torrent linki atarsanız (müzik klibi olur, fragman olur, belgesel olur hiç farketmez) indirip flash'a atayım. akşam eve gidince de aileyi mutlu edeyim benimle gurur duysunlar.

ilgilenen olursa çok teşekkür edeceğim kendisine.

moderasyona not: bildiğim kadarıyla torrentten yasal içerik de indirilebiliyor o yüzden telif hakkı gerekçesiyle silecekseniz lütfen uyarın gerekli yerleri düzenleyeyim, o kadar yazdık boşa gitmesin.

elimde eski laptoplardan çıkardığım iki adet harddisk var, birisi en az on yıllık ibm marka bir laptop diğeri de nispeten daha yeni olan 5-6 yıllık dell idi.

bunları taşınabilir bellek olarak kullanabileceğim bir teknoloji var mı?

dün için soruyorum, fatura kesebildiniz mi yoksa beni mi yediler?

ben şimdi bu yeni nesil televizyonlardan hiç anlamamama rağmen gittik 4k bir alet aldık, yarın teslimat ve kurulum yapılacak. aynı zamanda film kültürümde olmadığından (yılda 2-3 film anca) muhtemelen tv gelince oturup karşılıklı birbirimize bakacağız.

yalnız mağazadaki demo görüntüleri izledikçe insanın oturup bir şeyler izleyesi geliyor, sırf bu yüzden yavaş yavaş film veya belgesel izlemeye başlayacağım sanırım.

1- şimdi bu durumda benim öncelikli ihtiyacım usb 3.0 destekleyen bir taşınabilir hdd veya flash bellek değil mi? pek arşiv düşüncem olmadığı için içine 2-3 film atabileceğim düşük bütçeli bir depolama aygıtı da işimi görür zira bu ay epey eksiye düştüm. bu durumda nasıl bir şey tavsiye edersiniz?

2- bunun dışında maksimum kalitede film izlemek için malum ortamlara "titanik mkv" mi yazıyoruz "titanik blu-ray" mi "titanik 4k" mı yoksa bambaşka bir terim mi?

3- 2 saatlik 4k veya bluray bir filmin boyutu ortalama kb'dır? şaka şaka kaç gb'dır?

sevgili doktorlar, başlıktaki terim almanca fakat teşhis az çok belli oluyordur sanırım.

bunun türkçesi nedir?

hangisi daha mantıklı olur karar veremedim. kara günler için kenarda duran 1-2 altınım ve yakında evlenecek bir arkadaşım var. bu arkadaş kişisine 200 liraya çeyrek mı alayım yoksa geçen sene 130 liraya aldığım çeyreği mi takayım?

kenardakini kullanırsam piyasa düştüğünde yenisi alıp yerine koyarım, düşmezse de gene pahalı fiyattan alırım ama bu seferde değişen bir şey olmaz :/

napsak?

aklımdan lg gibi geçiyor, arayüzü çok kullanışlı demişler ayrıca içindeki önemli bir zımbırtıyı kendisi ürettiği için rakiplerinden öndeymiş ama yinede emin olamadım.

anladığım kadarıyla vestel, panasonic ve philips'den uzak duruyoruz, lg, samsung ve sony'ye daha ılımlı yaklaşıyoruz doğru mu? yanlışsam düzeltin lütfen.

ayrıca yarın birkaç mağazaya gidicem, flash'a 1080p'lik bir video atıp düşündüğüm modellerdeki teşhir ürünlerinde denemem yeterli olur mu?