4. sınıfta okuyorum. 2. sınıf 2. döneminde İsttistik dersi aldım ve finaline falan girmeyip kaldım (EDIT: Pardon, finaline de bütüne de girmişim, dersi sallamamışım sanırım). 3. sınıf 2. döneminde tekrar alma şansım vardı fakat o dönem okula hiç gitmedim, dolayısıyla 4. sınıf 2. döneminde almam gerekiyor o dersi. 4-1 için ders seçimlerini yaptık, dersler başladı, vizeler geldi, fark ettim ki bu sene istatistik 4-1'e alınmış. Danışman hocamın bu konuda bir bilgilendirmesi olmadı.
Okulum zaten uzamıştı da, önümüzdeki yıl 1. döneme hiç ders bırakmama ve bu sene haziran'dan önümüzdeki yıl şubat'a tatil yapmayı planlıyordum. Olmadı.
Okuldan nefret etmeye başladım, yarın 3 sınavım var hiç çalışmadım bahane oldu. Paylaşmak istedim. Teşekkürler.
Okulum zaten uzamıştı da, önümüzdeki yıl 1. döneme hiç ders bırakmama ve bu sene haziran'dan önümüzdeki yıl şubat'a tatil yapmayı planlıyordum. Olmadı.
Okuldan nefret etmeye başladım, yarın 3 sınavım var hiç çalışmadım bahane oldu. Paylaşmak istedim. Teşekkürler.
chopin - nocturne in c sharp minor gibi, chopin - andante spianato gibi, sakin parçalar arıyorum efenim. haydin playlist'imize başlayalım.
teşekkürler şimdiden.
Hatta direkt fizy linki verseniz ne güzel olur. Vermeseniz de olur ama :)
teşekkürler şimdiden.
Hatta direkt fizy linki verseniz ne güzel olur. Vermeseniz de olur ama :)
selamlar,
dün gece amnesia oynadık ve altımıza sıçtık yeteri kadar. fakat yetmedi ki bir oyun daha çakalım diyoruz. aynı bunun gibi, silahsız savaşsız stealth mmodunda korku oyunu ne önerirsiniz?
penumbra serisi mesela, amnesia gibi midir? var mı oynayan?
Özet: "Gerilim" arıyorum, doom 3 tarzı "kapıyı aç yüzüne bişi zıplasın kork" oyunlarından değil, amnesia bu konuda çok iyiydi, acaba başka var mıdır böyle? Undying'e ne diyosunuz?
dün gece amnesia oynadık ve altımıza sıçtık yeteri kadar. fakat yetmedi ki bir oyun daha çakalım diyoruz. aynı bunun gibi, silahsız savaşsız stealth mmodunda korku oyunu ne önerirsiniz?
penumbra serisi mesela, amnesia gibi midir? var mı oynayan?
Özet: "Gerilim" arıyorum, doom 3 tarzı "kapıyı aç yüzüne bişi zıplasın kork" oyunlarından değil, amnesia bu konuda çok iyiydi, acaba başka var mıdır böyle? Undying'e ne diyosunuz?
aynen böyle bi şarkı vardı önceden. aynı böyle başlıyordu. ev arkadaşlarımla 1.5 haftadır kafa yoruyoruz hala bulamadık.
şarkı sessiz başlıyor, önce adamlar ard arda şunları söylüyor
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
fayf ye fayf ye fayf ye fayf ye
cigi fayf ye. fonk som bradırs diye gidiyo.
çıldırmak üzereyim. neydi ulan bu şarkı? çocukluk dönemimden kalma bişi olduğu için ingilizce sözlerini de hatırlamıyorum. ne varsa denedim yni bi de sizlere soryım dedim. teşekkür ederim.
şarkı sessiz başlıyor, önce adamlar ard arda şunları söylüyor
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
fayf ye fayf ye fayf ye fayf ye
cigi fayf ye. fonk som bradırs diye gidiyo.
çıldırmak üzereyim. neydi ulan bu şarkı? çocukluk dönemimden kalma bişi olduğu için ingilizce sözlerini de hatırlamıyorum. ne varsa denedim yni bi de sizlere soryım dedim. teşekkür ederim.
merhaba ekşi duyurunun ali ağaoğlusuları,
şimdi ben yeni bi eve taşındım. evdeki odamın dış cepheye bakan bir duvarı bildiğimiz kartonpiyer alçı gibi yumuşak bir maddeden yapılmış ve parmağı tıklatınca gelen tık sesinden anladığım kadarıyla içi boş. buna ek olarak duvara yumruk atınca duvar göçüyor (evet denenmiş ve tekrar kapatılmış gibi)
şimdi efenim bazı saatlerde içeriden sanki ufak ayaklı bir hayvan kardeşimiz koşturuyor, yürüyormuş gibi sesler geliyor. seslerin tonu ve sürekliliği aynı bir farenin yürüyüşü gibi, hızlı birkaç adım, duraksama ve tekrar hızlanma şeklinde. yaptığımız değerlendirmelere göre içeride fare olmalı.
şu aşamada aklıma hiç bir şey gelmiyor. öğrenci evi ahalisi olarak mala bağladığımız için bir de buraya sorayım dedim. kartonpiyere üstten gömüp aşağı fare zehiri atma fikri geldi aklıma ama ölürlerse bok gibi kokarlar diye korkuyorum. ayrıca dış cephe ile iç kartonpiyer arası yatay düzlemler var mı onu da bilmiyoruz.
ev de tahmin edebileceğiniz gibi toki'nin kağıt evlerinden.
yorumları merakla ve şiddetle bekliyorum efenim.
termal kamera bulsak farenin varlığını kesin anlarız gibi geliyor, nereden kiralarız bu mereti? (edit: burası geyikti elbette sdf) onun dışında dış cephe ve kartonpiyer arası düzlemler borular var mı bilmiyoruz, bunu tespit etmek için ne kullanılır hiç bi fikrim yok.
gördüğünüz gibi her türlü fanteziye açığız. teşekkürler efenim.
ekleme: farenin kartonpiyeri delip içeri girmesi mümkün müdür acep? bekleyip bekleyip, bir gün 30 takım arkadaşı içeri dalarsa boku yedik demektir çünkü, zira ev çok temiz.
ekleme: 5. kattayız.
şimdi ben yeni bi eve taşındım. evdeki odamın dış cepheye bakan bir duvarı bildiğimiz kartonpiyer alçı gibi yumuşak bir maddeden yapılmış ve parmağı tıklatınca gelen tık sesinden anladığım kadarıyla içi boş. buna ek olarak duvara yumruk atınca duvar göçüyor (evet denenmiş ve tekrar kapatılmış gibi)
şimdi efenim bazı saatlerde içeriden sanki ufak ayaklı bir hayvan kardeşimiz koşturuyor, yürüyormuş gibi sesler geliyor. seslerin tonu ve sürekliliği aynı bir farenin yürüyüşü gibi, hızlı birkaç adım, duraksama ve tekrar hızlanma şeklinde. yaptığımız değerlendirmelere göre içeride fare olmalı.
şu aşamada aklıma hiç bir şey gelmiyor. öğrenci evi ahalisi olarak mala bağladığımız için bir de buraya sorayım dedim. kartonpiyere üstten gömüp aşağı fare zehiri atma fikri geldi aklıma ama ölürlerse bok gibi kokarlar diye korkuyorum. ayrıca dış cephe ile iç kartonpiyer arası yatay düzlemler var mı onu da bilmiyoruz.
ev de tahmin edebileceğiniz gibi toki'nin kağıt evlerinden.
yorumları merakla ve şiddetle bekliyorum efenim.
termal kamera bulsak farenin varlığını kesin anlarız gibi geliyor, nereden kiralarız bu mereti? (edit: burası geyikti elbette sdf) onun dışında dış cephe ve kartonpiyer arası düzlemler borular var mı bilmiyoruz, bunu tespit etmek için ne kullanılır hiç bi fikrim yok.
gördüğünüz gibi her türlü fanteziye açığız. teşekkürler efenim.
ekleme: farenin kartonpiyeri delip içeri girmesi mümkün müdür acep? bekleyip bekleyip, bir gün 30 takım arkadaşı içeri dalarsa boku yedik demektir çünkü, zira ev çok temiz.
ekleme: 5. kattayız.
merhaba ekşi duyuru'nun hümın rileyşın speşılistleri,
cv'ye başvurduğumuz işle tam olarak alakalı olmayan iş tecrübeleri yazılır mı sizce? mesela ben bir mühendis adayıyım, geçmişimde staj tecrübelerim olduğu gibi dünya ralli şampiyonasının 2007 ayağında görev aldığımı hatırladım uluslararası ilişkiler medya zart zurt için, acaba diyorum yazmalı mı bunu da? ya da bir ara ciddi ciddi teknoloji yazarlığı yapmıştım, bundan da emin değilim. europass'te non related work experience benzeri bir alan yok, demek ki koymamalı mı?
işverenin işiyle direkt olarak alakalı olmasa da "hmm bu çocuk boş durmamış", "hmm demek ki ingilizcesi kolpa diil" gibi şeyler uyandırabilir yani, açıkçası emin olamıyorum.
bu konuda barzoluk yapıp "gadget geek" bile yazmışlığım var, staj için başvurduğumda gadget geek yazmışsın, bu nereden çıktı demişlerdi mesela o yazarlık kısmını anlatmıştım bayaa çok güzel olmuştu, sonra kabul alınca paso iphone muhabbeti yapmıştık stajda gibi.
ama alakasız iş tecrübesi diye bi alan yok! sorun bu. nereye yazmalı.
yorumlarınızı şey ederseniz epeyce sevinirim,
roketceğiz
cv'ye başvurduğumuz işle tam olarak alakalı olmayan iş tecrübeleri yazılır mı sizce? mesela ben bir mühendis adayıyım, geçmişimde staj tecrübelerim olduğu gibi dünya ralli şampiyonasının 2007 ayağında görev aldığımı hatırladım uluslararası ilişkiler medya zart zurt için, acaba diyorum yazmalı mı bunu da? ya da bir ara ciddi ciddi teknoloji yazarlığı yapmıştım, bundan da emin değilim. europass'te non related work experience benzeri bir alan yok, demek ki koymamalı mı?
işverenin işiyle direkt olarak alakalı olmasa da "hmm bu çocuk boş durmamış", "hmm demek ki ingilizcesi kolpa diil" gibi şeyler uyandırabilir yani, açıkçası emin olamıyorum.
bu konuda barzoluk yapıp "gadget geek" bile yazmışlığım var, staj için başvurduğumda gadget geek yazmışsın, bu nereden çıktı demişlerdi mesela o yazarlık kısmını anlatmıştım bayaa çok güzel olmuştu, sonra kabul alınca paso iphone muhabbeti yapmıştık stajda gibi.
ama alakasız iş tecrübesi diye bi alan yok! sorun bu. nereye yazmalı.
yorumlarınızı şey ederseniz epeyce sevinirim,
roketceğiz
merhaba ekşi duyuru'nun van gogh'ları,
elimde avrupa'nın farklı yerlerinden alınmış çok değerli posterler var. hepsi kuşe kağıda basılmış ve gözüm gibi bakıyorum, asmaya da kıyamıyorum. fakat şöyle ki, bu poster kardeşlerimiz doğal olarak bir yerden sonra eskiyecek, dedim ki acaba kendilerini poşetlerden kutulardan çıkarıp çerçeveletsem ve mütevazi öğrenci evlerimize assam bu yıpranma payını azaltır mıyım?
teşekkür ediyorum efenim.
elimde avrupa'nın farklı yerlerinden alınmış çok değerli posterler var. hepsi kuşe kağıda basılmış ve gözüm gibi bakıyorum, asmaya da kıyamıyorum. fakat şöyle ki, bu poster kardeşlerimiz doğal olarak bir yerden sonra eskiyecek, dedim ki acaba kendilerini poşetlerden kutulardan çıkarıp çerçeveletsem ve mütevazi öğrenci evlerimize assam bu yıpranma payını azaltır mıyım?
teşekkür ediyorum efenim.
merhaba ekşi duyurunun özgürlük savaşçıları,
annemde bir xperia neo var. biliyorsunuz bu alet android tabanlı. bunun e posta istemcisine annemin hotmail adresini tanıttık. mailleri her internete bağlandığında çekiyor onda bir sorun yok, fakat senkronizasyon yalnızca mail çekmekle sınırlı kalıyor.
iphone'umda gmail'im çift yönlü tam senkronizasyonla çalışıyor, yani telefonda bir mesajı okursam bilgisayarda da okundu, bilgisayardan silersem telefondan da siliniyor, vesaire.
bu tarz bir "tam" senkronizasyonunu android'de nasıl yapabilirim?
not: gmail kullanmak son çare olsun mümkünse. hatta olmasın.
teşekkür eyledim.
annemde bir xperia neo var. biliyorsunuz bu alet android tabanlı. bunun e posta istemcisine annemin hotmail adresini tanıttık. mailleri her internete bağlandığında çekiyor onda bir sorun yok, fakat senkronizasyon yalnızca mail çekmekle sınırlı kalıyor.
iphone'umda gmail'im çift yönlü tam senkronizasyonla çalışıyor, yani telefonda bir mesajı okursam bilgisayarda da okundu, bilgisayardan silersem telefondan da siliniyor, vesaire.
bu tarz bir "tam" senkronizasyonunu android'de nasıl yapabilirim?
not: gmail kullanmak son çare olsun mümkünse. hatta olmasın.
teşekkür eyledim.
merhaba ekşi duyuru'nun tech pioneer'ları,
biliyorsunuz online cloud storage uygulamalarının bir kısmında (belki de tamamında, bilemiyorum) upload edilecek dosyaları gerçekten upload etmemesi durumu var. bir nevi hash kontrolü yapılarak o dosya başka bir kullanıcı tarafından halihazırda sisteme upload edildiyse tekrar upload edilmemesi sağlanıyor vesaire.
sorum:
1) bu sistemin özel bir ismi var mı? "hash integrity check" falan değil de bilmemne algoritması tarzı.
2) bu sistem, yalnızca "dosyanın birebir aynısı varsa upload etme" mantığında mı çalışıyor, yoksa bazı dosya türlerinin "core" kısımları için de bu tarz bir sistem var mı?
mesela bir word dosyasının ilk 1000 byte'ının dosya türünün getirdiği bir gereklilik olduğunu ve tüm word dosyalarında da o ilk kısmın aynı şekilde bulunduğunu var sayarsak, sistem kullanıcılar yeni dosya upload ederken diğer dosyanın ilk 1000 byte'ını kullanıp sadece geri kalanı upload edip yer tasarrufu sağlayabiliyorlar mı?
3) hash check'e dayalı sistemler bir güvenlik açığı doğurmuyor mu sizce?
okuyan varsa, cevap vermese bile teşekkür ediyorum :=
biliyorsunuz online cloud storage uygulamalarının bir kısmında (belki de tamamında, bilemiyorum) upload edilecek dosyaları gerçekten upload etmemesi durumu var. bir nevi hash kontrolü yapılarak o dosya başka bir kullanıcı tarafından halihazırda sisteme upload edildiyse tekrar upload edilmemesi sağlanıyor vesaire.
sorum:
1) bu sistemin özel bir ismi var mı? "hash integrity check" falan değil de bilmemne algoritması tarzı.
2) bu sistem, yalnızca "dosyanın birebir aynısı varsa upload etme" mantığında mı çalışıyor, yoksa bazı dosya türlerinin "core" kısımları için de bu tarz bir sistem var mı?
mesela bir word dosyasının ilk 1000 byte'ının dosya türünün getirdiği bir gereklilik olduğunu ve tüm word dosyalarında da o ilk kısmın aynı şekilde bulunduğunu var sayarsak, sistem kullanıcılar yeni dosya upload ederken diğer dosyanın ilk 1000 byte'ını kullanıp sadece geri kalanı upload edip yer tasarrufu sağlayabiliyorlar mı?
3) hash check'e dayalı sistemler bir güvenlik açığı doğurmuyor mu sizce?
okuyan varsa, cevap vermese bile teşekkür ediyorum :=
selamlar,
annemin tiroid bezinin tamamı geçtiğimiz yıl içinde cerrahi bir operasyonla alındı. o an için kanser denilmedi fakat kanser doğurabilecek sakıncalı urlar bulunduğunu söylediler. (tabii ben böyle biliyorum). şimdi operasyonun üzerinden daha 1 yıl geçmeden gittiği doktorlar tiroid'in gerçekten alındı mı? alındığına emin misin? tekrar bir şeyler oluşmuş burada tarzı sorular soruyorlar ki diğer yandan tiroid hormonu için halen ilaç kullanmakta zaten kendisi. yani işe yaramyan bir kitle olduğunu "tahmin ediyorum"
bu konuda bir tecrübesi olan var mıdır? merak ettiğimden soruyorum, olayın vehameti ne kadar olabilir?
annemin tiroid bezinin tamamı geçtiğimiz yıl içinde cerrahi bir operasyonla alındı. o an için kanser denilmedi fakat kanser doğurabilecek sakıncalı urlar bulunduğunu söylediler. (tabii ben böyle biliyorum). şimdi operasyonun üzerinden daha 1 yıl geçmeden gittiği doktorlar tiroid'in gerçekten alındı mı? alındığına emin misin? tekrar bir şeyler oluşmuş burada tarzı sorular soruyorlar ki diğer yandan tiroid hormonu için halen ilaç kullanmakta zaten kendisi. yani işe yaramyan bir kitle olduğunu "tahmin ediyorum"
bu konuda bir tecrübesi olan var mıdır? merak ettiğimden soruyorum, olayın vehameti ne kadar olabilir?
merhaba duyuru dünyasının kutad-ku bilig'leri,
soru açık. ürün broşürlerindeki bu rackmount kelimesi beni rahatsız ediyor. artık bunu da çevirmek istiyorum. rafa takılabilen, raf tipi falan pek uymuyor gibi. aspiratör mü lan bu diyorlar. hadi bi el atalım türkçemizi kurtaralım. değişim en baştan başlasın.
önerilerinizi bekliyoruz.
ayrıca firmware-yazılım sürümü kelimesine nasıl bakıyorsunuz?
teşekkürler.
soru açık. ürün broşürlerindeki bu rackmount kelimesi beni rahatsız ediyor. artık bunu da çevirmek istiyorum. rafa takılabilen, raf tipi falan pek uymuyor gibi. aspiratör mü lan bu diyorlar. hadi bi el atalım türkçemizi kurtaralım. değişim en baştan başlasın.
önerilerinizi bekliyoruz.
ayrıca firmware-yazılım sürümü kelimesine nasıl bakıyorsunuz?
teşekkürler.
işyerinde bir eleman var, galaxy s 2 kullanıyor ve cepten yanıt yazdığında gerizekalı android mail istemcisi RE: değil YNT: prefixini ekliyor mailin konu kısmına, bizim de unified inbox'ların anası öpülüyor afedersin. Gmail'de mesela adamın her maili yeni mail thread'i başlatıyor. Bunun bir çözümü var mıdır sevgili android guruları?
Teşekkürler
Teşekkürler
selamlar,
normalde şunu www.arzum.com.tr kullanıyordum, çok da memnundum. fakat kendisi 25 liralık fiyatıyla bana maksimum 8 ay dayanabiliyordu. şimdi kendisini hiç bir yerde bulamayınca ve hepsiburada fiyatının da 48 lira olduğunu görünce bu alete değmez diyerek bir an sinirlendim ve başka bir modele geçmek istedim.
şunu gördüm, bunu mu alsam acaba dedim ama önce ekşi duyurunun kuaför prolarına sorayım istedim. www.hepsiburada.com
harbiden ne alayım ya. sinekkaydı için bir tane philips var zaten, gayet memnunum ama sakalları sıfırlayınca 13 yaşına geri dönüyorum.
teşekkür ederim dostlarım.
normalde şunu www.arzum.com.tr kullanıyordum, çok da memnundum. fakat kendisi 25 liralık fiyatıyla bana maksimum 8 ay dayanabiliyordu. şimdi kendisini hiç bir yerde bulamayınca ve hepsiburada fiyatının da 48 lira olduğunu görünce bu alete değmez diyerek bir an sinirlendim ve başka bir modele geçmek istedim.
şunu gördüm, bunu mu alsam acaba dedim ama önce ekşi duyurunun kuaför prolarına sorayım istedim. www.hepsiburada.com
harbiden ne alayım ya. sinekkaydı için bir tane philips var zaten, gayet memnunum ama sakalları sıfırlayınca 13 yaşına geri dönüyorum.
teşekkür ederim dostlarım.
gençler,
ayda böyle 50-100 dakika bedava dakikam olsun, mümkünse sınırsız, değilse minimum 1 gb internetim olsun, bir de tercihen turkcell veya vodafone olsun. var mı böyle bir tarife kampanya kullanan? fazla para da ödemek istemiyorum çok kullanmadığım için.
teşekkür ediyorum efenim.
ayda böyle 50-100 dakika bedava dakikam olsun, mümkünse sınırsız, değilse minimum 1 gb internetim olsun, bir de tercihen turkcell veya vodafone olsun. var mı böyle bir tarife kampanya kullanan? fazla para da ödemek istemiyorum çok kullanmadığım için.
teşekkür ediyorum efenim.
selamlar,
son iki gündür piyasayı takip edemiyorum, euro nasıl 2.50 altına düştü? kaçırdığım bi olay mı var?
son iki gündür piyasayı takip edemiyorum, euro nasıl 2.50 altına düştü? kaçırdığım bi olay mı var?
selamlar,
bu sene kocaeli üniversitesi'ne böyle bir şey geldiği söyleniyor. sorularım:
1) bir devlet üniversitesinde, henüz 4 yıllık örgün öğretimi doldurmamış bir öğrenciye uygulanması ne derece doğrudur?
2) ne kadar artıyor fiyatlar?
valla şoke oldum duyunca, allah hakkaten dar gelirli öğrenciye yardım etsin.
kolay gelsin arkadaşlar.
bu sene kocaeli üniversitesi'ne böyle bir şey geldiği söyleniyor. sorularım:
1) bir devlet üniversitesinde, henüz 4 yıllık örgün öğretimi doldurmamış bir öğrenciye uygulanması ne derece doğrudur?
2) ne kadar artıyor fiyatlar?
valla şoke oldum duyunca, allah hakkaten dar gelirli öğrenciye yardım etsin.
kolay gelsin arkadaşlar.
selamlar,
x şirketi var ve uzakdoğu merkezli y firmasının distribütörü. ortada resmi bir exclusive distributor anlaşması yok fakat distribütörlük sertifikası mıdır nedir öyle bir belge var. 2-3 sene oluyor distribütörlük alınanı, bu süre zarfında an itibariyle yıllık 1.5-2 milyon dolar civarı bir satış hacmi var, y şirketinin kolay kolay vazgeçemeyeceği bir şirket x.
fakat şöyle ki zamanında x şirketi yetkilileri y markasını türkiye'de x'e tescil ettirmeyi "unutmuşlar", ve hatta domainleri bile örneğin amerika y.com, almanya y.de diye giderken türk domaini yturk.com gibi bir şey. y.com.tr de alınmamış, fazla üstünde durulmamış yani.
şimdi fark ettik ki, birisi gidip y.com.tr'yi almış. araştırıyoruz ki, bizimle benzer sektörde çalışan bir şirket, y markasını kendi üzerine tescil ettirmiş, ondan sonra da y.com.tr domainini de satın almış. bu nisanda yaşanmış. sonra da y.com.tr'yi rakip ürün satan kendi şirketinin e ticaret şeysine yönlendirmiş. google'da da üstümüzde çıkıyor doğal olarak.
bundan sonraki prosedürü bir avukata sorduk, alamazsınız falan dediler ama, hakkaten yapacak hiç bir şey yok mudur bu durumda? daha önceden bizzat mesela cebit'te h markası yetkilileriyle görüştüğümde adamlar "h markası tr'de tescilli, o yüzden pazara çok girmek istesek de giremiyoruz" dedilerdi, bunun bir çözümü yok mu yani?
ek olarak, biz de bize rakip olan k markasının tescilini yapıp k.com.tr'yi alsak, öyle üstümüzde hiç yasal sorumluluk olmadan takılabilir miyiz?
teşekkür ederim ilginiz için şimdiden.
x şirketi var ve uzakdoğu merkezli y firmasının distribütörü. ortada resmi bir exclusive distributor anlaşması yok fakat distribütörlük sertifikası mıdır nedir öyle bir belge var. 2-3 sene oluyor distribütörlük alınanı, bu süre zarfında an itibariyle yıllık 1.5-2 milyon dolar civarı bir satış hacmi var, y şirketinin kolay kolay vazgeçemeyeceği bir şirket x.
fakat şöyle ki zamanında x şirketi yetkilileri y markasını türkiye'de x'e tescil ettirmeyi "unutmuşlar", ve hatta domainleri bile örneğin amerika y.com, almanya y.de diye giderken türk domaini yturk.com gibi bir şey. y.com.tr de alınmamış, fazla üstünde durulmamış yani.
şimdi fark ettik ki, birisi gidip y.com.tr'yi almış. araştırıyoruz ki, bizimle benzer sektörde çalışan bir şirket, y markasını kendi üzerine tescil ettirmiş, ondan sonra da y.com.tr domainini de satın almış. bu nisanda yaşanmış. sonra da y.com.tr'yi rakip ürün satan kendi şirketinin e ticaret şeysine yönlendirmiş. google'da da üstümüzde çıkıyor doğal olarak.
bundan sonraki prosedürü bir avukata sorduk, alamazsınız falan dediler ama, hakkaten yapacak hiç bir şey yok mudur bu durumda? daha önceden bizzat mesela cebit'te h markası yetkilileriyle görüştüğümde adamlar "h markası tr'de tescilli, o yüzden pazara çok girmek istesek de giremiyoruz" dedilerdi, bunun bir çözümü yok mu yani?
ek olarak, biz de bize rakip olan k markasının tescilini yapıp k.com.tr'yi alsak, öyle üstümüzde hiç yasal sorumluluk olmadan takılabilir miyiz?
teşekkür ederim ilginiz için şimdiden.
iyi geceler sevgili mika hakkinenler,
şimdi efenim 22 yaşına gelmek üzere bir öğrenciyim efenim. çok da kral bir babam var. hakkaten süper insandır, çalıştı çabaladı, hakkaten yemez içmez çocuklarına bir şeyler alır bir adam, ki hala da çalışıyor.
fekat durum arabaya gelince iş değişiyor. bu adam arabasını paylaşamıyor arkadaş. ne benimle ne annemle.
bir takım arkadaşların aksine ergenlikte falan araba kaçırma gibi mevzuulara hiç girmedim. efendi efendi takıldım, 18'e gelince ehliyet alayım artık şu kapının önünde yatan aleti kullanayım dedim, kavga kıyamet zar zor kursa falan gittim aldım ehliyeti. bi iki sefer falan trafiğe çıktık max 4 dk kullandım, sonra tık yok.
sebep sorduğumda kesinlikle hep olumlu olarak,
-zamanı gelmedi
-daha vakit var
-olm zamanımız yok görüyorsun hele şu yaz-ilkbahar-kış-sonbahar-arabanın borcu-okul dönemi-vesaire bir geçsin de çıkacağız tabii
ve benzeri garip bahaneler sunup geçiştiriyorlar.
bu seneye kadar, ben de "e tabii haklılar araba sonuçta çok tecrübeli de değiliz istanbulda kullanmak zor" diyordum ki, almanya'da geçirdiğim bu senede her istediğimde araba kullanma şansım oldu ((bkz: flinkster)), çok uzun mesafeler de kat ettim ani cesaretlerle, bir şey değilmiş yani kullanılıyormuş. hakkaten büyük kolaylık.
önceden araba eski diye (eski denilen araba 2006 model, 26 binde astra idi) alamıyordum, şimdi yeni ve benzeri yukarıda saydığım bi takım bahanelerle alamıyorum.
benzin parası diyorlar, diyorum ki ben doldurucam ne kadar varsa gerek yok para istemiyorum ben sizden diyorum. ki hakkaten dolduracak parayı da kazanıyorum çok şükür yani.
sen de para biriktir sana araba alalım diyorlar ama otomobile ihtiyacım yok, şahsen aileye ek bir otomobilin ek bir gider kaleminden başka bi işe yarayacağını düşünmüyorum.
yani kırk yılda bir eşya taşımak gerekince, ne bileyim özel bir yere, uzak bir yere vesaire gitmem gerekince kullanmak istiyorum, kalıcı olarak araba almama gerek yok yani ki istemiyorum da. ama yok.
yok yani. en son geçen dedim, babam çıkardı arabanın anahtarından akbili verdi. iyicene dellendim. çemkirdikçe alttan almaya devam ediyorlar sürekli.
kendisi de hakkaten böyle bi adam, 2006 model astrayı 26 binde sattı o derece kullanmıyor tatiller dışında. işe de metrobüsle gidiyor koskoca kaç yıllık mühendis (ha gitsin bişi demiyorum olabilir yani). yeni araba almışlar ben yokken (astra sedan), almasının sebebi de geçen sene tatilden dönerken arabanın bagajına bursa'dan alınacak kasa şeftalinin sığmaması.
sinir oluyorum arkadaş. araba bahçede yatarken ben amele gibi otobüslerde minibüslerde bavul taşıyorum, taksiye metrobüse bir dünya para domalıyorum.
şimdi sormak istediğim konu:
1) normal midir? yani belki de benim arkadaşlarım çok genç elde ettiler bazı şeyleri ve belki de ben kıskanıyorum olabilir yani, o yüzden soruyorum, benim yerime kendinizi koyduğunuzda ne düşünürdünüz? haksız mıyım sizce? tamamen objektif olabilirsiniz hiç sorun değil.
2) ne yapmam gerekiyor? böyle gelmiş böyle gider mi yani? yoksa hakkaten hayatımdan kısıp para biriktirip masrafından fazla masraf çıkaracak 10-15 bin lira bandında saçma sapan bi araba mı alayım illa ki?
3) başka bir çözümü olan var mı? mesela önümüzdeki hafta okuduğum şehir olan izmite gideceğim ve hakkaten yeni eve bavul taşıma fikri inanılmaz zor geliyor şu anda arabaya alıştıktan sonra. ne yapayım yani amele gibi araba mı kiralayayım bir dünya para verip. bilmiyorum.
4) bırak hacı, adamın bi zevki var zaten sürekli çalışıyor, o zevkini de bok etme bırak onda kalsın mı diyorsunuz?
böyle işte. bana yol gösterin. tek kompleksim bu lan resmen. araba kapıda paslanıyor, alalı 7-8 ay olmuş hala yeni kokuyor ya.
ek olarak, arabayı kaçırma gibi ergenliklere girmek istemiyorum hiç gereği yok. ve bir ek daha, bu kadar uğraştıktan sonra alsam bile de çok kasılacağımı hissediyorum açıkçası. bilemedim ne edeyim.
en büyük derdin bu olsun hacı diyenler çıkacaktır, onların da canı sağolsun.
şimdi efenim 22 yaşına gelmek üzere bir öğrenciyim efenim. çok da kral bir babam var. hakkaten süper insandır, çalıştı çabaladı, hakkaten yemez içmez çocuklarına bir şeyler alır bir adam, ki hala da çalışıyor.
fekat durum arabaya gelince iş değişiyor. bu adam arabasını paylaşamıyor arkadaş. ne benimle ne annemle.
bir takım arkadaşların aksine ergenlikte falan araba kaçırma gibi mevzuulara hiç girmedim. efendi efendi takıldım, 18'e gelince ehliyet alayım artık şu kapının önünde yatan aleti kullanayım dedim, kavga kıyamet zar zor kursa falan gittim aldım ehliyeti. bi iki sefer falan trafiğe çıktık max 4 dk kullandım, sonra tık yok.
sebep sorduğumda kesinlikle hep olumlu olarak,
-zamanı gelmedi
-daha vakit var
-olm zamanımız yok görüyorsun hele şu yaz-ilkbahar-kış-sonbahar-arabanın borcu-okul dönemi-vesaire bir geçsin de çıkacağız tabii
ve benzeri garip bahaneler sunup geçiştiriyorlar.
bu seneye kadar, ben de "e tabii haklılar araba sonuçta çok tecrübeli de değiliz istanbulda kullanmak zor" diyordum ki, almanya'da geçirdiğim bu senede her istediğimde araba kullanma şansım oldu ((bkz: flinkster)), çok uzun mesafeler de kat ettim ani cesaretlerle, bir şey değilmiş yani kullanılıyormuş. hakkaten büyük kolaylık.
önceden araba eski diye (eski denilen araba 2006 model, 26 binde astra idi) alamıyordum, şimdi yeni ve benzeri yukarıda saydığım bi takım bahanelerle alamıyorum.
benzin parası diyorlar, diyorum ki ben doldurucam ne kadar varsa gerek yok para istemiyorum ben sizden diyorum. ki hakkaten dolduracak parayı da kazanıyorum çok şükür yani.
sen de para biriktir sana araba alalım diyorlar ama otomobile ihtiyacım yok, şahsen aileye ek bir otomobilin ek bir gider kaleminden başka bi işe yarayacağını düşünmüyorum.
yani kırk yılda bir eşya taşımak gerekince, ne bileyim özel bir yere, uzak bir yere vesaire gitmem gerekince kullanmak istiyorum, kalıcı olarak araba almama gerek yok yani ki istemiyorum da. ama yok.
yok yani. en son geçen dedim, babam çıkardı arabanın anahtarından akbili verdi. iyicene dellendim. çemkirdikçe alttan almaya devam ediyorlar sürekli.
kendisi de hakkaten böyle bi adam, 2006 model astrayı 26 binde sattı o derece kullanmıyor tatiller dışında. işe de metrobüsle gidiyor koskoca kaç yıllık mühendis (ha gitsin bişi demiyorum olabilir yani). yeni araba almışlar ben yokken (astra sedan), almasının sebebi de geçen sene tatilden dönerken arabanın bagajına bursa'dan alınacak kasa şeftalinin sığmaması.
sinir oluyorum arkadaş. araba bahçede yatarken ben amele gibi otobüslerde minibüslerde bavul taşıyorum, taksiye metrobüse bir dünya para domalıyorum.
şimdi sormak istediğim konu:
1) normal midir? yani belki de benim arkadaşlarım çok genç elde ettiler bazı şeyleri ve belki de ben kıskanıyorum olabilir yani, o yüzden soruyorum, benim yerime kendinizi koyduğunuzda ne düşünürdünüz? haksız mıyım sizce? tamamen objektif olabilirsiniz hiç sorun değil.
2) ne yapmam gerekiyor? böyle gelmiş böyle gider mi yani? yoksa hakkaten hayatımdan kısıp para biriktirip masrafından fazla masraf çıkaracak 10-15 bin lira bandında saçma sapan bi araba mı alayım illa ki?
3) başka bir çözümü olan var mı? mesela önümüzdeki hafta okuduğum şehir olan izmite gideceğim ve hakkaten yeni eve bavul taşıma fikri inanılmaz zor geliyor şu anda arabaya alıştıktan sonra. ne yapayım yani amele gibi araba mı kiralayayım bir dünya para verip. bilmiyorum.
4) bırak hacı, adamın bi zevki var zaten sürekli çalışıyor, o zevkini de bok etme bırak onda kalsın mı diyorsunuz?
böyle işte. bana yol gösterin. tek kompleksim bu lan resmen. araba kapıda paslanıyor, alalı 7-8 ay olmuş hala yeni kokuyor ya.
ek olarak, arabayı kaçırma gibi ergenliklere girmek istemiyorum hiç gereği yok. ve bir ek daha, bu kadar uğraştıktan sonra alsam bile de çok kasılacağımı hissediyorum açıkçası. bilemedim ne edeyim.
en büyük derdin bu olsun hacı diyenler çıkacaktır, onların da canı sağolsun.
Bir master programı olduğunu düşünelim, hatta burslu. Sizce bir Türk olarak orada ülke açısından da stratejik öneme sahip bir master programında okunur mu? Yaşanır mı? Okunur/yaşanırsa nasıl olur, bu konuda tecrübesi olan var mıdır? Okul Haifa'da bu arada.
Selamlar,
ailemle kaldığım eve dönünce böyle çıldırtan bir şeye denk geldim yine. Normal seramik bir klozet ve üstünde yine seramik bir sifon su deposu (?) var. Şimdiye kadar çok farklı fiyat aralıklarında ve çok farklı kalitelerde "sifon içi takımı" denedik fakat maksimum 10 ay geçmeden sifon yine su sızdırmaya başlıyor. Artık babamla sifon tamir etmekten çok sıkıldık. Her 8-10-12 ayda bir yapı markete gidip, 80-100-120+ lira bayılıp, koca iki mühendis oturup sifonla boğuşmak istemiyoruz. Ve hayır böyle ufak şeyler için eve tesisatçı da giremez, bir nevi kuraldır, nettir bu.
Sormak istiyorum arkadaşlar, medeni ülkeler nasıl yapıyor bunu? Nedir bu işin püf noktası? İç takımlar 2-5-8 yıl garantili oluyor ama istisnasız hepsi sızdırıyor bir süre sonra, gerçekten çok sinir bozucu. Ne yapalım, ne alalım? Bir yol bulalım da şunu çözelim yahu. Herkes mi evindekileri 10 ayda bir değiştiriyor anlamıyorum ki. Biz mi çok kullanıyoruz sifonu. Çözemedik baba oğul yıllardır.
ailemle kaldığım eve dönünce böyle çıldırtan bir şeye denk geldim yine. Normal seramik bir klozet ve üstünde yine seramik bir sifon su deposu (?) var. Şimdiye kadar çok farklı fiyat aralıklarında ve çok farklı kalitelerde "sifon içi takımı" denedik fakat maksimum 10 ay geçmeden sifon yine su sızdırmaya başlıyor. Artık babamla sifon tamir etmekten çok sıkıldık. Her 8-10-12 ayda bir yapı markete gidip, 80-100-120+ lira bayılıp, koca iki mühendis oturup sifonla boğuşmak istemiyoruz. Ve hayır böyle ufak şeyler için eve tesisatçı da giremez, bir nevi kuraldır, nettir bu.
Sormak istiyorum arkadaşlar, medeni ülkeler nasıl yapıyor bunu? Nedir bu işin püf noktası? İç takımlar 2-5-8 yıl garantili oluyor ama istisnasız hepsi sızdırıyor bir süre sonra, gerçekten çok sinir bozucu. Ne yapalım, ne alalım? Bir yol bulalım da şunu çözelim yahu. Herkes mi evindekileri 10 ayda bir değiştiriyor anlamıyorum ki. Biz mi çok kullanıyoruz sifonu. Çözemedik baba oğul yıllardır.
Soru başlıkta. Özellikle klasör yapısını albüm albüm ayırabilecek, fotoğraf tagleyebilecek ve geotagging denilen gps koordinatları kayıtlı fotoğrafları harita üstünde gösterebilecek ve hatta gerektiğinde manuel olarak koordinat bilgileri editlenebilecek ve hatta gerektiğinde facebook tarzı kişi bazlı tagleme yapılabilecek bir foto arşivleme programı arıyorum dostlarım. iyi tatiller diliyorum herkese.
...özelleştirilen firmaya mı ait oluyor? yani yolun asfaltı, bakımı vesairesi. artık bunlarla devlet uğraşmayacak değil mi?
yok, bu salt yatırım gibi bir şeyse, yani taksi plakası gibi, bir yükümlülük gerektirmeyen, yalnızca sermayeyi dayayıp gelir beklediğin bir yatırımsa, kimse de demiyor ki aga bu nedir?
ayrıca yurtdışında karayolu özelleştirmesinin durumu nedir?
ekleme: şimdi buldum, avrupa'da yaygınmış ve yapılıyormuş bu olay, şu study'de anlatmışlar detaylıca. diğer soruları hala merak ediyorum ama :)
www.ub.edu
yok, bu salt yatırım gibi bir şeyse, yani taksi plakası gibi, bir yükümlülük gerektirmeyen, yalnızca sermayeyi dayayıp gelir beklediğin bir yatırımsa, kimse de demiyor ki aga bu nedir?
ayrıca yurtdışında karayolu özelleştirmesinin durumu nedir?
ekleme: şimdi buldum, avrupa'da yaygınmış ve yapılıyormuş bu olay, şu study'de anlatmışlar detaylıca. diğer soruları hala merak ediyorum ama :)
www.ub.edu
önerebilir misiniz? aralık yüksek olmalı, gerektiğinde 100 liraya da 10000 liraya da çalışabilmeliyim. teşekkürler.
günlük hayatta genelde tişört/kot pantol ikilisiyle gezen bir herifim. tişörtlere çok önem veririm, yurtdışından falan getirtiyorum özellikle böyle kelime esprili 13 yaş altı @2 tişörtleri değil yani. fakat şöyle bir sorunum var. kurumsal ortamlara artık yavaştan hafif kaçtığını hissetmeye başladım ve ne yapsam dedim, gömlek denedim yakıştıramadım falan, en iyisi dedim spor ceket alayım ben tişört üzerine. fikir olması açısından ara ara okan bayülgen üstünde bu tarz ceket/tişört görüyorum. her neyse, h&m, bershka ve zara'dan baktım ama dar kalıp yapalım derken omuzlar aşırı düşük duruyor (yapılı bir adam da değilim zaten), bir gariplik var.
bana öyle bir ceket bulalım ki, tişörtlerle gitsin, spor ve hafif dar olsun, özel yapım olmasın o kadar para veremem. deri de olmasın, kahverengi spor deri görünümlü ceket ile bu işi çözüyordum ama istanbul sıcağında aralığa kadar giymenin imkanı yokmuş bunu anladım gelince.
ve hayır, takım elbiseyi kendime maalesef yakıştıramıyorum, gömlek de arada bir ancak, yok arkadaş gömlek buldum sana süper derseniz onu da postlayın tabii, bakalım neden olmasın.
cevaplar için teşekkür ederim şimdiden.
bana öyle bir ceket bulalım ki, tişörtlerle gitsin, spor ve hafif dar olsun, özel yapım olmasın o kadar para veremem. deri de olmasın, kahverengi spor deri görünümlü ceket ile bu işi çözüyordum ama istanbul sıcağında aralığa kadar giymenin imkanı yokmuş bunu anladım gelince.
ve hayır, takım elbiseyi kendime maalesef yakıştıramıyorum, gömlek de arada bir ancak, yok arkadaş gömlek buldum sana süper derseniz onu da postlayın tabii, bakalım neden olmasın.
cevaplar için teşekkür ederim şimdiden.
böyle bir yolculuğa çıkıyoruz bu cumartesi, şimdi malum bayram trafiği, herkes yorgun, o bir gidiş bir dönüş 5 metrelik saçma sapan yollardan gitmek istemiyorum.
bu iktidarın çılgınca reklamını yaptığı duble yollardan ve otobanlardan mümkün olduğunca faydalanmak suretiyle hangi güzergahtan gitmemi önerirsiniz?
maps.google.com'un directions özelliğini kullanabilirsiniz tarif ederken. çok teşekkür eder gözlerinizden öperim.
bu iktidarın çılgınca reklamını yaptığı duble yollardan ve otobanlardan mümkün olduğunca faydalanmak suretiyle hangi güzergahtan gitmemi önerirsiniz?
maps.google.com'un directions özelliğini kullanabilirsiniz tarif ederken. çok teşekkür eder gözlerinizden öperim.
Niye mümkün değil ya? Türk kredi kartımla türk hesabımdan kolayca app, book veya podcast alabiliyorum, ama müzik yok. Music Store diye bir şey yok. Var mı bunun bir püf noktası?
bilen var mı? Tüm keystroke'i text halinde vermesin de biraz daha kullanışlı olsun mümkünse. Anne dostu olmalı. Teşekkür ederim.
kanyon şubesinde özellikle.
teşekkürler.
teşekkürler.
schengen bölgesi için öğrencilere vize ücreti kalktı mı? turistik schengen için başvuru ücreti ödeniyor mu?
teşekkürler
edit: şuna ithafen: www.eksisozluk.com
teşekkürler
edit: şuna ithafen: www.eksisozluk.com
Selamlar duyurunun cevval coder^'ları
bahsi geçen site geliri nereden elde ediyordu hatırlayan var mı? Gittigidiyor tarzı bir sistem kurup aradaki aktarımdan pay mı alıyorlar? Yoksa farklı servisleri mi ücretlendiriyorlar, nedir?
sağolun varolun
bahsi geçen site geliri nereden elde ediyordu hatırlayan var mı? Gittigidiyor tarzı bir sistem kurup aradaki aktarımdan pay mı alıyorlar? Yoksa farklı servisleri mi ücretlendiriyorlar, nedir?
sağolun varolun
kimdir ya da nedir bu ya? anladığıma emin olamadığım tek olay bu sözlükte.
şimdi usta,
internete kapalı, yalnızca yerel ağda kullanılmak üzere sanal bir intranet sunucumuz var. bu sunucudan, iis & tomcat üzerinden bir yazılım yayınlayacağız "iç kullanım için", yani yalnızca intranet kullanacak bunu. iis ile tomcat bağlantısını yapmak için, application request routing ve url rewriting yapmamız gerekiyor, bu ikisi için de iis üzerine ufak bir eklenti yüklüyorsunuz.
bu eklentiler, yalnızca microsoft'un özel olarak geliştirdiği inanılmaz bir teknolojili bu installer üzerinden yüklenebiliyor: microsoft web platform installer. microsoft, tüm bu ufak tefek eklentileri, .net framework falan da olmak üzere "yalnızca" bu installer ile yüklenebilir bi biçimde yayınlamış.
sistem şöyle işliyo, diyelim ki .net framework veya arr indireceksin, alıyorsun önce web platform installer'ı indiriyorsun, sonra onu yüklüyorsun, çalıştırıyorsun, diyorsun ki ben şu programları istiyorum listeden seçiyorsun, o sırayla yüklüyor.
sorun nerede: bu gerizekalı beyinsiz insanlar offline yükleme seçeneği koymamışlar. onlara göre, iis kullanıyorsan internete açmak zorundasın, intranete proje yapılamaz. bu web platform installer boku üzerinden yüklenen şeyler hiç bir şekilde ayrı/offline olarak kuramıyorsun.
internet bağlantın yoksa sıçtın. internetin yok olamaz. uluslararası bir şirketin öküz gibi firewall kurallarına uymaya çalışamazsın, her makina internete açık olacak.
ms destek forumlarında çemkirmişler, destek elemanı yazmış: tek bir yol var, o da önce internetli bi pc'ye kurup, installer'ın cache olarak tuttuğu klasörü bulup, msi dosyalarını çekip (bitmedi burada, msi dosyalarını tek çalıştırınca "önce web platformla açıcağğn hacı" çekiyo) programın binlerce satırlık xml dosyasında tüm programların yolunu ırzını soyunu sopunu belirtip, web platform installer'ı özel bilmemne komut satırı ile açmak ve olması için dua etmek. olmuyor tabii ki.
şimdi soruyorum, allah rızası için çıksın, birisi desin ki "o offline kurulmuyo çünkü şöyle bi sebebi var", sen yetosun desin, kendime geleyim. kafayı yedim çünkü 4-5 saatte. gerizekalı herifler ya.
ya arkadaş, bir mühendis nasıl bu kadar beyinsiz olabilir ya? destek forumlarında bir de yazmışlar yok efendim bir sonraki sürümde gelecek isterseniz xml dll bilmemneyle oynayın olur belki. ya arkadaş testis mi geçiyorsunuz benimle? offline install nasıl olmaz ya?
lütfen biri çıksın açıklasın yoksa sinirden kendimi kesicem. bir dünya işin üstüne bir de bununla uğraşıyorum allah belasını vrsin microsoft'un. gerizeekalı herifler.
internete kapalı, yalnızca yerel ağda kullanılmak üzere sanal bir intranet sunucumuz var. bu sunucudan, iis & tomcat üzerinden bir yazılım yayınlayacağız "iç kullanım için", yani yalnızca intranet kullanacak bunu. iis ile tomcat bağlantısını yapmak için, application request routing ve url rewriting yapmamız gerekiyor, bu ikisi için de iis üzerine ufak bir eklenti yüklüyorsunuz.
bu eklentiler, yalnızca microsoft'un özel olarak geliştirdiği inanılmaz bir teknolojili bu installer üzerinden yüklenebiliyor: microsoft web platform installer. microsoft, tüm bu ufak tefek eklentileri, .net framework falan da olmak üzere "yalnızca" bu installer ile yüklenebilir bi biçimde yayınlamış.
sistem şöyle işliyo, diyelim ki .net framework veya arr indireceksin, alıyorsun önce web platform installer'ı indiriyorsun, sonra onu yüklüyorsun, çalıştırıyorsun, diyorsun ki ben şu programları istiyorum listeden seçiyorsun, o sırayla yüklüyor.
sorun nerede: bu gerizekalı beyinsiz insanlar offline yükleme seçeneği koymamışlar. onlara göre, iis kullanıyorsan internete açmak zorundasın, intranete proje yapılamaz. bu web platform installer boku üzerinden yüklenen şeyler hiç bir şekilde ayrı/offline olarak kuramıyorsun.
internet bağlantın yoksa sıçtın. internetin yok olamaz. uluslararası bir şirketin öküz gibi firewall kurallarına uymaya çalışamazsın, her makina internete açık olacak.
ms destek forumlarında çemkirmişler, destek elemanı yazmış: tek bir yol var, o da önce internetli bi pc'ye kurup, installer'ın cache olarak tuttuğu klasörü bulup, msi dosyalarını çekip (bitmedi burada, msi dosyalarını tek çalıştırınca "önce web platformla açıcağğn hacı" çekiyo) programın binlerce satırlık xml dosyasında tüm programların yolunu ırzını soyunu sopunu belirtip, web platform installer'ı özel bilmemne komut satırı ile açmak ve olması için dua etmek. olmuyor tabii ki.
şimdi soruyorum, allah rızası için çıksın, birisi desin ki "o offline kurulmuyo çünkü şöyle bi sebebi var", sen yetosun desin, kendime geleyim. kafayı yedim çünkü 4-5 saatte. gerizekalı herifler ya.
ya arkadaş, bir mühendis nasıl bu kadar beyinsiz olabilir ya? destek forumlarında bir de yazmışlar yok efendim bir sonraki sürümde gelecek isterseniz xml dll bilmemneyle oynayın olur belki. ya arkadaş testis mi geçiyorsunuz benimle? offline install nasıl olmaz ya?
lütfen biri çıksın açıklasın yoksa sinirden kendimi kesicem. bir dünya işin üstüne bir de bununla uğraşıyorum allah belasını vrsin microsoft'un. gerizeekalı herifler.
Merhaba,
elektriğin anlık tüketimini baz alarak, o an çalışan/çalışmaya başlayan elektrikli aletleri "tanıyabilecek" bir yazılım algoritması yazmak mümkün müdür? bu aletler çalışırken bir pattern ortaya çıkartacak şekilde mi dalgalandırırlar tüketim grafiğini?
ek: tanıyabilecek, yani şu an ütü çalışmaya başladı, aynı anda buzdolabı çalışıyor gib. bunların pattern'leri önceden sisteme tanıtılmış/öğretilmiş olur muhtemelen, tabii böyle bir şey varsa.
Cihaz mikrosaniyelere varan düzeyde ölçebiliyor bu arada elektrik tüketimini. Bir akıllı sayaç olduğunu düşünelim aletin, sensör falan yok, iç şebekenin son noktasına takılıyor ve tüm elektrik üzerinden geçiyor, sayıyor.
Ek: Bu yapılmış ve patentlenmiş bir şey, nasıl yapıldığını anlamaya çalışıyorum.
elektriğin anlık tüketimini baz alarak, o an çalışan/çalışmaya başlayan elektrikli aletleri "tanıyabilecek" bir yazılım algoritması yazmak mümkün müdür? bu aletler çalışırken bir pattern ortaya çıkartacak şekilde mi dalgalandırırlar tüketim grafiğini?
ek: tanıyabilecek, yani şu an ütü çalışmaya başladı, aynı anda buzdolabı çalışıyor gib. bunların pattern'leri önceden sisteme tanıtılmış/öğretilmiş olur muhtemelen, tabii böyle bir şey varsa.
Cihaz mikrosaniyelere varan düzeyde ölçebiliyor bu arada elektrik tüketimini. Bir akıllı sayaç olduğunu düşünelim aletin, sensör falan yok, iç şebekenin son noktasına takılıyor ve tüm elektrik üzerinden geçiyor, sayıyor.
Ek: Bu yapılmış ve patentlenmiş bir şey, nasıl yapıldığını anlamaya çalışıyorum.
selamlar,
elimizde çok titrek ve oynak bir video kaydı var farzedelim. cmos sensörlü boktan bir cep telefonuyla çekilmiş. bunu post processing'de adam edebilmek için bir yol var mıdır? mümkün olan en amatör yollardan mümkünse, ama vegas yükle falan derseniz de yüklerim elbet. plug in falan da olabilir.
steadycam kullanma ihtimalim sıfır diye düşünelim mümkünse.
Hatta örnek video (mümkünse HD açın) www.youtube.com
elimizde çok titrek ve oynak bir video kaydı var farzedelim. cmos sensörlü boktan bir cep telefonuyla çekilmiş. bunu post processing'de adam edebilmek için bir yol var mıdır? mümkün olan en amatör yollardan mümkünse, ama vegas yükle falan derseniz de yüklerim elbet. plug in falan da olabilir.
steadycam kullanma ihtimalim sıfır diye düşünelim mümkünse.
Hatta örnek video (mümkünse HD açın) www.youtube.com

daha önceden pek bilmediğim bir şeydi, son bir iki aydır neredeyse her gece. bazen "dolduğu" hissiyle nefes alamıyorum, bazen içeride bir şey yok, ama yine nefes alamıyorum, tıkalı gibi. aldığım nefes yetmiyormuş gibi geliyor. az buz araştırdım, fiziksel bir sorun yoksa psikolojik olabilir, stresli dönemlerde oluyor diye okudum. fiziksel sorun çıkar mı ki 21'den sonra... nefes aldığımı düşündükçe nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum. bir nevi şu static.fjcdn.com 
bir duyuruya sorayım dedim. teşekkürler şimdiden.

bir duyuruya sorayım dedim. teşekkürler şimdiden.
fark ettim ki ayyylardır kimse tek bir sefer pasaport kontrolü yapmadı almanya içerisinde. fazla dikkat çekmeden yaşasak, çalışmadan kalsak, parayı türkiye'den alsak, yıllarca böyle yaşanır gibime geliyor. gözden kaçırdığım bir nokta mı var acaba?
elbette böyle bir planım yok ta aklıma geldi yani gece gece nerden çıktıysa.
elbette böyle bir planım yok ta aklıma geldi yani gece gece nerden çıktıysa.
VERİLDİ--VERİLDİ--VERİLDİ--VERİLDİ--VERİLDİ.
Merhaba arkadaşlar,
bu ilanı daha önceden de açmıştım, fakat ne yazık ki işi alan arkadaş "teslim tarihine 1 gün kala" ailevi sorunları çıktığını ve işi yapamayacağını belirtti. Şu anda öncekinden çok daha zor bir durumdayım.
Bir depolama firmasının internet sitesi, 6 modelin kullanma kılavuzu, katalog ve broşürlerini içeren komple bir iş var elimde ve zamansızlıktan ötürü ben yapamıyorum, dedim ki madem ben yapamıyorum paraya ihtiyacı olan bir öğrenci arkadaşıma yönlendireyim.
EKLEME: Bilgisayar & network alt yapısı gerektirebilir biraz.
Ücret 100-150 lira civarı diye düşündük, "tamamdır hacı, ben bu bilgisayar olaylarını severim, ingilizceden türkçeye de çeviririm, sıkıntı olmaz, teslim tarihlerine uyarım, kimseyi ortada bırakmam" diyorsanız, ----- adresine Çeviri Ekşi Duyuru konulu bir mail atın.
Çeviri tecrübeniz varsa, onu da mailde belirtirseniz sevinirim. Öğrenciyseniz bunu da belirtin mümkünse, öğrenciler öncelikli.
Teslim tarihi ilk yarı için bu cumartesi - ikinci yarı için önümüzdeki cuma bu arada, teslim tarihlerine mutlaka ama mutlaka uymanız gerekiyor.
Maillerinizi bekliyorum.
Edit: Alan arkadaşlar kabul etmeseler bile en azından bir cevap yazarlarsa mutlu olurum.
Merhaba arkadaşlar,
bu ilanı daha önceden de açmıştım, fakat ne yazık ki işi alan arkadaş "teslim tarihine 1 gün kala" ailevi sorunları çıktığını ve işi yapamayacağını belirtti. Şu anda öncekinden çok daha zor bir durumdayım.
Bir depolama firmasının internet sitesi, 6 modelin kullanma kılavuzu, katalog ve broşürlerini içeren komple bir iş var elimde ve zamansızlıktan ötürü ben yapamıyorum, dedim ki madem ben yapamıyorum paraya ihtiyacı olan bir öğrenci arkadaşıma yönlendireyim.
EKLEME: Bilgisayar & network alt yapısı gerektirebilir biraz.
Ücret 100-150 lira civarı diye düşündük, "tamamdır hacı, ben bu bilgisayar olaylarını severim, ingilizceden türkçeye de çeviririm, sıkıntı olmaz, teslim tarihlerine uyarım, kimseyi ortada bırakmam" diyorsanız, ----- adresine Çeviri Ekşi Duyuru konulu bir mail atın.
Çeviri tecrübeniz varsa, onu da mailde belirtirseniz sevinirim. Öğrenciyseniz bunu da belirtin mümkünse, öğrenciler öncelikli.
Teslim tarihi ilk yarı için bu cumartesi - ikinci yarı için önümüzdeki cuma bu arada, teslim tarihlerine mutlaka ama mutlaka uymanız gerekiyor.
Maillerinizi bekliyorum.
Edit: Alan arkadaşlar kabul etmeseler bile en azından bir cevap yazarlarsa mutlu olurum.
Sanki hiç işim yokmuş gibi, her gün buraya girip soru cevaplarken kendimi gerizekalı gibi hissediyorum, zira birisi cidden gelip para verse, muhtemelen bu kadar girmem bu siteye. Ve burada beni en rahatsız eden şey: ÇOK UFAK ve kısa bir google araması ile bulunabilen binlerce soru sorulduğunda, kendimi salak yerine konulmuş gibi hissediyorum. Bu insanlar bu derece cahil olamaz. Oturun aratın kardeşim, adam mı çalıştırıyorunuz burada, oturup bunun için vakit harcamıyoruz yani. Neyse.
Örnek:
"Almanya vizesi lazım napayım" Google: Almanya konsolosluğu, gerekli belgeler
"Yurtdışından telefon getirtçem": Google: Yurtdışından telefon getirtme, Gümrük mevzuatı
"Ayfondört alıcam almanyadaki kuzenimden almanyada ne kadar?" Google: Germany iphone 4 price ve hatta almanya iphone fiyatı
Bu kadar basit yani. Hamal mıyız biz?
Bir de şu duyuru açıp detay vermeyenleri görünce kendimi intihar edesim geliyor.
"Almanya vizesi lazım nası alınır?" Nesin kardeşim sen, öğrenci misin işçi misin yazmamışsın ki.
"25000 tlye en iyi otomobil hangisidir" Sedan mı, HB mi, dizel mi, vites tercihi nedir, arkadaş iki bir şey yaz o fiyata kamyonet de alınır eşek filosu da kurulur
Bu ve bunun gibi şeyler. Hayır cumartesi cumartesi dışarı çıkmışım, eve gelmişim gerizekalı gibi yine ekşi duyuruyu açmışım, kafamı sikeyim. Şuraya iki uyarı bir şey koyalım. Ya da duyuruya script yazalım önce duyuru içeriini google'da aratıp bunu mu sormuştun kanka desin. Çok sinirliyim.
Örnek:
"Almanya vizesi lazım napayım" Google: Almanya konsolosluğu, gerekli belgeler
"Yurtdışından telefon getirtçem": Google: Yurtdışından telefon getirtme, Gümrük mevzuatı
"Ayfondört alıcam almanyadaki kuzenimden almanyada ne kadar?" Google: Germany iphone 4 price ve hatta almanya iphone fiyatı
Bu kadar basit yani. Hamal mıyız biz?
Bir de şu duyuru açıp detay vermeyenleri görünce kendimi intihar edesim geliyor.
"Almanya vizesi lazım nası alınır?" Nesin kardeşim sen, öğrenci misin işçi misin yazmamışsın ki.
"25000 tlye en iyi otomobil hangisidir" Sedan mı, HB mi, dizel mi, vites tercihi nedir, arkadaş iki bir şey yaz o fiyata kamyonet de alınır eşek filosu da kurulur
Bu ve bunun gibi şeyler. Hayır cumartesi cumartesi dışarı çıkmışım, eve gelmişim gerizekalı gibi yine ekşi duyuruyu açmışım, kafamı sikeyim. Şuraya iki uyarı bir şey koyalım. Ya da duyuruya script yazalım önce duyuru içeriini google'da aratıp bunu mu sormuştun kanka desin. Çok sinirliyim.
odamın tek penceresi direkt olarak bir ağaca bakıyor, öyle ki rüzgarlı havalarda içeri giriyor yaprakları camdan. çok sıcak olmasından ötürü camı kapatma şansım yok.
son birkaç gündür -havaların çılgınca ısındığı birkaç güne tekabül eder bu- bir takım uçan canlıların tavandaki florasan lambamı tavaf ettiklerini fark ettim. büyük bir kısmı ise duvarlarda, sağda solda konuşlanmış, mal gibi duruyorlardı. dün gece temizledim hepsini.
bugün ise, camı tam açmamama, vasistası açmama rağmen içerisi yine çok dolmuş ve bu kez birkaç tane de örümcek kardeşimiz var. örümcek kardeşimiz 7-8 santim çapında ve tavanı birkaç saniyede boydan boya ilerleyebilecek hızda. an itibariyle gözden kaybettim. yine ara ara ufak örümcekler görüyorum sağda solda yuvalanmaya başlamışlar.
asıl korkum, tavan beton değil, kaplama gibi bir şey. azıcık ittin mi yukarı çıkıyor ve üstü boş. oralara yuva falan mı yaptı bunlar?
bu orospu çocuklarından nasıl kurtuluruz? teker teker avlamak, odayı tavana kadar suyla doldurmak veya ilaçlamak dışında çözüm var mıdır?
son birkaç gündür -havaların çılgınca ısındığı birkaç güne tekabül eder bu- bir takım uçan canlıların tavandaki florasan lambamı tavaf ettiklerini fark ettim. büyük bir kısmı ise duvarlarda, sağda solda konuşlanmış, mal gibi duruyorlardı. dün gece temizledim hepsini.
bugün ise, camı tam açmamama, vasistası açmama rağmen içerisi yine çok dolmuş ve bu kez birkaç tane de örümcek kardeşimiz var. örümcek kardeşimiz 7-8 santim çapında ve tavanı birkaç saniyede boydan boya ilerleyebilecek hızda. an itibariyle gözden kaybettim. yine ara ara ufak örümcekler görüyorum sağda solda yuvalanmaya başlamışlar.
asıl korkum, tavan beton değil, kaplama gibi bir şey. azıcık ittin mi yukarı çıkıyor ve üstü boş. oralara yuva falan mı yaptı bunlar?
bu orospu çocuklarından nasıl kurtuluruz? teker teker avlamak, odayı tavana kadar suyla doldurmak veya ilaçlamak dışında çözüm var mıdır?
böyle bir şey yaşayan var mı, tek ben miyim?
birkaç senaryo var ve çok uzun aralıklarla, belki 6 ay, belki 1 senede bir çok çok ufak farklılıklarla görüyorum. her şey birebir aynı, sadece şu anki hayatıma uyarlanmış oluyor ve konular bilim kurgu, yolculuk falan.
çok enteresan ya. kafayı yiyicem lan, nasıl bi bilinçaltı bu ki direkt aynı rüyaları aynı detaylar aynı görünümlerle yaratıyor, hem de aylarca süre geçtikten sonra, cidden çok enteresan.
birkaç senaryo var ve çok uzun aralıklarla, belki 6 ay, belki 1 senede bir çok çok ufak farklılıklarla görüyorum. her şey birebir aynı, sadece şu anki hayatıma uyarlanmış oluyor ve konular bilim kurgu, yolculuk falan.
çok enteresan ya. kafayı yiyicem lan, nasıl bi bilinçaltı bu ki direkt aynı rüyaları aynı detaylar aynı görünümlerle yaratıyor, hem de aylarca süre geçtikten sonra, cidden çok enteresan.
selam ekşi duyuru'nun çok saygıdeğer expat'leri,
bir alman kurumu için pasaportumun onaylı kopyasını yaptırmam gerekiyor noterde. fakat almanya'dayım. ne kadar para alıyor alman noterleri, bilen var mı? ve nasıl işliyor sistem? bildiğimiz "notar" yazan yerlere gidip direkt alıyor muyuz?
dankeşön
bir alman kurumu için pasaportumun onaylı kopyasını yaptırmam gerekiyor noterde. fakat almanya'dayım. ne kadar para alıyor alman noterleri, bilen var mı? ve nasıl işliyor sistem? bildiğimiz "notar" yazan yerlere gidip direkt alıyor muyuz?
dankeşön
selamlar duyuru aleminin gece kuşları,
son bir birbuçuk aylık sıkıntılı dönemde bildiğin "internet bağımlısı" olduğum için ne kadar yorgun olursam olayım f5'lemeyi bırakamıyorum ve yatış saatim minimum 2.30 oluyor.
sabah ta kalkıp işe gitmek durumundayım.
e az uyuduğum için gerizekalı gibi dolanıyorum ofiste. potansiyelimin %10'unu anca gösterebiliyorum. cümle bile kuramıyorum bazen.
yüzüm gözüm şişmiş oluyor, sivilceyle doluyor her tarafım falan.
çok sıkıntılı bi durum yani. özellikle son birkaç haftadır bildiğin öldürüyor -ki çok stresli bir dönem benim için-
bunu yaşayan ve kendince bir çözüm bulan bir insan evladı var mı, yoksa "allah böyle yaratmış" deyip senin yavşak enişten videosundaki ufak darbukacı çocuk gibi kenara mı çekileyim?
ek: bir de son günlerde öyle bir psikolojiye girdim ki, yatma kararını vermeme yakın gözümden uyku akmasına rağmen "ulan kesin uyuyamicam boku yedik yarın" deyip bir takım olumsuz şeyler düşünmeye başladım, olumsuz derken öyle depresifler gibi yeğeninin ciğerinin parçalanması dünyanın yok olması falan değil, atıyorum o gün biriyle tartışmışımdır o aklıma geliyor ya da bir başarısızlığımın tekrarlamasına kaygılanıyorum gibi. başarısızlığım da yok ki aslında. alla allaa, nooluyo lan.
uyku hapı falan mı çaksam ne yapsam. bi akıl verin. psikoloğa falan gidemem yurtdışındayım şu an, vaktim de yok zaten.
<cross-marketing> jsp bilen varsa ulaşsın.</crossmarketing>
son bir birbuçuk aylık sıkıntılı dönemde bildiğin "internet bağımlısı" olduğum için ne kadar yorgun olursam olayım f5'lemeyi bırakamıyorum ve yatış saatim minimum 2.30 oluyor.
sabah ta kalkıp işe gitmek durumundayım.
e az uyuduğum için gerizekalı gibi dolanıyorum ofiste. potansiyelimin %10'unu anca gösterebiliyorum. cümle bile kuramıyorum bazen.
yüzüm gözüm şişmiş oluyor, sivilceyle doluyor her tarafım falan.
çok sıkıntılı bi durum yani. özellikle son birkaç haftadır bildiğin öldürüyor -ki çok stresli bir dönem benim için-
bunu yaşayan ve kendince bir çözüm bulan bir insan evladı var mı, yoksa "allah böyle yaratmış" deyip senin yavşak enişten videosundaki ufak darbukacı çocuk gibi kenara mı çekileyim?
ek: bir de son günlerde öyle bir psikolojiye girdim ki, yatma kararını vermeme yakın gözümden uyku akmasına rağmen "ulan kesin uyuyamicam boku yedik yarın" deyip bir takım olumsuz şeyler düşünmeye başladım, olumsuz derken öyle depresifler gibi yeğeninin ciğerinin parçalanması dünyanın yok olması falan değil, atıyorum o gün biriyle tartışmışımdır o aklıma geliyor ya da bir başarısızlığımın tekrarlamasına kaygılanıyorum gibi. başarısızlığım da yok ki aslında. alla allaa, nooluyo lan.
uyku hapı falan mı çaksam ne yapsam. bi akıl verin. psikoloğa falan gidemem yurtdışındayım şu an, vaktim de yok zaten.
<cross-marketing> jsp bilen varsa ulaşsın.</crossmarketing>
selam gençler,
bu gece halletmek üzere çok acil ve çok kısa bir java işimiz var. Regain diye açık kaynak güzel bir arama motorucağızı var, bu moturun advanced search kısmını biraz modifiye etmek istiyorum. Fakat java bilgim yok. Bilgli ellerde 20 dakika sürmeyecek bu işlem için TAMI TAMINA BİR WHOPPER MENÜ EVET YANLIŞ DUYMADINIZ TAM BİR WHOPPER MENÜ'YÜ ortaya koyuyorum. Ayrıca önümüzdek 5 dakika İÇİNDE ARARSANIZ KARGO BEDAVA. EVET.
Özel mesaj atabilirsiniz. Yalnız dediğim gibi bu gece 1'e kadar bitmiş olması lazım. Teşekkürler.
*Kampanyamız yemeksepeti'nin servis alanlarıyla sınırlıdır.
**Hata çıkmaması lazım, zaten altı üstü birkaç form elemanı eklenecek, onda da hata çıkmasın yani vaktimizi harcamayalım pls.
bu gece halletmek üzere çok acil ve çok kısa bir java işimiz var. Regain diye açık kaynak güzel bir arama motorucağızı var, bu moturun advanced search kısmını biraz modifiye etmek istiyorum. Fakat java bilgim yok. Bilgli ellerde 20 dakika sürmeyecek bu işlem için TAMI TAMINA BİR WHOPPER MENÜ EVET YANLIŞ DUYMADINIZ TAM BİR WHOPPER MENÜ'YÜ ortaya koyuyorum. Ayrıca önümüzdek 5 dakika İÇİNDE ARARSANIZ KARGO BEDAVA. EVET.
Özel mesaj atabilirsiniz. Yalnız dediğim gibi bu gece 1'e kadar bitmiş olması lazım. Teşekkürler.
*Kampanyamız yemeksepeti'nin servis alanlarıyla sınırlıdır.
**Hata çıkmaması lazım, zaten altı üstü birkaç form elemanı eklenecek, onda da hata çıkmasın yani vaktimizi harcamayalım pls.
selam gençler
bilgiler:
şimdi şöyle ki,
erasmus yaparken uzattığım "erasmus için oturma izni"m var (erasmus bitti) 30 haziran tarihine kadar.
ben onunla staj da yapıyorum, 90 güne kadar çalışma serbestmiş.
bugün vize uzatma daire başkanlığı ltd şti'ne gittim, orada randevu veren karı dedi ki öğrenciliğin bitmiş senin, e isteğe bağlı staj olduğundan çalışma izni de veremeyiz, büyük ihtimal senin vize uzatma yattara olacak.
verdiği randevu tarihi 30 haziran, 16:30
vizenin bitiş tarihi: 30 haziran
soru:
16:30'da gidip, vize alamazsam, ülkeyi gece yarısına kadar terk etmek zorunda mı kalacağım?
arada bir "tampon" süre verecekler mi 2 gün süreniz var diye?
olur da o gün çıkmazsam başıma ne gelebilir?
randevu veren kazuletin işgüzarlığı da olabilir, benim kuruntum da, ama her zaman en kötü ihtimale göre hareket etmek zorundayım malum. buna farklı bir katakulli ile cevap vereceğim muhtemelen ama ne olur ne olmaz bilmem lazım. teşku.
düzenleme:
ülke: almanya
staj "isteğe bağlı" olduğundan çalışma izni verilmiyormuş.
ek soru: bu konular için fiktionsbescheinigung diye bir izin türü varmış onu bilen varsa bilgilendirirse de güzel olur.
bilgiler:
şimdi şöyle ki,
erasmus yaparken uzattığım "erasmus için oturma izni"m var (erasmus bitti) 30 haziran tarihine kadar.
ben onunla staj da yapıyorum, 90 güne kadar çalışma serbestmiş.
bugün vize uzatma daire başkanlığı ltd şti'ne gittim, orada randevu veren karı dedi ki öğrenciliğin bitmiş senin, e isteğe bağlı staj olduğundan çalışma izni de veremeyiz, büyük ihtimal senin vize uzatma yattara olacak.
verdiği randevu tarihi 30 haziran, 16:30
vizenin bitiş tarihi: 30 haziran
soru:
16:30'da gidip, vize alamazsam, ülkeyi gece yarısına kadar terk etmek zorunda mı kalacağım?
arada bir "tampon" süre verecekler mi 2 gün süreniz var diye?
olur da o gün çıkmazsam başıma ne gelebilir?
randevu veren kazuletin işgüzarlığı da olabilir, benim kuruntum da, ama her zaman en kötü ihtimale göre hareket etmek zorundayım malum. buna farklı bir katakulli ile cevap vereceğim muhtemelen ama ne olur ne olmaz bilmem lazım. teşku.
düzenleme:
ülke: almanya
staj "isteğe bağlı" olduğundan çalışma izni verilmiyormuş.
ek soru: bu konular için fiktionsbescheinigung diye bir izin türü varmış onu bilen varsa bilgilendirirse de güzel olur.
selam arkadaşlar,
hani bu almanya'da yaşayan türkler arabaları ile türkiye'ye gelince "ehuuu abi beemve ama kiralık hep onlar" derler ya, bunu araştırdım biraz, kiralıktan ziyade uzun dönemli kiralama sözleşmesi tarzı bir şey ayarlıyormuş bu insanlar, bu da leasing oluyor gördüğüm kadarıyla. hatta araba eskidikçe gidip değiştiriyorlar o derece.
nasıl işliyor bu tam olarak? arabayı satın almak istemiyorum, sadece düşük bir ücretle aylık kiralamayı düşünüyorum mesela 2 yıllığına, peşinat falan var mı? kısaca bir özet geçebilir misiniz?
kaynak olarak burayı kullanabilir alman insanları: www.bmw.de
ayrıca kontrat sonunda araba benim mi oluyor nedir?
teşekkürler şimdiden
hani bu almanya'da yaşayan türkler arabaları ile türkiye'ye gelince "ehuuu abi beemve ama kiralık hep onlar" derler ya, bunu araştırdım biraz, kiralıktan ziyade uzun dönemli kiralama sözleşmesi tarzı bir şey ayarlıyormuş bu insanlar, bu da leasing oluyor gördüğüm kadarıyla. hatta araba eskidikçe gidip değiştiriyorlar o derece.
nasıl işliyor bu tam olarak? arabayı satın almak istemiyorum, sadece düşük bir ücretle aylık kiralamayı düşünüyorum mesela 2 yıllığına, peşinat falan var mı? kısaca bir özet geçebilir misiniz?
kaynak olarak burayı kullanabilir alman insanları: www.bmw.de
ayrıca kontrat sonunda araba benim mi oluyor nedir?
teşekkürler şimdiden
başka bir ülkedeki, yeni bir şehre taşınmış, orada kısıtlı bir zaman kalacak (4.5 ay) ve zaten haftaiçleri çalıştığınız için haftasonlarını iple çekmenize rağmen, mümkün olduğunca dışarı çıkmamak, bunu da "nereye gidilir bilmiyoruz ki"ye bağlamak ama bulmak için de çaba sarf etmemek, 3. haftasında dahi katıldığı tek etkinlik geçtiğimiz günlerdeki "stajyerler şu barda toplanıyo" olan fakat orada da 3-5 muhabbet ve bir iki telefon alışverişi dışında herhangi bir etkinliği olmamak, telefon numaralarını bizzat istemeden o insanların vermesine rağmen aramak istememek,
gibi örnekleri olan bir dernek. cumartesi bugün ve dışarı adımımı atmadım. şimdi bana deyin ki "usta normaldir, ohoo bizim amcoğlu vardı x yere gitti 3 ay iptal" ne bileyim "ben gittiydim de ilk birkaç hafta oluyor öyle".
özellikle vakit darken, atıyorum 2 günlüğüne bi yere gidip 2 saat uykuyla o 2 günü dolu dolu geçirmek çok güzel oluyor, ama böyle vakit var yaa deyince hiç bir şey yapasım gelmiyor. acaba yalnız mıyım diye merak ettim, konuşalım paylaşalım.
gibi örnekleri olan bir dernek. cumartesi bugün ve dışarı adımımı atmadım. şimdi bana deyin ki "usta normaldir, ohoo bizim amcoğlu vardı x yere gitti 3 ay iptal" ne bileyim "ben gittiydim de ilk birkaç hafta oluyor öyle".
özellikle vakit darken, atıyorum 2 günlüğüne bi yere gidip 2 saat uykuyla o 2 günü dolu dolu geçirmek çok güzel oluyor, ama böyle vakit var yaa deyince hiç bir şey yapasım gelmiyor. acaba yalnız mıyım diye merak ettim, konuşalım paylaşalım.
para göndermem gerekiyor. swift ile yapmam gerekiyormuş sanırım fakat ne kadar masraf kestiklerini çözemedim. göndermem gereken meblağ 40 euro kadar, pek bir şey değil yani. en mantıklı çözüm nedir nasıldır?
teşekkürler şimdiden.
teşekkürler şimdiden.
derneği.
böyle bir şeyi bir tek ben mi hissediyorum acaba merak ettim.
okuduğum bölüm çevre mühendisliği, çok güzel yerlere geldim daha öğrenciyken. bayaa gidiyo yani kariyer falan.
fakat illallah ediyorum bazen, ulan diyorum burası türkiye ve kariyere reset çekme şansım da var.
fakat öyle bir şey ki, ulan şimdi üniversiteye baştan başlasam hangi bölüme girerim sorusunun cevabını bir türlü bulamıyorum. beni sıfırdan başlamaya itecek kadar tutkuyla bağlı olduğum bir bölüm yok.
var mı bunu yaşayan?
ha, bu sene öğrenimime almanya'da devam etme şansım var, çevreden devam edeceğim, ama ölü yatırım yapıyormuşum gibi hissediyorum sık sık. ha aynı şeyi inşaat için de (babam inşaat mühendisi) makina için de (makinacı desen gırla) kimya için de (ohooo) endüstri için de (annem iktisatçı, hep bok atar) hissediyorum yani. 2 yıl daha okuyacağım, bi yandan okurken bir yandan çalışmak zorunda kalacağım (işim hazır ve home office olsa bile), zorluk çekeceğim, sağlam stres olacak ve karşılığında alacağım diploma "bu mu yani" moduna girdim.
bi el atın yol gösterin. tatminsizlik galiba.
böyle bir şeyi bir tek ben mi hissediyorum acaba merak ettim.
okuduğum bölüm çevre mühendisliği, çok güzel yerlere geldim daha öğrenciyken. bayaa gidiyo yani kariyer falan.
fakat illallah ediyorum bazen, ulan diyorum burası türkiye ve kariyere reset çekme şansım da var.
fakat öyle bir şey ki, ulan şimdi üniversiteye baştan başlasam hangi bölüme girerim sorusunun cevabını bir türlü bulamıyorum. beni sıfırdan başlamaya itecek kadar tutkuyla bağlı olduğum bir bölüm yok.
var mı bunu yaşayan?
ha, bu sene öğrenimime almanya'da devam etme şansım var, çevreden devam edeceğim, ama ölü yatırım yapıyormuşum gibi hissediyorum sık sık. ha aynı şeyi inşaat için de (babam inşaat mühendisi) makina için de (makinacı desen gırla) kimya için de (ohooo) endüstri için de (annem iktisatçı, hep bok atar) hissediyorum yani. 2 yıl daha okuyacağım, bi yandan okurken bir yandan çalışmak zorunda kalacağım (işim hazır ve home office olsa bile), zorluk çekeceğim, sağlam stres olacak ve karşılığında alacağım diploma "bu mu yani" moduna girdim.
bi el atın yol gösterin. tatminsizlik galiba.
allah belasını versin ekşi duyuru'nun.
ciddi bi meselem vardı, oturup 5-6 sayfa yazı yazdım, gönder dedim, o sırada logout olmuşum. yazı kayboldu. yattara. bildiğin yok. allah belanızı versin. sisteminiz çökülsün.
romalılar, uzun bir şey yazacaksanız word'de yazıp buraya kopi pest edin. sonra başınızın etini yersiniz.
ciddi bi meselem vardı, oturup 5-6 sayfa yazı yazdım, gönder dedim, o sırada logout olmuşum. yazı kayboldu. yattara. bildiğin yok. allah belanızı versin. sisteminiz çökülsün.
romalılar, uzun bir şey yazacaksanız word'de yazıp buraya kopi pest edin. sonra başınızın etini yersiniz.
merhaba arkadaşlar,
yeni staj yerimde yapmam gereken bir sunum için acilen aşağıdaki verileri bulmam gerekiyor.
google'dan, teias'dan ve die'den yaptığım araştırmada çok farklı sonuçlar gördüm hep, ayrıca bilmediğim terimlerle karşılaştım, o yüzden sizlere danışayım dedim. bulduğum sonuçlar hep çelişiyor. tep'i gw/h'a çeviriyorum, yine eşleşmiyor sonuçlar.
- net elektrik üretimi/net tüketim (gw/h)
www.teias.gov.tr adresinde bunu ancak brüt talep olarak buldum, fakat istediğimi tam olarak karşılamıyor. yıl yıl sıralanan, talebin arzdan fazla olduğu bir grafik olması gerekiyor, fakat bu değerleri kullanınca talep=arz çıkıyor zira "brüt talep" formülü var altta gördüyseniz. hangilerini kullanmak gerekiyor bu noktada?
- kaynaklara göre net elektrik üretimi
atıyorum doğalgaz, rüzgar, vesaireden üretilen toplam elektrik, gw/h biçiminde.
- hanelerin ısınma ihtiyacının giderimi
ısınmayı nasıl ve nelerle sağlıyoruz, bununla ilgili hiç bir net kaynak bulamadım. atıyorum doğalgaz ile kombi, kömür ile merkezi ısınma yüzde şu kadar tarzı veriler gerekiyor.
****yardımcı olacak herkese şimdiden çok sevinirim, bir gün üstte kalırsa çok mutlu olurum.****
yeni staj yerimde yapmam gereken bir sunum için acilen aşağıdaki verileri bulmam gerekiyor.
google'dan, teias'dan ve die'den yaptığım araştırmada çok farklı sonuçlar gördüm hep, ayrıca bilmediğim terimlerle karşılaştım, o yüzden sizlere danışayım dedim. bulduğum sonuçlar hep çelişiyor. tep'i gw/h'a çeviriyorum, yine eşleşmiyor sonuçlar.
- net elektrik üretimi/net tüketim (gw/h)
www.teias.gov.tr adresinde bunu ancak brüt talep olarak buldum, fakat istediğimi tam olarak karşılamıyor. yıl yıl sıralanan, talebin arzdan fazla olduğu bir grafik olması gerekiyor, fakat bu değerleri kullanınca talep=arz çıkıyor zira "brüt talep" formülü var altta gördüyseniz. hangilerini kullanmak gerekiyor bu noktada?
- kaynaklara göre net elektrik üretimi
atıyorum doğalgaz, rüzgar, vesaireden üretilen toplam elektrik, gw/h biçiminde.
- hanelerin ısınma ihtiyacının giderimi
ısınmayı nasıl ve nelerle sağlıyoruz, bununla ilgili hiç bir net kaynak bulamadım. atıyorum doğalgaz ile kombi, kömür ile merkezi ısınma yüzde şu kadar tarzı veriler gerekiyor.
****yardımcı olacak herkese şimdiden çok sevinirim, bir gün üstte kalırsa çok mutlu olurum.****