site, gazete, radyo, app, portal vs... olur. neler var herkes dökülsün:)
(5)
Tinder'da Hiç Düşünmeden Telefon Numaranızı Veriyor Musunuz?
panda yuva yapmis sogut dalina #1527186
Tinder veya benzeri yerlerde konuştuğunuz kişilere numaranızı veriyor musunuz? Bugüne kadar o kadar kişiye verdim, aralardan sadece 2 tanesi ile arada sırada da olsa 1 yılı geçti ve hala mesajlaşıyoruz, diğerleri çöp.
O yüzden yeni birinin telefonunu alırken 'Acaba isteyeyim mi' diye üşeniyorum hep ve bazılarından da çekiniyorum çünkü ya çok çok az konuşuyorlar ya dolandırıcı çıkıyorlar vs. Ne bileyim ya. Bazıları ben istemeden birkaç muhabbetten sonra kendi veriyor. Bende hep 'İnşallah dolandırıcı çıkmaz' gibi düşünceler oluşuyor. Belki de çok normal onlar için(Yabancılar) Bilemiyorum artık.
O yüzden yeni birinin telefonunu alırken 'Acaba isteyeyim mi' diye üşeniyorum hep ve bazılarından da çekiniyorum çünkü ya çok çok az konuşuyorlar ya dolandırıcı çıkıyorlar vs. Ne bileyim ya. Bazıları ben istemeden birkaç muhabbetten sonra kendi veriyor. Bende hep 'İnşallah dolandırıcı çıkmaz' gibi düşünceler oluşuyor. Belki de çok normal onlar için(Yabancılar) Bilemiyorum artık.
Böyle bir durum içinde değilim meraktan sorasım geldi
Artık iletişimde bulunmak istemediğimiz bir kişiyi engellemek ergence bulunurken bunun çağrıyı görüp açmamak ya da mesajları görüp dönmemekten farkı nedir, engellemek aktif ve niyeti açıkça belli eden bir eylem, görmezden gelmek de aynısının pasif agresif olanı, aralarındaki nüansı ve engellemeye olan tepkinin nedenini merak ediyorum :)
Artık iletişimde bulunmak istemediğimiz bir kişiyi engellemek ergence bulunurken bunun çağrıyı görüp açmamak ya da mesajları görüp dönmemekten farkı nedir, engellemek aktif ve niyeti açıkça belli eden bir eylem, görmezden gelmek de aynısının pasif agresif olanı, aralarındaki nüansı ve engellemeye olan tepkinin nedenini merak ediyorum :)
ben 12 senelik evliyim üc cocugum oldu kaynanamin ücüncü cocukta adimi koyun diye tutturdu neyse iki isimm koyalim dedik bende kendi koydugumu kullaniyorum buarada yurtdisinda kaliyorum kaynanam türkiyede türkiyeye gittigimizde sürekli birini görünce ismiyle cagiriyor cocugumu millete hava atiyor anliycaginiz ben kendi koydugum isimle cagiramiyorum huylaniyor diye ama bu sene cagircam artik huylanirsa huylansin diyorum sizce onu nasi susturabilirim
Merhaba. Çayın yanında veya çaysız hangi bisküvileri götürüyorsunuz sevgili duyurucular?
Benim favoriler Probis ve Negro (şimdinin Nero'su).
Benim favoriler Probis ve Negro (şimdinin Nero'su).
Hani bir twit vardı ya, görmüşsünüzdür: kişi otobüste ineceği durağa gelmeye yakın düğmeye basar. Daha sonra bir teyze gelir, düğmeye basar mısın der ve kişi tekrar basar. Teyze ben de inicem basmıştım zaten vs demez, twiti de şöyle bitirmişti: bazı şeyleri anlatmaya gücüm yok anlıyor musunuz? Gibisinden bir olaydı.
Tabii bu üç bir örnek, şakalı, komikli sosyal medya şeysi de… özünde bunun gibi şeyler yaşamaya başladınız mı? Birine bir şeyi 2 seferden fazla anlatmaya tahammülüm kalmadı sanki benim. Çoğu zaman OK diyip, he he diyip geçiyorum. İçimden ya buna laf anlatmakla mı uğraşacağım falan diyorum. Çok hayati bi durum değilse de okey aynen öyle gibi geçiştiriyorum.
Eskiden böyle değildi, son zamanlarda olmaya başladı. Size de oluyor mu böyle şeyler?
Tabii bu üç bir örnek, şakalı, komikli sosyal medya şeysi de… özünde bunun gibi şeyler yaşamaya başladınız mı? Birine bir şeyi 2 seferden fazla anlatmaya tahammülüm kalmadı sanki benim. Çoğu zaman OK diyip, he he diyip geçiyorum. İçimden ya buna laf anlatmakla mı uğraşacağım falan diyorum. Çok hayati bi durum değilse de okey aynen öyle gibi geçiştiriyorum.
Eskiden böyle değildi, son zamanlarda olmaya başladı. Size de oluyor mu böyle şeyler?
Merhaba, bir bisiklet turuna cikmaya karar verdim ama aksiliklerin ardi kesilmiyor.
Yarin basliyorum, bugune kadar olanlari sayiyim, siz de isaret mi degil mi onu soyleyin :(
1. Ilk defa bir airbnb hostum cevap vermedi super host olmasina ragmen, bu aksam kaldigi yeri apar topar dun ayarlamak zorunda kaldim
2. Cumartesi gunu bacagimi kopek isirdi. Cok kalin pantolon giydigim icin disler tam gecmedi ama yara var, her gun pansuman yapip doktorun verdigi antibiyotigi aliyorum.
3. Trenime 40 dk kala evden ciktim, bi baktim sorunsuz lastik gitmis, icinde hicbir hava kalmamis bir lastik gelmis. 25 dk suruyor normalde istasyona. Lastigi yaptrdim trene de 2 dk kala yetistim. (Nasil yetistim hala bilmiyorum, mucize olmus olmali, tek olumlu kisim)
4. Trende farkettim ki “aa lastik patlamis, eyvah treni kaciricam!!” paniklemesi yaparken bisiklet kilidimi arka bahcede unutmusum. 40€ girdi bana durup dururken yeni kilit almak zorunda kaldigim icin.
5. Bogazim agrimaya basladi
6. Yolda giderken itfaiyenin kaza gecirmis bir aractan insanlari kurtarmasini gordum. Kapiyi kaynak gibi bir seyle kesip iceriden yarali ve baygin insanlari cikarmasi filan.
Yani icimden bir ses “kuehles zorlama iste” diyor, en cok da bogaz agrisi sebepli. (Aksamlari cok serindi ve ben hazirliksiz yakalanmistim) diger ses ise “kuehles bu turu ne zamandir yapmak istiyorsun, vazgecme!” diyor.
Siz ne diyorsunuz?
Yarin basliyorum, bugune kadar olanlari sayiyim, siz de isaret mi degil mi onu soyleyin :(
1. Ilk defa bir airbnb hostum cevap vermedi super host olmasina ragmen, bu aksam kaldigi yeri apar topar dun ayarlamak zorunda kaldim
2. Cumartesi gunu bacagimi kopek isirdi. Cok kalin pantolon giydigim icin disler tam gecmedi ama yara var, her gun pansuman yapip doktorun verdigi antibiyotigi aliyorum.
3. Trenime 40 dk kala evden ciktim, bi baktim sorunsuz lastik gitmis, icinde hicbir hava kalmamis bir lastik gelmis. 25 dk suruyor normalde istasyona. Lastigi yaptrdim trene de 2 dk kala yetistim. (Nasil yetistim hala bilmiyorum, mucize olmus olmali, tek olumlu kisim)
4. Trende farkettim ki “aa lastik patlamis, eyvah treni kaciricam!!” paniklemesi yaparken bisiklet kilidimi arka bahcede unutmusum. 40€ girdi bana durup dururken yeni kilit almak zorunda kaldigim icin.
5. Bogazim agrimaya basladi
6. Yolda giderken itfaiyenin kaza gecirmis bir aractan insanlari kurtarmasini gordum. Kapiyi kaynak gibi bir seyle kesip iceriden yarali ve baygin insanlari cikarmasi filan.
Yani icimden bir ses “kuehles zorlama iste” diyor, en cok da bogaz agrisi sebepli. (Aksamlari cok serindi ve ben hazirliksiz yakalanmistim) diger ses ise “kuehles bu turu ne zamandir yapmak istiyorsun, vazgecme!” diyor.
Siz ne diyorsunuz?
Öncelikle merhaba. Bu ay başında 3.5 senelik sevgilimle evlendik ve evimize geçtik. Bu evlilik süresince yaklaşık son 2 senemiz hazirlikla geçti ve özellikle ben baya bir yıprandım. Kimse yardım etmeyince sürekli kenara para at sürekli kredi öde borç ode vs vs baya yoruldum
Geçtiğimiz sene askerden gelince çok ufakliktan Beri hayal ettiğim bir oyun bilgisayarı topladım kendime. 8-9 bin TL civarı. Baya oyun falan oynuyordum kafa dagitiyordum. 4-5 ay sonra takı vs ayağına satmak zorunda kaldım ve hevesimi alamadım.
Küçük yaştan beri bilgisayar oyunlarına vs tutkum olduğu için hazır evlendim borçlarımı sıfırladım falan diye kendime bir oyun konsolu almak istiyorum borca harca girmeden evimin rizkindan kismadan. Fakat bu seferde eşime ayıp olur mu diye dusunmeden edemiyorum. Evleneli 1 ay olmamış hemen konsol falan alıp ona sarmak kendisine karşı saygısızlık, ayıp olur mu diye düşünüyorum. Sizin fikirlerinizi almak isterim
Geçtiğimiz sene askerden gelince çok ufakliktan Beri hayal ettiğim bir oyun bilgisayarı topladım kendime. 8-9 bin TL civarı. Baya oyun falan oynuyordum kafa dagitiyordum. 4-5 ay sonra takı vs ayağına satmak zorunda kaldım ve hevesimi alamadım.
Küçük yaştan beri bilgisayar oyunlarına vs tutkum olduğu için hazır evlendim borçlarımı sıfırladım falan diye kendime bir oyun konsolu almak istiyorum borca harca girmeden evimin rizkindan kismadan. Fakat bu seferde eşime ayıp olur mu diye dusunmeden edemiyorum. Evleneli 1 ay olmamış hemen konsol falan alıp ona sarmak kendisine karşı saygısızlık, ayıp olur mu diye düşünüyorum. Sizin fikirlerinizi almak isterim
Hayattaki en temel gayenizi belirleyebildiniz mi? Yani genel olarak hayattaki amaciniz, niyetiniz nedir? Onu birkac kelimeyle tanimlayabilir misiniz? Gayenize uygun olarak yasayabiliyor musunuz? Onu nasil belirlediniz?
*Hayatin anlami ya da gayesini sormuyorum, sizin hayattaki misyonunuzu merak ediyorum.
*Hayatin anlami ya da gayesini sormuyorum, sizin hayattaki misyonunuzu merak ediyorum.
Bu aralar etrafımda dikkatimi çeken bir şey bu genelde emoji kullanmıyorlar. asdsdas şeklinde random harfler yazıyorlar
Siz ne yapıyorsunuz?
Siz ne yapıyorsunuz?
Instgramda sürekli birinin (karışı cins) profiline, çevrimiçi olup olmadığına bakıyorum. Neredeyse sürekli çevimiçi. Eski mesajlarımızı filan okuyorum. Mesaj atınca mutlu oluyorum, mesajıma görüldü atınca berbat hissediyorum. (Görüldü atmak cevap vermemek anlamında değil, mesela bir konuşma oldu ve konuşma sonlandı. Son mesajı ben atarsam görüldü yemiş oluyorum)
Kötü bir alışkanlık hatta bağımlılık gibi oldu bu.
Ben bundan nasıl kurtulabilirim. Daha önce buna benzer bişey yaşadım ve komple uygulamayı sildim ama bu sefer böyle yapmak istemiyorum.
Kötü bir alışkanlık hatta bağımlılık gibi oldu bu.
Ben bundan nasıl kurtulabilirim. Daha önce buna benzer bişey yaşadım ve komple uygulamayı sildim ama bu sefer böyle yapmak istemiyorum.
Flört aşamasından sevgiliye dönüşmek üzere olduğum hanımefendiye bir çiçek göndermek istiyorum ama ne göndereceğimi bir türlü seçemedim. Hatırladığım kadarıyla papatyaları sevdiğini söylemişti. Çiçek sepetinden göndereceğim. Tavsiye verir misiniz?
ne yapmali boyle durumlarda?
açık ofiste çalışan bir ekibiz, pandemiyle birlikte başladık, herkes aynı anda başladı ve aynı maaşı alıyor.
ekipten biri evlendi, hatta düğün meselesi 1 yıldır konuşuluyor, ha evlendi ha evlenecek, kimler düğüne gidecek gitmeyecek, kızlar ne giyecek vs.
ben grupla hiç takılmayan hatta aynı ofis ortamında bile pek bulunmayan biriy(d)im, dışarıda buluşmalara falan hiç katılmam. ama bunun dışında normal bi diyaloğum var. diğer herkes ise baya arkadaşlar işte, hatta başka şehirdeki düğüne birinin arabasıyla gideceklerdi vs. o arkadaş sağlık sebebiyle uzun bi süredir ofise gelemiyor o nedenle araba işi yalan oldu ama bu konudan bağımsız olarak (muhtemelen zamlar falan) düğüne de kimse gitmedi.
ben her ne olursa olsun aramızda para toplayıp küçük de olsa bi düğün hediyesi almaktan yanayım en az 3-4 defa da farklı kişilere bakın aranızda bişey alacaksanız beni de dahil edin, mutlaka haberim olsun falan dedim. bu arada bu evlenen arkadaş ortamda en ılıman, herkesle iyi diyalogda, yardım sever uyumlu biri yani. bi de dangoz amirimiz bir kere üçümüz aynı odadayken bana "ee naptınız, bakın mutfakla ilgili küçük eşyalar falan çok lazım oluyor, alacaksanız öyle bişeyler alın" dedi arkadaş tabi hepsi var, aman ne gerek var demişti; ben "e biz de ayarlıyoruz bişeyler, nereden biliyorsunuz :))" diye karşılık verdim.
özetle; en son bu ayın 5inde tekrar hatırlattım ekipten birine, valla konuştuk ama öyle kaldı dedi. ev kirasının arttığından falan bahsetti. yani kimse katılmıyor baya ölü taklidi yaptılar :D
yani ekonomik krizi falan anlıyorum ama neblim 100 lira bile versek 7-8 kişiyiz, küçük bişey alırdık, en kötü yükselmeden önce 1 gram falan alırdık. ben şahsen insiyatif alıp 300-400liraya bi hediye almaktan yanayım ama ne alınır o fiyata? :/
öte yandan bunun bu cimri arkadaşları kılını bile kıpırdatmazken, ben keriz miyim diyorum.
ekipten biri evlendi, hatta düğün meselesi 1 yıldır konuşuluyor, ha evlendi ha evlenecek, kimler düğüne gidecek gitmeyecek, kızlar ne giyecek vs.
ben grupla hiç takılmayan hatta aynı ofis ortamında bile pek bulunmayan biriy(d)im, dışarıda buluşmalara falan hiç katılmam. ama bunun dışında normal bi diyaloğum var. diğer herkes ise baya arkadaşlar işte, hatta başka şehirdeki düğüne birinin arabasıyla gideceklerdi vs. o arkadaş sağlık sebebiyle uzun bi süredir ofise gelemiyor o nedenle araba işi yalan oldu ama bu konudan bağımsız olarak (muhtemelen zamlar falan) düğüne de kimse gitmedi.
ben her ne olursa olsun aramızda para toplayıp küçük de olsa bi düğün hediyesi almaktan yanayım en az 3-4 defa da farklı kişilere bakın aranızda bişey alacaksanız beni de dahil edin, mutlaka haberim olsun falan dedim. bu arada bu evlenen arkadaş ortamda en ılıman, herkesle iyi diyalogda, yardım sever uyumlu biri yani. bi de dangoz amirimiz bir kere üçümüz aynı odadayken bana "ee naptınız, bakın mutfakla ilgili küçük eşyalar falan çok lazım oluyor, alacaksanız öyle bişeyler alın" dedi arkadaş tabi hepsi var, aman ne gerek var demişti; ben "e biz de ayarlıyoruz bişeyler, nereden biliyorsunuz :))" diye karşılık verdim.
özetle; en son bu ayın 5inde tekrar hatırlattım ekipten birine, valla konuştuk ama öyle kaldı dedi. ev kirasının arttığından falan bahsetti. yani kimse katılmıyor baya ölü taklidi yaptılar :D
yani ekonomik krizi falan anlıyorum ama neblim 100 lira bile versek 7-8 kişiyiz, küçük bişey alırdık, en kötü yükselmeden önce 1 gram falan alırdık. ben şahsen insiyatif alıp 300-400liraya bi hediye almaktan yanayım ama ne alınır o fiyata? :/
öte yandan bunun bu cimri arkadaşları kılını bile kıpırdatmazken, ben keriz miyim diyorum.
Hayatıma dönüp baktığımda hep kritik noktalarda bir şeylerin ters gittiğini görüyorum. Şimdi de psikolojik olarak aşırı bunaldım. Tam çıkmaya çalışıyorum, adım atmaya çalışıyorum, başka bir engel çıkıveriyor. O yüzden de yine bir olumsuzlukla karşılacağım diye adım atasım bile gelmiyor. Yıldızım mı düşük, bütün bunlar neden kaynaklanıyor gerçekten bilmiyorum. Üzerimde büyü olduğunu bile düşünmeye başladım. Negatif enerji sarmalında mıyım da böyle oluyor bilmiyorum, inanın çok yıldım. Yine bir engel çıkacak diye çabalamak bile istemiyorum. Böyle zamanlarınız oldu mu, bu düşük titreşim vs artık neyse bunlara inanıyor musunuz? Bu durumda ne yapmak gerek?
sizi son aylarda veya yıllarda çok mutsuz eden, aşamadığınız, her gün geçmişe dönmek istemenize neden olan bir pişmanlık? Basit veya büyük hiç fark etmez. Ve en önemlisi nasıl başa çıkıyorsunuz/veya çıkabiliyor musunuz?
Ben bu geçmiş mevzusuna hep çok takıldım mesela, irili ufaklı çok pişmanlığım oldu ve hep anı, bugünü yaşayamama sebep oldu bu durum.
30'uma ramak kaldı, aşabilmiş ve değişebilmiş değilim. Terapiye başladım en sonunda baş edemeyince.
Şu sıralar en büyük pişmanlığımdan bahsedeyim kısaca:
Geçen yıldan umudum vardı mesela, yeni bir şehir, yeni bir hayat, yeni bir iş ortamı beni iyi edecek diyordum. Çok umut bağlamışım ki duvara tosladım.
İstanbul'a atanarak orada yaşayabilme ihtimalim vardı. Galiba pek sağlıklı düşünenedim ve tercihlerde İstanbul'dan çok seçenek varken hayat pahalılığından çekinip üst sıralara yazmadım. Sıcak iklimde asla yaşayamam derken kendimi sıcak bir şehirde yaşarken buldum, iş ortamım sevimsiz ve stresli çıktı. Bu da pişmanlığımı artırdı. İyice yalnızlaştım. Sabahları hep sıkıntıyla uyanır oldum.
Şimdi son 9 aydır düşünüyorum mesela, iç sesim şöyle hep:
İstanbul'da olsam festival festival gezerdim belki, bunaldığımda sahile iner bir kahve içer, yürüyüş yapardım, iyi gelirdi. Kültürel aktivitelere doyardım. Evet kiralar yüksek ama şu an Türkiye'de ucuz şehir mi kaldı zaten? Belki iyice araştırsaydım illaki kiraların da uygun olduğu bir semt/ilçe bulurdum İstanbul'da. Bir fırsatı tepmiş oldum, daha mutlu bir ihtimal olabilirdi ve ben kaçırdım
falan filan bu şekilde işte. Evet saçma belki ama insan yenemiyor işte o pişmanlık duygusunu. Garip. Ve en kötüsü, kafada büyüdükçe bu pişmanlık daha çok anlam yüklüyor insan. Her şeyi o pişmanlığa, o hatalı karara bağlıyor.
Son olarak hep aklıma düşen şu kitap önerisini not düşeyim: Adam Philips- Kaçırdıklarımız: Yaşanmamış hayata övgü.
Ben bu geçmiş mevzusuna hep çok takıldım mesela, irili ufaklı çok pişmanlığım oldu ve hep anı, bugünü yaşayamama sebep oldu bu durum.
30'uma ramak kaldı, aşabilmiş ve değişebilmiş değilim. Terapiye başladım en sonunda baş edemeyince.
Şu sıralar en büyük pişmanlığımdan bahsedeyim kısaca:
Geçen yıldan umudum vardı mesela, yeni bir şehir, yeni bir hayat, yeni bir iş ortamı beni iyi edecek diyordum. Çok umut bağlamışım ki duvara tosladım.
İstanbul'a atanarak orada yaşayabilme ihtimalim vardı. Galiba pek sağlıklı düşünenedim ve tercihlerde İstanbul'dan çok seçenek varken hayat pahalılığından çekinip üst sıralara yazmadım. Sıcak iklimde asla yaşayamam derken kendimi sıcak bir şehirde yaşarken buldum, iş ortamım sevimsiz ve stresli çıktı. Bu da pişmanlığımı artırdı. İyice yalnızlaştım. Sabahları hep sıkıntıyla uyanır oldum.
Şimdi son 9 aydır düşünüyorum mesela, iç sesim şöyle hep:
İstanbul'da olsam festival festival gezerdim belki, bunaldığımda sahile iner bir kahve içer, yürüyüş yapardım, iyi gelirdi. Kültürel aktivitelere doyardım. Evet kiralar yüksek ama şu an Türkiye'de ucuz şehir mi kaldı zaten? Belki iyice araştırsaydım illaki kiraların da uygun olduğu bir semt/ilçe bulurdum İstanbul'da. Bir fırsatı tepmiş oldum, daha mutlu bir ihtimal olabilirdi ve ben kaçırdım
falan filan bu şekilde işte. Evet saçma belki ama insan yenemiyor işte o pişmanlık duygusunu. Garip. Ve en kötüsü, kafada büyüdükçe bu pişmanlık daha çok anlam yüklüyor insan. Her şeyi o pişmanlığa, o hatalı karara bağlıyor.
Son olarak hep aklıma düşen şu kitap önerisini not düşeyim: Adam Philips- Kaçırdıklarımız: Yaşanmamış hayata övgü.
kötü hissediyor musunuz? kutlamadan kastım parti anlamında değil. bildikleri halde doğum günün kutlu olsun diye mesaj atılmaması falan. ben önemsemediğimi düşünürdüm hep ama bu sene kimse de beni önemsemeyince biraz moralim bozuldu açıkçası.yani düğün olur çağırırlar hemen, benim muhitimde bir yere gezmeye geleceklerse yalnız kalmamak için çağırırlar hemen ama ufak bir mutlu yıllar yazısını yazmadı dost bildiklerim:) garip geldi.işsiz bir dönemimdeyim. bu sefer şey hissi oluştu. paran varsa, benzer yaşantılara sahipsen, sosyal ve popülersen, aynı ortamı paylaşıyorsan değerlisin. evde oturup kpss kasıyorsam değersizim baskalarının gözünde.gerçi beni sevdiğine emin olduğum insanlar iş yerinde personel ihtiyacı olunca da "gel bak boşluk oluştu haberin olsun" bile dememişlerdi. şaşırmamalıyım sanırım insan ilişkilerine.
Bir fırsat eşitliği içinde doğmuyoruz. Kimimiz engelli, kimimiz fakir, kimimiz yaşlı kimsesiz, kimimiz kronik aile problemleri içine doğuyoruz.
Elbette bu durumlar ruhsal olarak bu durumdaki insanları dezavantajlı kılıyordur.
Benim merak ettiğim çok dezavantajlı şartlarda yaşasa da, bir insan pratikte mutlu olabilir mi? Bu konuda hakkında ne düşünüyorsunuz?
Elbette bu durumlar ruhsal olarak bu durumdaki insanları dezavantajlı kılıyordur.
Benim merak ettiğim çok dezavantajlı şartlarda yaşasa da, bir insan pratikte mutlu olabilir mi? Bu konuda hakkında ne düşünüyorsunuz?
Neden kaynaklanıyor bu arkadaşlar?
Bazı karşı cinsle sohbet ederken "ne konuşacağız?" diye düşünmeden yağ gibi akıyor muhabbet.
Ama bazı kişilerle 1-2 dakika sonrası sessizlik oluyor ve "ne konuşacağım" stresine giriyorum, konuşacak bir şey bulamıyorum. Yani günün nasıl geçtiden, akşam ne yemeği yedinden öteye geçemiyorum. :)
Bu bizim yanlış kişiyle konuştuğumuzu mu gösterir yoksa iki taraftan birinin sıkıcı olduğunu mu?
Bazı karşı cinsle sohbet ederken "ne konuşacağız?" diye düşünmeden yağ gibi akıyor muhabbet.
Ama bazı kişilerle 1-2 dakika sonrası sessizlik oluyor ve "ne konuşacağım" stresine giriyorum, konuşacak bir şey bulamıyorum. Yani günün nasıl geçtiden, akşam ne yemeği yedinden öteye geçemiyorum. :)
Bu bizim yanlış kişiyle konuştuğumuzu mu gösterir yoksa iki taraftan birinin sıkıcı olduğunu mu?
Merhaba. Konu insan ilişkileri üzerine olduğu için konuyu gönül işleri olarak açtım ama mevzu karşı cinsle değil, kişisel bir olayla alakalı.
Bugün işyerinde başıma gelen olayı çok kafama taktım ve canım sıkıldı. Sizlerle paylaşıp fikrinizi almak istiyorum. Bugün ofisteki ikinci günümdü. Şirkettekilerden ortalama 10 yaş kadar küçük stajyer bir erkek öğrenciyim. Stajyer olduğum için angarya iş verdiler, dolapları düzenle dediler. O gün sabahtan gelmemiş olan elemanın kenarındaki masayı toplarken kağıdımı kalemimi de onun masasına bırakmıştım. (ofis oda oda değil, herkes açık düzen çalışıyor). Masa sahibi öğleden sonra gelip de masasında benim kağıt kalemimi görünce "Bunlar senin mi, bak bi daha olmasın" dedi. Ben de haklısınız, kusura bakmayın dedim ve gülümsedim. Daha sonra masasına bir şey koymamaya dikkat ettim lakin masanın kenarında dolaplarda düzenlediğim bir torba kalmış. Bu sefer masa sahibi, "bak eşyalarını koyma dedim sana, bu iki oldu üçüncüde ayağını kaydırırım senin" dedi. Ben de tekrar gülümseyerek kusura bakmayın benim hatam dedim.
Masa sahibi beni uyarmakta haklı, kabul. Ama bana olan tavrı haddinden fazla agresif ve saygısızcaydı. Ben de daha genç ve staja yeni başlamış olmanın özgüvensizliğiyle gülümsedim ve bana olan tavrını alttan aldım. Yani masasında bi eşya unuttuk diye niye bana "senin ayağını kaydırırım" diyebiliyor? Adama cevap veremedim, durumu kendime de yediremedim. Stresi içimde kaldı.
Siz böyle bir durumda nasıl tepki verirdiniz?
Bugün işyerinde başıma gelen olayı çok kafama taktım ve canım sıkıldı. Sizlerle paylaşıp fikrinizi almak istiyorum. Bugün ofisteki ikinci günümdü. Şirkettekilerden ortalama 10 yaş kadar küçük stajyer bir erkek öğrenciyim. Stajyer olduğum için angarya iş verdiler, dolapları düzenle dediler. O gün sabahtan gelmemiş olan elemanın kenarındaki masayı toplarken kağıdımı kalemimi de onun masasına bırakmıştım. (ofis oda oda değil, herkes açık düzen çalışıyor). Masa sahibi öğleden sonra gelip de masasında benim kağıt kalemimi görünce "Bunlar senin mi, bak bi daha olmasın" dedi. Ben de haklısınız, kusura bakmayın dedim ve gülümsedim. Daha sonra masasına bir şey koymamaya dikkat ettim lakin masanın kenarında dolaplarda düzenlediğim bir torba kalmış. Bu sefer masa sahibi, "bak eşyalarını koyma dedim sana, bu iki oldu üçüncüde ayağını kaydırırım senin" dedi. Ben de tekrar gülümseyerek kusura bakmayın benim hatam dedim.
Masa sahibi beni uyarmakta haklı, kabul. Ama bana olan tavrı haddinden fazla agresif ve saygısızcaydı. Ben de daha genç ve staja yeni başlamış olmanın özgüvensizliğiyle gülümsedim ve bana olan tavrını alttan aldım. Yani masasında bi eşya unuttuk diye niye bana "senin ayağını kaydırırım" diyebiliyor? Adama cevap veremedim, durumu kendime de yediremedim. Stresi içimde kaldı.
Siz böyle bir durumda nasıl tepki verirdiniz?
Dün bir arkadaşımla aramızda bir olay oldu. Arkadaşım bir etkinlikte benimle yapması gereken bir şeyi başkasıyla yaptı. Bu etkinlikte ve orada ki insanlarla kaynaşmasında sürekli yardımcı olduğum biriydi. İlk zamanlar onunla aramız çok iyiydi bana samimi davranıyordu zaten tek yakın arkadaşı bendim(biraz soğuk biri) Ama sonrasında ben onu diğer insanlarla kaynaştırdıkça benden uzaklaşmaya başladığını hissettim. Ona bunu sorduğumda öyle olmadığını söyledi.
Ama bu son olay beni aşırı üzdü ve kırdı.
Daha sonra yanıma gelip beni göremediğini o yüzden böyle olduğunu söyledi ama bu yalan çünkü birbirimizi uzaktan gördük. (olay size karışık gelebilir ama lütfen anlamaya çalışın)
Bende çok kırıldığımı bunu yapmaması gerektiğini söyledim. Sonra işte kusura bakma filan sana bişeyler ısmarlayayım filan dedi. Bende bakarız deyip geliştirdim ve yanımdan gönderdim.
Sonrasında da etkinlik sırasında morali bozulmasın diye karşı karşıya geldiğimizde gülümsedim filan. Etkinlik sonrası da sinirli olduğum için çekip gittim görüşmedik zaten.
Şu an çok kötü hissediyorum dünden beri hiç uyuyamadım ve bişey yiyemedim ve sinirim çok bozuk. Onunla konuşmak istiyorum ama bunu yapmalı mıyım yoksa sessiz kalıp konuyu kapatmalı mıyım bilemiyorum. Konuşursam da ne diyeceğimi bilemiyorum ama en azından içim soğur gibi geliyor
Ne yapmalıyım?
Ama bu son olay beni aşırı üzdü ve kırdı.
Daha sonra yanıma gelip beni göremediğini o yüzden böyle olduğunu söyledi ama bu yalan çünkü birbirimizi uzaktan gördük. (olay size karışık gelebilir ama lütfen anlamaya çalışın)
Bende çok kırıldığımı bunu yapmaması gerektiğini söyledim. Sonra işte kusura bakma filan sana bişeyler ısmarlayayım filan dedi. Bende bakarız deyip geliştirdim ve yanımdan gönderdim.
Sonrasında da etkinlik sırasında morali bozulmasın diye karşı karşıya geldiğimizde gülümsedim filan. Etkinlik sonrası da sinirli olduğum için çekip gittim görüşmedik zaten.
Şu an çok kötü hissediyorum dünden beri hiç uyuyamadım ve bişey yiyemedim ve sinirim çok bozuk. Onunla konuşmak istiyorum ama bunu yapmalı mıyım yoksa sessiz kalıp konuyu kapatmalı mıyım bilemiyorum. Konuşursam da ne diyeceğimi bilemiyorum ama en azından içim soğur gibi geliyor
Ne yapmalıyım?
merhabalar, buyrun sohbete!
bir gün bile çalışmak zorunda olmasanız fakat şu an kazandığınız gelir banka hesabınıza her ayın birinde ölene dek alım gücü sabit kalacak şekilde yatacak olsa 24 saatinizi, 7 gününüzü, bir ayınızı, bir yılınızı ve hayatınızı nasıl değerlendirirdiniz?
neler yapardınız?
hadi kira vermekte olanlar kira da vermesin, o para da cebe kalsın, eviniz sizin
bir gün bile çalışmak zorunda olmasanız fakat şu an kazandığınız gelir banka hesabınıza her ayın birinde ölene dek alım gücü sabit kalacak şekilde yatacak olsa 24 saatinizi, 7 gününüzü, bir ayınızı, bir yılınızı ve hayatınızı nasıl değerlendirirdiniz?
neler yapardınız?
hadi kira vermekte olanlar kira da vermesin, o para da cebe kalsın, eviniz sizin
sb.
Cinsiyet belirtirseniz daha iyi olur.
Cinsiyet belirtirseniz daha iyi olur.
Merhabalar, fikirlerinizi merak ettiğim bir konu var. Mesela bir dating app'te bir kadınla sohbet ediyorum, iletişim gayet güzel gidiyor, bir noktada karşı taraf konuyu Instagram'a getiriyor. Ben Instagram kullanmadığımı söyleyince ise birden tavırlar değişiyor. "Hmm demek öyle, niye kullanmıyorsun peki?" ile şüpheler, sorguya çekmeler ile klasik açılış yapılıyor...
Devamında açık açık "Instagram'ım yok diyenlere güvenmiyorum, bir şeyler sakladıklarını düşünüyorum, bugüne kadar hiç de yanılmadım" demişliği olan da var. Sırf bu sebepten direkt sevgilisi olan veya evli olan ama bunu saklayan erkek muamelesi yiyorum.
Bir de "Instagram'da insanların hayatı ne şekilde yaşadığını görüyorsun, çok daha kolay tanıma imkanı sağlıyor" diyenler var. Çağımızda her şey hızlı hızlı olduğu için, tanıma evresini de stalklayarak çok daha hızlandırmak isteyen ayrı bir kitle de var.
Bunlar çok sık karşılaştığım durumlar olmaya başladı. Resmen istemeye istemeye, kullanma hevesi taşımaya taşımaya bir Instagram hesabı açacağım sonunda, bu sefer de aktif kullanmadığım için güvenilmez bulunurum gerçi. Sizin de başınıza böyle şeyler geliyor mu? Bu derece müthiş önyargılar çok saçma değil mi ama ya?
Devamında açık açık "Instagram'ım yok diyenlere güvenmiyorum, bir şeyler sakladıklarını düşünüyorum, bugüne kadar hiç de yanılmadım" demişliği olan da var. Sırf bu sebepten direkt sevgilisi olan veya evli olan ama bunu saklayan erkek muamelesi yiyorum.
Bir de "Instagram'da insanların hayatı ne şekilde yaşadığını görüyorsun, çok daha kolay tanıma imkanı sağlıyor" diyenler var. Çağımızda her şey hızlı hızlı olduğu için, tanıma evresini de stalklayarak çok daha hızlandırmak isteyen ayrı bir kitle de var.
Bunlar çok sık karşılaştığım durumlar olmaya başladı. Resmen istemeye istemeye, kullanma hevesi taşımaya taşımaya bir Instagram hesabı açacağım sonunda, bu sefer de aktif kullanmadığım için güvenilmez bulunurum gerçi. Sizin de başınıza böyle şeyler geliyor mu? Bu derece müthiş önyargılar çok saçma değil mi ama ya?
Aslında genel olarak baktığınızda aman aman dert edecek bir şeyim yokmuş gibi duruyor ama bunalıyorum bazen gerçekten. Departmanım değişti 1.5 ay önce(Diğeri çok rahattı) ve işe odaklanmaya çalışıyorum. Anlamadığım o kadar çok şey var ki. 2 ayda kimse mucize beklemiyor benden ama örneğin beni yurt dışına eğitime gönderecekler. Gidene kadar iyice öğren dediler ama benim için bu süre cidden az. Strese giriyorum düşününce(Pasaport işini de geciktirdim. O da ayrı dert. Müdür ariyor, soruyor sürekli haklı olarak)
1-2 hafta içinde burada tek halledeceğim işleri(şu anda birinin yanındayım) Daha tecrübelenmeden bu kadar 'üstüme gelmeleri' beni geriyor. İşleyiş böyle olmamalı bana göre. İşi bileyim doğru düzgün, gerekirse tek mola yapmam ama tam olarak bilmeden etmeden ne yaparım diye düşünüyorum(Tabii ki gerektiği yerde arayıp yardım alacağım ama sürekli ara nereye kadar)
Patlayacak gibi değilim ama garip hissediyorum. Sizin de çok bunaldiginiz anlar oluyor mu, neler yapıyorsunuz?
1-2 hafta içinde burada tek halledeceğim işleri(şu anda birinin yanındayım) Daha tecrübelenmeden bu kadar 'üstüme gelmeleri' beni geriyor. İşleyiş böyle olmamalı bana göre. İşi bileyim doğru düzgün, gerekirse tek mola yapmam ama tam olarak bilmeden etmeden ne yaparım diye düşünüyorum(Tabii ki gerektiği yerde arayıp yardım alacağım ama sürekli ara nereye kadar)
Patlayacak gibi değilim ama garip hissediyorum. Sizin de çok bunaldiginiz anlar oluyor mu, neler yapıyorsunuz?
Ayrıldığınız birine dair duygularınız tamamen yok olmamışken başka birileriyle tanışmak, flört etmek, yakınlaşıp beraber olmak size iyi geliyor mu? Bunları yaptıktan sonra saçma bir şekilde içinizdeki kalan duygulara ihanet etmişsiniz gibi bir şeyler hissettiğiniz oldu mu?
Yoksa öncelikle içinizde o kişiye duygu kırıntıları bile kalmayana dek beklemeyi, tam anlamıyla yenilenmeyi mi tercih ediyorsunuz?
Yoksa öncelikle içinizde o kişiye duygu kırıntıları bile kalmayana dek beklemeyi, tam anlamıyla yenilenmeyi mi tercih ediyorsunuz?
312'li sabit hatlı bir numara aramış beni 4 kez, ben korkarım öyle şeylerden. Ankara'yla da hiç alakam yok. Derdi olan bu saatte mesaj atar ne araması. Açmayayım dimi tekrar ararsa? Çok geriliyorum böyle olaylarda.
Tektaş değil, bildiğimiz dümdüz alyans. Yani bir kız normal şartlarda süs olarak bu şekilde takmaz herhalde değil mi?
edit: 29 yaşında bu arada
edit: 29 yaşında bu arada
Ekşi Sözlük'teki türlü dating app'lerin başlıklarında denk geliyorum bu eve çağırma mevzusuna. Kadınların bu kadar hızlı olunmasından şikayet ettiği entryler görüyorum.
Hemcinsim olan erkeklere sorum şu. Dating app'ten konuştuğu birini hiç direkt evine davet etmişliği olan var mı aramızda? (Öncesinde dışarıda hiçbir şekilde görüşme olmadan) Varsa teklifinize ne tür bir cevap aldınız?
Veya direkt sizi evine çağıran oldu mu? Olduysa ne cevap verdiniz?
Teşekkürler.
Hemcinsim olan erkeklere sorum şu. Dating app'ten konuştuğu birini hiç direkt evine davet etmişliği olan var mı aramızda? (Öncesinde dışarıda hiçbir şekilde görüşme olmadan) Varsa teklifinize ne tür bir cevap aldınız?
Veya direkt sizi evine çağıran oldu mu? Olduysa ne cevap verdiniz?
Teşekkürler.
İş yerinde veya okulda ya da özel hayatınızda. Arkadaş gruplarındaki bireylerin size karşı hatalı olduğunu düşündüğünüz davranışlarına karşı genelde nasıl bir tutum sergiliyorsunuz?
Okb'li olduğum için bu duyuruyu açma gereksinimi hissettim. Bunun normali nedir? Ben bu normalden ne kadar uzaktayım onu görmek istiyorum.
Örneğin beni ilgilendiren bir hususta büyük bir zarar doğurmasa bile yalanını yakaladığım kişilerle olan arkadaşlığımı pasifize ediyorum hemen.
Ya da gündemle ilgili sürekli karamsar konuşan, herhangi bir hobisi olmayan , sürekli herkesin arkasından konuşan insanlara selam dahi veresim gelmiyor. Böyle olmayan bir iki arkadaşım var hayatta. Onlarla bu hayatı eskitiyorum.
Ben de arada sırada yalan söyleyen bir insanım ama arkadaşım dediklerim söz konusu olduğunda sınırlara ve kurallara çok dikkat ediyorum.
Siz arkadaşlarınıza kusurlarıyla katlanabiliyor musunuz? Nasıl katlanıyorsunuz?
Okb'li olduğum için bu duyuruyu açma gereksinimi hissettim. Bunun normali nedir? Ben bu normalden ne kadar uzaktayım onu görmek istiyorum.
Örneğin beni ilgilendiren bir hususta büyük bir zarar doğurmasa bile yalanını yakaladığım kişilerle olan arkadaşlığımı pasifize ediyorum hemen.
Ya da gündemle ilgili sürekli karamsar konuşan, herhangi bir hobisi olmayan , sürekli herkesin arkasından konuşan insanlara selam dahi veresim gelmiyor. Böyle olmayan bir iki arkadaşım var hayatta. Onlarla bu hayatı eskitiyorum.
Ben de arada sırada yalan söyleyen bir insanım ama arkadaşım dediklerim söz konusu olduğunda sınırlara ve kurallara çok dikkat ediyorum.
Siz arkadaşlarınıza kusurlarıyla katlanabiliyor musunuz? Nasıl katlanıyorsunuz?
Kadın tarafı kendisine ilgi gösterdiğinde kadına flörtöz karşılıklar veren, konuşurken de ufak ufak kadınla flört eden ama kadın aralarındaki enerjiyi/çekimi açıkça dile getirince veya ona duyduğu ilgiyi açıkça belli edince ''Nasıl yani??? Anlamadım.'' gibi tepkiler veren erkek... Ne yapmak, nereye varmak istemekte?
Erkek kişisinin hayatında bir kadın yok, bu kesin bilgi. Kadınla sadece takılmak istiyor desek kadın takılmak istediğini belirtince neden ''E tamam o zaman, sonra görüşürüz, haydi iyi akşamlar.'' benzeri şeyler diyerek ortadan kayboluyor? Ekstra bir bilgi de vereyim, kendisi 49 yaşında.
Eklemeyi unutmuşum, bir önemi var mı bilmiyorum ama 2 yıl önce 13 yıllık eşinden boşanmış.
Erkek kişisinin hayatında bir kadın yok, bu kesin bilgi. Kadınla sadece takılmak istiyor desek kadın takılmak istediğini belirtince neden ''E tamam o zaman, sonra görüşürüz, haydi iyi akşamlar.'' benzeri şeyler diyerek ortadan kayboluyor? Ekstra bir bilgi de vereyim, kendisi 49 yaşında.
Eklemeyi unutmuşum, bir önemi var mı bilmiyorum ama 2 yıl önce 13 yıllık eşinden boşanmış.
Bir x kişisi var, erkek. Bakışlarını ara ara üzerimde yakalıyorum, periferik görüş sağ olsun baktığını anlayıp ben de ona bakınca aniden gözlerini kaçırıyor. Beni dinlerken bazen gözleri dudaklara kayıyor. Arkadaş ortamında çok rahat davranırken sadece ikimizin kaldığı ortamlarda çok geriliyor ve sesi inceliyor çok olmasa da. Espri yapınca direkt bakıyor ben gülüyor muyum diye falan. Böyle bir durumda hoşlanma ihtimali nedir? Her insan birbirinden farklı yani şu şu hareketler varsa kesin hoşlanıyordur diyemiyorum. Örneğin ben de karşımdaki konuşurken istemsizce dudaklarına bakıyorum bazen.
Siz böyle bir durumda sizden hoşlandığını düşünür müydünüz?
Buyrun sohbete
Siz böyle bir durumda sizden hoşlandığını düşünür müydünüz?
Buyrun sohbete
Hoslandigim kisiyle tanisikligimin ilk evrelerinde aramizda sonradan bazi uyusmazliklar cikabilecegini farkettigimde...
a) neden yürümeyecegini söylerim ve devam etmem, en bastan tam uyum hissetmezsem olmaz.
b) kafama takilan seyi (hemen degisemeyecegini bilsem de) acik sekilde söylerim, ona göre bakarim.
c) ilk bir kac ay sesimi cikarmam, zamana birakirim, iliskinin dogal seyrini bozmam.
Hangi secenek size en yakin?
Not: Bahsettigim uyusmazliklar kesinlikle red flag olarak tanimlanan seyler degil, daha masumane seyler:
- Para harcama aliskanliklarinizdaki veya genel olarak gelirleriniz arasi fark.
- Yasam tarzlari arasi farklar (mesela biriniz sehir yasamini severken, digeriniz sehirden kacmaya can atiyor)
- Yetistirilme tarzi olarak cok farkli bir kültürden gelmesi
- Iki tarafin da anadillerinden farkli bir dilde konusmasi, pek fazla ortak hikayeye sahip olmamak.
- Karsi tarafin ailesiyle olan iliskisinde (aileden kaynakli) bazi derin problemler olmasi (sizin kendi ailenize cok bagli bir insan oldugunuz varsayimiyla).
Bunlarin haricinde dürüstlügüne, kisiligine güvendiginiz bir insan oldugunu varsayin.
a) neden yürümeyecegini söylerim ve devam etmem, en bastan tam uyum hissetmezsem olmaz.
b) kafama takilan seyi (hemen degisemeyecegini bilsem de) acik sekilde söylerim, ona göre bakarim.
c) ilk bir kac ay sesimi cikarmam, zamana birakirim, iliskinin dogal seyrini bozmam.
Hangi secenek size en yakin?
Not: Bahsettigim uyusmazliklar kesinlikle red flag olarak tanimlanan seyler degil, daha masumane seyler:
- Para harcama aliskanliklarinizdaki veya genel olarak gelirleriniz arasi fark.
- Yasam tarzlari arasi farklar (mesela biriniz sehir yasamini severken, digeriniz sehirden kacmaya can atiyor)
- Yetistirilme tarzi olarak cok farkli bir kültürden gelmesi
- Iki tarafin da anadillerinden farkli bir dilde konusmasi, pek fazla ortak hikayeye sahip olmamak.
- Karsi tarafin ailesiyle olan iliskisinde (aileden kaynakli) bazi derin problemler olmasi (sizin kendi ailenize cok bagli bir insan oldugunuz varsayimiyla).
Bunlarin haricinde dürüstlügüne, kisiligine güvendiginiz bir insan oldugunu varsayin.
kendi eviniz olur, ailenizle yasiyor olursunuz.. bir sekilde kira vermeyenlere sorum. kira ucuk bir masraf kalemi oldu malumunuz. boyle bir kalemi olmayanlar maasini napiyor?
hayir, kiralar kadar olmasa da her seyin fiyati uctu ya kenara koysan da bi degeri olmaz o yuzden merak ettim.
ortalama bir maasla para biriktirsen bile bos demek istiyorum. ne ev taksidine giriliyor, ne araba. tatil icin ya da atiyorum parfum icin ya da ayda birkac disari cikmak icin mi ayriliyor bu paralar? e onlar kira verilirken de yapiliyor, peki gerisi?
birikim yapmanin manasiz oldugu bir donemdeyiz gibime geliyor.
ailemin yanina tasinsam bana bi artisi olmaz bu durumun diye dusunur oldum.
o kenara attigim kira parasi ne isime yarar ki?
para paradir kenarda dursun degil olayim. umarim anlatabilmisimdir.
hayir, kiralar kadar olmasa da her seyin fiyati uctu ya kenara koysan da bi degeri olmaz o yuzden merak ettim.
ortalama bir maasla para biriktirsen bile bos demek istiyorum. ne ev taksidine giriliyor, ne araba. tatil icin ya da atiyorum parfum icin ya da ayda birkac disari cikmak icin mi ayriliyor bu paralar? e onlar kira verilirken de yapiliyor, peki gerisi?
birikim yapmanin manasiz oldugu bir donemdeyiz gibime geliyor.
ailemin yanina tasinsam bana bi artisi olmaz bu durumun diye dusunur oldum.
o kenara attigim kira parasi ne isime yarar ki?
para paradir kenarda dursun degil olayim. umarim anlatabilmisimdir.
Böyle düşününeniz var mı?
Ben çoğu zaman düşünüyorum ve bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum
Ne önerirsiniz?
Ben çoğu zaman düşünüyorum ve bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum
Ne önerirsiniz?
cok yakin ve cok mukemmel ozelliklere sahip bir erkek arkadasim istedigi halde bir iliski bulamiyor. ornegin, bumble indirdi ve premium uyelik aldi. herkesi saga kaydiriyor ve sonuna kadar geliyor, yani daha fazla kiz kalmiyor. buna ragmen cok cok az kizla eslesiyor, onlar da ya konusup bulusmuyor, ya da biraz konusup unmatch yapiyor. en iyi fotograflarini koyduk. tanidigim en zeki insan. akademik olarak da cok basarili. neden boyle oluyor? ne yapmak gerek? tesekkurler!
Evlenirken birbirini çok seven imajı çizenlerle daha çok mantık ağırlıklı evlenenler evlilik hayatlarının ileriki yıllarında aynı çizgi de buluşuyorlar mı sizce ? Yoksa çok severek mi evlenmek lazım sorumun özü bu.
Bu soruyu niye sorduğumu da açıklayayım daha net olması açısından.
30 yaşındayım. Yakın çevreden bir kızla tanıştım yaklaşık 2 yıl önce. ilk önce pek olmaz gözüyle baktım. Sonradan mantıklı gelmeye başladı ısındım kıza. O zaten ben senin tamam demene bakıyorum mesajı veriyordu. Gel zaman git zaman ben başkalarıyla birlikte oldum onunla da konuştum bir yandan. Sonradan baktım ki o kız dışında herkesle takılma kafasındayım. E o zaman bu kızla evleneyim kafasına geldim. Bunu da açıkladım kıza o zaten dediğim gibi hazırdı. Kız çok uyumlu ben de esasen uyumlu biriyim. Kıza görsel olarak çok yanıp bitmiyorum genel olarak beğenim var.
Niye bu kız peki hani net olması bakımından onu da söyleyeyim
1- Kızla aynı ilin aynı ilçesindeyiz. Benim ailem köyde yaşıyor o öyle köye filan ziyarete gidemem diyecek tarzda bi kız değil o açıdan içime siniyor.
2-Kız da ben de öğretmeniz aynı meslekten olması da benim içime siniyor.
3- Ailenin tek kızı ve zenginlik göreceli gerçi ama bence zengin 15 milyonluk sırf gayrimenkulleri var yani tabi kızın değil ailesinin. Babası düğün hediyesi olarak bi dükkan hediye edecekmiş mesela akmasa da damlıyor :)
4-Babam yeni vefat etti sayılır. Annem de beni evlendirmek istiyor onu mutlu etmek istiyorum. Abim var o evlendi. Bizim aile de maddi açıdan fena sayılmaz annem öyle dünürlerini de kendi gibi durumu iyi olsun istiyor. Abimde gerçekleşmedi o durum. Ben de gerçekleşecek gibi o yüzden destekliyor. Annemi mutlu görmek bi de babamı kaybettikten sonra beni de mutlu ediyor şimdilik
Olumsuz yönleri de açıklayayım netlik olsun
Kız kapalı ben çok dikkat etmiyorum açıkçası ama toplumsal açıdan akpli olarak görülmek istemiyorum. Sanki kapalı biriyle evlenince akpli gözükücem öyle etiketlenicem diye çekiniyorum. Kıza söyledim pek dindar olmadığımı ve akp zihniyetindeyse birlikte olamayacağımızı yok dedi. Dini kalıpları yok yani. Zaten Ege’nin baya turistik rahat bi yerinde yaşıyoruz. Onun da etkisi vardır illa ki.
Sözün özü olaya ben biraz mantıksal bakıyorum. 30 yaşıma geldim pek aşık da olamadım açıkçası belki de yapım bu. Sevip sevdiğim tarafından sevilmeyi çok istedim. Ama olmadı bu yaşıma kadar. Sevdiğimi sandığım kişiyle sevgili olduktan sonra bu değilmiş ya hissine de çok kapıldım. Velhasıl öyle hissi olarak sevdiğim kişi tarafından çok sevilip de ne olursa olsun ben evleniyorum gibi bi kafa yaşayamadım. Bundan sonra da pek yaşayacağımı düşünmüyorum. Çünkü benim kafa yapım öyle bir aşka gelmiyor gibi. Onun için aşkı aramaktan ziyade düzenimi kurayım kafasındayım.
Evliler evlilik tecrübesini uzunca yaşamış olanlar acaba bu anlattıklarımı nasıl değerlendirirler.
Merak ettiğim soruyu aslında en başta sordum. Bazı çiftler birbirini çok severek evleniyor. Bazı çiftler benim gibi biraz da mantıksal tarafı ağır basarak evleniyor. Bu iki tarz evlilik ileri de aynı hikayeye bağlanıyor mu ? Şu da bir gerçek bence insanlar birbirini ne kadar severse sevsin bir süre sonra artık o sevgi alışkanlığa dönüp ilerliyor. Evliliğin ilk yıllarında sürekli birbimizi çok seviyoruz içerikli hikaye atanlar artık birkaç yıl içinde beraber hikaye atmaz hale gelebiliyor. Olay sanki sonradan artık biraz daha mantıksala dönüyor gibi. Ben de sevmiyor değilim tabi bu arada sadece mantığım sevgimden daha yoğun.. Samimi cevaplara ihtiyacım var. Şimdiden teşekkür ederim..
Bu soruyu niye sorduğumu da açıklayayım daha net olması açısından.
30 yaşındayım. Yakın çevreden bir kızla tanıştım yaklaşık 2 yıl önce. ilk önce pek olmaz gözüyle baktım. Sonradan mantıklı gelmeye başladı ısındım kıza. O zaten ben senin tamam demene bakıyorum mesajı veriyordu. Gel zaman git zaman ben başkalarıyla birlikte oldum onunla da konuştum bir yandan. Sonradan baktım ki o kız dışında herkesle takılma kafasındayım. E o zaman bu kızla evleneyim kafasına geldim. Bunu da açıkladım kıza o zaten dediğim gibi hazırdı. Kız çok uyumlu ben de esasen uyumlu biriyim. Kıza görsel olarak çok yanıp bitmiyorum genel olarak beğenim var.
Niye bu kız peki hani net olması bakımından onu da söyleyeyim
1- Kızla aynı ilin aynı ilçesindeyiz. Benim ailem köyde yaşıyor o öyle köye filan ziyarete gidemem diyecek tarzda bi kız değil o açıdan içime siniyor.
2-Kız da ben de öğretmeniz aynı meslekten olması da benim içime siniyor.
3- Ailenin tek kızı ve zenginlik göreceli gerçi ama bence zengin 15 milyonluk sırf gayrimenkulleri var yani tabi kızın değil ailesinin. Babası düğün hediyesi olarak bi dükkan hediye edecekmiş mesela akmasa da damlıyor :)
4-Babam yeni vefat etti sayılır. Annem de beni evlendirmek istiyor onu mutlu etmek istiyorum. Abim var o evlendi. Bizim aile de maddi açıdan fena sayılmaz annem öyle dünürlerini de kendi gibi durumu iyi olsun istiyor. Abimde gerçekleşmedi o durum. Ben de gerçekleşecek gibi o yüzden destekliyor. Annemi mutlu görmek bi de babamı kaybettikten sonra beni de mutlu ediyor şimdilik
Olumsuz yönleri de açıklayayım netlik olsun
Kız kapalı ben çok dikkat etmiyorum açıkçası ama toplumsal açıdan akpli olarak görülmek istemiyorum. Sanki kapalı biriyle evlenince akpli gözükücem öyle etiketlenicem diye çekiniyorum. Kıza söyledim pek dindar olmadığımı ve akp zihniyetindeyse birlikte olamayacağımızı yok dedi. Dini kalıpları yok yani. Zaten Ege’nin baya turistik rahat bi yerinde yaşıyoruz. Onun da etkisi vardır illa ki.
Sözün özü olaya ben biraz mantıksal bakıyorum. 30 yaşıma geldim pek aşık da olamadım açıkçası belki de yapım bu. Sevip sevdiğim tarafından sevilmeyi çok istedim. Ama olmadı bu yaşıma kadar. Sevdiğimi sandığım kişiyle sevgili olduktan sonra bu değilmiş ya hissine de çok kapıldım. Velhasıl öyle hissi olarak sevdiğim kişi tarafından çok sevilip de ne olursa olsun ben evleniyorum gibi bi kafa yaşayamadım. Bundan sonra da pek yaşayacağımı düşünmüyorum. Çünkü benim kafa yapım öyle bir aşka gelmiyor gibi. Onun için aşkı aramaktan ziyade düzenimi kurayım kafasındayım.
Evliler evlilik tecrübesini uzunca yaşamış olanlar acaba bu anlattıklarımı nasıl değerlendirirler.
Merak ettiğim soruyu aslında en başta sordum. Bazı çiftler birbirini çok severek evleniyor. Bazı çiftler benim gibi biraz da mantıksal tarafı ağır basarak evleniyor. Bu iki tarz evlilik ileri de aynı hikayeye bağlanıyor mu ? Şu da bir gerçek bence insanlar birbirini ne kadar severse sevsin bir süre sonra artık o sevgi alışkanlığa dönüp ilerliyor. Evliliğin ilk yıllarında sürekli birbimizi çok seviyoruz içerikli hikaye atanlar artık birkaç yıl içinde beraber hikaye atmaz hale gelebiliyor. Olay sanki sonradan artık biraz daha mantıksala dönüyor gibi. Ben de sevmiyor değilim tabi bu arada sadece mantığım sevgimden daha yoğun.. Samimi cevaplara ihtiyacım var. Şimdiden teşekkür ederim..
ve atıyorum ayda min 50 bin tl geliriniz oldu. bu 50 bin tl'yi nasıl harcardınız, yatırım yapar mıydınız, nasıl değerlendirirdiniz?
Kız arkadaşımla ailelerimizi tanıştıracağız. Tanışma onların evinde olacak. Giderken tatlı falan alacağım ama çiçek falan da götürmek gerekir mi?
tanidiginiz var mi?
ikidir ayni ruyayi goruyorum. bu sabah da kalktim oh be ruyaymis dedim.
ilk ruyamda hamileydim ama aldirma sansim vardi. bu ruyayi belki 6 ay 1 sene once gordum pek hatirlamiyorum zamani ama ruyayi hatirliyorum.
dunku ruyada ise sure gecmis. aglaya aglaya doktor ariyordum hamilelikten "kurtulmak" icin. bu sefer cevremdekiler ikna etmeye calisiyorlardi bir de. herhalde mutlu bir iliskim vardi. ona ragmen umutsuzca doktor ariyordum. uyaninca garip bir rahatlama geldi ustume. sonra dusundum ben cocuk sahibi olmaya karsi degilim ki. ruyamda anne olmak beni niye korkutuyor bu kadar. (ek soru: ruya tabirinden anlayan var midir aramizda?) anne olmak icin de hic olup bitmiyorum bu arada. olursa olur diyordum.
simdi dusunuyorum. cok fena bir pismanlik olabilir benim icin belki de. atamazsin satamazsin sonucta.
yabanci kaynaklarda pisman anneler var. ne derecedeler bilmiyorum.
ama turkiyede var mi acaba. toplum olarak dislariz ya boyle birini o yuzden tanidiginiz var mi. bu pismanlik geciyor mu sonra. nasil bir hayat yasiyorlar bu anneler.
ikidir ayni ruyayi goruyorum. bu sabah da kalktim oh be ruyaymis dedim.
ilk ruyamda hamileydim ama aldirma sansim vardi. bu ruyayi belki 6 ay 1 sene once gordum pek hatirlamiyorum zamani ama ruyayi hatirliyorum.
dunku ruyada ise sure gecmis. aglaya aglaya doktor ariyordum hamilelikten "kurtulmak" icin. bu sefer cevremdekiler ikna etmeye calisiyorlardi bir de. herhalde mutlu bir iliskim vardi. ona ragmen umutsuzca doktor ariyordum. uyaninca garip bir rahatlama geldi ustume. sonra dusundum ben cocuk sahibi olmaya karsi degilim ki. ruyamda anne olmak beni niye korkutuyor bu kadar. (ek soru: ruya tabirinden anlayan var midir aramizda?) anne olmak icin de hic olup bitmiyorum bu arada. olursa olur diyordum.
simdi dusunuyorum. cok fena bir pismanlik olabilir benim icin belki de. atamazsin satamazsin sonucta.
yabanci kaynaklarda pisman anneler var. ne derecedeler bilmiyorum.
ama turkiyede var mi acaba. toplum olarak dislariz ya boyle birini o yuzden tanidiginiz var mi. bu pismanlik geciyor mu sonra. nasil bir hayat yasiyorlar bu anneler.
eşim annesini babasını kaybetti ne yazikki. ikisini de bikaç yıl aralıkla. biz de yaklaşık 1 senedir evliyiz, eşim son dönem hep aynı rüyayı görüyor. annesi ve babası rüyasında kavga ediyor. rüyada bir neden yok, sadece fiziksel şiddete varan bir kavga goruyor. geçmişte annesi babasi arasi da birbirlerine aşık olsalar da kavgalı bir süreç de olmuş onu etkileyen. neyse sonuç olarak bize bu rüyanın psikanalizini ya da tabir mi dersiniz, yorumlayacak olan var mı? teşekkürler
Psikoloji olsun kişisel gelişim olsun sürekli keşfette çıkıyor. Doğan cüceloğlunu çok severim önemli olan kendini tanımak diyor. Kendini tanımaktan anlamamız gereken şey nedir?
Mesela zaaflarımızı bilmemiz mi? Nelerin bizi etkilediğini bilmek mi? yoksa neden etkilediğini bilmek mi? Örneğin; iş değişikliği yapmaya karar verdiğiniz ama mobbinge dayanamayacağınızı önceki işlerinizden dolayı biliyorsunuz? veya kafanız rahat değilken kendinizi işe veremeyeceğinizi... Bunun gibi bir şeyse kendini tanımak demek nelerden hoşlandığını veya nefret ettiği bilmek midir?
Yoksa neyi neden sevdiğini veya neden nefret ettiğini kısacası neyi neden yaptığımızı bilmemiz midir?
Kendini sevmekte mesela; Bazı fotoğraflarımı seviyorum, ama bazı çekilen fotoğraflarımda bana göre kusurlu gözüken kısımlar canımı sıkıyor. Bu benim kendimi sevmediğim anlamına mı gelir?
Nedir bu tanımlar
Mesela zaaflarımızı bilmemiz mi? Nelerin bizi etkilediğini bilmek mi? yoksa neden etkilediğini bilmek mi? Örneğin; iş değişikliği yapmaya karar verdiğiniz ama mobbinge dayanamayacağınızı önceki işlerinizden dolayı biliyorsunuz? veya kafanız rahat değilken kendinizi işe veremeyeceğinizi... Bunun gibi bir şeyse kendini tanımak demek nelerden hoşlandığını veya nefret ettiği bilmek midir?
Yoksa neyi neden sevdiğini veya neden nefret ettiğini kısacası neyi neden yaptığımızı bilmemiz midir?
Kendini sevmekte mesela; Bazı fotoğraflarımı seviyorum, ama bazı çekilen fotoğraflarımda bana göre kusurlu gözüken kısımlar canımı sıkıyor. Bu benim kendimi sevmediğim anlamına mı gelir?
Nedir bu tanımlar
Sevgili okur, şimdi sana bir durumdan bahsedeceğim.
Ben herkes tarafından sevilen, saygılı, efendi, kötü alışkanlığı bulunmayan, çalışkan, sosyal, girişken biriyim.
Bunu söyleyen başkaları. Öve öve bitiremiyorlar beni. İdeal bir evlat, eş vs. yim.
Fakat bir sorun var.
Ben insanlardan yeterince ilgi göremiyorum. Yani ben böyle mükemmel ise yada iyi biri isem, insanlar beni sevmeli ve benimle iletişimde kalmalılar bence.
Bahsettiğim şey, bir insan sadece benimle ilgilensin gibi değil, umarım anlatmayı başarırım.
Ben istiyorum ki bu beni öven onlarca farklı çevre ve ortamdan insanlar beni arasın, bana bişey sorsunlar, bir yere çağırsınlar istiyorum.
Ama kimse benimle iletişimde olmuyor.
Ben şimdi mesaj atayım, çok şükür cevap yazarlar. Ama durup dururken kimse bana ulaşmaz, halimi hatırımı sormaz, muhabbet etmez.
Telefonum yeri gelir hiç çalmaz, mesaj atan olmaz, arayan zaten çok zor.
İnstgramda bakıyorum arkadaşlar toplanıyorlar bişeyler yapıyorlar filan, görünce çok kıskanıyorum. İstiyorum ki "hadi top secret gel kahve içelim" desin biri ama yok.
Ben çağırdım bir geldiler iki geldiler sonra bahaneler buldular.
Farklı insanlarla farklı çevrelerle denedim. İş, okul, mahalle vs.
Farklı kültürel çevreler, farklı maddi çevreler yahu her varyasyonu denedim.
Sohbetin sarmıyor deseniz yahu hiç kimse ile mi sarmıyor. Yok mu şu hayatta bir ortak noktamız olan erkek/kadın?
Sizce neden böyle oluyor? Tipim mi itici, konuşmam mı?
----------------------------
Özet geç diyenlerin okumasına gerek olmayan Örnekler;
Bir sanat etkinliğinden bir arkadaşım ilk defa benden yardım istedi. Buluşup konuşmak ve çalışmak istedi. Öyle hoşuma gitti ki. Onun için işten izin aldım. Koşa koşa dediği vakitten 30 dk önce anlaştığımız yere gittim. Gece yarısına kadar onu çalıştırdım. Ertesi gün benim çalıştırmam sayesinde başarılı oldu. Bana uzaktan bir teşekkür etti. Ve konu kapandı.
Bir başka arkadaşım; onunla konuşmayı sohbet etmeyi çok seviyorum. Fakat benimle iletişimde kalma süresi max 1 dk. Sonra ya yanımdan ayrılıyor başka bişeye odaklanıyor yada başka biriyle konuşmaya başlıyor. Bu bana çok kötü hissettiriyor.
Bir başka arkadaşımla bowling hakkında konuşurken birlikte oynayalım mı diye teklif ettim. Çok memnun oldu, süper olur filan dedi. Sonra bugün yarın diye sürekli erteledi 3 aydır filan duruyor o konu, oynayamadık.
Küçükken kuzenlerimle anlaşıp ertesi gün için planlar yapardık gezip dolaşmak için. Genellikle ben uyanmadan toplanıp giderler beni hep bırakırlardı.
------------------------------------------
Ben herkes tarafından sevilen, saygılı, efendi, kötü alışkanlığı bulunmayan, çalışkan, sosyal, girişken biriyim.
Bunu söyleyen başkaları. Öve öve bitiremiyorlar beni. İdeal bir evlat, eş vs. yim.
Fakat bir sorun var.
Ben insanlardan yeterince ilgi göremiyorum. Yani ben böyle mükemmel ise yada iyi biri isem, insanlar beni sevmeli ve benimle iletişimde kalmalılar bence.
Bahsettiğim şey, bir insan sadece benimle ilgilensin gibi değil, umarım anlatmayı başarırım.
Ben istiyorum ki bu beni öven onlarca farklı çevre ve ortamdan insanlar beni arasın, bana bişey sorsunlar, bir yere çağırsınlar istiyorum.
Ama kimse benimle iletişimde olmuyor.
Ben şimdi mesaj atayım, çok şükür cevap yazarlar. Ama durup dururken kimse bana ulaşmaz, halimi hatırımı sormaz, muhabbet etmez.
Telefonum yeri gelir hiç çalmaz, mesaj atan olmaz, arayan zaten çok zor.
İnstgramda bakıyorum arkadaşlar toplanıyorlar bişeyler yapıyorlar filan, görünce çok kıskanıyorum. İstiyorum ki "hadi top secret gel kahve içelim" desin biri ama yok.
Ben çağırdım bir geldiler iki geldiler sonra bahaneler buldular.
Farklı insanlarla farklı çevrelerle denedim. İş, okul, mahalle vs.
Farklı kültürel çevreler, farklı maddi çevreler yahu her varyasyonu denedim.
Sohbetin sarmıyor deseniz yahu hiç kimse ile mi sarmıyor. Yok mu şu hayatta bir ortak noktamız olan erkek/kadın?
Sizce neden böyle oluyor? Tipim mi itici, konuşmam mı?
----------------------------
Özet geç diyenlerin okumasına gerek olmayan Örnekler;
Bir sanat etkinliğinden bir arkadaşım ilk defa benden yardım istedi. Buluşup konuşmak ve çalışmak istedi. Öyle hoşuma gitti ki. Onun için işten izin aldım. Koşa koşa dediği vakitten 30 dk önce anlaştığımız yere gittim. Gece yarısına kadar onu çalıştırdım. Ertesi gün benim çalıştırmam sayesinde başarılı oldu. Bana uzaktan bir teşekkür etti. Ve konu kapandı.
Bir başka arkadaşım; onunla konuşmayı sohbet etmeyi çok seviyorum. Fakat benimle iletişimde kalma süresi max 1 dk. Sonra ya yanımdan ayrılıyor başka bişeye odaklanıyor yada başka biriyle konuşmaya başlıyor. Bu bana çok kötü hissettiriyor.
Bir başka arkadaşımla bowling hakkında konuşurken birlikte oynayalım mı diye teklif ettim. Çok memnun oldu, süper olur filan dedi. Sonra bugün yarın diye sürekli erteledi 3 aydır filan duruyor o konu, oynayamadık.
Küçükken kuzenlerimle anlaşıp ertesi gün için planlar yapardık gezip dolaşmak için. Genellikle ben uyanmadan toplanıp giderler beni hep bırakırlardı.
------------------------------------------
Aldatır mısınız?
Bunu sormaktaki amacım %kaç aldatmıyor öğrenmek
Bunu sormaktaki amacım %kaç aldatmıyor öğrenmek
Partnerinizin en yakın arkadaşıyla yurtdışında bir hafta tatile gitmesine nasıl bakarsanız? Cinsiyetleri belirterek cevap verebilirseniz mutlu olurum.
Şahsım sevgili aşamasında sıkıntı olmaz diye düşünürken evlilikte olmaması gerektiğini düşünüyorum.26e
Şahsım sevgili aşamasında sıkıntı olmaz diye düşünürken evlilikte olmaması gerektiğini düşünüyorum.26e
anket ve soru başlıktadır :)
ek olarak ne tarz kahve içtiğinizi de yazabilirsiniz.
ek olarak ne tarz kahve içtiğinizi de yazabilirsiniz.
birisiyle tanışıyorum, ilk başlarda hiçbir problem yaşamıyorum o kişi ile. ne zaman iş yakınlaşmaya giriyor, bir şeyler paylaşıyoruz o zaman hiç olmadığım kişi haline dönüyorum. normalde o kişiyi çok sevebiliyorum ama bazı günler geliyor her yaptığı şey gözüme batıyor, bazen hiç konuşasım gelmiyor bazen de sabahlara kadar onunla konuşmak istiyorum. içimde inanılmaz bir sevgi patlaması oluyor. gözüme dünyanın en güzel kadını olarak gelebiliyor. ama gelin görün ki bazı günler durduk yere soğuyorum, konuşmak istemiyorum. verdiğim cevaplar onu soğutabiliyor.
neticede yaptığım davranışlar, aldığım kararlar sonucu o kişiyi kendimden uzaklaştırmayı başarıyorum. kendimi ilk başlarda iyi hissediyorum sonra çok kötü şekilde pişmanlık duyuyorum. ben böyle birisi değildim, karşımdaki kişiye karşı neden böyle davrandım diyerek içten içe kendimi bitiriyorum. özür dilesem de bir fayda etmiyor.
artık insanlardan iyice soyutlanmış gibiyim. ilişki kurmaya korkar oldum. ailem evlenmem gerektiğini söylüyor ama ben insanlarla yakın ilişkiler kurmaya korkar hale geldim. birisinin daha kalbini kırıp, pişmanlık duymak istemiyorum.
özellikle son yaşadığım olaydan sonra inanılmaz üzgünüm. ne yapacağımı bilemez haldeyim.
neticede yaptığım davranışlar, aldığım kararlar sonucu o kişiyi kendimden uzaklaştırmayı başarıyorum. kendimi ilk başlarda iyi hissediyorum sonra çok kötü şekilde pişmanlık duyuyorum. ben böyle birisi değildim, karşımdaki kişiye karşı neden böyle davrandım diyerek içten içe kendimi bitiriyorum. özür dilesem de bir fayda etmiyor.
artık insanlardan iyice soyutlanmış gibiyim. ilişki kurmaya korkar oldum. ailem evlenmem gerektiğini söylüyor ama ben insanlarla yakın ilişkiler kurmaya korkar hale geldim. birisinin daha kalbini kırıp, pişmanlık duymak istemiyorum.
özellikle son yaşadığım olaydan sonra inanılmaz üzgünüm. ne yapacağımı bilemez haldeyim.
Evet soru başlıkta. Birine kaç saat ulaşamayınca (o kişinin telefonu kapalıysa) panik olursunuz? Veya kaç saat olunca panik olunmalı sizce?
Konum: İstanbul (trafik vs hesaba katılması için belirtiyorum)
Konum: İstanbul (trafik vs hesaba katılması için belirtiyorum)