Profesyonel destek aldigimda olay hep gelip buraya dayaniyor: "Kücükken bazi duygusal ihtiyaclarin giderilmemis, icindeki cocuk yarali kalmis, o cocugu iyilestirmeden özel ve profesyonel yasaminda tam istedigin yerlere ilerleyebilmen zor." tarzinda yorumlar aliyorum.
Evet, kücüklükten beri icimde yasattigim bir tür kendimden tam memnun olamama ve sürekli onay görme istegi var bende. Ama nereden kaynaklandigini henüz cözemiyorum. Mükemmel olmasa da iyi oldugunu düsündügüm bir ailede büyüdüm. Ama bazi travmalar yasamis da olabilirim (ailenin en kücügü olma sebebiyle genelde fasulyeden sayilma, cok ciddiye alinmama, 11-18 yas arasini yatili okulda gecirme gibi).
Siz böyle bir sürecten gecip icinizdeki cocugun hangi sekillerde yarali kaldigini belirleyebildiniz mi? Eger evetse cocugu iyilestirme isini nasil hallettiniz?
Evet, kücüklükten beri icimde yasattigim bir tür kendimden tam memnun olamama ve sürekli onay görme istegi var bende. Ama nereden kaynaklandigini henüz cözemiyorum. Mükemmel olmasa da iyi oldugunu düsündügüm bir ailede büyüdüm. Ama bazi travmalar yasamis da olabilirim (ailenin en kücügü olma sebebiyle genelde fasulyeden sayilma, cok ciddiye alinmama, 11-18 yas arasini yatili okulda gecirme gibi).
Siz böyle bir sürecten gecip icinizdeki cocugun hangi sekillerde yarali kaldigini belirleyebildiniz mi? Eger evetse cocugu iyilestirme isini nasil hallettiniz?
Ben genelde görüyorum. Görmek istemiyorum. Siz?
Çocuktan sonra eş ile kanka gibi olunuyor gibi duruyor dışardan. En azından 4-5 sene gezip dolaşmak sonra çocuk yapmak çevrenizde rastladığınız bir şey mi?
bu anormal bir durum mu yoksa bize anormal olduğu mu öğretildi? telefon çaldığında bile rahatsız oluyorum birisiyle konuşmam gerekecek ve hatta sonrasında da randevulaşma durumları doğacak diye. bu halim başkalarının hayatlarına baktığımda bana garip geliyor. ama bir yandan da aslında kendi başıma, sevgilimle ya da çok yakın arkadaşlarımla (ama en fazla 1-2 gün) vakit geçirmeyi seviyorum aslında. yani buluşmalar, görüşmeler az olduğunda da memnunum zaten hayatımdan, bir eksiklik hissetmiyorum. bu yüzden de kendi durumuma anormallik atfederek kendime haksızlık ettiğimi düşünüyorum. sizin yorumunuz nedir?
düşünüyor musunuz?
gelir düzeyi aynı seviyede olan bireylerin barındığı bir sitede oturan bekar kişinin evine, gelir düzeyi üst düzeyi bir partner getirmesi sizi rahatsız eder mi?
siz her gün octavia'nızı park ettiğiniz yerde artık bir lamborghini görüyorsunuz mesela. kişinin o muhite aykırı başka bir yaşam tarzı olduğuna uzaktanda olsa görüp maruz kalıyorsunuz.
bu durum sizde de yaşama dair kötü bir uyandırır mı? kendinizi yetersiz hissetmek ve farklı düzeylerdeki yaşam karşısında hayatı ıskalamak gibi?
gelir düzeyi aynı seviyede olan bireylerin barındığı bir sitede oturan bekar kişinin evine, gelir düzeyi üst düzeyi bir partner getirmesi sizi rahatsız eder mi?
siz her gün octavia'nızı park ettiğiniz yerde artık bir lamborghini görüyorsunuz mesela. kişinin o muhite aykırı başka bir yaşam tarzı olduğuna uzaktanda olsa görüp maruz kalıyorsunuz.
bu durum sizde de yaşama dair kötü bir uyandırır mı? kendinizi yetersiz hissetmek ve farklı düzeylerdeki yaşam karşısında hayatı ıskalamak gibi?
merhabalar,
su an ogrenciyim ve calismiyorum, yuksek lisans yapiyorum, ek islerle vs gelirim 2.800 tl civari aylik.
yakin bir arkadasim agustos ayinda kina gecesi yapacak, dugunu yurtdisinda yapacak. kina samsun'da ve su an ucak biletleri yaklasik 1800 tl :( (git gide de artiyor) gunubirlik gitmiyorum, bir kac gun onceden de gittigimda orada yeme icme, kalacak yer vs cok garip bi fiyat cikacak bana.
cok yakin arkadasim ve bu olaylar bir kere olur diyerek gitmek de istiyorum aslinda, ama cok pahali, bunun icin borca falan girmem gerekir. siz olsaniz ne yapardiniz?
bu arada bu senaryoda arkadasima hediye takmam vs mumkun degil, o da benim dugunumde takmamisti gerci, maddi zorluk yasiyordu takmasini istememis ona geri vermistim, sanirim orada problem olmaz. ama ucaga o kadar para vermesem gram alacagim gibi.
kına Samsun’da, düğün yurtdışında olacak. Düğün için biletler daha ucuz ama vizeyle beraber -ki vize çıkacak mı belli değil- 4 bin TL ediyor, uçak+vize. Yurtdışına gitmem zor maalesef, bu sıralar Avrupa vizeleri reddediyor sürekli, cesaret edemiyorum.
su an ogrenciyim ve calismiyorum, yuksek lisans yapiyorum, ek islerle vs gelirim 2.800 tl civari aylik.
yakin bir arkadasim agustos ayinda kina gecesi yapacak, dugunu yurtdisinda yapacak. kina samsun'da ve su an ucak biletleri yaklasik 1800 tl :( (git gide de artiyor) gunubirlik gitmiyorum, bir kac gun onceden de gittigimda orada yeme icme, kalacak yer vs cok garip bi fiyat cikacak bana.
cok yakin arkadasim ve bu olaylar bir kere olur diyerek gitmek de istiyorum aslinda, ama cok pahali, bunun icin borca falan girmem gerekir. siz olsaniz ne yapardiniz?
bu arada bu senaryoda arkadasima hediye takmam vs mumkun degil, o da benim dugunumde takmamisti gerci, maddi zorluk yasiyordu takmasini istememis ona geri vermistim, sanirim orada problem olmaz. ama ucaga o kadar para vermesem gram alacagim gibi.
kına Samsun’da, düğün yurtdışında olacak. Düğün için biletler daha ucuz ama vizeyle beraber -ki vize çıkacak mı belli değil- 4 bin TL ediyor, uçak+vize. Yurtdışına gitmem zor maalesef, bu sıralar Avrupa vizeleri reddediyor sürekli, cesaret edemiyorum.
Çalıştığım yerde kendi alanımda tek kişiyim ve odam da ayrı, haliyle diğer insanlarla iç içe değilim. İşim gereği kimseyle iletişim kurmam da gerekmiyor ne bir mail, ne telefonlaşma ne sözlü iletişim yok. Sadece gün içinde birkaç kere eş dostla whatsapp'tan yazışıyorum. Müşteri vs. gibi bir olayım da yok, labdayım. Çoğu günler iki dudağımı ayırmadan bütün gün bitebiliyor.
İşin kötüsü aslında geveze de bir insanım, gün geçtikçe daha zor oluyor bu benim için. Kaytarsam yine olmuyor, kaytarmak çalışmaktan daha sıkıcı.
Böyle olan var mı? Ne yapıyorsunuz akıl sağlığınız için :D Bayram tatilinden sonra iyice zor geldi.
İşin kötüsü aslında geveze de bir insanım, gün geçtikçe daha zor oluyor bu benim için. Kaytarsam yine olmuyor, kaytarmak çalışmaktan daha sıkıcı.
Böyle olan var mı? Ne yapıyorsunuz akıl sağlığınız için :D Bayram tatilinden sonra iyice zor geldi.
Bikaç gündür instadan konuştuğumuz bi kız var. O beni önce takip etti sonra konuşmayı ben başlattım. En son evden çalışma falan konuşuyoduk. O arada bi story atmış şarap içiyo çalışırken. Bana da bigün beraber çalışalım dedi, ben de olur hatta şarap eşliğinde de çalışabiliriz hehe dedim. O da 'hahjahah çok iyi bi fikir değil gibi yaa' tarzı bi şey dedi. Ben de neden değil :pp falan yazdım. Sonra muhabbet kesildi, dün akşam storysine cevap yazdım dönmedi. Şarap eşliğinde çalışalım demek beni ırz düşmanı konumuna soktu kız da bunun niyeti kötü diye düşündü olarak yorumladım. Sizce bu muhabbet neden bir anda kesildi? Şarap içmekten kesilmesi hala saçma geliyor, öncesinde akıcıydı gayet.
annem hep bu kadar harap etme kendini her seyin beteri var.
asil dert buymus derken bulursun kendini baska seyde.
bu kadar uzuntunun sonu iyi olmaz.
vb seyler soyluyor.
su an yasadigim seye annem de sahit ve 3 gundur yemek yiyemiyorum.
aclik hissetmiyorum. yataktayim.
her turlu yoruma, bilgiye, fikre, varsayima acigim cevaplarda.
cok uzgunum su an.
asil dert buymus derken bulursun kendini baska seyde.
bu kadar uzuntunun sonu iyi olmaz.
vb seyler soyluyor.
su an yasadigim seye annem de sahit ve 3 gundur yemek yiyemiyorum.
aclik hissetmiyorum. yataktayim.
her turlu yoruma, bilgiye, fikre, varsayima acigim cevaplarda.
cok uzgunum su an.
sizin icin? is olanaklari, sosyal yasam, guvenlik, saglik, iklim vs
uzun süredir tanıdığım bir arkadaşım(kız) var. arada buluşur ederiz. ikimizin de ilişki geçmişi yok gibi bişey.
benim kıza karşı sevgililik frekansında hissettiğim bir sevgi ya da arzu yok. ama davranışsal olarak baktığımda "mantıken" bana daha uygun, çekilir, nerde ne yapmasını bilen bir insan daha tanımadım. gözü kapalı, bu kız hayat arkadaşım olurdu diyorum.
insan aşk beslemediği bir insanla birlikte olmak ister mi?
benim kıza karşı sevgililik frekansında hissettiğim bir sevgi ya da arzu yok. ama davranışsal olarak baktığımda "mantıken" bana daha uygun, çekilir, nerde ne yapmasını bilen bir insan daha tanımadım. gözü kapalı, bu kız hayat arkadaşım olurdu diyorum.
insan aşk beslemediği bir insanla birlikte olmak ister mi?
etrafindaki kotu olaylara uzulmuyor. tamamen notr kaliyor cunku hicbir sey hissetmiyor. ne acima ne uzuntu ne kizginlik hicbir sey. zerre umrunda olmuyor. hatta umursamiyor bile demeyeyim; hic degeri yok. soyle aciklayayim haberlerdeki kadin olur, cocuk olur olum haberleri var ya onun icin kisin yapilan 'yollar buz pistine dondu' haberi gibi bi sey.
bir iki dostu ve cekirdek ailesi disinda kimsenin derdi tasasi hastaligi umrunda olmuyor. onlara karsi gercekci duygular besliyor bundan eminiz. onlar icin uzuluyor, onlar icin fedakarlik yapiyor. bu anne baba ve iki arkadasla sinirli bir dunya.
cevresinde sevilen biri oldugundan ve akilli goruldugunden sorun anlatip tavsiye almak isteyeni de oluyor. havasinda degilse konu ne kadar kotu olursa olsun, karsisindaki agliyor bile olsa empati yapamiyor ya, o yuzden konudan kopup gidiyor. karsi taraf 10 cumle konustuysa 5ini anca duyuyor. ortalama bi muhabbetle vah vah cok uzucu falan diyip birkac sey soyleyip bitiriyor konusmayi.
tavsiye isteyen, dert anlatmak isteyen watsap kullandiysa bu onun icin turkce paragraf sorusu cozmek gibi bir sey oluyor. bi sey hissetmeden gorev gibi dikkatlice satir satir yazilanlari okuyup bi karsilik veriyor sadece arkadaslik namina yapiyor bunu, istedigi veya olaya uzuldugu icin degil. yani duygusuzca iste soru cozuyor gibi yaziyor cevabini.
bazilari filmlerdeki kurgu karakterler icin bile nasil uzuluyor. bu arkadas iste kendi cok yakin cevresi haric sifir duyguya sahip. sosyopat falan diyecegim ama yakin cevresine karsi cok gercekci.
bir de bu hissiz oldugu insanlar da oylesine arkadasi degiller. hafta sonlari birlikte takildigi, bazen evinde kalan hoslandigi insanlar. dost degil ama onlar da yakin sayilirlar. is arkadasi falan degiller.
kendisi cok kolay aglayan biri. kucucuk seyde cocuk gibi aglar. ama ne bir film, ne bir yakinin basina gelen bi olay, ne bi atiyorum tv'de annenin cocuguna kavusmasi vs bir damla gozyasina neden olmuyor kendisinde. ben bi bencillik goruyorum, baska bi sey de olabilir mi?
bir iki dostu ve cekirdek ailesi disinda kimsenin derdi tasasi hastaligi umrunda olmuyor. onlara karsi gercekci duygular besliyor bundan eminiz. onlar icin uzuluyor, onlar icin fedakarlik yapiyor. bu anne baba ve iki arkadasla sinirli bir dunya.
cevresinde sevilen biri oldugundan ve akilli goruldugunden sorun anlatip tavsiye almak isteyeni de oluyor. havasinda degilse konu ne kadar kotu olursa olsun, karsisindaki agliyor bile olsa empati yapamiyor ya, o yuzden konudan kopup gidiyor. karsi taraf 10 cumle konustuysa 5ini anca duyuyor. ortalama bi muhabbetle vah vah cok uzucu falan diyip birkac sey soyleyip bitiriyor konusmayi.
tavsiye isteyen, dert anlatmak isteyen watsap kullandiysa bu onun icin turkce paragraf sorusu cozmek gibi bir sey oluyor. bi sey hissetmeden gorev gibi dikkatlice satir satir yazilanlari okuyup bi karsilik veriyor sadece arkadaslik namina yapiyor bunu, istedigi veya olaya uzuldugu icin degil. yani duygusuzca iste soru cozuyor gibi yaziyor cevabini.
bazilari filmlerdeki kurgu karakterler icin bile nasil uzuluyor. bu arkadas iste kendi cok yakin cevresi haric sifir duyguya sahip. sosyopat falan diyecegim ama yakin cevresine karsi cok gercekci.
bir de bu hissiz oldugu insanlar da oylesine arkadasi degiller. hafta sonlari birlikte takildigi, bazen evinde kalan hoslandigi insanlar. dost degil ama onlar da yakin sayilirlar. is arkadasi falan degiller.
kendisi cok kolay aglayan biri. kucucuk seyde cocuk gibi aglar. ama ne bir film, ne bir yakinin basina gelen bi olay, ne bi atiyorum tv'de annenin cocuguna kavusmasi vs bir damla gozyasina neden olmuyor kendisinde. ben bi bencillik goruyorum, baska bi sey de olabilir mi?
Diyelim ki tıbben çocuk sahibi olamayacağını yeni öğrenen ve buna çok üzülen bir a kişisi var. Evli değil ama evlense de çocuk şansı düşük.bu nedenle evlenmeyi de artık düşünmüyor
B kişisi ise bu bilgiye rağmen torununun video ve fotolarını atıyor
Ve a kişisi kendi sağlık durumuna üzülüyor.
Biraz b kişisi nisbet yapıyor gibi. Genel olarak her konuda a kişisi ile kendi ailesini rakip görüp nihayet her konuda onları geçmiş durumda ve havasını atıyor başka konularda da.
Şimdi bu tabloda a kişisi napsın
Yani kıskançlık mı dersiniz, ne derseniz artık, gerçekten üzülüyorum evet a kişisi benim. İçimde aslında kıskanma hissi de yok ama yeni bi durum ve şu an bebek fotosu görmek istemiyorum, başkasının bebeğini görmek sevmek de istemiyorum şu an.
Bunu b kişisine nasıl ifade edeyim
B kişisi ise bu bilgiye rağmen torununun video ve fotolarını atıyor
Ve a kişisi kendi sağlık durumuna üzülüyor.
Biraz b kişisi nisbet yapıyor gibi. Genel olarak her konuda a kişisi ile kendi ailesini rakip görüp nihayet her konuda onları geçmiş durumda ve havasını atıyor başka konularda da.
Şimdi bu tabloda a kişisi napsın
Yani kıskançlık mı dersiniz, ne derseniz artık, gerçekten üzülüyorum evet a kişisi benim. İçimde aslında kıskanma hissi de yok ama yeni bi durum ve şu an bebek fotosu görmek istemiyorum, başkasının bebeğini görmek sevmek de istemiyorum şu an.
Bunu b kişisine nasıl ifade edeyim
Sevgilisinden ayrilmis, kendini yapayalniz hisseden birine ne soylemek isterdiniz?
Kayınvalidem ve eşimle ilgili yaşadığım durum normal mi?
nelerolmus #1529619
Merhaba, Çocuğumuz olduktan sonra eşimin ailesi ile ilgili sorunlar katlanarak arttı. Annem ve kayınvalidem doğuma geldi, yaklaşık 1 ay yanımda kaldılar. Kayınvalidem gelir gelmez "artık biz kullanacağız, kendimize göre düzenleyelim" diyerek mutfak çekmecelerini boşalttı, dolaptaki eşyaların yerini değiştirdi vs. annem evin sahibine sormadan yapma demesine rağmen, olmaz biz kullanacağız dedi, ben yapmayın dediysem de dinlemedi.
Kayınvalidem yemek yapmayı pek bilmez, annem yaptı yemekleri ancak fotoğraf çekip bugün de bunu yaptık, bugün de aşure yaptık diye çevresindekilerle paylaşıyordu, işi annem yapıyordu ama kayınvalidem biz yaptık diyordu. Eşim işe gidince kayınvalidem eline telefonunu alıp hemen salonda uzanıyordu, eşim işten gelmeye yakın eline süpürge alıp sağa sola koşturuyordu. Eşim gelince kayınvalidem kıpkırmızı olmuş oluyordu, eşim de annem çok mu yoruldu bugün diyordu, yok diyordum sen gelmeye yakın kalkıp evde koşturuyor diyordum.
Sonra kayınvalidem eşi ilaç kullanmaya başlayacak diye gitti, annem bir süre daha yanımda kaldı, annem gidince de kayınpederim çocuğu görmedi diye gelsinler dedim. Kayınvalidem ve kayınpederim 1,5 aylık bebekli bizim yanımızda 2 ay kaldılar. Geldiklerinde ne zaman gideceklerini bilmiyordum ama çocuk görmeye geldikleri için birkaç haftaya giderler dedim ki öyle olmadı. Onlar geldikten sonra şu zaman gitseler iyi olur falan demedim. Eşim gitsinler mi diye sordu bana, ben gitsinler-kalsınlar demedim, sen bilirsin dedim halbuki büyük zorluk çektim. Eşim sorduğumda bana gitsinler demediğim için bana hata yaptığımı söylüyor, ne kadar zorlandığımı anlamamış, çünkü ben ona o dönem anlatmadım, halimden anlayacağını düşündüm ama kendisi anlamadığını söylüyor.
Kayınvalidem bu sefer daha farklıydı, ev kendi evi gibi istediğini yapıp değiştiriyordu, halıyı, eşyaları vs. Ben çocuğu emzirirken kapıyı çat diye açıp 15 dakika oldu yeter bu kadar emzirme gaz oluyor diyordu, anne kapıyı kapatın diyordum, kimse yok baban var evde sadece, gelmez buraya diyordu, çocuğu emzirirken kalkıp kapıyı kapatıyordum, kapıyı çalmadan tekrar girip baban çocuğu özlemiş getir salona diyordu, salona gidince kayınpederim sağlıkla ilgili sorular sorup öğütler veriyordu, neredeyse hiç başka konu konuşulmuyordu evde; şu gaz yapar bunu ye bunu yeme, bu faydalı bunu iç bunu içme, çocuğun altını değiştirirken dur bir dakika vücuduna bakayım, karnına bakayım, çocuğu şöyle yıka gibi hergün yüzlerce öğüt veriliyordu hatta gelirken steteskop getirmişti yanında kullanmasına ben müsaade etmedim. Bir keresinde çocuğun ağızdan olan bir aşısını sağlık ocağına gidip yaptırdık, ben yapardım niye götürdünüz ki dedi. Kendisi mimar ancak sağlıkla ilgili konulara meraklı olduğu için bu konuları sürekli okuyup sürekli hastalık konuşuyordu. (Bu arada ben de sağlıkçıyım). İlaçların prospektüslerinin altını çizip burayı oku, internetten bulduğu yazıyı okutmak için yanına çağırıp bunu oku vs. diye sürekli hastalık ve ilaç konuşuyordu. Kayınvalidem de baban bilir ona sormadan vitamin verme, dur baban bir baksın, bu kadar emzirme, şunu yapma vs diye sürekli baskı yapıyorlardı. Anlayacağınız çok müdahale ettiler, kendileri çok müdahaleci, kendi oğullarına da öyle davranmışlar/davranıyorlar, ancak o alıştığı için bunu anlayışla karşılayabiliyor, fakat bu kadar müdahale bana fazla geliyor.
Bir hafta iki hafta derken eşime annen şöyle yapıyor, baban böyle yapıyor dedim, Eşim sağ olsun konuştu, bu kez kayınvalidem kapıyı çalıp içeri girmeye başladı. Anne çocuğu emziriyorum, üstünü değiştiriyorum vs desem de yatak odasında yatağa uzanıp kendi oğluna nasıl baktığını, sütü olmadığını, eşinin hep destek olduğunu anlatıyordu. Çocuk ağlayınca gelip kapıyı yumruklarcasına çalıyor, kedi köpek sesi çıkarıyordu, yapmayın çocuk daha çok ağlıyor desem de dinlemiyordu. Ben yatak odasında telefonla konuşurken kapıyı dinliyor, kim aradı, ne dedi diyordu, tuvalette uzun kalsam, gelip kapıyı dinliyordu, çok kaldın diyordu. Kayınpederim ve eşim evde yokken kayınvalideme çocuğa beş dakika bakın anne yemek yiyeceğim, lavaboya gireceğim vs deyince sürekli seslenip çocuk durmuyor gel, şunu getir bunu getir diyordu. Eşim veya kayınpederim varsa ver çocuğu, biraz ben tutayım, havası değişsin getir buraya vs diyordu. Telefonla arayanlara biz yazlıktayız, biz oradayız, biz buradayız diye doğruyu söylemiyor; ne yapayım torun bakıyorum zorlanıyoruz tabi vs diyordu. Çocuğa bakan benim, her şeyini yapan benim ama başkalarına ben bakıyorum diyordu. Eşimin ve benim iç çamaşırı çekmecelerimize kadar karıştırıyor, odayı girmeyin lütfen yapmayın desem de dinlemiyordu, yatak odasından kaç kez koşarak çıktığını biliyorum. Eşime söyleyince bir kez yapmıyor ikinci kez yine bildiğini yapıyor her şeyimize karışıyorlardı. Bir gece çocuk çok ağladı, salondan bağırdı çocuğa işkence yapıyorsunuz ilaç verin diye göğsünü yumrukluyordu. Ben tabi ki onları dinlemedim, ilaç vs vermedim bu kez onları dinlemediğim için tartışmış olduk ki tartışmadık.
Böyle böyle konular büyüdü, eşimle konuştum, onları gönderdi. Gittiler ancak eşim her gün ailesiyle konuşuyor, buna bir şey dediğim yok ama sık sık görüntülü arayıp konuşuyorlar, çocuğu gösteriyorum ne var diyor. Evde rahat hareket edemiyorum görüntülü aramadan rahatsızım deyince "ben arıyorum diyorum sana, seni de çekmiyorum" diyor. Kendisine söylediğimde, bebeği annesine ve babasına göstermekten mutlu olduğunu söylüyor (uzakta oturuyorlar ve birkaç aydır torunlarını görmediler) ancak ben çok sık gösterdiğini ve aradığını düşünüyorum. Eşim ailesinin söylediklerin etkileniyor, onların uyarılarının bir kısmını bana aktarıyor. Ben ailemle her gün konuşmadığım için de bu durum tuhafına gidiyor. Ayrıca çocuğun fotoğraf ve videolarını yakınlarıyla paylaşıyor, ben dikkat ediyorum söyle kimseye yollamasın diyorum, eşim söylüyor ama kayınvalidem bizim komşularımıza kadar çocuğun videolarını fotoğraflarını gönderiyor, ben söyleyince de ne var arkadaşına yollamasın mı diyor eşim. Bana ne önerirsiniz, benzer durumları yaşayan var mıdır?
Kayınvalidem yemek yapmayı pek bilmez, annem yaptı yemekleri ancak fotoğraf çekip bugün de bunu yaptık, bugün de aşure yaptık diye çevresindekilerle paylaşıyordu, işi annem yapıyordu ama kayınvalidem biz yaptık diyordu. Eşim işe gidince kayınvalidem eline telefonunu alıp hemen salonda uzanıyordu, eşim işten gelmeye yakın eline süpürge alıp sağa sola koşturuyordu. Eşim gelince kayınvalidem kıpkırmızı olmuş oluyordu, eşim de annem çok mu yoruldu bugün diyordu, yok diyordum sen gelmeye yakın kalkıp evde koşturuyor diyordum.
Sonra kayınvalidem eşi ilaç kullanmaya başlayacak diye gitti, annem bir süre daha yanımda kaldı, annem gidince de kayınpederim çocuğu görmedi diye gelsinler dedim. Kayınvalidem ve kayınpederim 1,5 aylık bebekli bizim yanımızda 2 ay kaldılar. Geldiklerinde ne zaman gideceklerini bilmiyordum ama çocuk görmeye geldikleri için birkaç haftaya giderler dedim ki öyle olmadı. Onlar geldikten sonra şu zaman gitseler iyi olur falan demedim. Eşim gitsinler mi diye sordu bana, ben gitsinler-kalsınlar demedim, sen bilirsin dedim halbuki büyük zorluk çektim. Eşim sorduğumda bana gitsinler demediğim için bana hata yaptığımı söylüyor, ne kadar zorlandığımı anlamamış, çünkü ben ona o dönem anlatmadım, halimden anlayacağını düşündüm ama kendisi anlamadığını söylüyor.
Kayınvalidem bu sefer daha farklıydı, ev kendi evi gibi istediğini yapıp değiştiriyordu, halıyı, eşyaları vs. Ben çocuğu emzirirken kapıyı çat diye açıp 15 dakika oldu yeter bu kadar emzirme gaz oluyor diyordu, anne kapıyı kapatın diyordum, kimse yok baban var evde sadece, gelmez buraya diyordu, çocuğu emzirirken kalkıp kapıyı kapatıyordum, kapıyı çalmadan tekrar girip baban çocuğu özlemiş getir salona diyordu, salona gidince kayınpederim sağlıkla ilgili sorular sorup öğütler veriyordu, neredeyse hiç başka konu konuşulmuyordu evde; şu gaz yapar bunu ye bunu yeme, bu faydalı bunu iç bunu içme, çocuğun altını değiştirirken dur bir dakika vücuduna bakayım, karnına bakayım, çocuğu şöyle yıka gibi hergün yüzlerce öğüt veriliyordu hatta gelirken steteskop getirmişti yanında kullanmasına ben müsaade etmedim. Bir keresinde çocuğun ağızdan olan bir aşısını sağlık ocağına gidip yaptırdık, ben yapardım niye götürdünüz ki dedi. Kendisi mimar ancak sağlıkla ilgili konulara meraklı olduğu için bu konuları sürekli okuyup sürekli hastalık konuşuyordu. (Bu arada ben de sağlıkçıyım). İlaçların prospektüslerinin altını çizip burayı oku, internetten bulduğu yazıyı okutmak için yanına çağırıp bunu oku vs. diye sürekli hastalık ve ilaç konuşuyordu. Kayınvalidem de baban bilir ona sormadan vitamin verme, dur baban bir baksın, bu kadar emzirme, şunu yapma vs diye sürekli baskı yapıyorlardı. Anlayacağınız çok müdahale ettiler, kendileri çok müdahaleci, kendi oğullarına da öyle davranmışlar/davranıyorlar, ancak o alıştığı için bunu anlayışla karşılayabiliyor, fakat bu kadar müdahale bana fazla geliyor.
Bir hafta iki hafta derken eşime annen şöyle yapıyor, baban böyle yapıyor dedim, Eşim sağ olsun konuştu, bu kez kayınvalidem kapıyı çalıp içeri girmeye başladı. Anne çocuğu emziriyorum, üstünü değiştiriyorum vs desem de yatak odasında yatağa uzanıp kendi oğluna nasıl baktığını, sütü olmadığını, eşinin hep destek olduğunu anlatıyordu. Çocuk ağlayınca gelip kapıyı yumruklarcasına çalıyor, kedi köpek sesi çıkarıyordu, yapmayın çocuk daha çok ağlıyor desem de dinlemiyordu. Ben yatak odasında telefonla konuşurken kapıyı dinliyor, kim aradı, ne dedi diyordu, tuvalette uzun kalsam, gelip kapıyı dinliyordu, çok kaldın diyordu. Kayınpederim ve eşim evde yokken kayınvalideme çocuğa beş dakika bakın anne yemek yiyeceğim, lavaboya gireceğim vs deyince sürekli seslenip çocuk durmuyor gel, şunu getir bunu getir diyordu. Eşim veya kayınpederim varsa ver çocuğu, biraz ben tutayım, havası değişsin getir buraya vs diyordu. Telefonla arayanlara biz yazlıktayız, biz oradayız, biz buradayız diye doğruyu söylemiyor; ne yapayım torun bakıyorum zorlanıyoruz tabi vs diyordu. Çocuğa bakan benim, her şeyini yapan benim ama başkalarına ben bakıyorum diyordu. Eşimin ve benim iç çamaşırı çekmecelerimize kadar karıştırıyor, odayı girmeyin lütfen yapmayın desem de dinlemiyordu, yatak odasından kaç kez koşarak çıktığını biliyorum. Eşime söyleyince bir kez yapmıyor ikinci kez yine bildiğini yapıyor her şeyimize karışıyorlardı. Bir gece çocuk çok ağladı, salondan bağırdı çocuğa işkence yapıyorsunuz ilaç verin diye göğsünü yumrukluyordu. Ben tabi ki onları dinlemedim, ilaç vs vermedim bu kez onları dinlemediğim için tartışmış olduk ki tartışmadık.
Böyle böyle konular büyüdü, eşimle konuştum, onları gönderdi. Gittiler ancak eşim her gün ailesiyle konuşuyor, buna bir şey dediğim yok ama sık sık görüntülü arayıp konuşuyorlar, çocuğu gösteriyorum ne var diyor. Evde rahat hareket edemiyorum görüntülü aramadan rahatsızım deyince "ben arıyorum diyorum sana, seni de çekmiyorum" diyor. Kendisine söylediğimde, bebeği annesine ve babasına göstermekten mutlu olduğunu söylüyor (uzakta oturuyorlar ve birkaç aydır torunlarını görmediler) ancak ben çok sık gösterdiğini ve aradığını düşünüyorum. Eşim ailesinin söylediklerin etkileniyor, onların uyarılarının bir kısmını bana aktarıyor. Ben ailemle her gün konuşmadığım için de bu durum tuhafına gidiyor. Ayrıca çocuğun fotoğraf ve videolarını yakınlarıyla paylaşıyor, ben dikkat ediyorum söyle kimseye yollamasın diyorum, eşim söylüyor ama kayınvalidem bizim komşularımıza kadar çocuğun videolarını fotoğraflarını gönderiyor, ben söyleyince de ne var arkadaşına yollamasın mı diyor eşim. Bana ne önerirsiniz, benzer durumları yaşayan var mıdır?
Selamlar. Bir mekanda bir karşı cins hayli dikkatinizi çekiyor ve ara sıra kendisine bakışlar atıyorsunuz. Hatun da bir an sizin ona baktığınızı fark ediyor; denk geliniyor ve karşılıklı ilk göz teması gerçekleşiyor.
Hatunun sonraki süreçte devam eden bakışlarının "Durup durup ne bakıyor bu bana böyle ya, Allah Allaaah. Dur bakim hala bakıyor mu" merakıyla yapılan bakışlar mı olduğu, yoksa karşılıklı flört yaklaşımlı bir bakışma içerisinde mi olunduğu noktasındaki ayrımı nasıl yapmalıyız?
Siz bu ayrımı ne tür emarelerden hareketle yapıyorsunuz?
Hatunun sonraki süreçte devam eden bakışlarının "Durup durup ne bakıyor bu bana böyle ya, Allah Allaaah. Dur bakim hala bakıyor mu" merakıyla yapılan bakışlar mı olduğu, yoksa karşılıklı flört yaklaşımlı bir bakışma içerisinde mi olunduğu noktasındaki ayrımı nasıl yapmalıyız?
Siz bu ayrımı ne tür emarelerden hareketle yapıyorsunuz?
Tesadüfen (!) Tanıştırıldığınız ve ardından 3 defa görüştüğünüz ama olmayacağını anladığınız birine “hayır” demeden nasıl reddersiniz? İşin inceliği nedir? Bir anda görüşme ve mesajlaşmayı keserek mi? Ya da görüşmeye devam edip biz arkadaşız mesajları vererek mi?
Merhaba. Şu an Antalya'da tatildeyim. Birkaç gündür plajda gördüğüm bir kız var, 3 kişilik bir erkek grubuyla takılıyor. Aralarından biriyle sevgili gibi durmuyor pek, 4 kişilik arkadaş grubu gibiler.
Kızdan çok etkilendim nedense, uygun bir yol bulup tanışasım var ama terso bir durum da olsun istemem.
Nasıl yapsam? Icimdeki beğenimle platonik olarak takılsam mi, hamleyse de nasıl bir hamle yapsam?
Kızdan çok etkilendim nedense, uygun bir yol bulup tanışasım var ama terso bir durum da olsun istemem.
Nasıl yapsam? Icimdeki beğenimle platonik olarak takılsam mi, hamleyse de nasıl bir hamle yapsam?
Sizin maasiniz da 2500 euro olsun diyelim. Herhangi bir yerde atiyorum restoranda, cafede, metroda goz goze geliyorsunuz, sizi suzuyor, karsilikli bakisisyorsunuz sizden adim bekliyor, ayrilirken falan uzun uzun bakiyor adim atar miydiniz yoksa benim gibi iscisin sen isci kal diye arabeske mi baglardiniz?
1. Kendinize jest yapıyor musunuz? Yemek ısmarlıyorsanız bu genelde ne oluyor?
2. Annenize babanıza ihtiyaçları olmasa bile para veriyor musunuz?
3. Yardım yapıyor musunuz? Öğrenci olur, ekonomik durumu iyi olmayan biri olur... Sadece para olmak zorunda değil. Kitap, kıyafet de olabilir. Herkese açık şekilde yazmak istemiyorsanız bu soru için mesaj da atabilirsiniz. Teşekkür ederim.
2. Annenize babanıza ihtiyaçları olmasa bile para veriyor musunuz?
3. Yardım yapıyor musunuz? Öğrenci olur, ekonomik durumu iyi olmayan biri olur... Sadece para olmak zorunda değil. Kitap, kıyafet de olabilir. Herkese açık şekilde yazmak istemiyorsanız bu soru için mesaj da atabilirsiniz. Teşekkür ederim.
Evlendikten sonra 2-3 yıl geçti diyelim, arada pek bi aşk filan kalmıyor mu artık sizce?
eğer öyle ise, geç çocuk yapmak bunu engellemenin bi yolu mu?
eğer öyle ise, geç çocuk yapmak bunu engellemenin bi yolu mu?
hic cevrenizde rastladiniz mi? ya da ogretmen-ogrenci gibi is etigine uymayan seyler?
benim tanidigim bir kisi doktorun muayenehanesine gider gitmez "bu adamla evlenecegim" demis sozde, bi sure sonra da evlendiler. tanisma sekli meslek vasitasi ile. garson-musteri de olur ama is doktor ve ogretmen olunca sanki daha kaygiliyim. ne dusunuyorsunuz?
benim tanidigim bir kisi doktorun muayenehanesine gider gitmez "bu adamla evlenecegim" demis sozde, bi sure sonra da evlendiler. tanisma sekli meslek vasitasi ile. garson-musteri de olur ama is doktor ve ogretmen olunca sanki daha kaygiliyim. ne dusunuyorsunuz?
-Tetikleyici İçerik Olabilir Psikolojisi Güçlü Olmayanlar Okumasın-
İnsanları bu kadar hayata bağlayan şey ne? Özellikle maddi durumu iyi olmayanlar ya da engelli olanlar hayata nasıl tutunuyor? Böyle bir durumum yok ama yaşamaktan da keyif aldığım söylenemez. Bugün bir kaza yapsam gelip seni arabadan çıkarmıyoruz öleceksin deseler ooo süper sonunda zamanı geldi falan derim. Ne bilim birisi alnıma silahı dayasa anında öleceğimi bilsem içten içe sevinirim. Gerçekten gram isteğim yok. Ama etrafıma bakıyorum asgari ücret ile çalışıp 4 kişi geçindiren adam bile hayattan zevk alıyor sıkı sıkı tutunuyor. Engelli adam olimpiyat madalyası kazanıyor. Nereden geliyor bu yaşama azmi? Sizin yaşama devam etme motivasyonunuz ne?
İnsanları bu kadar hayata bağlayan şey ne? Özellikle maddi durumu iyi olmayanlar ya da engelli olanlar hayata nasıl tutunuyor? Böyle bir durumum yok ama yaşamaktan da keyif aldığım söylenemez. Bugün bir kaza yapsam gelip seni arabadan çıkarmıyoruz öleceksin deseler ooo süper sonunda zamanı geldi falan derim. Ne bilim birisi alnıma silahı dayasa anında öleceğimi bilsem içten içe sevinirim. Gerçekten gram isteğim yok. Ama etrafıma bakıyorum asgari ücret ile çalışıp 4 kişi geçindiren adam bile hayattan zevk alıyor sıkı sıkı tutunuyor. Engelli adam olimpiyat madalyası kazanıyor. Nereden geliyor bu yaşama azmi? Sizin yaşama devam etme motivasyonunuz ne?
Teknolojinin, wifi’n gelişmesiyle, daha çok da yaşadığım ülkedeki kendi dünya görüşüme uymayan bilgileri, over dose lüks tüketimle sükseyi, adaletsizlik ve kutuplaşmanın âlâsını her gün bir bir yutarken nasıl sağlıklı yaşamayı başarabilirim bunu düşünüyorum bir süredir. Sindiğimi, sindirildiğimi düşünüyorum buna da göğsümdeki tam olarak da teşhisini koyamadığın fakat korku olduğunu düşündüğüm, güvende,özgür ve mutlu yaşamamaktan kaynaklandığını düşündüğüm histen pay biçerek söyleyebilirim.
Sizler nasılsınız ?
Sizler nasılsınız ?
Az önce instagram keşfette gördüm bir adam yerde hüngür hüngür ağlıyordu ve başında birisi ona şefkat gösteriyordu. İlgimi çekti çünkü ben de yıllardır beni gerçekten dinleyecek ve şefkat gösterecek birini bulamıyorum, sadece konuşma sırasını bekleyen dinleyiciler var gibi. Boş gözlerle bakıp, derdimi başkasınınkiyle kıyaslayıp vs. saçmalıklar işte. Neyse konumuza dönecek olursak sayfaya tıkladım ve tonlarca video vardı böyle. Bazısında sanıyorum (bkz: reiki) yapıyorlardı. Meditasyon yapan insanlar vs de vardı ama benim odaklandığım içindeki öfkeyi, nefreti, travmayı kusan insanlara gösterilen şefkat. Önce bunun ücret karşılığında yapılıyor olmasını sorguladım garip geldi o şefkati gösteren, saçını okşayan adam ya da kadın işini yapıyor ama hissediyor da gibi görünüyor. Sonradan da insanlık için üzüldüm. Aklımda "Cehennem başkalarıdır." sözü çaktı. Bu gözler neler gördü, bu kulaklar neler işitti.
Soru 1: Siz ne düşünürdünüz, böyle bir şeye katılmak ister miydiniz? Katıldıysanız ve özel değilse deneyiminiz nasıldı?
Soru 2: Böyle şeyler burada da var mı? Çünkü yabancı bir yerin sayfasıydı kaybettim yoksa paslardım.
Soru 1: Siz ne düşünürdünüz, böyle bir şeye katılmak ister miydiniz? Katıldıysanız ve özel değilse deneyiminiz nasıldı?
Soru 2: Böyle şeyler burada da var mı? Çünkü yabancı bir yerin sayfasıydı kaybettim yoksa paslardım.
Yurtdisinda yasamaya karar vermis birisi olsaniz bunu is yerinden insanlarla paylasmak ister miydiniz? Bazi insanlarin sizi kiskanmasi ihtimali rahatsiz eder miydi? Ben nazar islerine biraz fazla inaniyorum, simdi yurtdisi bir firmada is teklifi alma ihtimalim var ama ekiptekiler yurtdisi tatiline bile olaganustu durum gozuyle bakiyorlar, belki kotu dusunmeyecekler ama soylemek cok istemiyorum niyeyse.. sacmaliyorum degil mi?
Eskiden her şey çıkar ilişkisine dayalı değil arkadaşlık sevgi de önemli şeyler derdim ama 1-2 aydır düşüncelerim tamamen değişti. Çünkü döndüm baktım çevremdeki herkese faydam olmuştur maddi manevi olarak ama ben birinden bir şey isteyince kem küm ediyor ya da benim ilgimi sömürüyor.
Şu anda bakış açım ; bu adamın bana faydası var mı ya da olacak mı soruya cevabın yok ise ona fazla vaktimi ayırmıyorum. Bu davranış şekli kötü mü sizce çünkü artık çocuk değiliz sorumluluklarımız var hayatimizi sürdürmek zorundayız boş işlerle vakit harcamak saçma geliyor artık.
Şu anda bakış açım ; bu adamın bana faydası var mı ya da olacak mı soruya cevabın yok ise ona fazla vaktimi ayırmıyorum. Bu davranış şekli kötü mü sizce çünkü artık çocuk değiliz sorumluluklarımız var hayatimizi sürdürmek zorundayız boş işlerle vakit harcamak saçma geliyor artık.
Merhabalar,
Zihninizi boşaltıp biraz rahatlamış hissetmek için yaptığınız uygulamalar var mı?
Örneğin nefes egzersizleri gibi..
Zihninizi boşaltıp biraz rahatlamış hissetmek için yaptığınız uygulamalar var mı?
Örneğin nefes egzersizleri gibi..
Öncelikle şuna inanan biriyim çünkü hiç sekmemiştir
Senin yanında başkasının gıybetini yapan , başkasının yanında senin gıybetini yapmaktan çekinmez.
Konumuza gelelim; Kayınvalidelerdeyim gece saat
02.00 ben film izliyorum, eşim kayınvalidem kayınçom baldızım terasta oturuyor, mutfağa su içmeye gelmiştim ki kaynananın beni gün
İçindeki bir konuşmamı iğrenç bir şekilde taklit ettiğini duydum
Sonra kayınço da hakaret içerikli birşey söyledi "eşşek ya"
dedi. Şu an misafirlikteyim hâlâ ve buz gibiyim kimseyle konuşmuyorum
Bu garipliğin sebebini ise şimdilik biraz halsizim rahatsızım sanırım
gibi şeylerle geçiştiriyorum. Eve gidince tüm zehrimi eşime döküp uzun yıllar kapılarına uğramamayı düşünüyorum fakat bu sağlıklı bir
Düşünce mi yoksa herkes herkesin hakkında konuşuyor sadece
Farkı benim duymuş olmam mı? Yine de bir şekilde burunlarından getirmek istiyorum
Senin yanında başkasının gıybetini yapan , başkasının yanında senin gıybetini yapmaktan çekinmez.
Konumuza gelelim; Kayınvalidelerdeyim gece saat
02.00 ben film izliyorum, eşim kayınvalidem kayınçom baldızım terasta oturuyor, mutfağa su içmeye gelmiştim ki kaynananın beni gün
İçindeki bir konuşmamı iğrenç bir şekilde taklit ettiğini duydum
Sonra kayınço da hakaret içerikli birşey söyledi "eşşek ya"
dedi. Şu an misafirlikteyim hâlâ ve buz gibiyim kimseyle konuşmuyorum
Bu garipliğin sebebini ise şimdilik biraz halsizim rahatsızım sanırım
gibi şeylerle geçiştiriyorum. Eve gidince tüm zehrimi eşime döküp uzun yıllar kapılarına uğramamayı düşünüyorum fakat bu sağlıklı bir
Düşünce mi yoksa herkes herkesin hakkında konuşuyor sadece
Farkı benim duymuş olmam mı? Yine de bir şekilde burunlarından getirmek istiyorum
Alt tarafı bir ay, davul zurnaya gerek yok ama dümdüz otogardan yollamak olur mu bilmiyorum. Siz bir şey yaptınız mı, size nasıl veda edildi?
instagramdan arkadaş vasıtasıyla takipleşen iki kişi düşünün. kadın tarafının yaşı erkek tarafının yaşından 20 yaş fazlaymış ama Shop, filtre falan fotolardan anlaşılmamış. Bir de bu yaş meselesi ortaya çıkmadan verilmiş bir buluşma sözü var. Sizce bu buluşmaya her halükarda gidilmeli mi, yoksa bahane ile ekilmeli mi?
Bir hanım kızımızla flört halindeyiz. Dışarıdan bakınca aynı dünyaların insanları gibi durmasak da hayatı temel yaşama biçimimiz, bakış açımız, mutlu ve mutsuz olduğumuz şeyler aynı gibi.
Ama o daha geleneksel bir yapıda büyümüş ve bazı şeyleri aşmak istese de kolay aşamayan biri. Prensiplerine aykırı değil ama öyle yetişmediği için bazı şeyler zor geliyor. Ama zaman içinde değişmiş, hala değişiyor.
Bu değişim benimle ilgili değil bu arada, benden önce de varmış sonra da olucak gibi.
Benden sonra bunun hızlandığını söylüyor ama, bu açıdan iyi hissediyormuş.
Gel gelelim arkadaş çevresi çok gelenekselci ve onun gibi bazı şeyleri aşma niyetinde olmayan tipler. Ben onun bu değişimine iyi geldiğimi gördükten sonra bazı şeylere önayak olmaya çalışıyorum ama arkadaşları tarafından kafası çok karıştırılıyor.
Ben 3 günlük eleman olarak bişi deme hakkına sahip değilim ama kıza iyi gelmediklerini de görüyorum.
Gitmek istediği yere ulaşmasını sağlayabilirim ve bunları benimle keşfetmesini de çok isterim, aramızdaki bağı güçlendireceğini düşünüyorum. Ama bunu nasıl yapıcam, yaparken arkadaşları tarafından "kötü çocuk" mu ilan edilicem bilemiyorum.
Ne önerirsiniz, siz olsanız ne yapardınız?
Teşekkürler...
Ama o daha geleneksel bir yapıda büyümüş ve bazı şeyleri aşmak istese de kolay aşamayan biri. Prensiplerine aykırı değil ama öyle yetişmediği için bazı şeyler zor geliyor. Ama zaman içinde değişmiş, hala değişiyor.
Bu değişim benimle ilgili değil bu arada, benden önce de varmış sonra da olucak gibi.
Benden sonra bunun hızlandığını söylüyor ama, bu açıdan iyi hissediyormuş.
Gel gelelim arkadaş çevresi çok gelenekselci ve onun gibi bazı şeyleri aşma niyetinde olmayan tipler. Ben onun bu değişimine iyi geldiğimi gördükten sonra bazı şeylere önayak olmaya çalışıyorum ama arkadaşları tarafından kafası çok karıştırılıyor.
Ben 3 günlük eleman olarak bişi deme hakkına sahip değilim ama kıza iyi gelmediklerini de görüyorum.
Gitmek istediği yere ulaşmasını sağlayabilirim ve bunları benimle keşfetmesini de çok isterim, aramızdaki bağı güçlendireceğini düşünüyorum. Ama bunu nasıl yapıcam, yaparken arkadaşları tarafından "kötü çocuk" mu ilan edilicem bilemiyorum.
Ne önerirsiniz, siz olsanız ne yapardınız?
Teşekkürler...
Aklınızda kalan saçma şeyler var mı? Varsa neler?
Güldüğüm videoların neredeyse yüzde 80'i aklımda kalıyor.
Örnek olarak.
Benim adım Cafer. Boyum 1,50. Gözlerimin rengini bilmiyorum. Dayak yemeyi severim.
Ya da
Kırmızı şortli. Sen çok yanlış bir insansın.
falan.
Üniversitedeki formüllerin yüzde 90'ını hatırlamıyorum.
Siz neleri hatırlıyorsunuz?
Güldüğüm videoların neredeyse yüzde 80'i aklımda kalıyor.
Örnek olarak.
Benim adım Cafer. Boyum 1,50. Gözlerimin rengini bilmiyorum. Dayak yemeyi severim.
Ya da
Kırmızı şortli. Sen çok yanlış bir insansın.
falan.
Üniversitedeki formüllerin yüzde 90'ını hatırlamıyorum.
Siz neleri hatırlıyorsunuz?
Bluz pantolon ama bluz tamamen süslü beyaz. Nikah şahidi aynı zamanda. Ne düşünürsünüz? Uyarır mısınız nikah öncesinde veya takılmaz mısınız?
çalıştığınız işyerinde kimin ne giydiğine, giydiğini kaç gündür giydiğine, giydiklerinin kirli veya ütüsüz olup olmadığına dikkat ediyor musunuz? ben fark ettim ki, kimsenin ne giydiğine dikkat etmiyorum.
öyle bir karaktersiz ki her işi aynı pozisyonda çalışan arkadaşlarının arkasından sessizce yapıyor.
müdürlere lise matematik hocası muamelesi yapıp her yaptığını götürüp gözlerine sokuyor.
sohbet açıldı mı ben ben ben demekten başka cümle kuramıyor.
kendisiyle bu davranışlarından dolayı konuşulmadığında ise hiç bir değişiklik sergilemiyor. sosyal becerileri o kadar kötü ki bu gösterilen karşı tavrı dahi anlayamadığından kendisinin kıskanıldığını sanıyor. swh
hoş, davranışlarına ekipçe gülüp geçiyoruz fakat bu asalak formun aramızda bulunması yoruyor bizi.
kimseye haber vermeden sürpriz doğumgünü kutlaması bekliyor birde. sistem üzerinden görmesek haberimiz dahi olmayacakken kendisi bas bas bağıran bir kıyafet kombiniyle geliyor işe. zaten sevimsiz o beklentiyle tırıs tırıs dönmesin diye küçük bir kutlama yapıyoruz. gün içinde kutlamayanlara selam dahi vermeyen köpek, hak etmiş tavrına geçip teşekkür dahi etmiyor.
etimizle, kemiğimizle iğrendik bu arkadaştan. resmen sosyal ilişki özürlü bir ben delisi ve ruhu lise sıralarında kalmış bir tip.
sizin çevrenizde var mı bu gibi tipler? nasıl enerjinizi emmelerinin önüne geçiyorsunuz?
müdürlere lise matematik hocası muamelesi yapıp her yaptığını götürüp gözlerine sokuyor.
sohbet açıldı mı ben ben ben demekten başka cümle kuramıyor.
kendisiyle bu davranışlarından dolayı konuşulmadığında ise hiç bir değişiklik sergilemiyor. sosyal becerileri o kadar kötü ki bu gösterilen karşı tavrı dahi anlayamadığından kendisinin kıskanıldığını sanıyor. swh
hoş, davranışlarına ekipçe gülüp geçiyoruz fakat bu asalak formun aramızda bulunması yoruyor bizi.
kimseye haber vermeden sürpriz doğumgünü kutlaması bekliyor birde. sistem üzerinden görmesek haberimiz dahi olmayacakken kendisi bas bas bağıran bir kıyafet kombiniyle geliyor işe. zaten sevimsiz o beklentiyle tırıs tırıs dönmesin diye küçük bir kutlama yapıyoruz. gün içinde kutlamayanlara selam dahi vermeyen köpek, hak etmiş tavrına geçip teşekkür dahi etmiyor.
etimizle, kemiğimizle iğrendik bu arkadaştan. resmen sosyal ilişki özürlü bir ben delisi ve ruhu lise sıralarında kalmış bir tip.
sizin çevrenizde var mı bu gibi tipler? nasıl enerjinizi emmelerinin önüne geçiyorsunuz?
Merhaba. Şahsen hayatımda yaşadığım ilişkiler "Ayrılıyoruz, bitti" denilince bitiyor genelde. En fazla bir kez daha bir şans verilmesi taraftarı olduğum birkaç ilişkim olmuştur sadece, onlar da çok zaman geçmeden yeniden patlayıp bitmişti.
Ama mesela çevremde defalarca ayrılıp ayrılıp yeniden başlayan/barışan arkadaşlarım var. 2 yıllık total süreçte dört kez ayrılmalar falan. Hiç empati yapamadığım bir durum.
Siz bu çokça ayrılıp barışmalı ilişkiler hakkında ne düşünüyorsunuz? "Evet, biz de sevgilimle böyleyiz ama mutluyuz yani" modunda olanlar var mıdır aramızda? Merak ediyorum gerçekten.
Ama mesela çevremde defalarca ayrılıp ayrılıp yeniden başlayan/barışan arkadaşlarım var. 2 yıllık total süreçte dört kez ayrılmalar falan. Hiç empati yapamadığım bir durum.
Siz bu çokça ayrılıp barışmalı ilişkiler hakkında ne düşünüyorsunuz? "Evet, biz de sevgilimle böyleyiz ama mutluyuz yani" modunda olanlar var mıdır aramızda? Merak ediyorum gerçekten.
Aynı mesleği yaptığımız, biri yakın ve geçmişimizin olduğu diğer ikisi ile sonradan ortak meraklarla biraraya geldiğimiz 4 kişilik arkadaş grubumuz var. Hepimiz kadınız.
Ben bazı sebeplerden dolayı erken Ankara’dan ayrıldım 1 senedir küçük bi şehirde yaşıyorum. Onlar da başka küçük şehirlere gidecekler bu rotasyon zorunlu.
Geçtiğimiz haftasonu kısa bi gezi yaptılar beraber ve ben katılamadım çünkü bulunduğum şehir çok uzak gidemezdim 2 gün için. Gittikleri günün birkaç gün öncesinden başlayıp bugüne kadar bitmeksizin whatsapp grubumuzdan o gezi ve ben yokken yapılan konuşulan benim haberimin bilgimin olmadığı şeyler konuşuluyor. Ben her konuya fransız kalıyorum çünkü hiçbir şeyden haberim yok. En sonunda grubu sessize aldım.
Küçük bir şehirdeyim bazen çok sıkıldığımı hepsi biliyor. Ayıp değil mi bu yoksa ben mi abartıyorum sizce ?
Acaba ben katılamadığım için ve burada sıkıldığım için üzüldüm ve alınganlık mı yapıyorum içten içe? Bu ihtimali de düşündüm ama düşünsenize 4 kişi oturmuşsunuz bi cafede, bir kişinin hiçbir fikrinin olmadığı konuları sürekli konuşup kıkırdıyorsunuz. Bu ayıp değil mi ?
Ben bazı sebeplerden dolayı erken Ankara’dan ayrıldım 1 senedir küçük bi şehirde yaşıyorum. Onlar da başka küçük şehirlere gidecekler bu rotasyon zorunlu.
Geçtiğimiz haftasonu kısa bi gezi yaptılar beraber ve ben katılamadım çünkü bulunduğum şehir çok uzak gidemezdim 2 gün için. Gittikleri günün birkaç gün öncesinden başlayıp bugüne kadar bitmeksizin whatsapp grubumuzdan o gezi ve ben yokken yapılan konuşulan benim haberimin bilgimin olmadığı şeyler konuşuluyor. Ben her konuya fransız kalıyorum çünkü hiçbir şeyden haberim yok. En sonunda grubu sessize aldım.
Küçük bir şehirdeyim bazen çok sıkıldığımı hepsi biliyor. Ayıp değil mi bu yoksa ben mi abartıyorum sizce ?
Acaba ben katılamadığım için ve burada sıkıldığım için üzüldüm ve alınganlık mı yapıyorum içten içe? Bu ihtimali de düşündüm ama düşünsenize 4 kişi oturmuşsunuz bi cafede, bir kişinin hiçbir fikrinin olmadığı konuları sürekli konuşup kıkırdıyorsunuz. Bu ayıp değil mi ?
Merhaba arkadaşlar. İş hayatındaki alanlarla ilgili birkaç sorum var. Makine mühendisiyim. Kalite kontrol sorumlusu olarak çalışıyorum. Aslında istediğim, sevdiğim ama yorucu bir alan. Ben daha çok ofiste çalışabileceğim alanlara yönelmek istiyorum. O yüzden fikrinizi sormak istedim. Aklıma şunlar geldi. Değerlendirebilirseniz sevinirim.
1. İş güvenliği uzmanı olmak. Bu sayede iş yükünden biraz kaçabileceğimi, biraz daha rahat edebileceğimi umuyorum. Bu seçenek sizce mantıklı mı?
2. Mühendisler teknik öğretmen olabiliyormuş sanırım formasyon eğitimi alıp. Güncel durumu bilmiyorum. Öğretmen olmak aslında çok işime gelir. Bunun oluru var mı?
3. Satın alma, satış gibi alanlar. Satış alanı için görüşmeye gitmiştim. İş çok da uygundu ama dönüş olmadı. Bu alanlara nasıl geçiş yapabileceğimi bilmiyorum açıkçası.
4. İyi kötü demeden bütün memurlukları denemek. Fırsatım olmasına rağmen başvurmadığım ilanlar var. Şansıma kazanıp atanırsam aslında rahat edebilirim. Bu da son seçenek.
5. Sizin eklemek istediğiniz alan varsa duymak isterim.
Teşekkür ederim.
1. İş güvenliği uzmanı olmak. Bu sayede iş yükünden biraz kaçabileceğimi, biraz daha rahat edebileceğimi umuyorum. Bu seçenek sizce mantıklı mı?
2. Mühendisler teknik öğretmen olabiliyormuş sanırım formasyon eğitimi alıp. Güncel durumu bilmiyorum. Öğretmen olmak aslında çok işime gelir. Bunun oluru var mı?
3. Satın alma, satış gibi alanlar. Satış alanı için görüşmeye gitmiştim. İş çok da uygundu ama dönüş olmadı. Bu alanlara nasıl geçiş yapabileceğimi bilmiyorum açıkçası.
4. İyi kötü demeden bütün memurlukları denemek. Fırsatım olmasına rağmen başvurmadığım ilanlar var. Şansıma kazanıp atanırsam aslında rahat edebilirim. Bu da son seçenek.
5. Sizin eklemek istediğiniz alan varsa duymak isterim.
Teşekkür ederim.
'Ben bu dünyaya ...... için gelmişim', diyecek olsanız, boşluğu nasıl doldurursunuz?
Örneğin;
Ben bu dünyaya çocuk bakmak için gelmişim.
Ben bu dünyaya temizlik yapmak için gelmişim.
Ben bu dünyaya spor yapmak için gelmişim.
Vs.
Örneğin;
Ben bu dünyaya çocuk bakmak için gelmişim.
Ben bu dünyaya temizlik yapmak için gelmişim.
Ben bu dünyaya spor yapmak için gelmişim.
Vs.
İşten gelince ne kadar dinlenebiliyorsunuz? Yatana kadar neler yapıyorsunuz?
Hafta sonu gezmekle geçiyor. Hafta sonu da tam dinlenmiş olmuyorum. Tam dinlenenler nasıl dinleniyor? 8'de uyuyan var mı?
Soru silinebilir. Cevap verenlere teşekkür ederim.
Hafta sonu gezmekle geçiyor. Hafta sonu da tam dinlenmiş olmuyorum. Tam dinlenenler nasıl dinleniyor? 8'de uyuyan var mı?
Soru silinebilir. Cevap verenlere teşekkür ederim.
Bir tartışma konusu esnasında sevgiliniz birden yükselip sizi evinden kovsa ve sonraki gün pişmanlığını dile getirmiş olsa, o ilişkiyi her türlü bitirir misiniz, duruma göre değişir mi dersiniz?
Her gün sadece 2 saat çalışıyorsunuz 8-10 ya da 10-12 arası karşılığında aylık 50 bin lira kazanıyorsunuz. Gününüzün geri kalanını nasıl geçirirsiniz gün içinde neler yapardınız?
(50 bin lira kimisi için küçük kimisi için büyük gelebilir buna takılmayın lütfen)
(50 bin lira kimisi için küçük kimisi için büyük gelebilir buna takılmayın lütfen)
Burda hep sorun yaşanan, bıkılan, şikayet edilen komşular anlatılıyor. Hiç harika bir komşunuz yok mu? Harikadan kastım nazik, ince düşünceli, sessiz sakin, anlayışlı, kültürel birikimi yüksek, hoşsohbet, güleryüzlü ve egosuz olması; komşudan kastım müstakil evde oturuyorsanız size bitişik olan parsellerdeki insanlar, apartmanda oturuyorsanız aynı binadaki insanlar. Sitenin başka bloğu veya 2 ileriki bina komşu sayılmaz bence.
Birkaç yıldır hayatımda bir amaç yok gibi hissediyorum, ne bulunduğum çevreden ne de işimden memnunum. Hiçbir zaman idealist biri olmadım. Basit zevklerim vardı; dizi/film izlemek, müzik dinlemek, kitap okumak, teknoloji ile ilgilenmek gibi. Bunlarla yetinmeye çalışıyordum. Ancak şu son birkaç yıldır içimde hep, fark yaratan saygı duyulan biri olmamanın burukluğu var. Yaptığım işten memnun değilim, sosyal çevrem yok hemen hemen hiç olmadı. Zamanında bana göre olmayan bir bölümü seçmiştim, hoş 18 yaşında ne kadar bilinçli olunabilir ki? Eczacılık yazacakken yazılımlı bir bölüm seçtim. Dedim zaten asosyalim, bilgisayar başında olmayı da seviyorum, böyle bölümüme karar verdim.
Şu an bir şirkette mid level developer olarak çalışıyorum, 27 yaşındayım. İşimde kötü değilim ama çok iyi de değilim. Bunun okulunu okudum ama mühendislik mezunu değilim. Matematik ve akademik altyapı yetersiz olunca bilimsel alanlara kaymak pek de mümkün olmuyor. İyi bir üniversitede okudum aynı kalibredeki üniversitelerin bilgisayar mühendisliği master programlarına başvurdum fakat hep reddedildim. Hal böyle olunca machine learning, AI gibi ilgi duyduğum alanlara kayamayacağımı, profesyonel olarak bundan ekmek yiyemeyeceğimi iş dünyasına girince anladım. Açıkcası yurtdışına gitme gibi bir hayalim de olmadı. İstesem muhtemelen gidebilirdim fakat sorun bu değil. Ailemle yaşıyorum, fena para da kazanmıyorum. Yani sıkıntım maddiyat değil.
Ben de şunu düşündüm; ömür boyu mutsuz olacağıma işi bırakıp üniversite sınavına tekrar hazırlayım, türkiye'de düzgün bir üniversitede düzgün bir bölüm okuyup daha sonrasına duruma göre yurt dışında master ve doktoraya devam edeyim
diye düşündüm. Daha önce çok çalışmadan ilk senemde 30 bininci olmuştum. Kendimde potansiyel görüyorum belki ilk 100 olmaz ama 3-5 bine girebilirim diye sanıyorum. Alana da karar vermedim. Tıp, bilgisayar mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, havacılık ve uzay mühendisliği, fizik, matematik gibi bir şey olabilir. 28 yaşında her şeye sıfırdan başlayıp bu alanlarda başarılı olma ihtimalim var mı acaba?
Kapitalist dünyada teknik eleman olmak, ileride de kapitalist dünyanın orta halli bir yöneticisi olma fikri bile beni rahatsız ediyor. Bir ev ve bir araba için ömür boyu hoşlanmadığımız şeyleri yapmak hoş gelmiyor. Saygı duyulan, bilim dünyasında kendine yer edinmiş, katma değeri yüksek, kendini bir şeylere adamış biri olmak istiyorum. Artık dizi/film gibi basit zevkler beni tatmin etmiyor.
Çevremdeki birkaç akademik açıdan başarılı doktor, mühendis, yazılımcı arkadaşıma bahsettim, hepsi şu tarz şeyler dedi; düşüncemin saçma olduğunu bu yaştan sonra tıp mı okuyacaksın, okusan da aziz sancar mı olacaksın, realist davran, hayalperest olma, iyi bir işin var çok istiyorsan yurt dışına git dedi. plastik cerrahi asistanı arkadaşım da, doktorların düşük maaşlarla çok çalıştığını, 28 yaşında başlarsam kendimden küçük kişilerle okuyup kendimden küçük kişilerden emir alacağımı, karın tokluğuna yaşayacağımı, tıp okumanın tamamen mantıksız olduğunu söyledi. Ama benim derdimin para olmadığını bir türlü anlamak istemediler. Mesleki tatminsizlik yaşıyorum, kendimi önemli biri olarak görmüyorum. İlla tıp olacak diye bir şey yok başka alanlar da olabilir. Bu açıdan kendimi tam keşfedemedim. Computer science alt dalları (AI, ML gibi) da ilgimi çekiyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Şu an bir şirkette mid level developer olarak çalışıyorum, 27 yaşındayım. İşimde kötü değilim ama çok iyi de değilim. Bunun okulunu okudum ama mühendislik mezunu değilim. Matematik ve akademik altyapı yetersiz olunca bilimsel alanlara kaymak pek de mümkün olmuyor. İyi bir üniversitede okudum aynı kalibredeki üniversitelerin bilgisayar mühendisliği master programlarına başvurdum fakat hep reddedildim. Hal böyle olunca machine learning, AI gibi ilgi duyduğum alanlara kayamayacağımı, profesyonel olarak bundan ekmek yiyemeyeceğimi iş dünyasına girince anladım. Açıkcası yurtdışına gitme gibi bir hayalim de olmadı. İstesem muhtemelen gidebilirdim fakat sorun bu değil. Ailemle yaşıyorum, fena para da kazanmıyorum. Yani sıkıntım maddiyat değil.
Ben de şunu düşündüm; ömür boyu mutsuz olacağıma işi bırakıp üniversite sınavına tekrar hazırlayım, türkiye'de düzgün bir üniversitede düzgün bir bölüm okuyup daha sonrasına duruma göre yurt dışında master ve doktoraya devam edeyim
diye düşündüm. Daha önce çok çalışmadan ilk senemde 30 bininci olmuştum. Kendimde potansiyel görüyorum belki ilk 100 olmaz ama 3-5 bine girebilirim diye sanıyorum. Alana da karar vermedim. Tıp, bilgisayar mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, havacılık ve uzay mühendisliği, fizik, matematik gibi bir şey olabilir. 28 yaşında her şeye sıfırdan başlayıp bu alanlarda başarılı olma ihtimalim var mı acaba?
Kapitalist dünyada teknik eleman olmak, ileride de kapitalist dünyanın orta halli bir yöneticisi olma fikri bile beni rahatsız ediyor. Bir ev ve bir araba için ömür boyu hoşlanmadığımız şeyleri yapmak hoş gelmiyor. Saygı duyulan, bilim dünyasında kendine yer edinmiş, katma değeri yüksek, kendini bir şeylere adamış biri olmak istiyorum. Artık dizi/film gibi basit zevkler beni tatmin etmiyor.
Çevremdeki birkaç akademik açıdan başarılı doktor, mühendis, yazılımcı arkadaşıma bahsettim, hepsi şu tarz şeyler dedi; düşüncemin saçma olduğunu bu yaştan sonra tıp mı okuyacaksın, okusan da aziz sancar mı olacaksın, realist davran, hayalperest olma, iyi bir işin var çok istiyorsan yurt dışına git dedi. plastik cerrahi asistanı arkadaşım da, doktorların düşük maaşlarla çok çalıştığını, 28 yaşında başlarsam kendimden küçük kişilerle okuyup kendimden küçük kişilerden emir alacağımı, karın tokluğuna yaşayacağımı, tıp okumanın tamamen mantıksız olduğunu söyledi. Ama benim derdimin para olmadığını bir türlü anlamak istemediler. Mesleki tatminsizlik yaşıyorum, kendimi önemli biri olarak görmüyorum. İlla tıp olacak diye bir şey yok başka alanlar da olabilir. Bu açıdan kendimi tam keşfedemedim. Computer science alt dalları (AI, ML gibi) da ilgimi çekiyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Neler aldınız, kaça aldınız
Hayatınız boyunca bitcoin, döviz, borsa, ticaret, kazıklanma, dolandırılma, hırsızlık, iş kurma hevesiyle risk alma veya başka bir sebepten ötürü ne kadar para kaybettiniz? Eski tarihli bir olaysa o paranın günümüzde neye denk geldiğini de söylerseniz daha verimli bir anket olur. :)
nerede yaşamak isterdiniz neden?
ya da hangi eyalette yaşamak istemezdiniz neden?
ya da hangi eyalette yaşamak istemezdiniz neden?
İzmir'de 10 yildir kamuda çalışıyorum. Her yıl Muğla'ya memlekete tayin istiyorum, çıkmıyor. Canim çok sıkkın, moralim bozuk.