"Fransizlar sanki sex yapiyormus gibi konusuyor"nasil denir? Demek i stedigimi bi anlatamadim yahu cocuga.
"kerchiefed" demiş bir sözlükte ama uygun mudur? sekülarizm üzerine akademik bir makalenin çevirisinde geçiyor. "wearing a headscarf" yerine daha kısa bir tabirle karşılamak daha uygun olacak. kerchiefed'e ilk kez rastladım hayatımda, ne kadar karşılıyor bilmiyorum.
tam olarak nasıl ingilizceye çevrilir bu cümle.
bi görsel hazırladım da, yanlış yazmayalım.
bi görsel hazırladım da, yanlış yazmayalım.
Arkadaşlar intermediate -upper arası bir ingilizce bilgisine sahibim.ilk yabancı dilim almanca olduğundan ingilizceyi ilk kez universitede gördüm diyebilirim.çeşitli kurslarla birlikte en son geçtiğimiz yaz bir aylığına ingiltere'ye dil okuluna gittim.konusma yazma seviyem çok kötü değil ama bir çok gramer bilgisini kullanmadığımdan unuttum.ne yapıp edip toparlamak istiyorum.
Bir kursta sınırsız conversation club hakkım var.konuşma kısmını böyle ilerletmek mantıklı.
Diğer yandan eksik olan gramer vs için önerilerinizi bekliyorum.
Teşekkürler...
Bir kursta sınırsız conversation club hakkım var.konuşma kısmını böyle ilerletmek mantıklı.
Diğer yandan eksik olan gramer vs için önerilerinizi bekliyorum.
Teşekkürler...
soru başlıkta?
youtu.be
şu videoda görülüyor amca bizimle threesome yapmak istermisin sorusuna "i've got more than threesome" diyor. ne demek istemiş, ayar nedir?
şu videoda görülüyor amca bizimle threesome yapmak istermisin sorusuna "i've got more than threesome" diyor. ne demek istemiş, ayar nedir?
Bazen denk geliyor anlayamıyorum az önce bir yorumda gördüm sormak istedim.
örnek olarak şu cümle; Great thing to go public with.
bazen "of" olabiliyor vs..
bu gramerde ne olarak geçer sistemi nedir? bilen birisi aydınlatırsa sevinirim.
örnek olarak şu cümle; Great thing to go public with.
bazen "of" olabiliyor vs..
bu gramerde ne olarak geçer sistemi nedir? bilen birisi aydınlatırsa sevinirim.
"Are you gonna fucking tell something?"
bunun fransızcası lazım
bunun fransızcası lazım
kuzenim amerika'ya yaz tatilinde dil okulu icin gelmek istiyor, bilgi alabilecegimiz websiteleri, hangileri guvenilir, masraf ne kadar olur bilen varsa paylasirsa sevinirim.
Arkadaşlar cümle kurmakla alakalı merak konularım var mesela siz bi cümle kurarken nasıl bi yol izliyorsunuz? Örnek bir cümle kurar mısnız?
selam, ben ingilizceyi kendim öğrendim bu yaşa kadar, kursa falan hiç gitmedim. hiç bir gramer de bilmem, hatta bildiğim ingilizceye ingilizce biliyorum da diyemem çünkü bilmiyorum ama okuduklarımı az çok anlayabiliyorum en azından teknik döküman takip edebiliyorum. ne enteresan ki, lisede bile ingilzce görmeyip, sadece internetten, vaktinde chat vesaire yaparak kendi kendime öğrendiğim ingilizce ile, üniversite hazırlık sınavını aşıp üstüne de 4 yıllık bölümden mezun oldum. yani yeterli oldu. bu kadar özgeçmiş ve üzerine tekrar "gramer vesaire hiç bir şey bilmiyorum" u hatırlatarak şu cümleyi yazıyorum:
Angular is what HTML would have been had it been designed for applications.
ben böyle, would have been had it been falan hiç görmedim daha önce ilk defa karşıma çıktı ve biraz şaşırttı. ben kendi anladığımı şuraya yazayım..
Angular, uygulamalarda HTML ne yapıyorsa onu yapacak şekilde tasarlanmıştır.
Angular, uygulamalarda html nin yapabildiği şeyleri yapabilecek şekilde tasarlandı.
Anladığım doğru mu? Peki birebir çevirisi nedir?
Teşekkür ederim.
Angular is what HTML would have been had it been designed for applications.
ben böyle, would have been had it been falan hiç görmedim daha önce ilk defa karşıma çıktı ve biraz şaşırttı. ben kendi anladığımı şuraya yazayım..
Angular, uygulamalarda HTML ne yapıyorsa onu yapacak şekilde tasarlanmıştır.
Angular, uygulamalarda html nin yapabildiği şeyleri yapabilecek şekilde tasarlandı.
Anladığım doğru mu? Peki birebir çevirisi nedir?
Teşekkür ederim.
"insanlar bu günlerde her şeyin çabucak olmasını istiyorlar" demek isteyen ama diyemeyen bir insan var. bu tip cümlelerde altını çizdiğim kısımlarda acaip zorlanıyorum.
nowadays people want everything to be happen quickly
dedimm ama doğru mu bilmiyorum. doğru mu, yanlış mı, yanlışsa nerede yanlış var ve hangi bakış açısıyla bu cümle düzeltilir.
insanların sabırsız olduğunu söylemeye çalışıyorum bu arada ama motamot çeviri olsun istiyorum.
nowadays people want everything to be happen quickly
dedimm ama doğru mu bilmiyorum. doğru mu, yanlış mı, yanlışsa nerede yanlış var ve hangi bakış açısıyla bu cümle düzeltilir.
insanların sabırsız olduğunu söylemeye çalışıyorum bu arada ama motamot çeviri olsun istiyorum.
Noktasında virgülünde sıkıntı var bir de üstelik. "den katalaveno ke monos mu ta to skefto/sketto oso pio grigoro yinete ./, ya/yo pio logo den estaname kala. nomizo ati/oti ke i dio: esi ke ego. arketi ime kuramenasta ta itela asinitistos ena i zoi ke perna/perno kati piso ine ya mas: snitizmenos ena i zoi."
Premier lig fantazi futbol oynuyorum. (fantasy.premierleague.com) Beraberlik halinde sırayla şu değişkenlere bakılır diyor:
1. Most goals scored in the Gameweek
2. Fewest goals conceded in the Gameweek
3. Virtual coin toss
Most goals scored derken ilk 11imdeki oyuncularımı kastediyor yoksa ilk 11imdeki oyuncuların takımlarını mı? Misal suarez takımımdaydı, liverpool gol attı ama suarez atmadı. Şimdi bu gol ilk şıkka etki edecek mi etmeyecek mi? Bir adamla berabere kaldım da kim tur atlayacak bilmiyorum, kafayı yedim. Çeviriden ziyade konuya hakim birisi cevaplasa daha iyi olur aslında.
1. Most goals scored in the Gameweek
2. Fewest goals conceded in the Gameweek
3. Virtual coin toss
Most goals scored derken ilk 11imdeki oyuncularımı kastediyor yoksa ilk 11imdeki oyuncuların takımlarını mı? Misal suarez takımımdaydı, liverpool gol attı ama suarez atmadı. Şimdi bu gol ilk şıkka etki edecek mi etmeyecek mi? Bir adamla berabere kaldım da kim tur atlayacak bilmiyorum, kafayı yedim. Çeviriden ziyade konuya hakim birisi cevaplasa daha iyi olur aslında.
linkte 13. saniyede giren cümleyi anlayabilen çıkar mı acaba? meraktan sormuyorum, alt yazı için lazım :)
AMA's, how we feelin' baby? let's go
dedikten sonra, "... who we are" diye bir şey söylüyor.
www.youtube.com
AMA's, how we feelin' baby? let's go
dedikten sonra, "... who we are" diye bir şey söylüyor.
www.youtube.com

Selamlar. Bir siteden oyun aldım da, serial i yanlış diyor steamda işlerken... Bende mail attım onlara cevap vermişler, anlamadım bir şey. Bakarsanız sevinirim.
Unfortunately, the card you used on this order was rejected after purchase. The code was automatically cancelled and the card has not been charged.
I have no idea why it was rejected - card companies don't pass on that information - but it is normally due to 'suspicious activity' - purchase from somewhere 'outside customer's pattern', etc etc.
We don’t normally contact buyers in these cases because if it IS fraudulent use of a card, the person using the card may not be the card owner.
I have manually re-set your account. If you wish to try buying again, please feel free. Once rejected in this way, if there is a further problem you will know straight away before purchase completes.
Unfortunately, the card you used on this order was rejected after purchase. The code was automatically cancelled and the card has not been charged.
I have no idea why it was rejected - card companies don't pass on that information - but it is normally due to 'suspicious activity' - purchase from somewhere 'outside customer's pattern', etc etc.
We don’t normally contact buyers in these cases because if it IS fraudulent use of a card, the person using the card may not be the card owner.
I have manually re-set your account. If you wish to try buying again, please feel free. Once rejected in this way, if there is a further problem you will know straight away before purchase completes.
iyi akşamlar. ingilizce kelime bilgimi ilerletmek istiyorum. ingilizce bi şeyler okumak iyi olur diye düşündüm sürekli internetteyim. sizler ingilizce hangi siteleri ziyaret ediyosunuz gün içinde? ayrıca içeriği makale, kültür sanat olan siteler tavsiye edebilir misiniz? teşekkür ederim şimdiden.
rite of passage ne anlamda kullanılıyor?
bağlam:
"Building a to-do list app is somewhat of a rite of passage for budding iOS developers"
bağlam:
"Building a to-do list app is somewhat of a rite of passage for budding iOS developers"
dostlar ödev için gerekiyor bu googleu anlatırken dedim which developed a product and zamanın ruhunu yakalayan.tarzında bir şey yazıcam,çok karışık oldu yani "zamanın ruhunu yakalamak"ı nasıl çevirebilirim,sevgiler,teşekkürler.
iyi günler. erasmus kabul belgesi için karşı okula mail atacağım. ingilizce 'orijinal belgenin nerede olduğunu öğrenebilir miyim?' demek istiyorum. kendim biraz uğraştım çok doğru olmadı sanırım.
bi de belgem 3 haftadır yok bunlardan postanın barkod numarasını isteyebilir miyim doğru olur mu? isteyebilirsem onu ingilizce nasıl diyeyim?
bi de belgem 3 haftadır yok bunlardan postanın barkod numarasını isteyebilir miyim doğru olur mu? isteyebilirsem onu ingilizce nasıl diyeyim?
Dualingo ile fransızca çalışıyorum fransızca cümle veriyor bana bende ingilizceye çeviriyorum cümle şu :
Vous étes une femme et je suis un garçon. oradaki garçon u boy olarak çevirince kabul etmiyor waiter yani garson olacak diyor nereden bilecem lan ben bu cümleden garson olduğunu ?
Vous étes une femme et je suis un garçon. oradaki garçon u boy olarak çevirince kabul etmiyor waiter yani garson olacak diyor nereden bilecem lan ben bu cümleden garson olduğunu ?
Merhaba arkadaşlar,
Acilen iyi bir ingilizce dilbilgisi kitabı edinmem lazım. Malum piyasada bir kısmı çöp olmak üzere çok sayıda kitap var. Bana önerebileceğiniz kaliteli bir kitap var mı? Mümkünse yerel yani Türkçe anlatımlı olursa çok iyi olur.
Şimdiden çok teşekkürler.
Acilen iyi bir ingilizce dilbilgisi kitabı edinmem lazım. Malum piyasada bir kısmı çöp olmak üzere çok sayıda kitap var. Bana önerebileceğiniz kaliteli bir kitap var mı? Mümkünse yerel yani Türkçe anlatımlı olursa çok iyi olur.
Şimdiden çok teşekkürler.
'ses olayı' demeye çalışıyorum ingilizce, hani yumuşama, benzeşme, ses düşmesi, ulama gibi olaylardan bahsediyorum. nasıl derim?
edit: teşekkürler cevaplar için.
edit: teşekkürler cevaplar için.
"Benim bu akşam kardeşim geliyor. Onla ilgilenmem lazım. Size iyi eğlenceler." ne demek?
edit: danke schön!
edit: danke schön!
10 kiloluk buğday çuvalı
5 araçlık düğün konvoyu
gibi tamlamalarda "lık lik" ekini ingilizceye nasıl çevirebilirim? yardımcı olabilen?
5 araçlık düğün konvoyu
gibi tamlamalarda "lık lik" ekini ingilizceye nasıl çevirebilirim? yardımcı olabilen?
şimdi mafyadan bi eleman var. bu adam CIA ajanıyla işbirliği yapıyormuş. CIA'den bir adam bu konuda şöyle diyor:
"Over the past years, he has negotiated arms deals between the U.S.
and certain organizations. Organizations that we've since disavowed."
ikinci cümleyi mantıklı bi yere oturtamadım. o örgütler hakkında ne diyor?
"Over the past years, he has negotiated arms deals between the U.S.
and certain organizations. Organizations that we've since disavowed."
ikinci cümleyi mantıklı bi yere oturtamadım. o örgütler hakkında ne diyor?
11.4 Because of the type of material that is used for the
guard film, grease should not be used on either the lower cell
sealing surface or the upper cell O-ring.
11.5 Align the holder over the pins in the bottom portion of
the cells of the apparatus, place the upper portion of the cells
on the base of the apparatus, and then tighten the clamp.
11.6 Put the specimens into the test mode via the computer
keyboard. Enter the global test parameters and individual cell
parameters. Place each cell into TEST.
teşekkürler:)
guard film, grease should not be used on either the lower cell
sealing surface or the upper cell O-ring.
11.5 Align the holder over the pins in the bottom portion of
the cells of the apparatus, place the upper portion of the cells
on the base of the apparatus, and then tighten the clamp.
11.6 Put the specimens into the test mode via the computer
keyboard. Enter the global test parameters and individual cell
parameters. Place each cell into TEST.
teşekkürler:)
İnsanlık tarihi boyunuca eğitim toplumların geleceğini belirleyen en önemli şey olmuştur.
İngilizceye nasıl çevirebiliriz?
İngilizceye nasıl çevirebiliriz?
Arkadaslar asagidaki yazilanlari ingilizceye cevirirmisiniz:
LOJiSTiGiN TANIMI
Lojistigin gunumuzdeki kabul goren en gecerli tanimini the council of manegement kurulusu yapmistir. Bu tanima gore lojistik musterilerin ihtiyaclarini karsilamak uzere her turlu urun servis hizmeti ve bilgi akisinin baslangic noktasindan zihai tuketiciye kadar olan tedarik zinciri icindeki hareketini etkili ve verimli bir bicimde planlamak uygulamak tasimak depolamak ve kontrol altinda tutmak hizmetidir. Bu bilgileri kullanarak yukaridaki tanimi gunumuz kosullarina gore soyle ifade edebiliriz:
Lojistik mal ve hizmet tedariki icin gerekli planlama organizasyon nakliye ve yonetim faaliyetlerinin butunudur.
Lojistigin gelisimi temelde uc asamalidir:
a: parcalanma (1960-1980) bu donemde lojistik faaliyetlerini ayri ayri yaptilar. Asagidaki operasyonlarin bir kismini isletme icinde yaptilar bir kismini da disaridan hizmet alarak yaptilar.
b: birlesme (1980-200) bu donemdeki lojistik faaliyetleri iki kavram altinda toplamak mumkundur.
- madde ve malzeme yonetimi
- fiziksel dagitim
c: toplam butunlesme (200- gunumuze) halen devam etmekte olan bu surecte parcalanma ve birlesme kisminda verilen faaliyetleri bir araya getirmek mumkun olmustur. Dunya ekonomisinde yasanan kuresellesme ve liberallesme entegre lojistik kavramini ortaya cikarmistir.
LOJiSTiGiN TANIMI
Lojistigin gunumuzdeki kabul goren en gecerli tanimini the council of manegement kurulusu yapmistir. Bu tanima gore lojistik musterilerin ihtiyaclarini karsilamak uzere her turlu urun servis hizmeti ve bilgi akisinin baslangic noktasindan zihai tuketiciye kadar olan tedarik zinciri icindeki hareketini etkili ve verimli bir bicimde planlamak uygulamak tasimak depolamak ve kontrol altinda tutmak hizmetidir. Bu bilgileri kullanarak yukaridaki tanimi gunumuz kosullarina gore soyle ifade edebiliriz:
Lojistik mal ve hizmet tedariki icin gerekli planlama organizasyon nakliye ve yonetim faaliyetlerinin butunudur.
Lojistigin gelisimi temelde uc asamalidir:
a: parcalanma (1960-1980) bu donemde lojistik faaliyetlerini ayri ayri yaptilar. Asagidaki operasyonlarin bir kismini isletme icinde yaptilar bir kismini da disaridan hizmet alarak yaptilar.
b: birlesme (1980-200) bu donemdeki lojistik faaliyetleri iki kavram altinda toplamak mumkundur.
- madde ve malzeme yonetimi
- fiziksel dagitim
c: toplam butunlesme (200- gunumuze) halen devam etmekte olan bu surecte parcalanma ve birlesme kisminda verilen faaliyetleri bir araya getirmek mumkun olmustur. Dunya ekonomisinde yasanan kuresellesme ve liberallesme entegre lojistik kavramini ortaya cikarmistir.
Merhaba, Biz kısa filmimizin deşifresini yaptık toplam 770 karakter, bunu ingilizceye çevirmek gerekiyor (festivaller için) bir baba/ana yiğit varsa geri dönüş yaparsa sevinirim !
gurursonmez@gmail.com
gurursonmez@gmail.com
www.youtube.com 
Videonun ilk 21 saniyesinde ve 7:08'den itibaren ki uğurlama sahnesinde Leno'nun ne dediğini ingilizce olarak yazabilecek olan var mı?

Videonun ilk 21 saniyesinde ve 7:08'den itibaren ki uğurlama sahnesinde Leno'nun ne dediğini ingilizce olarak yazabilecek olan var mı?
adjective clause anlatacağım bu akşam, ve aklıma şöyle bi soru takıldı:
"the carnegie corporation issued a report IN WHICH they recommended that middle schools..."
bu cümlede IN WHICH yerine WHERE kullanılabilir mi? mantıken kullanılamaz, "report" yer kavramı belirtmediğinden dolayı. ama IN WHICH diyorsak where de diyebilmeliyiz sanki.
bununla ilgili sou gelirse, nasıl bir açıklama yapardınız?
öğrenciler advanced, yds'ye hazırlanan amcalar teyzeler.
"the carnegie corporation issued a report IN WHICH they recommended that middle schools..."
bu cümlede IN WHICH yerine WHERE kullanılabilir mi? mantıken kullanılamaz, "report" yer kavramı belirtmediğinden dolayı. ama IN WHICH diyorsak where de diyebilmeliyiz sanki.
bununla ilgili sou gelirse, nasıl bir açıklama yapardınız?
öğrenciler advanced, yds'ye hazırlanan amcalar teyzeler.
"Sizlere daha iyi bir hizmet verebilmek için yapacağınız görüşmeler kalite standartları gereği kayıt altına alınmaktadır. Sizi müşteri temsilcisine aktarıyorum"
Cümleyi almanca'ya çevirene benden selamlar, saygılar.
Cümleyi almanca'ya çevirene benden selamlar, saygılar.
arkadaşlar
konsept oluşturulduktan sonra , insanlara her şeyi yaptırmak mümkündür.
cümlesini ingilizceye çevirecek bir babayiğit arıyorum
konsept oluşturulduktan sonra , insanlara her şeyi yaptırmak mümkündür.
cümlesini ingilizceye çevirecek bir babayiğit arıyorum
tam türkçe karşılığı nedir bu medikal terimin? iğne değil sorduğum şey yalnız. vücuttaki insülin artışı esasen.
şu linkte de, ilk paragrafta tanımı var: en.wikipedia.org
şu linkte de, ilk paragrafta tanımı var: en.wikipedia.org
Aramızda bu kısa film özetinin çevirisini yapabilecek güzel bir insan olduğuna inanıyorum , ilgi ile yaklaşan arkadaşlara şimdiden teşekkürler ! Biraz acil ufak bir kardeşimiz için gerekli itina gösterirseniz sevinirim .
-
It is the story of a young man who regains his humanity through the unexpected love of an unexpected brother.
Charlie Babbitt (Tom Cruise) is a self centered Californian man. His father passes away, leaving him only
prize roses and a 1949 Buick Roadmaster. Charlie traces the remainder of the inheritance to an institution for
the mentally challenged--Wallbrook. There, Charlie discovers the existence of a brother named Raymond Babbitt
(Dustin Hoffman), that he'd never known. Charlie kidnaps Raymond from the institute in the hopes of ransoming
him for at least half of the $3,000,000.
Raymond's fear of flying forces them to make a cross-country road trip. During the trip two brothers reconnected.
Charlie starts to care about his brother. Charlie learns that he'd actually known his brother when he was young.
But Raymond burned young Charlie badly in hot water and was forced to live at Wallbrook. When they reach Los
Angeles, Charlie realises his ability to love and his brother is far more important to him than money
-
güzel akşamlar ...
-
It is the story of a young man who regains his humanity through the unexpected love of an unexpected brother.
Charlie Babbitt (Tom Cruise) is a self centered Californian man. His father passes away, leaving him only
prize roses and a 1949 Buick Roadmaster. Charlie traces the remainder of the inheritance to an institution for
the mentally challenged--Wallbrook. There, Charlie discovers the existence of a brother named Raymond Babbitt
(Dustin Hoffman), that he'd never known. Charlie kidnaps Raymond from the institute in the hopes of ransoming
him for at least half of the $3,000,000.
Raymond's fear of flying forces them to make a cross-country road trip. During the trip two brothers reconnected.
Charlie starts to care about his brother. Charlie learns that he'd actually known his brother when he was young.
But Raymond burned young Charlie badly in hot water and was forced to live at Wallbrook. When they reach Los
Angeles, Charlie realises his ability to love and his brother is far more important to him than money
-
güzel akşamlar ...
"Accuracy rate was computed as the percentage of estimates that were <=5% and <=10% of the measured resting metabolic rate."
Accuracy rate: doğruluk oranı
resting metabolic rate: dinlenme metabolizma hızı
<=: küçük eşit
bir türlü kuramadım cümlenin türkçesini, yardımınıza muhtacım.
Accuracy rate: doğruluk oranı
resting metabolic rate: dinlenme metabolizma hızı
<=: küçük eşit
bir türlü kuramadım cümlenin türkçesini, yardımınıza muhtacım.
crisisbrownies.blogspot.com
anlayamadığım kısımları var. önemli noktaları belirtseniz yeterli.
1. milföyleri dolaptan çıkarıp çözünmesini bekle, fırını önceden ısıt
2. ?
3. üzerine nutella sür kenarlardan boşluk bırak
4. kırılmış fındık serp
5. ?
6. ?
7. 17 dk pişir üzeri kahverengileşinceye kadar.
teşekkür ederim şimdiden.
dipnot: bir de kullandığı milföy hamuruyla ilgili bir özellik belirtmiş mi tatlı milföy falan gibi?
anlayamadığım kısımları var. önemli noktaları belirtseniz yeterli.
1. milföyleri dolaptan çıkarıp çözünmesini bekle, fırını önceden ısıt
2. ?
3. üzerine nutella sür kenarlardan boşluk bırak
4. kırılmış fındık serp
5. ?
6. ?
7. 17 dk pişir üzeri kahverengileşinceye kadar.
teşekkür ederim şimdiden.
dipnot: bir de kullandığı milföy hamuruyla ilgili bir özellik belirtmiş mi tatlı milföy falan gibi?
Bir kitap ile ilgili yapılan yorum: "I'm probably falling woefully behind with Proust. But this is good so far!"
Şunda son üç cümleyi anlayamadım, ne demek istemiş?
“From childhood I was compelled to concentrate attention upon myself. This caused me much suffering, but to my present view, it was a blessing in disguise for it has taught me to appreciate the inestimable value of introspection in the preservation of life, as well as a means of achievement. The pressure of occupation and the incessant stream of impressions pouring into our consciousness through all the gateways of knowledge make modern existence hazardous in many ways. Most persons are so absorbed in the contemplation of the outside world that they are wholly oblivious to what is passing on within themselves. The premature death of millions is primarily traceable to this cause. Even among those who exercise care, it is a common mistake to avoid imaginary, and ignore the real dangers. And what is true of an individual also applies, more or less, to a people as a whole.”
“From childhood I was compelled to concentrate attention upon myself. This caused me much suffering, but to my present view, it was a blessing in disguise for it has taught me to appreciate the inestimable value of introspection in the preservation of life, as well as a means of achievement. The pressure of occupation and the incessant stream of impressions pouring into our consciousness through all the gateways of knowledge make modern existence hazardous in many ways. Most persons are so absorbed in the contemplation of the outside world that they are wholly oblivious to what is passing on within themselves. The premature death of millions is primarily traceable to this cause. Even among those who exercise care, it is a common mistake to avoid imaginary, and ignore the real dangers. And what is true of an individual also applies, more or less, to a people as a whole.”
Kelimeden ziyade konuşma dilinde kullanılan ingilizce kalıpları öğrenmek amacım. Şu an yaptığım yabancı diziler izleyip bilmediğim kalıpları not ediyorum. Buna yardımcı internet sitesi vs. var mıdır bildiğiniz?
"Bir baktım ki yine akşam olmuş." ingilizce çevirisi nedir?
yurtdışındaki bir projeye başvuru yapmak için motivasyon mektubu yazıyorum, bir kısmını çevirdim fakat akşama kadar vaktim olduğu için zor kısımları çevirecek zamanım yok. kendim çevirmeye kalksam yetiştiremem çünkü ingilizcem kıt. yardımcı olacak biri çıkar umuduyla beceremediğim kısmı aşağıya yazıyorum. vakti olan birinin yardımını rica ediyorum, gerçekten çok büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.
"Bu projede bulunmak isteme amacım engelli çocukların yaşadığı zorlukları tecrübe ederek gözlemleme ve onların hayatlarını kolaylaştırmak için fikir ve proje yürütmek, toplumdaki çoğu insanın görmezden geldiği engellilerin bizden biri olduğu bilincini yaymak. Projeye seçildiğim taktirde onlara gerekli hassasiyeti göstererek sevgi ve şevkat ile ilgileneceğime inanıyorum. Daha önce engellilerle ilgili bir projede yer almadım fakat onları karşımda gördüğüm zaman empati yapıp onları çok iyi anlayabiliyorum. Projede yer aldığım taktirde onları daha yakından tanıyıp günlük yaşamlarıyla ilgili gözlem yapma fırsatı yakalayacağım.
Proje sonunda edindiğim bilgi ve tecrübeleri yaşadığım şehirdeki özel eğitim merkezleri ile paylaşıp engelli çocukların eğitimlerine katkıda bulunmak istiyorum çünkü ülkemizdeki bu bilinç henüz çok yaygın değil. Onların yaşadığı zorlukları en aza indirgeyici faaliyetlerde bulunmak bu projenin bana katacağı en önemli özelliklerden biri olacaktır."
not: çeviri yaparken cümleleri toparlarım diye devrik yazmıştım, siz kendinize göre anlamı bozulmayacak şekilde düzenleyebilirsiniz.
"Bu projede bulunmak isteme amacım engelli çocukların yaşadığı zorlukları tecrübe ederek gözlemleme ve onların hayatlarını kolaylaştırmak için fikir ve proje yürütmek, toplumdaki çoğu insanın görmezden geldiği engellilerin bizden biri olduğu bilincini yaymak. Projeye seçildiğim taktirde onlara gerekli hassasiyeti göstererek sevgi ve şevkat ile ilgileneceğime inanıyorum. Daha önce engellilerle ilgili bir projede yer almadım fakat onları karşımda gördüğüm zaman empati yapıp onları çok iyi anlayabiliyorum. Projede yer aldığım taktirde onları daha yakından tanıyıp günlük yaşamlarıyla ilgili gözlem yapma fırsatı yakalayacağım.
Proje sonunda edindiğim bilgi ve tecrübeleri yaşadığım şehirdeki özel eğitim merkezleri ile paylaşıp engelli çocukların eğitimlerine katkıda bulunmak istiyorum çünkü ülkemizdeki bu bilinç henüz çok yaygın değil. Onların yaşadığı zorlukları en aza indirgeyici faaliyetlerde bulunmak bu projenin bana katacağı en önemli özelliklerden biri olacaktır."
not: çeviri yaparken cümleleri toparlarım diye devrik yazmıştım, siz kendinize göre anlamı bozulmayacak şekilde düzenleyebilirsiniz.
Turkcell ve Amerikan teknolojisi birlikteliği
ingilizce tam karşılığı ne ola ki?
ingilizce tam karşılığı ne ola ki?
"X ile mitokondrial ... çalışılması yapılması amacıyla ... konusunda anlaşılarak ilk çeyrekte bir demo yapılması kararlaştırıldı."
Şimdi beni tereddütte bırakan yer, "anlaşılarak" kısmı oldu.. Cümleye "Coming to an agreement with X..." diye başlasam nasıl olur?
Şimdi beni tereddütte bırakan yer, "anlaşılarak" kısmı oldu.. Cümleye "Coming to an agreement with X..." diye başlasam nasıl olur?
şu tarz bir cümleyi ingilizceye çeviricek olsak fake up kullanabilir miyiz?daha uygun bir verb var mı?
"Aslında böyle bir kelime yok ben uydurdum."
"Aslında böyle bir kelime yok ben uydurdum."
cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.
kredi kartımı sisteme tanımlamaya çalışırken, tüm bilgileri eksiksiz girmeme rağmen şöyle bir hata alıyorum; "We were unable to add your payment method - please try again. "
ayrıntılı olarak şurada açıklanmaış ama ne demek istediklerini gerçekten anlamadım. yyardımcı olursanız sevinirim: digitalocean.uservoice.com
ayrıntılı olarak şurada açıklanmaış ama ne demek istediklerini gerçekten anlamadım. yyardımcı olursanız sevinirim: digitalocean.uservoice.com
"epilogue" mu demek lazım? ciddi bir medikal firmasının power point sunumu..
edit: final say olur mu?
edit: final say olur mu?
ingilizce.. ama hani "bulaştıran" anlamında değil de, genetik olarak taşıyıcı. "carrier" her durumda uygun olur mu?