kelimelerde çok problemim yok ama bazen bazı cümleleri anlayamıyorum. bir cümle düşünün o cümledeki tüm kelimelerin anlamını biliyorum ama cümleyi kavrayamıyorum, çevirmeyi bırak anlayamıyorum bile. galiba cümlenin yapısını çıkaramadığımdan. size de oluyor mu? nasıl aşarım ki bunu?
tqveni dedas sheveci" ne demektir? bir küfür de muhtemelen bulamadim hic bi yerde
www.apple.com buradan iphone 5 ve 4s fiyatını söyleyebilir misiniz acaba?
*fairly
*pretty
*quite
*rather
sözlük manası oldukça, epey olan bu sözcüklerin birbirinden farkı nedir?testlerde çok çıkan bir soru
*pretty
*quite
*rather
sözlük manası oldukça, epey olan bu sözcüklerin birbirinden farkı nedir?testlerde çok çıkan bir soru
less public lands should be under protected areas
kolay bir çeviri ama kafam yoğum olduğundan tam olarak oturtamadım.. doğru ve anlamlı bir çeviri yardımı? less public lands kısmını anlamlı bir şekilde oturtamadım...
kolay bir çeviri ama kafam yoğum olduğundan tam olarak oturtamadım.. doğru ve anlamlı bir çeviri yardımı? less public lands kısmını anlamlı bir şekilde oturtamadım...
niye var?
özellikle avrupa dillerinde hep eril ve dişil olarak değişiyor kelimeler. türkçede yok. sahip-sahibe, müdür-müdüre gibi şeyden bahsetmiyorum. onlar arapçadan geliyor zaten. hem ondan ziyade, eşyaların cinsiyeti.
masanın, bisküvinin, tuvalet fırçasının feminen maskülen olması niye?
niye avrupa dillerinde var, arapçada da var. niye var? türkçede niye yok?
dilde seksizim başlığına bakındım. uzun uzun makaleler aramıyorum, daha özet bilgiye ihtiyacım var merakımı gidermek için.
diller oluşurken (bi kaç bin sene öncesinde) toplumun kadın ve erkeğe verdiği değerle ilgili olabilir?
edit: bi tane sordum, beş kez "niye" demişim. var dimi öyle bi kelime, "ne diye" den mi geliyor acaba?
özellikle avrupa dillerinde hep eril ve dişil olarak değişiyor kelimeler. türkçede yok. sahip-sahibe, müdür-müdüre gibi şeyden bahsetmiyorum. onlar arapçadan geliyor zaten. hem ondan ziyade, eşyaların cinsiyeti.
masanın, bisküvinin, tuvalet fırçasının feminen maskülen olması niye?
niye avrupa dillerinde var, arapçada da var. niye var? türkçede niye yok?
dilde seksizim başlığına bakındım. uzun uzun makaleler aramıyorum, daha özet bilgiye ihtiyacım var merakımı gidermek için.
diller oluşurken (bi kaç bin sene öncesinde) toplumun kadın ve erkeğe verdiği değerle ilgili olabilir?
edit: bi tane sordum, beş kez "niye" demişim. var dimi öyle bi kelime, "ne diye" den mi geliyor acaba?
lan oğlum türkiye'de elini atsan içinde "tektipleştirme" geçen yazıya çarpıyor, ingilizcede böyle bir terim yok galiba lan? uniformation mı denir ne denir biri bi el atsın.
Şunu bir çevirebilir miyiz, lütfen:
People here are neither pushing you nor very harsh, but on most occasions are quite understanding. Instead of worrying about being fired everyday to work hard, we can focus on the research we are genuinely interested in.
People here are neither pushing you nor very harsh, but on most occasions are quite understanding. Instead of worrying about being fired everyday to work hard, we can focus on the research we are genuinely interested in.
Şu cümleyi almancaya çevirebilecek olan varsa çok mutlu olurum.
Şimdiden teşekkürler.
"Kaleiçi, otobüslerin yanında metro ile de ulaşımın sağlandığı bölgelerden."
Şimdiden teşekkürler.
"Kaleiçi, otobüslerin yanında metro ile de ulaşımın sağlandığı bölgelerden."
bir kaç gündür barclays ve yenilediği stratejisi üzerinde çalışıyorum. ancak yeni belirledikleri sloganı tam olarak çözemedim. siz aşağıdaki cümleden ne anlıyorsunuz belirtirseniz sevinirim.
"becoming go-to bank"
benim çıkardığım anlam. ilk gidilecek banka olmak" gibi bir şey.
nedir yorumlarınız?
şöyle de bir link verebilirim konuyla ilgili
group.barclays.com
"becoming go-to bank"
benim çıkardığım anlam. ilk gidilecek banka olmak" gibi bir şey.
nedir yorumlarınız?
şöyle de bir link verebilirim konuyla ilgili
group.barclays.com
"I know that the irony strikes with the force of a cartoon anvil, now."
"Şu an bu ironinin bir "mesnet(örs) karikatürü" gücüyle çarpmakta olduğunun farkındayım."
bundan daha estetik ve daha doğru nasıl çevrilebilir bu cümle?
Şimdiden teşekkürler...
paragrafın tamamı:
"I was convinced that the only thing I wanted to do, ever, was to write novels. However, my parents, both of whom came from impoverished backgrounds and neither of whom had been to college, took the view that my overactive imagination was an amusing personal quirk that would never pay a mortgage, or secure a pension. I know that the irony strikes with the force of a cartoon anvil, now." (JK ROWLING)
"Şu an bu ironinin bir "mesnet(örs) karikatürü" gücüyle çarpmakta olduğunun farkındayım."
bundan daha estetik ve daha doğru nasıl çevrilebilir bu cümle?
Şimdiden teşekkürler...
paragrafın tamamı:
"I was convinced that the only thing I wanted to do, ever, was to write novels. However, my parents, both of whom came from impoverished backgrounds and neither of whom had been to college, took the view that my overactive imagination was an amusing personal quirk that would never pay a mortgage, or secure a pension. I know that the irony strikes with the force of a cartoon anvil, now." (JK ROWLING)
Monthly, holding cost for farm in warsaw and in-transit is 5$.
Bu cumleyi cevirebilir misiniz acaba? Bir de burada holding cost ne anlamda kullanilmis acaba?
Bu cumleyi cevirebilir misiniz acaba? Bir de burada holding cost ne anlamda kullanilmis acaba?
LPMi = 100 x [m (Mi x LPMG)]
"in which LPMG, the LPM of the patient group, was masked by Mi, the binarized and segmented lesion mask of the patient, and finally m, the resulting mean inside the patient’s mask, was computed."
amcam yukarıdaki formulde geçen değişkenleri anlatıyor ama ben hiçbir şey anlamıyorum. var mı anlayan?
"in which LPMG, the LPM of the patient group, was masked by Mi, the binarized and segmented lesion mask of the patient, and finally m, the resulting mean inside the patient’s mask, was computed."
amcam yukarıdaki formulde geçen değişkenleri anlatıyor ama ben hiçbir şey anlamıyorum. var mı anlayan?
Ben bu kelimeleri görünce hangisi ihraç hangisi ithaldi lan diye sürekli karıştırıyorum. Akılda tutmayı sağlayacak, kullandığınız bir çağrışım falan var mı?
"Don't forget that the death" cumle. Olum var unutma gibi bir anlama gelmesi icin bu sekilde mi kullanilmali?
Dovme yapilacak.
Tskk
Dovme yapilacak.
Tskk
"Industrious Revolutions are often characterized by a rise in demands for 'market-supplied goods', which will minimize the value of domestic goods, before the ultimate consumption."
diye bi' cümle var wikipedia'da, bunu türkçe'ye çevirebiliyorum ama ne anlatmak istediğini pek anlamadım, terimler işi zorlaştırıyor. iktisatla arası iyi olanlar şunu bir açıklasa ne iyi olur.
diye bi' cümle var wikipedia'da, bunu türkçe'ye çevirebiliyorum ama ne anlatmak istediğini pek anlamadım, terimler işi zorlaştırıyor. iktisatla arası iyi olanlar şunu bir açıklasa ne iyi olur.
"Location of brain lesions predicts conversion of clinically isolated syndromes to multiple sclerosis"
*klinik olarak izole sendromların multiple sklerozise dönüşümünde beyindeki lezyon yerinin tahmini* mi diyor??
*klinik olarak izole sendromların multiple sklerozise dönüşümünde beyindeki lezyon yerinin tahmini* mi diyor??
bu olgu ne işe yarar mı?
bu olguya ne sebep olur mu?
yoksa çok daha farklı birşey mi? çıkamadım.
bu olguya ne sebep olur mu?
yoksa çok daha farklı birşey mi? çıkamadım.
"İnspiryumda yutma işleminin yapılamaması, yutma fonksiyon bozukluğunda bir eşik olarak kullanılabilir."
bu cümleyi ingilizceye çevireceğim ama bu "işleminin yapılamaması" kısmını nasıl yapacam kafam basmadı. google translate'e sordum mal oldu.
bu cümleyi ingilizceye çevireceğim ama bu "işleminin yapılamaması" kısmını nasıl yapacam kafam basmadı. google translate'e sordum mal oldu.
selamlar,
rusça'yı kiril alfabesi olarak değil de latin alfabesi olarak (örn : spasibo, vmeste) çevirebilen bir site var mı ?
google translate kiril olarak çeviriyor.
rusça'yı kiril alfabesi olarak değil de latin alfabesi olarak (örn : spasibo, vmeste) çevirebilen bir site var mı ?
google translate kiril olarak çeviriyor.
turistik sehirde bir tanıdık pub'ın ustune bu sloganı yazmak istiyor.
"türk dokunusunu bizimle deneyin" demek istiyormus.
hani türk dokunusu falan karıstırma oraları bence diyemedim ama dogru mudur bu cümle.
chicken translate mi olmus biraz.
yerine ne olabilir?
"türk dokunusunu bizimle deneyin" demek istiyormus.
hani türk dokunusu falan karıstırma oraları bence diyemedim ama dogru mudur bu cümle.
chicken translate mi olmus biraz.
yerine ne olabilir?
resimdeki, "kablo bağı" ve "yapışkanlı kroşe"nin ingilizcesini arıyorum. yabancı sitelerde aratacağım..
dört arkadaş yunanca dersi almak istiyoruz, haftada tek gün (cumartesi veya pazar) 3 saat olacak şekilde bir hoca da bulduk. ama fiyatları accık kastı bizi (dört kişi için haftada kişi başı 100 lare) ama kişi sayısı arttıkça fiyatını düşürecekmiş.
katılmak isteyen olur mu acaba? sakarkral@yahoo.com
katılmak isteyen olur mu acaba? sakarkral@yahoo.com
ne denmek isteniyor tam olarak? them olarak nitelendirdiklerini biliyorum.
"bringing them up is just not the best thing for me to do"
"bringing them up is just not the best thing for me to do"
"konuşma" kısmı nasıl oluyordur bu sınavın acaba?
Merhaba arkadaşlar, ingilizce öğrenmeye çalışıyorum bir süredir. Amacım akademik yazı yazmak vs değil. Video'larda falan konuşulanları anlayayım, konuşayım yeter şimdilik. O yüzden deli gibi grammar ağırlıklı kurslar ihtiyacımı karşılamıyor çünkü okunulanları anlıyorsun ama konuşulanları anlamak biraz daha ayrı bir olay gibi geliyor. O yüzden şimdilik konuşmaya yönelik olarak geliştirmek istiyorum kendimi. Konuşma ağırlıklı dil kursu biliyor musunuz?
Not: İstanbul için. Mümkünse Kadıköy veya Beşiktaş.
Not: İstanbul için. Mümkünse Kadıköy veya Beşiktaş.
Kuralı var mı, bunu?
Bir sanatçı londra'da resitali var.
hazırlanan afişte:
London Recital başlığını kullanmak doğru mudur?
yoksa mesela Tarkan için, "Tarkan's Recital",
ya da "Tarkan, Reciatal in London" falan mı demeli?
hazırlanan afişte:
London Recital başlığını kullanmak doğru mudur?
yoksa mesela Tarkan için, "Tarkan's Recital",
ya da "Tarkan, Reciatal in London" falan mı demeli?
1-i…..mary in town yesterday, but it was so crowded that i didn’t she noticed me
2-when he….. fort he second time. İ warned him not to use such bad language.
3-i only…….the dress because i tought i could wear it to work
4-he …….football professionally when he was younger.
5-i enjoyed living and working over immensely, but the only problem was that i…………..my family and friends so much that i always wanted to go home
6-at least three people……on the ice as they walked down the road.
7-the conreactors…….over half of the trees to make way fpr the new road.
8-the woand looked very serious but can’t have been, as it hardly………at all
9-during the tenis match, he ……….the ball so hard that it went right out at the court.
10-you should have measured the space before you………..the wood as now,the shelves aren’t big enough.
11-i only………the balcony ten minutes ago,but now it’s coveredin leaves again.
12-after we ................ to the top.we were able to appreciate just how spectatular the view was.
13-fortunatly, he wasn't injured when he ................ off the lodder
14-as my father's job a lot of travelling. I .................... severol different schools
15-he................... theb seam of his trovsers today. so he can't wear them for the moment
bir ödev icabı boşlukların doldurulması gerekiyor, yardımcı olursanız sevinirim.
2-when he….. fort he second time. İ warned him not to use such bad language.
3-i only…….the dress because i tought i could wear it to work
4-he …….football professionally when he was younger.
5-i enjoyed living and working over immensely, but the only problem was that i…………..my family and friends so much that i always wanted to go home
6-at least three people……on the ice as they walked down the road.
7-the conreactors…….over half of the trees to make way fpr the new road.
8-the woand looked very serious but can’t have been, as it hardly………at all
9-during the tenis match, he ……….the ball so hard that it went right out at the court.
10-you should have measured the space before you………..the wood as now,the shelves aren’t big enough.
11-i only………the balcony ten minutes ago,but now it’s coveredin leaves again.
12-after we ................ to the top.we were able to appreciate just how spectatular the view was.
13-fortunatly, he wasn't injured when he ................ off the lodder
14-as my father's job a lot of travelling. I .................... severol different schools
15-he................... theb seam of his trovsers today. so he can't wear them for the moment
bir ödev icabı boşlukların doldurulması gerekiyor, yardımcı olursanız sevinirim.
Objective-C de bir kaç kodlama yapıyorum ve ufak bir yerde takıldım. Yabancı bir siteye sormak istiyorum. Şunu bir ceviri verin hele.
Kendimi geliştirmek için basit bir to-do uygulaması yapmak istiyorum. UITableView'e Storyboard'da segue işlemini uygulayarak diğer viewden yeni to-do ekliyorum. Daha sonra tableview dataları data.plist'e kaydediyorum. Ancak sorun verileri geri yüklerken kod tam çalışmıyor. to-doları her zaman yapılmış gibi çekiyor. Ben eğer yapılmışsa yapılmış olarak eğer yapılmamışsa yapılmamış olarak yüklenmesini istiyorum. İşte benim kullandığım kodlar..
bla bla bla kodlar bla bla..
Gördüğünüz gibi benim türkçem bile pek iyi değil. Çeviren olursa eline sağlık.
edit: güzel bir soru başlığıda uydurursanız 10 numara olur.
Kendimi geliştirmek için basit bir to-do uygulaması yapmak istiyorum. UITableView'e Storyboard'da segue işlemini uygulayarak diğer viewden yeni to-do ekliyorum. Daha sonra tableview dataları data.plist'e kaydediyorum. Ancak sorun verileri geri yüklerken kod tam çalışmıyor. to-doları her zaman yapılmış gibi çekiyor. Ben eğer yapılmışsa yapılmış olarak eğer yapılmamışsa yapılmamış olarak yüklenmesini istiyorum. İşte benim kullandığım kodlar..
bla bla bla kodlar bla bla..
Gördüğünüz gibi benim türkçem bile pek iyi değil. Çeviren olursa eline sağlık.
edit: güzel bir soru başlığıda uydurursanız 10 numara olur.
Ya bu konu benim kabusum yıllardır defining, non-defining yok reduced bilmemne. Bu konuyu sağlam öğrenebileceğim, burası çok iyi anlatmış falan diye vereceğiniz link vs var mıdır?
Merhaba,
Aşağıdaki linkte abinin tanıttığı RC Helikopterden aldım fakat kısa bir kablosunun ucu sallanır halde duruyor. Videodaki eleman 05:00-05:20 saniyeler arası bu küçük kabloyla ilgili birşeyler söylüyor. Çevirebilirseniz çok sevinirim.
www.youtube.com
Aşağıdaki linkte abinin tanıttığı RC Helikopterden aldım fakat kısa bir kablosunun ucu sallanır halde duruyor. Videodaki eleman 05:00-05:20 saniyeler arası bu küçük kabloyla ilgili birşeyler söylüyor. Çevirebilirseniz çok sevinirim.
www.youtube.com

epey uzun lakin cahilliğim daha uzun... bunu çevirene aşırı minnet duyarım. yuh arkadas bu nedir benzeri deyimler beni fena yerin dibine sokabilir su an...
minnet dolu teşekkür etmek istiyorum:( bi el atın ...
''zeki insanlar fikirlerden, orta seviye zekaya sahip bireyler olaylardan, düşük zeka seviyesinde ki ler ise insanlardan konuşurlar''...
bu anlamda dedikodu zeka seviyesini minimale indirgeyip iletişim kurma şekline verilen isim oluyor.
Dedikodu, başkalarının kişisel ve özel konuları hakkında yapılan konuşmalardır.
Dedikodu bazen gerçek olaylar ve konular hakkında olsa da,genellikle kişiler arasında konuşulduğundan, kişilerin birbirlerine olayı veya haberi iletimi sırasında yanlışlıklar ve çarpıklıklar içermektedir. Bazı gazetelerde dedikodu köşeleri içermektedir. Bu sayfalarda ünlü ve toplumun gözü önünde olan kişilerin dedikoduları yapılır veya skandallardan bahsedilir.
dedikodu kulaktan kulaga mekanizmasi ile olu$mu$ bir insan icadidir. ozunde ki$ilerin bastiralamami$,hirslarindan, kıskançlıklardan ve kişilik bozuluklarından kaynaklanan çevresel beklentiler ve kıskançlık yatmaktadir. kendilerini birbirlerine açmak istemeyen ya da sürekli birbirleriyle takılmaktan ötürü konuşacak mevzusu kalmayan insanların muhabbeti sürdürmek için kaçış noktasıdır. Günümüzde dedikodu üniversitelerde insanlar arasındaki ilişki çerçevesinde üzerinde çalışılan bir konudur.
dedikoduyu ali$kanlik edinmi$ kişilerde garip bir zevk hali saglar.
dedikodu ingilizce sözlüklerde gossip ve rumour sözcüklerinin karşılığı olarak geçmektedir. bu nedenle söylenti ve dedikodu birarada ele alınabilmektedir.
soğuk savaş dönemi amerikası'ndan dedikodu ve söylentiye bir örnek : "amerika'da üretilen tereyağının çoğunu ruslar alıyor, üstelik sadece silahlarını yağlamak için".
bir görmeden inanma edimi olarak dedikodu sinirlendirici ve aynı zamanda monotonluğu ortadan kaldırıcı bir malzeme olarak medyada da sıkça kullanılmaktadır.
Ayrıca yeni ceza kanunu tasarısıyla 6 ay hapis cezası öngörülen bir suç haline getirilen eylem.
tasarının 180. maddesinde "huzurda veya ikiden fazla kişiye ihtilat ederek gıyapta, bir kişiyi halkın hakaret ve husumetine maruz kılacak veya onun namus veya saygınlığına dokunacak bir isnatta bulunana veya bir kimsenin namus veya şöhret veya vakar veya saygınlığına saldırana 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilir" hükmü yer alıyor...
sosyal bir olgu olarak dedikodu gündelik yaşamın olağan bir parçasıdır. dedikoduyu sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla ele alan çalışmalar yapılmıştır:
edgar morin, "rumour in orleans", 1969
noel kapferer, "dedikodu ve söylenti", 1990
gordon allport, "the psychology of rumour", 1965
bu eserleri okuyarak kişiliklerinize katkıda bulunabilir ya da günlük yaşantınıza entrikalarla devam edebilirsiniz.
minnet dolu teşekkür etmek istiyorum:( bi el atın ...
''zeki insanlar fikirlerden, orta seviye zekaya sahip bireyler olaylardan, düşük zeka seviyesinde ki ler ise insanlardan konuşurlar''...
bu anlamda dedikodu zeka seviyesini minimale indirgeyip iletişim kurma şekline verilen isim oluyor.
Dedikodu, başkalarının kişisel ve özel konuları hakkında yapılan konuşmalardır.
Dedikodu bazen gerçek olaylar ve konular hakkında olsa da,genellikle kişiler arasında konuşulduğundan, kişilerin birbirlerine olayı veya haberi iletimi sırasında yanlışlıklar ve çarpıklıklar içermektedir. Bazı gazetelerde dedikodu köşeleri içermektedir. Bu sayfalarda ünlü ve toplumun gözü önünde olan kişilerin dedikoduları yapılır veya skandallardan bahsedilir.
dedikodu kulaktan kulaga mekanizmasi ile olu$mu$ bir insan icadidir. ozunde ki$ilerin bastiralamami$,hirslarindan, kıskançlıklardan ve kişilik bozuluklarından kaynaklanan çevresel beklentiler ve kıskançlık yatmaktadir. kendilerini birbirlerine açmak istemeyen ya da sürekli birbirleriyle takılmaktan ötürü konuşacak mevzusu kalmayan insanların muhabbeti sürdürmek için kaçış noktasıdır. Günümüzde dedikodu üniversitelerde insanlar arasındaki ilişki çerçevesinde üzerinde çalışılan bir konudur.
dedikoduyu ali$kanlik edinmi$ kişilerde garip bir zevk hali saglar.
dedikodu ingilizce sözlüklerde gossip ve rumour sözcüklerinin karşılığı olarak geçmektedir. bu nedenle söylenti ve dedikodu birarada ele alınabilmektedir.
soğuk savaş dönemi amerikası'ndan dedikodu ve söylentiye bir örnek : "amerika'da üretilen tereyağının çoğunu ruslar alıyor, üstelik sadece silahlarını yağlamak için".
bir görmeden inanma edimi olarak dedikodu sinirlendirici ve aynı zamanda monotonluğu ortadan kaldırıcı bir malzeme olarak medyada da sıkça kullanılmaktadır.
Ayrıca yeni ceza kanunu tasarısıyla 6 ay hapis cezası öngörülen bir suç haline getirilen eylem.
tasarının 180. maddesinde "huzurda veya ikiden fazla kişiye ihtilat ederek gıyapta, bir kişiyi halkın hakaret ve husumetine maruz kılacak veya onun namus veya saygınlığına dokunacak bir isnatta bulunana veya bir kimsenin namus veya şöhret veya vakar veya saygınlığına saldırana 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilir" hükmü yer alıyor...
sosyal bir olgu olarak dedikodu gündelik yaşamın olağan bir parçasıdır. dedikoduyu sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla ele alan çalışmalar yapılmıştır:
edgar morin, "rumour in orleans", 1969
noel kapferer, "dedikodu ve söylenti", 1990
gordon allport, "the psychology of rumour", 1965
bu eserleri okuyarak kişiliklerinize katkıda bulunabilir ya da günlük yaşantınıza entrikalarla devam edebilirsiniz.
Şu cümlenin ingilizce'ye çevrilmesi gerekiyor.
Yardımcı olacak arkadaşlara teşekkür ederim.
"Merhaba,
Çocuklar için düşündüğünüz ürün çok güzel. Bu üründen sipariş versek Türkiye'ye yollayabilir misiniz? Ayrıca fiyat konusunda bilgi verir misiniz..."
Yardımcı olacak arkadaşlara teşekkür ederim.
"Merhaba,
Çocuklar için düşündüğünüz ürün çok güzel. Bu üründen sipariş versek Türkiye'ye yollayabilir misiniz? Ayrıca fiyat konusunda bilgi verir misiniz..."
Hangisini öğrenmek daha zor?
Neden?
Neden?
"O(kadin) makine muhendisi" demek istiyorum.
Es ingeniero mecánico mu denir , yoksa Es ingeniera mecánico mu denir , yoksa Es ingeniera mecánica mi denir ?
yani maskulenlik nereye gider ?
tesekkurler.
Es ingeniero mecánico mu denir , yoksa Es ingeniera mecánico mu denir , yoksa Es ingeniera mecánica mi denir ?
yani maskulenlik nereye gider ?
tesekkurler.
geçiyor sözcüğünde ünlü türemesi yok mu?
geç-i-yor şeklinde?
ygs de bunu ünlü türemesi olarak kabul etmemiş. ünlü türemesi dışında bir ses olayı var mı?
geç-i-yor şeklinde?
ygs de bunu ünlü türemesi olarak kabul etmemiş. ünlü türemesi dışında bir ses olayı var mı?
Bir ağacın kökü ne kadar derin olursa ağaç da o kadar sağlam olur ve kolay kolay devrilmez.
Teşekkürler
Teşekkürler
"Pop, rock, arabesk Türkiye'de öne çıkan müzik türleridir." i nasıl almanca söylerim?
Aynı anlama gelecek başka kelime yok mu Türkçe'de ?
O şimdi asker değil de..
O artık asker nasıl denir?
He's soldier by now mı acaba?
O artık asker nasıl denir?
He's soldier by now mı acaba?
Sevgili ekşidaşlar; Ankara'da Rusça eğitim alabileceğim tavsiye edebileceğiniz yerler nerelerdir?
Şimdiden teşekkür ettim.
Şimdiden teşekkür ettim.
1 saattir uğraşıyorum kuramadım soktumun cümlesini. yardım edenlerin elleri dert görmesin:)
"Bu olgu sunumunda 15-20 gün öncesinde bulantı, kusma, öksürük şikayeti ile başlayan ve bu belirtilerin yaklaşık 2 hafta sonrasında alt ekstremite distallerinden başlayan uyuşukluk ve güçsüzlük şikayeti gelişen, GBS tanısı koyduğumuz 32 yaşında SLE tanısı ile izlenen bir erkek hasta tartışılacaktır."
"In this case report, a 32-year-old man with SLE who we diagnosed GBS will be discussed." diye bir cümle kurup ikiye böleyim dedim yine yapamadım.
"Bu olgu sunumunda 15-20 gün öncesinde bulantı, kusma, öksürük şikayeti ile başlayan ve bu belirtilerin yaklaşık 2 hafta sonrasında alt ekstremite distallerinden başlayan uyuşukluk ve güçsüzlük şikayeti gelişen, GBS tanısı koyduğumuz 32 yaşında SLE tanısı ile izlenen bir erkek hasta tartışılacaktır."
"In this case report, a 32-year-old man with SLE who we diagnosed GBS will be discussed." diye bir cümle kurup ikiye böleyim dedim yine yapamadım.
Merhaba arkadaşlar, sözlükte pek kayda değer bir şey bulamadım. bir ara ekşiyi de kapsayan bir reklam kampanyası yapmışlar herkes o reklamla ilgili yazı yazdığı için pek okunacak bir şey yok, olanlar da arada kaynıyor.
Neyse sizin yorumlarınız nedir? Kadıköy şube için.
Neyse sizin yorumlarınız nedir? Kadıköy şube için.
in 1792 criminals saw they could make a good profit by filing shavings from the sides of gold and silver coins and selling the precious metal, which is why coins now have ridges on their sides.
burada ne demek istemis
burada ne demek istemis
bu taf diye mi okunuyormuş? ben hep şarkılarda, filmlerde doğ diye duydum sanki?
şimdi bir müzik türü olan blues aynı zamanda hüzün anlamına da geliyor ya, hangisinin kullanımı daha önce? yani blues bir müzik türü olarak ortaya çıkıp sonra bir duyguya isim mi veriyor yoksa blues her zaman hüzün demek de müzik türü ismini buradan mı alıyor?
Merhabalar
Başlıktaki cümle İngilizce olarak, kibar bir dille nasıl ifade edilir?
Şimdiden teşekkürler.
Başlıktaki cümle İngilizce olarak, kibar bir dille nasıl ifade edilir?
Şimdiden teşekkürler.