dün sayamadığım kadar jager-bull içtim. hiç de sevmem ama bi kere içince değiştirmek istemedim.
şu an ağzımın tadı o kadar kötü ki, çamur gibi ya. 3 kez diş fırçaladım geçmiyor. nasıl geçirebilirim bu tadı?
şu an ağzımın tadı o kadar kötü ki, çamur gibi ya. 3 kez diş fırçaladım geçmiyor. nasıl geçirebilirim bu tadı?
ama hiçbir zaman uyuyamıyorum. kaçta yatarsam yatayım, ne kadar yorulmuş olsam olayım, sabah 7-8'de uyanıyorum. tekrar geri yatmayı çok denedim, olmuyor. ama valla çok kıskanıyorum millet mışıl mışıl uyuyunca. ben deli gibi uyanmış oluyorum her defasında.
nasıl uyucam ben? neden hep bu kadar erken kalkıyorum?
nasıl uyucam ben? neden hep bu kadar erken kalkıyorum?
ne yaparsınız? diyelim ki çok sevdiğiniz bir arkadaşınız sizi sadece kullanıyor (maddi/manevi). veya sevdiğiniz kadın. bunu hissettiğinizde, doğruluk payını bilmeden ne yapardınız?
görmemezlikten gelir miydiniz?
rica ederim bi 10 saniye düşünüp cevap verin.
görmemezlikten gelir miydiniz?
rica ederim bi 10 saniye düşünüp cevap verin.
Az once macbook'a 3 tane şirket maili kurdum. Aralarından bir tanesi mail alıyor fakat yollayamıyor. Şöyle bir hata çıkıyor: Bu iletiyi doğru adreslediğinizden emin olun. Mail tercihlerindeki SMTP sunucu ayarlarınızı denetleyin ve herhangi bir ileri düzey ayarı sistem yöneticinize doğrulatın.
diğerlerinde problem yok ama. Adım adım anlatabilecek olan var mı?
Yosemite bu arada.
diğerlerinde problem yok ama. Adım adım anlatabilecek olan var mı?
Yosemite bu arada.
ben şimdi video çekerken 1 tane şarkıyı komple müzik olarak koysam videoya telif hakkı konusunda sıkıntı yaşar mıyım? Yaşamamak için ne yapmam gerekir?
3lü prize bir 3lü daha taktım, hepsi de kullanılıyor. Prizler hatırladığım kadarıyla öyle çok da kaliteli şeyler değildi. Bi sorun çıkar mı ya kısa devre falan? Gerçi kullanmadığım zaman 3lüye taktığım 3lüyü çıkaracağım ama işkillendim.
sizce ileride pişman olur musunuz? soru bu kadar, gayet açık. tikler eve gidince, yaklaşık yarım saat sonra.
çok sık geliyor başıma karşı cinsle. nezaketi severim, nazik insanlara bayılırım, ben de öyle olmaya çalışırım ama ne zaman nazik olsam, kibar ve centilmen davransam karşı taraf bunu hemen yavşamak olarak algılıyor, o zaman da bende şalter atıyor.
bu bi kural da ben mi bilmiyorum? Genelleme de yapmak istemiyorum ama yapmak zorundayım, kendi yaşadıklarım çünkü bunlar. İstinasız her kız, ben nazik davranınca ya yavşadığımı sandı ya da zamanla beklentiye girdi. Laf dönüp dolaştı "sen bana yavşadın"a geldi veya "sen bana ümit verdin" oldu.
ya illa kaba mı olmak lazım? Hadi kaba demeyelim de düşüncesiz mi olmak lazım? İnsanlar sadece birbirine beraber olmak için mi nazik davranır? Görgü diye bi'şey kalmadı mı?
bu bi kural da ben mi bilmiyorum? Genelleme de yapmak istemiyorum ama yapmak zorundayım, kendi yaşadıklarım çünkü bunlar. İstinasız her kız, ben nazik davranınca ya yavşadığımı sandı ya da zamanla beklentiye girdi. Laf dönüp dolaştı "sen bana yavşadın"a geldi veya "sen bana ümit verdin" oldu.
ya illa kaba mı olmak lazım? Hadi kaba demeyelim de düşüncesiz mi olmak lazım? İnsanlar sadece birbirine beraber olmak için mi nazik davranır? Görgü diye bi'şey kalmadı mı?
şimdi makineye atsam sabah çıkarsam kokar mı?
nasılsınız, napıyorsunuz, niye uyumadınız, ne zaman uyuyacaksınız?
bana kova kadınını anlatsanıza biraz. internette bi sürü yazı var da ben gerçek hayatta gözlemlediklerinizi merak ediyorum.
az önce fark ettim. şimdi "hücresel" kısmında 3g, 2g ve lte var ya. oradan 2g'ye geçince daha az veri alıp/yolluyor ya ve şarjı da biraz daha koruyor ya.. wifi açıkken de bu 3g-2g etki ediyor mu? yani wifi açıkken 3g'deyse hücresel veri kısmı şarjı daha mı çok gidiyor? yoksa alakası yok mu?
şimdiden abuk sabuk laf edeceklere peşinen cevap: tüm dedikleriniz kabul, en mantıklı sizsiniz.
ben köpek hastasıyım. her hayvanı çok çok severim ama köpek denilince akan sular durur bende. özellikle sokak köpeklerine karşı daha bi hulusi kentmen'im.
oturduğum yere yaklaşık 30-40 dakikalık bir mesafede (arabayla) işim vardı bugün. bi köpek vardı oranın sokağında, çok stresliydi ama sersem gibiydi de. o anki işi gücü bıraktım bunun derdini çözmeye çalıştım. güç bela güvendi bana ki yanına gitmeme izin verdi. sersem gibiydi, bakışları falan. sağına soluna baktım bişey yok, ağzını kokladım bişey yok, burnunu falan kontrol ettim biraz kuruydu ama hava da soğuk. o sıra ordaki apartmandan bi kadın çıktı, buranın köpeği mi dedim, evet bu sokakta sabahtan akşama kadar dolanır durur dedi ama son günlerde hep burada dolanıyor dedi.
çok aklım takıldı ya şimdi gece gece. hasta galiba. bide bugün gidip sevince ister istemez bir bağ kurdum. adı bile var ayyaş :D ben koydum :D
gidip bakayım mı ya? şu an işim gücüm yok, sabah erken kalkcam o kadar ama dert değil.
gidip bakayım mı yoksa kendi kendime evham mı yapıyorum?
edit: gece geç geldim direkt uyudum, şimdi gördüm cevapları. tanıdık veteriner bişeyi yok dedi, vitamin iğneleri falan yaptı, yemek falan yedi, sonra uyudu. biz de kahve içtik, tam ben kalkarken o da uyandı. hareketliydi bu sefer :d aldım götürdüm yerine.
gitmesem çok pişman olurdum, iyi ki gitmişim. teşekkürler cevaplar için.
ben köpek hastasıyım. her hayvanı çok çok severim ama köpek denilince akan sular durur bende. özellikle sokak köpeklerine karşı daha bi hulusi kentmen'im.
oturduğum yere yaklaşık 30-40 dakikalık bir mesafede (arabayla) işim vardı bugün. bi köpek vardı oranın sokağında, çok stresliydi ama sersem gibiydi de. o anki işi gücü bıraktım bunun derdini çözmeye çalıştım. güç bela güvendi bana ki yanına gitmeme izin verdi. sersem gibiydi, bakışları falan. sağına soluna baktım bişey yok, ağzını kokladım bişey yok, burnunu falan kontrol ettim biraz kuruydu ama hava da soğuk. o sıra ordaki apartmandan bi kadın çıktı, buranın köpeği mi dedim, evet bu sokakta sabahtan akşama kadar dolanır durur dedi ama son günlerde hep burada dolanıyor dedi.
çok aklım takıldı ya şimdi gece gece. hasta galiba. bide bugün gidip sevince ister istemez bir bağ kurdum. adı bile var ayyaş :D ben koydum :D
gidip bakayım mı ya? şu an işim gücüm yok, sabah erken kalkcam o kadar ama dert değil.
gidip bakayım mı yoksa kendi kendime evham mı yapıyorum?
edit: gece geç geldim direkt uyudum, şimdi gördüm cevapları. tanıdık veteriner bişeyi yok dedi, vitamin iğneleri falan yaptı, yemek falan yedi, sonra uyudu. biz de kahve içtik, tam ben kalkarken o da uyandı. hareketliydi bu sefer :d aldım götürdüm yerine.
gitmesem çok pişman olurdum, iyi ki gitmişim. teşekkürler cevaplar için.
gönül işi değil ama. kafama taktım, o yüzden hallice uzun olacak.
çocukluk arkadaşım son sıralarda (7-8 aydır) depresyon gibi bişeyde. tam depresyon da değil gerçi. herif işinde çok başarılı, genç yaşta hem çok güzel bir bölüm bitirdi hem de bölümünden bağımsız, babasının desteği ile bir iş kurdu. işini de çok iyi yaptı, yapıyor. öyle "baba zengini" bir çocuk değil, hatta son 1-2 yıldır baya kendi götürüyor işi, amcası yaşında adamlara kök söktürüyor, kodaman adamları dize getiriyor falan. ufacık dükkanı koca depo haline getirdi çabasıyla. babası artık güveniyor olmalı ki kendi işine gücüne bakıyor. tipi falan da öyle apaçi değil, tamam brad pitt değil ama şeytan tüyü var, acayip bir çene ve sıcakkanlılık var herifte. o yüzden her zaman ortamların aranan adamlarından oldu.
ama gel gelelim son dönemde sürekli mutsuz. olm neyin var diyorum başlıyor anlatmaya (kimseyle de konuşmaz, sadece benle konuşur böyle şeyler). işte neymiş hiçbişey zevk vermiyormuş, her şey çok anlamsızmış, çalışıyoruz çalışıyoruz, zaten ölüp gideceğiz. e diyorum çık eğlen, gez dolaş, olmaz iş var diyor. lan patron adamsın diyorum yine olmaz içim rahat etmez diyor. hem gezip napıcam tek başıma diyor. olm sevgili bul kendine şöyle kafa dengin, yaşın 29 artık ciddi bişeyler düşün, 1-2 sene sevgili ol, sonra söz möz derken 32de evlen diyorum, yok ki kız diyor. yalan ha, rehberi kız dolu. onlarla cenazeye gitmem diyor. onların amacı benle birlikte olmak değil, kapak atacak enayi bulup ömür boyu göt büyütmek diyor.
olm diyorum yerinde olmak isteyen çok insan var kıymetini bil, ne alakası var diyor, kazandığın kadar harcıyorsun bu iş böyle diyor. madem kazandığım kadar harcıyorum, gideyim güneye yerleşeyim, 1000 tl kazanayım, 1000 tl harcayım diyor.
zaten hep böyle bir herifti, tamam ultra zengin falan değil ama canı ne istiyorsa alabilen bir adam, etikete falan da bakmaz. dua etsin maymun iştahlı değil, uzun süre aynı giysileri giyer ama o an hoşuna gitti diye 2000 tl'lik cüzdan alır, kendi arabası var, kendi evi var falan. gerçi ev kira ama alıcam bu aralar diyor. o yaşa göre durumu iyi yani. valla tükendim, canım ciğerim kadar severim, adamın bu mutsuz hali beni de üzüyor. nasıl eski haline getircem bunu? eski halinden kastım o enerjik, esprili ve fırlama hali.
bide laf arasında herkesin kendine fazla sorumluluk yüklediğini, herkesin ondan daha da büyük şeyler beklediğini falan söyledi. ya olm sen ne bakıyorsun, hayat senin, nasıl istiyorsan öyle yap diyorum, ben de bilmiyorum ki diyor. al işte şeytan diyor patlat bi tane ensesine kendine gelsin :d
geçici bişey midir? ben ciğerini bilirim onun, geçici değil gibime geliyor. ömür boyu olmasa da en güzel yıllarını bu ruh haliyle geçirir bu, o yüzden yardım etmek istiyorum ama nasıl.
çocukluk arkadaşım son sıralarda (7-8 aydır) depresyon gibi bişeyde. tam depresyon da değil gerçi. herif işinde çok başarılı, genç yaşta hem çok güzel bir bölüm bitirdi hem de bölümünden bağımsız, babasının desteği ile bir iş kurdu. işini de çok iyi yaptı, yapıyor. öyle "baba zengini" bir çocuk değil, hatta son 1-2 yıldır baya kendi götürüyor işi, amcası yaşında adamlara kök söktürüyor, kodaman adamları dize getiriyor falan. ufacık dükkanı koca depo haline getirdi çabasıyla. babası artık güveniyor olmalı ki kendi işine gücüne bakıyor. tipi falan da öyle apaçi değil, tamam brad pitt değil ama şeytan tüyü var, acayip bir çene ve sıcakkanlılık var herifte. o yüzden her zaman ortamların aranan adamlarından oldu.
ama gel gelelim son dönemde sürekli mutsuz. olm neyin var diyorum başlıyor anlatmaya (kimseyle de konuşmaz, sadece benle konuşur böyle şeyler). işte neymiş hiçbişey zevk vermiyormuş, her şey çok anlamsızmış, çalışıyoruz çalışıyoruz, zaten ölüp gideceğiz. e diyorum çık eğlen, gez dolaş, olmaz iş var diyor. lan patron adamsın diyorum yine olmaz içim rahat etmez diyor. hem gezip napıcam tek başıma diyor. olm sevgili bul kendine şöyle kafa dengin, yaşın 29 artık ciddi bişeyler düşün, 1-2 sene sevgili ol, sonra söz möz derken 32de evlen diyorum, yok ki kız diyor. yalan ha, rehberi kız dolu. onlarla cenazeye gitmem diyor. onların amacı benle birlikte olmak değil, kapak atacak enayi bulup ömür boyu göt büyütmek diyor.
olm diyorum yerinde olmak isteyen çok insan var kıymetini bil, ne alakası var diyor, kazandığın kadar harcıyorsun bu iş böyle diyor. madem kazandığım kadar harcıyorum, gideyim güneye yerleşeyim, 1000 tl kazanayım, 1000 tl harcayım diyor.
zaten hep böyle bir herifti, tamam ultra zengin falan değil ama canı ne istiyorsa alabilen bir adam, etikete falan da bakmaz. dua etsin maymun iştahlı değil, uzun süre aynı giysileri giyer ama o an hoşuna gitti diye 2000 tl'lik cüzdan alır, kendi arabası var, kendi evi var falan. gerçi ev kira ama alıcam bu aralar diyor. o yaşa göre durumu iyi yani. valla tükendim, canım ciğerim kadar severim, adamın bu mutsuz hali beni de üzüyor. nasıl eski haline getircem bunu? eski halinden kastım o enerjik, esprili ve fırlama hali.
bide laf arasında herkesin kendine fazla sorumluluk yüklediğini, herkesin ondan daha da büyük şeyler beklediğini falan söyledi. ya olm sen ne bakıyorsun, hayat senin, nasıl istiyorsan öyle yap diyorum, ben de bilmiyorum ki diyor. al işte şeytan diyor patlat bi tane ensesine kendine gelsin :d
geçici bişey midir? ben ciğerini bilirim onun, geçici değil gibime geliyor. ömür boyu olmasa da en güzel yıllarını bu ruh haliyle geçirir bu, o yüzden yardım etmek istiyorum ama nasıl.
acil bir durum, şimdiden cevap verenlere şükran.
yeni mac kullanıcısıyım. 1tb hard diskimi bağladım, içinde önemli belgeler var.
www.sihirlielma.com
linkinden yola çıkara biçimlendirmem gerek anladığım kadarıyla işlem yapabilmek için. adım adım takip ettim, hem windowsta hem mac'te kullanabileyim diye MS DOS FAT seçtim, "sil" dedim ve şu uyarı çıktı: Diski silme, diskin tüm bölüntülerindeki bütün verileri siler.
ne anlama geliyor bu? neyi silecek içindeki belgeleri, kişisel dosyalarımı falan mı??
bi yardım eli dostlar.
yeni mac kullanıcısıyım. 1tb hard diskimi bağladım, içinde önemli belgeler var.
www.sihirlielma.com
linkinden yola çıkara biçimlendirmem gerek anladığım kadarıyla işlem yapabilmek için. adım adım takip ettim, hem windowsta hem mac'te kullanabileyim diye MS DOS FAT seçtim, "sil" dedim ve şu uyarı çıktı: Diski silme, diskin tüm bölüntülerindeki bütün verileri siler.
ne anlama geliyor bu? neyi silecek içindeki belgeleri, kişisel dosyalarımı falan mı??
bi yardım eli dostlar.
saçma başlık oldu biliyorum. olay şu;
insanları inceleme hastalığım var. sürekli izlerim sapık gibi çaktırmadan (gözünüzde canlandırın diye, yoksa sapık falan değilim). ne giymiş, saçını bugün nasıl jölelemiş, kravatını dünden farklı bağlamış, ayakkabısı yeni galiba vs. diye incelerim. çoğu da istem dışı oluyor, incelerken başka şeyler düşünmeme yardımcı oluyor gibi.
şimdi çalıştığım yerde bi sekreter var yaklaşık 8 aydır burada. çalıştığım yerde 4 kişiyiz. 2 kişi sürekli seyahatte, ben %70 ofis, gerektiği durumlarda seyahatte, sekreter hep ofiste. odalarımız farklı, altlı üstlü diyebilirim. aramız da iyidir ama öyle enseye tokat değiliz.
bu kadının yanına ne zaman insem zangır zangır elleri titriyor. ama gerçekten zangır zangır. o da rahatsız oluyor bundan hissediyorum ama ben hiç oralı olmuyorum, hiç fark etmiyormuşum gibi davranıyorum (şaşı adamın şaşı gözüne bakmamak gibi :d )
ama atıyorum kendisine kahve yapıyor mutfakta, ben de iniyorum kahve yapmaya, o sıra eller normal, ben gelince zangır zangır titriyor yine. ya da telefonda konuşuyor, ben depo kısmında bişeylerle uğraşırken görüyorum telefonda konuştuğunu, yine normal, odasına yaklaşıyorum "kim? bana mı?" işareti yapıyorum yine titriyor.
başlarda heyecandandır, yeni iş, ortam falan diyordum ama 8 ay oldu ya. ulan bende mi sorun var diyorum, yoo her şey tam olarak olması gerektiği mesafede. aklıma "lan bu bana aşık falan da ondan mı böyle titriyor" gibi saçma bi düşünce bile geldi ama kadın 48 yaşında kendi halinde takılan biri.
artık ben de rahatsız olmaya başladım ama. tamam biliyorum onun da elinde değil, ama her evrak uzattığında falan zangır zangır titreyen eller de görmek bazen geriyor beni.
acaba bir rahatsızlığı mı var? ya da bir ara konusunu açsam mı? çok da merak ediyorum çünkü neden böyle diye. belki bi yardımımız da dokunur?
insanları inceleme hastalığım var. sürekli izlerim sapık gibi çaktırmadan (gözünüzde canlandırın diye, yoksa sapık falan değilim). ne giymiş, saçını bugün nasıl jölelemiş, kravatını dünden farklı bağlamış, ayakkabısı yeni galiba vs. diye incelerim. çoğu da istem dışı oluyor, incelerken başka şeyler düşünmeme yardımcı oluyor gibi.
şimdi çalıştığım yerde bi sekreter var yaklaşık 8 aydır burada. çalıştığım yerde 4 kişiyiz. 2 kişi sürekli seyahatte, ben %70 ofis, gerektiği durumlarda seyahatte, sekreter hep ofiste. odalarımız farklı, altlı üstlü diyebilirim. aramız da iyidir ama öyle enseye tokat değiliz.
bu kadının yanına ne zaman insem zangır zangır elleri titriyor. ama gerçekten zangır zangır. o da rahatsız oluyor bundan hissediyorum ama ben hiç oralı olmuyorum, hiç fark etmiyormuşum gibi davranıyorum (şaşı adamın şaşı gözüne bakmamak gibi :d )
ama atıyorum kendisine kahve yapıyor mutfakta, ben de iniyorum kahve yapmaya, o sıra eller normal, ben gelince zangır zangır titriyor yine. ya da telefonda konuşuyor, ben depo kısmında bişeylerle uğraşırken görüyorum telefonda konuştuğunu, yine normal, odasına yaklaşıyorum "kim? bana mı?" işareti yapıyorum yine titriyor.
başlarda heyecandandır, yeni iş, ortam falan diyordum ama 8 ay oldu ya. ulan bende mi sorun var diyorum, yoo her şey tam olarak olması gerektiği mesafede. aklıma "lan bu bana aşık falan da ondan mı böyle titriyor" gibi saçma bi düşünce bile geldi ama kadın 48 yaşında kendi halinde takılan biri.
artık ben de rahatsız olmaya başladım ama. tamam biliyorum onun da elinde değil, ama her evrak uzattığında falan zangır zangır titreyen eller de görmek bazen geriyor beni.
acaba bir rahatsızlığı mı var? ya da bir ara konusunu açsam mı? çok da merak ediyorum çünkü neden böyle diye. belki bi yardımımız da dokunur?
var mıdır? ram 4gb. chrome kastırıyor gibi?
agresif derken, sert, kuralcı ve ödün vermeyen? özel hayatımda pamuk gibiyimdir, sıcakkanlıyım falan. ama iş hayatında tam tersi, baya agresifim. hayatta ödün vermem bişeyden. bazen arkadaşlarım geçerken uğrar iş yerine, "olm bambaşka bir adam oluyorsun çalışırken" diyorlar.
kötü bi'şey midir ki agresif ve/veya kuralcı olmak? ben bir zararını görmedim. kuralcıdan kastım da gözü kapalı her şeye uymak değil, var olan prensipleri bozmamak; gereksiz yere istisna yaratmamak vs. mesela börekçi olsam ve "çay başına 2 şeker veriyoruz" kuralı olsa, sittin sene üçüncü şekeri vermem :d "belki şekerli seviyor" falan demeyin, ne demek istediğimi anladınız, aklıma örnek gelmedi.
aynı soru öğrenciler için de geçerli. öyle ya derste pür dikkat kesilenler vardır, arkadaşı bi'şey fısıldarken ters ters bakanlar. ama dersten sonra şeker gibidir vs..
kötü bi'şey midir ki agresif ve/veya kuralcı olmak? ben bir zararını görmedim. kuralcıdan kastım da gözü kapalı her şeye uymak değil, var olan prensipleri bozmamak; gereksiz yere istisna yaratmamak vs. mesela börekçi olsam ve "çay başına 2 şeker veriyoruz" kuralı olsa, sittin sene üçüncü şekeri vermem :d "belki şekerli seviyor" falan demeyin, ne demek istediğimi anladınız, aklıma örnek gelmedi.
aynı soru öğrenciler için de geçerli. öyle ya derste pür dikkat kesilenler vardır, arkadaşı bi'şey fısıldarken ters ters bakanlar. ama dersten sonra şeker gibidir vs..
macbook kullanımı hakkında basit ve pratik ipuçları veren site var mıdır? windows'ta alışkanlık edindiğimiz ama mac'te farklı olan şeyler gibi. mesela @ işaretini bulmam 2-3 dakika sürdü :)
eveeeet insanları ikiye ayıran o meşhur güne az kaldı. şaka bir yana sahiden nedir görüşleriniz bu gün hakkında? gereksiz mi, gerekli mi? para tuzağı mı? yoksa "yoo ne güzel işte, olmasa eksikliğini hissederdim böyle bir günün" mü diyorsunuz? yaşınız cinsiyetiniz önemsiz. bir de beklentiniz ne 4 gün sonrası için? yani hediye bekliyor musunuz, ekstra romantizm bekliyor musunuz 14ünde?
son soru (seçin)
a- iyi ki sevgilim yok, bir ton strese gir 14 şubat diye.
b- iyi ki sevgilim var ama bu 14 şubat çok gereksiz.
c- sevgilim olsaydı keşke ben de 14 şubat'ta heyecanlanırdım.
d- iyi ki sevgilim var, çok güzel bir gün geçireceğiz.
e- en büyük beşiktaş.
son soru (seçin)
a- iyi ki sevgilim yok, bir ton strese gir 14 şubat diye.
b- iyi ki sevgilim var ama bu 14 şubat çok gereksiz.
c- sevgilim olsaydı keşke ben de 14 şubat'ta heyecanlanırdım.
d- iyi ki sevgilim var, çok güzel bir gün geçireceğiz.
e- en büyük beşiktaş.
bunu nasıl aşabilirim?
kendimle alakalı maddi, manevi her konuda inanılmaz tez canlıyım, sabırsızım. ama konu başkasıysa da o kadar ince eleyip sık dokuyorum ki, hata/zarar payı sıfıra yakın oluyor.
kendimle ilgili nasıl bu kadar sorumsuz olabiliyorum ya? tez canlılık ayarında güzel ama ben çoktaaan aştım o çizgiyi, artık maddi olarak da zarar veriyor bana bu. şımarıklık değil de bişeyi kafama koyuyorum, ne yapıp ne edip o şeyi yapıyorum.
hani hiç düşünmüyorum bazen. birkaç örnek;
- bir anda taşınmaya karar veriyorum ve başka eve taşınıyorum.
- bir anda tüp mide ameliyatı olmaya karar veriyorum ve aynı hafta ameliyata giriyorum.
- bir anda "xboxumu satayım gidip 5s alayım" diyorum ve yapıyorum.
- bir anda "5simi satayım ve 6 plus alayım" diyorum ve yapıyorum.
- bir anda gayet eğlenceli bir ortamdayken sıkılıp eve gidiyorum.
işin kötü tarafı da her defasında "lan ne gerek vardı" diyorum kendi kendime ve içimi bir karamsarlık kaplıyor.
dün mesela şarj kablosu almaya gittim, 600 tl'lik bluetooth hoparlör ile çıktım ve şu an "almasam daha iyidi sanki" diyorum. aklımda vardı gerçi almak.
hayır zengin değilim, iyi kazanıyorum ama zengin değilim. "ulan it gibi çalışıyorum, zaten gidecek bu para bari içimde kalmasın" kafasındayım ama iyi bişey değil bu, nasıl düzelticem? başkasına gösterdiğim mantıklı yaklaşımı kendime gösteremiyorum.
kendimle alakalı maddi, manevi her konuda inanılmaz tez canlıyım, sabırsızım. ama konu başkasıysa da o kadar ince eleyip sık dokuyorum ki, hata/zarar payı sıfıra yakın oluyor.
kendimle ilgili nasıl bu kadar sorumsuz olabiliyorum ya? tez canlılık ayarında güzel ama ben çoktaaan aştım o çizgiyi, artık maddi olarak da zarar veriyor bana bu. şımarıklık değil de bişeyi kafama koyuyorum, ne yapıp ne edip o şeyi yapıyorum.
hani hiç düşünmüyorum bazen. birkaç örnek;
- bir anda taşınmaya karar veriyorum ve başka eve taşınıyorum.
- bir anda tüp mide ameliyatı olmaya karar veriyorum ve aynı hafta ameliyata giriyorum.
- bir anda "xboxumu satayım gidip 5s alayım" diyorum ve yapıyorum.
- bir anda "5simi satayım ve 6 plus alayım" diyorum ve yapıyorum.
- bir anda gayet eğlenceli bir ortamdayken sıkılıp eve gidiyorum.
işin kötü tarafı da her defasında "lan ne gerek vardı" diyorum kendi kendime ve içimi bir karamsarlık kaplıyor.
dün mesela şarj kablosu almaya gittim, 600 tl'lik bluetooth hoparlör ile çıktım ve şu an "almasam daha iyidi sanki" diyorum. aklımda vardı gerçi almak.
hayır zengin değilim, iyi kazanıyorum ama zengin değilim. "ulan it gibi çalışıyorum, zaten gidecek bu para bari içimde kalmasın" kafasındayım ama iyi bişey değil bu, nasıl düzelticem? başkasına gösterdiğim mantıklı yaklaşımı kendime gösteremiyorum.
en uygun derken en ucuz? apple store mudur en ucuz satan? bide ben bunların isimlerini sadece macbook air, pro vs. diye biliyorum. nesil falan muhabbetinden anlamıyorum. hepsiburada da satıyor ama son nesil mi onlar bilmiyorum. neye dikkat etmeli?
arıyorum. bluetooth hoparlör de alıp, evde dinlemek için. çalsın arka planda.
mp3 player baktım fakat apple dışında bluetooth özellikli bulamadım. apple'ın da itunes falan uğraşmak istemiyorum, ayrıca hafızaları arttırılmıyor.
bütçem 300-400 tl. mesela şunu alsam www.hepsiburada.com
bir de 32/64 gb falan hafıza alsam nasıl olur?
var mı bu tableti kullanan?
not: bir de güzel ses veren bir bluetooth hoparlör önerebilir misiniz? ona da bütçe 200-300 tl. daha ucuz olursa daha iyi olur tabi. ama güzel ses versin. hiç anlamıyorum bu işlerden.
mp3 player baktım fakat apple dışında bluetooth özellikli bulamadım. apple'ın da itunes falan uğraşmak istemiyorum, ayrıca hafızaları arttırılmıyor.
bütçem 300-400 tl. mesela şunu alsam www.hepsiburada.com
bir de 32/64 gb falan hafıza alsam nasıl olur?
var mı bu tableti kullanan?
not: bir de güzel ses veren bir bluetooth hoparlör önerebilir misiniz? ona da bütçe 200-300 tl. daha ucuz olursa daha iyi olur tabi. ama güzel ses versin. hiç anlamıyorum bu işlerden.
dün gece baya içtim, zaten duyuru da açmıştım bilen bilir :)
gece telefon geldi arkadaşın annesi vefat etti diye, apar topar hastaneye gittim bazı konularda yardım etmek için. yeni döndüm. cenaze bugün öğleden sonra, ama arkadaşım sabah "allah razı olsun yanımda oldun ama gece baya içmişsin, istiyorsan cenazeye gelme bence, yat dinlen" dedi.
şimdi sorun şu, o arkadaşım dinine baya bağlı, kanımda alkol var diye cenazeye gitmemi istemiyor olabilir mi, o yüzden mi öyle dedi? yoksa kibarlıktan mı?
gitmeli mi gitmemeli mi?
not: bu arada dün haberi aldığım andan itibaren tüm çakır keyifliğim yok oldu, hiç içmemiş kadar ayıktım hastanede.
gece telefon geldi arkadaşın annesi vefat etti diye, apar topar hastaneye gittim bazı konularda yardım etmek için. yeni döndüm. cenaze bugün öğleden sonra, ama arkadaşım sabah "allah razı olsun yanımda oldun ama gece baya içmişsin, istiyorsan cenazeye gelme bence, yat dinlen" dedi.
şimdi sorun şu, o arkadaşım dinine baya bağlı, kanımda alkol var diye cenazeye gitmemi istemiyor olabilir mi, o yüzden mi öyle dedi? yoksa kibarlıktan mı?
gitmeli mi gitmemeli mi?
not: bu arada dün haberi aldığım andan itibaren tüm çakır keyifliğim yok oldu, hiç içmemiş kadar ayıktım hastanede.
ama gerçek anlamda sarhoş yani, sonunu düşünmeden, gelecek hesabı düşünmeden.
ama kararsız kaldım.
1- evde mi içeyim yoksa sürekli gittiğim cadde'deki bi puba mı? daha önce o pubta sarhoş olmadım, çok içtim ama sarhoş olmadım orda, aram da iyidir ordakilerle. evde vakit geçirmeyi de seviyorum ama evde içersem belli bir noktadan sonra sızarım gibime geliyor. oradayken de daha spontane olaylar gelişebilir (başka bi yere geçme gibi, bir tanıdığı görmek gibi vs.)
2- ne içeyim? çok teferruatlı içkileri sevmiyorum. shot'luk içkileri daha çok severim ama onlar da patır patır içiliyor, keyfi az oluyor. rakı ve bira hariç her türlü "bence bunu iç" önerinize açığım.
yazardan not: az önce geldi bu istek aklıma. sadece sarhoş olayım istiyorum akşam o kadar, özel bir sebebi yok. nerden çıktı onu da bilmiyorum sadece istedim :d size de hiç oldu mu bu arada böyle bişey? ulan bugün sarhoş olmak istiyorum dediniz mi? derdim tasam vs. yok.
ama kararsız kaldım.
1- evde mi içeyim yoksa sürekli gittiğim cadde'deki bi puba mı? daha önce o pubta sarhoş olmadım, çok içtim ama sarhoş olmadım orda, aram da iyidir ordakilerle. evde vakit geçirmeyi de seviyorum ama evde içersem belli bir noktadan sonra sızarım gibime geliyor. oradayken de daha spontane olaylar gelişebilir (başka bi yere geçme gibi, bir tanıdığı görmek gibi vs.)
2- ne içeyim? çok teferruatlı içkileri sevmiyorum. shot'luk içkileri daha çok severim ama onlar da patır patır içiliyor, keyfi az oluyor. rakı ve bira hariç her türlü "bence bunu iç" önerinize açığım.
yazardan not: az önce geldi bu istek aklıma. sadece sarhoş olayım istiyorum akşam o kadar, özel bir sebebi yok. nerden çıktı onu da bilmiyorum sadece istedim :d size de hiç oldu mu bu arada böyle bişey? ulan bugün sarhoş olmak istiyorum dediniz mi? derdim tasam vs. yok.
alırken neye dikkat etmek gerekir? sonuçta ayağıma uyan her ayakkabıyı denediğimde rahat geliyor. alırken adama "abi ben bi yürüyüp geleyim yarım saat" diyemem ki?
ve var mı önereceğiniz modeller. erkek için.
ve var mı önereceğiniz modeller. erkek için.
ne demiş abimiz burada?
I understand about company from Turkey, it is better for us, because we have car from Istanbul to Moldova.
Them can deliver the goods to Aksaray? Also, let's establish the date of deliver in Turkey.
I understand about company from Turkey, it is better for us, because we have car from Istanbul to Moldova.
Them can deliver the goods to Aksaray? Also, let's establish the date of deliver in Turkey.
bana yardımcı olur musunuz?
normalde tarzanca şeklinde konuşuyorum ingilizce, anlaşıyoruz ama bu adam tam kıl kuyruk;
proformayı ekte yolluyorum. bu adetlerde ihracat yapmıyoruz, ihracat yapmamız için minimum palet bazında almanız gerekir. bu sebeple faturayı sizin adınıza değil, türkiye'de bize söyleyeceğiniz bir firma adına kesmemiz gerekir. fatura tutarının tamamı, malzeme sevk edilmeden alınır.
----------
çok teşekkürler şimdiden. harvard seviyesinde olmasına gerek yok :d basitçe yazsanız da yeter.
normalde tarzanca şeklinde konuşuyorum ingilizce, anlaşıyoruz ama bu adam tam kıl kuyruk;
proformayı ekte yolluyorum. bu adetlerde ihracat yapmıyoruz, ihracat yapmamız için minimum palet bazında almanız gerekir. bu sebeple faturayı sizin adınıza değil, türkiye'de bize söyleyeceğiniz bir firma adına kesmemiz gerekir. fatura tutarının tamamı, malzeme sevk edilmeden alınır.
----------
çok teşekkürler şimdiden. harvard seviyesinde olmasına gerek yok :d basitçe yazsanız da yeter.
bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama bu yeni nesildeki kızlar çok küfürlü konuşuyor. baya erkek gibi küfrediyorlar. hadi tamam etsinler ama erkek arkadaşlarıyla da küfürlü konuşuyorlar ve bu durum galiba "havalı" olmalarını sağlıyor. öyle mi gerçekten?
mesela demin twitter'da incicaps gördüm, mesajlaşmanın ekran görüntüsü;
erkek- senin artık sevgilin olmak istemiyorum
kız- nasıl yani
erkek- sevgilin değil kocan olmak istiyorum
kız- mal sikeyim senin romantikliğini amk kalbime iniyordu.
böyle bişeydi galiba. niye böyleler ya? iğrenç bi durum değil mi?
mesela demin twitter'da incicaps gördüm, mesajlaşmanın ekran görüntüsü;
erkek- senin artık sevgilin olmak istemiyorum
kız- nasıl yani
erkek- sevgilin değil kocan olmak istiyorum
kız- mal sikeyim senin romantikliğini amk kalbime iniyordu.
böyle bişeydi galiba. niye böyleler ya? iğrenç bi durum değil mi?
sb. kimisi diyor ki sadece kalça ve basene faydalı, kimisi de diyor ki tüm vücuda faydalı.
sadece spor yapayım da vücudum hamlamasın kafasındakiler için squat tek başına yeterli midir?
sadece spor yapayım da vücudum hamlamasın kafasındakiler için squat tek başına yeterli midir?
şimdiden sorayım, biliyorum çünkü saat 17:00'yi geçtiği anda ben yine saçmalayacağım yemek konusunda.
gündüzleri çok güzel beslenen bir insanım. sabah 2 haşlanmış yumurta beyazı yerim, yanında biraz peynir ve salatalık, ekmeksiz. baya da doyuruyor. sonra öğlenleri fix ızgara yerim yine ekmeksiz ve garnitürsüz. bazen de öncesinde çorba içerim yarım kase. öğleden sonra saat 2-3 gibi bitki çayı falan içerim.
sonraaaa akşam oluyor eve gidiyorum. eve gitmeden ya 1 şişe şarap alıyorum yanında fındık fıstık ya da o anki açlık hissiyle saçma sapan hazır sandviçlerden alıyorum benzincide satılan.
onları yiyorum tıka basa doyuyorum ama 1-2 saat sonra, can sıkıntısıyla da beraber, açıyorum dolabı fındık fıstık kemiriyorum dev sıçanlar gibi.
ben bu akşamları sağlıksız yeme biçimini nasıl değiştiririm ya? neden öğlen açlığım ile akşam açlığım bu kadar farklı? öğlen acıkınca canım yemek çekiyor, akşam acıkınca canım abur cubur ve alkol çekiyor.
bu arada eliniz hazır cevapla butonuna değmişken bana spor yaptırın ya :D eskiden ne güzel yapardım, son 5-6 ayda yemin ederim hareket sıfır bende. panda gibiyim ya, gündüzleri ofisteyim, e sürekli arabayla gidiyorum sağa sola. gündüzleri "bu akşam en azından yarım saat yürücem" diyorum, akşam oluyor ve "yarım saat yürüsen nolur yürümesen nolur" diyerek oturuyorum playstation'un karşısına ya da dışarı çıkıyorum takılmaya.
motivasyon eksikliği midir yoksa tembellik mi bilemedim. ama akşam olunca bambaşka bir insan oluyorum ya.
gündüzleri çok güzel beslenen bir insanım. sabah 2 haşlanmış yumurta beyazı yerim, yanında biraz peynir ve salatalık, ekmeksiz. baya da doyuruyor. sonra öğlenleri fix ızgara yerim yine ekmeksiz ve garnitürsüz. bazen de öncesinde çorba içerim yarım kase. öğleden sonra saat 2-3 gibi bitki çayı falan içerim.
sonraaaa akşam oluyor eve gidiyorum. eve gitmeden ya 1 şişe şarap alıyorum yanında fındık fıstık ya da o anki açlık hissiyle saçma sapan hazır sandviçlerden alıyorum benzincide satılan.
onları yiyorum tıka basa doyuyorum ama 1-2 saat sonra, can sıkıntısıyla da beraber, açıyorum dolabı fındık fıstık kemiriyorum dev sıçanlar gibi.
ben bu akşamları sağlıksız yeme biçimini nasıl değiştiririm ya? neden öğlen açlığım ile akşam açlığım bu kadar farklı? öğlen acıkınca canım yemek çekiyor, akşam acıkınca canım abur cubur ve alkol çekiyor.
bu arada eliniz hazır cevapla butonuna değmişken bana spor yaptırın ya :D eskiden ne güzel yapardım, son 5-6 ayda yemin ederim hareket sıfır bende. panda gibiyim ya, gündüzleri ofisteyim, e sürekli arabayla gidiyorum sağa sola. gündüzleri "bu akşam en azından yarım saat yürücem" diyorum, akşam oluyor ve "yarım saat yürüsen nolur yürümesen nolur" diyerek oturuyorum playstation'un karşısına ya da dışarı çıkıyorum takılmaya.
motivasyon eksikliği midir yoksa tembellik mi bilemedim. ama akşam olunca bambaşka bir insan oluyorum ya.
çok saçma değil mi ya? ben hiç takmam, ama ben bile bazen sinirlenip karışlık veriyorum. ama düşününce gerçekten çok ama çoooooook saçma ya başka bi insanın sana küfretmesi/hakaret etmesi ve senin buna sinirlenip karşılık vermen.
diyelim burada duyurudan ana avrat soy sop sövdü biri. ya karşılık vermek, dava açmak falan çok saçma değil mi? ağızdan çıkan laflar sonuçta, sıfır etki. bide tanımıyorsun düşün.
ya da araba kullanırken küfürleşenler ve sonrasında dövüşenler. ya bak yine düşündüm, sahiden çok saçma. adam bana küfrediyor. ee? ya napiim yani. "martılar çok iyi uçar" cümlesiyle aynı etkiyi yaratmalı, "ee napiim" etkisi.
ağızdan çıkan saçma sapan ve asıl amacı direkt olarak zaten karşı tarafı sinirlendirmek olan lafları niye bu kadar önemsiyoruz ya? hayır amacı o zaten. 2 amacı vardır küfür edenin;
1- seni sinirlendirmek,
2- kendini ifade edemediği için, kendi sinirini kusmak.
bugüne kadar 3 kez böyle bişeyle karşılaştım. daha doğrusu sinirlendiğim, karakolluk olduğum. ama üçünde de tek ortak nokta bana dokunmalarıydı. hakaret ettiler, küfrettiler oralı olmadım, sadece dokundukları için ciddi zararlar aldım ve verdim. ben komple küfür yemeyi yanlış mı anladım, yoksa sahiden anlamsız laflardan ibaret bişey değil mi bu?
diyelim burada duyurudan ana avrat soy sop sövdü biri. ya karşılık vermek, dava açmak falan çok saçma değil mi? ağızdan çıkan laflar sonuçta, sıfır etki. bide tanımıyorsun düşün.
ya da araba kullanırken küfürleşenler ve sonrasında dövüşenler. ya bak yine düşündüm, sahiden çok saçma. adam bana küfrediyor. ee? ya napiim yani. "martılar çok iyi uçar" cümlesiyle aynı etkiyi yaratmalı, "ee napiim" etkisi.
ağızdan çıkan saçma sapan ve asıl amacı direkt olarak zaten karşı tarafı sinirlendirmek olan lafları niye bu kadar önemsiyoruz ya? hayır amacı o zaten. 2 amacı vardır küfür edenin;
1- seni sinirlendirmek,
2- kendini ifade edemediği için, kendi sinirini kusmak.
bugüne kadar 3 kez böyle bişeyle karşılaştım. daha doğrusu sinirlendiğim, karakolluk olduğum. ama üçünde de tek ortak nokta bana dokunmalarıydı. hakaret ettiler, küfrettiler oralı olmadım, sadece dokundukları için ciddi zararlar aldım ve verdim. ben komple küfür yemeyi yanlış mı anladım, yoksa sahiden anlamsız laflardan ibaret bişey değil mi bu?
ya sabahtan beri nabzımın sertçe attığını hissediyorum. nabzım attıkça da kafamın içi zonkluyor hafiften. neden olur böyle?
hızlı atmıyor ama sert atıyor.
hızlı atmıyor ama sert atıyor.
mesela oyun konsolu. havalimanında sıkıntı olur mu? 399 dolara ps4+oyun satılıyor, 960 tl eder. bi yakınım gidecek aldırsam bir tane sorun çıkar mı? ya da kutusundan çıkartıp mı koysun valize?
ayrıca böyle amerika'da çok daha ucuz şeyler var mı bildiğiniz? saatlere falan baktım da sanki aynı fiyatlar.
houston ve new orleans'a gidecek yakınım bu arada.
ayrıca böyle amerika'da çok daha ucuz şeyler var mı bildiğiniz? saatlere falan baktım da sanki aynı fiyatlar.
houston ve new orleans'a gidecek yakınım bu arada.
1