Bana hiç güven vermedi bu mail ama sahibindenden görüp yazdı sanırım. Pek yabancı kimseden mail gelmez çünkü.
Zaten suriyelileri istemiyoruz deyip ev vermek pek hoş olmaz ama ablamız farklı konulara da girmiş ne anlatıyor anlamadım ajan majan. Paranın kokusunu verip şişleyecek mi
i.hizliresim.com
Zaten suriyelileri istemiyoruz deyip ev vermek pek hoş olmaz ama ablamız farklı konulara da girmiş ne anlatıyor anlamadım ajan majan. Paranın kokusunu verip şişleyecek mi
i.hizliresim.com

Hani bazen sirketler falan toplu satis yapıyordu normalde 500 lirayken 50 liraya alıyorduk. Simdiki fiyatları bilmiyorum ama yine böyle key satan siteler var mi?
Türknet, TTnet, Superonline.. hangisine girsem nerede fiber var, nerede gigafiber var göremiyorum. İlla adres sorgulama yapmam lazım.
Turknet Gigafibe bulunduğumuz ilçede varmış ama ona göre taşınacağım mesela binayı veya siteyi nasıl tespit edeceğim?
Teker teker bütün binaları sorgulatamam ki.
DH'de harita vardı onu kaldırtmışlar. Cem Çelebiler e linkedin den yazsam mı dedim ama küfür yemeyim şimdi durduk yere :D
www.youtube.com
Çalınır falan diye mi korkuyorlar? E bina dışlarında veya mahallelere kutu koymayı biliyorlar o kadar da saklama derdinde değiller sanki.
Turknet Gigafibe bulunduğumuz ilçede varmış ama ona göre taşınacağım mesela binayı veya siteyi nasıl tespit edeceğim?
Teker teker bütün binaları sorgulatamam ki.
DH'de harita vardı onu kaldırtmışlar. Cem Çelebiler e linkedin den yazsam mı dedim ama küfür yemeyim şimdi durduk yere :D
www.youtube.com

Çalınır falan diye mi korkuyorlar? E bina dışlarında veya mahallelere kutu koymayı biliyorlar o kadar da saklama derdinde değiller sanki.
Kasım 11 de aldığım dikey süpürge hala gelmedi 2 kere kayıt oluşturdum ses seda yok.
Tekrar yollayın diyeceğim diyemiyorum stokta gözükmüyor.
İade edin diyeceğim diyemiyorum çünkü fiyatı 1000TL artmış başka yerlerde.
Başka aynı durumda olan var mı bekleyeyim mi normal mi?
Mng kargo ile yola çıkmış ve haftalardır izmirde bir yerlerde bekliyor.
Tekrar yollayın diyeceğim diyemiyorum stokta gözükmüyor.
İade edin diyeceğim diyemiyorum çünkü fiyatı 1000TL artmış başka yerlerde.
Başka aynı durumda olan var mı bekleyeyim mi normal mi?
Mng kargo ile yola çıkmış ve haftalardır izmirde bir yerlerde bekliyor.
Isleriniz icin ustayı buldunuz geldi olctu bicti dedi ki 50bin tl.
Baska ustalara da sordunhz fiyat aldiniz asagi yukari ayni.. sonra birisinde karar kildiniz.
Usta dedi ki birazini pesinat aliyorum 10 mu 20 mi 25 mi artik neyse, kalanini da bitince.
Adam simdi parayi alip giderse ve zaman bulamiyorum diye isi hic yapmaz veya yarim birakirsa.. biz nasil hakkimizi arayacagiz?
Ustalarla basta bir sozlesme falan imzalanabiliniyor mu resmi bir sekilde?
Baska ustalara da sordunhz fiyat aldiniz asagi yukari ayni.. sonra birisinde karar kildiniz.
Usta dedi ki birazini pesinat aliyorum 10 mu 20 mi 25 mi artik neyse, kalanini da bitince.
Adam simdi parayi alip giderse ve zaman bulamiyorum diye isi hic yapmaz veya yarim birakirsa.. biz nasil hakkimizi arayacagiz?
Ustalarla basta bir sozlesme falan imzalanabiliniyor mu resmi bir sekilde?
Canina yandigim memleketimde dürüst pek kimse kalmadigi icin her gecen gün "ah şu dile biraz abansaydik da gitseydik" mubabbetini döndürsek de yapamayinca bari ülkede kalalim ama ticarete atilalim diyerek hanımla klinik acmaya karar vermistik. Zaten kendisi 8 yıldır tecrübeli artık sırası geldi diyordu.
Cok fazla ortak olmak isteyen cikti ama para bolunmesin diye tek oda da olsa kendin gir dedi ailesi ve biz önce didim sonra izmir sonra da corum ve antep yaparak dukkan arayisina girdik. Baldizlar sag olsun her turlu isimizde kosturup karinca gibi calistiklari için, biz kar etmeye baslayana kadar dukkandaki cogu ise de yardimci olabileceklerini soylediler biz de eleman almadan tek doktor bir sure idare edebilecegimiz icin gecenki duyurularimda antep i her ne kadar istemesem de, eşim kendisi de oralari birakip istanbul ve didime gelmis olsa da iş kurmak icin orasi daha hesabimiza kitabimiza yattı. Hem buyuk sehir bizim de canımız pek sıkılmaz dedik.
Gecenlerde insanlar nasil dukkan kiraliyor diye cekincelerimi dile getirmistim.
Cunku havada kalan seyler, mantigimiza yatmayan seyler vardi. Ama bu isler boyle dediniz, gozumuzu kararttik girdik. Kose basi çift cepheli cok guzel bir yer bulduk anlastik dün.
Bugun ne olsa beğenirsiniz, yan dukkanlar eski kiraciyi taniyormus ona elektrikle ilgili bir sey soracaktik o adam da sehir degisikligi sebebiyle gitmis. Ilk kiraciymks o zaten dukkanin bulundugu binalar yeni yapilmis 2 senelik falan.
Neyse adam demez mi hayirli olsun yalniz benim dukkanda ucreti karsiliginda biraktigim asma tavan, isiklandirmalar ve bölümlendirmeler vardı onlarin ucretini bana gonderin.
Dedik ki kardesim ne diyorsun sen biz zaten boyle begendigimiz icin tuttuk ayrica bir para verecek olsak gider sifirdan yaptiririz zaten. Adam da ben oyle anlastim olmaz oyle sey gerekirse gelir sökerim falan dedi shdhf
Kapattik emlakciyi aradik emlakci da burada baya kapsamli yerleri almis saygi deger birileriymis hangi semte gitsek vardi bir yerde ilanlari. Tavsiye uzerine ulaştık o da burasini soylemisti.
Adam dedi ki hocam ben simdi pek musait degilim yarin konusalim. Bi 5dk musait ol da simdi konuşalım dedi esim sinirlendi emlakci da sessiz bir yere gecti biraz agzini yaya ya "yaa hocam o oyle seyler istiyordu kendince de biz sizin kabul etmediginizi soyledik kim kabul eder oyle seyi" dedi. Yarın olsun konusalim dedi kapatti. Yahu be adam bizim yerimize ne konusuyorsun. Bize neden boyle bir seyi soylemiyorsun. Burada bence eski kiracinin da sucu yok bizim de sucumuz yok tum suc emlakcida.
E biz bu haliyle tutmusuz. Bundan sonrasi bizi ilgilendirmez degil mi? Allah bilir emlakci bunlar dursun hocam goturme biz parasini talep ederiz deyip eski kiraciyi da kandirmis olabilir daha kilay satarim diye. E satildi simdi yan cizdi buyuk ihtimalle.
Yarin acip sey diycem kardesim biz sizin emlaga da size de guvendik, 3 yillik sozlesme imzaladik. Imzalamadan once buranin satilma durumu olursa yeni alan kisi bizi cikartirsa ne olacak diye sordugumda, oyle sey olmaz satmayi dusunmuyor zaten satilsa bile siz buraya o kadar para yatiracaksiniz kurarken, sizi bu sozlesmeyle kabul edecek birisini buluruz demisti.
Simdi biz bu adamin sozune nasil guvenelim durduk yere gerildik esim yine lanet olsun deyip doktor arayan yerleri aramaya basladi istanbul antalya izmir falan.
Dedim dur sakin ol girdik bir yola madem sonuna kadar gidicez.. kimse onumuze kirmizi halilar sermeyecek annemiz babamiz zengin de degil, hempsini asariz dedim de daha ilk gunden basladiysa boyle riskli riskli devam ederse nasil yapicaz ben de bilmiyorum :( yaza dukkan satildi hadi 2 katini vermiyorsaniz cikin derlerse sasirmam yani
Cok fazla ortak olmak isteyen cikti ama para bolunmesin diye tek oda da olsa kendin gir dedi ailesi ve biz önce didim sonra izmir sonra da corum ve antep yaparak dukkan arayisina girdik. Baldizlar sag olsun her turlu isimizde kosturup karinca gibi calistiklari için, biz kar etmeye baslayana kadar dukkandaki cogu ise de yardimci olabileceklerini soylediler biz de eleman almadan tek doktor bir sure idare edebilecegimiz icin gecenki duyurularimda antep i her ne kadar istemesem de, eşim kendisi de oralari birakip istanbul ve didime gelmis olsa da iş kurmak icin orasi daha hesabimiza kitabimiza yattı. Hem buyuk sehir bizim de canımız pek sıkılmaz dedik.
Gecenlerde insanlar nasil dukkan kiraliyor diye cekincelerimi dile getirmistim.
Cunku havada kalan seyler, mantigimiza yatmayan seyler vardi. Ama bu isler boyle dediniz, gozumuzu kararttik girdik. Kose basi çift cepheli cok guzel bir yer bulduk anlastik dün.
Bugun ne olsa beğenirsiniz, yan dukkanlar eski kiraciyi taniyormus ona elektrikle ilgili bir sey soracaktik o adam da sehir degisikligi sebebiyle gitmis. Ilk kiraciymks o zaten dukkanin bulundugu binalar yeni yapilmis 2 senelik falan.
Neyse adam demez mi hayirli olsun yalniz benim dukkanda ucreti karsiliginda biraktigim asma tavan, isiklandirmalar ve bölümlendirmeler vardı onlarin ucretini bana gonderin.
Dedik ki kardesim ne diyorsun sen biz zaten boyle begendigimiz icin tuttuk ayrica bir para verecek olsak gider sifirdan yaptiririz zaten. Adam da ben oyle anlastim olmaz oyle sey gerekirse gelir sökerim falan dedi shdhf
Kapattik emlakciyi aradik emlakci da burada baya kapsamli yerleri almis saygi deger birileriymis hangi semte gitsek vardi bir yerde ilanlari. Tavsiye uzerine ulaştık o da burasini soylemisti.
Adam dedi ki hocam ben simdi pek musait degilim yarin konusalim. Bi 5dk musait ol da simdi konuşalım dedi esim sinirlendi emlakci da sessiz bir yere gecti biraz agzini yaya ya "yaa hocam o oyle seyler istiyordu kendince de biz sizin kabul etmediginizi soyledik kim kabul eder oyle seyi" dedi. Yarın olsun konusalim dedi kapatti. Yahu be adam bizim yerimize ne konusuyorsun. Bize neden boyle bir seyi soylemiyorsun. Burada bence eski kiracinin da sucu yok bizim de sucumuz yok tum suc emlakcida.
E biz bu haliyle tutmusuz. Bundan sonrasi bizi ilgilendirmez degil mi? Allah bilir emlakci bunlar dursun hocam goturme biz parasini talep ederiz deyip eski kiraciyi da kandirmis olabilir daha kilay satarim diye. E satildi simdi yan cizdi buyuk ihtimalle.
Yarin acip sey diycem kardesim biz sizin emlaga da size de guvendik, 3 yillik sozlesme imzaladik. Imzalamadan once buranin satilma durumu olursa yeni alan kisi bizi cikartirsa ne olacak diye sordugumda, oyle sey olmaz satmayi dusunmuyor zaten satilsa bile siz buraya o kadar para yatiracaksiniz kurarken, sizi bu sozlesmeyle kabul edecek birisini buluruz demisti.
Simdi biz bu adamin sozune nasil guvenelim durduk yere gerildik esim yine lanet olsun deyip doktor arayan yerleri aramaya basladi istanbul antalya izmir falan.
Dedim dur sakin ol girdik bir yola madem sonuna kadar gidicez.. kimse onumuze kirmizi halilar sermeyecek annemiz babamiz zengin de degil, hempsini asariz dedim de daha ilk gunden basladiysa boyle riskli riskli devam ederse nasil yapicaz ben de bilmiyorum :( yaza dukkan satildi hadi 2 katini vermiyorsaniz cikin derlerse sasirmam yani
İş yeri açmak için köşe başı camekanlı çok güzel bir yer bulduk.
Tefe tüfe kabul etmiyorduk ama baktık ki dükkan sahipleri de babamızın oğlu değil onlar da enflasyona ezilmek istemiyorlar, herkes o şekilde anlaşıyor. Biz de kabul ettik. Artık öyle öncesi gibi %20 anlaşalım sabit kalsın olayı pek yapılmıyormuş.
Şimdiki sıkıntımız şu. Biz içeriye 1 milyona yakın masraf yapacağız.
O yüzden dükkan sahiplerine diyoruz ki tapuya şerh koyalım burayı en az 3-5 sene satmayın. Satılacaksa da bizim şartlar geçerli olsun. Kimse bunu kabul etmiyor. Büyük kurumsal firmalar yapabiliyormuş böyle bir şeyi 5-10 yıllık.
O zaman dedik ki kontratı 5 yıllık yapalım. Kabul etmediler. 3 yapalım dedik emlakçı önce tamam dedi bugün kapora gönderecektik mal sahibi zaten senet falan da vermiyorlar demiş bizim için, 3 yıl çok 2 yıllık sözleşme yapalım.
Hanım da sinir oldu bu ne böyle diye ama civardaki dükkanlarla konuştuk biz de 1 yıllık anlaştık, yıl sonunda yenileyeceğiz diyor. Bize 2 yıl yapıyorlarsa da iyiymiş. Zaten mal sahibinin bir sürü dükkanı varmış hepsine 1 yıllık sözleşme imzalattık dedi emlakçı. Siz yine kaliteli insanlarsınız kaliteli bir iş yapacaksınız diye 2 yıllığı da kabul etti dedi.
Biz şimdi ne yapalım mecbur tutalım mı yeri? Bazen diyoruz ki o zaman sözleşme yapalım, 3 sene içinde çıkartılırsak yaptığımız masraf karşılansın.. onu da hiç bir dükkan sahibi kabul etmiyor.
Emlakçı diyor ki siz kiranızı düzgün öder tefe tüfe oranında da artarsa kimse sizi çıkarmaz zaten niye çıkarsın. Zaten bu sözleşmeler size 5 yıl da dense 1 yıl sayılır resmi olarak dedi.
Kaldı ki daha önce de birisi demişti ki sizi çıkarmak isteseler dükkanı birine devrederler yine çıkarırlar..
Ama bu emlakçı diyor ki biz burada büyük bir firmayız, sizi de (bir aracı mimar bey) bizle tanıştırdı, biz satış durumunda bile sizin orada duracağınız şekilde anlaşırız. Bizde yamuk olmaz falan demeye getirdi ama ticaret bu belli olmaz.
Gerçi her şey bizim lehimize bile yapılsa çıkarmak isteyen mafya tutar yine çıkarır da işte bizim ilk ticari girişimimiz olacağı için biraz gerginiz.
Tefe tüfe kabul etmiyorduk ama baktık ki dükkan sahipleri de babamızın oğlu değil onlar da enflasyona ezilmek istemiyorlar, herkes o şekilde anlaşıyor. Biz de kabul ettik. Artık öyle öncesi gibi %20 anlaşalım sabit kalsın olayı pek yapılmıyormuş.
Şimdiki sıkıntımız şu. Biz içeriye 1 milyona yakın masraf yapacağız.
O yüzden dükkan sahiplerine diyoruz ki tapuya şerh koyalım burayı en az 3-5 sene satmayın. Satılacaksa da bizim şartlar geçerli olsun. Kimse bunu kabul etmiyor. Büyük kurumsal firmalar yapabiliyormuş böyle bir şeyi 5-10 yıllık.
O zaman dedik ki kontratı 5 yıllık yapalım. Kabul etmediler. 3 yapalım dedik emlakçı önce tamam dedi bugün kapora gönderecektik mal sahibi zaten senet falan da vermiyorlar demiş bizim için, 3 yıl çok 2 yıllık sözleşme yapalım.
Hanım da sinir oldu bu ne böyle diye ama civardaki dükkanlarla konuştuk biz de 1 yıllık anlaştık, yıl sonunda yenileyeceğiz diyor. Bize 2 yıl yapıyorlarsa da iyiymiş. Zaten mal sahibinin bir sürü dükkanı varmış hepsine 1 yıllık sözleşme imzalattık dedi emlakçı. Siz yine kaliteli insanlarsınız kaliteli bir iş yapacaksınız diye 2 yıllığı da kabul etti dedi.
Biz şimdi ne yapalım mecbur tutalım mı yeri? Bazen diyoruz ki o zaman sözleşme yapalım, 3 sene içinde çıkartılırsak yaptığımız masraf karşılansın.. onu da hiç bir dükkan sahibi kabul etmiyor.
Emlakçı diyor ki siz kiranızı düzgün öder tefe tüfe oranında da artarsa kimse sizi çıkarmaz zaten niye çıkarsın. Zaten bu sözleşmeler size 5 yıl da dense 1 yıl sayılır resmi olarak dedi.
Kaldı ki daha önce de birisi demişti ki sizi çıkarmak isteseler dükkanı birine devrederler yine çıkarırlar..
Ama bu emlakçı diyor ki biz burada büyük bir firmayız, sizi de (bir aracı mimar bey) bizle tanıştırdı, biz satış durumunda bile sizin orada duracağınız şekilde anlaşırız. Bizde yamuk olmaz falan demeye getirdi ama ticaret bu belli olmaz.
Gerçi her şey bizim lehimize bile yapılsa çıkarmak isteyen mafya tutar yine çıkarır da işte bizim ilk ticari girişimimiz olacağı için biraz gerginiz.
Kurumsal firmalar bir yeri kiraladığında mesela 10 yıl anlaştı diyelim tapuya şerh koyuluyormuş adam orayı satamaz veya satsa bile yapılan anlaşma geçerli diye.
Ama kurumsal değilseniz siz 5 yıl da anlaşsanız 10 yıl da anlaşsanız eğer mal sahibi dükkanı satarsa siz normalde 10bin kira verdiğiniz yere 20 bin isteyebilir normalde resmi %40 mesela ama onu kabul etmeyebilirmiş.
Bir dükkan sahibi dedi ki ben sizle öyle %10 %20 anlaşamam enflasyon var dedi. tefe tüfe oranlarına göre anlaşırım dedi. O da seneye %20 mi olur %80 mi bilemem dedi. Biz de dedik ki kira şimdi 10 iken hesaplarımıza uyuyor ama seneye 18 olursa ondan sonra da 30 olursa falan bu şekilde biz işin içinden çıkamayız.
Dedik ki mesela bir tane yaşlı amca bulduk dükkanını 5 e kiraliyor. %20 artış ile anlaşırım o benim için uygun benim parada gözüm yok dedi, biz böyle bir yer arıyoruz. Çünkü önümüzü görmemiz lazım dedik. Ama o dükkan bize küçük geldi zaten anlaşamadık dedik.
Adam da dedi ki belki o insan sözünün eridir o oranda sabit kalır ama bunu herkes size kiralatmak için böyle diyebilir. Ben de derim tamam %10 artışla başlatalım.. ama çevredeki kiralar 2 kat artarsa ben dükkanı bir akrabama, emlakçıya devrederim geri alırım veya hiç olmazsa satarım, alacak insan size yeni oran sunar siz de yine yüksek fiyat vermek zorunda kalırsınız.
E dedik ki şimdi biz ilk defa bir ticarete atılmaya çalışacağız burada yapamazsa taşınıp gidemeyiz biz nasıl güveneceğiz 5 yıl çıkmamak konusunda ve sabit bir artış oranı konusunda dedik.
Tefe tüfeye göre anlaşırsanız kimse sizi çıkarmaya çalışmaz zaten dengeli bir artış olur dedi. Ama görüyoruz, bir yer 15 e kiralıyordu. yan yana 6 dükkanlar. O dükkan dışında hepsi 5bin ödüyormuş. içlerinde bir kaç ay önce giren de var. Yani uçmayan mal sahibi uçmuyor. Uçan da tefe tüfe de olsa kira tatmin etmez ise yine astronomik artırıyor.
Biz nasıl dükkan kiralayacağız?
İçerisine 800k yatırım yapınca ordan oraya söküp götüremeyiz ki her şeyi sürekli.
Ama kurumsal değilseniz siz 5 yıl da anlaşsanız 10 yıl da anlaşsanız eğer mal sahibi dükkanı satarsa siz normalde 10bin kira verdiğiniz yere 20 bin isteyebilir normalde resmi %40 mesela ama onu kabul etmeyebilirmiş.
Bir dükkan sahibi dedi ki ben sizle öyle %10 %20 anlaşamam enflasyon var dedi. tefe tüfe oranlarına göre anlaşırım dedi. O da seneye %20 mi olur %80 mi bilemem dedi. Biz de dedik ki kira şimdi 10 iken hesaplarımıza uyuyor ama seneye 18 olursa ondan sonra da 30 olursa falan bu şekilde biz işin içinden çıkamayız.
Dedik ki mesela bir tane yaşlı amca bulduk dükkanını 5 e kiraliyor. %20 artış ile anlaşırım o benim için uygun benim parada gözüm yok dedi, biz böyle bir yer arıyoruz. Çünkü önümüzü görmemiz lazım dedik. Ama o dükkan bize küçük geldi zaten anlaşamadık dedik.
Adam da dedi ki belki o insan sözünün eridir o oranda sabit kalır ama bunu herkes size kiralatmak için böyle diyebilir. Ben de derim tamam %10 artışla başlatalım.. ama çevredeki kiralar 2 kat artarsa ben dükkanı bir akrabama, emlakçıya devrederim geri alırım veya hiç olmazsa satarım, alacak insan size yeni oran sunar siz de yine yüksek fiyat vermek zorunda kalırsınız.
E dedik ki şimdi biz ilk defa bir ticarete atılmaya çalışacağız burada yapamazsa taşınıp gidemeyiz biz nasıl güveneceğiz 5 yıl çıkmamak konusunda ve sabit bir artış oranı konusunda dedik.
Tefe tüfeye göre anlaşırsanız kimse sizi çıkarmaya çalışmaz zaten dengeli bir artış olur dedi. Ama görüyoruz, bir yer 15 e kiralıyordu. yan yana 6 dükkanlar. O dükkan dışında hepsi 5bin ödüyormuş. içlerinde bir kaç ay önce giren de var. Yani uçmayan mal sahibi uçmuyor. Uçan da tefe tüfe de olsa kira tatmin etmez ise yine astronomik artırıyor.
Biz nasıl dükkan kiralayacağız?
İçerisine 800k yatırım yapınca ordan oraya söküp götüremeyiz ki her şeyi sürekli.
Google'da ilk çıkanlardan yaptım ama ya süreniz doldu dedi ya bu nesneleri kullanamazsınız dedi beni bir şekilde tıkadı.
Mesele photoshop dediğimizde alternatif ücretsizi var.
Bunların yok mu? İndirebileceğim bir şey varsa da fullunu bulabilirim belki.
Profesyonel bir şey aramıyorum çünkü o kadar modalleyemem pratik bir şey olması lazım.
Mesele photoshop dediğimizde alternatif ücretsizi var.
Bunların yok mu? İndirebileceğim bir şey varsa da fullunu bulabilirim belki.
Profesyonel bir şey aramıyorum çünkü o kadar modalleyemem pratik bir şey olması lazım.
Ofis için köşe başı cemakanlı bir yer bulduk ancak tadilat kabaca ne tutar?
ananiyimioguz #1541579
Aramızda usta veya yönlendirebileceğiniz birileri var mı?
Veya yakın zamanda ofis, klinik açmış birileri.
Mekanın resimlerini size atsam, kabaca tesisat, ışıklandırma, camekanlı 2 bölüm, boya, tabela vs.. içine girilir vaziyete gelene kadar ne kadar masraf çıkar onu merak ediyoruz.
Veya yakın zamanda ofis, klinik açmış birileri.
Mekanın resimlerini size atsam, kabaca tesisat, ışıklandırma, camekanlı 2 bölüm, boya, tabela vs.. içine girilir vaziyete gelene kadar ne kadar masraf çıkar onu merak ediyoruz.
Geri Ödeme Başlangıç Tarihi
01.07.2022
yazıyor e devlette yani başlamış olması lazım ama ben maaşı ziraat dışında bir bankadan alıyorum. Haberleşiyorlar mı yoksa ziraate para mı aktarmam lazım?
otomatik mi ödeniyor yoksa elle başlamam mı lazım. Aksi takdirde faiz işliyor sanırım?
01.07.2022
yazıyor e devlette yani başlamış olması lazım ama ben maaşı ziraat dışında bir bankadan alıyorum. Haberleşiyorlar mı yoksa ziraate para mı aktarmam lazım?
otomatik mi ödeniyor yoksa elle başlamam mı lazım. Aksi takdirde faiz işliyor sanırım?
Samsung'un mu vardı böyle bir şey aradım bulamadım hatırlayan var mı? Tutmadı mı acaba?
Bir aparat yatayda git gel yapıyordu dönmek yerine.
Bir aparat yatayda git gel yapıyordu dönmek yerine.
Cookie cok severim kahvenin yanına, bir deneyeyim dedim.
Böyle yumuş yumuş kekimsi bayat gibi bişey çıktı.
Tarihine baktım daha 7 ay var.
Cookie dediğin biraz kıtır olur sert olur. Öyle olsa tadı güzel aslında ama bana mı denk geldi yoksa tarzı mı böyle acaba bu markanın?
Böyle yumuş yumuş kekimsi bayat gibi bişey çıktı.
Tarihine baktım daha 7 ay var.
Cookie dediğin biraz kıtır olur sert olur. Öyle olsa tadı güzel aslında ama bana mı denk geldi yoksa tarzı mı böyle acaba bu markanın?
Elinde bir yazılım projesi icin Gantt Chart'ı olan var mı?
ananiyimioguz #1540617
Bir arkadasima lazimmis dersi icin, ben fakulte zamanlarinda hazirladigimi bulamadim. Internetten de direkt cekmek istemiyor farkli fikirler projeler varsa iletecegim.
Android'te videonun sesini duzenleyebilecegim bir app var mi?
ananiyimioguz #1540121
Audition tarzi ayarlar yapicam ama videonun kendisinde duruyor müzik.
Boyle premiere pro nun mobil versiyonu gibi bir sey ariyorum.
Mumkun mu mobilde?
Boyle premiere pro nun mobil versiyonu gibi bir sey ariyorum.
Mumkun mu mobilde?
internette etkinlik takvimine baktım, konser var yazıyor da kimin çıktığını bulamadım.
Mesela genellikle haşlanmış yumurta ve filte kahve tüketirim ama geçtiğimiz aylarda yumurta yiyince vücudumda beyaz baloncuklar çıktığını fark ettim. Yumurtayı kesince düzeldi.
Yine bir süredir de filtre kahve içince belden yukarım inanılmaz kaşınıyor özellikle karın ve göğüs bölgem. Kızarıyor da zaman zaman.
Ben bu besinleri bir daha tüketmeyeyim mi yoksa geçici midir, başka bir şeyler mi tetikliyordur?
Bu arada oranından olsa gerek türk kahvesi içtiğimde pek bir şey olmuyor.
Veya fitre kahvemi çok önceden stok yapmıştım o bayatlamıştır da ondan olabilir mi? Tadında pek bir sorun yok gerçi.
Yine bir süredir de filtre kahve içince belden yukarım inanılmaz kaşınıyor özellikle karın ve göğüs bölgem. Kızarıyor da zaman zaman.
Ben bu besinleri bir daha tüketmeyeyim mi yoksa geçici midir, başka bir şeyler mi tetikliyordur?
Bu arada oranından olsa gerek türk kahvesi içtiğimde pek bir şey olmuyor.
Veya fitre kahvemi çok önceden stok yapmıştım o bayatlamıştır da ondan olabilir mi? Tadında pek bir sorun yok gerçi.
Uçuk kaçık bir şey istemiyoruz sadece bilen bir kişi gözüyle kullanımı ve estetiği kısıtlı bir bütçe ile yukarıda tutmaya çalışalım dedik.
2 badana yapalım kafamıza göre masa dolap koyalım, kafamıza göre bölelim istemedim yani bunun mutlaka bir teknik yaklaşımı vardır. Giriş, hareket alanları, bekleme yeri, ışıklandırma, ambiyans ve renkler bakımından.
2 badana yapalım kafamıza göre masa dolap koyalım, kafamıza göre bölelim istemedim yani bunun mutlaka bir teknik yaklaşımı vardır. Giriş, hareket alanları, bekleme yeri, ışıklandırma, ambiyans ve renkler bakımından.
(2)
İş yeri kurma, yönetme, işletme ile ilgili kitap, eğitim, kanal tavsiyesi?
ananiyimioguz #1539029
Resmi süreçler, dizayn, logo, reklam, tesisat, planlama, gelir gider yönetimi, kriz yönetimi, ticaret vs vs.. gibi her anlamda donanımlı olmamız için kaynaklara ihtiyacımız var.
Bir ege kasabasında tanıştık evlendik. Fakat burada evlilikti, ev işleriydi taşınmaydı kiracı sorunlarıydı adliyeydi derken çalıştığı yer bize ne senin özel hayatından bu kadar sık boş bırakamazsın yerini hastalar da şikayetçi diyerek 2,5 sene çalıştığı yerde işine son verdiler. Tazminat ve alacakları vardı hepsini hazırlamışlar hemen baya hazırlıklılardı. Devlet atamasına başvurdu farklı bir yer çıksa da eş durumundan çağırırım dedim ama çıkmadı.
Tekrar burada hekimlik yap diyorum, burada 50-100 birim kazanıyordum başka yerler 20 birim teklif ediyor o yüzden başkasının yanında çalışmak istemiyorum diyor. Zaten buraya da bayılmıyorum iş için geldim diyor. (Aksine ben bayılarak gelmiştim annemlerle yazlık alıp fark buradan başlıyor)
Kendi yerini aç burada diyorum, çevrem yok diyor ve burada yabancı hasta potansiyeli yüksek, dilim o kadar yeterli değil diyor.
İzmir - İstanbul gidelim yine 50-100 birim arası veren bir yer bulursun diyorum, oralara taşınınca yaşam masraflarımız artacak + tamam iyi kazanacağım ama yine çok yoğun ve stres altında geçecek, hem başkası yanında çalışırken kendi hasta potansiyelimi kazanmamıza, kendi adımızın duyulmasına izin vermiyorlar o yüzden eninde sonunda ben zaten kendi yerimi açacaktım en azından aynı eforu sırf kendim için harcarım diyor.
Ben de hak veriyor ve destekliyorum ancak tutturdu memlekete gidelim diye. Orada ailesi ve çevresi varmış.
İyi güzel de gidelim dediği yer Antep. Yemeklerini sevsem de doğuda yaşamak istemiyorum. Burada müstakil çok uyguna bir yer bulduk. Şehir sakin, temiz, ev güzel. Ben mutluydum burada orada ne yapacağım büyük ihtimalle aynı kiraya 1+0 bir yerde yaşayacağız. Daha güzel bir yere çıkın madem geliriniz var diyeceksiniz, ikimizin de kredi borcu + kendi yer açınca zaten masrafları olacak ve bir süre ekside ilerleyeceğiz büyük ihtimalle.
İdareten burada çalış borçların bitsin diyorum, zaman alehime işliyor diyor.
Antepte işler yoluna girerse çok kazanırmış, istediğimiz zaman istediğimiz yere tatile gider, yurt dışına vs. de çıkabilirmişiz.
Ama burada zaten çok kazanıyordu da ne oluyordu diyorum içimden.. Tamam evini aldı arabasını aldı da memur gibi yaşıyorduk yani..
İleride çok kazandığında yine başka bir yatırıma aktaracak, işine aktaracak. Para ve çalışma hırsı olanlar genelde parayı pek yemezler gibi geliyor her zaman bir mal alırlar veya mevcut işi büyütürler.
Bu koşuşturma içerisinde neye vakit bulacağız da ne yapacağız bilmiyorum.
Genelde benim maaş borçlar ve temel ihtiyaçlara gidiyor zaten. Şimdi onlar da artacak şehir değiştirince. Kendisi yatırımlarını yapıyor iyi güzel yapsın da benim yatırım yapacak param kalmıyor ki. Burada ben hesaplamıştım, ocaktan sonra yatırımlık bütçem kalacaktı. Ama gittik diyelim yarın öbür gün ayrılık girse bir şey olsa kendisi güçlenmiş halde devam edecek onun için hava hoş. Benim elimde ne var bu koşuşturmacadan ötürü? Koca bir sıfır.
Başından dedim ben evlilik için hazır değilim önce kendi işimde uzmanlaşıp kendi evimi falan almam lazım ondan sonra güçlü hissederim diye. Benim bir beklentim yok ki ne diye bekleyelim amaç birlikte hayatı geçirmek dedi.. giriştik evliliğe. Ki güzelde gidiyordu gayet şu çıkarılma olayını yaşamasaydık.
Hem orada işleri büyütürse buradan da yer açarmış ama orada 5 senemiz giderse çocuk da olur, annem burada o baksın dersin ömür billah çıkamayız buradan dedim. Ben çocuk mu istiyorum sanki ne zaman çocuk lafı geçti diyor. E yaş geldi 30a, 40'ında mı yapıcaz çocuk diyorum. Belki de hiç yapmayız diyor. Bişey diyemedim valla nötrüm ben çocuk konusunda. Hazır hissetmiyorum çünkü ben de henüz.
Ayrıca Antep'e o da bayılmıyormuş o yüzden çıkmış oradan ama sonra değiştirdi lafını para için her yere gidiyordum mecburen diyor. Antep de işte çevrem orada kardeşlerim orada ailem orada vs. diye dönmek istiyorum diyor.
İyi güzel de bu hikayede benim ne suçum var :| sanki yurt dışına gitmemiz gerekiyor desem veya o dese hadi gidip bir kaç sene eziyet çekelim denir değişiklik kabul edilebilir de Antep nedir yani kaldım öyle.
Kaldi ki dediğim gibi burada mutluydum, orada işler yoluna girenede kadar 1-2 sene daha kötü şartlarda idare etmemiz gerekece. Sonra işler büyüdü diyelim. Nerede büyüdüğüne bakıyorum, yine doğudayız. Asabım bozuluyor. Yoksa ben karşı değilim büyümesine falan destek olurum her anlamda ama şu doğuya göç konusunda pek motive değilim.
Tekrar burada hekimlik yap diyorum, burada 50-100 birim kazanıyordum başka yerler 20 birim teklif ediyor o yüzden başkasının yanında çalışmak istemiyorum diyor. Zaten buraya da bayılmıyorum iş için geldim diyor. (Aksine ben bayılarak gelmiştim annemlerle yazlık alıp fark buradan başlıyor)
Kendi yerini aç burada diyorum, çevrem yok diyor ve burada yabancı hasta potansiyeli yüksek, dilim o kadar yeterli değil diyor.
İzmir - İstanbul gidelim yine 50-100 birim arası veren bir yer bulursun diyorum, oralara taşınınca yaşam masraflarımız artacak + tamam iyi kazanacağım ama yine çok yoğun ve stres altında geçecek, hem başkası yanında çalışırken kendi hasta potansiyelimi kazanmamıza, kendi adımızın duyulmasına izin vermiyorlar o yüzden eninde sonunda ben zaten kendi yerimi açacaktım en azından aynı eforu sırf kendim için harcarım diyor.
Ben de hak veriyor ve destekliyorum ancak tutturdu memlekete gidelim diye. Orada ailesi ve çevresi varmış.
İyi güzel de gidelim dediği yer Antep. Yemeklerini sevsem de doğuda yaşamak istemiyorum. Burada müstakil çok uyguna bir yer bulduk. Şehir sakin, temiz, ev güzel. Ben mutluydum burada orada ne yapacağım büyük ihtimalle aynı kiraya 1+0 bir yerde yaşayacağız. Daha güzel bir yere çıkın madem geliriniz var diyeceksiniz, ikimizin de kredi borcu + kendi yer açınca zaten masrafları olacak ve bir süre ekside ilerleyeceğiz büyük ihtimalle.
İdareten burada çalış borçların bitsin diyorum, zaman alehime işliyor diyor.
Antepte işler yoluna girerse çok kazanırmış, istediğimiz zaman istediğimiz yere tatile gider, yurt dışına vs. de çıkabilirmişiz.
Ama burada zaten çok kazanıyordu da ne oluyordu diyorum içimden.. Tamam evini aldı arabasını aldı da memur gibi yaşıyorduk yani..
İleride çok kazandığında yine başka bir yatırıma aktaracak, işine aktaracak. Para ve çalışma hırsı olanlar genelde parayı pek yemezler gibi geliyor her zaman bir mal alırlar veya mevcut işi büyütürler.
Bu koşuşturma içerisinde neye vakit bulacağız da ne yapacağız bilmiyorum.
Genelde benim maaş borçlar ve temel ihtiyaçlara gidiyor zaten. Şimdi onlar da artacak şehir değiştirince. Kendisi yatırımlarını yapıyor iyi güzel yapsın da benim yatırım yapacak param kalmıyor ki. Burada ben hesaplamıştım, ocaktan sonra yatırımlık bütçem kalacaktı. Ama gittik diyelim yarın öbür gün ayrılık girse bir şey olsa kendisi güçlenmiş halde devam edecek onun için hava hoş. Benim elimde ne var bu koşuşturmacadan ötürü? Koca bir sıfır.
Başından dedim ben evlilik için hazır değilim önce kendi işimde uzmanlaşıp kendi evimi falan almam lazım ondan sonra güçlü hissederim diye. Benim bir beklentim yok ki ne diye bekleyelim amaç birlikte hayatı geçirmek dedi.. giriştik evliliğe. Ki güzelde gidiyordu gayet şu çıkarılma olayını yaşamasaydık.
Hem orada işleri büyütürse buradan da yer açarmış ama orada 5 senemiz giderse çocuk da olur, annem burada o baksın dersin ömür billah çıkamayız buradan dedim. Ben çocuk mu istiyorum sanki ne zaman çocuk lafı geçti diyor. E yaş geldi 30a, 40'ında mı yapıcaz çocuk diyorum. Belki de hiç yapmayız diyor. Bişey diyemedim valla nötrüm ben çocuk konusunda. Hazır hissetmiyorum çünkü ben de henüz.
Ayrıca Antep'e o da bayılmıyormuş o yüzden çıkmış oradan ama sonra değiştirdi lafını para için her yere gidiyordum mecburen diyor. Antep de işte çevrem orada kardeşlerim orada ailem orada vs. diye dönmek istiyorum diyor.
İyi güzel de bu hikayede benim ne suçum var :| sanki yurt dışına gitmemiz gerekiyor desem veya o dese hadi gidip bir kaç sene eziyet çekelim denir değişiklik kabul edilebilir de Antep nedir yani kaldım öyle.
Kaldi ki dediğim gibi burada mutluydum, orada işler yoluna girenede kadar 1-2 sene daha kötü şartlarda idare etmemiz gerekece. Sonra işler büyüdü diyelim. Nerede büyüdüğüne bakıyorum, yine doğudayız. Asabım bozuluyor. Yoksa ben karşı değilim büyümesine falan destek olurum her anlamda ama şu doğuya göç konusunda pek motive değilim.
Birbirimizin ilerleyişlerini görebileceğimiz dil için başka uygulamalar var mı? Hani bir yarış havasında olsun diye..
F12 diyerek tarayıcıdaki konsolda da çalıştırabilirsiniz.
Amaç: dropdown selectbox içinde 30dk aralıklarla 00:00'dan itibaren saat basıcam. Elle de datasını oluşturdum ancak kodla nasıl yapılabilir diye uğraşıyorum. Value kısmını ayarlasam da bu sefer key çoklanmış oldu. keyler için for u 48e kadar döndürsem bu sefer da value kısmına ayar çekemedim.
Belki önce bu şekilde sadece valuelar oluşturulup sonra array içinde dönerek index i key olarak her item a verilebilir ama o da işi iyice uzatıyor. Tek seferde yapılamaz mı?
let array = []
for (let i = 0; i<24; i++){
let hour = "00";
let minute = "00"
if(i%2 === 0){
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "00"
} else {
hour = i.toString()
minute = "00"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "30"
} else {
hour = i.toString()
minute = "30"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
}
else {
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "00"
} else {
hour = i.toString()
minute = "00"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "30"
} else {
hour = i.toString()
minute = "30"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
}
}
console.log(array)
Amaç: dropdown selectbox içinde 30dk aralıklarla 00:00'dan itibaren saat basıcam. Elle de datasını oluşturdum ancak kodla nasıl yapılabilir diye uğraşıyorum. Value kısmını ayarlasam da bu sefer key çoklanmış oldu. keyler için for u 48e kadar döndürsem bu sefer da value kısmına ayar çekemedim.
Belki önce bu şekilde sadece valuelar oluşturulup sonra array içinde dönerek index i key olarak her item a verilebilir ama o da işi iyice uzatıyor. Tek seferde yapılamaz mı?
let array = []
for (let i = 0; i<24; i++){
let hour = "00";
let minute = "00"
if(i%2 === 0){
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "00"
} else {
hour = i.toString()
minute = "00"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "30"
} else {
hour = i.toString()
minute = "30"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
}
else {
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "00"
} else {
hour = i.toString()
minute = "00"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
if(i<10){
hour = "0"+i.toString()
minute = "30"
} else {
hour = i.toString()
minute = "30"
}
array.push({
key: i,
value: hour + ":" + minute
})
}
}
console.log(array)
Geçen sene başvurduk babanım üstüne araç gözüküyor diye ve vasi o olduğu için vermemişlerdi. Aracın ne bagajı yetiyor ne de yüksekliği desek de dinletemedik. O sırada mesela Opel Grandland X 330bin tl den 180bin tl ye geliyordu.
Şimdi tekrar başvurduk babanın aracı ben üstüme almıştım öncesinde, bu sefer karar çıktı 1 sene sonra ama grandland x oldu 900bin tl. Araç alım üst limiti de 450bin tl. O paraya babaannemin tekerlekli sandalyesini koyabilecek araç yok ki. Bırakın tekerlekli sandalyeyi, 1-2 aya 4 tekerlekli sıfır bir taşıt alamıycaz.
Ben diyorum ki ocağı bekleyelim hem limit artar 600 falan olur belki..
Ama bu kararın geçerlilik süresi var mı bilen var mı?
Şimdi tekrar başvurduk babanın aracı ben üstüme almıştım öncesinde, bu sefer karar çıktı 1 sene sonra ama grandland x oldu 900bin tl. Araç alım üst limiti de 450bin tl. O paraya babaannemin tekerlekli sandalyesini koyabilecek araç yok ki. Bırakın tekerlekli sandalyeyi, 1-2 aya 4 tekerlekli sıfır bir taşıt alamıycaz.
Ben diyorum ki ocağı bekleyelim hem limit artar 600 falan olur belki..
Ama bu kararın geçerlilik süresi var mı bilen var mı?
Yoksa sadece kura mı?
Bugün elektrikli scooter'ımı kargolamadan önce dün scooter ile gidip bu kaça gider dedim, 100-150 falan dediler. Sen gel ben yardımcı olurum dedi birisi. Aras kargo bu arada.
Sonra bugün kendi kutusuna koydum koruma köpükleri falan derken bi baktım ebat biraz fazla büyüdü inşallah çok bir şey çıkmaz çünkü kargoyu ben karşılarım diye anlaşmıştım fazla pazarlık yapmadık ona göre.
Neyse gittim ölçtüler tarttılar 260TL tutar dediler. Dedim ben dün geldim 150yi geçmez dediniz ben ödiycem bir şey yapamaz mıyız dedim çok geldi..
O da valla 35desi geldi 30 girdim ona rağmen bu fiyat dedi. Ben de dün konuştuğum adama rica ettim o da ekranda bir şeylere tıkladı tamam kardeşim 160 TL dedi.
Dedim allah razı olsun abey ver elini öpeyim.
:D çok teşekkürler dedim ücreti ödedim, ha dedim bir de alıcısı ısrarla kırılacak sticker ı yapışıtırılması rica ediyor onu da yapıştırabilir miyiz dedim. Tamam ben onu halledicem sizin işlemler tamam dedi çıktım geldim.
Sonra evde şarj aletini unutmuşum koştur koştur döndüm araca yüklüyorlardı dedim 1dk şunu unutmusum açıp koyabilir miyiz.. açtık koyduk sağolsunlar. Sonra fark ettim ki etiket yok.
İçeri gittim, dedim usta ya bizim etiket unutlmuş bakın çok ısrar etti dedim. Aa pardon yapıştırırım birazdan dedi. Dedim ben yapıştırayım nerdeyse araca koyuyorlar. Tamam kardeşim bende o iş dedi :D Ben de döndüm zaten kapanıyordu orası.
Şimdi büyük ihtimalle yapıştırmayacaklar ve 2 sorum var;
1) Fiyatın düşmesini nasıl sağladılar neredeyse 100TL ?
2) Etiket konusunda neden bonkör davranamıyorlar fiyat düşürülme işlemindeki bir detaydan ötürü mü?
Yoksa o etiketin getirdiği hukuksal yaptırımlar falan var da ürüne bir şey olursa tazminat açma hakkı doğuyor, etiket yoksa doğmuyor gibi detaylar mı var?
Teşekkürler ^^
Sonra bugün kendi kutusuna koydum koruma köpükleri falan derken bi baktım ebat biraz fazla büyüdü inşallah çok bir şey çıkmaz çünkü kargoyu ben karşılarım diye anlaşmıştım fazla pazarlık yapmadık ona göre.
Neyse gittim ölçtüler tarttılar 260TL tutar dediler. Dedim ben dün geldim 150yi geçmez dediniz ben ödiycem bir şey yapamaz mıyız dedim çok geldi..
O da valla 35desi geldi 30 girdim ona rağmen bu fiyat dedi. Ben de dün konuştuğum adama rica ettim o da ekranda bir şeylere tıkladı tamam kardeşim 160 TL dedi.
Dedim allah razı olsun abey ver elini öpeyim.
:D çok teşekkürler dedim ücreti ödedim, ha dedim bir de alıcısı ısrarla kırılacak sticker ı yapışıtırılması rica ediyor onu da yapıştırabilir miyiz dedim. Tamam ben onu halledicem sizin işlemler tamam dedi çıktım geldim.
Sonra evde şarj aletini unutmuşum koştur koştur döndüm araca yüklüyorlardı dedim 1dk şunu unutmusum açıp koyabilir miyiz.. açtık koyduk sağolsunlar. Sonra fark ettim ki etiket yok.
İçeri gittim, dedim usta ya bizim etiket unutlmuş bakın çok ısrar etti dedim. Aa pardon yapıştırırım birazdan dedi. Dedim ben yapıştırayım nerdeyse araca koyuyorlar. Tamam kardeşim bende o iş dedi :D Ben de döndüm zaten kapanıyordu orası.
Şimdi büyük ihtimalle yapıştırmayacaklar ve 2 sorum var;
1) Fiyatın düşmesini nasıl sağladılar neredeyse 100TL ?
2) Etiket konusunda neden bonkör davranamıyorlar fiyat düşürülme işlemindeki bir detaydan ötürü mü?
Yoksa o etiketin getirdiği hukuksal yaptırımlar falan var da ürüne bir şey olursa tazminat açma hakkı doğuyor, etiket yoksa doğmuyor gibi detaylar mı var?
Teşekkürler ^^
Shirley Valentine tiyatrosuna bu akşam 2kişilik bilet (Kadıköy Halk Eğitim)
ananiyimioguz #1537694
Bizim planlarda değişiklik oldu gidemeyeceğiz 2 kişilik bilet yaklaşık 320tl idi ama şu an biletler bitmiş, kar gütmeden fiyatının altına kim ne verebiliyor ise vereceğim iletişim icin mesaj atabilirsiniz.
Saat 20:30 da
tiyatrolar.com.tr
Saat 20:30 da
tiyatrolar.com.tr
Şu videodaki olayı kullandığı bir reklam vardı ara ara çıkıyor önüme ama onun videosunu bulamadım bulabilecek olan var mı?
youtu.be
Kedi planordeyken aninda havada gözlük kask parasut falan siparis edip atliyordu.
Edit: Bulundu @Gebeş kaplumbağası sağolsun ^^
twitter.com
youtu.be
Kedi planordeyken aninda havada gözlük kask parasut falan siparis edip atliyordu.
Edit: Bulundu @Gebeş kaplumbağası sağolsun ^^
twitter.com
Bir usta ile görüşüyorum. İş hesabı falan mı, çalışma saatini ifade ediyor olabilir mi ilk defa görüyorum. Daha önce de iş hesaplarıyla yazıştım gerçi ama böyle bir icon yoktu.
www.hizliresim.com
www.hizliresim.com
Şiddetin hiç bir türlüsünü savunmuyorum ancak sizin de bildiğiniz gibi erkek egemen bir dünyadan, kadınların çalışma hayatına dahil olması ile birlikte daha eşitlikçi bir dünyaya doğru evrilerek gidiyoruz.
Bu serüvende zaman zaman kadınların erkekleştiğini, erkeklerin de kadınlaştığını görüyorsunuzdur. Dengeler biraz değişiyor. Sanki kadınların hızlarını alamayıp erkekleri fazla istedikleri gibi evirdiklerini ve hatta zaman zaman ilkel dürtülerine yenik düşüp yine bir önceki versiyon erkek tiplemelerinden hoşlandıkların da görüyorsunuzdur. Henüz tam oturmuş sayılmaz değişiklik.
Beni en çok rahatsız eden konu ise şu;
Kadınlar dedi ki fiziksel şiddete karşıyız. Dayak yiyoruz. Gücünüz bize mi yetiyor dediler. Haklılardı da. Fiziksel olarak daha güçsüz bir canlıya bu denli bir üstünlük ve baskı kurmak yanlıştı.
Tamam dedik biz de savunuyoruz, kadına şiddete karşıyız.
E peki bizim bu anlayışlığımızın mükafatı olarak biz ne görüyoruz?
Trip, surat, laf sokma, aşağılama, aşırı kıskançlık, aşırı denetim, ses yükseltme, çevreye zarar verme ve hatta bazen alanı boş bulup da şiddet uygulama.
Şimdi soruyorum size elinizi vicdanınıza koyun, şu üstte yazdıklarımın her biri insanı yavaş yavaş öldürür. Bazen öyle çileden çıkartır ki dayak yesem daha iyiydi dersiniz (fiziksel şiddeti savunmuyorum).
Kadın erkek eşitliği derken erkeklerin sesinin daha az çıktığı, kadın egemen bir topluma gittiğimizi söyleyebilir miyiz?
Sizce de bu durumda eşitlik savunucularında bir iki yüzlülük söz konusu değil midir? Duygusal şiddetin tillahını uygulamak da bir şiddet değil midir? Öyle görülmüyor mu yoksa? Kendi güçlü oldukları alanlarına çekildik diyebilir miyiz :)
*Dikkat edenleri tenzih ediyorum.
Bu serüvende zaman zaman kadınların erkekleştiğini, erkeklerin de kadınlaştığını görüyorsunuzdur. Dengeler biraz değişiyor. Sanki kadınların hızlarını alamayıp erkekleri fazla istedikleri gibi evirdiklerini ve hatta zaman zaman ilkel dürtülerine yenik düşüp yine bir önceki versiyon erkek tiplemelerinden hoşlandıkların da görüyorsunuzdur. Henüz tam oturmuş sayılmaz değişiklik.
Beni en çok rahatsız eden konu ise şu;
Kadınlar dedi ki fiziksel şiddete karşıyız. Dayak yiyoruz. Gücünüz bize mi yetiyor dediler. Haklılardı da. Fiziksel olarak daha güçsüz bir canlıya bu denli bir üstünlük ve baskı kurmak yanlıştı.
Tamam dedik biz de savunuyoruz, kadına şiddete karşıyız.
E peki bizim bu anlayışlığımızın mükafatı olarak biz ne görüyoruz?
Trip, surat, laf sokma, aşağılama, aşırı kıskançlık, aşırı denetim, ses yükseltme, çevreye zarar verme ve hatta bazen alanı boş bulup da şiddet uygulama.
Şimdi soruyorum size elinizi vicdanınıza koyun, şu üstte yazdıklarımın her biri insanı yavaş yavaş öldürür. Bazen öyle çileden çıkartır ki dayak yesem daha iyiydi dersiniz (fiziksel şiddeti savunmuyorum).
Kadın erkek eşitliği derken erkeklerin sesinin daha az çıktığı, kadın egemen bir topluma gittiğimizi söyleyebilir miyiz?
Sizce de bu durumda eşitlik savunucularında bir iki yüzlülük söz konusu değil midir? Duygusal şiddetin tillahını uygulamak da bir şiddet değil midir? Öyle görülmüyor mu yoksa? Kendi güçlü oldukları alanlarına çekildik diyebilir miyiz :)
*Dikkat edenleri tenzih ediyorum.
html'de form validation ı css ile yönetemiyor muyuz?
ananiyimioguz #1537380
required yazdığım alanlar var. bunları da valid ve invalid durumlarına göre style vererek ayırdım.
Fakat sayfa ilk açıldığında invalid case ine düştükleri için hatalı imajı çiziyorlar.
Aslında ben submit ettikten sonra kontrol edip ona göre style değişsin istiyorum.
css de :invalid şeklinde kullandım. script e girmeden buradan yönetilemez mi @media ile falan?
Fakat sayfa ilk açıldığında invalid case ine düştükleri için hatalı imajı çiziyorlar.
Aslında ben submit ettikten sonra kontrol edip ona göre style değişsin istiyorum.
css de :invalid şeklinde kullandım. script e girmeden buradan yönetilemez mi @media ile falan?
Dumbledore'un Sırları sorusu
ananiyimioguz #1537356
Son filmden pek bir keyif almamakla birlikte son sahnedeki olayda da bir mantıksızlık sezdim açıklayabilir misiniz?
Tamam yine aktı gitti film ama diğerleri kadar bir düşünülmüşlük göremedim ya da altı doldukça daha mı fazla bir şey bekliyor acaba izleyici? Veya yaş ilerledi ondan mı basit gelmeye başlıyor bilmiyorum ama pek fantastik canavar ve derinlik göremedik.
-spoiler alert-
Son sahnede dumbledore un bir türlü aşamadığı kan bağı büyüsü olan bir bilekliği vardı. Ne zaman grindelward a karşı kötü bir şey düşünse onun her yerini sarıp boğuyor gibi oluyordu.
Fakat aynı şey grindelward'da da yok mu? Dumbledore a saldırmayı düşündüğünde neden kendisine engel olmadı? Güya o saldırmış da dumbledore savunma yapmışmış iki kutup birbirini nötürlemiş büyü bozulmuş.
Bir de artık büyü bozulduğuna göre dumbledore un ona saldırmamak için bir bahanesi kalmıyor. Aslında son sahnede bileklik kırılsa dahi ona öldürücü vuruşu yapmaması olayında geçmişteki aşkın gücü vurgulandı büyük ihtimalle.. ama bu böyle devam mı edecek zaafı?
-spoiler alert-
Tamam yine aktı gitti film ama diğerleri kadar bir düşünülmüşlük göremedim ya da altı doldukça daha mı fazla bir şey bekliyor acaba izleyici? Veya yaş ilerledi ondan mı basit gelmeye başlıyor bilmiyorum ama pek fantastik canavar ve derinlik göremedik.
-spoiler alert-
Son sahnede dumbledore un bir türlü aşamadığı kan bağı büyüsü olan bir bilekliği vardı. Ne zaman grindelward a karşı kötü bir şey düşünse onun her yerini sarıp boğuyor gibi oluyordu.
Fakat aynı şey grindelward'da da yok mu? Dumbledore a saldırmayı düşündüğünde neden kendisine engel olmadı? Güya o saldırmış da dumbledore savunma yapmışmış iki kutup birbirini nötürlemiş büyü bozulmuş.
Bir de artık büyü bozulduğuna göre dumbledore un ona saldırmamak için bir bahanesi kalmıyor. Aslında son sahnede bileklik kırılsa dahi ona öldürücü vuruşu yapmaması olayında geçmişteki aşkın gücü vurgulandı büyük ihtimalle.. ama bu böyle devam mı edecek zaafı?
-spoiler alert-
Hayatı zaten dünya yansa umrumda olmaz rahatlığı ile yaşıyordum. Daha genç yaşta birisi ölmüş, ilişkim bitmiş, yaşadığım yer değişmiş gibi falanca olaylara alışmıştım gayet sıradanlaşmıştı tepkilerim. Duygusal bir insan olmama rağmen ruhsuzlaştığımı hissediyorum.
Kolay kolay sinirlenmem, bir yanlış veya rezillik yapmaya korkmam ama çoğu zaman da sorumluluklardan kaçarım. Önüme gelince yaparım onda bir sıkıntım yok fakat rahatlığa meyilliyim.
Hayatım üniversiteye yıllarına kadar tek bir memur çocuğu olarak genel olarak sorunsuz geçti (tabii ki travmalarım oldu ama çoğu türk gencine göre diyelim).
Pek aile memnuniyetsizliği, ortam memnuniyetsizliği veya ekonomik memnuniyetsizlik yaşamadığım için bulunduğum ortamdan sıyrılmalıyım diye bir gayretim olmadı.
Bazı insanları bunun etkilediğini düşünüyorum zira çevremdeki çoğu başarılı insan böyle. Bana mı denk geldi bilmiyorum.
Ama şunu da anlamam mesela doğumundan beri zaten her şeylere rahatlıkla ulaşabilen insanlar bir yerlere gelmek için çabalama motivasyonunu nasıl buluyorlar?
Benim en son bir şeyler için çaba harcadığımı hatırladığım 2 dönem var. İlki lise zamanlarında staj yaptığım yerlerdeki ortamların leşliği ve varoşluğundan, çevremi daha kaliteli insanlarla doldurmalıyım diyerek çok iyi bir üniversite veya bir mühendislik dalını kazanmalıyım yoksa halim bu insanlar arasında ölüp gitmek olacak dedikten sonra ki sınava ve okul derslerime çalışma gayretim.
Sonra mühendislik bitti ve ezbere dayalı sistemimizin istediğini verdim, notlarım iyi olsa da çıkınca çok da uzman bir halde değildim. Yine de güzel büyük bir kurumsal firmada işe başladım.
İlk işe başladığım zamanlar hızlı bir öğrenme gayretim ve motivasyonum vardı. 2. çabamı burada verdim fakat sonra ortamların ve muhabbetlerin çok da farklı olmadığını, kölelik düzeninin değişmediğini ve yükseldikçe şaşalı titlelar ve rakamların büyüsü ile hayatın daha fazla sömürülmesi gerçeği ile yüzleşince duruldum.
Çevremde 35 yaş üstü insanlar ve aynı alanımdan kimsenin olmayışının da etkisi ile yalnız kaldım, sektörde biraz geri düştüm. Tek başına evimde oturup kendi kendime yazılım yapayım diyen bir insan da olmadığım için ilerleyemedim.
Çabalamak için bir hedefim yokmuş meğer geçenlerde bu boş vermişliğimi görünce eşim sordu bir hayalin, hedefin var mı diye :D Uzun uzun düşündüm yok dedim.
Ortalama bir insan ömrü ne ise yaşayıp öleceğiz işte. Düzgün bir insan olarak, kimseye zarar vermeden yanındaki insana destek vererek, sevgini paylaşarak, belki yeni nesiller yetiştirerek göçüp gideceğiz.
Bunun için ha bir tatil yerinde yaşamışız, ha köyde yaşamışız, ha yurt dışında.. aman aman bir fark olduğunu zannetmiyorum. İnsanın tüm güzellikleri kendisinin yarattığını, mutluluğun insanin kafasında bittiğini düşünüyorum. Mesela babam okumuş etmiş istanbulu, ingiltereyi görmüş bir insan olarak onun mutlu olduğu yer yeşillikler içinde yaşadığı, çok insanın olmadığı köyüdür.
Sürekli elde olmayanı düşleyerek umutsuzluğa kapılmak saçma geliyor. Passat a binerken bentley im niye yok onun için çabalayayım diyen bir insanın ona sahip olduğunda neden özel uçağım yok diyeceğini ve yine huzursuzluğa mutsuzluğa ve hırsa kapılacağını biliyorum. Bu koşuşturmaca bana mantıklı gelmiyor.
Ben elimdekilerle mutlu olabiliyorum. Elimdekiler ne ise bir şekilde onların şeklini alabiliyorum. Hiç bir zaman lüks hayatlara özenmedim. Ki gördüm de, içlerinde yaşadım da. İngiltere ve hollandayı da bir kaç ay deneyimledim ama ı ıh. Dünyada bir yer işte hepsi.
Tek özendiğim şey mutlu ve huzurlu bir hayat. Çok paraların döndüğü hayatlar = mutluluk diye bir denklemin olmadığını hepimiz biliyoruz.
Şimdi böyle bir dünyada oturup düşününce tek hedef yurt dışında yaşalım en azından insana değer daha fazla diyebiliyoruz.
Bunun için bu yaşa kadar öğrenemediğimiz, üstüne yoğunlaşamadığımız, yoğunlaştıkça sıkıldığımız ingilizceyi eşim de ben de bir türlü halledemiyoruz.
Mesela bana diyor ama onun kendince daha lüks bir hayat veya dünyayı gezebileceği bir ekonomik güçlülük gibi bir hedefleri var fakat o da tam motivasyon ile çalışamıyor.
Ben zaten yanımdaki insanın sıkıntılı ruh haline girmesinden zerre mutlu olmuyorum onun bu huzursuzluğu beni geriyor ki uzun süreli gerilmeleri hiç sevmem.
İkimizin de mesleği var fakat şu hedef koyma işlerini nasıl çözebilim? Koydum diyelim o hırsa nasıl kavuşacağım? Bazı arkadaşlarım dil öğrenip yurt dışına gittiler bazıları türkiyede dolarla para kazanıyorlar. Oh ya ne güzel keşke ben de öğrenseydim diyorum ama aman ya bir şekilde yaşayıp gidiyoruz işte deyip salıyorum kendimi.
Mala mülke de hevesli değilim. İnsanların bir şeyleri gördüğü zaman ihtiyaç hissetmesi gibi bir huyu var. Görmese aslında elindekilerle mutlu olabilecek bir sürü insan olmasına rağmen gördükçe sürekli bir eksiklik hissediyor. Ben hissetmiyorum. Çünkü eksik hissetmek istedikten sonra her türlü seviyede hissedebilirsiniz bunun bir sonu yok ki.
Ne yapacağım bilmiyorum o yüzden.
27 E
Kolay kolay sinirlenmem, bir yanlış veya rezillik yapmaya korkmam ama çoğu zaman da sorumluluklardan kaçarım. Önüme gelince yaparım onda bir sıkıntım yok fakat rahatlığa meyilliyim.
Hayatım üniversiteye yıllarına kadar tek bir memur çocuğu olarak genel olarak sorunsuz geçti (tabii ki travmalarım oldu ama çoğu türk gencine göre diyelim).
Pek aile memnuniyetsizliği, ortam memnuniyetsizliği veya ekonomik memnuniyetsizlik yaşamadığım için bulunduğum ortamdan sıyrılmalıyım diye bir gayretim olmadı.
Bazı insanları bunun etkilediğini düşünüyorum zira çevremdeki çoğu başarılı insan böyle. Bana mı denk geldi bilmiyorum.
Ama şunu da anlamam mesela doğumundan beri zaten her şeylere rahatlıkla ulaşabilen insanlar bir yerlere gelmek için çabalama motivasyonunu nasıl buluyorlar?
Benim en son bir şeyler için çaba harcadığımı hatırladığım 2 dönem var. İlki lise zamanlarında staj yaptığım yerlerdeki ortamların leşliği ve varoşluğundan, çevremi daha kaliteli insanlarla doldurmalıyım diyerek çok iyi bir üniversite veya bir mühendislik dalını kazanmalıyım yoksa halim bu insanlar arasında ölüp gitmek olacak dedikten sonra ki sınava ve okul derslerime çalışma gayretim.
Sonra mühendislik bitti ve ezbere dayalı sistemimizin istediğini verdim, notlarım iyi olsa da çıkınca çok da uzman bir halde değildim. Yine de güzel büyük bir kurumsal firmada işe başladım.
İlk işe başladığım zamanlar hızlı bir öğrenme gayretim ve motivasyonum vardı. 2. çabamı burada verdim fakat sonra ortamların ve muhabbetlerin çok da farklı olmadığını, kölelik düzeninin değişmediğini ve yükseldikçe şaşalı titlelar ve rakamların büyüsü ile hayatın daha fazla sömürülmesi gerçeği ile yüzleşince duruldum.
Çevremde 35 yaş üstü insanlar ve aynı alanımdan kimsenin olmayışının da etkisi ile yalnız kaldım, sektörde biraz geri düştüm. Tek başına evimde oturup kendi kendime yazılım yapayım diyen bir insan da olmadığım için ilerleyemedim.
Çabalamak için bir hedefim yokmuş meğer geçenlerde bu boş vermişliğimi görünce eşim sordu bir hayalin, hedefin var mı diye :D Uzun uzun düşündüm yok dedim.
Ortalama bir insan ömrü ne ise yaşayıp öleceğiz işte. Düzgün bir insan olarak, kimseye zarar vermeden yanındaki insana destek vererek, sevgini paylaşarak, belki yeni nesiller yetiştirerek göçüp gideceğiz.
Bunun için ha bir tatil yerinde yaşamışız, ha köyde yaşamışız, ha yurt dışında.. aman aman bir fark olduğunu zannetmiyorum. İnsanın tüm güzellikleri kendisinin yarattığını, mutluluğun insanin kafasında bittiğini düşünüyorum. Mesela babam okumuş etmiş istanbulu, ingiltereyi görmüş bir insan olarak onun mutlu olduğu yer yeşillikler içinde yaşadığı, çok insanın olmadığı köyüdür.
Sürekli elde olmayanı düşleyerek umutsuzluğa kapılmak saçma geliyor. Passat a binerken bentley im niye yok onun için çabalayayım diyen bir insanın ona sahip olduğunda neden özel uçağım yok diyeceğini ve yine huzursuzluğa mutsuzluğa ve hırsa kapılacağını biliyorum. Bu koşuşturmaca bana mantıklı gelmiyor.
Ben elimdekilerle mutlu olabiliyorum. Elimdekiler ne ise bir şekilde onların şeklini alabiliyorum. Hiç bir zaman lüks hayatlara özenmedim. Ki gördüm de, içlerinde yaşadım da. İngiltere ve hollandayı da bir kaç ay deneyimledim ama ı ıh. Dünyada bir yer işte hepsi.
Tek özendiğim şey mutlu ve huzurlu bir hayat. Çok paraların döndüğü hayatlar = mutluluk diye bir denklemin olmadığını hepimiz biliyoruz.
Şimdi böyle bir dünyada oturup düşününce tek hedef yurt dışında yaşalım en azından insana değer daha fazla diyebiliyoruz.
Bunun için bu yaşa kadar öğrenemediğimiz, üstüne yoğunlaşamadığımız, yoğunlaştıkça sıkıldığımız ingilizceyi eşim de ben de bir türlü halledemiyoruz.
Mesela bana diyor ama onun kendince daha lüks bir hayat veya dünyayı gezebileceği bir ekonomik güçlülük gibi bir hedefleri var fakat o da tam motivasyon ile çalışamıyor.
Ben zaten yanımdaki insanın sıkıntılı ruh haline girmesinden zerre mutlu olmuyorum onun bu huzursuzluğu beni geriyor ki uzun süreli gerilmeleri hiç sevmem.
İkimizin de mesleği var fakat şu hedef koyma işlerini nasıl çözebilim? Koydum diyelim o hırsa nasıl kavuşacağım? Bazı arkadaşlarım dil öğrenip yurt dışına gittiler bazıları türkiyede dolarla para kazanıyorlar. Oh ya ne güzel keşke ben de öğrenseydim diyorum ama aman ya bir şekilde yaşayıp gidiyoruz işte deyip salıyorum kendimi.
Mala mülke de hevesli değilim. İnsanların bir şeyleri gördüğü zaman ihtiyaç hissetmesi gibi bir huyu var. Görmese aslında elindekilerle mutlu olabilecek bir sürü insan olmasına rağmen gördükçe sürekli bir eksiklik hissediyor. Ben hissetmiyorum. Çünkü eksik hissetmek istedikten sonra her türlü seviyede hissedebilirsiniz bunun bir sonu yok ki.
Ne yapacağım bilmiyorum o yüzden.
27 E
TL, pound ve altın olarak elde yaklaşık 250k'lık bir birikim var.
TL kesin olarak öyle durmasın illa bir pound, dolar, altın falan yapalım diyoruz ama ne yapmalıyız karar veremedik.
Bir de diğer döviz ve altınları başka bir şeye dönüştürmek gerekir mi, mantıklı mı, piyasaları takip edenler varsa en risksiz olabilecek önerilerini alabiliriz.
Şu an risk alacak bir dönemde değiliz yani kripto, hisse falan düşünmüyoruz.
En mantıklısı parçalı tutmak mı olur altın - pound - dolar diye bölsek mesela?
TL kesin olarak öyle durmasın illa bir pound, dolar, altın falan yapalım diyoruz ama ne yapmalıyız karar veremedik.
Bir de diğer döviz ve altınları başka bir şeye dönüştürmek gerekir mi, mantıklı mı, piyasaları takip edenler varsa en risksiz olabilecek önerilerini alabiliriz.
Şu an risk alacak bir dönemde değiliz yani kripto, hisse falan düşünmüyoruz.
En mantıklısı parçalı tutmak mı olur altın - pound - dolar diye bölsek mesela?
Fakülteden bir hocam ulaştı erkek bir kuzeninin eşi bir süredir kendisini aldatıyormuş. Karısının fake hesabını şans eseri telefonu açık iken şüphelenip yakalıyor ama o an görüntü falan alamıyor çaktırmadan bırakıyor.
Gördüğü kadarı ile yakınlarda bir adam ile kendilerine ev açmışlar. Kendisi işteyken bu kadın arkadaşıma gidiyorum deyip o evde diğer adam ile takılıyorlarmış, yoğurt lazım mı ekmem lazım mı diye konuşmalarını falan da görmüş.
Şimdi boşanma yoluna gitmek istiyor ama bana şeyi sordu, elimizde hem eşinin fake hesabı hem de adamın fake hasabının adresleri var.
Bunlara girilip de konuşmaları delil olarak alabilir miyiz? Ücreti mukabilinde yapabilir misin diyor. Ben de öyle bir şey mümkün mü bilmiyorum hocam hiç girişmedim belki fake bir link atılır, oltalama yapılır açılan linke hesap bilgileri isteni o şekilde alınabilir ama başka nasıl olur bilmiyorum bir araştırayım dedim.
Şimdi bunun için kendi çabalarıyla bir şekilde birisi yardımıyla hesaplara girmek mantıklı mı? Yapılabilir mi?
Yoksa savcılığa durumu anlatsak bu fake hesaplara girebilme yetkileri var mı? Eğer varsa hiç gerek yok aksiyona onlar ulaşsın işte.
Gördüğü kadarı ile yakınlarda bir adam ile kendilerine ev açmışlar. Kendisi işteyken bu kadın arkadaşıma gidiyorum deyip o evde diğer adam ile takılıyorlarmış, yoğurt lazım mı ekmem lazım mı diye konuşmalarını falan da görmüş.
Şimdi boşanma yoluna gitmek istiyor ama bana şeyi sordu, elimizde hem eşinin fake hesabı hem de adamın fake hasabının adresleri var.
Bunlara girilip de konuşmaları delil olarak alabilir miyiz? Ücreti mukabilinde yapabilir misin diyor. Ben de öyle bir şey mümkün mü bilmiyorum hocam hiç girişmedim belki fake bir link atılır, oltalama yapılır açılan linke hesap bilgileri isteni o şekilde alınabilir ama başka nasıl olur bilmiyorum bir araştırayım dedim.
Şimdi bunun için kendi çabalarıyla bir şekilde birisi yardımıyla hesaplara girmek mantıklı mı? Yapılabilir mi?
Yoksa savcılığa durumu anlatsak bu fake hesaplara girebilme yetkileri var mı? Eğer varsa hiç gerek yok aksiyona onlar ulaşsın işte.
(2)
Bataryalı elektronik aletler ve elektrikli scooter batarya değişm fiyatları
ananiyimioguz #1536707
Tehlikenin farkında mısınız bilmiyorum bir kaç senedir çok sorun etmemiştim ama şu lithium-ion pillerdeki değişim ücretleri hiç hesabıma kitabıma uymadı hepsini satasım var sizde durum nasıl merak ediyorum.
Mesela yıllar önce 4,600TL ye msi gaming laptop almıştım. Bataryası 2 senede bitti söktüm bataryasız kullandım. Şimdi alıp takayım diyorum 2000tl fiyat istiyor servis. Yani ben 2-3 senede bir 2-3 bin tl bir masraf yapmam gerekiyor.
Telefonlar da aynı.
Aldığımız robot süpürgeler de aynı. 2000e aldığım robot süpürge 2 sene sonra odanın yarısında duruyor. 500-800TL batarya değişim ücreti istiyorlar.
Öyle aldım bitti olmuyor. Önceden koymuyordu batarya ama şu an sorun değil mi sizce de?
Motor almayayım elektrik daha uygun diye aldığım elektrikli scooterım için 3500TL batarya değişim ücreti istiyorlar. Ve bu bataryanın ömrü 6 ayda azalmaya başlayıp 1 yılda da baya ölüyormuş.
Ulan ben zaten 5k ya almıştım scooterı şimdi 17k olmuş.
Hem scooter ücreti hem de yıllık batarya maliyetini düşününce benzinli motor alırım daha iyi?
Aynı şekilde elektrikli araçların bataryaları, alınan kablosuz kulaklıkların bataryaları..
Bu bataryanin 1-3 sene içinde bitmesi ve artan kurlar ile birlikte değişim maliyetlerinin artması sorununu ne yapacağız satsam mı çoğunu?
Bu arada gariptir elimde 7 senelik dyson v6 var hala yetiyor bataryası ilginç.
Mesela yıllar önce 4,600TL ye msi gaming laptop almıştım. Bataryası 2 senede bitti söktüm bataryasız kullandım. Şimdi alıp takayım diyorum 2000tl fiyat istiyor servis. Yani ben 2-3 senede bir 2-3 bin tl bir masraf yapmam gerekiyor.
Telefonlar da aynı.
Aldığımız robot süpürgeler de aynı. 2000e aldığım robot süpürge 2 sene sonra odanın yarısında duruyor. 500-800TL batarya değişim ücreti istiyorlar.
Öyle aldım bitti olmuyor. Önceden koymuyordu batarya ama şu an sorun değil mi sizce de?
Motor almayayım elektrik daha uygun diye aldığım elektrikli scooterım için 3500TL batarya değişim ücreti istiyorlar. Ve bu bataryanın ömrü 6 ayda azalmaya başlayıp 1 yılda da baya ölüyormuş.
Ulan ben zaten 5k ya almıştım scooterı şimdi 17k olmuş.
Hem scooter ücreti hem de yıllık batarya maliyetini düşününce benzinli motor alırım daha iyi?
Aynı şekilde elektrikli araçların bataryaları, alınan kablosuz kulaklıkların bataryaları..
Bu bataryanin 1-3 sene içinde bitmesi ve artan kurlar ile birlikte değişim maliyetlerinin artması sorununu ne yapacağız satsam mı çoğunu?
Bu arada gariptir elimde 7 senelik dyson v6 var hala yetiyor bataryası ilginç.
Seçim vaadi olarak ilk araba alımında veya telefon alımında ötv alınmayacağı söyleniyor.
Ben daha önce hiç bayiden araç almadım ama babamın kullandığı ve 2.el aldığımız araç benim üzerime.
Şimdi ben gidip sıfır araç alamayacak mıyım?
"ilk alım" dan kasıt, seçimden sonraki alımlar değildir değil mi? Gerçi öyle olsa araç alacak olanlar beklesin demezlerdi.
Eğer 2. el de geçerli ise, araba alacak güçteki bir insan şimdiye kadar iyi kötü bir tane almıştır zaten.
Ömrü boyunca ilk kez araç alacak olanlar için geçerliyse bu, baya düşük bir kitleyi kapsamaz mı? Yani adam alamadıysa kötüsünü de alamamıştım, ötv kalkınca alabilecek mi sanki?
Ben daha önce hiç bayiden araç almadım ama babamın kullandığı ve 2.el aldığımız araç benim üzerime.
Şimdi ben gidip sıfır araç alamayacak mıyım?
"ilk alım" dan kasıt, seçimden sonraki alımlar değildir değil mi? Gerçi öyle olsa araç alacak olanlar beklesin demezlerdi.
Eğer 2. el de geçerli ise, araba alacak güçteki bir insan şimdiye kadar iyi kötü bir tane almıştır zaten.
Ömrü boyunca ilk kez araç alacak olanlar için geçerliyse bu, baya düşük bir kitleyi kapsamaz mı? Yani adam alamadıysa kötüsünü de alamamıştım, ötv kalkınca alabilecek mi sanki?
Lise ve üniversite yıllarımda 2 gözüm de 0.25 idi fakat sonra monitöre bakma sıklığımdan olacak ki sol 0.75 sağ 1.75 olmuş.
Bakıldığı zaman öyle aman aman değerler değil fakat ben doktora neden gittim..
Sağ gözüme sanki şeffaf bir perde inmiş de görüşüme engel oluyormuş gibi hissediyordum.
Sanki sabah uyanmışım çapak varmış da geçmiyormuş gibi de denebilir.
Önce Etiler dünya göz e gittim, bir şey yok gözünde sadece astigmatın var dediler. Gözlük kullanmaya başlayabilirsin dediler. O zamanlar 1.25 falandı sanırım.
Aradan 3 sene geçti, istanbuldan ayrıldım baş ağrısı ve net görememeden ötürü söke devlet hastanesine gittim. şuan 1.75 olmuş. O doktor da perde gibi görmeni sağlayacak bir şey göremiyorum dedi. Neyse ben de gözlük aldım. full hd den 720p ye düşen görüşüm eskisinden de iyi oldu 4k görüyorum her şey çok güzel fakat
Ara ara o perde varmış gibi hissiyat geliyor mesela şu anda da var ovalıyorum geçmiyor yıkıyorum geçmiyor. Deterjan reklamı gibi oldu biliyorum ama :D doktorlar bunu göremiyorlar. Bazen geçiyor, gözlükle cam gibi görüyorum. Ama şu an mesela gözlükle de bulanık. Su altında görüyorum gibi oluyor.
Nedir bu sıkıntı?
Bakıldığı zaman öyle aman aman değerler değil fakat ben doktora neden gittim..
Sağ gözüme sanki şeffaf bir perde inmiş de görüşüme engel oluyormuş gibi hissediyordum.
Sanki sabah uyanmışım çapak varmış da geçmiyormuş gibi de denebilir.
Önce Etiler dünya göz e gittim, bir şey yok gözünde sadece astigmatın var dediler. Gözlük kullanmaya başlayabilirsin dediler. O zamanlar 1.25 falandı sanırım.
Aradan 3 sene geçti, istanbuldan ayrıldım baş ağrısı ve net görememeden ötürü söke devlet hastanesine gittim. şuan 1.75 olmuş. O doktor da perde gibi görmeni sağlayacak bir şey göremiyorum dedi. Neyse ben de gözlük aldım. full hd den 720p ye düşen görüşüm eskisinden de iyi oldu 4k görüyorum her şey çok güzel fakat
Ara ara o perde varmış gibi hissiyat geliyor mesela şu anda da var ovalıyorum geçmiyor yıkıyorum geçmiyor. Deterjan reklamı gibi oldu biliyorum ama :D doktorlar bunu göremiyorlar. Bazen geçiyor, gözlükle cam gibi görüyorum. Ama şu an mesela gözlükle de bulanık. Su altında görüyorum gibi oluyor.
Nedir bu sıkıntı?
Diğer şirketlere göre x2 mi?
Mesela mid-level developer dışarıda 15 alıyorsa burada 25-30 alıyor mudur?
Türkiyedeki ofislerinde ileri derece mi ingilizce istiyorlar?
Mesela mid-level developer dışarıda 15 alıyorsa burada 25-30 alıyor mudur?
Türkiyedeki ofislerinde ileri derece mi ingilizce istiyorlar?
Burada hali vakti yerinde olmasına rağmen yurt dışına yerleşip döneni pek hatırlamıyorum.
Bu demek oluyor ki her giden mutlu mu? Yoksa verilen mücadeleden ötürü veya bizim toplumda elalem ne der düşüncesi yaygındır, gitti de yapamadı derler en iyisi koşuşturmacaya devam... denilerek kalınıyor mu?
Dönen tanıdığınız varsa, neden döndüler öğrenebilir miyim?
Biz kıyısından düşünüyoruz ama rahatımızı da bozmak istemiyoruz açıkçası. Dil, iş arayışı, denklikler falan kolay bir süreç değil.
Bu demek oluyor ki her giden mutlu mu? Yoksa verilen mücadeleden ötürü veya bizim toplumda elalem ne der düşüncesi yaygındır, gitti de yapamadı derler en iyisi koşuşturmacaya devam... denilerek kalınıyor mu?
Dönen tanıdığınız varsa, neden döndüler öğrenebilir miyim?
Biz kıyısından düşünüyoruz ama rahatımızı da bozmak istemiyoruz açıkçası. Dil, iş arayışı, denklikler falan kolay bir süreç değil.
Bugün Ümit Özdağ'ın şu açıklamasını dinledim de.
twitter.com
Neden abd ile anlaşılmaya çalışılınıyor?
Benim kafamda hep şöyle bir komplo teorisi var doğru mu bilmiyorum tamamen kendi gözlemim;
90larda sağ-sol, alevi-kürt çatışmaları ile ülkeyi karıştırmaya çalışan abd ajanları, kısmen başarıya ulaşsa da istediklerine ulaşamadıkları için siyasi olarak kontrolümüzün olduğu bir plan değişikliğine gidelim dediler.. Ne yapalım ne edelim derken araştırdılar toplumu analiz ettiler dediler ki m.kemal paşa bir devrim yapıp cumhuriyeti ve laikliği getirmiş ama bu toplumun çoğu hala biat kültürüne empoze, yobaz, cahil bir toplum. O yüzden dini kullanarak sağ bir parti çıkartırsak halk onları seçer. Biraz da parasal olarak destek veririz. Gülen cemaati üzerinden paralar akar.
Onların da birazını halka dağıtırız birazıyla da işler yaparız çünkü para bok o kadar olsun. Bizim istediklerimiz yapılır, toplum cahil bırakılır eğitim bitirilir. Kendi kendine yeten bir ülke değil de dışa bağımlı bir ülke haline getiririz. Halk dinle uğraşır, dinle kandırılır, biz de o sırada iktidar üzerinden kukla gibi ülkeyi yönetir, paraları da cukkalarız.
Fakat sanırım akp güçlenince çıkar çatışmaları oldu orada bir feto olayları yaşadık. Şuan abd ile ilişkiler nasıl bilmiyorum akp tarafında.
Ama mesela diyelim ki chp iktidar olacak. ABD sanırım onları destekleyecek ve görüşmeler yapılmaya başlanmıştır. CHP nin kürt seçmene ve hdp ye yakın oluşunun altında biraz da ABD öyle istediği için bir mecburiyet olabilir mi?
CHP veya X bir parti illa abd tarafından destek verilerek oluşacak ise, biz neye ümitleniyoruz ki yine kukla gibi yönetileceksek?
Bir de şu işleri anlamıyorum. Diyelim ki Ümit Özdağ seçildi ve o ABD karşıtı. ABD tutup da ya benim dediğimi yaparsın ya da tüm sülaleni haritadan silerim derse, al şu parayı 7 ceddine yetecek imkanları sunuyoruz zaten boşver ülkeyi aklını kullan sen bizim dediğimizi yap der ise. Buna hangi insan evladı baş kaldırabilir?
Biz kime nasıl güveneceğiz?
twitter.com
Neden abd ile anlaşılmaya çalışılınıyor?
Benim kafamda hep şöyle bir komplo teorisi var doğru mu bilmiyorum tamamen kendi gözlemim;
90larda sağ-sol, alevi-kürt çatışmaları ile ülkeyi karıştırmaya çalışan abd ajanları, kısmen başarıya ulaşsa da istediklerine ulaşamadıkları için siyasi olarak kontrolümüzün olduğu bir plan değişikliğine gidelim dediler.. Ne yapalım ne edelim derken araştırdılar toplumu analiz ettiler dediler ki m.kemal paşa bir devrim yapıp cumhuriyeti ve laikliği getirmiş ama bu toplumun çoğu hala biat kültürüne empoze, yobaz, cahil bir toplum. O yüzden dini kullanarak sağ bir parti çıkartırsak halk onları seçer. Biraz da parasal olarak destek veririz. Gülen cemaati üzerinden paralar akar.
Onların da birazını halka dağıtırız birazıyla da işler yaparız çünkü para bok o kadar olsun. Bizim istediklerimiz yapılır, toplum cahil bırakılır eğitim bitirilir. Kendi kendine yeten bir ülke değil de dışa bağımlı bir ülke haline getiririz. Halk dinle uğraşır, dinle kandırılır, biz de o sırada iktidar üzerinden kukla gibi ülkeyi yönetir, paraları da cukkalarız.
Fakat sanırım akp güçlenince çıkar çatışmaları oldu orada bir feto olayları yaşadık. Şuan abd ile ilişkiler nasıl bilmiyorum akp tarafında.
Ama mesela diyelim ki chp iktidar olacak. ABD sanırım onları destekleyecek ve görüşmeler yapılmaya başlanmıştır. CHP nin kürt seçmene ve hdp ye yakın oluşunun altında biraz da ABD öyle istediği için bir mecburiyet olabilir mi?
CHP veya X bir parti illa abd tarafından destek verilerek oluşacak ise, biz neye ümitleniyoruz ki yine kukla gibi yönetileceksek?
Bir de şu işleri anlamıyorum. Diyelim ki Ümit Özdağ seçildi ve o ABD karşıtı. ABD tutup da ya benim dediğimi yaparsın ya da tüm sülaleni haritadan silerim derse, al şu parayı 7 ceddine yetecek imkanları sunuyoruz zaten boşver ülkeyi aklını kullan sen bizim dediğimizi yap der ise. Buna hangi insan evladı baş kaldırabilir?
Biz kime nasıl güveneceğiz?
Commit'i geri almayı buldum ama rebase'i bulamadım nasıl yapılıyor?
Dünden beri kendi ekranlarım için geliştirme yapıyorum localimde.
Ama bir yandan da beni dolaylı yoldan etkileyecek diğer alanlarda değişiklikler master a çıkılıyor.
Ben de sonradan pushlarken sıkıntı çıkmasın diye sürekli master'dan rebase alıyorum.
Bir süre almayı bıraktım ama master a 4-5 kere değişiklik çıktılar. Meğer son değişiklikte bir hata varmış. Beni de patlattı ilerleyemiyorum. Yapan diğer arkadaşlar da şu an acilinden başka işe bakıyorlar destek olamadılar, geri alamadılar henüz ama düzelteceklermiş. Zaten henüz canlıda değiliz takılıyoruz kendi halimizde. Beklesem beklerim de işim yarım kaldı.
Son rebase etme olayımı geri alabilirsem kendim ilerleyebileceğim. Nasıl yapılıyor?
Eski bir master commitine mi rebase atıyım tekrar? Ama hiyerarşi bozulsun istemiyorum. Bir de en son rebase aldığımda hangi commiti almıştım onu hatırlamıyorum.
Dünden beri kendi ekranlarım için geliştirme yapıyorum localimde.
Ama bir yandan da beni dolaylı yoldan etkileyecek diğer alanlarda değişiklikler master a çıkılıyor.
Ben de sonradan pushlarken sıkıntı çıkmasın diye sürekli master'dan rebase alıyorum.
Bir süre almayı bıraktım ama master a 4-5 kere değişiklik çıktılar. Meğer son değişiklikte bir hata varmış. Beni de patlattı ilerleyemiyorum. Yapan diğer arkadaşlar da şu an acilinden başka işe bakıyorlar destek olamadılar, geri alamadılar henüz ama düzelteceklermiş. Zaten henüz canlıda değiliz takılıyoruz kendi halimizde. Beklesem beklerim de işim yarım kaldı.
Son rebase etme olayımı geri alabilirsem kendim ilerleyebileceğim. Nasıl yapılıyor?
Eski bir master commitine mi rebase atıyım tekrar? Ama hiyerarşi bozulsun istemiyorum. Bir de en son rebase aldığımda hangi commiti almıştım onu hatırlamıyorum.
Netflixte bir belgesel gördük ona bakıyoruz birkac gundur. Egelenceli tarih dersleri diye bir dizi.
DNA bölümünü izleyince bir seye takildim;
Bir gen örneğini tohuma, yumurtaya falan biraktiklarinda, yeni yetisecek olan canliya o ozellikleri aktarabilecek durumdaymisiz.
Bazi ozellikleri de tespit edip onlari cikarabiliyormusuz mesela domateste curumeye yol açan şeyleri...
Insanda da bazi hastaliklara yol açan genleri tespit edebilmişiz ve yeni dogacak cocukta bu genleri koymayarak bu hastaliklara yakalanma riskini en aza indirebilirmişiz.
Fakat benim anlamadigim bir sey yapabiliyoruz da.. neden sadece en küçük halinden baslayabiliyoruz?
Mesela ben bir ornek verdim, alzheimer olma ihtimalim %90 cikti.
Ee gecmis olsun ne yapalim artik cocugunuz icin degistiririz de size gecmis olsun mu diyorlar?
Yetiskin bir bireyde neden değiştirelemiyor? Vucudumuzu olustururken hücreler milyarlarca kez bölündüğü icin her birine müdahale etmek gerekiyor ondan mı? Sadece ilgili bölgeyi degistirsek olmuyor mu? Veya blockchain gibi vucutta bir dogrulama sistemi mi var, bir yer degisirse digerleri degisikligi anlayıp tekrar eski haline mi ceviriyor burada takıldığımız sorun nedir?
Bir de gelecekte şunu yapabilirsek yetiskinlerde de degistirebiliriz dediginiz bir şey var mı?
DNA bölümünü izleyince bir seye takildim;
Bir gen örneğini tohuma, yumurtaya falan biraktiklarinda, yeni yetisecek olan canliya o ozellikleri aktarabilecek durumdaymisiz.
Bazi ozellikleri de tespit edip onlari cikarabiliyormusuz mesela domateste curumeye yol açan şeyleri...
Insanda da bazi hastaliklara yol açan genleri tespit edebilmişiz ve yeni dogacak cocukta bu genleri koymayarak bu hastaliklara yakalanma riskini en aza indirebilirmişiz.
Fakat benim anlamadigim bir sey yapabiliyoruz da.. neden sadece en küçük halinden baslayabiliyoruz?
Mesela ben bir ornek verdim, alzheimer olma ihtimalim %90 cikti.
Ee gecmis olsun ne yapalim artik cocugunuz icin degistiririz de size gecmis olsun mu diyorlar?
Yetiskin bir bireyde neden değiştirelemiyor? Vucudumuzu olustururken hücreler milyarlarca kez bölündüğü icin her birine müdahale etmek gerekiyor ondan mı? Sadece ilgili bölgeyi degistirsek olmuyor mu? Veya blockchain gibi vucutta bir dogrulama sistemi mi var, bir yer degisirse digerleri degisikligi anlayıp tekrar eski haline mi ceviriyor burada takıldığımız sorun nedir?
Bir de gelecekte şunu yapabilirsek yetiskinlerde de degistirebiliriz dediginiz bir şey var mı?
Artık mülteci midir kaçak göçmen midir.. gruplamıyorum.
İktidar seçim zamanı her türlü kurnazlığı yapacaktır.
En çok kafamı kurcalayan, ülkeye gelen afgan ve surilerin vatandaşlık alıp oy kullanması.
Bu konuda bir düzenlemeye yapılır mı?
Diyelim ki yapılamadı ve hepsi oy kullanacak.
En fazla kaç milyon veya yüz bin oy fark eder?
İktidar seçim zamanı her türlü kurnazlığı yapacaktır.
En çok kafamı kurcalayan, ülkeye gelen afgan ve surilerin vatandaşlık alıp oy kullanması.
Bu konuda bir düzenlemeye yapılır mı?
Diyelim ki yapılamadı ve hepsi oy kullanacak.
En fazla kaç milyon veya yüz bin oy fark eder?
(9)
Geri donusturulemeyen plastik atıkları, çöpleri neden güneşe fırlatmıyoruz?
ananiyimioguz #1535376
Roket yakıtı yüzünden cok mu masrafli olur?
SpinLaunch gibi sirketler var o sekil falan firlatilsa pes pese.. zaten uzaya ciktiktan sonra itis gucune gerek yok diye biliyorum?
SpinLaunch gibi sirketler var o sekil falan firlatilsa pes pese.. zaten uzaya ciktiktan sonra itis gucune gerek yok diye biliyorum?
Bir şeyi merak ediyorum. v10 ve üstünde hazne değişti uzunlamasına oldu. Bende eski seri var ve fanus içindeki havayı çeken delikli plaka etrafına toz yapışıyor.
Yani normalde pislikler aşağısına toplanıyor ama yukarıya da kaçıyor işte.. Mecbur normal alttan kapağı açıp boşaltmak yetmiyor, komple söküp o plaka çevresini de temizliyorum.
Yeni sistemde o alanı yukarıya taşıdılar. Hazne biraz daha uzun oldu. Artık tek hamleyle bir şeyi sökmeye gerek kalmadan sıyırttırarak boşaltabiliyoruz.
Fakat pratikte, halen o delikli silindirik alan etrafına toz toplaşıp emişi düşürüyor mu merak ediyorum.
Yani normalde pislikler aşağısına toplanıyor ama yukarıya da kaçıyor işte.. Mecbur normal alttan kapağı açıp boşaltmak yetmiyor, komple söküp o plaka çevresini de temizliyorum.
Yeni sistemde o alanı yukarıya taşıdılar. Hazne biraz daha uzun oldu. Artık tek hamleyle bir şeyi sökmeye gerek kalmadan sıyırttırarak boşaltabiliyoruz.
Fakat pratikte, halen o delikli silindirik alan etrafına toz toplaşıp emişi düşürüyor mu merak ediyorum.
nasıl oluyor?
Hep duyuyorum mesela köpek balıkları kanın kokusunu 500km den alır diyor. Rakamları sallıyorum hatırlamıyorum ama şok edici rakamlar.
Yahu ben elimi oracıkta kanatmışım. Koku molekülleri gerçekten o kadar uzağa yayılıyor da onun sayesinde mi algılıyor? Ne hızda yayılıyor ses hızında mı misal?
Veya bir arı çiçeğin kokusunu yüzlerce hatta belki binlerce kilometre uzaktan nasıl alabiliyor gerçekten bir maddenin kokusu dünyanın herhangi bir yerinden alınabilir mi duyu organının hassasiyetine göre?
Örnekler çoğaltılınabilir..
Hep duyuyorum mesela köpek balıkları kanın kokusunu 500km den alır diyor. Rakamları sallıyorum hatırlamıyorum ama şok edici rakamlar.
Yahu ben elimi oracıkta kanatmışım. Koku molekülleri gerçekten o kadar uzağa yayılıyor da onun sayesinde mi algılıyor? Ne hızda yayılıyor ses hızında mı misal?
Veya bir arı çiçeğin kokusunu yüzlerce hatta belki binlerce kilometre uzaktan nasıl alabiliyor gerçekten bir maddenin kokusu dünyanın herhangi bir yerinden alınabilir mi duyu organının hassasiyetine göre?
Örnekler çoğaltılınabilir..
Şu şekil kabarciklar var bazi yerinde. Geri gondereyim mi?
Zarari yoksa dursun ama kirilmaya sebebiyet veriyorsa diye tedirgin olduk.
www.hizliresim.com
Zarari yoksa dursun ama kirilmaya sebebiyet veriyorsa diye tedirgin olduk.
www.hizliresim.com
Bunu en pratik hangi uygulama ile uygulayabilirim?
Doğru mu ifade ettim onu da tam bilmiyorum da, böyle dairesel bir şekilde fotoğrafın yanları vinyet efekti gibi merkezden dışa doğru hızdan ötürü bozulmuş gibi olsun. Merkez çapını ben ayarlayabilirsen süper olur.
Snapseed'te bulamadım. En son böyle bir şeyi google ın bir desktop fotoğraf görünteliyici uygulamasında hatırlıyorum. Adını unuttum desteği sona ermişti.
Doğru mu ifade ettim onu da tam bilmiyorum da, böyle dairesel bir şekilde fotoğrafın yanları vinyet efekti gibi merkezden dışa doğru hızdan ötürü bozulmuş gibi olsun. Merkez çapını ben ayarlayabilirsen süper olur.
Snapseed'te bulamadım. En son böyle bir şeyi google ın bir desktop fotoğraf görünteliyici uygulamasında hatırlıyorum. Adını unuttum desteği sona ermişti.
Bulunduğumuz ilçede adı geçen zaten sayılı avukatlar var.
Yeni aldığımız evdeki kiracı söz verdiği gibi 1 ay içinde çıkmayıp 7 aydır bizi oyalayınca ve çıkacak gibi de durmadığı için bıraksak 1-2 sene daha oturacağı için.. Biz de ihtarname çekmiştik 1 ay dolmadan ne olur ne olmaz diye. İyi ki de çekmişiz. Ona rağmen çıkmıyor. Avukat ile dava açacağız.
Fakat avukatın biri neredeyse bizi dövecekti 1-2 sene zor çıkar, şunu yapamazsınız, bunu yapamazsınız, ihtar çekmişsiniz iyi güzel ama 6 ay dolmadan bidaha çekecektiniz, işiniz zor, çıkana kadar bizim istediğimiz kirayı versin diye ihtar çekmişiniz. Bu geçersiz. Ama ben karşı taraftan bunu öne sürerim beni kiracı olarak gördüler zaten ben oturcam derim vs. diye atarlı konuştu baya.
Acaba dedim, bizim evde oturan kiracının da bir avukatı vardır, aynı avukata mı gittik bu ne şiddet bu celal çünkü..
Diğer avukatlar gayet sakin konuşmuştu.
Şunu merak ediyorum, bu atarlı ve sinirli avukat aslında mesleki olarak iyiymiş. Ondan yürüyelim diyoruz tekrar. Fakat diyelim ki kiracının avukatı bu.
Bir avukat iki tarafa birden bakabiliyor mu?
Yeni aldığımız evdeki kiracı söz verdiği gibi 1 ay içinde çıkmayıp 7 aydır bizi oyalayınca ve çıkacak gibi de durmadığı için bıraksak 1-2 sene daha oturacağı için.. Biz de ihtarname çekmiştik 1 ay dolmadan ne olur ne olmaz diye. İyi ki de çekmişiz. Ona rağmen çıkmıyor. Avukat ile dava açacağız.
Fakat avukatın biri neredeyse bizi dövecekti 1-2 sene zor çıkar, şunu yapamazsınız, bunu yapamazsınız, ihtar çekmişsiniz iyi güzel ama 6 ay dolmadan bidaha çekecektiniz, işiniz zor, çıkana kadar bizim istediğimiz kirayı versin diye ihtar çekmişiniz. Bu geçersiz. Ama ben karşı taraftan bunu öne sürerim beni kiracı olarak gördüler zaten ben oturcam derim vs. diye atarlı konuştu baya.
Acaba dedim, bizim evde oturan kiracının da bir avukatı vardır, aynı avukata mı gittik bu ne şiddet bu celal çünkü..
Diğer avukatlar gayet sakin konuşmuştu.
Şunu merak ediyorum, bu atarlı ve sinirli avukat aslında mesleki olarak iyiymiş. Ondan yürüyelim diyoruz tekrar. Fakat diyelim ki kiracının avukatı bu.
Bir avukat iki tarafa birden bakabiliyor mu?
Sinnerclown üyesi var mı?
ananiyimioguz #1534667
Var ise davetiye kodu arıyorum.
Teşekkürler.
Teşekkürler.