(13) 

Beyaz eşyada marka tavsiyesi?

signore #1559521 
buzdolabı, çamaşır mak., bulaşık mak. ve kurutma mak. alacağım, 2-3 aydır araştırıyorum ama hangi markaya baksam hepsinden şikayet ediliyor, kafayı yiyeceğim. ya kalitesiz ya servisi kötü ya kısa ömürlü. yok lg almayın servisi kötü samsung almayın gürültülü çalışıyor bosch-siemens sanıldığı kadar kaliteli değil beko-arçelik alınmaz. miele benzeri üst düzey bir markaya paramız yetmiyorsa her türlü kumar mı oynamış olacağız? fikirlerinize açığım.
(4) 

Kasko parça bekleme süresi

signore #1547543 
Bir duyuru daha açmıştım kasko onayı uzadı diye, onay 4 ocakta geldi, 2 hafta olmasına rağmen araba hazır değil. Çok bir işi de yok, far ve direksiyon power'ı bekliyorlarmıș. Fransa'dan geliyormuş parça falan dedi c4 için. Doğru mudur? Normal mi bu süre?
(6) 

Ankara ayazında dışarıda basketbol oynanır mı?

signore #1547123 
6 yıla yakın evde düzenli olarak sürdürdüğüm (haftada 3) spor rutinim, 5-6 aydır sabahları güne erken başlamamla bitti. Akşam en erken 6 gibi geliyorum, aç geldiğim için yemek yemem gerekiyor, yemekten sonra 1-2 saat ara vereyim sindireyim desem akşam 10 oluyor, komşulara ses gidecek diye spor yapamıyorum o saatten sonra. Zaten uykum gelmiş oluyor erken kalktığım için.

Bizim evin çok yakınına yeni bir millet bahçesi yapılmışken acaba dedim böyle 9-10 arası gidip basket mi oynasam arada? Yağış olmadığı sürece çok sorun olur mu sizce? Mesela şu an 1 derece gözüküyor.

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

Bu tarz bir şeyler giysem vs. nasıl olur acaba? Yapan var mı hiç?
(7) 

Günde 4-5 paket sigara içmek

signore #1546654 
50 yaşında erkek kişisi, diyelim 30 yıldır sigara içiyor ama son 10 yıldır artan şekilde, şu sıralar 4-5 pakete çıkmış. Mevcut durumda hiçbir sağlık sorunu olmadığını varsayalım, böyle devam ederse 60'ı görmesi şans olur diyebilir miyiz?
(5) 

Makale kabulu sonrası minör revizyon

signore #1546397 
Sosyal bilimler alanında ssci'da taranan bir dergiye makale yollamıştım, ilk kez böyle bir dergiye makale yolladım o yüzden süreci tam olarak bilmiyorum, fikrinizi almak istedim.

- İlk olarak revizyon geldi. Ciddi bir itiraz yoktu, iki hakem de genel olarak beğenmişti. Sistemde revision required diye görünüyordu, düzeltip sistemden yükledim makaleyi. Hiçbir sorun yok.

- Sonra tekrar hakemlere gitti. Bugün kabul sonucu geldi.

Şimdi, bir sorun var. Bana kabul haberini veren baş editör şöyle bir mail atmış:

"Our referees have now considered your paper and have recommended publication in .(DERGİ X). . We are pleased to accept your paper in its current form which will now be forwarded to the publisher for copy editing and typesetting. The reviewer comments are included at the bottom of this letter.

You will receive proofs for checking, and instructions for transfer of copyright in due course.

The publisher also requests that proofs are checked and returned within 48 hours of receipt.

Thank you for your contribution to .... and we look forward to receiving further submissions from you.


Sincerely,
Dr. ...
Editor in Chief, ...."

Mailin devamında iki hakemin ve associate editörün yorumları var. 2. hakem "makale yayına hazır" demiş, sorun yok.

1. hakem "Lines from (SATIR X) to (SATIR Y) at p. (SAYFA Z) repeat concepts (almost wordly) already presented in the previous parts. I suggest to have a look and revise carefully." demiş, ayrıca bir tane makaleye bakmamı önermiş.

Associate editor ise "Thank you for engaging with the reviewers' comments and updating your paper. There are some small issues one reviewer would like you to address, please consider these." demiş.

Sistemde ise makale için "accepted" görünüyor. Yani sisteme yeni bir dosya yükleyemiyorum.

Normalde ulusal dergilerde bu durumlarda da kabul vermeyip revizyon veriyorlar, ufak değişiklikleri yapıp yüklüyorum sisteme. Ama sistemde kabul verildiği için arada kaldım. 1. hakem ve associate editör ufak değişiklikleri yap demiş, baş editör "We are pleased to accept your paper in its current form which will now be forwarded to the publisher for copy editing and typesetting." demiş. Ben şimdi bu ufak tefek değişiklikleri yapmalı mıyım sizce?

Benim yorumum, Baş editör baktı 1. hakemin dediği şeylere, çok ciddi bulmadı ve bu haliyle kabul etti, değiştirmeme gerek yok.

Arkadaşımın yorumu, "süreç hızlansın diye sistemde kabul işaretlemişlerdir, sen düzeltmeyi yapıp maile yanıt olarak yaz". Bana bu pek mantıklı gelmedi. Sistemden almadıkları makaleyi nasıl yayımlayacaklar? Adam zaten publisher'a yolluyorum falan demiş. Yanlış mı yorumluyorum?
(3) 

Kaza sonrası kaskodan onay süresi

signore #1545403 
Ayın 18'inde kaza oldu, 19'unda özel servise aracı bıraktım ve aynı gün ikame araç geldi. Bugün ikame aracın süresi doluyor halen sigorta şirketinden onay çıkmamış, tamire başlayamıyorlar. Kaza tek taraflı, duvara çarptım, far ve çamurluk değişecek. 23'unde sigorta yetkilisi olay yerine falan gitti, servisi arayıp başlamayın demişler gitmeden önce. Bu kadar gecikme normal mi sizce? İlk xefa kaskodan yararlanıyorum.
(2) 

Ankara'da çalışmalık kafe?

signore #1534527 
Yarın gidip iki kişilik bir masada çalışabileceğimiz nispeten sessiz neresi olabilir?
(10) 

Garsona rezil olmuş muyumdur?

signore #1533521 
Dün iș çıkışı bir şeyler yiyip içelim dedik kız arkadaşımla. Ortak bir şeyler aldık ortada 2 tabak olarak fast food yemekler, 2 tabak da önümüzde boş, oradan alıp yiyoruz, yanında da bira içiyoruz bar tarzı bir yer ama genelde yemek de yeniyor yani.

Kız arkadaşım erken bıraktı ben tek başıma devam ediyorum. Çok az yemek kalmışken telefonum çaldı bir arkadaş aradı lafa tuttu yiyemedim. Ortadaki tabakların birinde 2 tane kajun, diğerindeyse 2 tane parmak patates kalmış. O zaman sayıları bilmiyorum. 10 dk falan telefonla konuştuğum için kaldı onlar ama yiyeceğim yani kapatınca. Neyse garson geldi baktım hamle yaptı, devam ediyorum dedim ama sadece patates tabağına hamle yapmış adam. Kajunlar büyüktü ama patatesler klasik 2 parmak patates kalmış. Ben de bi yandan telefonla konuşmanın gerginliği vs. devam ediyorum falan dedim sonra baktım 2 tane kalkış elimle alıp patatesleri kajunların yanına attım. Telefonu kapatınca da gömdüm bunları.

Şimdi benim asıl derdim kajunlardı. Adam hamle yapınca tüm tabakları alacak sandım. Patateslerin de 2 tane olduğunu bilmiyordum. Temel olarak kajunları ve 2'den fazla olduğunu düşündüğüm patatesleri korumak için düştüğüm durum: 2 patates için "devam ediyorum" demek. Rezil oldum hissine kapıldım da yaptığım yanlış bir şey mi? Tabak tamamen boş olmadığı sürece sormadan alması yanlış değil mi?
(11) 

Bu koşullarda ev almak saçma değil mi?

signore #1532905 
Seneye evlenmeyi düşünüyorum, yavaştan bir ev kiralayıp eşyaları almaya başlayayım dedim. Kamuda çalıştığım için ocakta seçim nedeniyle tüik enflasyonunun ciddi bir oranda üzerinde zam alacağımı düşünüyorum, biraz borçlanayım dedim. 350bin piyasası olan bir arabam var araba ihtiyacım yok. Şimdiki gelir 16-17 bin civarı. Tutmak istediğim evler 5-6 bin arası. Kız arkadaşım da benim civarında kazanıyor.

Aileme söyledim olumlu baktılar önce ama sonra dediler konut kredisine girsen daha iyi olmaz mı. Kredi muslukları zaten kısılmış kamu bankaları çok az kredi veriyor, özel bankalar da yüksek faizle veriyor. Benim birikimim 160bin civarı ama aylık 2500 de sabit ödemem var. 1.2-1.3m'den aşağı içe sinen ev yok. "İlla evim olsun" evleri bile 850k. En kötü aylık ödeme 10bin civarı olacak ve elimde avucumda olan tüm birikim gitmiş olacak, eşyalar evlilik vs. zora girecek.

Bana çok mantıksız geliyor. Anne baba boşandı ama babamdan sırf bana kalacak miras 10 milyonun üzerindedir. Annede de ev var arsa var, 2'ye bölünecek. Kız arkadaşımın ailesinin durumu da kötü değil, bir şeyler kalır. Ayrıca çocuk da yapmayacağız yani çocuk olsa da bir şey fark etmez bu durumda ama yine de önemli bir faktör bence. Garip bir takıntı var anlamıyorum kiraya giden para boşa gidiyor sanki, istemediğim yerden ev alsam elime ne geçecek 50 60 yaşında 3 yerine 4 evim olsa ne olacak bunun için gençliğimde aşırı zorluk çekmenin ne anlamı var aklım almıyor gerçekten. Geçmişe baktığımızda yüksek enflasyon nedenigle konut kredisi çekenlerin hepsi karlı çıktı ama bunun devam edeceği de garanti değil. Dolar bazında konut fiyatları aşırı yükseldi. Öyle olsa bile önümüzdeki 2 yılım mahvolacak. Haksız mıyım?
(3) 

Başkalarının eleştirilerini filtresiz ileten iş arkadaşı

signore #1532152 
1 yıl boyunca tek başına çalışmış biri var, X diyelim. Aynı pozisyona 3 kişi daha geliyor, X bunlara işi öğretiyor vs ama gelmeleri hoşuna da gitmiyor. Bu X sürekli olarak iș yerindeki diğer birimlerden sözde kendisine gelen eleştirileri dedikoduları bu yeni gelen 3 kişiye iletiyor. Sizin hakkınızda şöyle diyorlar, ben sizi korudum ama... Şunlar senin hakkında şöyle dedi vs vs.

Sonra bunu biraz farklı bir yere alıyorlar geçici olarak. X gelip diğerlerine diyor ki "bana diyorlar ki sen gittikten sonra orası çok kötü oldu işlemiyor". Böyle bir şey söylenir mi ya? Gerçekten bu dedikleri olsa bile bunlar söylenecek şeyler değil. Kendini yüceltmek için, yenilerin moralini bozmak ve diğer birimdekilerle aralarını bozmak için ya uydurduğu ya da bire bin kattığını düşünüyorum. Sizce?

Çok detay veremedim kusura bakmayın.
(2) 

Yakın zamanda İngiltere vizesi alan oldu mu?

signore #1531436 
10 haziran'da 6 aylık standard visitor visa'ya başvurdum, 7 hafta geçti halen ses seda yok. Türkiye'de bir devlet üniversitesinde araştırma görevlisiyim araştırma için gidecektim yaz bitti neredeyse. Karşı taraftan kabul, buradan görevlendirme vs. her şey tamam. Belge eksik falan deyip belge de istemediler, başvurduğum günden beri ekteki gibi görünüyor takip ettiğimde. Anlamadım gerçekten. Nisan-mayıs gibi başvuran arkadaşlara 4 ya da 5 haftada çıktı. Hatta benden 10 gün sonra başvuran bir arkadaşa da 4 haftada çıktı gitti. Onlardan tek farkım daha önce yurt dışına çıkmamış olmam. Bu kadar fark eder mi? Yakın zamanda alan olduysa ne kadar sürede çıktı?
(11) 

Apartman girişinde sürekli oturan komşular

signore #1529586 
4-5 yıl önce ufak tefek başlayan bir durum özellikle son 2 yılda benim için katlanılmaz bir hal aldı. Apartmanın girişi sosyalleşme mekanına çevrildi ve bizim apartmanda oturanlar ve kısmen yan apartmandakiler sürekli burada. Oturma yeri yaptılar, orta sehpa gibi bir şey var, üstü kapattılar güneşten etkilenmiyorlar vs. Abartıyor muyum diye sormak istedim. Veriler:

1. Nisan ayından kasım ayına kadar olan bir süreden bahsediyorum. İstisnasız her gün böyle.

2. Sabah 10 gibi başlıyor akşam 21.30-22.00'a kadar.

3. Toplamda 20 kişi falan kullanıyor ama ortalama 4-5-6 kişi falan oluyor. Kalabalık zamanlarda 10-15 oluyor ayaktakilerle birlikte, genelde akşam 6-7 gibi daha yoğun.

4. 4-5 yıl önce tek tük oturarak başladı şimdi epeyce yerleştiler, çay çekirdek vs. hatta yemek hazırlıklarını bile orada yapıyorlar. fasulye ayıklamak gibi. Çoğu 40-70 yaş arası kadın ama erkekler de oluyor özellikle akşam saatleri.

5. Benim hiçbiriyle sorunum yok, hepsine selam veririm. Erkeklerle ufak tefek ayaküstü muhabbete de giriyorum bazen ama 1-2 dakikayı geçmiyor. Annem arada akşamları 30-40 dk gider oturur ama demirbaşlardan değil zaten çalıştığı için çok gidemez. Ben laf edince "yazık napsınlar sıkılıyorlar evde" falan der.

6. Muhafazakar bir çevre değil zaten aleviler genellikle ama orta-alt gelir seviyesinin olduğu bir yer. Etrafta diğer apartmanlarda bunun eşi benzeri yok bu arada.

Şimdi veriler bunlar. Ben genelde sabah 8 gibi çıkıp akşam 6-7 gibi geliyorum. Sabah görmüyorum ama akşam ve haftasonları ya da geç çıktığım günler sürekli her giriş çıkışta görüp selam vermek, onların orada oturması rahatsız ediyor. Askerden izne çıkan er gibi hissediyorum. Poşetine bakarlar elindekine bakarlar arkadaş gelir ona bakarlar arabayı park edersin ona bir şey derler takım elbise giyersin bakarlar, farklı bir şey taşırsın soru sorarlar. Evden dışarı çıkarken kapıda birileri vardır diye ertelediğim falan oluyor ya. Gece dönünce mutlu oluyorum kapı girişi boş oluyor çünkü. İntrovert bir insanım sosyal fobi de vardır muhtemelen ama günlük hayatımda hiçbir sorun yaşamayan işinde gücünde biri olarak her giriş çıkışımda strese giriyorum. Abartılı mı sizce bu kadar gerilmem?
(4) 

Doktorlar ve sağlık çalışanları, Crocs'un kaç tanesi makbuldür?

signore #1528887 
Kız arkadaşım asistan doktor, doğum günü hediyesi bakıyorum da Crocs mu alsam dedim işine yarar epey. Kendisinde bir tane var ama her gün her gün giyilir mi? Sizde kaç tane var? İyi bir hediye olur mu? Olur diyenler için de ikinci soru, kız arkadaşımın crocsu lacivert, hangi renk alayım? Genelde scrubs giyiyor koyu renk.
(1) 

Kaporta tamir ortalama ücret

signore #1527652 
Şu fotoğraflardaki hasar ortalama ne kadara tamir edilir? Hiçbir fikrim yok da piyasayı bilenlerden fikir almak istedim. Bir de ne kadar sürer?
(14) 

Yetişkinken bisiklet sürmeyi öğrenen var mı?

signore #1524747 
Yaş 27, bugün itibarıyla bisiklet sürmeyi öğrenmeye başladım. 2 saat falan uğraştım beklentimin üzerine çıktım açıkçası çok korktuğum gibi gitmiyor. Ama yine de çocukken öğrenenler kadar olabilir miyim acaba diye düşünmüyor değilim. Belli bir yaştan sonra öğrenip bisikletin ustası olanlar var mı?
(1) 

Radikal ve taraf gazeteleri arşivleri

signore #1519498 
Bu gazetelerin 2010 yılı arşivleri lazım ama internetten kaldırılmış. Fiziki de olur paralı da olur hiç fark etmez, Ankara'da bulabileceğim bir yer var mıdır?
(1) 

2000 Yılında İdari Yargı Sempozyum Kitabı olan var mı?

signore #1510353 
Gün içinde bu kitapta yer alan Metin Günday'ın "Yürütmenin Durdurulması Kararı ve Uygulamada Karşılaşılan Bazı Sorunlar" bildirisini edinmem gerekiyor. Okulun kütüphanesinde gözüküyor ama kitap kayıp. İstanbul Hukuk kütüphanesinde de gözüküyor. Çok şey istiyorum ama elinde olan ya da halihazırda kütüphanede olan biri fotoğraf olarak atsa aşırı mutlu olurdum. Pek umudum yok ama yine de yazıyorum.

Kitaplardan %10'a kadar fotokopi çektirmenin dayanağı

signore #1509059 
Birçok kütüphanenin kurallarında kitaplardan %10'a kadar fotokopi çekilebileceği yazıyor. Ne 5846 sayılı FSEK'te ne de 1996 tarihli WIPO Telif Hakları Anlaşmasında bunun dayanağını bulabildim. Bilen var mı tam olarak?
(1) 

Binance launchpad/launchpool

signore #1501896 
Şimdi launchpool'da dar var, launchpad'de porto var. Porto için spot cüzdanda bnb olması lazım, bu da sanırım her gün 5.30'da kontrol ediliyormuș. Gün içinde launchpool'a koyup dar alsak, gece spot'a çeksek porto için 5.30'da kontrol edildiğinde işe yarar mı?
(2) 

Şu matematik sorusunun kolay bir çözüm yolu var mı?

signore #1501886 
İngiltere'de yaşayan kuzenimin sorusuymuș da bana sordular.
Lori 5x Jasmine 3y dedim, 5x-3y=73 ve kalanlar için de 2x+2y=250 denklemleriyle soruyu çözdüm, lori 280 jasmine 207 çıkıyor güzelce anlattım yöntemini ama benim kuzen 9 yaşında, bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum. Var mı kolay yolu sizce?
(4) 

Ağırlık kaldırmanın uyku ihtiyacına etkisi

signore #1496069 
Uykunun vücut geliştirmede önemini sormuyorum. Haftada 3 gün ağırlık çalışması yapan bir kişinin haftalık ortalama uyku ihtiyacı ile haftada 3 gün aynı sürede ağırlıksız sadece kardiyo yapan birinin ortalama uyku ihtiyacı çok fark eder mi?
(5) 

Dijital olarak gram gümüş nasıl alınır?

signore #1492002 
Bazı bankalarda gözüküyor ama ziraat, iş, enpara hesaplarım olmasına rağmen göremedim benim bankalarda. Sadece gümüş için de banka hesabı açmak istemiyorum. En az kayıpla nasıl alabilirim? Fiziksel almayı da düşünmüyorum.
(5) 

Uzun yola çıkmadan arabaya bakım yaptırmak?

signore #1491886 
Uzun yola çıkmadan bakım yaptırın deniyor da buradaki uzun yol ne kadar uzun ya da son bakımdan kaç km geçtiyse yaptırmak gerekir?

2020 Kasım ayında, 121.000 km'de rutin bakımını yaptırmışım, şu an 127.500'de. Bu kadar süre hiçbir sorun çıkarmadı arıza ışığı vs. yakmadı. Günübirlik 300 km'lik yola gideceğim toplam 600-650 km yaparım, yağına suyuna baksam lastik havalarını basıp yola çıksam ne olabilir ki, saçma geldi bu yol için sanayiye gitmek.

Araç 2012 dizel c4.
(13) 

Arkadaşın gereksiz yere parlaması ve küfretmesi (silinen duyuru tekrar)

signore #1490832 
Hikayedeki 4 kişi de aynı alanda araştırma görevlisi, ben devlet üniversitesindeyim diğer 3'ü vakıflarda (konuyla ilgisi var devlet-vakıf ayrımının). Hepimiz de aynı okuldan lisans- yüksek lisans bitirdik.

X (erkek) çok yakın arkadaşım, o geçen dönem doktoraya geçmişti, sorun yok. Y onun nişanlısı, onla da arkadaşız. A benim X ve Y'den bağımsız yakın bir arkadaşım. Y, A ve ben bu dönem doktoraya geçiş yapıyoruz.

Şimdi, doktoraya girişte koronadan dolayı bizim okul sınav yapmıyor, sadece ales-dil-ortalama ile alıyor. Buna olağan alım diyelim. Bir de devlet üniversitesi araştırma görevlileri için belirsiz bir içerden geçiş imkanı var buna da içerden geçiş diyelim. Bu konu hakkında okulun başvuru kılavuzunda, sitesinde vs hiçbir bilgi yok, yök kararı var ama uygulanıp uygulanmadığı kesin değil. Burdan girenler kontenjandan sayılmıyor.

Benim puanlarım yüksek olduğu için olağan alım'da birinci girmem garanti gibi bir şeydi. X de puanları tam sınırlarda olan nişanlısı Y'nin önünü açayım diye içerden geçiş yapmam konusunda ısrarcı oldu. Ben de kesin olmadığı için ikisine de başvurdum, eğer ikisinden de kabul alırsam içerden geçiş'i kullanırım, olağan alım'daki hakkım da yedektekilere yani bir olasılıkla Y'ye geçer dedim. Ki X arkadaşım bu durumdan bahsetmişti, geçen dönem ikisine de başvurup kazanan biri varmış ve olağan alımdaki hakkı yedeğe geçmiş.

Ben de garanti olsun diye ikisine de başvurdum. Başka bir okula başvurmadım başka bir okulda yapmayı düşünmüyorum, o kadar puanları almışken riske atmak istemedim. İkisini de kazanırsam yedeğe hak düşeceği gerçeği de rahatlattı. Zaten bu konularda inanılmaz kötümser ve garanticiyim, hep b c planlarını düşünürüm, işlerin ters gideceğini varsayarım. Bu arada A da başvurdu ama okuluyla sorun yaşadığı için kazansa dahi kayıt yaptıramayacağı kesin gibiydi. Ki puanları benden düşüktü ama gayet yüksekti, kazanması garanti sayılırdı.

X ve Y evlenmek için Y'nin de doktoraya girmesini bekliyorlar. Y aşırı başarılı biri alanında, başka okullara da başvurdu sınavlara girdi. (sonradan girdiği tüm sınavları kazandığını öğreneceğiz, olay olduğunda belirsiz) En kötü ihtimal kendi okulunda girerdi zaten.

Neyse sonuç günü geldi, sabah sabah bizim X ve diğer samimi arkadaşlarımızla olan grubumuzda X'in küfürleriyle uyandım, ne olduğunu anlamadım. Baktığımda 1. olduğumu, kayıt yaptıramayacağı neredeyse garanti olan A'nın 3. olduğunu ve Y'nin de çok ufak bir farkla 6. olduğunu gördüm. Dedim ki sakin ol zaten A kayıt yaptirmayacak ve ben de içerden geçiş'ten kabul alırsam hakkım yedeğe düşecek. Küfürler etmeye devam etti. Meğer listede 5'ten sonrası için yedek yazmıyormuș. Bu da sanmış ki yedek alımı yapılmayacak. Dedim okulun yedek açıklamaması benim suçum mu? Evet senin suçun sana kaç kere söyledim silmedin kaydını falan dedi. Ama duyuruda yedek listeler ileri tarihte açıklanacak yazıyor, görmemiş. Bunu kopyalayıp gönderdim. Öyle olunca yumuşadı ama yine sitem etmeye devam etti. Dedim ki okul yedek kayıt tarihi vs yayınlamış, yedek açıklamasaydı ne olacaktı bu benim suçum olmazdı git okulla hallet bana niye sövüyorsun. Hatta hemen A'ya sordum kayıt yaptırmayacağını teyit ettirdim X'e söyledim vs. Niye bu kadar alttan aldım bilmiyorum. Evleneceğiz evlenemiyoruz vs yazıyor grupta sanki ben engel oluyormuşum gibi.

Neyse sonrasında ben enstitüye gittim benim içerden geçiş dilekçesinin sonuçlanmadığını öğrendim, oradaki görevliye durumu anlatınca riske atma kayıt yap dedi. Ben de A ile tekrar tekrar konuştum, o kayıt yaptırmayacağı için Y'ye hak geçiyordu yedekten, o yüzden kendim olağan alım'dan kayıt yaptırdım. Bunları X'e yazdım hep. Neyse Y diğer okullarda girdiği sınavları kazandı vs sonra yedek listeler açıklandı beklendiği üzere yedekten kayıt yaptırmaya hak kazandı. Boşu boşuna X'in bana sövmesiyle kaldım. X yedek alım olmayacağı düşüncesiyle küfretti ama bir yandan iyi oldu, gerçek yüzünü görmüş oldum. O durumda bile yedek alım yapacağını açıklayıp yedek alım yapmayan okul yerine özellikle beni suçladı tekrar tekrar, sanki bir yükümlülüğüm varmış ya da kasten bir zarar vermişim gibi. Biz kendisiyle aşırı yakındık yani en iyi anlaştığım arkadaşlarımdan biriydi ama bu olay fena canımı sıktı. Gruptaki arkadaşlar da X'in abarttığının farkında. Benim bağımsız arkadaşlarıma, kız arkadaşıma konuşmaları gösterdiğimde çok sinirlendiler bu muameleye.

Ne yapmalı sizce? Tepki koymak istiyorum ama bir yandan kökten arkadaşlığı kesmek mantıklı mı bilmiyorum. Ne bileyim örneğin düğünlerine gitmeli mi? Eskisi gibi samimi olmamız imkansız zaten ama bilmiyorum, fikir almak istedim.

Not: küfür olduğu için silinmiş düzeltip tekrar açtım. Sabah yazılanları okumuştum.
(3) 

laktozsuz sütün rengi

signore #1487181 
bim'den dost laktozsuz süt almıştım skt eylül, kapalı yerde korudum vs. bugün açtım baktım pembeye yakın bir rengi var sütün. kokusu normal tadı da normal. araştırdım laktozsuz sütlerde buna benzer çok şikayet var ama normal yazan yerler de var.
(1) 

50/d'li araştırma görevlisi olup sınavsız doktoraya geçen oldu mu?

signore #1483837 
Eylül 2020'de alınmış bir yök kararı var

lee.subu.edu.tr

Buna göre yl'den doktoraya geçiş sınavsız olacak. Ama pek bilen yok gibi, uygulanıyor mu bu?
(2) 

Usdt neden 1 dolardan daha düşük?

signore #1476225 
binance usdt/try 8.16 civarında seyrediyor, usdt 0.97$ gibi. Ben eldeki tl'yi binancetr'ye atsam dolar alsam, bu elbet bir ara eşitlenmeyecek mi dolar kuruyla? normalde binance usdt/try normal dolar/tl kurundan yüksek olurdu hep, şu an 20 kuruş düşük.
(4) 

Bedelli başvurusu sonrası askerlik durum belgesi

signore #1475162 
Diyelim bedelliye başvurdum, parasını da hemen yatırdım nisan ayı içinde. Temmuz ayında şöyle bir belgeye ihtiyacım olacak:

"Askerlikle ilişiğinin bulunmadığına dair belge (Askerliğini yapmış olanlar için terhis belgesinin onaylı örneği; askerliğini yapmamış olanlar için ise askerlik daire başkanlığından alınacak yeni tarihli askerlik durum belgesi)(E-DEVLET ÜZERİNDEN ALINAN BELGELER DE GEÇERLİDİR.)"

Sorun olmaz değil mi?
(1) 

Yüksek lisans devam etmesine rağmen askerlik sınıflandırmasına almışlar

signore #1475150 
Yüksek lisans yapıyorum son dönemim, tezi savunup haziranda doktoraya kaydolacagım. Bugün akşam 5'te mesaj geldi sınıflandırma yapılmıştır diye, bir baktım 2021 temmuz celp tarihi Hatay bilmemne Birliği yazıyor. Enstitüye de Aralık 2020'de dilekçe vermiştim tecil için. Böyle bir şey başına gelen var mı, yer belli olduktan sonra geri alınabiliyor mu?
(6) 

if'in özel bir kullanımı

signore #1473510 
"Inevitably it collected information which was politically useful to the government or to individual ministers or officials, and its directors became powerful if shadowy figures."

İlk kısımda sorun yok, bu arada it dediği "political police". "and its directors became powerful if shadowy figures." cümlesini çözemedim. Nasıl çevirmek gerekir?
(2) 

Maltitol sağlığa zararlı mı? (şekere kıyasla)

signore #1470007 
Bim protein bar üretmiş, 4.5 tl'ye 15 gram protein, 4 gr şeker olan muazzam f/p bir ürün yapmışlar. Tek dezavantajı tatlandırmak için maltitol kullanmışlar. 7-8 gram sanırım. Biraz araştırdım ama net bir bilgi bulamadım, şekere kıyasla nasıldır bu maltitol?
(4) 

Ankara - Kıtır

signore #1469366 
Buraya ilk defa gitmeyi düşünüyorum da,
1. Saat 19'a kadar açık mı, bilen var mı?
2. Baktım da yarı self servis falan yazmışlar, nasıl işliyor burası tam olarak rezil olmayalım shshsh
(1) 

Yabancı dil kursunu bırakmak mantıklı değil mi?

signore #1469099 
Kasım 2019'da ikinci yabancı dil kursuna başladım, Mart 2020'de pandemi nedeniyle ara verdik, baktım biteceği yok Eylül 2020'de geri döndüm online olarak. Bu hafta A2 kuru bitiyor. Kurum indirimi olduğu için 275 lirayla başlamıştım, sonra şartlar değişti 400 lira oldu. Yeni dönemde yine zam gelmiş ve kurumla anlaşma daha belli değilmiş, iyi ihtimal 550, kötü ihtimal 750 tl olacak 4-5 haftalık kurs ücreti. Ben de tam A2 bitmişken bu zamlar da üstüne binince bırakayım diyorum ama emin değilim. Birkaç veri yazayım yorum için:

- Kasım 2019'dan beri düzenli olarak duolingo ile çalışıyorum, epey ilerledim. Rosetta stone'u da o kadar düzenli olmasa da kullanıyorum. Ayrıca farklı bir gramer kitabından yararlanıyorum. Kurstan bağımsız olarak da epey emek verdim yani.

- 2 gün önce öylesine yökdile gireyim dedim, beklediğimden çok iyi geçti. Sorular yayınlanmış, 75 civarı bir puan alacağım büyük olasılıkla.

- Sınıf biraz kalabalık, 13-14 kişi. Kimseyle kişisel bir sorunum yok ama yarısı falan daha başlangıç düzeyindeki şeyleri bile bilmiyor. Herhangi bir sınav yapılmıyor, parayı veren kur atlıyor.

- Haftada 6 saat ders oluyor. Derslerden aşırı sıkılmaya başladım özellikle son 1-2 ayda. Her derse 10-15 dk geç giriyorum, yanda ekşide falan takılıyorum. Haftanın 6 saati böyle gittiği için kendim tekrar da pek yapmıyorum, duolingo-rosetta stone falan bakıyorum sadece ekstra.

- 3 saatlik derste işlenen konuları tek başıma 1 saatte halledebilirim gibime geliyor. Geri kalan sürede tekrar yapabilirim. Kitap da, kitaptaki ses kayıtları-videolar da elimde var. İnternette bir ton kaynak var zaten. İngilizceyi de kendi başıma öğrenmiştim.

- Alternatif olarak yine indirimle 220 tl'ye gelen başka bir kurs var. Ona geçebilirim. Daha az kişi oluyor sınıflarda.
(2) 

eyco'nun ssg entry'si

signore #1464784 
çok garip bir şey yaşadım. bugün akşam 5-6 gibi whatsapp grubundan bir arkadaş, sevdiğimiz ve çok başarılı bir hoca hakkında taciz iddiaları olduğunu söyledi. ben de hiç beklemezdim şaşırdım. ben öyle şaşırınca aklıma eskilerden bi entry geldi. eyco, ssg hakkında yazmıştı. "arada bizim kahveye gelirdi kendi halinde biriydi nasıl böyle bir şey yapar anlam veremiyoruz" yazıyordu. hocaya şaşırınca bu geldi aklıma ve güldüm.

az önce sözlük'e girdim ve en tepede bu entry çıktı :) elbette rastlantı ama merak ettim acaba bu entry çok sık denk ana ekranda çıkıyor mu, size denk geliyor mu diye?
(17) 

Komşuluk ilişkileri. Ben mi abartıyorum?

signore #1463777 
Annemle 16 dairelik bir apartmanda oturuyoruz, alt daireye Iraklı bir aile geldi geçen ay sanırım. Bizimkilerde ölüm yıldönümünde bir şey dağıtma geleneği var, annem de ay başında dedemin ölüm yıldönümü için tatlı dağıtırken onların evine gidiyor çay vs. içiyor epey de sıcak davranıyor. Bir çift ve bir tane de küçük çocukları var, kadın ingilizce tek bir kelime bile bilmiyor, adam çat pat ama annemden daha iyi biliyor yine de. Translate'ten falan anlaşıyorlar.

Annem ilk günlerde diyor işte çocuğa yazık hiç arkadaşı yok vs o yüzden sürekli ağlıyor. Çocuk da annemi seviyor arada bize geliyorlar oynamaya. Annem böyle ilk hafta yemek götürüyor, sıcak davranıyor, gidip çocukla oynuyor falan. Kadın da çocuğu getiriyor bazen annemle oynamak istiyor diye. Hatta demişler ki bize Türkçe öğretebilir misin günde 1 saat falan. Ben hiç gitmedim ama onlar geldiklerinde normal bir şekilde ağırladım, çocukla top oynadım, adamla ingilizce konuştuk ettik. Basit Türkçe cümleleri yazdım öğretmeye çalıştım.

Neyse adamla ben ingilizce anlaşırken annem kadınla zerre konuşamıyor, translate de kötü zaten. Baktım annem bir anda soğudu tamamen ayağını kesti. Geçen dedim istersen bir ara uğra ne zamandır gitmiyosun. Yok dedi istemiyorum, gelirlerse de "annem evde yok" dedirtecektim sana. Niye dedim, zaten anlaşamıyoruz dedi.

Bugün eve geldik 9'a doğru, 5 dk sonra kadınla çocuk geldi, sesi mi duydular neyse artık. Mecbur içeri davet ettim, annem de balkondaydı, hasta olduğumu söyle vs dedi. Translate'ten annem hasta, bugün erken yatar yazdım. Azcık çocukla oynadım. O ara annem mutfağa girdi salona 1 dk geldi sadece. Kim aradı bilmiyorum ama kadın o ara eşiyle konuştu sanırım ve kalkıp gittiler. Bu arada kadın translate'ten geçmiş olsun vs. bir şey yazmış anneme de gösterdi giderken.

Ben çok sinirlendim bu olaylara genel olarak. Dedim ki gidip aşırı sıcak davranıp insanlarda beklenti oluşturuyorsun sonra bir anda bıçak gibi ilişkini kesiyorsun böyle iş mi olur. Empati yapıyorum o insanların yerinde olsam ne yanlış yaptık diye düşünürdüm. Yani ben de yarım yamalak anlaştığımız insanlarla aşırı samimi olmak iki günde bir gidip gelmek istemiyorum elbette ama ilk başta niye o kadar yakınlık gösterip bir anda böyle tamamen ilişki kesmek istiyor aklım almıyor ve arada ben kalıyorum. Ben bugün onlar hemen kalkınca kendimi çok kötü hissettim. Yarın bir tatlı vs. alıp çaya gitmek istiyorum mesela. Yani aslında istemiyorum ama onlara iyi hissettirmek için bir şey yapmam gerektiğini hissediyorum. Bana kalsa komşuyla ne iyi ne kötü olmak gerekir, şimdi ben bir şey yapmazsam sanki kötü olurmuşuz gibi geliyor aşırı rahatsız hissediyorum kendimi bu konuda. Abartıyor muyum sizce? Ne yapmalı?
(4) 

Arapça bilen var mı? Tuhaf google translate çevirisi.

signore #1462744 
Iraklı bir aile taşındı apartmana da annem tanıştı birkaç kere gitti translate üzerinden anlaşıyorlar. Bugün bize geldi kadın da, annem nasılsın diye sorunca bir şeyler yazdı "tanrı'ya şükürler olsun, sen bir pisliksin" çıktı, şaşırdık. Türkçe'de böyle bir şey yazıp Arapçaya çevirip ordan İngilizceye çevirdim yine tuhaf tuhaf şeyler çıktı. Bilen biri varsa translate'i kurcalayıp "sen bir pisliksin"le ne demek istemiş olduğunu çözebilir mi? Eğer gerçekten öyle bir şey demek istediyse ona göre tavır alalım da eşiyle İngilizce konuştum ikisinde de öyle bir şey diyecek hava alamadım.
(2) 

Çekirdek kahve paketinin ıslak mendil paketiyle aynı çekmecede kalması

signore #1457291 
Pek yer olmadığı için çekirdek kahve paketini 100'lü ıslak mendilin de olduğu büyükçe bir çekmeceye koymuştum, 1-2 hafta öyle kaldılar. İkisinin de ağzı genel olarak kapalıydı ama bir ara kahve paketinin bandı hafif açılmıştı, tekrar kapattım. Islak mendil paketi de kapalı olmasına rağmen dışarı koku veriyor.

3 gün önce kahveyi çektim, o gün içtim mi hatırlamıyorum ama bugün içtiğim kahvenin tadı bir tuhaftı, acımsıydı. Dedim acaba ıslak mendil etkisi mi. Böyle şeylerde en kötüsünü düşünürüm. Çekirdek kahve paketiyle çekilmiş kahveyi kokladım, kahveden anlayan birine de koklattım bir farklılık sezemedik. Bir şey olma ihtimali var mı sizce?
(3) 

Yüksek lisans tezini savunduktan sonra doktoraya başvurmak

signore #1455613 
Tezi savunduktan sonra yine birtakım evrak işleri oluyormuş. Peki bu sürede örneğin tez savunmasından bir gün sonra geçici mezuniyet belgesi alıp doktoraya başvurabiliyor muyuz? Enstitüye soracağım elbette ama haftasonu olduğu için soramıyorum, aşağı yukarı çoğu üniversitede benzer işliyordur süreç.
(3) 

50/d araştırma görevliliği süresinde kayıt dondurma

signore #1455387 
Pandemi döneminde kayıt dondurma hakkı tanınırken 50/d'liler için azami süreye ekleneceği belirtilmişti YÖK tarafından. Ancak benim anlamadığım şu, neden bu durum ayrıca belirtildi? Zaten normalde de kayıt dondurunca azami süreye eklenmesi gerekmiyor mu? Şüpheye düştüm.

2017-18'de yüksek lisansa başlamıştım ilk dönemimde ayağım kırıldığı için kayıt dondurdum. Bir de geçen dönem pandemi nedeniyle dondurdum. Şu an genel toplamda 7. Dönemim, resmi olarak (2 dönem donduğu için) ise 5. Dönemim. Bir anda şöyle bir korku geldi, ya kayıt dondurduğum ilk dönemi azami süreye eklemezlerse? Süreci pek iyi bilmiyorum, 50/d kayıt yenilemelerinde yalnızca öğrenciliğin devam edip etmediğine bakılıyorsa sorun olmaz tabi.
(4) 

KYK borcu ödemekte olan var mı?

signore #1453956 
Borcumu her ay düzenli ödememe karşın şimdi e devletten sorguladığımda

"Borcunuz 18/11/2020 tarihinde vergi dairesine / mal müdürlüğüne bildirilmiş olup, borç sorgulama ve ödeme taleplerinizi iletiniz.Ayrıntılı bilgi için GİB borç sorgulama sayfasını inceleyiniz.
Ayrıntılı bilgi için: İnternet Vergi Dairesi"

yazısı çıkıyor. Ziraat mobildeki ödeme ekranı da gitmiş. Yeni kanun kapsamında olduğunu biliyorum ama isteğe bağlı olacağını sanıyordum. Sizde durum nedir?
(7) 

Apartman kapısına bırakılan resmi zarfın açılıp yere atılması

signore #1446471 
bir kamu kurumundan adıma postayla bir zarf geliyor, büyük olasılıkla dış kapının girişine bırakılıyor. üstünde normal olarak ismim de yazıyor. bunu apartman yöneticisi binanın hemen girişinde kapının arkasında açılmış ve buruşturulmuş olarak yerde görüp bana haber veriyor.

veriler:

1. uzun yıllardır bu binada oturuyoruz ve kimseyle en ufak bir husumetimiz olmamıştır. olaylı bir yer de değil, sakin bir yer genel olarak.
2. bir büyükşehrin sosyo-ekonomik olarak alt düzeyde sayılabilecek bir ilçesinde yaşanıyor. ikamet edenlerin genel olarak eğitim ve gelir düzeyi düşük. bizim de ilk başta düşüktü ama şu an bizim eve giren para, buraya taşındığımızda eve giren paranın reel olarak 5-6 katı falandır. şimdi ev bakıyor olsak tercih edeceğimiz bir yer değil yani.
3. genel olarak oturanlardan genç sayılırım ve yakın zamanda fena olmayacak bir paraya araba aldım. kesinlikle lüks bir araba değil, sıradan bir c hatchback ama bu bölge için biraz pahalı.

iki ihtimal var: ilki iyimser ihtimal. bir çocuk ya da gözleri iyi görmeyen biri yanlışlıkla yaptı. ikinci ihtimal, biri gıcıklığına yaptı. ben aşırı sinir oldum bu duruma. hiçbir zaman hava atan ya da birilerine üstünlük taslayan biri olmadım, ailemden kimse de olmamıştır. ama bu araba olayının üstüne olması beni kuşkulandırdı. siz ne düşünüyorsunuz? taşınmak mı lazım yavaştan?
(3) 

Ankara ekspertiz önerisi

signore #1444688 
Otorapor'a gitmek istemiyorum, hem çok pahalı hem de güven vermiyor. 300-350 lirayı geçmeden detaylı olarak inceleyebilecek bir yer var mı?
(3) 

Fahir Öğünç- Pink Freud olayı

signore #1440186 
Fahir Modern Sabahlar ve Ankara'dan ayrılmış, ama sözlükte Pink Freud falan yazıyorlar olay nedir tam olarak bilen var mı?
(8) 

Kredi kartı aidatını iade ettiler, ama neden?

signore #1434491 
Denizbank maaş müşterisi olduğum için aidatsız kredi kartı çıkartmıştım, sonra iş değiştirdim ama kartı kullanmaya devam ettim, 150 lira aidat yansıdı. Ben de enpara kredi kartına başvurdum ve Denizbank kartındaki tüm borçları ödeyip kapatmak için müşteri hizmetlerini aradım.

İlk teklif, 3 ay 100'er tl harcama sözünüze aidatı iade edelim, 1 yıl da aidat almayalım oldu. Hayır kapatmak istiyorum önemli değil aidat kalsın sizde falan dedim. Sonra harcama sözüne de gerek yok dediler. Aidatı iade edelim, 1 yıl aidat almayalım, kapatmayın, bu sürede değerlendirin yine kapattırabilirsiniz dediler. Dedim ben 150 lirayı alıp harcarım ama sizin kartınızdan başka harcama yapmayı düşünmüyorum, sizin bundan çıkarınız ne olacak? Müşterimiz olarak kalmanız yeterli falan dediler.

Şimdi ben aidatı gözden çıkarmıştım. Boşu boşuna 150 lira verdiler bana, 2 ay sonra tekrar kapatabilirim. Bankanın çıkarı ne bu durumda? Dayanamayıp tekrar kullanma olasılığıma 150 lira mı verdiler?
(1) 

Ön kol kaslısı

signore #1434048 
Şimdi, bölgesel yağlanma diye bir şey yok. Ama şunu her gördüğümde şaşırmaktan kendimi alamıyorum: Klasik 55-60 yaş göbekli Türk erkeği, hayatında ağırlık kaldırmamıştır spor yapmamıştır. Ama bizim gibi bütün gün bilgisayar başında oturduğu işi yok, adam iyi kötü bir şeyler kaldırmış ya da bir şekilde fiziksel iş yapmış. Göbek dışarıdan belli olduğuna göre yağ oranı yüksek. Ama bu tipteki adamlarda çok sağlam ön kol kası oluyor, define bir de. O bölge az mı yağ tutuyor, bunun sırrı nedir? En az 10 kişi görmüşümdür böyle. Hafif yaşlı erkek gördüğümde direkt ön koluna bakar oldum.
(7) 

CEO nasıl okunuyor?

signore #1421651 
si-i-o olarak değil mi? zamanında staj yaptığım bir yerde si-i-o dediğim için herkes gülüp dalga geçmişti. fularsız entellik dinlerken fark ettim immanuel tolstoyevksi de si-i-o dedi. ortadaki i hafiften kaynıyor ama si-o değil sonuçta, değil mi?
(3) 

50/d'li ar.gör. olup kayıt donduran/donduracak olan var mı?

signore #1419131 
50/d kadrosu öğrenciliğe bağlı olduğu için asistanlık riske girmez mi? Yapan var mı bunu?
(5) 

buonu bitter çikolata (%85 kakao)

signore #1418000 
bu ürünün değerleri gerçek olmak için çok iyi değil mi? www.fatsecret.com.tr

100 gr'da 12 gr şeker var diyor.

Ama tadına bakınca, ülker'in %80'liğinden (18 gr şeker) de, nestle'nin %80'liğinden (20 gr şeker) de eti karam'ın %73 olanından (29 gr şeker) da şekerli geliyor. Ama bunların hepsinin şeker oranı 100 gr'da 12 gr'dan fazla gözüküyor. Bu nasıl olabilir? Hile yapma şansları var mı?
(1) 

Temel bir fransızca sorusu

signore #1415304 
4-5 aydır fransızca öğrenmeye çalışıyorum, kursta a2'ye geçmek üzereyken salgın nedeniyle kurs durdu, evde kendim devam etmeye çalışıyorum.

Duolingo'da denk geldiğim bir tutarsızlık var ama nedenini çözemedim. İki türlü cümle vereceğim:

1. ... je peux te les montrer.
2. ... je te l'explique encore.

3. ... je vais le lui offrir.
4. ... il veut la lui donner.

Burada 3 ve 4'te neden le/la/les başa geliyor? Neden "je vais lui l'offrir" olmuyor? Te olunca le/la/les'nin önüne geçiyor, ama lui/leur olunca arkasına geçiyor? Bunlar farklı zamirler mi?
(22) 

Sigaraya bağımlı olmadan günde 2-3 tane içen yok mu?

signore #1410878 
aşağıda zararları sorulmuş, yine aynı cevaplar gelmiş. zararlarını değil bağımlılık olayını soracağım ben.

düzenli olarak günde 2-3 sigara içip bunu artırmayan yok mu? ben çok uzun süre haftada 1 paket sigara içtim ve "günde 1-2 tane içiyorum" dediğimde istisnasız her aldığım cevap, "hep öyle derler, artar o" oldu.

yaklaşık 10 yıl boyunca sigarayı hep ara ara tükettim ama hiçbir şekilde artmadı. yeri geldi paket aldım dediğim gibi 1 haftada bitirdim. yeri geldi 5-6 ay hiç içmedim. yeri geldi otlakçı oldum günde 1 tane içtim, 3-4 gün içmeyip sonraki gün 4-5 tane içtim. bir günde en çok tükettiğim dönemde 2 hafta boyunca arkadaşımda kaldım günde 15'e yakın içtim, tiksindiğim için ordan dönünce aylarca bir tane bile içmedim. en son geçen ay corona tehdidinden dolayı tamamen bırakma kararı aldım ve ağzıma sürmedim, canım da istemedi. bundan sonra içmeyi de düşünmüyorum açıkçası.

bu anormal bir şey mi? neden herkes imkansız gözüyle bakıyor bu duruma?
1234567  Önceki  Sonraki »

mobil görünümden çık