Ekşi Duyuru

Bir nesil fareye bir şey öğretiyolar, sonra bi bakıyolar öğrettikten sonra doğan nesil bu olayı zaten bilerek doğuyo. Bu olayın bi adı vardı, genetik öğrenme gibi bişeydi ama o şekilde arattım bi şey çıkmadı, bunun adı neydi yahut hangi anahtar sözcükleri kullanarak arama yapmam gerek?

1)Doğalsan diye bi markanın esmer pirincini aldım ama içinde çok olmamakla birlikte yeşil taneler de var. Bu şimdi zehirli ya da bozuk mu oluyor? Tavsiye ettiğiniz başka bir marka var mı?

2)Pirinci suyla haşlamadan önce niye kavuruyoruz, tadı mı daha güzel oluyor?

3)Tarifinde ilk olarak "10 dakika tuzlu sıcak suda bekletin, sonra süzün" diyor, ama öyle yapınca bütün vitamini gitmez mi?

Türkçe tek bir kaynak buldum, onun da sırf bağlaçları türkçe diğer kelimeler hep tıp terimi. (Bi de ingilizce olanlar var ki onlar hem ecnebice hem tıpça.) Şunun ne olduğunu normal bi insana anlatır gibi anlatabilir mi bir bilen?

Bildiğimiz beyaz şekeri yerken içimde birşeyler "Bu zararlı yeme!" diye bağırıyor. İçinde ne olduğunu bilmediğim o tuhaf, yapay tatlandırıcıları ise asla kullanmam. Esmer şeker hakkında araştırma yaptığımda ise Sözlük'te yazılanlar hiç iç açıcı değil: Aslında beyaz şekere ulaşma sürecinin en başındaki hali olduğu için sağlıklı olması gereken esmer şeker, güzel yurdumuzda beyaz şekerin tavalarda yakılması yahut boyanması suratiyle elde ediliyormuş! (Tabii tüketici bilgisizliğinden yararlanıp, şekeri kahverengi pakete koyup 5 katı fiyata satmak firmalar için iştah kabartıcı oluyor.)Organik şeker adı altında Google'da arama yaptığımda ise 13 yaşındaki kız niclerinden başka birşey bulamadım.

Sizden ricam, güvendiğiniz yahut bildiğiniz organik amblemi taşıyan markalar varsa bunları paylaşmanız. Ayrıca gıda mühendisleri ve diyetisyenler varsa aramızda, bu meretin esmeri hakikaten daha yararlı değil mi?

Vejetaryen listelerinde filan kuru kayısı yiyin diyo, kayısı yiyin demiyo, kurusu daha mı yararlı?

Bugüne bugün esmer pirinç dahi her markette bulunabiliyorken niye esmer undan yufka yapmıyorlar; diyet yapanlar, diyabet olanlar az zeytinyağıyla hafif hafif börekler yapıp yiyelim?

Yoksa böyle bir şey var da benim mi haberim yok?

Yarın sabah 11de orda oluncak, Kadıköy'den kalkıp Sarıyer'e giden denizotobüsünü akşam saatine almış allahsızlar, en kolay ve kısa nasıl gidilir?

Benim planım vapurla Kabataş+ metro 4. Levent+ dolmuş yapmak. Daha iyi fikri olan?

Bir önceki duyuruma cevap verenler sağolsunlar söylemişler 99 veya 99A'ya bin diye, İETT'nin sitesinde 15 dakikada gider diyo ama hakikaten o kadar kısa mı sürer?

Turkcell faturalı hat kullanıyorum, genç tarifeliyim sanırım -eskiden kampüscell olan-, faturam 20 ile 60 TL arasında gidip geliyor. Çok konuştuğum yakın arkadaşlarım Turkcelli.

Benim için mantıklı olur mu Bu başlıktaki tarifeyi kullanmak?

Metrobüsle gidip Edirnekapı'da inmeyi, sonra ordan bi dolmuş geçiyodu ona binmeyi düşünüyorum. Var mı daha iyi fikri olan?

Dokundukça kirleniyo yav. Kolonyalı mendil filan herhalde zarar verir, hafif sabunlu bez sürsem? Napam?

İkon halindeyken üstüne sol tıklayıp rename demeyi biliyorum, ama dosya açıkken bunu nası yapıcam?

Mıhlama yapıcam, internetten araştırdım mısır unu, karadeniz tel peyniri (yahut imansız peyniri)ve tercihen Karadeniz tereyağı gerekiyomuş. İstanbul'da bunları nerden bulurum?

(Azarlama hevesindekiler için şimdiden not, sözlükteki başlık altında ne yazdığını anlamadım.)

Vay arkadaş, kullanım klavuzunda herşeyi anlatmışlar, hatta şifreli tuş kilidi oluşturma falan bile var, fakat normal tuş kilidini söylememişler? Tek derdim çantama attığımda bi yere deyip aktif olmasın, bi yardım edin.

Bu arada Nokia'dan sonra Samsung'a geçicekler iyi düşünsün derim.

Dün Samsung Corby aldım, E simgesi çıkıyo ekranda, kullanım klavuzunda Edge demek diyo, sözlükten Edge başlığını okudum ama anlamadım yani ne bu teknoloji ve nası kullanıcam?

En önemlisi benden bunun için ekistra para talep edicekler mi faturamda?

1 hafta boş durcak, eski kiracılar 5 kedi bakmış, bu koku nası çıkıcak?

Sorum retorik değil, gerçekten çok merak ediyorum: İşimden tiksiniyorum, sürekli kurtulma planları yapıyorum. Okul arkadaşlarıma "Mutlu musun?" diye sorduğumda hepsi "Hee, fena diil" diyo. Benim kadar kesif bi nefret duyanını görmedim.

Okuldan mezun olalı beri başka sektörlerde iş arıyorum, kriz yüzünden herhalde muvaffak olamadım, şu an yapmakta olduğum ve hep piyasası olan işime geri döndüm. Arkadaşlarımdan duyduğum "ekmek aslanın azında" temalı hikayeler de canımı iyice sıkıyor. İstanbul Lisesi üstüne Boğaziçi uluslararası okuyan bi arkadaşım aylardır iş arıyor, bulamıyor. "Başvurmadığım yer kalmadı, nitelikli insan çok ama iş yok, yakında hepimiz satış elemanı olucaz" diyor.

İnsanın hem zevk aldığı, hem de üstüne para aldığı bi işinin olması mümkün müdür? Hadi onu geçtim, işinden tiksinmemesi mümkün müdür? Bunun oranı nedir? Umudumu koruyayım mı? Siz de ertesi günü düşününce hep bi fena oluyo musunuz?

Kişisel anketime destek veriniz, istirham ederim..

Kadıköy'den gidicem, metrobüs yapmayı düşünüyorum, sonrası başlıkta, sağolun.

İletişim fakültesinde okuyan yeğenime ödev vermişler, var olan örneklerden farklı bir televizyon programı düşün ve amatör olarak bir bölümünü kamerayla çek diye, ben de tema olarak hukuku seçmesini söyledim: Toplumumuzun hukuk bilgisi ve bilinci hepinizin malumu, büyük şirketlerin üst düzey yöneticileri bile en basit hukuki evrak karşısında far görmüş tavşana dönüyorlar.

Fakat bu programın açıköğretim fakültesinin hukuk dersleri gibi değil de, herkesin ilgiyle oturup izleyebileceği, bişeyler öğrenebileceği, hareketli bi formatta olmasını istiyoruz, malum hukuk bir gün herkese lazım olur. Ne yapalım? Araya bir iki kişiyle röportaj gibi bişeyler mi sıkıştıralım "Hukuk size ne ifade ediyo?" gibi? Bu ödev notuna bayağı etki edicekmiş, o yüzden bizimki kastırıyor, orjinal fikirleriniz varsa eklemekten çekinmeyiniz efendim.

Bi de TRT'de "Herkes için Adalet" diye bir programın tanıtımını gördüm, o programda neler yapıyolar bilgisi olan var mı? Fikir hırsızı durumuna düşmesin kuzucuğum.

Öptüm.

Türkiye'de çok az insana kısmet olacak bi eğiim yaptım, yabancı dillerim de o biçim. Şimdi de çok havalı, bi o kadar da sevmediğim ve sıkıcı bi iş yapıyorum. İnsan ilişkilerim çok iyidir, hemen tanışırım, sohbete girerim, hep güleryüzlü olarak bilinirim.

Efenim iş değiştirmeye çalışıyorum yıllardır, fakat kriz döneminden midir nedir hep kürkçü dükkanı olarak şimdiki mesleğime geri dönmek zorunda kaldım, ama yok arkadaş hakkaten bırakıcam.

Bu bağlamda bugün gazetede gördüğüm bi ilanla ilgili fikirlerinizi sormak isterim: Ünlü bi düğün orgazizasyon firması (Düğün-davet.com)bayilikler veriyomuş, senede 100 organizasyon garanti size veriyolar minimum, her organizasyonda kardan %12 alıyolar, senede ayrıca 3000 dolar istiyolar. Ofis ve çalışan masrafları size ait. Bu paranın içinde size verdikleri bi ay eğitim ve pasladıkları işler var. Sizce bu teklif düdükleme esası üzerine mi kurulu?

Ya bi de tecrübesi olan var mı, Türkiye'de düğün orgazizatörlüğü yapmak nası bi iş? Şimdi Türk halkının organizasyon konusundaki kabiliyetsizliğini, kurallara uyma konusundaki isteksizliğini ve zaman kavramına riayet konusundaki saygısızlığını da göz önünde tutarsak pek Holywood filmlerinde canlandırıldığı gibi bi iş olmayacağını tahmin ediyorum..

Ama öbür yandan sorumluluğu az ve zevkli bi iş olur gibi geliyo, ne dersiniz yahu?

Çok umutsuzum lan. Dileklerimin gerçek olup olmicanı örenmem gerekiyo. Şöyle çok memnun kaldığınız, "valla her dediği çıktı" dediğiniz iyi bi falcı var mı? Ama öyle kahve falı falan seviyesinde arıyorum, öyle trilyonlar dökücek bütcem de yok. (İstanbul'dayım bu arada)

Merhabalar, kedişime son iki seferdir Royal Canin fit 32 ve sensible alıyorum kiloyla satıldığı için, kilosu 12'ye falan geliyor. Fakat odayı çok kokutuyor, ayrıca tek mamaya alışmasın istiyorum. Başkaca profesyonel mama olarak Hills ve Proplan var galiba, onları açık satan ve aynı fiyatlara çıkabileceğim bir yer arıyorum Kadıköy -olabilirse- Moda'da. Ama merkezi yerler varsa iyi fiyat veren oralara da gidebilirim, malum herşey bebişim için.

Farklı iyi mama önerileriniz varsa da memnun olurum, bu arada Eagle Pack Holisic Select artık Türkiye'ye gelmiyormuş, ilgililere duyrulur.

Ek soru: Profesyonel mama verirsem mesanesinde kum birikmesine ve idrar yolu problemlerine yol açmaz diye düşünüyorum, hani hazır mamada hep sorun olurmuş ya bu, yanılıyor muyum?

Sevgiler..

Bir insanın çocukluğundan beri boğazı çok büyükse, yemek seveyi çok seviyosa, fakat artık durumun boku çıkmış durumdaysa ve kişi gittikçe kilo alıyosa, bu insan iştahını nası kesebilir?

Not 1: Kişi daha önce diyetisyen ve akupunktur yollarını denemiş faide sağlayamamış. Zayıflama haplarından tırsıyomuş. Yok muymuş ulan şöyle iştah kesici bi bitki falan?

Not 2: Kişi düzenli kahvaltısını falan ediyomuş, ottan çöpten tiksinse de sebze meyve ve lifli gıdalar yemeye çalışıyomuş, gece yeme adeti falan yokmuş. Tek sorunu Sık sık ve çok yemekmiş, bunu sık sık ve az yemeye çevirmeye çalışıyomuş. Çok da hereketli bi işi varmış, hareketsizlik gibi bi durumu yokmuş.

Bak gene acıktım.

Bir arkadaşım (hakkaten "bir arkadaşım") okulda 7. senesinde, bu dönem harç ödemese seneye ne kadar cezalı ödemesi gerekir onu öğrenmeye çalışıyoruz, aylık (yahut yıllık) faiz oranlarını bilen varsa söylesin lütfen. Sağolun şimdiden.

Çok kişi bilmez ama "Kırmızı Keman" diye muhteşem bir film var, bunun gibi başka film izlemedim. Benzer ne tavsiye edersiniz?

Daha fazla sevaba girmek isteyenler için diğer kriterler:

1)Temposu yüksek olsun, baymasın, ancak zinhar aksiyon filmi olmasın. Festival filmi olucam diye dakikalarca sığırları, dağı taşı göstermesin.
2)Şöyle bi sarssın, unutulmasın. Sosyal mesaj da olursa süper olur.
3)Embesil holivud filmlerinden olmasın, mümkünse yabancı ya da çok kültürlü olsun.
4)Çok acıklı film izleyince üzülüyom, eğlenceli de olsun.
5))Bu satırların naçiz yazarının çok beğendiği diğer filmler "Shrek", "Kill Bill", "Bir şans daha" ve F. Ozon'un "8 kadın" filmidir. Bütün Ozon filmleri bu kadar güzel midir?

Öpüorum.

Google Chrome'u indirdim kullanıyorum, ama ne olur ne olmaz diye internet explorer'ı da tutuyorum. Sorun şu ki ie'nin sorunsuz açtığı bazı şeyleri gc açmıyo: Mesela facebook videolarını "flash player güncel değil" diye açmıyo. Anlamıyorum, ie açabildiğine göre bu gerekli programlar benim bilgisayarımda zaten mevcut değil mi? Ne yapmam lazım? (Bu arada söyliim, gc kat kat daha iyi, herkese tavsiye ederim.)

Sağolun şimdiden.

Bazı gavur dillerinde kullanılan boynuzlu a işaretini yapmanın yolu alt 132 imiş, fakat basıyorum bişey çıkmıyo?! Bende mi bi gerizekalılık var? Alt tuşuna basılı tutarak 1, 3 ve 2 ye basıyorum olmuyo? Noluyo ya?

1) Bi powerpoint sunumunda gördüğüm bi resmi kopyaladım, ama sadece word dokümanına yapıştırabiliyorum, masa üstüne ya da pictures klasörüne koymak istesem paste seçeneği gölge halinde kalıyor. "set as background" seçeneği de çıkmıyor. Bi görseniz öyle de güzel ki, becerebilsem buraya da koyucam ama yapamıyorun işte.

2)Facebook'tan alıp pictures klasörüne kopyaladığım bazı resimleri daha sonra açmak isteyince bit kadar bişey olarak açılıyor. Teknik olarak söyleyemiyorum ama anladınız siz onu. Niye öyle oluyo ve engellemenin yolu var mıdır?

Sağolun şimdiden..

Aviranın yeni sürümünü yüklerken işgüzarlık ettim, "oyunları da kontrol etsin" kutucuğunu işaretledim. Şimdi durup durup bazı oyunlar için sürekli "Bak virüs buldum" uyarısı veriyo, beni deli ediyo. "Oyunlara elleşme" komutunu nası verebilirim kendisine?

Gaza gelip 8'e yükselttim, aynı gün pişman oldum "downgrade" etmek istiyorum. Tekrar 7'yi yüklemeye çalışınca "Senin sistemin vista, orada zaten var ie, elleşme" diyor. Napıcam?

Bi de opera, google chrome, ie filan hepsini yüklesem masaüstünde dursa, gönlüm istedikçe bi birinden bi öbüründen girsem ne olur? Bilgisayarımı yavaşlatır mı varlıkları?

Öptüm.

Merhaba,

Kol saati almak için hesaplı bir yer tavsiye eder misiniz, sanal ya da gerçek dünyada? İnternette çeşitli saat siteleri var, onlara mı başvurayım, güvenli midir? Bir de gittigidiyor.com'a baktım, hiç kullanılmamış saatler bile piyasadakinden kat kat ucuz, bir "keleği" var mıdır?

Teşekkürler, selamlar..