Bayram bayram yalan atmak olmaz. Doğruyu söyleyin: aşağıdaki facebook kutucuğunda gördüğünüz hatunların/adamların profiline bakıyor musunuz?
Selam ulvi gençlik, nasılsınız, iyisiniz ?
İmdiiiii mesele şu: Ben ve candostum giriştiğimiz yeni proje için tasarımcılarla görüşüyoruz. En son görüştüğümüz ablanın muzik grubu varmış. Biz bu grup fikrini çok sevdik, bir punduna getirip hepsini birden nasıl götürürüz onun hesabını yapıyoruz. Kutsal bilgi bankasına bu konuda danışmak, deneyimli avcılardan püf noktaları almak isteriz.
İmdiiiii mesele şu: Ben ve candostum giriştiğimiz yeni proje için tasarımcılarla görüşüyoruz. En son görüştüğümüz ablanın muzik grubu varmış. Biz bu grup fikrini çok sevdik, bir punduna getirip hepsini birden nasıl götürürüz onun hesabını yapıyoruz. Kutsal bilgi bankasına bu konuda danışmak, deneyimli avcılardan püf noktaları almak isteriz.
Alternatifleri ikiye indirdim.
1.Yazmayı sevdiği için hoşuna gideceğini düşündüğüm Moleskine defter. Yazacaklarını saklayacağı için güzel bir hatıra olur diye düşündüm.
2.Victoria's Secret'tan güzel bir parfüm ve vucüt losyonu.
Hangisi şık olur? Ya da başka bir öneriniz var mı?
1.Yazmayı sevdiği için hoşuna gideceğini düşündüğüm Moleskine defter. Yazacaklarını saklayacağı için güzel bir hatıra olur diye düşündüm.
2.Victoria's Secret'tan güzel bir parfüm ve vucüt losyonu.
Hangisi şık olur? Ya da başka bir öneriniz var mı?
var mıdır böyle bir şey? katılıyor musunuz? düşünceleri alalım.
bir nevi eğlenilecek, evlenilecek kız gibi de düşünülebilir.
bir nevi eğlenilecek, evlenilecek kız gibi de düşünülebilir.
Ex sürekli derdi hiç romantik değilsin diye. Abi bir erkeğin yapması gereken her şeyi yapıyordum. Ne yapacaktım ki başka ?
@aband0ned; Alakası yok hocu. o yüzden aband0ned oluyoruz zaten.Romantik olmak lazım ama nasıl ?
@aband0ned; Alakası yok hocu. o yüzden aband0ned oluyoruz zaten.Romantik olmak lazım ama nasıl ?
çok merak ediyorum lan nasıl oluyorsunuz/oluyorlar? bi bakıyorum bi gün x'le ilişkide, öbür gün y ile. bulmayın demiyorum da olm ayran gönüllülüğün bu kadarı da abartı geliyor.
insanın hiç mi aşık olmadığı zamanı falan olmaz hayatında?
insanın hiç mi aşık olmadığı zamanı falan olmaz hayatında?
sitemizin bıçkın delikanlılarına soralım bu sorumuzu ama herkes cevaplayabilir...
tanışamamaktan şikayetçi kadınlarımız.... hatta geçenlerde bi araştırmada bahsi geçti gençlerin tanışamaması.. erkekler bakmakla, kızlar da beklemekle meşguller...
aslında şurada tanışılabilir, biz orada bekliyoruz ama kadınlar farkında değil diyebileceğiniz mekanlar/aktiviteler/organizasyonlar nereler? sizi nerede bulabilir bu gençler? ya da güzel kızlarla tanıştığınız yerler ?
ya da "şöyle şöyle" bir yerde tanıştığımız kadınlarla görüşmeye devam etmeyi düşünmem diyeceğiniz kara listenizde bulunan ortamlardan biraz bahseder misiniz acaba?
tanışamamaktan şikayetçi kadınlarımız.... hatta geçenlerde bi araştırmada bahsi geçti gençlerin tanışamaması.. erkekler bakmakla, kızlar da beklemekle meşguller...
aslında şurada tanışılabilir, biz orada bekliyoruz ama kadınlar farkında değil diyebileceğiniz mekanlar/aktiviteler/organizasyonlar nereler? sizi nerede bulabilir bu gençler? ya da güzel kızlarla tanıştığınız yerler ?
ya da "şöyle şöyle" bir yerde tanıştığımız kadınlarla görüşmeye devam etmeyi düşünmem diyeceğiniz kara listenizde bulunan ortamlardan biraz bahseder misiniz acaba?
Gençler selam.
Bayaa da zaman oldu gerçi ama, hatun her aklıma geldiğinde canım sıkılıyor.
Kadıköyde barda otururken bi hatun geldi, yan masaya oturdu. Sonra bir şekilde muhabbet oldu konnuşmaya başladık. Bu arkadaşlarını bekliyormuş, taksime geçeceklermiş falan filan.
marmara üniversitesinde okuyorum dedi, turizm otelcilik dedi. ingilizce hazırlıktayım dedi. adı elif tuğçe, soyismini bilmiyorum.
telefon numarasını alamadan, soyadını alıp feysbuktan bulamadan kalkmam gerekti acilen ve bir anda çıktım mekandan.
sarışın, karanlıktan tam seçemedim ama sanırım renkli gözlü. ben şimdi bu kızı nasıl bulurum? okula gidip sorsam olmaz, bulsam ne diyecem amk. ya da bulayım mı ne dersiniz?
ya da belki burda tanıyan eden vardır ha?
1-nasıl bulurum?
2-bulsam ne derim, sapık zannetmesin istiyorum.
Bayaa da zaman oldu gerçi ama, hatun her aklıma geldiğinde canım sıkılıyor.
Kadıköyde barda otururken bi hatun geldi, yan masaya oturdu. Sonra bir şekilde muhabbet oldu konnuşmaya başladık. Bu arkadaşlarını bekliyormuş, taksime geçeceklermiş falan filan.
marmara üniversitesinde okuyorum dedi, turizm otelcilik dedi. ingilizce hazırlıktayım dedi. adı elif tuğçe, soyismini bilmiyorum.
telefon numarasını alamadan, soyadını alıp feysbuktan bulamadan kalkmam gerekti acilen ve bir anda çıktım mekandan.
sarışın, karanlıktan tam seçemedim ama sanırım renkli gözlü. ben şimdi bu kızı nasıl bulurum? okula gidip sorsam olmaz, bulsam ne diyecem amk. ya da bulayım mı ne dersiniz?
ya da belki burda tanıyan eden vardır ha?
1-nasıl bulurum?
2-bulsam ne derim, sapık zannetmesin istiyorum.
Teklif, tanıştırma, "seni seviyorum" vs. olmadan başlamış bir ilişki var diyelim. Bu ilişki nasıl ilerler ? Bu "biz şimdi neyiz" olayına gelinmeli mi, sahiplenme duygusunu kelimelere mi dökmek lazım illa, "seni seviyorum"u mu beklemek lazım ?
nedir olay ? sizin ilişkilerinizde nasıl oldu ?
nedir olay ? sizin ilişkilerinizde nasıl oldu ?
hazır er tayfanın maç başında olduğu şu sıralarda ufak bir soru sormak istedim.
size aşık olduğunu itiraf eden, sevdiğini dile getiren birine "şu sıralar kafamı dinlemek istiyorum, ilişki düşünmüyorum" cevabını verdikten sonra o kişi içinizde bir ukte olarak kalır mı yoksa sallayıp yolunuza devam mı edersiniz?
nolur yani?
size aşık olduğunu itiraf eden, sevdiğini dile getiren birine "şu sıralar kafamı dinlemek istiyorum, ilişki düşünmüyorum" cevabını verdikten sonra o kişi içinizde bir ukte olarak kalır mı yoksa sallayıp yolunuza devam mı edersiniz?
nolur yani?
Selamlar.
En baştan belirtelim, olay bir arkadaşın başından geçiyor. Ben sadece kafama takıldığı için size bir sorayım dedim. Bir arkadaş geyiği değil lan, harbiden arkadaşın olayı yani. Neyse,
Şimdi bu arkadaş (21) şu çift diploma programlarından birisinde okuyor. Yani 1 ve 3. sınıfı türkiye'de, 2 ve 4. sınıfları abd'de okuyacak. Bu eylülde 1. sınıfa başlıyor işte.
Bu arkadaş geçenlerde bir kızla (20) tanıştı. Geçen dediysem bir ay falan oluyor. Aralarında bir elektriklenme oldu bu ikisinin. Son iki haftadır akşamları telefonda konuşmalar falan, 1-2 kere de buluştular. Anlayacağınız adı henüz konmamış olsa da aralarında bir şeyler başlıyor gibiydi.
Olay da tam bu noktada başladı. Kız geçenlerde arkadaşa "sen seneye abd'ye gideceksin, bir ilişkiye başlasak da bitecek zaten" gibisinden bir şeyler söylemiş, aralarında ne varsa başlamadan bitirmiş yani. Bizimkinin de baya canını sıkmış.
Şimdi sorum şöyle sevgili ekşi duyuru sakinleri, bu kızın mantığı çok saçma değil mi? Yani her ilişkiye insanlar sonsuza kadar süreceğini bile bile mi başlamak zorunda? Evlenme teklif etmedi ya çocuk, bu kadar büyütecek ne var? Yaşı çok ilerlemiş olsa neyse dersin belki de, kız 20 yaşında. Ne diyorsunuz bu işe?
En baştan belirtelim, olay bir arkadaşın başından geçiyor. Ben sadece kafama takıldığı için size bir sorayım dedim. Bir arkadaş geyiği değil lan, harbiden arkadaşın olayı yani. Neyse,
Şimdi bu arkadaş (21) şu çift diploma programlarından birisinde okuyor. Yani 1 ve 3. sınıfı türkiye'de, 2 ve 4. sınıfları abd'de okuyacak. Bu eylülde 1. sınıfa başlıyor işte.
Bu arkadaş geçenlerde bir kızla (20) tanıştı. Geçen dediysem bir ay falan oluyor. Aralarında bir elektriklenme oldu bu ikisinin. Son iki haftadır akşamları telefonda konuşmalar falan, 1-2 kere de buluştular. Anlayacağınız adı henüz konmamış olsa da aralarında bir şeyler başlıyor gibiydi.
Olay da tam bu noktada başladı. Kız geçenlerde arkadaşa "sen seneye abd'ye gideceksin, bir ilişkiye başlasak da bitecek zaten" gibisinden bir şeyler söylemiş, aralarında ne varsa başlamadan bitirmiş yani. Bizimkinin de baya canını sıkmış.
Şimdi sorum şöyle sevgili ekşi duyuru sakinleri, bu kızın mantığı çok saçma değil mi? Yani her ilişkiye insanlar sonsuza kadar süreceğini bile bile mi başlamak zorunda? Evlenme teklif etmedi ya çocuk, bu kadar büyütecek ne var? Yaşı çok ilerlemiş olsa neyse dersin belki de, kız 20 yaşında. Ne diyorsunuz bu işe?
olayı kavratabilmek adına biraz fazla ayrıntıya kaçabilirim, baştan söyleyeyim.
benim en yakın arkadaşlarımdan biri bir senedir izmir'de çalışıyor.
çocukluğumuz beraber geçti keratayla, yazlıklarımız aynı yerdeydi..
her sene kesintisiz iki üç ay görürüm yani.
elemanın izmir'de sık sık görüştüğü iki kız var.
ikisini de sever sayar baya ama cidden kardeş gibi görüyor bu denyo ona biraz yüz veren her kızı. öyle bir huyu var.
bu kızların birini eh tanıyorum. diğerini ise hiç tanımıyorum. ikisi de benim olmadığım dönemde yazlığa gelirler genelde. o yüzden pek aşinalığım yok ikiliye.
her neyse.. bunlardan birinin bir sebepten bir aylığına ankara'ya gelesi tutmuş. ben de bizim elemanın korumacı, kardeşçi garip bir güdüsü olduğunu bildiğimden takılıyordum sürekli.. "olm o kız benden kaçmaz bak.. güzel kız çok lan.. sanırım aşık oldum." filan falan diye resimlerini gördükçe.
o esnada bir şeyler oldu işte.. dün kıza bir iki kelam yazayım dedim. bir baktım.. şakayla karışık, sadri alışık.. ankara'ya döneceğim pazartesi, sen neredesin, arkadaşın hala izmir'de mi filan derken.. gelecek hafta içinde buluşalım diye kararlaştırdık.
şimdi aklıma düşen hususları paylaşacağım.
bir, kız benim elemanla olan samimiyetimden haberdar olduğundan ben onu davet edince geri çeviremedi mi acaba? o zaman bizim bu buluşmamızın adı, vasfı ne olacak ki?
iki, acaba o ne düşündü ki? acaba macera mı arıyor, yoksa fazla mı hafif? ya da başka bir şey mi?
üç, buluştuğumuzda nasıl davranmam hoş kaçar? belli olmaz,.. nabzını mı yoklayayım illa?
dört, birbirimizi zerre tanımıyoruz. sadece fotoğraflardan tiplerimizi biliyoruz iyi kötü. sokakta görsem kızı, tanımam belki. e o halde ne konuşacağım yav ben bununla saatlerce?
kısaca.. ben böyle bir bok yedim. biraz tanısam çok şahane işin alından kalkabileceğime olan inancım tam ama böylesi ilk defa başıma geldi. ne yapsam?
benim en yakın arkadaşlarımdan biri bir senedir izmir'de çalışıyor.
çocukluğumuz beraber geçti keratayla, yazlıklarımız aynı yerdeydi..
her sene kesintisiz iki üç ay görürüm yani.
elemanın izmir'de sık sık görüştüğü iki kız var.
ikisini de sever sayar baya ama cidden kardeş gibi görüyor bu denyo ona biraz yüz veren her kızı. öyle bir huyu var.
bu kızların birini eh tanıyorum. diğerini ise hiç tanımıyorum. ikisi de benim olmadığım dönemde yazlığa gelirler genelde. o yüzden pek aşinalığım yok ikiliye.
her neyse.. bunlardan birinin bir sebepten bir aylığına ankara'ya gelesi tutmuş. ben de bizim elemanın korumacı, kardeşçi garip bir güdüsü olduğunu bildiğimden takılıyordum sürekli.. "olm o kız benden kaçmaz bak.. güzel kız çok lan.. sanırım aşık oldum." filan falan diye resimlerini gördükçe.
o esnada bir şeyler oldu işte.. dün kıza bir iki kelam yazayım dedim. bir baktım.. şakayla karışık, sadri alışık.. ankara'ya döneceğim pazartesi, sen neredesin, arkadaşın hala izmir'de mi filan derken.. gelecek hafta içinde buluşalım diye kararlaştırdık.
şimdi aklıma düşen hususları paylaşacağım.
bir, kız benim elemanla olan samimiyetimden haberdar olduğundan ben onu davet edince geri çeviremedi mi acaba? o zaman bizim bu buluşmamızın adı, vasfı ne olacak ki?
iki, acaba o ne düşündü ki? acaba macera mı arıyor, yoksa fazla mı hafif? ya da başka bir şey mi?
üç, buluştuğumuzda nasıl davranmam hoş kaçar? belli olmaz,.. nabzını mı yoklayayım illa?
dört, birbirimizi zerre tanımıyoruz. sadece fotoğraflardan tiplerimizi biliyoruz iyi kötü. sokakta görsem kızı, tanımam belki. e o halde ne konuşacağım yav ben bununla saatlerce?
kısaca.. ben böyle bir bok yedim. biraz tanısam çok şahane işin alından kalkabileceğime olan inancım tam ama böylesi ilk defa başıma geldi. ne yapsam?
Lan ne koyuyor adama yaa. O zamanlar ne özgüvenim varmış diyorum kendi kendime.Kızlara yaklaşmaya tırsıyorum bu aralar, nasıl kız bulacağım ki. Önceden bir sürü taktiğim de vardı zaten. Aklımda 1-2 tanesi kalmış ama yeterli değil.
Evet hocular hatun bulma taktikleriniz ?
En işe yarayan taktik şu idi: Yakın bir kız arkadaşından, sevgili bulmasını istemek. Onun vasıtasıyla hatunla tanışmak.
Başka ? Başkaa ?
Evet hocular hatun bulma taktikleriniz ?
En işe yarayan taktik şu idi: Yakın bir kız arkadaşından, sevgili bulmasını istemek. Onun vasıtasıyla hatunla tanışmak.
Başka ? Başkaa ?
yaş 28 oldu hala bir sevgilim olmadı. bütün çabalarım hep boş kalıyor. anlamadım gitti. siz insanlar nereden ve nasıl sevgili buluyorsunuz?
Babam sandığım kadar iyi bir adam değilmiş lan. öncelikle babamın 2002 yılında ben 17 yaşımdayken öldüğünü belirteyim. bense gerçekleri bir yıl kadar önce öğrendim.
Mesela anneme hiç vurmamasıyla övündüğüm babamın hem annemi hem de iki ablamı zamanında çok dövdüğünü öğrendim. büyük ablam kaçarak evlenmişti ben küçüktüm. meğer babamın baskısından kaçmış. küçük ablam 18 yaşında evlendi. o da aynı şekilde kurtulmak için evlenmiş. ve onu kız çocuğu okumaz diyerek okutmamış. ki bu adam bazen her lafı okumama bağladığı için arada küfür ettiğim bi adam. bana attığı sağlam bir dayaktan sonra hiç istemediğim, hatta dayağı hakettiğimi düşünüp anneme gülerek anlattığım halde bana cep telefonu almış bi adam. küçükken de ufaktan ufaktan duyardım da sallamzdım. galiba erkek olduğum için esaslı bir evlat ayrımının ayırılanı olmuşum.
kafam epey karışık ne düşünsem bilemiyorum.
Mesela anneme hiç vurmamasıyla övündüğüm babamın hem annemi hem de iki ablamı zamanında çok dövdüğünü öğrendim. büyük ablam kaçarak evlenmişti ben küçüktüm. meğer babamın baskısından kaçmış. küçük ablam 18 yaşında evlendi. o da aynı şekilde kurtulmak için evlenmiş. ve onu kız çocuğu okumaz diyerek okutmamış. ki bu adam bazen her lafı okumama bağladığı için arada küfür ettiğim bi adam. bana attığı sağlam bir dayaktan sonra hiç istemediğim, hatta dayağı hakettiğimi düşünüp anneme gülerek anlattığım halde bana cep telefonu almış bi adam. küçükken de ufaktan ufaktan duyardım da sallamzdım. galiba erkek olduğum için esaslı bir evlat ayrımının ayırılanı olmuşum.
kafam epey karışık ne düşünsem bilemiyorum.
öncelikle başımdan geçenler uzun ve tümleşik konular olduğu için özet geçme durumum yok. ve olay bayağı uzun. bu yazıyı okuyanında okumayanında canı sağolsun. fakat önerileriniz benim için gerçekten önemli. anlatacağım olaylar size film gibi gelebilir fakat bunlar gerçek olaylar. sabırla okumanızı ve yardımcı olmanızı talep ediyorum sadece. olay şöyle:
bizim mahallede bir kız var. adı nebahat. nebahat geçen bizim apartmana geldi. bende nebahate hastayım tabi. merhaba dedim merhaba dedi. gülümsedik birbirimize. sonra kulağıma uzanarak yukarıya gel benimle dedi. birlikte yukarıya doğru çıktık elindede 1 tabak var fakat içi boş...
tabi öncesini anlatmadık yani nebahatle nereden tanışıyorum onu anlatmam lazım aslında. nebahat bizi karşı apartmanda parkın olduğu caddenin üzerindeki 2. kattaki sol daire. ben birgün sigara içmeye çıkmış balkonda kendi halimde takılıyordum...bir baktım bir ay parçası. o kadar tatlı ki ona bakarak bir ömrümü nefes almadan geçirebilirim dedim kendi kendime bir yandanda kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. salakça bir hale büründüm. ve sigarayı tutamadığımı farkettim...ve birden ayağa kalktı otururken elini saçına götürerek yüzünü açtı ben buradayım der gibi ve sonunda beni farketti ve gözlerini dikerek bana baktı baktı baktı..birden elim ayağıma dolaştı ve kendimi kötü hissetmeye başladım. noluyo lan dedim kendi kendime...daha sonra öğreniyorumki nebahat aslında benim yüzümü dikkatli bir şekilde seçebilmek için bakıyormuş ama görememiş :) neyse o şekilde birbirimizi farkettik ve ben pusuya yatıp onun karşısına çıkıp "o baktığın kişi bendim" demeyi planladım. tabi bilmiyorum o sıra benim yüzümü bile görmemiş. iyikide bilmiyormuşum hani. yoksa cesaret edemezdim herhalde. merhaba dedim önünü kesip o da merhaba? dedi. ardından buyrun? dedi...ben biraz afalladım en azından gülümser diye tahmin ediyordum bana ama durum istediğim gibi gitmemişti. ve kendimi toplayıp "artık iş işten geçti...masum bir kedinin sahibinden birazcık yemek istemesi gibi ve gerçekten hiç tahmin etmediğim kadar bana soğuk davranmıştı. okadar soğuk geldiki o an bana herkes var bir ben yokmuşum gibi o sokakta. ve nedenini 1 saat sonra anlayacağı durum gelişti...ve birden ayağa kalktı otururken elini saçına götürerek yüzünü açtı ben buradayım der gibi ve sonunda beni farketti ve gözlerini dikerek bana baktı baktı baktı..birden elim ayağıma dolaştı ve kendimi kötü hissetmeye başladım. noluyo lan dedim kendi kendime...
sokak ortasında sadece ben yoktum sanki herkes vardıda bir ben yoktum. öyle soğuk davrandı bana. ben öyle kötü oldumki anlatamam. bi an o kadar değersiz hissettimki kendimi. neyse kendimi biraz toparladıktan sonra eve döndüm fakat bana neden öyle davrandığını....anlayamamıştım. bunun nedenini 1 saat sonra anlayacaktım. hızlı adımlarla yukarı çıktım eve girdim ve nebahatın eve gelmesini beklemek için balkona çömelerek sadece gözlerim dışarıda kalacak şekilde girdim. ve beklemeye başladım. gözüm apartman girişinde. ve 20 dakika sonra nebahat apartman kapısından girdi ve 40 yaşlarında atletli bir adam balkonun kapısını açarak aşağı baktı. babası dedim içimden. sonra düşündüm muhafazakar bir aiile belki babası görmesin istiyor. herneyse nebahat yukarı çıktı ve sanırım içeri girdi. bende babasının açık bıraktığı balkon kapısından nebahate bakarım diye düşündüm. neyse bunların balkon kapısının olduğu odaya girdiklerini gördüm. nebahat koltuğa oturdu ve 5 dakika sonra adamla kavga etmeye başladılar. seslerini duymasamda anlaşılıyor özellikle adam elini kaldırıp duruyor. ardından adam nebahate öyle bir vurduki yerde kıvranmaya başladı. o an içimden birşeyler koptu sandım. öyle canım acıdıki. o an o adamın yanında olsam öldürünceye kadar vururdum öyle ve biraz sonra ondan daha beter birşey gördümki o an yere baktım ve şuurumu yitirdim...gördüklerim akıl hayal alır cinsten değildi. o babası dediğim adam kıza vurduktan sonra kıza saldırdı ve öpmeye çalıştı aynı zamanda taciz ediyordu oha dedim bu nasıl iğrenç bir baba. bu ne!! hayretler içinde kaldım gözüm döndü ve kendiimi kaybettim ve birden evden fırlayarak nebahatlerin apartmana koşmaya başladım. dış kapı bozuk ve açıktı daldım içeri hızlıca ve kapı önüne geldim cesaretimi toplayarak kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. ve atletli adam kapıyı açtı biraz arkasında nebahat dudağı patlamış ve yüzü kızarıklık içinde bitap düşmüş gözlerle bana bakıyor. bırak sevmeyi insan olan acırdı. söylemeyi unuttum nebahat 16 ben 17 yaşında idim ozamanlar adamda 40 lı yaşlarda göbekli kel bir herif. ve nebahate kovar bir şekilde içeri gir sen! dedi. ve bana dönüp aynı ses tonuyla ne istedin! dedi. bende tekrar cesaret edemediğim için "neden gürültü yapıyorsunuz. hem ayıp değilmi kızını dövüyorsun" yazıktır günahtır diye benden büyük adama öğüt veriyorum :)
ve bana dediki " ne kızı lan o benim karım!" oha dedim. bu kaçıncı şok lan. hangisine yanayım şaşırdım. ilk görüşte çarpıldığım kızın evli olduğuna mı yoksa bir insan olarak 16 yaşındaki bir kızın 40 lı yaşlardaki bidon fıçısıyla evlendirilmesinemi....ve o an sanırım ilk ölmek istediğim andı. hayatta üzüldüğüm olsada ölmek isteyecek kadar değildi. ve peki diyerek-ki zaten şuurumu kaybetmişim konuşacak halim kalmamış-dedim. adam arkamdan "manyak mıdır nedir ya!" dedi onu hatırlıyorum.ve eve gittim yatağa uzandım. iç çekmeye başladım. onun akşam bana baktığı anı düşündüm-o an ahal bana bakmıştı diye sanıyorum salak gibi- ve gözlerim dolmaya başladı. ilk savaşta yenik düşmüş bir savaşçı gibiydim moralim yerlerde sürünüyordu....ve 1 hafta evden hiç dışarı çıkmadım fakat arada perde arkasından nebahat balkona çıkarsa birkezde olsa yüzünü görürüm diye umut ediyordum. o bir hafta evlerine bakmama rağmen ya ben uyrken -ki uyku denen birşey kalmamıştı- çıkmıştı ve ben göremmemiştim. sonra kendimi biraz toparladım ama aklımın bir köşesinde beni takip eden nebahatın hayali. sürünerek yaşıyor gibiyim. ve sigaram almak için -normalde karton şekilde alırım sigarayı fakat o kadar çok içtimki bitti ve almak zorunda kaldım- dışarıya çıktım. bizim mahallenin bakkalı vardır. numan abi. sigarayı ondan alayım dedim. hemde hiç halim yok yakındaki biryerden almalıyım dedim. ve bakkala doğru yürüdüm. bakkala tam girecekken nebahat bakkaldan çıktı. dışarıda ürkmüş bir kedi yavrusu gibi kocaman kocaman gözlerimin içine baktı baktı baktı ve suratını çevirerek gitmeye başladı. bana öyle bir baktıki gene heyecandan elim ayağıma dolaştı. normalde çok rahat ve patavatsız insanımdır. ama bu kızda o sökmüyor. zaten hayatı benim rahatlığıma gelmeyecek kadar hüzünlü ve şevkate muhtaç bir kız çocuğu gibi. hayatımda bana öyle çekinerek bakan tek kızdı.
neyse uzatmayayım. onun gittiğini görünce uzanarak kolundan yakaladım bir cesaretle ama elim nasıl titriyor zangır zangır. kız yanlış anlayacak sapık diyecek diyede korkuyorum bir yandan :) ama çarpıldım be ne yapayım peşinden gitmeyeyimmi...ve kendime doğru çektim. hafifçe tabi öküz gibi değil :) ve saçları savrularak masum tatlı güzel ama morluklar içindeki temiz yüzü bana döndü. ve ismini bildiğim halde olayın heyecanıyla şaşkın yüz ifadesiyle "kimsin sen?" diye sordum yumuşak bir ses tonuyla. yeşil gözleriyle - bu arda yeşil gözlü kızları çok severim- gözlerimin içine baktı ve "nebahat" dedi. o an hani insan dünyalar tatlısı küçük bir kız çocuğunu öpmek ister ya tatlılığından masumluğundan öyle öpmek istedim. tabi dokunmaya bile kıyamıyor insan. ve o adam gerçekten senin kocan mı dedim. o da sen o sun dimi dedi ve ardından evet dedi. adam o kadar çok vurmuşki hayvan herif. kız olayları zor hatırlıyor. ben sanki daha önceden arkadaşmışız gibi kıza "o hayvan herif seni dövüyor! neden buna katlanıyorsun dediğimde takdir edersinki türk ailelerinin klasik dramını söyledi. imam nikahlıyız ayrılmak istedim fakat ailem seni kabul etmeyiz dedi" dedi. bende o heyecanla ben seni kurtarırım o adamdan dedim. ama gözünü gözlerimden ayırmıyordu. bana kısık bir ses tonuyla "saçmalama" dedi. ben kendimi o kadar kaptırmışımki tamam diye bekliyorum. seni tanımıyorum bile nasıl güveneyim. dövsede en azından o benim kocam ve orası benim yuvam dedi....ama ben bu cevabı beklemiyordum geçirdiğim şoklardan birini daha yaşadım. arkasına bakmadan hızlıca birazda koşarak gitti ve bira düşüününce haklı! dedim. nede olsa beni tanımıyordu. ama ben daha önce beni gördü ve etkilendi havasından kurtulamıyorum.
salağım ben. salağım. salaklık bu yaptığım diyerek kendime gelmeye ve kızın etkisinden kurtulmaya çalışıyorum. salaksın sen tanımadığın bir kıza ve evli üstelik. nasıl gel dersin diyerek kızın üzerime attığı suçluluk psikolojisini yaşamaya başladım. ve kaldırıp kafamı baktığımda millet bana delirmiş gözüyle bakıyor halde gördüm. bir iki kişiydi gerçi. sonra eve doğru yürüdüm. ve sola saparak bizim evin yakınlarında insanların yürüyüş yaptığı sahil şeridine doğru yürüdüm. kafamı dağıtırım dedim. ve gidip 2 saate yakın yürüdüm. yoruldum ve eve döndüm. kafamı yastığa koyduğum gibi uyumuşum. 5-6 saat sonra uyandım kendi kendime ve melankoli bir ruh hali birden gözlerim tekrar doldu ve ağzımı kapatar sessizce ağlıyorum. kanımı içime akıtıyorum. gözyaşlarım yüzümden hiç aralıksız dökülüyor. ...öyle kötü hissediyorumki "ben onu istiyorum" diye bağırarak hayvan gibi ağlayasım var. ömründe hiçkimse için ağlamamış bir adamım ve beni tanımayan bir kız için saatlerce ağlıyorum. ve iyi değilim. intihar eğilimi baş gösterme durumuna kadar geliyorum. uyuyorum. kalkıyorum tekrar başlıyorum ağlamaya. ve güçlü bir yapısı olan ben yıkılmış durumdayım. 2 gün bu haldeyim. ve yanında okul için kaldığım dayımın büyük oğlu (benden 6 yaş büyük) gecelere kadar çalışıyor. birbirimizle görüşmüyoruz gibi birşey :) pansiyona dönmüş ev. ben geceleri odama çekiliyorum o da rahatsız etmiyor benimde işime....geliyordu. ama bu sefer öyle olmadı. kapının önüne dizlerim yukarı bakacak şekilde dizlerimi birleştirip kafamı dizlerimin üstüne koydum öylece bekliyorum. yani kuzenimin gelmesini bekliyorum. okadar kötü durumdayımki yarı baygınım. ve anahtar sesi duyuldu. göktuğ? diye bana seslendi ve panikleyerek noldu diye yüzüme dokunmaya başladı. bende baygın adamdan çıkan ses tonuyla " iyy değilm ben doktora götür beni" dedim zor bela. o da ambulansı aradı sanırım sıra iyice bitap düşmüşüm. gözüm kararmaya başladı. ve ne kadar sonra bilmiyorum ama sarsıldığımı hissettim ve sonrasını hatırlamıyorum bayılmışım. ve arada gözümü açabiliyorum sakallı bir surat ve göz kapaklarım tekrar kapanıyor. ve gözlerim sonunda açılıyor. kolumda serum hastane odasındayım başımda büyük kuzenim. göktuğ iyimisin noldu nasıl oldu bu diyerek beni soru yağmuruna başladı ve şuurum yerine geldiğinde içim daralıyor dedim ve kuzenimin elinden su içtim. o kadar çok terlemişimki o esnada sırtım bildiğin su içinde. ve ağzım çölde susuz kalmış gibi kurumuş. kana kana su içiyorum 4 bardak su içtim. pek su içen birisi değilim normalde. ve biraz kendime geldikten sonra tekrar aynı hüzün çöktü üzerime daha yeni uyanmışım "nebahat" diye tekrarlamaya başladım. kuzenimde "nebahat kim" "oğlum nebahat kim söylesene" diyip duruyor. ben orda ölür haldeyim o bana soru soruyor. neyse kuzenime arkamı döndüm ve iç çekerek sessizce ağlamaya....başladım tekrar ama bu sefer o kadar kötü değilim. normal ağlıyorum. ardından doktor geldi içeri. bana iyimisin dedi bende doktora dönerek iyiyim dedim. nekadar zamandır burdayım ben dedim...
2 saattir baygınsın eğer onu soruyorsan dedi. evet dedim onu soracaktım. dedim. ve kuzenime "hastamız kendini toplayınca çıkabilir. manik depresif kriz geçirmiş dedi. ve ilaç yazdığını söyleyerek bunları eczaneden temin edin dedi saat gece 12 yada 1 falan. daha önce herşeye ağlayan adamlara kıl olan dalga geçen ben "bir kız içinmi lan" derler ya. şimdi bir kız için hayatımdan olur haddeye geldiğimi gördüm. sanıyorumki dünya benim elimde dönüyor. ve kimisinin reddedemeyeceği kızlarla dalga geçip aşağılarken. bir kızdan öyle bir tokat yedimki o günden sonra bidaha öyle birşey yapmadım vallaha. neyse. ben bu gece burada kalalım dedim kuzenime o da olur dedi. soru sormaktanda vazgeçmişti.bana kilitlenmiş. bakıyordu. bende tekrar arkamı dönerek yattım. hem halim olmadığı için hemde eve giderken evlerini görürüm daha kötü olurum diye eve gitmek istemedim. ev benim için bi hapishane gibi duvarlar üstüme gelir diye kalmak istedim. ve ağlamam durdu ve bitap şekilde gene uyudum. ve gün tam karanlık. uyandım doğruldum. serum bitmiş tabi önceden. serbestim. hastanenin camına doğru bacaklarımı tutarak yürüyorum. uyuşmuşlar. ve perdeyi araladım. dışarısı zifiri karanlık. ve biraz sonra gün loşlaştı güneş ağarmaya başladı gittikçe..ışık artmaya başladı ve kendimi toplama gücü buldum. iyiyim diye telkinler veriyorum kendime öyle olmasam olamasamda öyle imiş gibi hissettireyim diye düşünüyorum. ve pencereyi açtım. kuzenimin uykusuda çok ağırdır. ona baktım ve ondan yana endişem kalmadı. ve tül perdeyi sıyırdım ve kafamı pencereden dışarı çıkararak gözlerimi kapattım. rüzgarın hafif esintisini soğukluğuyla birlikte yüzümde hissettim. ve arkama dönerek "hadi bir cesaret" dedim. sonra çok direndim ve yapamadım. pencereyi kapatıp yatağıma döndüm. içim içimi yiyiyor ama atlsaydım keşke diye. ve yapamadığımın buruk pişmanlığını yaşadım. biran kendimi atlamış gibi hissettim. ruhumun yerinden çıktığını falan. gözlerimi açtım ve kuzenime seslenerek onu uyandırdım. ban "noldu" dedi. bende "eve gidelim" dedim. aklımdan ne geçiyor billiyormusun. balkondan atlamak. ve bu hayatımda verdiğim...hazırlanırken kuzenim soru sormaya başladı. adam merak içinde. iyimisin ne oldu nasıl oldu biri birşeymi dedi vs. vs. bende gerçekleri söylemedim. işte mahallede olduğunu söyeseydim problem çıkardı diye düşünerek okulda birinden hoşlandım....kabul etmedi. ve ondan vazgeçemedim bişeyler salladım ve durum böyle oldu dedim. ve öğüde başladı. oğlum sen buraya okumaya geldin ne işin var kızlarla falan birşeyde diyemiyorum. annemler para yolluyor ama adamın evinde kalıyoruz sonuçta neyse dinledim fakat tepki vermedim sustum. ve nihayet eve geldik. taksiden indik ve gözüm nebahatlerin evine ilişti ve nebahat balkondan aşağı bakıyor. onu farkedince o da beni farketti bana doğru bakmaya başladı. öğlenden sonra idi. ve ben gene kötü olmaya başladım bu nasıl bi ızdıraptır dedim içimden. ve kuzenim "gelsene" dedi. ve nebahat. kuzenimin ona baktığını farkedince (sanırım) içeri kaçtı. ve kısık bir sesle ağzım biraz açık yalvarır bi tonla "gitme" dedi. ve öylece kalakaldım. daha sonra eve geçtik. odama yerleştirdi beni kuzenim ve yatağa girip gözümü pencereye dikip hüzünlü bir şekilde cama baktım ama gözümü kırpmadan. ve lanet gözlerim gene dolmaya başladı. sanırım onu balkonda görmeseydim böyle olmazdı. bilmiyorum. ve iki gün evden çıkmadım tekrar ve devamsızlık sorunu oldu okulda. yani hesapladım kaç gün gitmediğimi. tabi arkadaşlarla okuldan kaçtıklarımızıda hesaplayıp. ailem çok katıdır bu konuda kabullenemezler böyle bir şeyi yani devamsızlıktan kalmamı.hastanede olduğum günleri rapora saydırdım fakat diğerleri mazeretsiz. ve gitmeliydim ama sonradan farkedince bunu düşünüyor olmam intihar eğiliminden uzaklaşmıştım.
neyse o gece dinlenip üniformamı giyip okula gittim. sahile yakın bir kolej. millet neşeli herkes kafasına göre söyleyip gülüyor. ben bok gibi hissediyorum kendimi. nasıl lan diyorum nasıl herkes mutlu olabiliyorda ben mutsuzum. tabi umudu kesmem gerek nebahatten bunun farkına varmışım. ve iki yakın arkadaşım geldi yanıma iyimisin nerdeydin falan. o kadar içim acıyorduki yaşadıklarıma anlatamıyordum bile. yalan üstüne yalan söylüyorum hastalandım falan filan. tabi daha önceden telefonla aramışlardı. "niye açmadın telefonlarımızı" dediler. dedim hastalıktan mecalim yoktu. ....merak ettik adresini soracaktık yanına gelecektik dediler. sağolun ama şimdi iyiyim dedim. bir kız vardı ozaman muhabbetimiz iyiydi. kendisiinn bana ilgisimi vardı bilmiyorum ama bana doğru geldi ve arkadaşlarımdan müsaade istedi tek konuşmak için...bak dinle sana ne diyeceğim diye başladı ve ben öyle bir yüzüne daldımki mal gibi bakıyorum yüzüne aklımda nebahat var. kızın dediğini anlamıyorum yanıt vermiyorum. öyle kaldım ve biraz başım döndü. sendeledim ve kız kolumdan tuttu ve iyimisin dedi. iyiyim sağol dedim. daha sonra okuldan çıkıp gitmeye başladım. gene aynı hisler için daralıyor ve terliyorum. çok acınacak haldeyim kendimden nefret ediyorum diyorum. nasıl oldu bu neden bana oldu diye isyan ediyorum. ama eve koşmaya başladım ve sigara içtiğim için çabuk tıkandım. ve yavaşladım . öksürmeye başladım. ciğerlerim çıkacak gibi ve gene gözlerim doldu ve çömeldim.biraz bekledim ayağa kalktım ve yoluma devam ettim eve yaklaşırken bir aradan nebahat çıktı ve beni kenara çekti ve bana " . .."beni gerçekten istiyormusun" dedi. ve ben heyecanla evet hemde senin için ölecek kadar dedim ve gülümsedi. meğerse komşulardan öğrenmiş bana ne olduğunu tabi komşularda kuzenimden. ambulansı duydular ya merak etmişler olay sonrasında sormuşlar. ve bana güvendiğini fakat bilmem gereken birşey olduğunu söyledi. nebahatın kocası bildiğin katilmiş. bir kişiyi bıçaklayarak öldürmüş. sabıkalı yani. ben okadar mutluyumki deidklerini duymuyorum yüzüne bakıyorum, gözlerine bakıyorum , masumiyetine iç çekiyorum.
içim acıyor bi yandan seni neden daha önceden tanımadım. neden? ömrümün geçemsini isteyeceğim kadınımı daha önceden tanısaydım diye düşündüm ve "çok güzelsin" aynı ilkbahardaki güneş gibi sımsıcak yüzün ve ay kadar billur ve parlak dedim. gülümsedi gözümün içine baktı ve sana güveniyorum dedi.....valla etrafımda katiller eksik olmadı şaşırmadım aslında ben :) bir adam vardı hatta karısını silahla vurmuştu. alt katımızda adamı baltayla kafasını yardılar. vardı yani. neyse melankoli halimdem kurtuldum ve bana gitmeliyim dedi ve koşarak apartmana ilerledi. içim içime sığmıyor ve nebahati bir çocuk edasıyla o dokunmaya kıyamadığım saçlarını ellrini yüzünü düşünüyorum. yüzündeki bir gülümsemeye ömrümü feda etmekten çekinmeyecek durumdayım. o da beni seviyor yoksa neden sana güveniyorum desin diyorum. bana güveniyor. diyerek eve gittim ve hemen odamın camındana evlerine bakıyorum onu 1 saniyede olsa göreyim. okadar içim içime sığmıyorki. ve ertesi gün. apartmandan çıkıyorum hem sigara alacağım hemde nebahati belki görürüm. diyorum. ve kapıyı açtım karşımda nebahat elinde boş bir tabak yüzüme bakıyor. ben şaşkınlık ve sevinci bir arada yaşıyorum. sonra bana içeri girebilirmiyim dedi ama tedirgin bi halde ve çok şaşırdım. bende tabi gel dedim. içeri girdi. kapıyı örttüm. bana "peki beni ne zaman o adamın elinden kurtaracaksın diye sordu. ben şaşırdım tekrar ve bunu düşünmemiştim hiç. diyecek bişeyim yok ve suratıma biraz baktıktan sonra öylesine söylediğimi düşünerek suratındaki gülümseme bir anda somurtuya döndü ardından gözleri dolarak sana güvemiştim dedi ve arkasını dönerek kapıya yöneldi. bende bir hamleyle koluna uzandım ve bakkalın önündeki gibi onu hafifçe kendime çektim. gözlerinin içine baktım ve bu gözleri görüyormusun dedim kendi gözlerimi göstererek. ağlamaktan yaş kalmadı senin için. ne hale düştüğümü gözyaşlarım anlatır dedim. ve senin için bu yaşlar dökülmüşse bu beden herşeyi göze alabilir dedim. gözlerini gözlerimden hiç ayırmadı...öylece baktı ve sna inanıyorum nolur beni yarı yolda bırakma dedi ve ilk kez orada elini tuttum. o kadar yumuşaktıki elleri kalbime dokundu sanki. rüya gibi yüzü....cennette gibiyim. hayatımı sunduğım kadınımın elini tutuyorum...ve bana ne zaman gideceğimiz sorusunu tekrar yöneltti. ve ben kaçmak çözüm değil o adamın karşısına çıkar ve durumu anlatırım aramızdan çekil derim. o kadar büyüğümki onun yanında dağları bile delerim ferhat gibi. neyse nebahat bana "saçamalama anlattım sana kocam bir katil. seni öldürebilir ...kaçmamız gerek " demeye başladı. benimki deli cesareti. hemde sevmişim gözüm kör olmuş. düşünemiyorum. adam döverek bile öldürür belki beni. ve beni bu düşünceden vazgeçirmeye çalışırken kapı çaldı. nebahat ağlamaklı ve kısık bir ses tonuyla "açma nooolur" dedi. saçamalama neyden korkuyorsun dedim. komşular görürse kocama söylerler korkuyorum dedi. peki dedim ve sadece kapının deliğinden bakacağım dedim nebahate. kapıya doğru ilerledim. ve dürbünde bir teyze. biraz dilenciye benzer tipi var. fakat işin garibi 3 senedir o apartmandayım daha dilenci gldiğini ilk kez görüyorum. ve dilenciye kapıyı açtım ve başladı kadın yalvarmaya bende kadına nasıl girdiniz dedim içeri? (çünkü biliyorum anahtarı unuttuğumda bana bile dış kapıyı açmıyorlar. hırsızlıklar yüzünden akıllanmışlar ve dış kapının açık olduğunu söyledii. ve öğreniyorumki nebahat çıkarken kapanmasın diye kapıya engel koymuş. apartmandan kaçması gerekirse kapıyla uğraşmasın diye. neyse dilenciyi gönderdim ve nebahat bana doğru yaklaştı ağzını sıcak nefesiyle birlikte boynuma yaklaştırdı. biraz boynumda gezdirdikten sonra dudaklarıma doğru geldi ve tatlı ve ıslak dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. ve ben o an uynadım ve ne olduğunu anlamadığımı farkettim. noluyo bana dedim bir anlık şehvetle kendimi kaybetmiş gibiydim çünki.
sorum nasıl kurtulacağım ben bu durumdan?
bizim mahallede bir kız var. adı nebahat. nebahat geçen bizim apartmana geldi. bende nebahate hastayım tabi. merhaba dedim merhaba dedi. gülümsedik birbirimize. sonra kulağıma uzanarak yukarıya gel benimle dedi. birlikte yukarıya doğru çıktık elindede 1 tabak var fakat içi boş...
tabi öncesini anlatmadık yani nebahatle nereden tanışıyorum onu anlatmam lazım aslında. nebahat bizi karşı apartmanda parkın olduğu caddenin üzerindeki 2. kattaki sol daire. ben birgün sigara içmeye çıkmış balkonda kendi halimde takılıyordum...bir baktım bir ay parçası. o kadar tatlı ki ona bakarak bir ömrümü nefes almadan geçirebilirim dedim kendi kendime bir yandanda kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. salakça bir hale büründüm. ve sigarayı tutamadığımı farkettim...ve birden ayağa kalktı otururken elini saçına götürerek yüzünü açtı ben buradayım der gibi ve sonunda beni farketti ve gözlerini dikerek bana baktı baktı baktı..birden elim ayağıma dolaştı ve kendimi kötü hissetmeye başladım. noluyo lan dedim kendi kendime...daha sonra öğreniyorumki nebahat aslında benim yüzümü dikkatli bir şekilde seçebilmek için bakıyormuş ama görememiş :) neyse o şekilde birbirimizi farkettik ve ben pusuya yatıp onun karşısına çıkıp "o baktığın kişi bendim" demeyi planladım. tabi bilmiyorum o sıra benim yüzümü bile görmemiş. iyikide bilmiyormuşum hani. yoksa cesaret edemezdim herhalde. merhaba dedim önünü kesip o da merhaba? dedi. ardından buyrun? dedi...ben biraz afalladım en azından gülümser diye tahmin ediyordum bana ama durum istediğim gibi gitmemişti. ve kendimi toplayıp "artık iş işten geçti...masum bir kedinin sahibinden birazcık yemek istemesi gibi ve gerçekten hiç tahmin etmediğim kadar bana soğuk davranmıştı. okadar soğuk geldiki o an bana herkes var bir ben yokmuşum gibi o sokakta. ve nedenini 1 saat sonra anlayacağı durum gelişti...ve birden ayağa kalktı otururken elini saçına götürerek yüzünü açtı ben buradayım der gibi ve sonunda beni farketti ve gözlerini dikerek bana baktı baktı baktı..birden elim ayağıma dolaştı ve kendimi kötü hissetmeye başladım. noluyo lan dedim kendi kendime...
sokak ortasında sadece ben yoktum sanki herkes vardıda bir ben yoktum. öyle soğuk davrandı bana. ben öyle kötü oldumki anlatamam. bi an o kadar değersiz hissettimki kendimi. neyse kendimi biraz toparladıktan sonra eve döndüm fakat bana neden öyle davrandığını....anlayamamıştım. bunun nedenini 1 saat sonra anlayacaktım. hızlı adımlarla yukarı çıktım eve girdim ve nebahatın eve gelmesini beklemek için balkona çömelerek sadece gözlerim dışarıda kalacak şekilde girdim. ve beklemeye başladım. gözüm apartman girişinde. ve 20 dakika sonra nebahat apartman kapısından girdi ve 40 yaşlarında atletli bir adam balkonun kapısını açarak aşağı baktı. babası dedim içimden. sonra düşündüm muhafazakar bir aiile belki babası görmesin istiyor. herneyse nebahat yukarı çıktı ve sanırım içeri girdi. bende babasının açık bıraktığı balkon kapısından nebahate bakarım diye düşündüm. neyse bunların balkon kapısının olduğu odaya girdiklerini gördüm. nebahat koltuğa oturdu ve 5 dakika sonra adamla kavga etmeye başladılar. seslerini duymasamda anlaşılıyor özellikle adam elini kaldırıp duruyor. ardından adam nebahate öyle bir vurduki yerde kıvranmaya başladı. o an içimden birşeyler koptu sandım. öyle canım acıdıki. o an o adamın yanında olsam öldürünceye kadar vururdum öyle ve biraz sonra ondan daha beter birşey gördümki o an yere baktım ve şuurumu yitirdim...gördüklerim akıl hayal alır cinsten değildi. o babası dediğim adam kıza vurduktan sonra kıza saldırdı ve öpmeye çalıştı aynı zamanda taciz ediyordu oha dedim bu nasıl iğrenç bir baba. bu ne!! hayretler içinde kaldım gözüm döndü ve kendiimi kaybettim ve birden evden fırlayarak nebahatlerin apartmana koşmaya başladım. dış kapı bozuk ve açıktı daldım içeri hızlıca ve kapı önüne geldim cesaretimi toplayarak kapıyı çaldım ve beklemeye başladım. ve atletli adam kapıyı açtı biraz arkasında nebahat dudağı patlamış ve yüzü kızarıklık içinde bitap düşmüş gözlerle bana bakıyor. bırak sevmeyi insan olan acırdı. söylemeyi unuttum nebahat 16 ben 17 yaşında idim ozamanlar adamda 40 lı yaşlarda göbekli kel bir herif. ve nebahate kovar bir şekilde içeri gir sen! dedi. ve bana dönüp aynı ses tonuyla ne istedin! dedi. bende tekrar cesaret edemediğim için "neden gürültü yapıyorsunuz. hem ayıp değilmi kızını dövüyorsun" yazıktır günahtır diye benden büyük adama öğüt veriyorum :)
ve bana dediki " ne kızı lan o benim karım!" oha dedim. bu kaçıncı şok lan. hangisine yanayım şaşırdım. ilk görüşte çarpıldığım kızın evli olduğuna mı yoksa bir insan olarak 16 yaşındaki bir kızın 40 lı yaşlardaki bidon fıçısıyla evlendirilmesinemi....ve o an sanırım ilk ölmek istediğim andı. hayatta üzüldüğüm olsada ölmek isteyecek kadar değildi. ve peki diyerek-ki zaten şuurumu kaybetmişim konuşacak halim kalmamış-dedim. adam arkamdan "manyak mıdır nedir ya!" dedi onu hatırlıyorum.ve eve gittim yatağa uzandım. iç çekmeye başladım. onun akşam bana baktığı anı düşündüm-o an ahal bana bakmıştı diye sanıyorum salak gibi- ve gözlerim dolmaya başladı. ilk savaşta yenik düşmüş bir savaşçı gibiydim moralim yerlerde sürünüyordu....ve 1 hafta evden hiç dışarı çıkmadım fakat arada perde arkasından nebahat balkona çıkarsa birkezde olsa yüzünü görürüm diye umut ediyordum. o bir hafta evlerine bakmama rağmen ya ben uyrken -ki uyku denen birşey kalmamıştı- çıkmıştı ve ben göremmemiştim. sonra kendimi biraz toparladım ama aklımın bir köşesinde beni takip eden nebahatın hayali. sürünerek yaşıyor gibiyim. ve sigaram almak için -normalde karton şekilde alırım sigarayı fakat o kadar çok içtimki bitti ve almak zorunda kaldım- dışarıya çıktım. bizim mahallenin bakkalı vardır. numan abi. sigarayı ondan alayım dedim. hemde hiç halim yok yakındaki biryerden almalıyım dedim. ve bakkala doğru yürüdüm. bakkala tam girecekken nebahat bakkaldan çıktı. dışarıda ürkmüş bir kedi yavrusu gibi kocaman kocaman gözlerimin içine baktı baktı baktı ve suratını çevirerek gitmeye başladı. bana öyle bir baktıki gene heyecandan elim ayağıma dolaştı. normalde çok rahat ve patavatsız insanımdır. ama bu kızda o sökmüyor. zaten hayatı benim rahatlığıma gelmeyecek kadar hüzünlü ve şevkate muhtaç bir kız çocuğu gibi. hayatımda bana öyle çekinerek bakan tek kızdı.
neyse uzatmayayım. onun gittiğini görünce uzanarak kolundan yakaladım bir cesaretle ama elim nasıl titriyor zangır zangır. kız yanlış anlayacak sapık diyecek diyede korkuyorum bir yandan :) ama çarpıldım be ne yapayım peşinden gitmeyeyimmi...ve kendime doğru çektim. hafifçe tabi öküz gibi değil :) ve saçları savrularak masum tatlı güzel ama morluklar içindeki temiz yüzü bana döndü. ve ismini bildiğim halde olayın heyecanıyla şaşkın yüz ifadesiyle "kimsin sen?" diye sordum yumuşak bir ses tonuyla. yeşil gözleriyle - bu arda yeşil gözlü kızları çok severim- gözlerimin içine baktı ve "nebahat" dedi. o an hani insan dünyalar tatlısı küçük bir kız çocuğunu öpmek ister ya tatlılığından masumluğundan öyle öpmek istedim. tabi dokunmaya bile kıyamıyor insan. ve o adam gerçekten senin kocan mı dedim. o da sen o sun dimi dedi ve ardından evet dedi. adam o kadar çok vurmuşki hayvan herif. kız olayları zor hatırlıyor. ben sanki daha önceden arkadaşmışız gibi kıza "o hayvan herif seni dövüyor! neden buna katlanıyorsun dediğimde takdir edersinki türk ailelerinin klasik dramını söyledi. imam nikahlıyız ayrılmak istedim fakat ailem seni kabul etmeyiz dedi" dedi. bende o heyecanla ben seni kurtarırım o adamdan dedim. ama gözünü gözlerimden ayırmıyordu. bana kısık bir ses tonuyla "saçmalama" dedi. ben kendimi o kadar kaptırmışımki tamam diye bekliyorum. seni tanımıyorum bile nasıl güveneyim. dövsede en azından o benim kocam ve orası benim yuvam dedi....ama ben bu cevabı beklemiyordum geçirdiğim şoklardan birini daha yaşadım. arkasına bakmadan hızlıca birazda koşarak gitti ve bira düşüününce haklı! dedim. nede olsa beni tanımıyordu. ama ben daha önce beni gördü ve etkilendi havasından kurtulamıyorum.
salağım ben. salağım. salaklık bu yaptığım diyerek kendime gelmeye ve kızın etkisinden kurtulmaya çalışıyorum. salaksın sen tanımadığın bir kıza ve evli üstelik. nasıl gel dersin diyerek kızın üzerime attığı suçluluk psikolojisini yaşamaya başladım. ve kaldırıp kafamı baktığımda millet bana delirmiş gözüyle bakıyor halde gördüm. bir iki kişiydi gerçi. sonra eve doğru yürüdüm. ve sola saparak bizim evin yakınlarında insanların yürüyüş yaptığı sahil şeridine doğru yürüdüm. kafamı dağıtırım dedim. ve gidip 2 saate yakın yürüdüm. yoruldum ve eve döndüm. kafamı yastığa koyduğum gibi uyumuşum. 5-6 saat sonra uyandım kendi kendime ve melankoli bir ruh hali birden gözlerim tekrar doldu ve ağzımı kapatar sessizce ağlıyorum. kanımı içime akıtıyorum. gözyaşlarım yüzümden hiç aralıksız dökülüyor. ...öyle kötü hissediyorumki "ben onu istiyorum" diye bağırarak hayvan gibi ağlayasım var. ömründe hiçkimse için ağlamamış bir adamım ve beni tanımayan bir kız için saatlerce ağlıyorum. ve iyi değilim. intihar eğilimi baş gösterme durumuna kadar geliyorum. uyuyorum. kalkıyorum tekrar başlıyorum ağlamaya. ve güçlü bir yapısı olan ben yıkılmış durumdayım. 2 gün bu haldeyim. ve yanında okul için kaldığım dayımın büyük oğlu (benden 6 yaş büyük) gecelere kadar çalışıyor. birbirimizle görüşmüyoruz gibi birşey :) pansiyona dönmüş ev. ben geceleri odama çekiliyorum o da rahatsız etmiyor benimde işime....geliyordu. ama bu sefer öyle olmadı. kapının önüne dizlerim yukarı bakacak şekilde dizlerimi birleştirip kafamı dizlerimin üstüne koydum öylece bekliyorum. yani kuzenimin gelmesini bekliyorum. okadar kötü durumdayımki yarı baygınım. ve anahtar sesi duyuldu. göktuğ? diye bana seslendi ve panikleyerek noldu diye yüzüme dokunmaya başladı. bende baygın adamdan çıkan ses tonuyla " iyy değilm ben doktora götür beni" dedim zor bela. o da ambulansı aradı sanırım sıra iyice bitap düşmüşüm. gözüm kararmaya başladı. ve ne kadar sonra bilmiyorum ama sarsıldığımı hissettim ve sonrasını hatırlamıyorum bayılmışım. ve arada gözümü açabiliyorum sakallı bir surat ve göz kapaklarım tekrar kapanıyor. ve gözlerim sonunda açılıyor. kolumda serum hastane odasındayım başımda büyük kuzenim. göktuğ iyimisin noldu nasıl oldu bu diyerek beni soru yağmuruna başladı ve şuurum yerine geldiğinde içim daralıyor dedim ve kuzenimin elinden su içtim. o kadar çok terlemişimki o esnada sırtım bildiğin su içinde. ve ağzım çölde susuz kalmış gibi kurumuş. kana kana su içiyorum 4 bardak su içtim. pek su içen birisi değilim normalde. ve biraz kendime geldikten sonra tekrar aynı hüzün çöktü üzerime daha yeni uyanmışım "nebahat" diye tekrarlamaya başladım. kuzenimde "nebahat kim" "oğlum nebahat kim söylesene" diyip duruyor. ben orda ölür haldeyim o bana soru soruyor. neyse kuzenime arkamı döndüm ve iç çekerek sessizce ağlamaya....başladım tekrar ama bu sefer o kadar kötü değilim. normal ağlıyorum. ardından doktor geldi içeri. bana iyimisin dedi bende doktora dönerek iyiyim dedim. nekadar zamandır burdayım ben dedim...
2 saattir baygınsın eğer onu soruyorsan dedi. evet dedim onu soracaktım. dedim. ve kuzenime "hastamız kendini toplayınca çıkabilir. manik depresif kriz geçirmiş dedi. ve ilaç yazdığını söyleyerek bunları eczaneden temin edin dedi saat gece 12 yada 1 falan. daha önce herşeye ağlayan adamlara kıl olan dalga geçen ben "bir kız içinmi lan" derler ya. şimdi bir kız için hayatımdan olur haddeye geldiğimi gördüm. sanıyorumki dünya benim elimde dönüyor. ve kimisinin reddedemeyeceği kızlarla dalga geçip aşağılarken. bir kızdan öyle bir tokat yedimki o günden sonra bidaha öyle birşey yapmadım vallaha. neyse. ben bu gece burada kalalım dedim kuzenime o da olur dedi. soru sormaktanda vazgeçmişti.bana kilitlenmiş. bakıyordu. bende tekrar arkamı dönerek yattım. hem halim olmadığı için hemde eve giderken evlerini görürüm daha kötü olurum diye eve gitmek istemedim. ev benim için bi hapishane gibi duvarlar üstüme gelir diye kalmak istedim. ve ağlamam durdu ve bitap şekilde gene uyudum. ve gün tam karanlık. uyandım doğruldum. serum bitmiş tabi önceden. serbestim. hastanenin camına doğru bacaklarımı tutarak yürüyorum. uyuşmuşlar. ve perdeyi araladım. dışarısı zifiri karanlık. ve biraz sonra gün loşlaştı güneş ağarmaya başladı gittikçe..ışık artmaya başladı ve kendimi toplama gücü buldum. iyiyim diye telkinler veriyorum kendime öyle olmasam olamasamda öyle imiş gibi hissettireyim diye düşünüyorum. ve pencereyi açtım. kuzenimin uykusuda çok ağırdır. ona baktım ve ondan yana endişem kalmadı. ve tül perdeyi sıyırdım ve kafamı pencereden dışarı çıkararak gözlerimi kapattım. rüzgarın hafif esintisini soğukluğuyla birlikte yüzümde hissettim. ve arkama dönerek "hadi bir cesaret" dedim. sonra çok direndim ve yapamadım. pencereyi kapatıp yatağıma döndüm. içim içimi yiyiyor ama atlsaydım keşke diye. ve yapamadığımın buruk pişmanlığını yaşadım. biran kendimi atlamış gibi hissettim. ruhumun yerinden çıktığını falan. gözlerimi açtım ve kuzenime seslenerek onu uyandırdım. ban "noldu" dedi. bende "eve gidelim" dedim. aklımdan ne geçiyor billiyormusun. balkondan atlamak. ve bu hayatımda verdiğim...hazırlanırken kuzenim soru sormaya başladı. adam merak içinde. iyimisin ne oldu nasıl oldu biri birşeymi dedi vs. vs. bende gerçekleri söylemedim. işte mahallede olduğunu söyeseydim problem çıkardı diye düşünerek okulda birinden hoşlandım....kabul etmedi. ve ondan vazgeçemedim bişeyler salladım ve durum böyle oldu dedim. ve öğüde başladı. oğlum sen buraya okumaya geldin ne işin var kızlarla falan birşeyde diyemiyorum. annemler para yolluyor ama adamın evinde kalıyoruz sonuçta neyse dinledim fakat tepki vermedim sustum. ve nihayet eve geldik. taksiden indik ve gözüm nebahatlerin evine ilişti ve nebahat balkondan aşağı bakıyor. onu farkedince o da beni farketti bana doğru bakmaya başladı. öğlenden sonra idi. ve ben gene kötü olmaya başladım bu nasıl bi ızdıraptır dedim içimden. ve kuzenim "gelsene" dedi. ve nebahat. kuzenimin ona baktığını farkedince (sanırım) içeri kaçtı. ve kısık bir sesle ağzım biraz açık yalvarır bi tonla "gitme" dedi. ve öylece kalakaldım. daha sonra eve geçtik. odama yerleştirdi beni kuzenim ve yatağa girip gözümü pencereye dikip hüzünlü bir şekilde cama baktım ama gözümü kırpmadan. ve lanet gözlerim gene dolmaya başladı. sanırım onu balkonda görmeseydim böyle olmazdı. bilmiyorum. ve iki gün evden çıkmadım tekrar ve devamsızlık sorunu oldu okulda. yani hesapladım kaç gün gitmediğimi. tabi arkadaşlarla okuldan kaçtıklarımızıda hesaplayıp. ailem çok katıdır bu konuda kabullenemezler böyle bir şeyi yani devamsızlıktan kalmamı.hastanede olduğum günleri rapora saydırdım fakat diğerleri mazeretsiz. ve gitmeliydim ama sonradan farkedince bunu düşünüyor olmam intihar eğiliminden uzaklaşmıştım.
neyse o gece dinlenip üniformamı giyip okula gittim. sahile yakın bir kolej. millet neşeli herkes kafasına göre söyleyip gülüyor. ben bok gibi hissediyorum kendimi. nasıl lan diyorum nasıl herkes mutlu olabiliyorda ben mutsuzum. tabi umudu kesmem gerek nebahatten bunun farkına varmışım. ve iki yakın arkadaşım geldi yanıma iyimisin nerdeydin falan. o kadar içim acıyorduki yaşadıklarıma anlatamıyordum bile. yalan üstüne yalan söylüyorum hastalandım falan filan. tabi daha önceden telefonla aramışlardı. "niye açmadın telefonlarımızı" dediler. dedim hastalıktan mecalim yoktu. ....merak ettik adresini soracaktık yanına gelecektik dediler. sağolun ama şimdi iyiyim dedim. bir kız vardı ozaman muhabbetimiz iyiydi. kendisiinn bana ilgisimi vardı bilmiyorum ama bana doğru geldi ve arkadaşlarımdan müsaade istedi tek konuşmak için...bak dinle sana ne diyeceğim diye başladı ve ben öyle bir yüzüne daldımki mal gibi bakıyorum yüzüne aklımda nebahat var. kızın dediğini anlamıyorum yanıt vermiyorum. öyle kaldım ve biraz başım döndü. sendeledim ve kız kolumdan tuttu ve iyimisin dedi. iyiyim sağol dedim. daha sonra okuldan çıkıp gitmeye başladım. gene aynı hisler için daralıyor ve terliyorum. çok acınacak haldeyim kendimden nefret ediyorum diyorum. nasıl oldu bu neden bana oldu diye isyan ediyorum. ama eve koşmaya başladım ve sigara içtiğim için çabuk tıkandım. ve yavaşladım . öksürmeye başladım. ciğerlerim çıkacak gibi ve gene gözlerim doldu ve çömeldim.biraz bekledim ayağa kalktım ve yoluma devam ettim eve yaklaşırken bir aradan nebahat çıktı ve beni kenara çekti ve bana " . .."beni gerçekten istiyormusun" dedi. ve ben heyecanla evet hemde senin için ölecek kadar dedim ve gülümsedi. meğerse komşulardan öğrenmiş bana ne olduğunu tabi komşularda kuzenimden. ambulansı duydular ya merak etmişler olay sonrasında sormuşlar. ve bana güvendiğini fakat bilmem gereken birşey olduğunu söyledi. nebahatın kocası bildiğin katilmiş. bir kişiyi bıçaklayarak öldürmüş. sabıkalı yani. ben okadar mutluyumki deidklerini duymuyorum yüzüne bakıyorum, gözlerine bakıyorum , masumiyetine iç çekiyorum.
içim acıyor bi yandan seni neden daha önceden tanımadım. neden? ömrümün geçemsini isteyeceğim kadınımı daha önceden tanısaydım diye düşündüm ve "çok güzelsin" aynı ilkbahardaki güneş gibi sımsıcak yüzün ve ay kadar billur ve parlak dedim. gülümsedi gözümün içine baktı ve sana güveniyorum dedi.....valla etrafımda katiller eksik olmadı şaşırmadım aslında ben :) bir adam vardı hatta karısını silahla vurmuştu. alt katımızda adamı baltayla kafasını yardılar. vardı yani. neyse melankoli halimdem kurtuldum ve bana gitmeliyim dedi ve koşarak apartmana ilerledi. içim içime sığmıyor ve nebahati bir çocuk edasıyla o dokunmaya kıyamadığım saçlarını ellrini yüzünü düşünüyorum. yüzündeki bir gülümsemeye ömrümü feda etmekten çekinmeyecek durumdayım. o da beni seviyor yoksa neden sana güveniyorum desin diyorum. bana güveniyor. diyerek eve gittim ve hemen odamın camındana evlerine bakıyorum onu 1 saniyede olsa göreyim. okadar içim içime sığmıyorki. ve ertesi gün. apartmandan çıkıyorum hem sigara alacağım hemde nebahati belki görürüm. diyorum. ve kapıyı açtım karşımda nebahat elinde boş bir tabak yüzüme bakıyor. ben şaşkınlık ve sevinci bir arada yaşıyorum. sonra bana içeri girebilirmiyim dedi ama tedirgin bi halde ve çok şaşırdım. bende tabi gel dedim. içeri girdi. kapıyı örttüm. bana "peki beni ne zaman o adamın elinden kurtaracaksın diye sordu. ben şaşırdım tekrar ve bunu düşünmemiştim hiç. diyecek bişeyim yok ve suratıma biraz baktıktan sonra öylesine söylediğimi düşünerek suratındaki gülümseme bir anda somurtuya döndü ardından gözleri dolarak sana güvemiştim dedi ve arkasını dönerek kapıya yöneldi. bende bir hamleyle koluna uzandım ve bakkalın önündeki gibi onu hafifçe kendime çektim. gözlerinin içine baktım ve bu gözleri görüyormusun dedim kendi gözlerimi göstererek. ağlamaktan yaş kalmadı senin için. ne hale düştüğümü gözyaşlarım anlatır dedim. ve senin için bu yaşlar dökülmüşse bu beden herşeyi göze alabilir dedim. gözlerini gözlerimden hiç ayırmadı...öylece baktı ve sna inanıyorum nolur beni yarı yolda bırakma dedi ve ilk kez orada elini tuttum. o kadar yumuşaktıki elleri kalbime dokundu sanki. rüya gibi yüzü....cennette gibiyim. hayatımı sunduğım kadınımın elini tutuyorum...ve bana ne zaman gideceğimiz sorusunu tekrar yöneltti. ve ben kaçmak çözüm değil o adamın karşısına çıkar ve durumu anlatırım aramızdan çekil derim. o kadar büyüğümki onun yanında dağları bile delerim ferhat gibi. neyse nebahat bana "saçamalama anlattım sana kocam bir katil. seni öldürebilir ...kaçmamız gerek " demeye başladı. benimki deli cesareti. hemde sevmişim gözüm kör olmuş. düşünemiyorum. adam döverek bile öldürür belki beni. ve beni bu düşünceden vazgeçirmeye çalışırken kapı çaldı. nebahat ağlamaklı ve kısık bir ses tonuyla "açma nooolur" dedi. saçamalama neyden korkuyorsun dedim. komşular görürse kocama söylerler korkuyorum dedi. peki dedim ve sadece kapının deliğinden bakacağım dedim nebahate. kapıya doğru ilerledim. ve dürbünde bir teyze. biraz dilenciye benzer tipi var. fakat işin garibi 3 senedir o apartmandayım daha dilenci gldiğini ilk kez görüyorum. ve dilenciye kapıyı açtım ve başladı kadın yalvarmaya bende kadına nasıl girdiniz dedim içeri? (çünkü biliyorum anahtarı unuttuğumda bana bile dış kapıyı açmıyorlar. hırsızlıklar yüzünden akıllanmışlar ve dış kapının açık olduğunu söyledii. ve öğreniyorumki nebahat çıkarken kapanmasın diye kapıya engel koymuş. apartmandan kaçması gerekirse kapıyla uğraşmasın diye. neyse dilenciyi gönderdim ve nebahat bana doğru yaklaştı ağzını sıcak nefesiyle birlikte boynuma yaklaştırdı. biraz boynumda gezdirdikten sonra dudaklarıma doğru geldi ve tatlı ve ıslak dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. ve ben o an uynadım ve ne olduğunu anlamadığımı farkettim. noluyo bana dedim bir anlık şehvetle kendimi kaybetmiş gibiydim çünki.
sorum nasıl kurtulacağım ben bu durumdan?
Evet aslında soru bu kadar.Mesela bir ilişkinin size ne gibi faydası oluyor ? Ne halta yarar ? İlişkin olmadığı zaman daha mı iyi yoksa ?
evet sizden forumumuzda su sorunun cevabını istiyoruz. 30 civarı yaslardasınız, egonuz yuksek, ama aslında iyi bi insansınız. aynı isyerinde calıstıgınız hatun kişi(hatta aranızda ufak bi ast-ust ilişkisi de var) işten ayrılmadan bi sure once size biliyor musun ise basladıgım zamanlarda senden hoslanıyordum ama tanıdıkca sogudum dese neler hissedersiniz. bu arada aranızda cok cok saglam bi geyik potansiyeli var, ufaktan bi flortlesme de oluyor arada. burda hatun kişinin amacı ufak bi intikam duygusu olabilir. sonucta bunu duyan biri ne hisseder?
inanın şakadan değil meraktan soruyorum.
bardan hatun kaldırmak nasıl oluyor? nasıl olup da daha önce hiç tanışmadığınız birisini "kaldırabiliyorsunuz?" muhabbet nasıl açılıyor nasıl devam ediyor? hiç hatun kaldırmamış birisi olarak merak ediyorum :)
bardan hatun kaldırmak nasıl oluyor? nasıl olup da daha önce hiç tanışmadığınız birisini "kaldırabiliyorsunuz?" muhabbet nasıl açılıyor nasıl devam ediyor? hiç hatun kaldırmamış birisi olarak merak ediyorum :)
Mesajımı ne zaman geç göndersem bir tane kız arkadaşım azalıyor gibi geliyor. Bazen yüzüme söyleyenler oluyor 'niye mesajlarıma geç cevap veriyorsun' diye. Abi, işimiz var gücümüz var belki. Sonra tripcan lar mı desem. Bir daha ben mesaj atmassam atmayanları mı desem. Kızlar ne hissediyor mesaj geç gelince ? Ben hep anında mesaj mı göndereceğim bu durumda ?
Edit: Ben gönül işi açmamıştım ama, gönül işi de değil zaten. Biri değiştirmiş ?
Edit: Ben gönül işi açmamıştım ama, gönül işi de değil zaten. Biri değiştirmiş ?
Şimdi sorunum tam olarak ne ben de bilmiyorum. 5 yıl önceden birlikte olduğum bir kız arkadaşım vardı (6-7 ay birlikteydik ki benim en uzun süreli ilişkim), ara ara internet üzerinden konuşurum, ayrıldıktan sonra bir daha yüz yüze hiç görüşmedik zaten.
Bunun yanında son kız arkadaşımdan ayrıldığımdan beri (geçtiğimiz şubat), yakınında bulunduğum hiç bir kız benim ilgimi çekmiyor (yani birlikte olmak-ilişki yaşamak anlamında), eski sevgiliye takılmak da değil zira aklıma bile gelmiyor kendisi, literal olarak hiç bir kız ilgimi çekmiyor yani.
Bugün 5 yıl öneki kız arkadaşım bana neyim olduğunu sordu, ben de bu durumu anlattım kendisine, şu konuşmayı yaşadık;
x: ya sen içten içe iyi bi insansın da
ben: ee
x: kendini resmen salak göstermeye çalışıyosun bide zaten sevgili
bulsan bile onu önemsemiceksin ki
ben: ??
x: yani karı bulmak senin hayatında önemli bi yerde değil ki
ben: karı bulmak olarak bakıyo olman olaya beni benden alıyor
x: sen haftada bi kere iki kere göreyim bişiler yapayım adı ilşki olsun
geri kalanında da gezineyim okula gideyim frp ooyniyim bilgisayar oyniyim istiyosun
ben: belki haklısın genel olarak da ben kız arkadaş anlayışımın senin dediğin
gibi olduğuna inanmıyorum, tabi bunu senin benden daha iyi bilme ihtimalin de var.
--------------------------------
x: senin karşındaki insan onun sana değer verip vermediğini, kendisiyle dalga geçip geçmediğini bile anlamıyor. yakın arkadaşların senin ona güvendiğinden, düşmanların senin senin onlardan nefret ettiğinden habersiz oluyor genelde, kestirilemiyorsun.
Sonra bir şeyler daha konuştuk da tam hatırlamıyorum. Ben kendimi hep ilişkilerinde karşısındakine değer veren bir insan olarak tanımlarım hani ancak bu yorumu yapan kişinin eski sevgilim olması beni şüpheye düşürüyor. Yani sonuçta ben ne dersem diyim o bunları yaşadı.
Peki yani "kendimi düzeltmem" gerekiyorsa ne yapmam lazım bunun için? insanları sev falan gibi öneriler de istemiyorum, zaten bunu istediğim zaman yapabilecek olsaydım şimdiye kadar gerçekleştirmiş olurdum. Yani daha somut şeyler bekliyorum sizden.
Hakikaten insanları kendimden uzak tutmaya bilinçli olarak çalışmıyorum ama eninde sonunda hep aynı yere varıyorum.
(P.S: Ne kızın bana karşı ne benim kıza karşı bi ilgim yok bu saatten sonra.)
Bunun yanında son kız arkadaşımdan ayrıldığımdan beri (geçtiğimiz şubat), yakınında bulunduğum hiç bir kız benim ilgimi çekmiyor (yani birlikte olmak-ilişki yaşamak anlamında), eski sevgiliye takılmak da değil zira aklıma bile gelmiyor kendisi, literal olarak hiç bir kız ilgimi çekmiyor yani.
Bugün 5 yıl öneki kız arkadaşım bana neyim olduğunu sordu, ben de bu durumu anlattım kendisine, şu konuşmayı yaşadık;
x: ya sen içten içe iyi bi insansın da
ben: ee
x: kendini resmen salak göstermeye çalışıyosun bide zaten sevgili
bulsan bile onu önemsemiceksin ki
ben: ??
x: yani karı bulmak senin hayatında önemli bi yerde değil ki
ben: karı bulmak olarak bakıyo olman olaya beni benden alıyor
x: sen haftada bi kere iki kere göreyim bişiler yapayım adı ilşki olsun
geri kalanında da gezineyim okula gideyim frp ooyniyim bilgisayar oyniyim istiyosun
ben: belki haklısın genel olarak da ben kız arkadaş anlayışımın senin dediğin
gibi olduğuna inanmıyorum, tabi bunu senin benden daha iyi bilme ihtimalin de var.
--------------------------------
x: senin karşındaki insan onun sana değer verip vermediğini, kendisiyle dalga geçip geçmediğini bile anlamıyor. yakın arkadaşların senin ona güvendiğinden, düşmanların senin senin onlardan nefret ettiğinden habersiz oluyor genelde, kestirilemiyorsun.
Sonra bir şeyler daha konuştuk da tam hatırlamıyorum. Ben kendimi hep ilişkilerinde karşısındakine değer veren bir insan olarak tanımlarım hani ancak bu yorumu yapan kişinin eski sevgilim olması beni şüpheye düşürüyor. Yani sonuçta ben ne dersem diyim o bunları yaşadı.
Peki yani "kendimi düzeltmem" gerekiyorsa ne yapmam lazım bunun için? insanları sev falan gibi öneriler de istemiyorum, zaten bunu istediğim zaman yapabilecek olsaydım şimdiye kadar gerçekleştirmiş olurdum. Yani daha somut şeyler bekliyorum sizden.
Hakikaten insanları kendimden uzak tutmaya bilinçli olarak çalışmıyorum ama eninde sonunda hep aynı yere varıyorum.
(P.S: Ne kızın bana karşı ne benim kıza karşı bi ilgim yok bu saatten sonra.)
var mı böyle bir zaman? o günler gelecek mi?
üniversitede pek kız olaylarına girmemiştim. kendi isteğimle diyelim biz buna. çünkü derslere mi vakit ayıracan yoksa allahın kızına mı derken iki tarafta da sıçışlarda olacağımı düşündüm.
derken okul bitti, askerliği yaptık geldik. 1 sene geçti yaş oldu 24, şuanda iyi bir firmada çalışıyorum. güzel de para alıyorum ancak iş bunlarla bitmiyor tabi. insan yanında güzel, sevimli biri olsun istiyor. bir etkinlik olunca onunla birlikte katılmak istiyor. veya yanında o olduğu için kendi etkinliğini kendi yaratmak istiyor. ama gel gelelim olmuyor.
efendi adamız vesselam. öyle şu kızla takılayım 1-2 ay, alacağımı alayım sonra sepetlerim tayfasından değiliz. sevmediğim veya sevemeyeceğim biriyle birlikte olmam. belki de bu seçiciliğimden dolayı kaybettim hep.
bir de insanlar arasında hep iyi olarak görünüyorum, kimse hakkında kötü düşünüp arkasından konuşma gibi bir huyum yok. bu da bir etkendir değil mi?
neyse fazla uzatmayayım da özetçiler kızmasın :)
evet, nedir durum erman hocam ?
üniversitede pek kız olaylarına girmemiştim. kendi isteğimle diyelim biz buna. çünkü derslere mi vakit ayıracan yoksa allahın kızına mı derken iki tarafta da sıçışlarda olacağımı düşündüm.
derken okul bitti, askerliği yaptık geldik. 1 sene geçti yaş oldu 24, şuanda iyi bir firmada çalışıyorum. güzel de para alıyorum ancak iş bunlarla bitmiyor tabi. insan yanında güzel, sevimli biri olsun istiyor. bir etkinlik olunca onunla birlikte katılmak istiyor. veya yanında o olduğu için kendi etkinliğini kendi yaratmak istiyor. ama gel gelelim olmuyor.
efendi adamız vesselam. öyle şu kızla takılayım 1-2 ay, alacağımı alayım sonra sepetlerim tayfasından değiliz. sevmediğim veya sevemeyeceğim biriyle birlikte olmam. belki de bu seçiciliğimden dolayı kaybettim hep.
bir de insanlar arasında hep iyi olarak görünüyorum, kimse hakkında kötü düşünüp arkasından konuşma gibi bir huyum yok. bu da bir etkendir değil mi?
neyse fazla uzatmayayım da özetçiler kızmasın :)
evet, nedir durum erman hocam ?
Arkadaşlar sevgilimle yaklaşık 4 gün önce ayrıldık. İlişkimiz 104 gün civarında sürdü. İsteyerek değil zorunda kaldığı için bitti. Sebebi ailesi. Tabi iş aile olunca bir şey demedim ama şu 1-2 gündür içime bir kurt düştü. Beni sevdiğine emindim. Sizce teselli eden alımlı birine aşık olabilir mi? Hem de bu kadar çabuk?
8 ay önceki sevgilime mesaj gönderdim.Çok güzel bir yerdeyken ayrılmıştık.Ben ayrıldım daha doğrusu bir sebepten dolayı.
İlk mesajım şu idi '?'
Sonra bişeler konuştuk
Ben: 'seni çok özledim' falan dedim
O: Nasıl inanabilirim sana artık.... Samimi misin söylediklerinde ?....
....
Sizce ne olur la ? ne önerirsiniz ?
İlk mesajım şu idi '?'
Sonra bişeler konuştuk
Ben: 'seni çok özledim' falan dedim
O: Nasıl inanabilirim sana artık.... Samimi misin söylediklerinde ?....
....
Sizce ne olur la ? ne önerirsiniz ?
Özel bir durumdan bahsetmiyorum, genel olarak sevgililik müessesesini irdelemeye çalışıyorum.
Arkadaşla ilişkiler üzerine konuştuğumuzda (o sıra sevgilim vardı), bir pub'da bir kız gösterip "şuna bak, ne tatlı kız. görebilirsen gözlerine bak, inanılmaz etkileyici. bu tarz gözler beni çok etkiliyor. kabul etse direk evlenirim bununla (esprili)" gibi bişeyler demiştim. Ordan konu açıldı, "git tanış" dedi, ben de "sevgilim varken gidip başka kızla tanışmaya çalışmam. denk gelirse konuşurum filan ama yakınlaşmaya çalışmam, sadakatsiz olur" dedim. O da üzerine "niye ki? senin sevgilin var, karın değil. bir kız görüp çok beğenirsen tanışmanda sakınca yok bence. kim bilir, belki de sana çok daha uygun biri çıkar, onunla çok daha mutlu olursun. neticede evli değilsiniz. gidip aldatma ama, daha iyi bir opsiyon mu diye tanışmaya çalışmakta bir sorun yok" dedi.
Hak vermedim de değil, ama aklım karışık bu konuda. Yani sevgili olunca belli bir sadakat sözü var aranızda ama, daha iyi opsiyonları aramayı engellemeli mi bu sadakat? Tamam, aldatmam ama, sevgilim varken süper bir kızla tanışırsam, onu daha iyi tanışmaya çalışmamda neden sakınca olsun? Belki tam bana göre olur, sevgilimi bırakıp ona giderim. Bu çok mu kötü bir senaryo? Neticede sevgili ile yaşam boyu sadakat sözü yok ortada. Bunu yapmadığın sürece, sevgilin varken, o kişi senin için tam doğru kişi değilse ama ilişkide bir sorun yoksa, uzar gider o ilişki. Ve belki de senin için daha uygun kişilerle birlikte olma ihtimali ortadan kalkar. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Ha, sevgilim gidip yakışıklı adamlarla tanışsa benim de hoşuma gitmez, o yüzden ben de yapmıyorum. Ama genel olarak sevgililik müessesesine fazla değer veriyoruz belki de, onu sorgulamaya çalışıyorum şu an. 'Acaba doğrusu ne olmalı' şeklinde.
Arkadaşla ilişkiler üzerine konuştuğumuzda (o sıra sevgilim vardı), bir pub'da bir kız gösterip "şuna bak, ne tatlı kız. görebilirsen gözlerine bak, inanılmaz etkileyici. bu tarz gözler beni çok etkiliyor. kabul etse direk evlenirim bununla (esprili)" gibi bişeyler demiştim. Ordan konu açıldı, "git tanış" dedi, ben de "sevgilim varken gidip başka kızla tanışmaya çalışmam. denk gelirse konuşurum filan ama yakınlaşmaya çalışmam, sadakatsiz olur" dedim. O da üzerine "niye ki? senin sevgilin var, karın değil. bir kız görüp çok beğenirsen tanışmanda sakınca yok bence. kim bilir, belki de sana çok daha uygun biri çıkar, onunla çok daha mutlu olursun. neticede evli değilsiniz. gidip aldatma ama, daha iyi bir opsiyon mu diye tanışmaya çalışmakta bir sorun yok" dedi.
Hak vermedim de değil, ama aklım karışık bu konuda. Yani sevgili olunca belli bir sadakat sözü var aranızda ama, daha iyi opsiyonları aramayı engellemeli mi bu sadakat? Tamam, aldatmam ama, sevgilim varken süper bir kızla tanışırsam, onu daha iyi tanışmaya çalışmamda neden sakınca olsun? Belki tam bana göre olur, sevgilimi bırakıp ona giderim. Bu çok mu kötü bir senaryo? Neticede sevgili ile yaşam boyu sadakat sözü yok ortada. Bunu yapmadığın sürece, sevgilin varken, o kişi senin için tam doğru kişi değilse ama ilişkide bir sorun yoksa, uzar gider o ilişki. Ve belki de senin için daha uygun kişilerle birlikte olma ihtimali ortadan kalkar. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Ha, sevgilim gidip yakışıklı adamlarla tanışsa benim de hoşuma gitmez, o yüzden ben de yapmıyorum. Ama genel olarak sevgililik müessesesine fazla değer veriyoruz belki de, onu sorgulamaya çalışıyorum şu an. 'Acaba doğrusu ne olmalı' şeklinde.
eveet yine başınıza ekşidim. ama adı ekşi duyuru değil mi zaten ? birisi arkadan ba dum tıss yapsın konuya geçiyorum.
az çok duyurularından cevaplarından herkes tanır birbirini burada, beni de tanıyorsunuz maddi olarak da kültürel olarak da öyle çok aşağılarda bir erkek değilim. normalim diyebilirim. duygusal olarak, naziklik incelik olarak güvenirim ama kendime. ama hani istediğin kadar nazik ol, ince ol yetiştiğin ortam, imkanlar da önemlidir ya senin kültürünün oluşmasında; hem de çok etkilidir. onunla ilgili bir şey anlatacağım.
şimdi ben tip olayına benden ne kadar üstün olduğuna bu konuda falan hiç girmiyorum zaten adam gibi sevene en güzelidir sevgilisi. ama hoca bak öyle kültürel olarak maddi imkanlar olarak aşağılarda olmamama, böyle meme ucuyla ortalamanın üstüne fırlamama rağmen sevgilimle aramda bariz farklar var. buram buram anadolu gençlerine sesleniyorum, abi kız yengeç yedi yengeç ! benim en lüksünden en ucuzuna bütün lokantalarda menüm sabittir köfte ekmek yerim. abi yengeç yemiş diyorum gidiyor kız 9-10 bin liralık oda takımı alıyor, daha sayamayacağım kadar çok örnek...
doğal olarak da biraz eziliyordum yanında. hiç yemek yiyemedim mesela onunla. tostu bile parmağıyla kopartıp yiyen birisi. nasıl karşısında yarım ekmek avuçlayayım ? bi erkek arkadaşla evine gittiğimizde ağzımız ayrılmıştı yohonuz demekten. içimizden tabi, görmemiş değiliz len !
her neyse işte anlamış biraz sıkıntı yaşadığımı, sürekli bana "ortak şeyler bulalım fark ettim ki sinemadan başka bir şey yapamıyoruz" diyordu. en son baya patlama noktasına geldim, çıkıştım biraz "anla artık ortak hiçbir yanımız yok. tek ortak paydamız birlikte yapabildiğimiz tek şey sinema" dedim. suçlandı sanırım biraz, 2 gündür "tamam ikimiz de yaklaşalım birbirimize, sonuçta fedakarlık yapmadan olmaz bu. mesela ilk buluşmamızda seninle çay içelim, sonra sen de gel benimle bilmem ne(baya süslü bi kahveci adı söyledi anlamaya kültürüm yetmedi)'ye gidip oturalım falan dedi. dedim kızım yapamam ben senin yaptığın şeyleri, tamam hiç olmazsa otur yanımda ol yeter falan dedi. olum suçluluk hissettim lan, benim yüzümden kız yanımda türk filmlerindeki mütevazı fabrikatör kızını oynayacak. hiç böyle bir ilişkiniz oldu mu cidden yardımınız lazım.
tikler gecikebilir ama zaraeta kalitesine güvenebilirsiniz, cevabınız tiksiz kalmayacaktır.
az çok duyurularından cevaplarından herkes tanır birbirini burada, beni de tanıyorsunuz maddi olarak da kültürel olarak da öyle çok aşağılarda bir erkek değilim. normalim diyebilirim. duygusal olarak, naziklik incelik olarak güvenirim ama kendime. ama hani istediğin kadar nazik ol, ince ol yetiştiğin ortam, imkanlar da önemlidir ya senin kültürünün oluşmasında; hem de çok etkilidir. onunla ilgili bir şey anlatacağım.
şimdi ben tip olayına benden ne kadar üstün olduğuna bu konuda falan hiç girmiyorum zaten adam gibi sevene en güzelidir sevgilisi. ama hoca bak öyle kültürel olarak maddi imkanlar olarak aşağılarda olmamama, böyle meme ucuyla ortalamanın üstüne fırlamama rağmen sevgilimle aramda bariz farklar var. buram buram anadolu gençlerine sesleniyorum, abi kız yengeç yedi yengeç ! benim en lüksünden en ucuzuna bütün lokantalarda menüm sabittir köfte ekmek yerim. abi yengeç yemiş diyorum gidiyor kız 9-10 bin liralık oda takımı alıyor, daha sayamayacağım kadar çok örnek...
doğal olarak da biraz eziliyordum yanında. hiç yemek yiyemedim mesela onunla. tostu bile parmağıyla kopartıp yiyen birisi. nasıl karşısında yarım ekmek avuçlayayım ? bi erkek arkadaşla evine gittiğimizde ağzımız ayrılmıştı yohonuz demekten. içimizden tabi, görmemiş değiliz len !
her neyse işte anlamış biraz sıkıntı yaşadığımı, sürekli bana "ortak şeyler bulalım fark ettim ki sinemadan başka bir şey yapamıyoruz" diyordu. en son baya patlama noktasına geldim, çıkıştım biraz "anla artık ortak hiçbir yanımız yok. tek ortak paydamız birlikte yapabildiğimiz tek şey sinema" dedim. suçlandı sanırım biraz, 2 gündür "tamam ikimiz de yaklaşalım birbirimize, sonuçta fedakarlık yapmadan olmaz bu. mesela ilk buluşmamızda seninle çay içelim, sonra sen de gel benimle bilmem ne(baya süslü bi kahveci adı söyledi anlamaya kültürüm yetmedi)'ye gidip oturalım falan dedi. dedim kızım yapamam ben senin yaptığın şeyleri, tamam hiç olmazsa otur yanımda ol yeter falan dedi. olum suçluluk hissettim lan, benim yüzümden kız yanımda türk filmlerindeki mütevazı fabrikatör kızını oynayacak. hiç böyle bir ilişkiniz oldu mu cidden yardımınız lazım.
tikler gecikebilir ama zaraeta kalitesine güvenebilirsiniz, cevabınız tiksiz kalmayacaktır.
diyelimki sevdiğiniz insan size değer verdiğini hissettiriyor fakat aranızda bir sorun çıkıyor ve gözlerinde size karşı olan nefreti görüyorsunuz. bitirecek diyorsunuz ama sonra yumuşuyor ve eski haline dönüyor. bir anlık saman alevi gibi öfke diyeceğim ama gerçekten bir insandan iğrenir o an ölmesini istersin ya işte öyle bakıyor bazen. ben asla. bu yüzden bazen beni sevmediğini düşünüyorum. ama değer verdiğini ve sadakatini görüyorum. insan ömrünü vereceği insana hiç böyle bakarmı sevdiği (ertesinde barıştığı) halde? yanlışmı düşünüyorum?
Bu bir gönül meselesidir. Kadınlı erkekli olanından değil. Nostaljikli olanından. Zaman nasıl da geçiyor olanından. Çok üzülüyorum duyuru. Su gibi geçip gidiyor yıllar. Şimdi bakıyorum, Nokia göz göre göre yok olup gidecek gibi. Çok üzülüyorum olm. 3210 , 8210 , 8850, 5210, 6600... nice efsanelerin mucidi Nokia'nın yerini iphone almış, samsung almış. Herkesin elinde ya iphone ya samsung. Estetik anlayışı değişti, zaman değişti, her şey değişti. Geyik kısmı bir yana ben cidden üzüntü duyduğum için bunları yazdım. Ayfon ne lan :(
Bir tek galaksi nota sempatim var o da büyük ekranında açıp bir şeyler okunur mu ki diye ama andıroyid ne abi andıroyid ne ya. iğğrenç bir arayüz iğğğrenç bir işletim sistemi.
www.youtube.com
Bir tek galaksi nota sempatim var o da büyük ekranında açıp bir şeyler okunur mu ki diye ama andıroyid ne abi andıroyid ne ya. iğğrenç bir arayüz iğğğrenç bir işletim sistemi.
www.youtube.com

gönüş işi değil ki fakat hangi kategoriye koyacağımı bilemedim fazla uzun uzadıya anlatmıycam. dert yanmak olarak da algılamayın. ama şu ömrü hayatımda bir çok alanda edindiğim tecrübeye göre çok şanssız olduğumu düşünüyorum. hiçbir yerde şansızlık peşimi bırakmadı. tamam hayatım bir trajedi değil elbette ama artık saçma sapan şeyler düşünmeye başladım. Hatta lanetlendim mi gibi bir gereksiz bir düşünce bile oldu. hatta öyle bir durum var ki ailem bile bundan muzdarip. artık ilerde ne yapsan boka sarıcak gibi bir his de oluşunca belirsizlik içinde buluyorum kendimi. uzun süre böyle olduğunu hissedip de kırılma noktası yaşayan oldu mu? bunun için bir şey yaptınız mı? yada bununla ilgili aklınıza ne geliyorsa söyleyin.
not: hayatımdan şikayetçi değilim.
not: hayatımdan şikayetçi değilim.
evet, aklıma takılan bir mavzuyla daha karşınızdayım. mesela türk vatandaşlarının evlenemediği yabancılar var mı?ya da bu durumda olan herhangi iki ülke? bugün yoksa geçmişte olmuş mu? misal kuzey koreli bir kadın güney koreli bir erkekle evlenebilir mi? ya da zamanında amerikalılarla sovyetler arasında sınırlamalr olmuş mudur?
www.eksiduyuru.com
gereksiz ayrıntıları atlayıp kritik noktaları paylaşıyorum.
bugün beni dans gecesine davet etti. dansın orta yerinde kareografiyi unutunca bana -kararsızsın sen kararsız.(ne alaka) lafıyla bi kendime geldim. bi 5 dakika sonra durumu toparladım.
parti çıkışında niyetsiz de olsam yanında olmak için başka grupla beraber bir mekana gittik. ortam çok kalabalık, gürültülü ve masadakilerin çoğunu tanımıyorum. ikimizin ortak arkadaşıylayım, o karşıda duruyor. bi süre sonra yanındakilerle beraber başka bir masaya oturduğunu görünce -sigerim lan deyip, tek başıma mekandan çıktım. ortak arkadaşımız da hala mekanda.
durakta tek başıma dikilirken, biriyle tanıştım yarım saatlik muhabbetten sonra taksi dolmuş için kalktık ki bilin bakalım taksinin içinde kimler var. biraz da alkolün etkisiyle -naber, deyip yancımla beraber taksinin ön koltuğuna oturduk. yol boyunca ikimiz bodrum-çeşme-marmaris tatillerinden bahsettik...
birlikte indik, evlere dağıldık.
özeti böyle, gecenin bi vakti ayrıntılarla kafa ütülemeyim istedim. isteyen olursa özelden muhabbet çevirebiliriz.
şimdi görüşleri alalım. koyduğum tavır abartılı mı olmuş? haklı mıyım
gereksiz ayrıntıları atlayıp kritik noktaları paylaşıyorum.
bugün beni dans gecesine davet etti. dansın orta yerinde kareografiyi unutunca bana -kararsızsın sen kararsız.(ne alaka) lafıyla bi kendime geldim. bi 5 dakika sonra durumu toparladım.
parti çıkışında niyetsiz de olsam yanında olmak için başka grupla beraber bir mekana gittik. ortam çok kalabalık, gürültülü ve masadakilerin çoğunu tanımıyorum. ikimizin ortak arkadaşıylayım, o karşıda duruyor. bi süre sonra yanındakilerle beraber başka bir masaya oturduğunu görünce -sigerim lan deyip, tek başıma mekandan çıktım. ortak arkadaşımız da hala mekanda.
durakta tek başıma dikilirken, biriyle tanıştım yarım saatlik muhabbetten sonra taksi dolmuş için kalktık ki bilin bakalım taksinin içinde kimler var. biraz da alkolün etkisiyle -naber, deyip yancımla beraber taksinin ön koltuğuna oturduk. yol boyunca ikimiz bodrum-çeşme-marmaris tatillerinden bahsettik...
birlikte indik, evlere dağıldık.
özeti böyle, gecenin bi vakti ayrıntılarla kafa ütülemeyim istedim. isteyen olursa özelden muhabbet çevirebiliriz.
şimdi görüşleri alalım. koyduğum tavır abartılı mı olmuş? haklı mıyım
eski sevgilisini atlatamamış gibi görünüyor ama bence bazı kızlar gibi eski sevgili üzerinden prim yapmaya çalışıyor, kendini ifade etmekte problemi var.(bkz: türk kızı) sokakta son derece tatlı bi kızken internette farklı bir kimliğe bürünebiliyor.
ortak arkadaş vasıtasıyla tanışıldı ve ilk gün kıza, vaziyet sözsüz olarak iletildi. anadolunun büyümüş bu güzelimiz, şehir hayatına alışma sürecinde, ilişkide yavaş ilerleme söz konusu. yakın arkadaşlarımız olduğu için ortada güven sorunu yok.
aile-okul-maddi-gelecek kaygısı gibi nedenlerle oluşmuş psikolojik bir rahatsızlık yaşıyor. arkadaşlarıyla birlikte çalıştığım bara geldiği bir gece, gereksiz bir nedenden ötürü bana kızdı, alttan aldım. ve o gece hiç yanına gidip konuşmadım. 1 saat sonra işim bitmiş mekandan ayrılırken yarı baygın halde arkadaşlarının hastaneye götürdüğünü gördüm.-o gece neden olacak bilinen başka bir sebep yok-
ertesi sabah kaldığı eve gittim ve arkadaşlarla birlikte akşama kadar evde oturduk sohbet ettik. güzel bir gündü diyebilirim
1 akşam boyunca beraber eğlendik güldük. sonraki 2 defa dışarıya çıkma davetimi çeşitli bahanelerle reddetti. karşılıklı duygular var ama aynı frekansı tutturamadık sanki.
daha anlatacak şeyler var da özeti buydu. görüşlerinizi alalım
ortak arkadaş vasıtasıyla tanışıldı ve ilk gün kıza, vaziyet sözsüz olarak iletildi. anadolunun büyümüş bu güzelimiz, şehir hayatına alışma sürecinde, ilişkide yavaş ilerleme söz konusu. yakın arkadaşlarımız olduğu için ortada güven sorunu yok.
aile-okul-maddi-gelecek kaygısı gibi nedenlerle oluşmuş psikolojik bir rahatsızlık yaşıyor. arkadaşlarıyla birlikte çalıştığım bara geldiği bir gece, gereksiz bir nedenden ötürü bana kızdı, alttan aldım. ve o gece hiç yanına gidip konuşmadım. 1 saat sonra işim bitmiş mekandan ayrılırken yarı baygın halde arkadaşlarının hastaneye götürdüğünü gördüm.-o gece neden olacak bilinen başka bir sebep yok-
ertesi sabah kaldığı eve gittim ve arkadaşlarla birlikte akşama kadar evde oturduk sohbet ettik. güzel bir gündü diyebilirim
1 akşam boyunca beraber eğlendik güldük. sonraki 2 defa dışarıya çıkma davetimi çeşitli bahanelerle reddetti. karşılıklı duygular var ama aynı frekansı tutturamadık sanki.
daha anlatacak şeyler var da özeti buydu. görüşlerinizi alalım
saat 16:50 itibariyle tosun gibi bir erkek babası oldum. sizinle de paylaşmak istedim.
olma ihtimali düşük olmasına rağmen veya karşı tarafın başta olmaz dediği veya hiç ilgilenmediği halde sonradan başlayan ve devam eden yaşadığınız ilişki hikayeleriniz var mı?
1 sene öncesiydi.Deli gibi aşık olmuştum ama aynı zamanda kanki diyebileceğim kadar yakın arkadaşım idi.Kafayı yemek üzereydim onun derse gelmediği günler başım çatlayana kadar ağrırdı.Aşık olmadan önce dersleri %95 konsantrasyonla dinleyen ben.Aşık olduktan sonra % 30 lara düştü.Sadece onu düşünüyordum ama aynı zamanda ona nasıl bunu söyleyebilirim diye düşünüyordum.Bir gün karar verdim, bugün söyleyeceğim, diye.Fakat 1 ay sonra anca söyleyebildim.Şöyle:
'Ayşe bir sıkıntım var,birine anlatmam lazım, sana anlatsam olur mu ?(derdini başkasına anlatıp rahatlarsın ya, he o işte)' tarzında söyledim.Sonra 'tamam anlat dinlerim, ne demek' dedi.Sınıftan dışarı çıktık(yalnız kalabileceğimiz bir yere).Ben başladım anlatmaya : 'İşte birine deli gibi aşık oldum, her onu gördüğümde içim kıpır kıpır oluyor,düşünce tarzlarımız birbirine çok uyuyor
,gözleri böyle, burnu böyle falan vs. vs...' Oda şöyle dedi ee: 'kim bu çok merak ettim'.Bende kendimden emin bir şekilde onun gözlerinin içine derinlemesine bakaraktan, o kişi sensin ayşe, dedim.
Soruya gelirsek, Var mı böyle yaptığınız şeyden çok gurur duyduğunuz(sürekli birilerine anlatmak istediğiniz) gönül işi anınız ?
Erkeğim.Liseli değildim hala değilim.
Not1 : Öyle aşıktım ki kesin söylemeliydim.Hatta şöyle düşünmüştüm o da bana ilgi duyuyorsa, ilişki başlar. He duymazsa en azından ben de onu unutmaya çalışırım, önume bakarım, derslerime bakarım falan.
Not2: Sonunda ne olduğunu akşam yazıcam.(Sonuca takılmayın soruyu cevaplayın la siz :D )
SONUÇ:...dedim. Birden affalladı, hafif güldü.Ben de o gülünce biraz ümitlendim ama 'hayır olmaz manasına' gelicek şeyler söyleyince.Sonra bende ordan koşarak uzaklaştım.Arkadaşlık falan da kalmadı zaten.En azından ben de o salak 'aşık olma durumu'ndan kurtulmuştum.
Sonuç olarak reddedilmiştim ama yaptığım şeyden(ki aşırı özgüvenli bir şekilde yaptım) 1 gr pişman değilim.Aksine gurur vericiydi.Böyle işte.
Sorumu cevaplandırmadığınız için de teşekkür ederim.
'Ayşe bir sıkıntım var,birine anlatmam lazım, sana anlatsam olur mu ?(derdini başkasına anlatıp rahatlarsın ya, he o işte)' tarzında söyledim.Sonra 'tamam anlat dinlerim, ne demek' dedi.Sınıftan dışarı çıktık(yalnız kalabileceğimiz bir yere).Ben başladım anlatmaya : 'İşte birine deli gibi aşık oldum, her onu gördüğümde içim kıpır kıpır oluyor,düşünce tarzlarımız birbirine çok uyuyor
,gözleri böyle, burnu böyle falan vs. vs...' Oda şöyle dedi ee: 'kim bu çok merak ettim'.Bende kendimden emin bir şekilde onun gözlerinin içine derinlemesine bakaraktan, o kişi sensin ayşe, dedim.
Soruya gelirsek, Var mı böyle yaptığınız şeyden çok gurur duyduğunuz(sürekli birilerine anlatmak istediğiniz) gönül işi anınız ?
Erkeğim.Liseli değildim hala değilim.
Not1 : Öyle aşıktım ki kesin söylemeliydim.Hatta şöyle düşünmüştüm o da bana ilgi duyuyorsa, ilişki başlar. He duymazsa en azından ben de onu unutmaya çalışırım, önume bakarım, derslerime bakarım falan.
Not2: Sonunda ne olduğunu akşam yazıcam.(Sonuca takılmayın soruyu cevaplayın la siz :D )
SONUÇ:...dedim. Birden affalladı, hafif güldü.Ben de o gülünce biraz ümitlendim ama 'hayır olmaz manasına' gelicek şeyler söyleyince.Sonra bende ordan koşarak uzaklaştım.Arkadaşlık falan da kalmadı zaten.En azından ben de o salak 'aşık olma durumu'ndan kurtulmuştum.
Sonuç olarak reddedilmiştim ama yaptığım şeyden(ki aşırı özgüvenli bir şekilde yaptım) 1 gr pişman değilim.Aksine gurur vericiydi.Böyle işte.
Sorumu cevaplandırmadığınız için de teşekkür ederim.
sevgili galyalı din kardeşlerim,
istisnasız her yeni tanıştığım kadının bana kullandığı tabir bu. ulan merak ediyorum ama sormuyorum, neden sormadığımı da bilmiyorum.
genellikle şaka-espri yaptıktan ya da ilginç bir hikayemi anlattıktan sonra söyleniyor.
manası nedir bunun? niçin söyleniyor?
cevap için sıraya önden bayanları/kadınları alıyoruz, lütfen
istisnasız her yeni tanıştığım kadının bana kullandığı tabir bu. ulan merak ediyorum ama sormuyorum, neden sormadığımı da bilmiyorum.
genellikle şaka-espri yaptıktan ya da ilginç bir hikayemi anlattıktan sonra söyleniyor.
manası nedir bunun? niçin söyleniyor?
cevap için sıraya önden bayanları/kadınları alıyoruz, lütfen
Kisa ve oz olsun istiyorum. 2.5aylik bir iliskim var sevgilim
Bana gore epey ruhsuz , belki de ben gereginden fazla hisli oldugumdan onu oyle goruyorum ama benimle olmadan once cok uzun iliskisi olmamis ona da baglayabilirim. Buna kafam cok takiliyor ve bu sacma dusunceden kurtulmak istiyorum a dostlar :( belki farkli bakis acilari gerekiyordur bana .. Cok tesekkur ederim
..
Bana gore epey ruhsuz , belki de ben gereginden fazla hisli oldugumdan onu oyle goruyorum ama benimle olmadan once cok uzun iliskisi olmamis ona da baglayabilirim. Buna kafam cok takiliyor ve bu sacma dusunceden kurtulmak istiyorum a dostlar :( belki farkli bakis acilari gerekiyordur bana .. Cok tesekkur ederim
..
Soru başlıkta saklı.
bugün gündüz uyurken rüyamda 4-5 hatun etrafımı sarmıştı arzulanan bir durumdaydım.
Bir tane 1.6x boylarında, kumral, mavi gözlü, yüzü dolgun ve yuvarlak yüz çizgilerine sahip, tatlı, cana yakın bir hatun vardı. Çiroz değil ama balık etli de değil.
Adını, soyadını veya herhangi bir bilgisini net olarak bilmiyorum. Böyle bir insanın yaşadığından da emin değilim. Nereden bulurum ben bu hatunu ? Kendi de özellikle benimle birlikte olmak istiyordu. Yüzünü filan okşadım çok güzeldi lan.
Bulsanıza bana onu.
Bir tane 1.6x boylarında, kumral, mavi gözlü, yüzü dolgun ve yuvarlak yüz çizgilerine sahip, tatlı, cana yakın bir hatun vardı. Çiroz değil ama balık etli de değil.
Adını, soyadını veya herhangi bir bilgisini net olarak bilmiyorum. Böyle bir insanın yaşadığından da emin değilim. Nereden bulurum ben bu hatunu ? Kendi de özellikle benimle birlikte olmak istiyordu. Yüzünü filan okşadım çok güzeldi lan.
Bulsanıza bana onu.
Hoşlandığınız kişinin eski sevgilisini ona unutturmak için neler yapılabilir?
Daha ayrıntılı durum:
Mesela evinde kalmamı istiyor ama şimdi olmaz maalesef diyor. Çünkü eski sevgilisi içip evine dadanıyormuş, beni de o şekilde rahatsız etmek istemiyor. Onu sevmediğini söylüyor ama bir türlü ilişkiyi de koparamıyor. Tabii eski sevgilisinin saçmalıkları yüzünden daha çok...
Daha ayrıntılı durum:
Mesela evinde kalmamı istiyor ama şimdi olmaz maalesef diyor. Çünkü eski sevgilisi içip evine dadanıyormuş, beni de o şekilde rahatsız etmek istemiyor. Onu sevmediğini söylüyor ama bir türlü ilişkiyi de koparamıyor. Tabii eski sevgilisinin saçmalıkları yüzünden daha çok...
uzun uzun yaziyorum ciddi ciddi de akil verin yoksa ben benimkini yedim coktan.
bi adam var , ayni sehirlerde degiliz netten tanistik ama tanisali uzun zaman oldu. baslarda gayet iyiydik arkadas olduk anlastik ettik. benim hatta o siralar bi sevgilim vardi, o da bi kiza asikti birbirimize anlatir dertlesirdik filan hep. aradan aylar aylar gecti. bi gun bana ' ayni sehirde olup surekli zaman gecirsek senden hoslanirdim ' dedi ve dananin kuyrugu burdan sonra koptu. onu dedigi gunden beri 3 ay gecti.
o gunden beri surekli bi sevgili tadindaydik. bi ara bi hafta kadar konusmadik. olmuyo ya biz arkadas olalim tekrar dedik ama onu da olamadik gene sevgili tadinda devam ettik.
bu adam ki bana uzun sureden sonra cidden bisiyler hissettiren biridir, onu ekliyim. ha tam olarak sevgi mi bilmiyorum ama hissediyorum bisiyler.
neyse. gayet guzel her sey filan. derken aramiz bozuldu birden bire. yaziyorum cevap vermiyo filan. bi kac gun cidden pesinden kostum hatta böyle. soguguz birbirimize karsi ama. her neyse baktim olmuyo, konustum. acik ve net dedim ki ' ya duzel ya da bitsin bu isi bi sonuca baglayalim böyle olmuyo. ' o da dedi ki 'sonuca baglanicak bisiy yok zamanla duzelir.' ben de dedim ki 'zamanla bi bok duzelmez ikimiz de biliyoruz.'
kem kum etmeye devam ediyo. bitsin de demedi duzelicem de. sonra sinirlenmis ve nedense gururu kirilmis biri olarak, 'benden bu kadar, artik sana kalmis' dedim.
sonra bi uzulmeler bi moral bozukluklari. telefonumu kapadim bi kac gun kafa dinlemek icin, kimseyle ugrasacak halim yoktu. onu bile farketmemis ama, muhtemelen mesaj bile atmamistir.
o bu kadar umursamazken ben hala deli gibi surekli olarak onu dusunuyorum. ve bana gercekten deger veriyo onu biliyorum, sevdiginden eminim diyemem tabi ama en azindan sevdigini söylüyodu. böyle yapmasi onun icin bu kadar kirdi sanirim beni.
simdi napiyim. bisiyler söylemesini mi bekliyim, yoksa acik acik sensiz cok tatsiz mi diyim. cunku ben bildigin onsuz duramiyorum gibi bi durum var.
COK CARESİZİM A DOSTLAR. BANA Bİ YARDIM EDİN.
bi adam var , ayni sehirlerde degiliz netten tanistik ama tanisali uzun zaman oldu. baslarda gayet iyiydik arkadas olduk anlastik ettik. benim hatta o siralar bi sevgilim vardi, o da bi kiza asikti birbirimize anlatir dertlesirdik filan hep. aradan aylar aylar gecti. bi gun bana ' ayni sehirde olup surekli zaman gecirsek senden hoslanirdim ' dedi ve dananin kuyrugu burdan sonra koptu. onu dedigi gunden beri 3 ay gecti.
o gunden beri surekli bi sevgili tadindaydik. bi ara bi hafta kadar konusmadik. olmuyo ya biz arkadas olalim tekrar dedik ama onu da olamadik gene sevgili tadinda devam ettik.
bu adam ki bana uzun sureden sonra cidden bisiyler hissettiren biridir, onu ekliyim. ha tam olarak sevgi mi bilmiyorum ama hissediyorum bisiyler.
neyse. gayet guzel her sey filan. derken aramiz bozuldu birden bire. yaziyorum cevap vermiyo filan. bi kac gun cidden pesinden kostum hatta böyle. soguguz birbirimize karsi ama. her neyse baktim olmuyo, konustum. acik ve net dedim ki ' ya duzel ya da bitsin bu isi bi sonuca baglayalim böyle olmuyo. ' o da dedi ki 'sonuca baglanicak bisiy yok zamanla duzelir.' ben de dedim ki 'zamanla bi bok duzelmez ikimiz de biliyoruz.'
kem kum etmeye devam ediyo. bitsin de demedi duzelicem de. sonra sinirlenmis ve nedense gururu kirilmis biri olarak, 'benden bu kadar, artik sana kalmis' dedim.
sonra bi uzulmeler bi moral bozukluklari. telefonumu kapadim bi kac gun kafa dinlemek icin, kimseyle ugrasacak halim yoktu. onu bile farketmemis ama, muhtemelen mesaj bile atmamistir.
o bu kadar umursamazken ben hala deli gibi surekli olarak onu dusunuyorum. ve bana gercekten deger veriyo onu biliyorum, sevdiginden eminim diyemem tabi ama en azindan sevdigini söylüyodu. böyle yapmasi onun icin bu kadar kirdi sanirim beni.
simdi napiyim. bisiyler söylemesini mi bekliyim, yoksa acik acik sensiz cok tatsiz mi diyim. cunku ben bildigin onsuz duramiyorum gibi bi durum var.
COK CARESİZİM A DOSTLAR. BANA Bİ YARDIM EDİN.
aradan aylar geçmesine rağmen aklınız hala onda mı? hala her gün onu düşünüyor musunuz? açılamadığınız için pişman mısınız?
sizi de sıkmamak için kısaca anlatacağım. yaklaşık 2 yıl boyunca herkesi kıskandıracak seviyede mükemmel bir ilişkimiz oldu. 4 gün önce "sıkıldım, her şeyi tükettik" diyerek benden ayrıldı. Yani terk edildim. Ayrıldıktan 2 gün boyunca aradım yapma etme falan ısrar ettim, ağladım sızladım. ama o çoktan aklında bitirmişti. tam unutmaya, toparlamaya çalıştım kendimi o aradı...
"nasılsın? iyi misin? alışkanlık olmuş konuşmayınca tuhaf hissettim kendimi, beni kötü hatırlama, arayıp sormamazlık etmeyim diye aradım
(her ay 2 bin dakika telde konuşuyorduk, telde konuşmadığımız vakit yan yanaydık zaten)nasıl olduğunu merak ettim sadece yanlış anlama(bu kısmı 3 kez tekrarladı) ben de, "iyiyim toparladım kendimi" falan dedim.
Şimdi kafamı karıştıran mesele, umutlanmalı mıyım?
Not: erkeğim.
"nasılsın? iyi misin? alışkanlık olmuş konuşmayınca tuhaf hissettim kendimi, beni kötü hatırlama, arayıp sormamazlık etmeyim diye aradım
(her ay 2 bin dakika telde konuşuyorduk, telde konuşmadığımız vakit yan yanaydık zaten)nasıl olduğunu merak ettim sadece yanlış anlama(bu kısmı 3 kez tekrarladı) ben de, "iyiyim toparladım kendimi" falan dedim.
Şimdi kafamı karıştıran mesele, umutlanmalı mıyım?
Not: erkeğim.
bu kadar çaba neden kalbimizin kırılacağını bile bile. bir ümit diye mi acaba? yada onunla olan zamanların özlemi mi?
şu yanım çok acıyo geçer mi o?
şu yanım çok acıyo geçer mi o?