Mesela anneme hiç vurmamasıyla övündüğüm babamın hem annemi hem de iki ablamı zamanında çok dövdüğünü öğrendim. büyük ablam kaçarak evlenmişti ben küçüktüm. meğer babamın baskısından kaçmış. küçük ablam 18 yaşında evlendi. o da aynı şekilde kurtulmak için evlenmiş. ve onu kız çocuğu okumaz diyerek okutmamış. ki bu adam bazen her lafı okumama bağladığı için arada küfür ettiğim bi adam. bana attığı sağlam bir dayaktan sonra hiç istemediğim, hatta dayağı hakettiğimi düşünüp anneme gülerek anlattığım halde bana cep telefonu almış bi adam. küçükken de ufaktan ufaktan duyardım da sallamzdım. galiba erkek olduğum için esaslı bir evlat ayrımının ayırılanı olmuşum.
kafam epey karışık ne düşünsem bilemiyorum.

Değiştiremeyeceğimiz gerçekler hakkında kafa yormak bizi üzmekten başka bir işe yaramaz. Onun kendi doğrularını yaşadığına kendinizi inandırırsanız bence daha hayırlı olacaktır.


ne güzel işte ölmüş artık kimseye kötülük yapamaz.


ölmüş hocut yapcak bişey yok yaşamana bak.


Artık bir şeyi değiştiremezsiniz. Babanızı sevmek zorunda değilsiniz ancak, onun yetişme şartları, yetiştiği dönem vb. etkenleri göz önünde bulundurarak yaptıklarını kendince doğru bulduğunu düşünmeye çalışın. Bunu onu aklayın diye söylemiyorum, bazen insan kendi ya da başkası hakkında "lan ne aptalmışım da böyle yapmışım" diye düşünüyor ya onun gibi.
Onu da öyle bir adam olarak hatırlayın, bu dünya üzerinde kimse kimseyi sevmek zorunda değil, ancak babanız şu an hayatta olmadığı için bu durumu konuşmak/değiştirmek de imkan dahilinde değil. Ayrıca sürekli eskiyi konuşarak da bir yere varılamıyor.


yapacak bir şey yok. sen böyle şeyler yapma.


en azından ne yapmaman gerektiğini örnekleriyle biliyorsun. bundan ders çıkarmasını bil..


ben dindar bir ailede, nefis varlıklar olduğumuza inanarak büyüdüm. babamın yaptıklarını, o şeyleri başkalarından dinleyip "ta mna koyim.. ya sen de kusura bakma kendimi tutamıyorum, lütfen üstüne alınma" gibi lafları hazmetmeyi öğrenirken baya zorlandım.
ama geçiyor sonra. "vay ipne" deyip kendi hayatına bakıyorsun. senin babandır, ölmüş zaten, ne dersin bilmiyorum ama ben kendi babam öldüğünde de "vay ipne" deyip geçeceğim. yurt içinde olursam 6-7 ayda bir, yurtdışında olursam 4-5 yılda bir mezarına üzerinde "vay ipne" yazan çiçekler ve 3-4 banko maç bırakırım.
eskiden iddaa hesabını bana verirdi. evden çıkmadan "mail at bakalım, 5-6 maç yorumla oynayalım" derdi. vay ipne.


aklıma american history x geldi. izlemediysen bir izle istersen.


ölmüş artık, ölmeden önce ne yaptığıyla kafanı yorma. inşallah maddi olarak bir şeyler bırakmıştır da teselli olur.


1- Klasik, kız çocuklarını "ele gidecek gereksiz evlat", oğlunu ise veliahtı olarak gören erkek tipiymiş. Bu da ona böyle öğretilmiştir. Normalini böyle sanıyordur.
2- Yaptığı yanlış.
3- yaşasaydı belki o da pişman olacaktı... Bazı hatalar zamanla anlaşılıyor, onun zamanı olmamış, ya da sizle kurduğu ilişkiye bakılırsa hafif hafif anlamaya başlamış.
