(18) 

Ömür geçip gidiyor bir bok yapamadım ve saygı görmek istiyorum hissi

işimdeyim gücümdeyim #1454946 
İçimi dökmeye geldim. Uzun olacak kusura bakmayın.

Yaş 32.

Maddi anlamda zor bir çocukluk geçirdim. Bu zorluk beni sevmediğim bir mesleği yapmaya (bir tür memur) yönlendirdi. 22 yaşımdayken babam öldü. Aynı yıl çalışmaya başladım. Bir süre babamdan kalan borçları ödedim. Mesleğimin 3. yılındayken evlendim. Beşinci yılda çocuğum oldu. Aynı yıl ilk arabamı aldım. Yedinci yıl evimi aldım ve kredisini ödemeye devam ediyorum. 10. yılda iki seneliğine yurt dışında (bir arap ülkesi) bir göreve geldim ve şu an Türkiye'dekine göre çok daha güzel bir maaş alıyorum. Yani maddi/ailevi açıdan hiçbir sorunum yok, çok şükür.

Çocukluğumdan beri bilgisayar mühendisi olmak istemiştim. Bahsettiğim sebeplerden dolayı olmadı. 11 yaşımdan beri bilgisayar ve internet dünyası ile iç içeyim. Web siteleri oluşturuyorum, kod yazıyorum, bu işten çok olmasa da para da kazanıyorum.

Bu bahsettiğim işleri yaparken kendimi çok iyi hissediyorum, kendilerine iş yaptığım kişilerle görüşmeler yaparken kendimi değerli hissediyorum. Saygı görüyorum. Fakat asıl işimde bu değeri ve saygıyı göremiyorum. Demek istediğim bana saygısız davradıkları değil. Saygıyı hak edecek değerde bir iş üreten pozisyonda değilim. İş arkadaşlarımın %90'ı boş adam.

Olmam gereken yerde kesinlikle değilim hissini iliklerime kadar yaşıyorum. Mesela bir adam görüyorum, mobil uygulama yazmış, aylık gelirim xx.xxx lira diyor. Diyorum ki bu adam bilgisayarla/programlamayla en fazla birkaç yıl önce tanışmıştır, adam benim hayalimi yaşıyor. Ben ise memur kafasıyla, çocukluktan beri içinde olduğum sektörde silik bir tüketiciden başka bir şey değilim.

Dediğim gibi, yaş 32. Ne kadar ömrümüz var bilemeyiz fakat "adam yerine konulmak", "saygı görecek işler başarmak" ve maddi açıdan kimseye eyvallah etmeyecek noktaya gelebilmek konusunda çıtayı bir türlü yükseltemedim.

Konuşmayı dün öğrenmiş, ondan anlamam, bundan anlamam diyen kekoya amirim çekiyorum. Ayıya dayı demekten anam ağladı arkadaşlar.

Ömür de kısa. Böyle geçer mi?
Vallahi bir bilgisayarcı dükkanı açıp format atsam işe suratımda kocaman bir gülümsemeyle gidip gelicem gibi geliyor. Bir yazılım firmasında çalışsam teknik açıdan çok iyi pozisyona gelebileceğimden eminim ama orada da artistlik yapacak bir sürü insanla karşılaşıp gelen gideni aratır moduna girmekten korkuyorum.

Evet, param var, helalinden kazanıyorum, kimseye muhtaç değilim ama saygı görebilmek... Bu yaşıma kadar hiç hissetmediğim duygular bunlar. Yolda görsem selam vermeyeceğim adama gerçekten de selam vermemek istiyorum.

Sizde de var mı böyle bir durum?

edit: tolkien hayranı ve ona katılanların cevaplarına karşı bir açıklama yapma gereği hisettim. arkadaşlar benim saygı görme isteğimden kasıt diğer insanların bana saygı göstermesini istemem değil aslında. ortaya koyduğum iş itibariyle, kişiliğimden bağımsız olarak, yaptığım işe saygı gösterilmesini istiyorum. senin bu yaptığın işi herkes yapabilir gibi değil de x bu işten çok iyi anlar şeklinde tanımlanmak istiyorum. son olarak şunu söyleyebilirim ki bugüne kadar 50 farklı meslektaşımdan duyduğum cümle şu "senin yerinde olsam, x,y,z işlerinden anlasam bu işi yapmazdım" yani ortada net bir şekilde oraya ait olmama durumu var. ego ile ilgisi yok. bir arkadaş "bilgisayar dükkanında format atma" cümlemden ne demek istediğimi gayet iyi anlamış ama siz de haklısınız ben kendimi tam olarak ifade edemedim.
(7) 

İlginç bir fanteziniz var mı?

Unde bach canim #1454736 
Cinsel içerikli değil ama.

Mesela benimki şöyle:
Eski bir kız arkadaşım vardı. Herşeyin aynı devam ettiği ama hayatında benimle ilgili olan anılarının tamamen silindiği (ailesinin de) bir durumda, aslında sadece yaşanmış olan bu anıları, günlerce uğraşarak, ona geçmişte benim sevgilim olduğunu kanıtlayıp tekrar onu kendime aşık etmek.
Çokça filme konu olmuş bir kesit aslında ama bence güzel bi fantezi olurdu. bu çabayla bana o gün de aşık oluyor mu, bunu görmek isterdim.
(11) 

Nasilsiniz? Bir gununuz nasil geciyor?

mor oje #1454672 
Ben surekli bir seylere yetismeye calisiyorum ama yetisemiyormus gibi hissediyorum. O yuzden sagligim iyi olsa da biraz yorgun ve yilginim.

Sizden naber?
(3) 

Küçükken insanlı şeylerden (oyuncak, çizgi film) tiksinen bir tek ben miyim

isabella was a ginger #1454406 
Küçükken insanlı şeylerden nefret ederdim. Birisi bana bebek hediye edecek olsa mesela saçlarını kesip yüzlerini karalıyordum. Bir tek peluş hayvan oyuncaklarını, legoları filan severdim. Çizgi film kanalları vardı mesela, nickelodeon, fox kids, jetix filan, orda da en çok hayvanların karakter olduğu çizgi filmleri severdim. En çok tiksindiğim ise gerçek insanların oynadığı, çizgi film olmayan çocuk dizileriydi. Hannah montana filan... o tarz şeyler. spy dogs, catdog, aaahh!! real monsters, spongebob gibi çizgi filmleri çok severdim.

Bratz, barbie, powerpuff girls sevdiğim bir dönem (8-10 yaş) olmuştu bu tür istisnalar dışında insanlı şeylerden hep nefret ettim. Benim gibi olan yok mu acaba?
(3) 

Rüya yorumlama

gelmeistemem #1454157 
Rüyamda kuzenimin telefonumu düşürmüşüm, o da sen ödüyeceksin demiş. Bir tomar para sayıp kuzenime vermek üzere bir kenara koymuşum, sonra rüyamda arayıp bulamıyordum. Ne anlama gelir totomun açık kalmasından başka?
(13) 

Zayıf erkek mi şişman erkek mi?(kadınlara soru)

Unde bach canim #1454048 
Birini diğerine tercih edecek olsanız hangisi sizin için daha seçilebilir olurdu?
Diğer fiziksel özellikler (boy, ten ve göz rengi, yüz tipi gibi) eşit kabul ettiğimiz bir durumda yalnız görsellere göre zayıf ve şişman tanımını düşünün lütfen.

Zayıf erkek: encrypted-tbn0.gstatic.com

Şişman erkek: encrypted-tbn0.gstatic.com
(5) 

Hiç çöpçatanlık yapan oldu mu aranızda?

Şark Bülbülü #1454034 
Bir kız var.. Bir arkadaşımdan çok hoşlanıyor ama arkadaşım ona bakmaz biliyorum. Tabi böyle de söylenmez kıza. Çok ısrar ediyor. Çöpçatanlık yapan arkadaşlarım hiç tavsiye etmiyorlar. İlerde hakikaten ikisi arasında oluşacak bir sorundan seni suçlu tutuyorlar falan diye.. Bide size sorayim dedim. Hiçç kalkışmalı mi bu ise ??
(4) 

Kendime nasıl bir meşguliyet bulmalıyım.

Şark Bülbülü #1454008 
Çok dırdırcı bir annem var. Beni hiç boş bırakmaz. Hep iş koşar. Pandemi dolayısıyla çalışamıyorum. Bu benim suçum değil ama beni darlıyo yinede.şimdi de online kurslar bulmuş,evde oturuyorsun bari ise yara diye.
( Bu kursların hiçbiri ilgimi çekmiyor. Bomboş şeyler olduğunu da anlatamıyorum. Yok zaman yönetimi yok bilmem ne. Bunun kursuna mi gidilir ? )
Zaten gelecek yıl bunu çekecek değilim. Başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmek için yollar arayacağım. (Bu konuda da bir iki tavsiye verirseniz olur hani.) ama şu anda anı kurtaracak çözümler lazım. Kendime öyle bir meşgale bulmalıyım ki, oturduğum yerden buna fazla söz hakkı kalmasın. Serbestleşme döneminde kurslar aklıma geldi. Bi enstrüman kursu falan bulup gitsem yüzümü görmez,bana sarmazdı... Ama tam o anda da koronaya yakalandık. Acaba on-line müzik kursu falan var midir ki ne? Hem kendime birşeyler katarım hem de şunun dilinden kurtulurum..
(17) 

Ruh eşi?

FreSh #1453936 
Ruh eşi diye bir şeye pek inanmıyorum ama daha iyi anlaşılsın diye öyle diyeceğim. Biriyle tanıştım yaklaşık 3 ay önce. Çok iyi anlaşıyorduk, eğleniyorduk. Her şey güzeldi. Ama saçma bir sebepten bana soğuk davranmaya başladı. Ben dedim böyle olmaz istemiyorsan direkt söyle iletişimi keselim. Nitekim kestik :D
Soracağım şey şu, insan bu kadar iyi anlaştığı, fikirlerinin bu kadar uyustugu ve baya hoşlandığı birine nasıl yol verebilir? Ben böyle birini kaybetmek istemezdim. Benden gerçekten hoslaniyordu, aslında hoşlanmıyor muymuş, insanlar böyle dengesiz mi?
(12) 

Sevildiğinizi ne zaman anladınız?

plutongezegendegilmi #1453933 
The 5 Love Languages diye bi kitap okudum, oradan aklıma geldi. Eleman insanların sevgilerini (romantik ilişkilerde) nasıl gösterdiğini (ve sevildiklerini nasıl anladıklarını) kategorize etmiş falan, ilginç bi kitap, konuya ilgi duyuyorsanız tavsiye ediyorum.

Soruma gelince, "şunu yaparsa sevdiğini anlamış olurum" gibi genel örneklerden çok spesifik anılar bekliyorum, ama ayrıntı vermek istemezseniz genelleme de olur. İşte "süper bir şirketten iş teklifi aldı ama benimle aynı şehirde kalmak için gitmedi", "o akşam gözlerindeki ışıltı beni çok etkiledi" vs. gibi.

Yaşadığınız hangi olay size sevildiğinizi hissettirdi?
(9) 

Gökkuşağı desenli çorap, takı/rozet vs kullananlar

isabella was a ginger #1453861 
Bunları kullananları gördüğünüzde direkt bu kişi lgbt herhalde mi diyorsunuz, ne geçiyor aklınızdan? Sizce ne amaçla kullanılıyor olabilir, kimlik ifadesi mi, protesto mu, yoksa hiçbir şey mi?
(10) 

Türk erkeği zevki vs holivud erkeği zevki

kirazz #1453728 
Selam arkadaşlar, çok önemli (!)bir mevzu hakkında fikir almaya geldim:)

Avrupanın ABD'nin ünlü erkeklerine bakıyorum, top list alt list fark etmiyor. Bomba, taş, afet diyeceğimiz güzellikte kadınlarla veya 20-30 yaş küçüklerle olanlar da var elbet ama önemli bölümü de dönüp bakmayacağımız kadınlarla birlikte. For example list yapmaya gerek var mı bilmiyorum, Hugh Jackman, Will Smith, Matt Damon, James Mcavoy, Chris Hemsworth, Tom Hanks ve daha tonlarcası. Hepsinin eşleri vasat hatunlar. Veya Samuel L.Jackson yüzyıllardır aynı kadınla evli. Prens Charles Camilla'da ne buldu, John Lennon Yoko'da? Bunlar böyle rastgele aklıma gelenler.

Diğer yandan bizim ünlülere bakıyorum, bu adam bu kızda ne bulmuş denen bir Barış Arduç geliyor aklıma. Onun dışında Youtube ünlüsü olan bile en güzel, en estetikli kızın peşine düşüyor. Futbolcular, şarkıcılar, oyuncular hepsi.. Normalde yüzlerine bakmayacak kadınlarla takılıyorlar hep.

Bana istisnalarla gelmeyin, genel görünüm bu epeydir gözlemliyorum bu durumu. İlişkiler konusunda çok farklı yaklaşımlarımız olduğu gerçek. Bizim bir türlü ayrılamamamız, reddeden insana düşman olmamız ama onların ayrılık sonrası arkadaş kalabilmesi gibi.. Bu da bir fact.

Beyin fırtınası yapalım hadi, niye böyle sizce? Aradaki fark ne?
(4) 

mantık ve kalp ile ilgili en dogru buldugunuz sozler hangısıdır?

kums #1453699 
Sızce dogru olan hangısının yolundan gıtmektır? Ben kalple hareket edilmesi gerektigini dusunenlerdenim.
(3) 

Bazı ölümlere daha çok üzülmek

kostüm çok güzel prenses misiniz #1453606 
Bazı ölümler beni daha çok etkiliyor. Özellikle de kendi değer yargılarıma göre "hayatını yaşayamamış" insanlara daha çok üzüldüğümü fark ettim. Örneğin yoksul, hastalıkla cebelleşmiş, toplumun dışladığı ya da tercih etmedikleri bir yalnızlığı yaşayan kişilere.

Genelde daha güzel ve başarılı insanlara daha çok üzülme eğilimi var sanki, en azından ben böyle gözlemledim. Bu kişiler nispeten daha iyi bir hayat (bana göre) geçirdikleri için onlara üstte bahsettiğim kişilere göre daha az üzülüyorum. En azından hayatı yaşamışlar diyorum. Aslında yakınlarımıza, çocuk ölümlerine de daha çok üzülüyoruz, yaşlıları daha kolay kabulleniyoruz. Bu da böyle bir şey diyorum kendime bazen, bazen de kötü hissediyorum. Ne bileyim bir huzursuzluk oluşuyor içimde. Sanki ölümler arasında ayrım yapıyormuşum gibi. Bilinçaltımda ezilmişin yanında olmak tarzı bir duygu mu var bilmiyorum.

Dün bir tanıdığımızı kaybettik de üzerine düşündüm biraz. Paylaşmak istedim. Düşüncelerinizi paylaşırsanız da seve seve okurum..
(10) 

bu ne şimdi?

spaghetti #1453521 
bir çiftimiz var, 5+ yıldır evli. erkek evliliğin ilk yıllarında libidosu düşük bir insan olduğunu, ilişkiye girmeyi sevmediğini söylüyor. kadın kabullenip devam ediyorken tesadüfen erkeğin hiç de libidosu düşük biri olmadığını, tercihinin kendini tatmin olduğunu öğreniyor ve başka kadınları arzuladığını keşfediyor, çok ağır geliyor. iki yıl gel gitten sonra (fiziksel olarak aldatıldığını bilse bir saniye bile düşünmez) artık kaldıramıyor ve boşanmaya karar veriyor. boşanma kararından sonra son bir kez denemeye karar veriyorlar ve erkek bu aşamada birden değişip aşırı talepkar, istekli bir karaktere bürünüyor.
5 yılda libidosu 1/10 olan erkek birden 9/10 nasıl olabilir?
kadın bunun rol olduğunu düşünüyor ve anlam veremiyor.
not: boşanma gerçekleşse temiz bir ayrılık olacak, kadının bir talebi yok.
(11) 

Ben Aramasam Hiç Bir Arkadaşım Aramıyor

qazwsx #1453464 
3 ay boyunca kimseyi aramasam bi Allah'ın kulu da merak edip aramaz. İnsanlar mı çok hayırsız bende mi problem var anlamadım. Hayır yani öyle kötü bi tip değilim. Saçma sapan konuşarak kafa şişirmem, aykırı davranmam, gayet efendi her ortama girebilecek biriyim. Hatta örnek vereyim; yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen bir arkadaşım vardı. Hep ben arar sorardım birlikte takılırdık, dedim bi kere de o arasın ben aramayacağım, deyiş o deyiş adam 1 senedir ne aradı ne hal hatır sordu Yolda görürsem selam veriyorum o kadar.
(8) 

Hiçbir sorumluluğunuz, kimseniz olmasa nereye gitmek isterdiniz?

isabella was a ginger #1453381 
Diyelim ki belli bir miktar paranız da var. Dünyada herhangi bir yere gidebileceksiniz. Ama bir süre sonra çalışmanız da gerekecek. Basit bir yaşam istiyorsunuz. Birtakım gönüllülük işleri de olabilir. Hayvanlarla, doğayla ya da fakir çocuklarla ilgili. Nereye gidip, ne işle uğraşmak isterdiniz?
(4) 

İçekapanık erkek

kiriko #1453248 
Bu tarz erkeklere aşık olan kızlar var mıVarsa sizce neden aşık oluyordur
(16) 

yüzyılın kapışması

Jux #1453188 
hangisi alır?

süt dilimi mi, pingui mi?
(3) 

evden gelin alma olayı

kondansator #1453160 
iyi akşamlar sevgili duyurucular. yarın nikahım var, bu evden gelin çıkarma muhabbeti nasıl oluyor? yani ma aile herkes evde mi oluyor, damat aşağıda mi bekliyor? saçma gelebilir ama bilemedim yani süreç nasıl işleyecek, ben aşağıda mı bekleyeceğim? davul zurna muhabbeti de var ayrıca
(4) 

Küs olduğunuz,size ayıp eden biri evinize gelse "hoş geldin" der misiniz?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi #1453141 
Merhaba arkadaşlar,

Diyelim ki sadece sizin yaşamadığınız evinize küs olduğunuz biri geliyor. Evin reisi siz olmadığınız için bir şey diyemiyorsunuz. Emr-i vaki gibi geliyorlar işte. Aranızda yaşanan olayı çıkaran o, hatalı da o ve buna rağmen zeytinyağı gibi üste çıkıp sizi suçluyor.Esas sizin olay çıkarmanız gerekirken o çıkarıyor, o kadar yüzsüz yani. Her neyse bir iki gün sizde kalacak diğer gelenlerle birlikte. Bu durumda siz nasıl davranırsınız? Yalancıktan "hoş geldin" mi dersiniz yoksa hiçbir şey demeyip görmezden mi gelirsiniz? Nasıl davranırsınız bu birkaç günlük süre içinde? "Hoş geldin" dememeyi falan nasıl karşılarsınız?
(12) 

keanu reeves

duyurukullanıcısı #1453135 
bu eleman hiç birşey yapmayarak nasıl bu kadar karizmatik olabiliyor?
(17) 

kaprisli iş arkadaşları

kakamelsokoban #1453089 
selam arkadaşlar.
aslında soru değil de dertleşmek gibi yazmak istedim buraya, çok daraldım çünkü.

bi devlet kurumunda çalışıyorum, kadınların yoğun ağırlıklı olduğu ancak bu kadınların yaklaşık %80inin 30 yaş üstü ve bekar olduğu bir kurum. evli olanlarımız %20lik kısım kadar ve bunun da aşağı yukarı %5i çocuklu kısmını oluşturuyoruz.

malum kamuda esnek çalışmaya geçildi, tüm personel işe bir hafta gidiyor bir hafta gitmiyor. yalnızca işe gittikleri hafta çalışıyorlar, diğer hafta idari izinli sayılıyorlar. 10 yaş altı çocuğu olanlar için de evden çalışma getirildi. kimi kurumlar direkt idari izin vermişler ama bizde iş yoğunluğu olduğu için gelip gitmekle uğraşmayın siz hep evden çalışın dediler, yani diğerleri gibi bir hafta çalışıp bir hafta izinli değiliz, hep iş başında olacağız ama memnun olduk toparlanıp eve geldik bugün de ilk haftamız bitiyor.

şimdi bu %80lik kısım için şöyle bir bilgi vericem. bu kadınlar evlenmek isteyip evlenememiş değiller. evlenip de koca kahrı mı çekicem diyip evlenmeyi hiç düşünmemiş olan, çok güzel, çok bakımlı ve hayatı doya doya yaşayan kadınlar. pandemi patlayana kadar en az 2 ayda bir farklı ülkelere giden, geniş arkadaş çevreleri olan, ekonomik bağımsızlıkları olan, kendi ayakları üzerinde duran, akıllı, kültürlü, birikimli kadınlar. bir kısmı çocukları çok seviyor ama sırf çocuk sahibi olmak için biriyle evlenip kaynana, görümce, elti saçmalıklarına bulaşmak istememişler. bunlar onların açıklamaları, benim yorumum değil bu arada. dışarıdan bakınca "yaşıyorsunuz bu hayatı" denilecek, zaman zaman kendi seçimlerimi bile sorgulatacak kadar hayatın keyfini çıkararak yaşayan bir tayfa. içlerini bilemem tabii ki.

aynı arkadaşlar çocuklularla ilgili herhangi bir pozitif ayrımcılık yapıldığında ise çıldırıyorlar. hem kendi seçimleri sonucu bunu tercih etmişler, ama en basiti 10 yaş altı kadınların evden çalışma hakkına o kadar kızmışlar ki bakanlığa kadar arayıp iptal ettirmekle uğraşıyorlar. en sonunda onların gazını almak için de çocuklular da haftada 2 gün işe gelsin o zaman diye karar çıkmış. pazartesi ve salı günleri işe gideceğim ama haftada 2 gün kızımı kime bırakıp gideceğim kara kara düşünüyorum şu an. eşim de sağlıkçı olduğu için izinleri kapalı, ne yazık ki onunla dönüşümlü çalışma şansım yok, eve bile zor geliyor yoğunluktan. evet evde çocuklu çalışmak işyerinde çalışmak kadar verimli olmuyor kabul ediyorum, en az %20 kapasite kaybım var ama bunu da akşamları kızımı uyuttuktan sonra çalışmaya devam ederek kapatmaya çalışıyorum mesela. benim çocuğum var çalışamıyorum deyip kenara çekilmiyorum. kimsenin ağzına laf vermiş olmayayım diye ekstra dikkat ediyorum. asla çocuğumu kullanıp kafa izni vs gibi ayrımcılık istemedim, istemem de. ama bunu yapmayacağımı bile bile benim dışımda verilmiş bir kararda bile bana düşman oluyorlar. kararı veren ben değilim, uygulamaya koyan ben değilim. ben sadece bana verilmiş bir hakkı kullanıyorum. şikayeti olanlar gidip üstlerle konuşmak yerine bize surat yapıp laf sokarak huzursuz ediyorlar, düşmanca davranıyorlar. bu sürekli kalacak bir uygulama değil en nihayetinde. bir süre sonra yine yüzyüze çalışacağız ama yarınlar yokmuşcasına kin gütmeye başladılar iyiden iyiye. benim kızdığım ve eleştirdiğim nokta bu. şikayet merci ben değilim neticede.

kızımı bırakacak birini bulmak biraz da şu açıdan zor, hem evde kedimiz var kedi olduğu için ne temizliğe ne çocuk bakımına gelecek birini bulmak kolay olmuyordu zaten. bir de eşim sağlıkçı olduğu için pandemide yüksek risk grubunda bir çalışan olduğu için bulduğumuz bakıcılar da riske girip bizimle çalışmak istemiyor. ben de kızımı başkasının evine götürüp bırakmak istemiyorum dünya kadar kötü şey görüyoruz duyuyoruz açıkçası güvenemiyorum.

geçen hafta cuma günü işlerimi toparlamaya çalışırken bile bir afra tafralar, laf sokmaya çalışmalar, yok eve gidenler kendilerini izinli sanmasın, evden de çalışılacak sonuçta bu bir idari izin değil vs kendi aralarında konuşur gibi bize duyurmaya çalışmalar. hayırdır bir problem mi var desem, ay yok canıım sadece konuşuyoruz vs diyecekler mesela sanki ben yok yere problem çıkarıyormuş gibi olacağım. lanetler olsun zaten son gün diye sustum, duymamaya çalıştım, bütün dertleri üzerimize oynayıp birimizle kavga çıkartıp içlerini dökmekti ama ne ben ne de diğer anneler sesimizi çıkartmadık nasılsa uzun süre görüşmeyeceğiz diye.

şimdi de pazartesi salı 2 gün kızımı kime nasıl bırakıp gideceğimi düşünmek zorundayım sırf onların çekememezliği yüzünden.

daha önce de buna benzer bir şey oldu mesela, aldım karşıma konuştum en çok sesi çıkan bir tanesini. dedim ki neden böyle yapıyorsun bu senin tercihinse sen kendi seçiminin ben kendi seçimimin sonuçlarına katlanacağız. ben 3 senedir işe uykusuz geliyorum, kakasıydı, kusmuğuydu, hastalığıydı, dişiydi bilmem ne derken bütün hayatımın ekseni kaydı ama ben istedim ben doğurdum bunları göze alarak yaptım bu çocuğu. bir yandan eşimin ailesi de sorunlu insanlardan oluşuyor, bir sürü ailevi sorunla da boğuşuyorum. sen bunların hiçbiriyle uğraşmak istemediğin için kendini bunlardan uzak tuttun. ben bu sorunlarla boğuşurken sen norveçte kuzey ışıklarını izliyordun örneğin. ya da dünyanın herhangi bir yerinde arkadaşlarında geziyor, eğleniyordun. herkesin hayatının kendine göre artısı eksisi var, neden böyle kendi işine yaramayan bir şey olduğunda düşman kesiliyorsun diye sordum.

verdiği cevap şu oldu.

"senin seni seven bir kocan, mutlu bir evin, güzel sağlıklı bir çocuğun var. benimse ne sevenim, ne de sevdiğim var. sen üzülsen bile evine gider ailenle teselli bulursun benim bunları yapma şansım yok. o yüzden sen üzülsen bile tolere edebilirsin ama ben edemem. o yüzden işime gelmeyince sesimi çıkarıp durumun düzeltilmesini istemek benim hakkım."

belki de yanlış düşünüyorum ama bu düşünce tarzı bana bencillik gibi geldi. ben böyle bir şey düşünsem dahi karşımdakine bu kadar açık konuşacak kadar cesur olabileceğimi sanmıyorum açıkçası.

ben bunu saf bir bencillik olarak değerlendirdim. siz olsanız ne düşünürdünüz?

Cevap verenlere şimdiden teşekkürler, sevgiler.
(8) 

Beyler bi kız var...

sorumu sorup gidicem #1453084 
Merhaba,
Yoğun çalışan bi insanım. Eve neredeyse sadece uyumaya giriyorum. Büyük bir sitede oturuyorum ve kat komşularımı bile tanımıyorum. Geçenlerde asansörde bir kadın ve bir erkekle karşılaştık. İyi akşamlar faslından sonra kadın kişisi sürekli benim kat komşum olduğunu, bazen beni gördüğünü, bir ihtiyacı olursa gelip gelemeyeceğini? sordu. Yanındaki arkadaşın neyi olduğunu kestiremediğimden tabii diyip uzaklaştım. 2 gün önce çöp atmaya çıkarken kapıda karşılaştık tekrar. Naber maber faslından sonra tanış olduk. O erkek kişisinin kuzeni olduğunu, yeni taşındığından falan bahsetti. Kendisini beğendim ama gerçekten çok işim vardı. Bir gün gelirsin bir şeyler ikram ederim falan dedim aaa harika olur falan derken öyle söz kestik. telefonunu almak aklımdan bile geçmedi. Ayın 7-10 günü falan iş dolayısıyla yurtdışında oluyorum. Yine o dönemlerden biri ve denk gelme şansımız düşük. Oturduğu daireyi biliyorum. Salaktan bi bahaneyle bir şey isteyip telefonunu alıp bu süreçte 1-2 kendimi hatırlatsam mı; yoksa önce iş sonra diğer iş mantığıyla döndüğümde tesadüf mü kovalasam. Arayı pek soğutasım yok güzel bi çekim almıştık birbirimizden.
(9) 

Sevilmeyen Bir Şehirde Yaşamak Zorunda Kalmak

semsettin #1453071 
Merhaba arkadaşlar

Doğma büyüme İzmir'liyim. 25 yaşından sonra iş nedeniyle Ankara'ya taşındım. Sevemedim, alışamadım. Her seferinde İzmir'e gitmeyi gözler oldum. Olmadı, bir şekilde başaramadım, burada bir hayat kurdum, eşim burada çalışıyor, ben burada çalışıyorum ama hayatımdan keyif alamıyorum. Buraya İzmir övücülüğü yapmaya gelmedim. Herkese kendi memleketi güzeldir. Ancak doğup büyüdüğüm yere taban tabana zıt olan bu kentte resmen amaçsızca yaşıyorum, keyif almadan yaşıyorum. İstifa etmeye ve İzmir'e geri taşınıp sıfırdan bir hayat kurmaya, iş aramaya da cesaretim yok.

İnsanlara sorduğumda yaptığımın şımarıklık olduğunu söylüyor bir kısmı. Millet iş bulamıyor, sen şikayet ediyorsun diyen var. Haline şükret diyen var. Şükrediyorum orası ayrı konu. Ama keyif almadan yaşamak, sadece ölmemek için yaşamak yeterli midir? Hayatımdan keyif almıyorum. Doğduğum büyüdüğüm yerlerin sokaklarında amaçsızca yürümenin, oradaki eski arkadaşlarımla oturup saatlerce muhabbet etmenin hayalini kuruyorum. 30 yaşımı geçtim ama hala hayallerim ve düşüncelerim bu. Resmen amaçsızca yaşadığımı hissediyorum. Şehirde sevecek şeyler bulmakta zorlanıyorum. Deniz kıyısından ve nispeten rahat bir memleketten gelmenin sebebi mi bu? Kişilik yapımın etkisi mi bilmiyorum. Bana burada her şey renksiz, sıkıcı, soluk geliyor. Her seferinde memlekete gitmenin hayallerini kuruyorum.

Benzer durumları yaşayanlar var mı? Şımarıklık mı yapıyorum? Çok şey mi istiyorum?
(20) 

hic evlenmeden olen insan

slalom #1453021 
az evvel sözlükte basliga denk geldim de sizin var mi hic cevrenizde hic evlenmemiş mesela 50 yas ustu kimse? ne mesela genelde asil sebep?

baslik (git:eksisozluk.com)
(11) 

Boşanma planlayalım

theblizzard #1453013 
Şöyle kiiii.. boşanıyoruz.

Benden 2.000 tl talep etti çocuk için. Makul.
Ortalama gelirim 12.000₺

Bana kalacak 10.000.

Kaçını kiraya vermeliyim?
Arabam var. masrafım 0. Benzin, kasko vs ödemiyorum.

Sizce çocuğa yakın mı otursam yoksa şehir merkezine daha yakın bir yerde mi?
(8) 

Alıngan insanlar

sydney #1452884 
Alıngan insanlar bana biraz büyüyememiş ya da her şeyin kendi etraflarında dönmesini arzu eden insanlarmış gibi geliyor. Kötü niyetli değiller ama önceki cümlede dediğim gibiler. Sizce?
(1) 

feci bir yalnızlık hissi

tarantine quentino 54mg #1452862 
birkaç ay önce tüm sosyal medya hesaplarımı kapattım ve insanlarla etkileşimim günden güne azaldı. önceden de çok yoktu ama yine de instagram'dan birileriyle konuşuyordum arada sırada. şu an tamamıyla yapayalnız durumdayım, ne bir arayan var ne merak eden. kız arkadaşımla ayrıldıktan sonra çok kapattım kendimi açamıyorum bir türlü. nasıl arkadaş edinilir unuttum resmen. tinder benzeri uygulamalardan da nefret ettim. sosyal hayatım yok gibi bir şey. illa sitelere girip profil oluşturmam mı gerekiyor... napsak?
(11) 

siz de kızgın mısınız?

dedi ayca #1452737 
sizi hayatta tutan birilerine? annem babam hayatta, çok sevdiğim bir eşim ve onunla sahiplendiğimiz bir kedimiz var. bunlar olmasaydı yaşamak için hiçbir sebebim olmazdı. orta direk olarak kaldığım, bu ülkede sıkıştığım ve iğrenç insanlarla çalıştığım için bunu yaşamak olarak nitelendiremiyorum. euro olmuş 10, 3 kuruş maaş alıyoruz, istediğimiz şeyleri satın almak imkansız hale gelmiş durumda, yurt dışına gideyim hem doğa göreyim hem kültürleneyim, müzelere gireyim, iki resim bakayım diyemiyoruz, siyaset ayrı mide bulandırıcı, ekonomi ayrı boğucu. önümdeki 40 sene daha bu şekilde geçecek, belki siyaset değişir belki biraz ekonomi düzelir ama yine ortalama bir hayat olacak yine neredeyse elim ayağım tutmayana kadar bu ömür törpüsü insanlarla savaşarak çalışacağım. bunu yaşamak olarak göremiyorum. yaşamak böyle bir şey değil. dediğim gibi ilk başta saydıklarım olmasaydı çoktan son vermiştim hayatıma. nefret ediyorum kendimden de böyle bir hayata sıkışıp kaldığım için.

sizi de hayatta tutan ve bunu yaptığı için içten içe kızdığınız insanlar var mı?
(9) 

Ruya Dinlemek

pofudukayi #1452680 
Birisi bana ruyasini anlattigi zaman komik, abdurd bir tarafi yoksa hayatimdan calinmis gibi hissediyorum, cok bos geliyor. Ki normalde iyi bir dinleyiciyimdir. Seven var mi baskasinin ruyaini dinlemeyi ?
(10) 

Küs iş arkadaşlarıyla barışmak

ir mania #1452610 
Bu tiplerle neredeyse geldiklerinden beri küsüm. Beni dışlayıp kendileri arakadaş grubu olmuş durumdalar. Yönetim de sağolasun benim anlaştığım herkesi yolladı. Ben şuan tek kaldım. Bu tipler de uzun zamandır ben yokmuşum gibi takılıyor benim de fino köpeği gibi peşlerinden koşacak halim yok. Şuan ortal değişikliği pek mümkün görünmüyor. Ne yapmamı önerirsiniz var mi sizin de böyle tecrübeler
(9) 

nikah öncesi süreç

kondansator #1452599 
selamlar, normalde nişanlımın dedesinin evinde yaşıyordum. nikaha 3 4 gün kala evi boşaltıyorum. eve misafirler gelecek falan ayrı bir konu. oturacağımız evde de kayınpeder kayınvalide falan olacak. şimdi nikah öncesi ben de gidip o evde kalsam, önceden de kalıyorduk beraber ma aile mevzu değil de, nikah sabahı hep beraber aynı evden çıkma fikri abuk geldi bana. sanki o ambiyansa aykırı bir plan gibi geliyor. ne bileyim o gelinliği ile evden çıksın, ben de o gece o evde kalmış olmamalıyım gibi bakıyorum. bir kaç gün otelde kalayım hem kafa dinleyeym biraz hem de ayrı hanelerden çıkalım diyorum ya sizce nasıl olmalı
(3) 

Rüya tabiri sorusu

osssy #1452285 
Normalde tabirle pek ilgim yok ama benzer şekilli ilginç bir nesneyi bugün üç farklı rüyada farklı bağlamlarda görünce ne anlama geliyor diye merak ettim. Nesneyi anlatması zor, bilinen bir şey değil. Aşağıdaki linkte kabaca çizdim. Altta beyaz sapı, üstte de metal kazıyıcı gibi bir şeyi olan kısa mala/tıraş bıçağı/havuç soyucu gibi bir şey. Cisim garip olunca internette de aratamadım neye yoruyorlar. Hadi bir yorumlayalım.

sketchtoy.com
(8) 

Üçüncü buluşma

top_secret #1452111 
olacak pazar günü. Umutluydum açıkçası güzel vakit geçiriyoruz diye lakin geçen buluşmadan sonra bir kere o yazdı. Sonra iki gün ben yazdım ama yazmadığım gün o da yazmadı. Yazışırken de anlık yazışmalar oluyor gün boyu filan sürmüyor.

Her sabah günaydın filan mı yazmak lazım idi hata mı yaptık yine mi friendzone :(

İnsanlar reddedilince bile sevdiğinin peşinden koşarmış, böyle yapıp vazgeçmeyip sonuca varan çok kişi olmuş. Pazar günü tutup biz sadece arkadaşız dese ben azalarak kaybolurum onun hayatından, koşturmak ısrar etmek mi lazım?


Ya aranızda yok mu ilişkilerden anlayan birileri. Bana sorular sorsun teşhisler koysun filan. Yönlendirsin beni akıl versin.

Nolur :(
(3) 

Ama bu haksızlık !

elma #1451920 
Merhaba,

Belki bir çoğumuz bir şekilde haksızlığa uğramışızdır, berbat bir his :(

Peki hiç farkında olarak ya da olmayarak siz birine haksızlık ettiniz mi?
Fark ettiğinizde ne hissettiniz, telafisi olmayacak bir haksızlıksa ne yaptınız, neler hissettiniz
Düşündükçe geçmişte şu kişiye o hareketi yapmamlıydım çok pişmanım dediğiniz olumsuz tecrübeleriniz var mı?

Bu konuda paylaşmak istediğiniz bir şeyler olursa çok sevinirim :)

Teşekkür ederim
(4) 

fantezi vs. gerçek hayat

Bruce #1451814 
aslında gönül işilik bir durum değil ama mod'ların buraya taşıyacağını tahmin ettiğim için böyle açtım.

cinsel birliktelik esnasında normal hayatındaki halinin tam tersi fantezilere sahip bir insan için psikolojik olarak nasıl bir tanımlama yapılabilir? bu kişinin aslında olduğu kişi fantezilerindeki halidir denebilir mi? öyleyse bile bunun farkında olup o halini kötü bulup tam tersi role bürünmesi samimiyetsiz mi gelir size?

ya da fanteziler birer kaçış mıdır, bilinmeyen ya da alışıldık olmayanı tatmanın verdiği zevk midir? bu konuda okuyabileceğim bilimsel makaleler ya da kitaplar varsa öneri alabilirim.

teşekkürler!
(4) 

Nasılsınız?

Sakinolmamlazim #1451783 
Ben İzmir'deyim ailemin yanındayım. Çok büyük bir travma yaşadık, iliklerime kadar hissediyorum herkesin acısını. Yorgunum sanki sırtımda taş taşımış gibiyim, günlerce uyusam ancak dinlenirim gibi hissediyorum.

Siz nasılsınız?
(24) 

İlişkide kadın ve erkeğin maaşı arasındaki fark

Geceler #1451768 
Flört aşamasından sevgililik aşamasına geçmek üzere olan bir çift var. Erkek özel sektörde çalışıyor, 4 bin tl maaş alıyor kadın ise pratisyen 7-8 bin falan maaşı var, ileride daha da artar. Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Genelleme yaparsam İlişki yürüyüp evliliğe gider mi yoksa egolar devreye giriyor mu?
(4) 

Birini nasıl seviyorsunuz? (sevgili olarak)

Alimelli #1451643 
Şuan ki sevgiliniz ya da eski sevgilinizi ilk gördüğünüz de etkilendiniz mi? Yoksa sonradan tanıya tanıya mı bir şeyler oluyor?

Benim çıktığım ya da çıkmak istediğim kızlar ilk görüşte hiç ilgimi çekmemişti. Sonradan sohbet edince beğenmeye başlıyorum ben. İlk görüşte beğendiğim kızlarla da hiç olmuyor tanıdıkça o beğenme bitiyor.
(5) 

Her şeyden cabuk vazgeçen bir insana neden güven duyulmaz?

ElfElf #1451540 
Ben yapi gereği biraz kolay pes eden biriyim yani olursa olur olmaz sada çok şeyimde kafasındayım . bu gamsız hallerim mi diyeyim ne diyeyim çok eleştiri almaya başladı son zamanlarda. Bilemiyorum kendimi değiştirmeye de pek niyetim yokk. Bu benim savunma mekanizmam.vazgeçmeyen, kararlı, inatçı insanlar neden seviliyor bunu da anlamış değilim. Bence,böyle insanlar fazla cabuk gaza geliyor. Kitaplardaki filmlerdeki hayali karakterlere fazla özeniyorlar. Gerçek dünya KitaPlardaki filmlerdeki ka-dar karmaşık değil. Bi ise başlarsın, zorla güzellik olmaz ise, yarım bırakırsın. Kendini üzmeye, inat etmeye ne gerek var anlamıyorum. Biraz psikolojik danışmanlık alanı olaraktan kullandım burayı ama 1 aydinlatirsaniz su kardeşinizi...
(5) 

Bi kız var...

top_secret #1451295 
Sevgili gönül işleri uzmanları;
Öncelikle sizi en kalbi duygularımla selamlamak isterim.
Başlıktan anlaşılabileceği üzere bi kız var.

Bi arkadaşımın arkadaşı, 2 sene önce filan bi tanıştık ama çok muhabbet olmadı.

O kadar zamandan sonra benden mesaj attı, uzmanlık alanımla ilgili bişey rica etti.

Bu vesile ile buluştuk filan. Acayip süper aman geçirdik, yedik içtik eğlendik. Ayrılmadan "biz bu kadar az sürede nasıl bu kadar iyi anlaştık" dedi. Ayrıldıktan sonra mesajlaştık filan.

O ilk buluşmamızda onun alanıyla ilgili ve ihtiyacım olan bir tür ders gibi bişey verebileceğini filan söylemişti. Bu buluşmadan sonra bana bu konuyla ilgili kaynaklar kitaplar filan getirdi.

Daha sonraları çok fazla görüşmedik. Yani 3 hafta boyunca toplasan 5-6 kere mesajlaşmışızdır. Bi ara böyle ağırdan alıyor gibi hissedince açıkçası saldım bende çok oralı olmadım.

3 haftanın sonunda konu bu anlatacağa şeye geldi ve hafta sonu buluşalım dedi. Bende olur dedim ve buluştuk yorgun olmasına rağmen bana 2 saat sunum yaptı bu konuyla ilgili epey bir yardımcı oldu yani.

Sonrasında çay kahve muhabbet derken uzun uzun birbirimizle ilgili konuştuk. Yine aşırı güzel vakit geçirdik. Ayrılırken çok güzel vakit geçirdiğini söyledi.

Şimdi gelelim sorulara;
Bu okuduklarınızdan ne anladınız? Yani bu yol nereye gidiyor?

Açıkçası uzun zamandır bu kadar güzel vakit geçirdiğim biri olmamıştı. Yani keşke aramızda bişeyler olsa ama ben buradan nasıl çeviririm, nasıl bu maçı alırım bilemiyorum.

Tavsiye ve önerilerinize, ayrıca sorularınıza acayip ihtiyacım var.

Saygı ve sevgilerimle...
(5) 

30 yaş erkek ile 40 yaş kadın ilişkisi

parcaliham #1451262 
Eski ilişkimin sonlanmış olması sebebiyle yalnız kalmaya çalışıp, kendime döndüğüm bir dönemde hiç beklemediğim bir şekilde benden 11 yaş büyük bir kadınla karşılaştım. Bir gece birlikte olduk. Ben 30'a yakınım o ise 40'larına yakın.

Tabii ki de çok mantıklı bir ilişki durumu değil gibi dursa da onun ilgisinin, beni dinlemesinin ne kadar iyi hissettirdiğini fark ettim. Aramızda maddi hiçbir ilişki durumu yok. Beni merak ediyor, benimle konuşmak istiyor ve her konuştuğumuzda da oldukça ilgileniyor. Bir derdim varsa çözmeye çalışıyor vs.

Bir ayrılık sonrası yaşadığım boşluk ve yalnızlık hali sebebiyle, kendime güvenimin de çok düştüğü için mi bu bana çok iyi geliyor yoksa gerçekten buradan bir diyalog, sevgililik ya da farklı bir ilişki biçimi çıkabilir mi diye düşünmeye başladım.

Böyle bir ilişkiniz oldu mu? Olduysa nereye gittiğini merak ediyorum. Kişisel düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim çünkü şu anda kendi duygularıma güvenemiyorum.
(23) 

sean connery'yi tanımayan insan

Jux #1451155 
ya böyle basit şeylerden insan ayırmayı sevmiyorum ama sean connery'yi de tanı be kadın!
biriyle konuşuyorum, flört gibi bişey ama daha yeni. rahmetliden bahsettim bugün, tanımadı :/

flörtünüz sean connery'yi tanımasa soğur musunuz? soru da bu olsun. anlaşılan benim zaten soğuyasım varmış da, sizi merak ettim.
(13) 

sevgiliniz sosyal medya DM'lerinizi (özel mesajlarınızı) okusa

Transa #1450996 
tepkiniz ne olurdu?

a) umursamam, saklayacağım bir şey yok baksın
b) izinsiz baktığı için kızarım
c) diğer (açıklayınız)
(11) 

Partnerinizin karşı cins ile iletişiminde rahatsız olma sınırınız nedir

kitap arasında kalmış silgi tozu #1450896 
Kıskanmak mı demek lazım buna emin değilim.

Genelde kıskanç olmayan biri olsanız da partnerinizle ilgili şahit oldugunuz bir noktada "öhh" deyip rahatsızlık hissedebilirsiniz. Bu kimisi için partnerin iş arkadaşıyla lak lak etmesi olabilir. Başkası ise partnerinin tanımadığı insanlarla tatile gitmesinden dahi rahatsız olmayabilir. Ben de herhangi bir şeyden kolay kolay kıllanmayan taraftayım. Sizin düşünceleriniz nedir bu konuda?
(5) 

Sosyal fobi, yalnızlık, bir baltaya sap olamama

huçi kuçi #1450876 
Başlıktaki üçlü, 25 yıllık yaşamımın gelip dayandığı noktayı en iyi özetleyen kavramlar. O kadar ki, durumumu tarif ederken bunların üstüne bir şeyler eklemek, bu genel olgular altındaki özel konumumu belirleyen detaylardan bahsetmek bile bana lüzumsuz görünüyor.

Bu saate kadar hep bir asalak olarak yaşadım, 25 yaşımda bile halen ailemin sırtında yük olmaya devam ediyorum. Hiç iş deneyimim olmadı. Paraya dönüştürebileceğim bir meziyetim de yok, kelimenin tam anlamıyla vasıfsızım. Felaket korkağım ayrıca, başkalarının kafasından benimle ilgili neler geçtiğini düşünmeden adım bile atamıyorum. İnsan içindeyken kendimi hilkat garibesi gibi hissediyorum. Acınası bir yaratığım. Güvenli alanımın dışında bulunduğum anlar, etrafımdaki insanların her hareketimde ve her sözümde bir acayiplik saptadıkları düşüncesiyle çarpışarak geçiyor. Hiçbir şeyi sıradan bir insan gibi doğru biçimde yapmayı beceremiyorum. Basit, gündelik bir diyaloğu bile geride utanç duyacağım bir anı bırakmadan tamamlayamıyorum. Bu da beni az konuşmaya, insanlarla ilişkilerimi asgari düzeyde tutmaya itiyor. Yalnızım, hiç arkadaşım yok. Günlerim evde oturarak geçiyor. İnternette geziniyorum, oyun oynuyorum, bir şeyler okuyorum, müzik dinliyorum, haberlere bakıyorum vesaire vesaire... Kendimi ikna edebildiğim zamanlar, ara sıra dışarı çıkıp deniz kıyısında öylece yürüyorum. Yürüyen bir boşluğum. Kapasitemin sınırlarına dayanmış gibiyim. Görülecek yeni bir şey yok, daha ilerisi yok. Herkese rolleri dağıtılırken beni es geçmişler sanki, senaryodaki yerime dair hiçbir fikrim yok. Mantığım, bundan böyle bu varoluşu sürdürmenin anlamsız ve acı verici bir çırpınış olacağını söylüyor. Bu yargıyı başkasının ağzından duymak gurur kırıcı olurdu ama doğruluğuna itiraz edemiyorum. Yine de olduğum kişiyi bazı yönleriyle seviyorum. Hayatta olmayı yeğliyorum. Ancak hayatımla ne yapacağımı bilmiyorum. Baştan yanlış temeller üzerine kurulmuş bir kişiliğim var, başarısız bir ürünüm. Böyle gitmeyeceği çok açık.
(6) 

Sürekli şikayet eden arkadaştan neden kaçmalı?

kırmızıayakkabılıgargamel #1450817 
Yakın bir arkadaşımın sürekli şikayet ettiğini fark ettim. Aslında uzun süredir arkadaşız ama son zamanlarda şikayetlerinin benim de içimi şişirmesi sonucu galiba, ne kadar çok şikayet ettiğini fark ettim. Daha öncesinden ilişkimiz şöyleymiş, özellikle onun hayatında bir sürü olumsuz şey olmaya başladıktan sonra: o şikayet ediyor, ben de hep onu teselli ediyorum. Diyaloglarımız bir şekilde benim tesellilerime dönüyor, kendimi teselli ederken buluyorum. Ama ona etkisi oluyor mu farkında değilim de, ben tükendiğimi fark ettim.

Şimdi ben bu arkadaşlar kaçmalı mıyım? Yoksa durumu ona söylemeli ve çözüm üretmesine yardımcı mı olmalıyım? Çünkü hiçbir şey söylemeden çekip gitmek (yavaş yavaş uzaklaşmak)!, dostluk kurallarına aykırı gibi geliyor.
(6) 

Uzaklara gitmek bir çözüm mü? Aileden kurtulmak için?

kırmızıayakkabılıgargamel #1450758 
Bir süredir ailemle birlikte yaşıyorum. Annemin ve babamın iletişiminde sindiremediğim durumlar var. Babamın senelerdir anneme yaptığı psikolojik, fiziksel şiddete, baskıya tanık olmuş bir çocuğum. Büyüdüm, belki bunlar azaldı ama annemin üzerinde etkisi devam ediyor. Baba olarak da bana yaptıklarının etkisi devam ediyor. Genel olarak baktığımız zaman bana direkt yaptıkları bir şey yok, ama annemin o adama hala katlanıyor olmasına (parası, pulu, mesleği var, isterse çeker gider) babamın yaptıklarını bilmesine rağmen anneme mahcup olmamasına dayanamıyorum. Evde kendi kendimi geriyorum.

Uzaklara gitmek bir çözüm olabilir mi? Başka bir yerde yaşasam? Türkiye’de başka bir şehirde, başka bir memlekette?

Belirli bir süre yurtdışında yaşamıştım, o zamanlar çok güzeldi, bir gram özlemedim ailemi. Yine gitsem çözüm olur mu diyorum ama gurbetin getirilerinden de çekiniyorum.

Biliyorum bende bıraktıkları yaralar benimle birlikte gelecek ama en azından güncel gerginliğim azalır belki diye umut etmek istiyorum.
(29) 

sevgiliniz ingilizce bilmese ya da çok az bilse

Stoneface #1450702 
bu sizi etkiler miydi? bazen çok güzel yazılar buluyorum ancak paylaşamamak biraz canımı sıkıyor :/

mobil görünümden çık