
her zaman psikolojik sebepler olmuyor. daha geçen aylarda ismini hatırlayamadığım birisi hayatın anlamını bulamadığı için intihar etmişti. kimisi kanser olduğunu öğrendiğinde, kimisi onuru yüzünden kimisi ise can sıkıntısından intihar edebiliyor.


benim dedemin annesine köyde iftira atmışlar. birinin altını çalınmış, o eve en son o girmiş diye sen çaldın demişler. olaydan önce gayette mutluymuş anlatılanlara göre. dedem hep o olaya kadar çok güzel bir çocukluk geçirdiğini söyler. ama bu iftira çok ağrına gitmiş. asmış kendini.
bunu niye anlattım bilmiyorum. ama intihar denince aklıma ilk bu olay geliyor.


want2die'ın "intihar dediğimiz bu oluyor" diye belirttiği kapsam için konuşuyorum. elbette ki böyle bir delilik hali değil her zaman intihar. hatta çoğu zaman değil. intihar için iki önemli motivasyon görüyorum. birincisi, umudun bitmesi. ikincisi de "benden sonra tufan" düşüncesi; yani (hayatı, bu ölümden olumsuz etkilenecek olan) bir geride kalanının mevcut olmaması, mevcut ise de bunun göz ardı edilmesi, umursanmaması, umursansa da umutsuzluğun daha baskın gelmesi.


psikolojsinin bozuk olması mantıklı düşünemediğimi gösterir? bozuk psikoloji ile yapılan suçlarda cezazi ehliyet yok mudur?
intihar edenin alkol ve uyuşturucu batağına saplanmış olduğunu nereden çıkartıyorsun bilemedim.
belli bir yaşa yada döneme ulaştıkdan sonra intihar edenler var tarihte, bir tanıdığımın babası kanser olduğunu öğrendiği gün eve dönüşte intihar etti misalen.
