
şimdi.


dün


mutluluk an'ın öncesinde değil, sonrasında sağlıklı olarak tanımlanabileceği için cevabı tarafımdan verilemeyen soru. formata uygun cevap vereyim dedim.


bireysel özgürlüğümü elde ettiğim zaman.


Mutluluk bir süreç değil, karşılanmamış isteklerin tatminiyle yaşanan bir andır diyor Freud.
Uygarlığın Huzursuzluğu' nu bitirince daha kolay mutlu olacağım evet.


herkese karşı dürüst olabilme özgürlüğümü elde ettiğimde,
istediğim işi yaptığımda,
istediğim evi alabildiğimde.


okulu bitirdigim zaman.


Ayda 10bin lira kazansam mutlu olurdum. 10 bin tele. Aylık o kadar harçlık alan var lan.


mutluluğu nadiren yakalanan kısa süreli tatminler yerine genel bir huzur hali olarak algılayabilmeyi, kendimi tanımayı başarabildiğim zaman mutlu olurum sanırım. can sıkıcı şeyler her zaman hayatın içinde. mutluluk, bunları doğal karşılama olgunluğunu gösterip çizgiyi bozmamak ve hatta "çizgiyi bozmama" gibi bir telaşa dahi kapılmamak benim için. insanın buna erişebilmesi için de her şeyden önce kendini çok iyi tahlil etmesi, tanıması, okuması gerekiyor.
velhasıl, arayışın kendisinden keyif almaktan vazgeçip bulmanın hazzını tattığım gün ve devamında "olmuş bu!" deyip mutlu olurum diye düşünüyorum.


yakın arkadaşlarım arkamdan iş çevirmediklerinde belki.


emekli olunca. okul yok, iş yok. her şey bitmiş kafa rahat.


Beklentilerim minimum'a indiğinde. Belki de sıfıra indiğinde.


ben az once bugunun pazartesi degil de pazar oldugunu fark ettigimden beri dunyanin en mutlu insaniyim.


yavaş yavaş emin oluyorum bu vereceğim cevaptan, aslında ne kadar aksini istediğimi anlatacak kelime de bulamıyorum ama;
hiç.


elbet bir gün


i'm happy.
soruyu okur okumaz bu cevap geldi aklıma. doğru-yanlış, türkçe-ingilizce ayrımı olmadan hemde. artık düşüncelerim bile başkalaşmış.
