Bir zamanlar orman olan evlerde, sitelerde oturan, yanan ormanların yerine yapılan tatil köylerinde veya otellerde keyifle tatil yapan insan, net bir ikiyüzlü değil de nedir?

Bu kişiler, görünüşte doğa sever ama fiilen doğaya zarar veren sistemin birer parçası değil midir?. Söz başka, eylem başka. İşgalci bir canlısın işte. Kızdığın şeyi sen yapmıyor musun veya dolaylı yoldan orada oturuyor ve para harcamıyor musun?

"Ormanlar yanmasın" diye paylaşım yapıp, (ki orman yangınlarının bazıları doğaldır insanlık yokken de orman yangınları olmuştur) "yerine otel yapıyorlar!!!" deyip, sonra o alanlarda yapılan kafelerde kahve içmek, insana kendini iyi hissettiriyor değil mi? Hatırlıyor musun oraların nasıl işgal edildiğini. Kullanırken hatırlamıyorsun değil mi?

Ha diyorsan ki "Bir şeyleri ben değiştiremem. Bari olanın tadını çıkarayım." Bu da bir ahlaki çürümedir. Sistem "ormanları yak, arsa yap, rant sağla" diyor, insanlar da bunun ucundan tutuyor.

"Ay nurten ne güzel ormanın içinde bir yer yiiaa ne iyi ettik de geldik / tuttuk bu evi / siteyi / oteli :)))))"

Abicim daha geçen orman yangınlarına sövmüyor muydun? Yerine yapılan otellere sövmüyor muydun?

Bu arada bu kadar detaylı dikkat edenler için sözüm meclisten dışarı.

 

Geçen twitterda da biri yazmıştı bunu ama hangi ünlüler influencerlar olduğunu yazmamıştım, ben de merak edip araştırmadım çünkü bence de net ikiyüzlülük, o tayfaya laf anlatılmaz görmezden gelinir

Bir de şöyle bir savunmaları oluyor, e herkes gidiyor, sen de yapardın gibi. Hayır şahsiyet diye bir şey var, herkes yapmıyor özellikle bazı şeylere mesafe koyuyor

grimavi

Yani bence de bazı şeylerden utanılmalı makul ve mantıklı gibi gözükse de imkanları. beach parselleyen otelde konaklamak, "ormanın içinde" diye satılan evlerden, malum elektrikli araca binmekten vs. Ama ucu çok açık bu yüzden çok fazla göze batanlar dışında insanların artık kaldıkları otelin o kadar detayına girmeden konaklamasıına da saygı duyarım özellikle boykot dönemiepey bir sıkıntı yaşanmıştı yani kaçabileceğin yerler sınırlı

ala09

Çok haklısın iki yüzlülüğün alası bu.

Aynı şekilde "sokaktaki canlar" için para toplayıp, yerlere, yol kenarlarına mama döküp kendi oturduğu eve/siteyi steril tutanları da ikiyüzlü buluyorum.

Ben kişisel boykotumu sürdürürüm böyle işletmelere karşı.

Misal borsada da yeşil sermayeye, akp'ye sırtını dayamış, onlara iş yapan şirketlere hayatta yatırım yapmam. Yüzde yüz gideceğini bilsem yine almam hissesini.

Tutarlı olmak, duruş sahibi olmak lazım.

chicha_v2

Bir şey alırken, bir işe girerken, herhangi bir yatırım yaparken paranın nereden gelip nereye gittiğini anlamak için bayağı araştırmacı gazeteci hassasiyeti göstermemiz gereken zamanlar. Adamlar bir de ahtapot gibi dört yanı sarmış, herhangi bir koluna dokunmadan yaşamak gittikçe zorlaşıyor.

sekizdokuzon

evet bakış açınıza göre ikiyüzlülük olarak değerlendirilebilir. ancak bu konuda etik bağlamda, orada konaklayan, otele giden insanlara bilenmek, sorumluluğu bu düzende en az olan tarafa, suçun büyüğünü atmak gibi geliyor bana.

- ormanları, doğayı koruması için gerekli tedbirleri almak, o yangına engel olacak, olamıyorsa yerinde, zamanında doğru ve etkili müdahaleyi yapmaktan öncelikli sorumluluğu olan taraf örgütsel bir yapı olan devlet kurumlarına ait bir ödev.

- yandı, bitti, kül oldu ise, o bölgeyi rehabilite etmek için yapılması gerekenleri yapmak devlet kurumlarının ödevi.

- hiçbir seyi yapamayıp, sonra o bölgeyi imara açıp, turistik tesise imar, ruhsat veren devletin sucu 99 ise oraya giden kişinin sucu 1 dir.

bu arada türkiye'deki yaz turizm mekanlarına hem ilkesel hem gerçekçi sebeplerden gitmeyen biriyim. yani yangına sövüp, sonra yanan yere dikilen otellere gidip kendini aklayan biri olarak yazmadığımı da belirtmek isterim.

wilhelmwasmuss

kimse desteklemese o sistem çökecek, oteller boşaltılacak mı?

sanmıyorum.
yurtdışından turlarla insan getiriyorlar. kazançları düşer ama tamamen tükenmez. o ormanlar geri gelmez. o binalar yıkılmaz, doğa bizim olmaz.

kanıksanmış bir kabullenme yapmak istemiyorum, hiç de gitmedim öyle otellere. doğru da bulmuyorum açıkçası.

ama bu adamlar plajları sahiplenmişler, bir çok yeri kendilerine kapatmışlar, ormanı yoketmişler ya da sahiplenmişler.. 20 sene önce ailemle çadır kurmuştuk gidip gördüğümüz bir çok yerde. şimdi hiç biri yok.

ben kendimi bazı şeylerden mahrum bırakarak onları cezalandıramıyorum ki. eğer o tarz bir tatil yapmayı seviyorsam ve bana uygunsa, gitmeyerek kendimi cezalandırıyorum.

en başta yapılmaması gerekiyor zaten.
ama iş işten geçip de yapıldıktan sonra -hele bir de yetkililerin bunu yıkmaya gücü yetmiyorsa- o zaman böyle yerlere gitmek bana çok da ikiyüzlülük gibi gelmiyor. çelişkili bir durum olduğu ve çok da asil bir tavır olmadığı aşikar. ama bunların sorumlusu o vatandaşlar değil.

bu şeye benziyor: zenginler biz fakirlere su ve elektrikten tasarruf yapmamızı söylüyor her yere uçakla gidip, onların kişi başına oluşturduğu karbon miktarı biz sıradan insanların yüzlerce katıyken.

vatandaşın değil, devletin görevi oraları korumak ve yaptırmamak.

biseysorcaktim
1

mobil görünümden çık