Açıklıyorum;
Benim Adım da Kırmızı.
Şimdi söyleyin, böyle bir eser ne kadar özgün sayılabilir ki ? Bu 67 sayfalık tekmili birden külliyat adayı olan eserim, belki de hiç gün yüzüne çıkmadan tozlu raflar arasında kaybolup gidecek, sonra birisi o raftan alacak bir etajere koyacak, bir gün gelecek hiç var olmamış sayılacak.
Bu trajediden nasıl çıkmalı ? kitabın adını değiştirmek konusunda pek katıyım, geri adım atamam, bütün özgünlüğü alır götürür o zaman.
Bu eserin arkasında durmalı mı durmamalı mı ? yoksa hiç bakınmamalı mı ?
kendimi; intihar etmiş bir taşra berberinin şiir kitabı gibi hissediyorum.

kitabı ateşle okuyalım hocam, ona göre bakalım.


Orhan Pamuk'a ulaşıp icazet alabilirsin. Böyle bir şey daha önce yaşanmıştı hatta Halide Edip'le Yakup Kadri Karaosmanoğlu arasında. Sizinki ikincisi olur


İlk mevzu için bir diyemeywcwğim ama son söz olan:
kendimi; intihar etmiş bir taşra berberinin şiir kitabı gibi hissediyorum dan yola çıkarsak, ikinci kitap adı Kes Traşı olabilir. İçerikte, yakın çevreden duyulan yaşanan şeyler mizahi bir üslupla yoğurulabilir.


bu konuda onlarca yüzlerce hikaye yazılabilir. bir şeyler esinlenilebilir sorun değil.
ama kitabın ismi çok kötü. pazarlama gimmick'i gibi duruyor resmen. özgünlük gerçekten pek önemli değil açıkçası. dahi anlamındaki de'li pek kitap adı yok bile.


Şairler de yazarlar da tarih boyunca birbirine nazire yapmıştır, ama doğrudan ama eserleri ile.
Sizinki daha bariz olmuş. Ama maksat nazire değilse çok dandik duruyor.


Sorunun ne tam anlamadım ama kitap adıyla ilgili takıntı varsa "günümüz için" çok anlamlı değil bu takıntı. 2010'lu yıllarda Arjantin'de vatandaşın biri Borges'in kitabının tamamına ek yapıp kendi kitabı diye yayımlamıştı, savunması da "Ben metinlerarasılık yaptım" oldu. Dava sonucu ne oldu bilmiyorum ama adamı destekleyenler az değildi.


kitabının adını vermişsin işte, benim adım kırmızı'dan çok daha çarpıcı: intihar etmiş bir taşra berberinin şiir kitabı
üstelik kitap şiir kitabı bile değil. muazzam!
