Ben üniversiteye başlamıştım. Hemen gruplaşmalar olur malum. O gruplaşmalar daha yeni yeni oluşuyorken, benim de yapım çok saf, çok iyi niyetli. Elemanın biri kendince herkesin içinde dalga geçmeye kalktı benimle. Beni yalnız, zayıf gördü muhtemelen. Ben de çok sert cevap verince yapışıp kaldı. Bunun gibi yüzlerce örnek… Bizim toplumumuz neden böyle? Yaşlı, zayıf, yalnız, engelli, farklı… Tahammülü neden yok ve neden bu kadar küçük kötülük var insanların içlerinde?
Ve ben artık insanımızdan, toplumdan soğudum açıkçası. Acaba duygusal olarak beklentisiz olarak bir yatırım yapmamak mı gerekiyor? Sadece gözlemci olup işimize mi bakmak lazım? Elinden geldiğince iyi kalmaya çalışan bir insan olarak bu manzaraları gördüğümde gerçekten üzülüyorum. Bu topluma karşı iyi kalmaya çalışan bir insanın tavrı nasıl olmalı sizce?

bizim toplumumuz neden böyle? çünkü toplumun %99'u kolpa müslüman.
tavır nasıl olmalı: toplumdan kendini mümkün mertebe izole etmek veya başka bir ülkeye göç etmek.


ekonomik çöküş, gelecek kaygısı, sosyal medya, mutsuz bir toplumun dönüşümü.


Bu yazdıklarınızın çok benzerini arkadaşımla konuştuk geçen hafta. Dedikodu ve yalan özellikle o kadar fazla ki insanlar arasında. Ben hayret ediyorum. Ben artık şöyle karar verdim, çok küçük çekirdek arkadaş grubum haricinde hiç kimse ile ASLA samimiyet kurmuyorum. Kendim hakkımda bilgi vermiyorum. İnsanlardan uzak durmaktan başka çare yok. Ha yine arkandan konuşacaklar. Sen istersen izole et kendini, “bu deli de hiç kimseyle konuşmuyor” diyecekler belki. Bunlar kulağına geldiğinde de buna üzülmemenin, takılmamanın yolunu bulmak lazım.


Kabul etmek istemesek de insanın kötüye meyli iyiye olduğundan daha güçlü. Herkes kendi çapında iyi olma çabası veriyor ama iyi olmak, özellikle iyi kalmak sürekli bir mesai istiyor. Yine de insanları yalnızca zorbalıklariyla, kabalıklariyla, ofkeleriyle etiketlemek bizi toplumdan uzaklaştırır, kendi kabuğumuza çekilir, yalnızca kendimizle uğraşır oluruz. Hatta kendimizi dışarıdaki herkesten daha üstün görmeye başlarız. Bu çok büyük, çok yaygın bir yanılsama. İyi olmaya harcadığımız mesainin bir kısmını da iyiyi görmeye harcamalıyız, yoksa hayat çekilmez bir yer olur.


çok büyük bir ahlâki çöküş içerisinde toplum. giderek toplum normu haline geliyor bu. herkes gerilmiş durumda. bu kötü insanları uyararak iyileştirmeye çalışsanız sokakta saçmasapan bıçakla gezen eden, umursamayan, kavgaya meyilli yüzbinlerce insan geziyor.


Böylelerine hem ağır laflar sokup hem de çatışmayı surdurmemeyi öğrenmek lazım, benim kendi yaptığım bu.
Taksiciye da takılmamaya çalışmak lazım.
Ama sorunuz iyilik, kötülük içerdiği için eklemek isterim, örnek verdiğiniz tüm insanlar bunu kendilerini iyi, haklı, tabii ki, napalım böyle şeklinde görerek yapıyor bunları.


bin yıllardır biz böyleyiz. @yazar yazmaz yazan yazar +1 iyi kalmaya çalışma falan yok. eğitimle falan düzelecek bir grup değiliz.


Bana göre Türkiye'nin sorunu ekonomik değil. Bu tip kötülükler, şiddet veya iç içe geçmiş toplum yapısı Türkiye'nin temel sorunu. Yurtdışına göç eden nitelikli birinin alım gücü ciddi artmıyor ama bu belalardan tamamen kurtulabiliyor.


bizim en büyük günahımız dedikodu.


Tavrım yok, insanların geneli böyle malesef. Ben kendi çevrem dışında kalan herkese mesafeli yaklaşıyorum, bir zararını görmedim. Arkamdan suratsız deniyorsa bunu reklam sayarım şahsen.
Birlikte zaman geçirmek durumunda kaldığım kişiler iyi insanlara benziyorsa ancak o zaman mesafeyi kapatıyorum. Bunun dışında herkes banlı durumda. :D


sen daha ergensin belli, toysun haliyle.
disaridaki gerçek hayat tam olarak bu anlattigin sekilde zaten.
anormal olansa senin bunu garipsemen.
