saçma sapan bir zamanda saçma sapan bir sebepten başka bir eve çıkıyorum ve maddi açıdan aşırı zorlayıcı, telefonum bozuldu yine parasal sebeplerden değiştiremiyorum, tüm bu işlerle ugrasırken stajda devamsızlık yaptım hoca bırakacak gibi.

sizin durumlar nasıl? bir " aksiliğiniz" var mı, evetse nedir?


 

işsizim, uzun bir süre de böyle olacak maalesef. iş bulsam da eğitimim ile alakasız, vasıfsız asgari ücretli bir şey en fazla.

candide

Haftanın 3 günü kullanmam gereken rotaya gidebiliyorum ama dönemiyorum. Şaka gibi ama dönüşte ne dolmuş ne otobüs var. Dönüş kısmını uçarak halletmeyi düşünüyorum artık. Göklerden kanatlandırıldığıma dair bir karar çıkmasını bekliyorum.

youtu.be

Dert etmeyelim bence. Bu da gelir bu da geçer herhal:/

Amaranta ursula

geçmiş olsun. tuhaf bir şekilde kendimi aşırı yalnız hissetmem dışında bir sorun yok. bu ara iyi iş geliyor, çalışıyorum, aniden kokaine başlamaya karar vermezsem yaza kadar en azından borçları kapatmış olacağım. okul fena değil. nisan'da nba & nhl playoffları başladığında zaten maymuna dönerim, iki ay kusana kadar basket-hokey ooh mis, sonra bir bakmışsın finaller gelmiş, onlar da bitince boşsun. umarım yazın ekonomik kriz çok vurmaz da boş boş takılabilirim.

genel olarak iyiyim, hatta mesela cuma akşamları daha bile iyiyim. çay içiyorum, oturup kitap okuyorum, neblim çok hoşuma gidiyor bazı şeyler. tam anlamıyla huzurlu hissediyorum.

öte yandan tam olarak bu sebeple bir iç sıkıntısı var. 24 yaşında adamsın, niye yatağa girip kitap okuyunca bu kadar mutlu hissediyosun diye soruyorum ister istemez. şu an mevcut durum nedeniyle (parasızlık, çalışma zorunluluğu, dersler vs.) sosyal hayatımın sıfır olmasını pek dert etmiyorum ama genel olarak baktığında hoş değil. ev arkadaşım dışında en son ne zaman biriyle birkaç saat vakit geçirdim, bi' şey yaptım... hatırlamıyorum bile. gerçi ukrayna'da oomph'u gördüm, o 5-6 günlük süreç zaten üç yıllık sosyalliğe bedel ama olsun. sosyal aktivite ya da sosyalleşilecek insan olmayışı biraz düşündürüyor. daha okurken böyleysem yarın bi gün işe girdiğimde, günde sadece 2-3 kişiyi gördüğümde falan ne yapıcam acaba çok merak ediyorum. yetişkinliğin dayanılmaz ağırlığını hissetmeye başladım sanırım, "50 yaşına geldin ve hiçbi şeyin yok??" hissi vuruyor alttan alttan.

işin komiği, diyorum ya, yaşadığım hayatı seviyorum. 10 yıl (edit: gün ne ya, yıl olacak) sonra bu günleri çok güzel hatırlayacağımdan eminim, bunun farkında olduğum için de şanslı hissediyorum kendimi. ama fazla sakin yaşıyorum işte. sene başında bi partiye gitmiştim. çok güzeldi. bi daha olmadı hiç öyle. gitsem de kötü geçer kesin bu sefer. hatta yok, direkt ben gitmem herhalde. bakma yalnızım, eve tıkılı kaldım diye mızmızlanıyorum da "gel çıkalım" deseler ona da hayır dicem yani biliyorum. öyle yani.

taksim'in renkli siması cenk kardeşimizin dediği gibi... MİLLETTE PARA YOK. MİLLET KARI GİBİ AÇ. durumlar kötü.

der meister

İşsizlik diz boyu.

hakyememyemekyerim

10 yildir bundan daha kötüsü olamaz herhalde dediğim ne varsa, onlara sukrettirecek kadar daha kotu seyler, aksilikler yaşıyorum.

deveyi diken adamin ta kendisi
1

mobil görünümden çık