romantik ilişkilerde, ya da flört döneminde, karşınızdaki insana dair beklentilerinizi neler oluşturuyor? kendi kendine hayalini kurduğunuz teorik bir insanla kıyaslama yapıyor musunuz? ya da "bu adam/kadın da böyleymiş, napalım" diyerek yardır allah muhabbete devam ediyor musunuz?

şunun için soruyorum: herkesten, en ufak bir hareketinde soğuma, kapıları kapatma durumu var bende. bu durum her şeyi başlamadan bitiriyor. kendime engel olamıyorum. sizde durum nasıl?


 

Kendi kendime hayalini kurduğum teorik bir insan yok her insan farklı ve kendi içinde özel oluyor. İkili iliskilerde fazla mantiklı olduğum için ya başlamıyor ya da sorun yoksa devam ediyor.

Amaranta ursula

yeterince hoslanmayinca bende de bu durum oluyor. Yoksa beklediginden biraz farkli olunca -bana ters dusecek, asiri garip bisey olmadiktan sonra- hayalle degil de o insani taniyarak devam etmem gerektigini anliyorum.

bugun hava gunluk gureslik

kadınlarda sizin de söylediğiniz gibi bir durum var. en ufak bir nazik nokta her şeyi bitiriyor.
ben geç ısınan ve fazla sorgulayan biriyim. karşımdaki kişiyi yeteri kadar tanıdıktan sonra ilgim azalıyor ya da çoğalıyor.

rakicandir

Değersiz hissettiren,özensiz hareketleri,sözleri olduğunda uzaklaşıyorum. Eğer duygusal olarak yukselmeyecegimi biliyorsam takmıyorum.

denef

Tek cocuk musun? Merak ettim.. :)

chezsoi

Hicbir insanla mukayese etmem. Olusturdugum bir sablon var ve hayatima aldigim kisiler o sablona uc asagi bes yukari uyan kisiler. Hicbiri, birbirinden ustun degil. Hani gecmisten bugune hepsini bir yere toplasan hicbiri birbirine hava basamaz, ayni skaladalar.

perfectum

herkes acayip gerçekçi ve yetişkin çıktı :)

bu ufak sebeplerden dolayı soğuma olayı, "yeterince hoşlanmama" seviyesine çekiyor beni direkt.

@chezsoi, tek çocuk değilim. ama çok çocuklu bir ailenin ufaklığı olarak büyüdüm.

hacigoz kravat

@nobody, cevap olarak yazdığım küçük örneklerin armudun sapı, üzümün çöpü seviyesinde kaldığını farkedip sildim. buraya "kısaltıp 'slm' yazıyor"dan, "annemle anlaşamaz"a kadar onlarca saçma sapan sebep yazabilirim.

bir yandan da sorunun cevabını düşünüp, "ona hayır, buna öğğ, ne var o zaman it" diye kendime ayar verirken, aklıma annie hall'daki şu cümle geldi: "benim gibi birini kabul edecek bir kulübe üye olmak istemem"

insanın kendi kendine geçirdiği zaman çoğalıp rutine dönüşünce, sanırım kendisine olan yabancılaşması da biraz artıyor. burada "bana layık değil (size düşmedim ezikler)" ile "bana layık olacak kadar loser olamaz, olmamalı" arasında kocaman bir fark varken, kendinizi bu lafın bir o kenarında, bir bu kenarında buluyorsunuz.

(aa milleti gömecekken kendimi gömmüşüm)

daha alakasız ve daha sosyopat bi halde bitiremezdim sanırım bu cevabı.

hacigoz kravat
1

mobil görünümden çık