günlerdir zihnimi kurcalayan beni ikilemde bırakan bir mevzu var. şimdi ben 361. dönem olarak askere gidiyorum. acemi birliğim antalya, usta birliğim urfa.
malum her yerde okuyoruz. ordunun askere verdiği değeri, önemi. sıkıntılarını vs. şimdi benim Antalya'da kalabilme şansım var. başka bir konuda olsa (iş vs) kesinlikle reddedeceğim bir şey bu. ancak iş askerlik olunca özellikle ordunun askerlere yaptığı muamele ve zorunlu olması beni ikilemde bırakıyor. adam gibi gidip görev yapacağımı bilsem zerre tereddüt etmem konusunu bile açmazdım, veya ne bileyim gönderselerdi bir sınır karakoluna orada elimden geldiğince görevimi yapmaya çalışırım. ancak gidince az çok ne olacağını biliyorum. buna rağmen bir yanım ne olursa olsun ilkelerinden kesinlikle vazgeçme git diyor bir yanım böyle boktan bir sistem için kendini niye kullandıracaksın elinden geldiğince rahatına bakmaya çalış diyor. vicdanım bir yanda gerçekler bir yanda. günlerdir düşünmekten gözüme uyku da girmedi.
soracağım şey şu siz olsaydınız elinizde böyle bir imkan olsa antalyada kalmak ister miydiniz? yoksa ben en az rahatsızlık çekip bu askerlik işini aradan çıkarayım mı derdiniz. baktım ikilemden çıkamıyorum buradan sorayım çoğunluk ne derse onu yapayım diyorum. ne bok yiyeyim ben şimdi? bu torpil meselesi biliyorum dünyanın en boktan şeyi ama cidden hayatımda böylesine arafta kaldığım bir durum hatırlamıyorum.

öncelikle ben mi gideyim?
ben olsam urfaya giderim. acemi birlikleri sıkıntı olur kadro asker yaparlar seni posta yaparlar yardırıp durursun. sınıfın çok önemli bu arada. onu söyle bi hele. bu arada ne çabuk 10 dönem geçmiş...


ben snein yerinde olsam gitmezdim sen yine iyisin. kal antalyada.


359 olarak Antalya'da yaptım.
Tugay'a gidiyorsun muhtemelen, orası fena değil. Ustalıkta rahat edersin. Sormak istediğin ne varsa yardımcı olurum. Yolun açık olsun.


soru anlaşılmamış:) adam "torpilim var kullanayım mı" diye sormuş. soruya cevabım: herkes aynı mantıkla torpil yaptırıyor kendine. torpil torpildir. yani "ilkelerim var" diyorsan kullanmaman lazım. zora geldi mi vazgeçelince ilke olmuyor.


@mr fusion
benim bahsettiğim de o yapacağım işim olsun zerre önemli değil. gerekirse 20 saat yardırayım yeter ki gereksiz insanların egolarını tatmin etmeyeyim. bu arada sınıfım topçu.
@f atih,
haklısın tabi ama bu askerlik olayında da gönüllülük esası diye birşey yok. bana sormuyorlar ki gidecek misin gitmeyecek misin diye? askere gidenlerin yazdıklarına bakıyorum en milliyetçi tipi bile vatan millet sakaryada kaldı diyor. e böyle bir şartta bile bile insan kendimi niye rezil rüsva edeyim ki diyor. ilkelerim biri de insan gibi görev yerine getirmek. dediğim gibi keşke adam gibi görev yapacağını bilsem doğunun en ücra sınır karakoluna gitmeye razıyım.
hatta şunu da belirteyim usta birliğimi sınır karakoluna gitme şansımının olup olmadığını sordum, usta birliğimin değiştirilemeyeceğini sadece acemi birliğinde kalmamın sağlanabileceği söylendi. yani bilakis sınır karakoluna gitmek istedim ancak değiştirilme şansı yokmuş maalesef.


Acemi birliğinde kalma şansın varsa kesinlikle bunu kullan. Hem fiziksel şartlar hem de göreceğin muamele açısından çok daha rahat edersin.


torpil imkanı varsa sonuna kadar torpil. ne ilkesi ya? bedelli, yoksa torpilli, yoksa mevki hastaneli, istirahatli askerlik en güzeli. terlik istirahati al, yatak istirahati al, çürük al, kılını döndür ameliyat ol erken teskere al. olabildiğince al.


bu mecradaki insanların da vicdan sahibi, duyarlı insanlar olduğunu bilen biri olarak bu konuda genel anlamda pozitif yaklaşımlı görüşler gerçekten önemli benim için. en azından çok rezil, ayıp bir düşünce içinde olmadığımı hissettim şuan.


Yahu askerlik diyorsun. Gerçekten vatana hizmet ediyor olsan anlayacağım da, gidip salak salak nöbet tutup tuvalet falan temizleyeceksin. Boşver, torpilin varsa kullan.


Olay askerlik değil, askerliğin neye hizmet olduğu aşikar. Daha senin sorduğunu anlamayan adamların benim yazdığımı anlamasını da beklemiyorum. Torpili askeriyeye karşı değil seninle aynı şartlarda orada bulunan zorunlu askerlere karşı yapıyorsun. Yani kendini kayırarak onların önüne geçiyorsun. Başkasının hakkına tecavüz ediyorsun. İmkanı olsa başkaları da seninkine eder evet, ama bu yine de bunu senin bahsettiğin sözde ilkelerinle çelişmez yapmıyor. Sen "bas torpili geç" desinler de için rahatlasın diye gelmişsin ki, Bu ülkede torpil zaten normal karşılanıyor, sana kimse bir şey demez için rahat olsun, göze de batmazsın. Ama lütfen "ilkelerim" deme çünkü bu ilkeli bi davranış değil. Herkesin yapıypr oluşu da bunu etik yapmıyor.
Burada problemler ülkedeki zorunlu askerlik ve askerlik anlayışı. Bunun sebebi de oraya zorla silah altına alınanlar değil, bizzat askeriye ve kurumlardır. Onlarla mücadele etmek yerine, torpille diğer mağdurları eziyorsun işte. Bugün kısa dönem olarak dayak yemeden, küfür yemeden askerliği tamamlayabiliyorsan bu hakkını doğru şekilde arayanlar sayesinde oldu, "kısa dönem subay statüsünde" palavraları yüzünden değil. Bunların hepsini ilkeli biri olduğunu iddia ettiğin için yazdım.
Ben seni daha farklı şekilde rahatlatayım: Ben kısa dönem yazıcıydım çok şahit oldum, binbaşı torpillileri haftada bir odasına çağırır hal hatır sorardı. Nöbetlerini sildirir, tabibe rapor yazdırır, eğitimden dalan düşürürdü. Astları da onlara amele iş vermezdi. He ne oldu, kimse siklemedi "devrem tertibim" diye diye terhis oldular. Senin vicdanın rahat olduktan sonra kimin nasıl hakkına girdiğinin bir önemi yok. İyi teskereler.


bir arkadaşım izmir de okuduğu için askerliğini izmir'e çıkarttı. acemiliğini de ustalığını da orada yaptı. askerlik yaptığı yerde karşıyaka bld başkanı nın bilmem neyinden, bornova bld başkanının oğluna kadar birçok torpilli varmış.
gerisini sen düşün.
içindeki adalet duygusu sadece vicdanı olan şeyler üzerinde varolsun
