eğer aşk kolay birşey olsaydı, bir değeri olmazdı.
virgülden sonrasını daha güzel birşey olur diyorsanız, ekleyebilip çevirebilirsiniz:)
virgülden sonrasını daha güzel birşey olur diyorsanız, ekleyebilip çevirebilirsiniz:)
50 bin tane zaman var da bazilari cok sik kullaniliyor, bazilari 40 yilda bir resmi yazilarda falan kullaniliyor. en cok kullanilan olmazsa olmaz zamanlar hangileridir? present, passe compose etc... bi de ingilizce veya turkce manasini verirseniz veya bir ornek yazarsaniz cok sukela olur.
edit: iyi bir link yollasaniz da olur. ama hepsi olmasin en gereklileri olsun. ben bulamadim.
edit: iyi bir link yollasaniz da olur. ama hepsi olmasin en gereklileri olsun. ben bulamadim.
ben gıda ithalat firması sahibiyim. türkiyeden meyve sebze
getiriyorum.
plovdivde depom var. depodan satıcılara satıyorum. bulgaristanın
heryerinden satıcılarla çalışabilirim
ı am owner of the food exportation company and ı export fruits and vegatables
from turkey. ı have depos in plovdiv.from depos ı sell them to
sellers. ı can work anybody who is interested no matter in which city.
böyle bi çeviri yaptım ama üzerinde düzeltmeler yaparsanız sevinirim ;)
getiriyorum.
plovdivde depom var. depodan satıcılara satıyorum. bulgaristanın
heryerinden satıcılarla çalışabilirim
ı am owner of the food exportation company and ı export fruits and vegatables
from turkey. ı have depos in plovdiv.from depos ı sell them to
sellers. ı can work anybody who is interested no matter in which city.
böyle bi çeviri yaptım ama üzerinde düzeltmeler yaparsanız sevinirim ;)
you did use the word ugly to describe a woman once. So it's probably a matter of preference.
"The disease is killing more Africans than all the continent's wars combined."
All the continent's wars combined kısmı?
All the continent's wars combined kısmı?
selam ,
bir hizmet sözleşmesinde geçiyor. Bilmiyorum, türkçede sigortacılıkta vs. bir karşılığı var mıdır?
nasıl çevirmeliyim sizce?
Almancası olan varsa, şöyle yazıyor almancasında da , 'vertragtypisch vorhersehbaren Schaden' yani sözleşmedeki tip öngörülebilir hasarlar gibi
sözleşme tipi hasarlar,
tipik sözleşme hasarları,
bir hizmet sözleşmesinde geçiyor. Bilmiyorum, türkçede sigortacılıkta vs. bir karşılığı var mıdır?
nasıl çevirmeliyim sizce?
Almancası olan varsa, şöyle yazıyor almancasında da , 'vertragtypisch vorhersehbaren Schaden' yani sözleşmedeki tip öngörülebilir hasarlar gibi
sözleşme tipi hasarlar,
tipik sözleşme hasarları,
resimdeki sağ taraftaki kutucukların içinde ne yazıyor ? nasıl çevirebiliriz
ingilizce'de "colonel" ile "kernel" kelimelerinin okunuşu tamamen aynı mı?
bir şehir içerisinde tanıdığın insanlar kadar güzeldir
a city is beautiful as you know people there
çeviri olmuş mu ?
a city is beautiful as you know people there
çeviri olmuş mu ?
"eski sevgiliden arkadaş olur mu?" sorusuna "olur" cevabını destekleyecek küçük bir makale tarzı yazabilecek bir yardımsever çıkar mı acaba? "evet olur, çünkü bla bla .." şeklinde bi yazı olacak. yalnız çok komplike cümleler ve kelimeler olmazsa çok iyi olur, intermediate seviyesinde olmalı. zor birşey istediğimin farkındayım, umarım bi yardım eli gelir :-)
I am graduated from X mi yoksa I graduated from X mi? 2 kullanıma daha raslıyorum da çeşitli yerlerde.
istediğiniz iki dosyayı daha önceki mailimde göndermiştim
şimdi tekrar rar dosyası olarak gönderiyorum
istediğiniz dosyalar ektedir
yukardaki yazılanı anlatmaya çalışıyorum aşağıdaki gibi bir şey yazdım olmadı sanırım
before i was again sending my files , I had been two file sent by mail
please see rar file is attached with this e-mail
şimdi tekrar rar dosyası olarak gönderiyorum
istediğiniz dosyalar ektedir
yukardaki yazılanı anlatmaya çalışıyorum aşağıdaki gibi bir şey yazdım olmadı sanırım
before i was again sending my files , I had been two file sent by mail
please see rar file is attached with this e-mail
Saraylar için mesela..
Yani "masadaki yiyecekler bedava değil, ücretli" cümlesindeki gibi?
"raw print queue" veya "raw queue"
bunun anlamı nedir tam olarak? tam çeviriye ihtiyacım var.
bunun anlamı nedir tam olarak? tam çeviriye ihtiyacım var.
'x filmi cannes'da gösterilecek' anlamındaki film gösterimini nasıl ifade ederim ? 'film will show' mu diyeceğim?
''kelimeleri karıştırıyorum'' daki karıştırmanın anlamı ne demek? yani learn yerine leave diyorum mesela.
Üçüncü dil olarak İspanyolca mı , Arapça mı yoksa Portekizce mi öğrenmeliyim?
Bu üç dil için İstanbul da önerileriniz neresi olur?Avrupa yakasında ikamet ediyorum.
Bu üç dil için İstanbul da önerileriniz neresi olur?Avrupa yakasında ikamet ediyorum.
az önce şöyle bir cümle kurdum. kurana kadar bir şey yok fakat gönderdikten sonra kendimi sorguladım. "little little" olayına mı döndüm?
"this is other it is other" dedim. "bu başka o başka" demek istedim?
not: ingilizce bilmiyorum. işte kendimce konuşuyorum. bu da biraz kendimce mi olmuş?
durum vahimse, bi kaç site söyleyin de en azından günlük konuşmaları yapabileyim :)
"this is other it is other" dedim. "bu başka o başka" demek istedim?
not: ingilizce bilmiyorum. işte kendimce konuşuyorum. bu da biraz kendimce mi olmuş?
durum vahimse, bi kaç site söyleyin de en azından günlük konuşmaları yapabileyim :)
İş İlanları
Kariyerinizi 'bilmemne' şirketi ile yönlendirin.
Bunu İngilizce'ye çevirmem gerekiyor da, ciddi bir yerde yayınlanacağı için hata yapmak istemiyorum. Yardımlar için şimdiden teşekkürler.
Kariyerinizi 'bilmemne' şirketi ile yönlendirin.
Bunu İngilizce'ye çevirmem gerekiyor da, ciddi bir yerde yayınlanacağı için hata yapmak istemiyorum. Yardımlar için şimdiden teşekkürler.
despite the criticisms,studies show the average homeschooled child scores higher on standardized tests than does the average child in public school.according to a nationwide study published in 1990 by the national home education research institute homeschooled children average above the 80th percentile on standardized achievements tests;public school students average in the 50th percentile.however,these studies are inconclusive because not all homeschooled children participated in these tests.it is likely that homeschoolers who do not expect to do well on a test do not volunteer to participate in such studies.in addition,research has not determined how to predict whether a particular child will do better in a conventional school or in a homeschooling environment.
acil. çok teşekküler
acil. çok teşekküler
kendi kendine dil öğrenen var mıdır buralarda? tabi ki advanced seviyeden bahsetmiyorum ki onu da yapan varsa ellerinden öperim.
en azından bir dil kursuna orta seviyeden başlayacak kadar öğrenmiş olmak hedefim. ama şu an için vakit ve nakit sıkıntısı çekiyorum. en masrafsız ve en etkili yol nedir dil öğrenmek için? deneyimlerinizi paylaşır mısınız? ingilizce hariç her dil için olabilir. (not: benim hedefim şu an için fransızca öğrenmek)
en azından bir dil kursuna orta seviyeden başlayacak kadar öğrenmiş olmak hedefim. ama şu an için vakit ve nakit sıkıntısı çekiyorum. en masrafsız ve en etkili yol nedir dil öğrenmek için? deneyimlerinizi paylaşır mısınız? ingilizce hariç her dil için olabilir. (not: benim hedefim şu an için fransızca öğrenmek)
Cannot create missing directories in path to the export file.
"Dosyanın dışa aktarılacağı yoldaki kayıp dizinler oluşturulamıyor."
Doğru mu sizce? Değilse nasıl olmalı?
"Dosyanın dışa aktarılacağı yoldaki kayıp dizinler oluşturulamıyor."
Doğru mu sizce? Değilse nasıl olmalı?
stackoverflow.com
Burda objective-c ile iligli yardım istedim ancak adam ne yapmamı istiyor zerre kadar anlamadım. bi diyin bana ne diyor bu adam.
Burda objective-c ile iligli yardım istedim ancak adam ne yapmamı istiyor zerre kadar anlamadım. bi diyin bana ne diyor bu adam.
Ya da onun gibi bir şey?
Dil konusunda sorunum yok da... Sorum; yurtdışında doktoraya başvurmadan önce dil sınavını buradan *mutlaka* vermenin gerekip gerekmediği... Belki de gideceğim yere göre, başvurduğum okulun dil sınavına filan girme imkanı olur?(Hiç bilmiyorum, olabilir mi?) İlla dil sınavını buradan halletmem gerekmeyebilir yani.
Ayrıca, ilk cümledeki sorumun cevabı "mutlaka" ise, girmem gereken sınav Toefl oluyor sanırım, hemen her yerde geçerli olması sebebiyle?
Yurtdışı doktora ve dil konusunda aydınlatılmayı bekliyorum. Bilgisi olanlardan rica ederim. Teşekkürler.
Not: Gideceğim ülke belli değil.
Ayrıca, ilk cümledeki sorumun cevabı "mutlaka" ise, girmem gereken sınav Toefl oluyor sanırım, hemen her yerde geçerli olması sebebiyle?
Yurtdışı doktora ve dil konusunda aydınlatılmayı bekliyorum. Bilgisi olanlardan rica ederim. Teşekkürler.
Not: Gideceğim ülke belli değil.
What happen if i use my sperm to make pregnant my guinea pig?
daha kesin değil.
bu konu daha netleşmedi.
anlamlarını verebilecek bir cümleye ihtiyacım var. birazcık acil.
teşekkür ederim iyi pazarlar.
bu konu daha netleşmedi.
anlamlarını verebilecek bir cümleye ihtiyacım var. birazcık acil.
teşekkür ederim iyi pazarlar.
langenscheidt'ın 30 günde almanca ya da german in 30 days diye bir kitabı var ama aradım taradım bulamıyorum
nerede bulacağıma dair bir önerisi olan?
nerede bulacağıma dair bir önerisi olan?
Merhaba arkadaşlar, Apple'ın developer programına üye oldum ancak araştırma sonucunda mail atmadıkça pek takmıyorlarmış. Ben 3 gün önce üye oldum şimdi ne olacak hesabım ne zaman onaylanır tarzı bir mail atmak istiyorum ve ingilizceme güvenim 0. Yardımcı olursanız sevinirim.
üniversitede geçen dönem japonca 1 dersini aldım. oradan çok az bir temelim var. ama yavaş yavaş unutuyorum harfleri filan. bizim kitap "minna no nihongo"ydu, ama bu kitap tamamen japonca hiç açıklama yok. benim aradığım kitap ise açıklaması olsun, anlatsın. türkçeden olur ingilizceden olur farketmez yeter ki anlayayım.
önerileri alayım.
önerileri alayım.
play the game: adetlere/belirli standartlara uygun davranmak f
play the part of: rolünü oynamak f
plumb the depths: -in derinliklerine girmek f
steal the show tüm ilgiyi/dikkatleri üzerine toplamak f
vs vs gibi cümleler ingilizcede ne olarak geçer? english phrases mi? google'da bu deyimlerin tam listesine nasıl ulaşabilirim ya da bildiğiniz bir site var mı?
play the part of: rolünü oynamak f
plumb the depths: -in derinliklerine girmek f
steal the show tüm ilgiyi/dikkatleri üzerine toplamak f
vs vs gibi cümleler ingilizcede ne olarak geçer? english phrases mi? google'da bu deyimlerin tam listesine nasıl ulaşabilirim ya da bildiğiniz bir site var mı?
Bu konuyla ilgili zilyon tane duyuru açılmış, nette de memurlar tarzı sitelerde de sorulmuş, ancak kendi İngilizce seviyeme uygun bir yanıt bulamadım.
İngilizcede herhangi bir sorunum yok, yani sadece test lazım bana.
Netten baktım, kimi diyor x yayınevininki kolay, y zor vs.. Memurlar.net muhabbetlerine çok uzak olduğum için kafam karıştı.
Zorluk seviyesi en üst olan kaynak hangisidir?
Teşekkür ettim şimdiden.
İngilizcede herhangi bir sorunum yok, yani sadece test lazım bana.
Netten baktım, kimi diyor x yayınevininki kolay, y zor vs.. Memurlar.net muhabbetlerine çok uzak olduğum için kafam karıştı.
Zorluk seviyesi en üst olan kaynak hangisidir?
Teşekkür ettim şimdiden.
bu eğitimi yurtdışında-misal londra'da almak daha mı mantıklı sizce? ayrıca sınavı orda geçmek daha mı zor olur acaba? kursu orda alıp sınavı burda mı vermeli?
www.youtube.com 
Şu videoyu izlerken resmen canım çekti yapılış itibariyle basit bir şeye benziyor ama ingilizce özürlüsü olduğum için malzemelerden bazılarını anlayamadım.. Videonun 1.56'ıncı dakikasında bir malzemeden bahsediyor hardal sandım ama değil daha sonra 4.35 de bu malzemeyi mayonezle karıştırıyor şefin bahsettiği bu malzeme tam olarak ne oluyor, neyden bahsediyor ?
1.56'ıncı saniyenin linki de aşağada:
www.youtube.com

Şu videoyu izlerken resmen canım çekti yapılış itibariyle basit bir şeye benziyor ama ingilizce özürlüsü olduğum için malzemelerden bazılarını anlayamadım.. Videonun 1.56'ıncı dakikasında bir malzemeden bahsediyor hardal sandım ama değil daha sonra 4.35 de bu malzemeyi mayonezle karıştırıyor şefin bahsettiği bu malzeme tam olarak ne oluyor, neyden bahsediyor ?
1.56'ıncı saniyenin linki de aşağada:
www.youtube.com

neden 'we arrived the station at 11' diyemiyoruz?
arrive intransitive verbs mü? 'we arrived at 11' mi doğrusu?
ben kullanıyodum ing konuşurken:( yanlış mı yani?
arrive intransitive verbs mü? 'we arrived at 11' mi doğrusu?
ben kullanıyodum ing konuşurken:( yanlış mı yani?
I have no ile I dont have arasında bir fark var mı?
...yardımsever bir arkadaş şu liriğin çevirisini yapabilir mi? En azından birinci kıtasını... Şimdiden teşekkür ederim.
Aslında derdim şu şarkıdaki mevzuyu anlamak: www.youtube.com
Πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει,
να 'χει μάτι που καρδιά να σφάζει,
να 'χει το καμάρι σου κι όλη αυτή τη χάρη σου
και τη βελουδένια την ελιά σου.
Να 'χει το καμάρι σου κι όλη αυτή τη χάρη σου
πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει.
θα σου δώσω πλούτη κι αν γυρέψεις,
μη με διώχνεις θα με καταστρέψεις,
πάρε με στα χέρια σου, τ' άσπρα περιστέρια σου
την καρδιά μου μ' άλλην δε θ' αλλάξεις.
Πάρε με στα χέρια σου, τ' άσπρα περιστέρια σου
πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει.
Πες πως μ'αγαπάς κι ας είναι ψέμα,
ρίξε μου κουκλί μου ένα βλέμμα,
μη μ' αφήνεις μόνο μου, γιάτρεψε τον πόνο μου
πλούτη και αν δεν έχω τι πειράζει.
Μη μ' αφήνεις μόνο μου, γιάτρεψε τον πόνο μου
πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει.
Aslında derdim şu şarkıdaki mevzuyu anlamak: www.youtube.com

Πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει,
να 'χει μάτι που καρδιά να σφάζει,
να 'χει το καμάρι σου κι όλη αυτή τη χάρη σου
και τη βελουδένια την ελιά σου.
Να 'χει το καμάρι σου κι όλη αυτή τη χάρη σου
πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει.
θα σου δώσω πλούτη κι αν γυρέψεις,
μη με διώχνεις θα με καταστρέψεις,
πάρε με στα χέρια σου, τ' άσπρα περιστέρια σου
την καρδιά μου μ' άλλην δε θ' αλλάξεις.
Πάρε με στα χέρια σου, τ' άσπρα περιστέρια σου
πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει.
Πες πως μ'αγαπάς κι ας είναι ψέμα,
ρίξε μου κουκλί μου ένα βλέμμα,
μη μ' αφήνεις μόνο μου, γιάτρεψε τον πόνο μου
πλούτη και αν δεν έχω τι πειράζει.
Μη μ' αφήνεις μόνο μου, γιάτρεψε τον πόνο μου
πού να βρω γυναίκα να σου μοιάζει.
tureng, zargan gibi kaliteli almanca-türkçe sözlük sitesi var mı ?
almanca - ingilizce de olur
almanca - ingilizce de olur
tesadüfen fb'ye eklemiş mısırlı, türkçe kursuna giden birisi var. "Anma arkadaş" şarkısını paylaşmıştım, hoşuna gitmiş. anlamını soruyor.
ben bana bayağı komik gelen eksik bir çevirme yaptım ama doğrusunu da merak ettim. nasıl çevirelim şu şarkıyı?
*****
bir sevgili uğruna
sen de benim gibi
yanma arkadaş
o yaşlı gözlerine, o yalan sözlerine
kanma arkadaş
giden gelir mi sandın,
aldandın boşa yandın,
bırakıp gitti seni
niçin ismini andın
anma arkadaş, anma arkadaş
bir gün geri gelecek,
senden af dileyecek
sanma arkadaş
yırt at gitsin resmini
unut artık ismini
anma arkadaş
ben bana bayağı komik gelen eksik bir çevirme yaptım ama doğrusunu da merak ettim. nasıl çevirelim şu şarkıyı?
*****
bir sevgili uğruna
sen de benim gibi
yanma arkadaş
o yaşlı gözlerine, o yalan sözlerine
kanma arkadaş
giden gelir mi sandın,
aldandın boşa yandın,
bırakıp gitti seni
niçin ismini andın
anma arkadaş, anma arkadaş
bir gün geri gelecek,
senden af dileyecek
sanma arkadaş
yırt at gitsin resmini
unut artık ismini
anma arkadaş
...yardımsever bir arkadaş şu ibarenin türkçesini benim için yazabilir mi:"gacela del amor que no se deja ver"?
Teşekkür ederim şimdiden.
ve hatta şu şiiri:
Solamente por oír
la campana de la Vela
te puse una corona de verbena.
Granada era una luna
ahogada entre las yedras.
Solamente por oír
la campana de la Vela
desgarré mi jardín de Catagena.
Granada era una corza
rosa por las veletas.
Solamente por oír
la campana de la Vela
me abrasaba en tu cuerpo
sin saber de quién era.
Sonsuz saygılar.
Teşekkür ederim şimdiden.
ve hatta şu şiiri:
Solamente por oír
la campana de la Vela
te puse una corona de verbena.
Granada era una luna
ahogada entre las yedras.
Solamente por oír
la campana de la Vela
desgarré mi jardín de Catagena.
Granada era una corza
rosa por las veletas.
Solamente por oír
la campana de la Vela
me abrasaba en tu cuerpo
sin saber de quién era.
Sonsuz saygılar.
en.wikipedia.org
In the evening, a young man named Corley is walking with his friend Lenehan and telling him about a woman he has seduced. His attitude towards her is clearly scornful, and he is happy to relate that she pays his tram fare and has brought him cigars stolen from the house where she is a maid. Corley considers the arrangement superior to when he used to take women out and spend money on them. A rendezvous has been arranged with the woman. As Corley meets her, Lenehan appraises her at a distance, yielding an unflattering description of her physical attributes. Over a supper of peas, Lenehan thinks enviously of Corley and contemplates his own lack of achievement at the age of thirty-one. He dreams of settling down with a "simple-minded" woman. After eating, Lenehan wanders around a bit more before meeting up with Corley at a previously arranged time. Corley presents him with a gold coin that he has just swindled from the woman, or that the woman stole from her employer on his behalf. Unbeknownst to the reader until now, the pair have been planning to do this all along.
Ben sonunu anlamadım, anlatmak istediğini de. Ne demeye getirmiş ki? Acaba bu hikayenin bir özeti mi sadece? Pair dediği ne, arkadaşlar mı yoksa Corley ve sevgilisi mi? Neyi planlıyorlarmış? Corley ve kadın arkadaşa altın parayı vermeyi mi planlamış? Corley ve arkadaşı kadından parayı almayı mı planlamış? Neymiş anlamadım ki nolduğunu.
Not: Hikayenin kendisi ingilizce, o yüzden umarım içerik ingilizce diye duyuruyu silmek gibi bir işgüzarlık yapmaz birileri.
In the evening, a young man named Corley is walking with his friend Lenehan and telling him about a woman he has seduced. His attitude towards her is clearly scornful, and he is happy to relate that she pays his tram fare and has brought him cigars stolen from the house where she is a maid. Corley considers the arrangement superior to when he used to take women out and spend money on them. A rendezvous has been arranged with the woman. As Corley meets her, Lenehan appraises her at a distance, yielding an unflattering description of her physical attributes. Over a supper of peas, Lenehan thinks enviously of Corley and contemplates his own lack of achievement at the age of thirty-one. He dreams of settling down with a "simple-minded" woman. After eating, Lenehan wanders around a bit more before meeting up with Corley at a previously arranged time. Corley presents him with a gold coin that he has just swindled from the woman, or that the woman stole from her employer on his behalf. Unbeknownst to the reader until now, the pair have been planning to do this all along.
Ben sonunu anlamadım, anlatmak istediğini de. Ne demeye getirmiş ki? Acaba bu hikayenin bir özeti mi sadece? Pair dediği ne, arkadaşlar mı yoksa Corley ve sevgilisi mi? Neyi planlıyorlarmış? Corley ve kadın arkadaşa altın parayı vermeyi mi planlamış? Corley ve arkadaşı kadından parayı almayı mı planlamış? Neymiş anlamadım ki nolduğunu.
Not: Hikayenin kendisi ingilizce, o yüzden umarım içerik ingilizce diye duyuruyu silmek gibi bir işgüzarlık yapmaz birileri.
yine karbonlu marbonlu bişey çeviriyorum ve soru şu;
35.000 million metric tons gibi bir şey geçiyor;
bunu 15 milyar metrik ton diye çevirebilir miyiz? yoksa bu biraz acayip bir ölçü birimi olduğu için 35 bin milyon metrik ton mu denir?
tişikkirler.
35.000 million metric tons gibi bir şey geçiyor;
bunu 15 milyar metrik ton diye çevirebilir miyiz? yoksa bu biraz acayip bir ölçü birimi olduğu için 35 bin milyon metrik ton mu denir?
tişikkirler.
burdaki ösym binasından yds başvurusu yapabiliyor muyuz?
Başlık da e-posta başlığı gibi oldu ama idare edin.
Daha evvel YDS başvurusu yapmadım ilk kez yapacağım. Online yapabiliyor muyum? PTT şubelerinden yapabilmem mümkün mü?
Daha evvel YDS başvurusu yapmadım ilk kez yapacağım. Online yapabiliyor muyum? PTT şubelerinden yapabilmem mümkün mü?
halihazırda bir kurumda çalışıyorum
b seviyesinde belgem var
çalıştığım kurumu yazarsam başvuru sırasında ne olur?
ösym belgeyi kuruma mı gönderir?
mesela c veya kazara d alırsam girdiğim sınav elimde patlar mı?
b seviyesinde belgem var
çalıştığım kurumu yazarsam başvuru sırasında ne olur?
ösym belgeyi kuruma mı gönderir?
mesela c veya kazara d alırsam girdiğim sınav elimde patlar mı?
The reasoning behind her/him/their conclusion nedir ne demektir
mimarlar, inşaatçılar, mühendisler, akademikler bakın hele. bu "yaşam alanı" diye diye her yerde kafamızı yedikleri marka konutlar ve konsept evler var ya, hah işte bu "yaşam alanı" tabirinin ingilizce literatürde bir karşılığı var mı?