ben 10-15 yıl önce migros'tan aileme aldırdığımı hatırlıyorum bunu çok da severek yemiştim. küçük bir kutunun içinde markalı şekilde satılıyordu. son 1-2 yıldır aklıma düştü tekrar girdiğim marketlerde bakıyorum göremedim. aktif olarak satan marketler biliyor musunuz ankara'da? macro center'da bile göremedim geçen de şubeden şubeye değişiyor olabilir tabi. veya balıkçılarda falan mı aramak lazım?
böyle yemeği içine koyuyolardı gazı basıyolardı kapağı kaldırınca koku yayılıyordu yemeğin sunulduğu kişiye o aletin adı neydi
bununla ilgili daha önce de sordum ama bu sefer daha farklı açıdan soracağım. geçtiğimiz senelerde arkadaşlarla yurt dışı tatili ayarlamaya çalışmıştım ama parası olanın vakti yoktu, vakti olanın parası yoktu bir şekilde gidemedik sonuç olarak. o yüzden artık bu yıl tek gitmeye karar verdim. gitmeyi düşündüğüm yer japonya. balkanlara gitsem bile 50k gidiyor her türlü o kadar harcamışken 100k vereyim japonya olsun dedim orası çok daha fazla ilgimi çektiği için (kafama yatan başka bir yer olursa değiştirme ihtimalim var gideceğim ülkeyi ama vizesiz yerleri düşünüyorum sadece).
kesin kararlıydım ancak bileti alırım o zamana dediğim tarih aralğı yaklaştıkça emin olamamaya başladım tekrar. arada sırada tek başına çıkıp takılmayı (self date de diyorlar buna internette) seven biriyim aslında. birkaç gün önce yaptım bunu en son daha önce gitmediğim güzel bir yerde yemek yedim üstüne farklı kokteyller deneyebileceğim bir yere geçip birkaç kokteyl içtim. güzeldi ancak 5-6 gün üst üste bunu yapmak sıkar gibi geliyor ben bunu ayda 1 bilemedin 2 yapıyorum. insan sosyal bir paylaşım içinde bulunacağı birini arar sanki. japonya'da öyle tanımadığın insanlarla bir anda sosyalleşebileceğin bir kültür var mı bilmiyorum ama ingilizcem de aşırı akıcı değil yani iletişim kurabilirim tabi öyle kötü de değil ama ingilizcede komik falan olabileceğimi sanmıyorum düz ve sıkıcı muhabbet ederim en fazla gibi.
aklımdaki gezi planını anlatayım bir de. sabah uyanıp kahvaltını yapmak ardından gezmeye değer yerleri gezmek akşama doğru oraya özgü şeylerle güzelce karnını doyurmak akşam ve gece de pub gibi bir yerde içmek. plan mı hatalı tek başına gezecek birisi için yoksa plandan bağımsız ben mi önyargılıyım. bilemedim daha önce tecrübesi olan veya tecrübesi olan birini yakından tanıyan varsa düşüncelerini tavsiyelerini öğrenmek isterim.
eğer önemliyse yaş 31, cinsiyet erkek.
kesin kararlıydım ancak bileti alırım o zamana dediğim tarih aralğı yaklaştıkça emin olamamaya başladım tekrar. arada sırada tek başına çıkıp takılmayı (self date de diyorlar buna internette) seven biriyim aslında. birkaç gün önce yaptım bunu en son daha önce gitmediğim güzel bir yerde yemek yedim üstüne farklı kokteyller deneyebileceğim bir yere geçip birkaç kokteyl içtim. güzeldi ancak 5-6 gün üst üste bunu yapmak sıkar gibi geliyor ben bunu ayda 1 bilemedin 2 yapıyorum. insan sosyal bir paylaşım içinde bulunacağı birini arar sanki. japonya'da öyle tanımadığın insanlarla bir anda sosyalleşebileceğin bir kültür var mı bilmiyorum ama ingilizcem de aşırı akıcı değil yani iletişim kurabilirim tabi öyle kötü de değil ama ingilizcede komik falan olabileceğimi sanmıyorum düz ve sıkıcı muhabbet ederim en fazla gibi.
aklımdaki gezi planını anlatayım bir de. sabah uyanıp kahvaltını yapmak ardından gezmeye değer yerleri gezmek akşama doğru oraya özgü şeylerle güzelce karnını doyurmak akşam ve gece de pub gibi bir yerde içmek. plan mı hatalı tek başına gezecek birisi için yoksa plandan bağımsız ben mi önyargılıyım. bilemedim daha önce tecrübesi olan veya tecrübesi olan birini yakından tanıyan varsa düşüncelerini tavsiyelerini öğrenmek isterim.
eğer önemliyse yaş 31, cinsiyet erkek.
ankara'da masaj yeri önerileri
semaforo de medianoche #1588738
"ben şurada şu masajı yaptırdım iyiydi gayet" veya kendiniz gitmeseniz bile "şuraya iyi diyolar" diyebileceğiniz öneriler var mı? google'a ankara masaj salonu yazıp gitmek istemiyorum öneri olursa iyi olur. benim iş yerinin yakınındaki otelin masajına gidiyolardı bizim şirketten ama şöyle bir fiyat listesi var wyndhamankara.com 1 saatlik masajlar 3 bin küsür normali mi bu burası mı fazla pahalı?
hafif acılı tereyağlı karides'i çok seviyorum ama hep onu almaktan da sıkıldım. sushilerden yana böyle bir derdim yok onlarda denediklerimi seviyorum de diğer şeyler için soruyorum esasında. quick china'da hem doyurucu ana yemek gibi olabilecek şeylerden hem aperatif olarak yenecek şeylerden sizin favorileriniz tavsiyeleriniz nedir?
doğum günü için beklentilere giren biri değilimdir normalde. şimdi yaklaşık 10 aydır falan yakınlaştığım bir arkadaş grubum var iş yerinden. önden şunu da belirteyim gruptaki tek erkek benim 3 de kız arkadaş var. bu gruptan biri için 3-4 ay önce doğum günü yemeği düzenlendi yenildi içildi eğlenildi. benim doğum günüm de 23 temmuz, grupta başka bir arkadaşın da 27 temmuz x diyelim bu arkadaşa. böyle olunca ben herhalde ikimize ortak bir organizasyon ayarlanır zamanı gelince diye düşünmüştüm o zamandan. özel bir beklenti değil bu da yani madem böyle bir şey yapılıyor grupta aynısı herkese yapılır herhalde. hem de 2 doğum günü üst üste olduğundan 1 taşla 2 kuş vurulur daha rahat olur millete de dedim. neyse iş yerinde görüştük kutladılar doğum günümü, ofise pasta masta söylendi ama bir organizasyondan bahseden olmadı. bu arada 3 ay önce kutladık dediğim arkadaşın da dışarda yemeği ayrıydı ofiste pastası ayrıydı (bence ikisine birlikte hiç gerek yok o ayrı). ben de x'le konuştum onun bildiği bir şey var mı diye, bir de zaten grupta en yakın olduğum kişi x ayrı bir samimiyetim var onunla. o da baya şaşırmıştı duruma, üzgündü. olmadı biz ayrıca bir şey yapalım falan dedi garip geldi diğerlerinin tavırları ikimize de.
şimdi bunların üstüne birkaç saat önce yani cuma akşamı haftaya x için doğum günü yemeği yapalım diye bir mesaj geldi bana. 3 ay önce doğana yemek ayarlanıp şu an o topa girilmemesini de aklamıştım ben aslında kendi içimde. demek ki o zaman öyle bir moddaydı millet bu sıra değiller falan dedim kendi kendime. bir de o zamanlar iş dışında da sık görüşüyorduk gecelere kadar oturuyorduk son 3 aydır ofis dışında çok nadir görüşüyoruz. o da gruptaki bizi organize eden arkadaşın ilişkiye başlamasından kaynaklı aslında. ama şimdi ben bu duruma acayip fitil oldum yani aralarında 4 gün olan 2 kişiden 1'i için yemek verilip diğerine kutlayıp geçmek hakaret gibi bir şey. en başta dediğim gibi doğum günü hiç önemli değil benim için gerçekten de bu hareketin beni pek sallamamak gibi bir karşılığı olması canımı sıkan şey. bana sürpriz mi yapılmaya çalışılıyor diycem ama sürpriz niyeti olsa hiç söylenmezdi x'e doğum günü yemeği yapalım diye. ayrıca zaten bir yerde yemeğe gidilecek nihayetinde en geç 1 gün öncesinde söylemen lazım durumu, sürprizlik bir şey olmuyor bir yere gitmeli organizasyonda. öğlen atılan mesaja cevap veresim gelmedi hala mevzuyu anlamlandıramadğım için.
benim aslında napacağım belli ama sizin yorumunuz ne bu duruma ve siz somut bir karşılık verir miydiniz onu merak ettim? benim tepkim ve davranışlarım çoğunluktan çok mu farklı kaçıyor onu merak ediyorum aslında. ben gene 27'sini beklerim diye düşünüyorum tepki vermek için. saçma da olsa bir sürpriz ihtimali var hala ama ondan sonra duruma göre bakarım. bakarımdan kastım şöyle normalde insanlara küsen veya trip atan biri değilim normalde. sadece kırıldığım, canımı sıkan davranışları olursa birinin o kişinin o özelliğini not alır ona göre davranırım ben de. mesela yalanını mı yakaladım güvenmem bir daha ya da beni ekmeye mi çalıştı hiçbir yere çağırmam bir daha ama grupça görüşünce o kişiyle eskisi gibi goygoyumu yapmaya devam ederim aynı şekil. burada da arkadaşların 27'sindeki tavırlarına göre ilişkimi şekillendiririm. yüzlerine gülmeye devam ederim ama bende pek değerleri kalmaz.
şimdi bunların üstüne birkaç saat önce yani cuma akşamı haftaya x için doğum günü yemeği yapalım diye bir mesaj geldi bana. 3 ay önce doğana yemek ayarlanıp şu an o topa girilmemesini de aklamıştım ben aslında kendi içimde. demek ki o zaman öyle bir moddaydı millet bu sıra değiller falan dedim kendi kendime. bir de o zamanlar iş dışında da sık görüşüyorduk gecelere kadar oturuyorduk son 3 aydır ofis dışında çok nadir görüşüyoruz. o da gruptaki bizi organize eden arkadaşın ilişkiye başlamasından kaynaklı aslında. ama şimdi ben bu duruma acayip fitil oldum yani aralarında 4 gün olan 2 kişiden 1'i için yemek verilip diğerine kutlayıp geçmek hakaret gibi bir şey. en başta dediğim gibi doğum günü hiç önemli değil benim için gerçekten de bu hareketin beni pek sallamamak gibi bir karşılığı olması canımı sıkan şey. bana sürpriz mi yapılmaya çalışılıyor diycem ama sürpriz niyeti olsa hiç söylenmezdi x'e doğum günü yemeği yapalım diye. ayrıca zaten bir yerde yemeğe gidilecek nihayetinde en geç 1 gün öncesinde söylemen lazım durumu, sürprizlik bir şey olmuyor bir yere gitmeli organizasyonda. öğlen atılan mesaja cevap veresim gelmedi hala mevzuyu anlamlandıramadğım için.
benim aslında napacağım belli ama sizin yorumunuz ne bu duruma ve siz somut bir karşılık verir miydiniz onu merak ettim? benim tepkim ve davranışlarım çoğunluktan çok mu farklı kaçıyor onu merak ediyorum aslında. ben gene 27'sini beklerim diye düşünüyorum tepki vermek için. saçma da olsa bir sürpriz ihtimali var hala ama ondan sonra duruma göre bakarım. bakarımdan kastım şöyle normalde insanlara küsen veya trip atan biri değilim normalde. sadece kırıldığım, canımı sıkan davranışları olursa birinin o kişinin o özelliğini not alır ona göre davranırım ben de. mesela yalanını mı yakaladım güvenmem bir daha ya da beni ekmeye mi çalıştı hiçbir yere çağırmam bir daha ama grupça görüşünce o kişiyle eskisi gibi goygoyumu yapmaya devam ederim aynı şekil. burada da arkadaşların 27'sindeki tavırlarına göre ilişkimi şekillendiririm. yüzlerine gülmeye devam ederim ama bende pek değerleri kalmaz.
tamam öyle büyük bir rahatsızlığım yok ama küçük küçük o kadar fazla şey var ki hayat yaşanmaz kılınmaya başladı gibi hissediyorum. yaş da 30 bu arada. liste şu şekilde:
-seboreik dermatit (10 yıldır şiddetli şekilde devam ediyor sağolsun hiç yalnız bırakmıyor beni),
-saç dökülmesi,
-yüksek taban (düz tabanın tersi),
-alt çene biraz arkada ameliyat dediler ona da ama olmayı düşünmüyorum görünüş olarak öyle bariz bir sıkıntı yok,
-her çeşit fıtık (göbek fıtığı ameliyatta düzeltildi, kasık için de 1 yıla falan ameliyata girmeyi düşünüyorum, bel ve boyun ciddi seviyede değil şu an),
-omurgada asimetri (skolyoz değil ama asimetrikmiş omurgam mesela sol omuz başım sağdan az bir şey yukarda gibi. tek başına bir şey değil bu ama fıtıklar falan solda oluşuyor bende hep oraya yükleniyormuşum bu asimetri yüzünden),
-içten olan burun eğriliği (bu nerdeyse herkeste var gerçi baya tanıdığım ameliyatını oldu bunun),
-diş etlerinde genetik bir problem normal birine göre çok daha fazla diş taşı oluşumu oluyor o yüzden azami dikkat göstermem gerek yoksa çok hızlı şekilde diş kaybedilirim,
-göz tansiyonu (şu an ilaç kullanmıyorum ama düzenli kontrole gitmem gerek),
-oldukça hafif seviyede de olsa bir el titremesi de var,
-damarlarım inceymiş bir de sanırım 2 dk bağdaş kursam acayip uyuşur bacaklarım. milletle birlikte oturduğumuz yerden birlikte kalkarız herkes normal yürür ben 2 dk uyuşmanın geçmesini beklerim yürüyebilmek için,
-son olarak da iç basurumun olduğunu öğrendim,
-bir de bağırsaklarım fazla kıvrımlıymış onun özel bir adı var mı bilmiyorum da gevşetmek için ilaç verdi doktor.
annem babam da sağlıklı insanlar genel olarak yaşlandıkça bazı ufak tefek sıkıntıları çıktı birçok insan gibi ama benim yaşlarımda falan böyle şeyleri yok pek. evet belki yukarda saydıklarımın hiçbiri aşırı ciddi değil ama hepsi küçük küçük rahatsız edici sinir bozucu şeyler ve bu kadarı bir araya gelince gerçekten sinirim bozulmaya başladı ve kendimi yarı sakat gibi hissediyorum artık. abartıyor muyum acaba yoksa gerçekten sağlıklı denebilecek insanlar arasında en şanssızlardan biri miyim nedir anlamadım.
-seboreik dermatit (10 yıldır şiddetli şekilde devam ediyor sağolsun hiç yalnız bırakmıyor beni),
-saç dökülmesi,
-yüksek taban (düz tabanın tersi),
-alt çene biraz arkada ameliyat dediler ona da ama olmayı düşünmüyorum görünüş olarak öyle bariz bir sıkıntı yok,
-her çeşit fıtık (göbek fıtığı ameliyatta düzeltildi, kasık için de 1 yıla falan ameliyata girmeyi düşünüyorum, bel ve boyun ciddi seviyede değil şu an),
-omurgada asimetri (skolyoz değil ama asimetrikmiş omurgam mesela sol omuz başım sağdan az bir şey yukarda gibi. tek başına bir şey değil bu ama fıtıklar falan solda oluşuyor bende hep oraya yükleniyormuşum bu asimetri yüzünden),
-içten olan burun eğriliği (bu nerdeyse herkeste var gerçi baya tanıdığım ameliyatını oldu bunun),
-diş etlerinde genetik bir problem normal birine göre çok daha fazla diş taşı oluşumu oluyor o yüzden azami dikkat göstermem gerek yoksa çok hızlı şekilde diş kaybedilirim,
-göz tansiyonu (şu an ilaç kullanmıyorum ama düzenli kontrole gitmem gerek),
-oldukça hafif seviyede de olsa bir el titremesi de var,
-damarlarım inceymiş bir de sanırım 2 dk bağdaş kursam acayip uyuşur bacaklarım. milletle birlikte oturduğumuz yerden birlikte kalkarız herkes normal yürür ben 2 dk uyuşmanın geçmesini beklerim yürüyebilmek için,
-son olarak da iç basurumun olduğunu öğrendim,
-bir de bağırsaklarım fazla kıvrımlıymış onun özel bir adı var mı bilmiyorum da gevşetmek için ilaç verdi doktor.
annem babam da sağlıklı insanlar genel olarak yaşlandıkça bazı ufak tefek sıkıntıları çıktı birçok insan gibi ama benim yaşlarımda falan böyle şeyleri yok pek. evet belki yukarda saydıklarımın hiçbiri aşırı ciddi değil ama hepsi küçük küçük rahatsız edici sinir bozucu şeyler ve bu kadarı bir araya gelince gerçekten sinirim bozulmaya başladı ve kendimi yarı sakat gibi hissediyorum artık. abartıyor muyum acaba yoksa gerçekten sağlıklı denebilecek insanlar arasında en şanssızlardan biri miyim nedir anlamadım.
(2)
su bazlı güneş kremi (seboreik dermatitlerin yüzüne sürebileceği)
semaforo de medianoche #1586160
bende seboreik dermatit olduğu için yüzüme yağlı bir şey sürmemem lazım. su bazlısı da var sanırım bunların bu durumda hangisini önerirsiniz?
ben bu pantolon işini çözemedim. çalışıyorum haftada 3 gün ofise gidiyorum. 2 tane kanvas pantolonum var biri lacivert biri haki yeşil. 1 kot pantolonum var koyu mavi. 1 keten pantolonum var o da yeşil. 1 de lacivert relax fit bir pantolon eşofman arası bir şey var. iş yerinde kotu da giyemiyoruz. en kullanışlılar kanvaslar olduğu için %90 o 2 pantolonu döndürüp duruyorum zaten diğer 2 pantolonum da farklı kumaşlarda olmasına karşın aynı renklerde. bu durumdan sıkılmaya başladım ama ne alırsam kullanışlı olur onu da çözemedim. her üstüme en güzel ya lacivert ya da haki yeşil gidiyor gibi geliyor sonunda. sizin sık sık giydiğiniz kaç pantolonunuz var ve pantolonda hangi renkleri tercih ediyorsunuz? işte giymeye de uygun olacak farklı renklerde nasıl pantolonlar önerirsiniz bana?
(4)
desenli yarım kollu tiril tiril gömlekler için hangi markalara bakmalı
semaforo de medianoche #1584976
inditex grubu (zara mara) dışında güzel yarım kollu tiril tiril gömlekler hangi markalardan alınabilir?
apandis patlaması yaşayıp ameliyat oldum pazartesi saat 1'de. bir de göbek fıtığı varmış doktor görünce onu da bağladım falan dedi. iltihap riskinden ötürü diren taktılar bir de. salı günü taburcu ettiler perşembe günü kontrole gidicem orada büyük ihtimal çıkarıcaklar direni. şu an bende ameliyat ağrısı acısı falan yok aslında (patlamasına rağmen kapalı yapılabilmiş sanırım ameliyat) ama fiziksel olarak çok rahatsızım. oturduğumda rahatsızım yattığımda rahatsızım yürümek zor kırmaşmak zor falan. herkesin ameliyat tecrübesi kendine has tabi ama benzer ameliyatlar geçirenler vardır bir sorayım dedim sonrasındaki süreci. bu rahatsızlık acaba çoğunlukla direnle mi alakalı sizce o çıkınca rahatlar mıyım? ya da göbek fıtığına yapılan işlem mi zorladı beni? yoksa apandisin normalinde mi var bu olay? ne zaman rahatlarım? ne yaparsan yap sürekli konforsuz hissetmek çok sinirimi bozuyor artık ve de bu durumun azalmasını beklerken dünden bugüe arttı maalesef o sinirimi bozdu iyice uyuyamıyorum da hiç.
şehir melbourne. bütçe max 200 aud yani 4k tl civarı oluyor. aklıma bumerang geliyor avustralya'ya özgü bir şey düşününce ama giyim falan da daha ucuz orada. türkiye'de bulamayacağım ya da zor bulacağım bir şeyler olsa daha mantıklı bence oraya özgü kıyafet ya da aksesuar falan var mı bildiğiniz? belki şu da olabilir 1 tommy tişört burada 5k tl orada 1-2 civarınaysa o tarz bir şey istemek de mantıklı olabilir.
bir haftadır falan dışkılama sonrası peçetede ve tuvalette kan görüyorum az da değil miktarı. diyeceksiniz ki böyle bir şey varsa doktora git hemen. doğru yorum da bu olur tabi ama şöyle bir şey var bende başka hiçbir rahatsızlık yok. yani öyle çok ağrılı, acılı bir şey falan yaşamıyorum normal tuvaletimi yapıyorum hayatıma negatif bir etkisini görmeyince de hastaneye gitmeye üşeniyorum açıkçası. 1-2 sene önce de böyle bir şey yaşamıştım sonra kendiliğinden geçmişti. bir sorayım dedim tıbbi bilgisi olan biri veya benzer bir şey yaşayan, kendi yaşamasa da çevresinde duyanların yorumları varsa belki karar vermeme yardımcı olur negatif bir etkisi olmasa bile gene gitmeli miyim doktora?
odtü vişnelik yaşar konseri bileti gişe fiyatının altına satılık
semaforo de medianoche #1583683
konser yarın. bir arkadaş şehir dışına çıkması gerektiği için gelemiyor bilet yanmasın bari diye biraz daha ucuza verelim dedik. talip varsa yazabilir.
artık hep aynı şeyleri dinlemekten sıkıldım ama yeni müzikleri de beğenmiyorum. daha doğrusu duyduklarımı diyeyim. raple veya elektronik müzikle pek alakam yok. yeni stil türkçe popu da beğenmiyorum 90'lar 00'lar dinlerim hala ama 2010'lardan sonra kötü bir şeye döndü benim için. hep de bunları duyuyoruz ama ortalarda. tür olarak rock, pop, alternative rock, punk, indie falan severim. talking heads, the smiths, oasis, the kinks sevdiklerime örnek olarak ilk aklıma gelenler mesela. türkçede de klasik isimler işte levent yüksel, sertab erener, cem karaca, barış manço, teoman, şebnem ferah, duman, mvö falan ilk aklıma gelen örnekler. altın gün var bi yenilerden sevdiğim ama onlar da cover grubu neticede. hem sizin zevkime uygun gördüğünüz grup/şarkıcı veya albüm tavsiyeleriniz varsa onları yazabilirsiniz ama onun dışında esas merak ettiğim şey yeni müzik keşfetme yöntemleri. eskiden çok fazla bilmediğim grup falan vardı heyecanla onları keşfetmeye çalışıyordum daldan dala atlayarak ama artık 30 yaşına gelince o da kalmadı popüler çoğu grubu/şarkıcıyı bir kere ziyaret ettim artık. bir yerden sonra bir filmde ya da başka bir şekilde tesadüfi duyup sevdiklerim yeni keşif olabiliyor benim için böyle olunca da çoğunlukla eski bildiklerime takılıp kalıyorum sıkıldım bu durumdan.
bir de yeni şarkılara çok sabrım da olmayabiliyor. mesela rolling stones angry ilk dinlediğimde fena değil deyip geçmiştim bir daha açmadım. ama sonra oynadığım oyunda tekrar tekrar maruz kalınca çalma listeme ekledim ben de. yani mecburi olarak maruz kalmasam geçip gitmişti bu şarkı bende. böyle bir durum da var.
bir de yeni şarkılara çok sabrım da olmayabiliyor. mesela rolling stones angry ilk dinlediğimde fena değil deyip geçmiştim bir daha açmadım. ama sonra oynadığım oyunda tekrar tekrar maruz kalınca çalma listeme ekledim ben de. yani mecburi olarak maruz kalmasam geçip gitmişti bu şarkı bende. böyle bir durum da var.
fury road'da yeşil yerin yok olduğunu öğrendikten sonra furiosa ve many mothers 160 günlük bir yolculuk planlıyor ya tuzu geçmek için tek şansımız bu falan diyor. sonra max onları o yolculuk yerine kaleye dönmeye ikna etmişti ama o ilk plandaki 160 günlük yoldaki hedef neydi nereye gideceklerdi?
bir de furiosa'nın alnına siyah boya sürmesinin bir sebebi var mı yoksa furiosa'da gördüğümüz yanındaki adam yapıyor diye mi yaptı sadece? öyleyse de o adamın yapmasının bir anlamı var mıydı?
bir de furiosa'nın alnına siyah boya sürmesinin bir sebebi var mı yoksa furiosa'da gördüğümüz yanındaki adam yapıyor diye mi yaptı sadece? öyleyse de o adamın yapmasının bir anlamı var mıydı?
bir arkadaşın düğününe katılamadım. aslında şartları zorlasam katılabilirdim ama çok da yakın değildim o sıralar. dolayısıyla altın da takmadım. fakat sonradan yakınlaştık bununla. muahbbetimiz arttığından beri de sık sık şakayla karışık altınımı al diyor bana. şakayla karışık gibi ama ciddi de yani çünkü şaka olsa 1-2 yapılır bununki her hafta rutine döndü artık. bana da açıkçası saçma geliyor o zaman çok yakın olsak zaten katılamıyorum ama altınını mutlaka alıcam sonradan falan derdim ama değildik. sonradan yakın oldum diye geçmişe yönelik borç çıkması mantıklı değil bence. zaten zengin de birisi. abd tatiline gittiği için geçen parası bitmiş borca girmiş de sonuçta lüks bir etkinlik yapmışsın da bitmiş paran ekmek alarak bitirmedin yani. siz olsanız napardınız?
(1)
dr muttalip keser'in muayenehanesine asla ulaşamıyorum (saç ekimi)
semaforo de medianoche #1582393
saç ekimi için bir düşüncem var. bir süre önce araştırmıştım bence kendisi türkiye'nin en iyisi. ektiğinin tutma oranı en yüksek doktor gördüğüm kadarıyla. baya pahalı olduğunu da biliyorum fakat ömür boyu kafanda taşıyacağın bir işlem olduğu için değer diye düşündüm. ancak internetteki numaralarını arıyorum çoğunlukla açmıyorlar bile. daha öncesinde açmamışlardı bir kere açası tuttu görüştüm o zaman wp'dan resimler atmamı istedi ona göre bilgi verelim dedi açan kişi (sekreter sanırım). attım sonra görüldü oldu fakat hiç geri dönüş almadım. tekrar arıyorum açmıyorlar. yurtdışından çok müşteri alıyor biliyorum da zaten parası sabit euroyla ekiyor, aynı parayı vericez biz de. anlamadım uygun değillerse uygun değiliz desinler o da yok. bunlara ulaşabilen var mı nasıl ulaşmak lazım?
4-5 yıl öncesinde falan iyi bir fifa oyuncusuydum. arkadaşlara karşı oynadığımda arada yenilsem de çoğunlukla üstün gelirdim. fut falan işine çok girmedim ama kariyer modu açardım playstationda efsanevi zorluğa karşı kazanırdım genelde. sıkmıştı biraz beni oyun malum sebeplerden ötürü birkaç yıldır doğru düzgün oynamadım anca denk gelince arkadaşla falan oynadık. şimdi ps5'te aylık oyunlarda bedava verilince bir kurayım dedim oynadım da efsanevi yz beni tokatlıyor her seferinde. dünya klasında kazandım ama orada da çok rahat değilim. efsanevide rakipten top almak çok zor cezasahasına kadar geliyorlar bir şekilde orada durdurabilirsem durduruyorum. legacy defending yapıyorum ama acaba artık legacy'yle iyi oynamak mümkün değil mi öyle bir değişiklik mi oldu? ya da ayarlarda başka dikkat etmem gereken bir şey mi var? sinirim bozuldu ya
daha önce tek başına yurt dışı seyahatiyle ilgili soru sormuştum www.eksiduyuru.com şimdi daha spesifikleştirerek sormak istiyorum. tek başına japonya'ya gitmek sizce pişman olunacak bir hareket mi olur? açık ara en çok seyahat etmek istediğim yer. çok merak ettiğim ve gezmek istediğim bir ülke ama çok uzak ve çok farklı bir kültür (beni cezbeden kısmı da bu aslında). bu ilk kez yurtdışına çıkan ve bunu da tek başına yapacak biri için önemli sıkıntılara yol açar mı?
bir de eylül-ekim gibi gitmeyi düşünüyordum ama bu uzakdoğunun iklimi değişik o mevsimlerde yağmur fırtınadan gezemezsin asla gibi bir şey olur mu?
bir de eylül-ekim gibi gitmeyi düşünüyordum ama bu uzakdoğunun iklimi değişik o mevsimlerde yağmur fırtınadan gezemezsin asla gibi bir şey olur mu?
normalde spor bir tarzım var zara, nike, wwf falan giyiyorum pek anlamam klasik erkek giyimden. dümdüz siyah takım, beyaz gömlek, siyah kravat gibi bir şey yapmak istemiyorum biraz klasik giyime modern veya belki spor dokunuşlar yapan bir kombin düşüncesi var aklımda. ilk sorum şu: kombin nasıl olmalı sizce? (atıyorum x renk blazer ceket, y renk keten pantolon tarzı tarifler istiyorum yani eğer yapabiliyorsanız tabi)
2. soru: hangi markalara bakmalıyım sizce? network var aklımda ama başka var mı? çok uçuk fiyatlara çıkamam da orta üst seviye alabilirim network zorlarım belki.
2. soru: hangi markalara bakmalıyım sizce? network var aklımda ama başka var mı? çok uçuk fiyatlara çıkamam da orta üst seviye alabilirim network zorlarım belki.
paraya kıyıp süper keyif alarak bir şeyler yemek isteyince gittiğim bazı yerler var. mesela luigi's, stüdyo pizza, chef bros gibi yerler. sıralı kebap da kebapçıların bu seviyesi sanırım orası da uğranacaklar listemde henüz gidemedim. belki bestekar'daki çin lokantası (adını unuttum) da girebilir bunların arasına diğer seçenekler kadar üst düzey gözükmese de yemeklerinin kalitesi olarak öyle denebilir. başka var mı önerebileceğiniz bu seviyede güzel yerler alternatif sayısını biraz arttırmak istiyorum.
not: ben çayyolu, ümitköy taraflarına neredeyse hiç gitmiyorum yazdığım yerlerden de göreceğiniz üzere. çankaya, tunalı civarlarını daha çok tercih ediyorum ama oralarda da illaki özel yerler vardır. belki öyle semt bazlı tavsiye vermek daha kolay olur oraları da düşünebilirsiniz tavsiye verirken diye ekleyeyim dedim bunu.
not: ben çayyolu, ümitköy taraflarına neredeyse hiç gitmiyorum yazdığım yerlerden de göreceğiniz üzere. çankaya, tunalı civarlarını daha çok tercih ediyorum ama oralarda da illaki özel yerler vardır. belki öyle semt bazlı tavsiye vermek daha kolay olur oraları da düşünebilirsiniz tavsiye verirken diye ekleyeyim dedim bunu.
şirketçe power bi'a geçme hazırlığında olduğumuz için yeniyiz kurcalaya kurcalaya çözmeye çalışıyoruz bazı kısımları. şöyle bir derdimiz oldu bir departmanla ilgili raporları paylaşmak için o departmana özel yeni bir workspace oluşturduk. o departmanın çalışanlarına o workspace'de yetki verdik. ardından oraya publish ettik raporu. ancak biz istiyoruz ki o workspace'deki yetkili kullanıcılar kolay bir şekilde paylaşılan raporu desktop uygulamasında açabilsin. desktopta ve web service kısmında paylaşılan raporlara ait bir klasörleme olsun vs. mesela one drive'da paylaşılan excel'i direkt uygulaamda aç diyerek açabiliyorlar ama burada indirmek gerekiyor. ve esas sıkıntı şu indirip değişiklik yaparsa tekrar aynı adda publish etmesine izin vermiyor. raporu güncellemek isteyecekler belki o departmanın çalışanları ama bunu nasıl yapacaklar. belki bir republish seçeceği vardır bir yerde onu çok araştırmadık ama son kullanıcıdan bahsediyoruz burada direkt gelmediği için o republish butonu sıkıntı son kullanıcıya mümkün olduğunca az kompleks bir çözüm bulmak lazım çünkü.
örnek olarak ben şu videoyu gördüm geçen ilk part kısmı acayip iyi geldi bana www.youtube.com 
bunun dışında timur doctorov live ve angelo shoe shine kanallarına bakıyorum güzel videoları oluyor onların da. sizin favorileriniz nedir?

bunun dışında timur doctorov live ve angelo shoe shine kanallarına bakıyorum güzel videoları oluyor onların da. sizin favorileriniz nedir?
hikaye şöyle başladı. anonim bir kız profili twitter'da takip etti beni ben de geri döndüm. sonra bana mesaj atmaya başladı oradan buradan muhabbet etmeye başladık. ben ankara'da yaşıyorum kızın istanbul'da yaşadığını öğrendim. açıkçası aynı şehirde olsak bir date ayarlamaya çalışırdım kızın da istekli tavırlarını görünce ama farklı şehirler olunca hiç sallamadım yazmadım. kız arada bir yazmaya devam etti ama. sık aralıklarla değil de bazen 15 günde 1 bazen ayda 1 falan ve güzel bir muhabbetimiz oluştu. insanlarla frekansı kolay kolay tutan biri değilim ama onunla tuttu. konuşmalarımız keyif veriyordu yani. ben de bazı şeyleri bahane ederek yazmaya başladım buna öylece muhabbetimiz arttı.
bu arada bu kızın küçük bir profili var 40-50 kişi civarı takip ve takip edilen sayısı. ve ara ara üstü kapalı ama bana mesaj veren tarzda tivitler atıyordu. mesela burcumun ne olduğunu biliyor yıldız haritasında benim burcumun çıktığını yazıyor şakayla karışık falan ya da rüyasında ankara'da çok güzel birisiyle date'te olduğunu yazıyor vs. kızın böyle bariz şekilde yürümesini gördükten sonra istanbul'da olduğu için hiç düşünmediğim ilişki işini ufaktan düşünmeye başladım. biraz daha flörtöz konuşmalara girdik falan o muhabbetlerde de biraz ilerledik karşılıklı yürüştük yani. instagram'a da geçtik. ama bir sonraki aşamaya taşımak için napabilirim bunu hiç bilmiyorum.
kalkıp istanbul'a gitmek hiç yüz yüze görüşmediğin biri için çok fazla bir hareket bence onu yapmak istemedim. birbirimizin fotoğraflarını görsek de ve yazışsak da yüz yüze görüşmenin enerjisi farklı belki karşı taraf belki ben hayal kırıklığına uğrayacağız. aynı şehirde olsak kötü date sonrası gider evine normal hayatına devam edersin de başka şehire gitmek çok daha kötü bir etki yaratır bende. ve hala başka şehirdeki biriyle ilişki yaşamak istediğimden emin değilim bu da var. kız henüz üni okuyor ama ilerde ankara'da yaşamak istediğine dair de bir şeyler dedi bana. bir de çok sık konuşmuyoruz. ben zaten genel olarak her gün yazmayı sevmiyorum (aşık olsan severdin demeyin öyle olmuyor bende) karşıdaki kişiden bağımsız bana fazla geliyor. bir de arada 500 km olma durumu olduğundan o da bir frenliyor beni. haftada veya 2 haftada 1 falan konuşuyoruz bazen bir muhabbet 3 gün de sürebiliyor ama genel olarak sıklık az. bir yandan da kız aklımda kaldı. niyeyse benden çok etkilendi gibi böyle böyle aklıma soktu kendini ve konuştukça ben de onu sevdim. sonuç olarak başka şehirde diye hiç bu işle uğraşasım gelmese de sevdiği ve keyifle konuştuğu birisi nadir çıkan birisi olarak çıkanı da sırf başka şehirde diye yok saymak da mantıklı gelmiyor. şimdi ne yapmalıyım sizce?
bu arada bu kızın küçük bir profili var 40-50 kişi civarı takip ve takip edilen sayısı. ve ara ara üstü kapalı ama bana mesaj veren tarzda tivitler atıyordu. mesela burcumun ne olduğunu biliyor yıldız haritasında benim burcumun çıktığını yazıyor şakayla karışık falan ya da rüyasında ankara'da çok güzel birisiyle date'te olduğunu yazıyor vs. kızın böyle bariz şekilde yürümesini gördükten sonra istanbul'da olduğu için hiç düşünmediğim ilişki işini ufaktan düşünmeye başladım. biraz daha flörtöz konuşmalara girdik falan o muhabbetlerde de biraz ilerledik karşılıklı yürüştük yani. instagram'a da geçtik. ama bir sonraki aşamaya taşımak için napabilirim bunu hiç bilmiyorum.
kalkıp istanbul'a gitmek hiç yüz yüze görüşmediğin biri için çok fazla bir hareket bence onu yapmak istemedim. birbirimizin fotoğraflarını görsek de ve yazışsak da yüz yüze görüşmenin enerjisi farklı belki karşı taraf belki ben hayal kırıklığına uğrayacağız. aynı şehirde olsak kötü date sonrası gider evine normal hayatına devam edersin de başka şehire gitmek çok daha kötü bir etki yaratır bende. ve hala başka şehirdeki biriyle ilişki yaşamak istediğimden emin değilim bu da var. kız henüz üni okuyor ama ilerde ankara'da yaşamak istediğine dair de bir şeyler dedi bana. bir de çok sık konuşmuyoruz. ben zaten genel olarak her gün yazmayı sevmiyorum (aşık olsan severdin demeyin öyle olmuyor bende) karşıdaki kişiden bağımsız bana fazla geliyor. bir de arada 500 km olma durumu olduğundan o da bir frenliyor beni. haftada veya 2 haftada 1 falan konuşuyoruz bazen bir muhabbet 3 gün de sürebiliyor ama genel olarak sıklık az. bir yandan da kız aklımda kaldı. niyeyse benden çok etkilendi gibi böyle böyle aklıma soktu kendini ve konuştukça ben de onu sevdim. sonuç olarak başka şehirde diye hiç bu işle uğraşasım gelmese de sevdiği ve keyifle konuştuğu birisi nadir çıkan birisi olarak çıkanı da sırf başka şehirde diye yok saymak da mantıklı gelmiyor. şimdi ne yapmalıyım sizce?
googleladım ama eski etkinlikler falan çıktı. acaba düzenli yapan veya düzenli olamsa da arada yapan bir pub, cafe falan var mı ankara'da bilen var mı? varsa nereden takip etmek lazım tarihlerini saatlerini?
erkek bir karakter, %100 insan mıydı robotik bir tarafı var mıydı tam emin değilim. emin olduğum kısım acayip kaslı kocaman bir göğsü vardı bu karakterin. ellerini göğsüne vurarak başlıyordu zaten dövüşe. göğsüyle rakibine uçtuğu bir saldırısı vardı. tekken 5 ya da 6 olması lazım bir ihtimal 4 de olabilir. hangisi bu karakter ya? karakterlerin görsellerine baktım da tanıdık gelmedi oradan. tekken chest attack falan yazınca da bulamadım.
çoğu arkadaşım evli oldu, çift oldu artık o yüzden pek birlikte gidebileceğim biri kalmadı. o yüzden tek başıma bir yurt dışı gezisi yapsam mı 1 haftalık diye düşünmekteyim ama biraz korkutuyor da beni. normalde kendi kendime zaman geçirmeyi de severim aslında ama 1 hafta tek başına gezerek geçirmek için insanı sıkabilecek bir süre gibi geliyor, yurt dışına gidip 3 günde dönmek de olmaz. pek sosyal birisi değilim evden çıkmadan 1 ay da yaşarım tek başıma sorunsuz. ama seyahat işi farklı yani yurt dışına gidince odaya kapanıp film izlemek, oyun oynamak gibi bir şey yapmayacağım için aynı şey değil. hatta çok sosyal olmamak, girişken olmamak dezavantaj da olabilir. ne düşünüyorsunuz bu konuda tavsiyeleriniz var mı?
(3)
marka takıntılı kadın arkadaşa doğum günü hediyesi ne alınabilir
semaforo de medianoche #1578651
zengin bir ailenin kızı. yaşı 29 olacak. kıyafetleri aksesuarları genelde pahalı markalar. o yüzden o tarz bir şey almak istemiyorum ortalama bir şey alsam kullanmaz pahalıyı da ben almak istemiyorum. birbirimize sataşmayı severiz bol bol. şakalı eğlenceli bir şey almak iyi olur o yüzden maddi değeri de önemli olmaz bu durumda. aramızdaki muhabbet konularını bilmeden direkt bir şey önermek zor ama en azından belki bir kategori gelir aklıma buradaki cevaplardan diye sorayım dedim. bütçe de 500 tl civarı gibi düşündüm.
biraz detay vermek gerekirse iş arkadaşım kendisi. yakınız ama dışarda da takılıyoruz grupça. game of thrones evrenini sever arkadaş tüm kitapları okumuş baya fanatiği. biz de bir araya gelince kart oyunları oynarız bahis yaparız slot falan da seviyor epey. sevgilisi var bu arada yürüme falan gibi bir durum yok onu da belirtiyim düz arkadaşım.
biraz detay vermek gerekirse iş arkadaşım kendisi. yakınız ama dışarda da takılıyoruz grupça. game of thrones evrenini sever arkadaş tüm kitapları okumuş baya fanatiği. biz de bir araya gelince kart oyunları oynarız bahis yaparız slot falan da seviyor epey. sevgilisi var bu arada yürüme falan gibi bir durum yok onu da belirtiyim düz arkadaşım.
bu zamana kadar gereksiz gördüm aslında nasıl olsa haftada 1 kadın gelip evi temizliyor diye. bir de verimliliklerine çok ikna olamıyordum yani dağınık bir evi gerçekten düzgünce dolaşabiliyor mu küçük haznesi, şarjı falan çok uğraştırıyor mu gibi sorular vardı kafamda. ama 2 kedili bir evde yaşadığım için yerlerde kırıntı mırıntı çok oluyor son zamanlarda biraz batmaya başladı alayım diyorum artık da bazı sorularım var.
ev dubleks, dubleks olmasına rağmen dar bir ev koridorları odaları falan biraz garip bir yapısı var. bunun bir önemi var mı bu evde de düzgün çalışır mı? bir de dediğim gibi 2 kedi var kedili evde nasıl oluyor kediler korkuyor mu veya kediler sürekli önüne çıkıyorsa düzgün gezmesini engelliyor mu? şu özelliğin olmasına dikkat et dediğiniz şeyler var mı veya direkt marka model tavsiyesi de olabilir? almışken iyi bir şey almak isterim astronomik pahalıları varsa onlar da ters tabi de almışken ucuza kaçmak da istemiyorum.
ev dubleks, dubleks olmasına rağmen dar bir ev koridorları odaları falan biraz garip bir yapısı var. bunun bir önemi var mı bu evde de düzgün çalışır mı? bir de dediğim gibi 2 kedi var kedili evde nasıl oluyor kediler korkuyor mu veya kediler sürekli önüne çıkıyorsa düzgün gezmesini engelliyor mu? şu özelliğin olmasına dikkat et dediğiniz şeyler var mı veya direkt marka model tavsiyesi de olabilir? almışken iyi bir şey almak isterim astronomik pahalıları varsa onlar da ters tabi de almışken ucuza kaçmak da istemiyorum.
amazonda aratıp popülerlerden birini almak yeterli mi sizce veya şu özellik önemli şuna bak dediğiniz bir durum var mı? veya direkt şu markaya bak dediğiniz bir ürün varsa ona da bakabilirim. hiç bilmediğim bir dünya olduğu için bir sormak istedim.
profesyonel kullanmayacağım tabi ama yorumlara bakıyorum da mesela darayı alınca çok çabuk ürünü yerleştirmeniz gerekiyor yoksa sıfırlanıyor denmiş bir üründe bu sinir bozucu olur. bu tarz siniz bozucu şeyler olmasın bir de çabucak bozulacak dandiklikte bir şey olmasın yeterli.
profesyonel kullanmayacağım tabi ama yorumlara bakıyorum da mesela darayı alınca çok çabuk ürünü yerleştirmeniz gerekiyor yoksa sıfırlanıyor denmiş bir üründe bu sinir bozucu olur. bu tarz siniz bozucu şeyler olmasın bir de çabucak bozulacak dandiklikte bir şey olmasın yeterli.
karakterim warlock (sehhar) ve şu an act 2'de shadowlands'te takılıyorum ve 7 levelim. başta shadowheart, laezel, astarion'la birlikte geziyodum. başlarda ekibin saldırılarının damage pointleri düşükken astarion'un stealth attackları baya yüksek kalıyodu ekibe göre ve tuzak imhası, kilit açması falan çok iş görüyordu. ilerledikçe ekibin dpleri yükseldi astarion tek düze kaldı üzülerek çıkardım onu fireball falan açılınca yerine gale aldım çok iyi 4'lü oldu.
ben warlock olduğum için wyll'i hiç düşünmedim ama karlach ve astarion'la oynamak istiyorum aslında. karlach ve laezel çoğu durumda aynı anda fazla olur gibi geliyor laezel'e hem adamantinden ağır zırh yaptım hem de githyankilere +1-4 psişik hasar bonusu veren bir kılıcı var aksiyon taşkınıyla her kısa dinlenme başına 4 saldırı yapabiliyorum bunlar olunca karlach'ın da bazı kendine has özellikleri olsa da biraz zayıf kaldı sanki ben de laezel'i seçtim. shadowheart'tan da bazen sıkılıyorum aslında ama hem command büyüsü çok iş görüyor hem de özellikle shadowlandste ışıltı hasarları çok işe yarayabiliyor ruh muhafızları, lathander'in ışığı falan.
sürekli aklım dışardakilerde kalırken bu 4'lüyle devam ediyodum artık neyse diyerekten ama şimdi halsin de seçilebilir hale geldi iyice kafam karıştı. çok keyifli bir sınıfa benziyor druidler ama kimi çıkarıcam şu 3'lüden hiç bilemedim. druidler bazı konularda clericlerle örtüşüyor ama hem o kadar ışıltı hasarı yok hem de command büyüsü yok shadowheartın en sevdiğim özellikleri yok yani. laezel'i çıkarsam onun combat gücünü de dolduramaz. gale'deki fireballdan vazgeçmek de kolay değil en iyi bölge hasarı veren büyü. çok kararsız kalıyorum en sonunda da uğraşmamak için gene aynı ekipte kalıyorum genelde. böyle de oyunun tadını tam çıkaramamış olurum gibi düşünüyorum. sık sık değiştirmek de bir seçenek ama şimdi benzer yeterlilikleri olanlar arasında en iyi itemleri birine veriyosun ya sürekli değiştireceksin onları o da sıkıcı bir iş onu yapmazsan da bir alt sınıf itemlerle takılıyosun yani elde mercedes varken volkswagen'la gezmek gibi oluyor o da hoşuma gitmiyor. siz nasıl hallediyosunuz bu konuyu ve genel görüşleriniz neler ekip oluşturma konusunda?
ben warlock olduğum için wyll'i hiç düşünmedim ama karlach ve astarion'la oynamak istiyorum aslında. karlach ve laezel çoğu durumda aynı anda fazla olur gibi geliyor laezel'e hem adamantinden ağır zırh yaptım hem de githyankilere +1-4 psişik hasar bonusu veren bir kılıcı var aksiyon taşkınıyla her kısa dinlenme başına 4 saldırı yapabiliyorum bunlar olunca karlach'ın da bazı kendine has özellikleri olsa da biraz zayıf kaldı sanki ben de laezel'i seçtim. shadowheart'tan da bazen sıkılıyorum aslında ama hem command büyüsü çok iş görüyor hem de özellikle shadowlandste ışıltı hasarları çok işe yarayabiliyor ruh muhafızları, lathander'in ışığı falan.
sürekli aklım dışardakilerde kalırken bu 4'lüyle devam ediyodum artık neyse diyerekten ama şimdi halsin de seçilebilir hale geldi iyice kafam karıştı. çok keyifli bir sınıfa benziyor druidler ama kimi çıkarıcam şu 3'lüden hiç bilemedim. druidler bazı konularda clericlerle örtüşüyor ama hem o kadar ışıltı hasarı yok hem de command büyüsü yok shadowheartın en sevdiğim özellikleri yok yani. laezel'i çıkarsam onun combat gücünü de dolduramaz. gale'deki fireballdan vazgeçmek de kolay değil en iyi bölge hasarı veren büyü. çok kararsız kalıyorum en sonunda da uğraşmamak için gene aynı ekipte kalıyorum genelde. böyle de oyunun tadını tam çıkaramamış olurum gibi düşünüyorum. sık sık değiştirmek de bir seçenek ama şimdi benzer yeterlilikleri olanlar arasında en iyi itemleri birine veriyosun ya sürekli değiştireceksin onları o da sıkıcı bir iş onu yapmazsan da bir alt sınıf itemlerle takılıyosun yani elde mercedes varken volkswagen'la gezmek gibi oluyor o da hoşuma gitmiyor. siz nasıl hallediyosunuz bu konuyu ve genel görüşleriniz neler ekip oluşturma konusunda?
çok enteresan ama zaman zaman böyle bir şey oluyor. ev dubleks ben üst kattayım modem aşağıda. bu tp link deco cihazından var bir tanesi aşağıda modeme bağlı bir de benim odada var cihazdan. modem dubleks evde üst katta sıkıntı yaratabileceğinden böyle bir şey almıştık gayet de memnundum şimdiye kadar hiç sıkıntı yaşatmadılar. odadaki elektronik aletler benim odadaki cihazın wifi'ına bağlı o cihaz da aşağıdan alıyor interneti neyse böyle bir sistem var işte şimdiye kadar hiç sorun yaşamadım ama ps5 getirdikten sonra odama bir garip oldu. bağlı olduğum cihazda internet varken mavi yokken kırmızı ışık yanıyor. ps5 açıkken zırt pırt kırmızı yanıyor. bir süre yanıp sönüyor 1 dk sonra tekrar mavi. 1 dk sonra tekrar kırmızı falan böyle bi var bi yok ilerliyor internet bir süre. ps5'te bir şey indirme ya da online oyun oynama gibi bir şey de yapmıyorum normal menüde gezerken bile oluyor. aşağıdaki ana modeme bakıyorum onda internet var benim cihazdaki internet kopuyor sadece yani. 2 senedir var bu tp link cihazları daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım. pc, telefon, tv bağlı bu cihaza default olarak bir de ps4'üm vardı ona bağlıyken de sorun çıkmıyordu ama şimdi ps5 böyle yaptı. sebebi veya çözümü hakkında fikri olan var mı?
not: bir de gözlemlediğim kadarıyla bir süredir açık olan ama dokunulmayan cihaza dokununca çıkıyor bu durum çoğunlukla (sadece bu durumlarda değil ama en çok bu durumlarda). yani mesela pc açık ben de ps'le ilgileniyorum sonra pcden bir şeye bakasım geldi mouseu elime alıp tıkladım tam o an gidiyor wifi böyle kısa süre sonra geliyor tekrar sonra tekrar gidiyor falan bir süre böyle gidiyor. veya bir süredir pc'deyken ps5'e geçtiğim ilk anda işte.
not: bir de gözlemlediğim kadarıyla bir süredir açık olan ama dokunulmayan cihaza dokununca çıkıyor bu durum çoğunlukla (sadece bu durumlarda değil ama en çok bu durumlarda). yani mesela pc açık ben de ps'le ilgileniyorum sonra pcden bir şeye bakasım geldi mouseu elime alıp tıkladım tam o an gidiyor wifi böyle kısa süre sonra geliyor tekrar sonra tekrar gidiyor falan bir süre böyle gidiyor. veya bir süredir pc'deyken ps5'e geçtiğim ilk anda işte.
benim burun kenarları, yanaklar, kaş kenarlarında falan sürekli hortladığı için rahatlatıcı bir krem istiyorum. aslında bepanthol sensiderm çok güzel ve hızlı rahatlatıyor ama bu kremin seboreik dermatit değil atopik dermatit için olduğunu ve bu yüzden yağlı olduğunu benim kullanmamın yanlış olduğunu da biliyorum. kortizonlu kremler zaten geçici çözüm sürekli kullanılamaz onları da eliyorum o yüzden. geçen doktora gittim uzun zaman sonra tacrolin diye bir krem yazdı. kortizonsuzmuş ama bu krem de kısa vadede hiç rahatlatmıyor. cilt tarafından da kolay kolay emilmiyor zaten sürdüm öyle saatlerce kaldı yüzümde ve kaşıntı falan da devam etti krem üstümdeyken. yanma falan yapıyor bir de rahatsız edici bir krem yani. bioderma sensibio ds+ kremini denemiştim bir de o da rahatlatma konusunda zayıf. daha ziyade koruma amaçlı gelmişti bana yani sağlıklı cilde kullanınca dermatit çıkmasını engelliyor gayet iyi şekilde yüz temizleme jeliyle birlikte ama kaşıntılı pullanmış deriye sürünce bir şeye yaradığını hissetmedim. e napıcaz ne sürücez yüze kaşıntı pullanma falan arttığında cildi rahatlatması yatıştırması için? mecbur bepanthol sensiderm'den devam mı?
ps5'im yok henüz ama bu aralar almayı düşünmekteyim. bilgisayarımda da yer yok düşük kapasiteli bir ssd almıştım zamanında onun yerine düzgün bir şey almam lazım ama üşeniyorum yeniden windows kurmak falan uğraştıracak. baldurs gate 3 oynamayı da çok istiyorum ve aslında şu an benim için daha kolay olan ps5 siparişi verip onda oynamak (er geç alıcam ps5'i zaten) ama bu oyun bana niyeyse pc oyunuymuş konsolda oynanmazmış gibi geliyor. sırf oyun keyfi olarak öyle bir fark var mı sizce de? bir de oyun keyfi dışında performans konfigürasyon falan açısından da ciddi farklar var mı arada?
not: bilgisayarım çok üst düzey değil rx560 ekran kartı, 16 gb ram, amd ryzen5 3600x
not 2: ps4'üm var onda epey rpg oyunu oynadım witcher 3'ü assassins creed odyssey'i falan. bana pc'de daha kötü geldi o tarz oyunlar ama mesela disco elysium'u pcde oynadım o da ps'te daha az keyif verir gibi geldi.
not: bilgisayarım çok üst düzey değil rx560 ekran kartı, 16 gb ram, amd ryzen5 3600x
not 2: ps4'üm var onda epey rpg oyunu oynadım witcher 3'ü assassins creed odyssey'i falan. bana pc'de daha kötü geldi o tarz oyunlar ama mesela disco elysium'u pcde oynadım o da ps'te daha az keyif verir gibi geldi.
li-ning marka ayakkabılar
semaforo de medianoche #1571739
bu markadan ayakkabı kullanan var mı? bir tane beğendim fiyatı da az değil adidas nike parası ama çin markası ve daha önce pek görmediğim için tereddüte düştüm. kullanan varsa kalite yorumunu soracaktım nike ve adidas'a kıyasla.
mesela x lira bir şey yüzde 5 arttı ardından da 7 arttı o şey toplam yüzde kaç artmış oluyor bunu hesaplamanın formülünü soruyorum. ben bunu artışı 100 lira üstünden düşünüp tek tek hesaplayarak buluyorum yani önce %5 arttıysa 105 lira olmuş ardından %7 arttıysa 112,35 oluyor toplam %12,35 oluyor artış diye hesaplıyorum. ama bunun kolay bir formülü vardı sanki?
daha önce hiç gitmedim fakat hep bir gitmek istemişimdir. önümüzdeki cumartesi güzel bir yarış varmış diye duydum ama şimdi her etkinliğe internetten bilet almaya alışmış biri olarak öyle bir şey bulamadım. at yarışlarında böyle bir olay olmuyor mu? gidip yarış günü hipodromdan mı bilet alıyoruz? öyleyse çok kuyruk oluyor mu bilet için yarıştan ne kadar önce gitmeli? hadi internetten bilet bulamamayı geçtim tam olarak yarış saatini programını gösteren bir bilgi de bulamadım. o gün ankara'da hitit yarışı olduğu yazıyor ama saati falan yok yani. bu bilgiyi nerden bulabilirim? gibi sorularım var.
bir de dediğim gibi cahiliyim mevzunun. o yüzden genel olarak hipodromda yarış seyir keyfini arttıracak öneriler varsa (mesela filmlerde dürbün götürüyorlar ya o tarz öneriler işte) onları da dinlemek isterim.
bir de dediğim gibi cahiliyim mevzunun. o yüzden genel olarak hipodromda yarış seyir keyfini arttıracak öneriler varsa (mesela filmlerde dürbün götürüyorlar ya o tarz öneriler işte) onları da dinlemek isterim.
yarın 2 ankara film festivali filmi seansı arasında 3 saatlik boşluğum var. hadi 1 saatini gitmesi kalkmasıyla yemeğe verdik diyelim kaldı 2 saat. alışveriş düşündüm ama kızılay'da alışveriş yapmalık sevdiğim pek marka kalmadı gibi artık sırf onun için başka semtteki bir avmye falan gitmeyi de istemiyorum 2 saatlik boşluğa değmez yani. boş boş oturup saatlerce telefon appleri arasında gezinmeyi de yapamam. siz olsanız ne yapardınız?
wise'dan para göndermek
semaforo de medianoche #1569114
avustralya'ya wise üstünden para göndereceğim. burada merak ettiğim avustralya'ya usd, euro veya tl gönderebiliyor muyum? sadece aud mi gönderebiliyorum yoksa? sadece aud gönderebiliyorsam bunu gördüğüm kadarıyla buradan direkt aud'ye para çevirip gönderemiyorum aynı para birimi göndermek sadece usd ve euro olarak yapılıyor galiba. tl'ye de kur oynaklığı sebebiyle izin vermiyor alıcı aud alır seçip ben de burdan usd veya euro göndericem yani. doğru mu anlıyorum? en hesaplı ve güvenilir yol bu mudur bir de avustralya'ya para transferi için başka bir tavsiye varsa ona da bakabilirim.
ankara'da yaşıyorum. google'a yazdım ankara briç kursu diye güncel olarak 1-2 kurs gördüm de birbiriyle aynı mı bunlar bilmiyorum ama saat günü pek uymuyor bana. başka kurslarda var mıdır internette çıkmayan? belki bir internet grubu vardır falan. ya da başlamak için tavsiye ettiğiniz başka bir yöntem olur mu?
en son 2 yıl önce gittiğim için o zamamdan bu zamana çok şey değişmiş olabileceğinden bazı sorularım var.
1- gitmek istediğim filmde şu an internette tüm yerler dolmuş gözüküyor bilet alınamıyor ama gişede bilet satılıyormuş film günü. bu kesin oluyor mu yani internet satışına çıkmayan ayrı bir kontenjan var sanırım değil mi? varsa gişedeki biletler ne kadar sürede bitiyor bilgisi olan var mı? bir de izlenebilir bir yerde mi oluyor yani 5 km öteden küçücük ekrana bakıp hayal gücümüzle izleyeceksek filmi manası yok.
2- ben gittiğimde arabayla girmekte sorun olmamıştı rahatça parkımı yapmıştım içeriye. hala öyle mi? kontenjan artmış olabileceğinden belki bu konuda sıkıntı çıkmış olabilir diye sormak istedim.
1- gitmek istediğim filmde şu an internette tüm yerler dolmuş gözüküyor bilet alınamıyor ama gişede bilet satılıyormuş film günü. bu kesin oluyor mu yani internet satışına çıkmayan ayrı bir kontenjan var sanırım değil mi? varsa gişedeki biletler ne kadar sürede bitiyor bilgisi olan var mı? bir de izlenebilir bir yerde mi oluyor yani 5 km öteden küçücük ekrana bakıp hayal gücümüzle izleyeceksek filmi manası yok.
2- ben gittiğimde arabayla girmekte sorun olmamıştı rahatça parkımı yapmıştım içeriye. hala öyle mi? kontenjan artmış olabileceğinden belki bu konuda sıkıntı çıkmış olabilir diye sormak istedim.
wwf'den almıştım önceden ama kırıldı. zaten de fazla uzun ince olması pek hoşuma gitmemişti o yüzden başka bir şey alayım diyorum bu sefer. direkt plastik gibi olmayan kısa sürede kokma kirlenme yapmayacak hem sağlıklı hem şık su şişesi tavsiyeniz var mı?
home office çalıştığım için odamda pişiyorum. direkt gidip en ucuzunu almak istemiyorum en pahalısını almak da gereksiz olur muhtemelen. bir klasik vantilatörler var, bir kule vantilatörler var, bir taşınabilir klimalar var, bir de ufak masa vantilatörleri var. sizce hangisini almak gerekir? ben karar veremedim. ona karar verince o kategoride hangi marka model daha f/p ürünü olur onu da bilmiyorum. mesela xiaomi'nin 2klık vantilatörü var gereği var mı o kadar para vermenin? en ucuzunu seçsem de hiç memnun etmez veya kısa sürede elimde kalır gibi geliyor ona da girmek istemiyorum. bu konularda fikri olan yazabilirse sevinirim.
ankara'da affogato hangi starbucks şubesinde var?
semaforo de medianoche #1563714
via flatin oradaki hayat sokağı şubesinde yoktu, armada'da var mı acaba daha önce soran olduysa bilgi verebilir mi? veya olduğunu bildiğiniz başka bir şube var mı? starbucks dışında şu kafede denedim güzeldi dediğiniz yer varsa o da olur.
ablam bir sertifika programı kapsamında buraya gidecek ekim ayında ilk aşamada yaklaşık 1 yıllığına. gidince tabi hedefi ilk olarak part time bir iş bulmak ama ilk aşamada işsiz güçsüz bir öğrenci sadece. en azından ilk başlarda kalmak için ekonomik olarak en uygun seçeneği arıyor kendisi bunun için önerebileceğiniz bir şey var mı? hostel, yurt, aile yanı oda falan bakıyor ama hangisi daha mantıklı sizce veya başka bir seçenek var mı?
not: perth şehri dedim ama avustralya'nın diğer şehirlerinde olan kalma imkanları orada da vardır pahalısı ucuzu benzerdir diye tahmin ediyorum yani genel olarak avustralya tecrübesi, bilgisi olan birisi yazabilir illa perth özeli bilgi gerekmez sanıyorum.
not: perth şehri dedim ama avustralya'nın diğer şehirlerinde olan kalma imkanları orada da vardır pahalısı ucuzu benzerdir diye tahmin ediyorum yani genel olarak avustralya tecrübesi, bilgisi olan birisi yazabilir illa perth özeli bilgi gerekmez sanıyorum.
lazer epilasyon sonrası bacaklarda kaşıntı
semaforo de medianoche #1563338
salı günü yaptırdım lazeri. çarşamba gününden itibaren bacaklarım (dizden altı değil de üst kısım) kaşınnmaya başladı. göğüs sırt kol da yaptırdım ama bacaklarda sıkıntı oldu sadece. kaşıntı olan yerlerde kıl köklerinin dibi kırmızı kırmızı. internetten baktım 1-2 güne geçer diyodu. nemlendirici krem sürdüm biraz yatıştırdı ertesi gün gene aynı şiddetteydi kaşıntılar ve görüntü de kötüydü o yüzden işlemi yaptırdığım kurumu aradım fotoları çektim sıkıntılı bölgelerin gönderdim doktor kortizonlu krem önerdi bir tane sorun yok batıklar çıkıyor, kıl köklerindeki pislikler dışarı vuruyor gibi bir şeyler dedi 2 gün kremi kullan normale döner dedi. dün akşam kullandım sabah rahat geçti açıkçası iyi dedim azalıyor biticek herhalde ama akşam artmaya başladı tekrar 7 gibi sürmeme rağmen kremi şu saat itibariyle dünden daha fazla kaşıntım var baya rahatsız ediyor gece nasıl uyuycam bilemiyorum. hatta dizden altı da kaşınmaya başladı. yarın olmadı gidicem doktorun yanına ama önden bir fikir alayım dedim benzerini yaşayan, duyan var mıdır veya durumla ilgili fikri olan? ne kadar ciddiye almalı durumu vs.
malum yaz aylarında olduğumuz için özellikle soğuk içecek için soruyorum. soğuk chai tea latte -özellikle ekstra nane şurubuyla birlikte- çok hoşuma gidiyor ama hep aynı içeceği içmek yerine arada bir başka seçeneklerle değiştirmek isterim. aslında beklentimi chai tea latte çok iyi karşılıyor hafif tatlı olacak ama bir milkshake, sıcak çikolata vs. içiyormuş kadar fazla tatlı da gelmeyecek. var mı böyle öneriniz? sanırım mevcut tatlı içeceklerin şekerini az isteyerek sipariş etmek de mümkünmüş o tarz bir şey deneyip beğendiyseniz o da olur.
rexona clinical protection var bende de (cream yazıyor üstünde ama normal roll-onlarla benzer olabilir içeriği belki bilemiyorum) sıcaktan erimiş herhalde iyice sürerken altından şortuma damladı ve leke yaptı. bunu kuru temizlemeye mi götürmeli sizce veya evde çıkarma tekniği var mı bildiğiniz?
yağlı olması mı leke yapıyor acaba bunun? öyleyse annemin bir taktiği var yağ lekesi için. lekenin üstüne un döküyor, unun üstüne kağıt havlu koyuyor ve yüksek sıcaklıklı ütüyü basıyor un yağı emiyor o şekilde.
yağlı olması mı leke yapıyor acaba bunun? öyleyse annemin bir taktiği var yağ lekesi için. lekenin üstüne un döküyor, unun üstüne kağıt havlu koyuyor ve yüksek sıcaklıklı ütüyü basıyor un yağı emiyor o şekilde.
soğuk kahve, churchill falan hazırlıyorum bazen kendim bunalınca da bu konudaki repertuarımı genişletmek güzel olurdu. önerileriniz varsa bekliyorum.
not: her türlü içeceğe açığım. şekerli şekersiz olu bulu farketmez soğuk olsun yeter.
edit: bir farklı öneri de benden gelsin geçen sene içiyodum da unutmuşum bu sene yeni aklıma geldi. pancar kvas. pek zor değil turşu kurar gibi ayarlayıp bir süre fermentasyona bırakıyorsunuz sonra dolaba atıp bunaldıkça için. biraz şalgamı andırıyor ama aroması o kadar keskin değil.
not: her türlü içeceğe açığım. şekerli şekersiz olu bulu farketmez soğuk olsun yeter.
edit: bir farklı öneri de benden gelsin geçen sene içiyodum da unutmuşum bu sene yeni aklıma geldi. pancar kvas. pek zor değil turşu kurar gibi ayarlayıp bir süre fermentasyona bırakıyorsunuz sonra dolaba atıp bunaldıkça için. biraz şalgamı andırıyor ama aroması o kadar keskin değil.