(4) 

Bizim el sanatları anlayışımız neden bu kadar çirkin ?

ardolf rendall #1080847 
Sevgili sanat sevdalıları, merhaba

Birincisi aklıma bir şey takıldı. Arkadaş, ne zaman gezintiye çıksam sağda solda araba içerisinde dükkanlarda vs. saçma sapan biblolar, böyle gayet sıradan alçıyla yapılmış fatma ana elleri, garip swarovski taşlı arapça işlemeli abidik biblolar, sime bulanmış alçıdan kelebekler, çiçekler görüyorum. Geçen kil aldım, kafamda bazı figürler düşünüp evde amatörce çalışıp ülkemizin sanatını kurtarmayı düşünüyorum mesela :).

Yahu, güzel sanatlarda okuyan arkadaşlar neler yapıyor acaba ? Bu kanayan bir yara mıdır ?

ikincisi, Kadıköy, Taksim vs. yerleri turladığımda da bilindik, hepimizin bildiği dükkanlardaki aynı şeyler çarpıyor gözüme. Şöyle bir tarzdan nasibini almış, orijinal biblolar, heykeller yapan, ağaçlara çok güzel figürlerin oyulduğu, çarpıcı mini tablolar, zeki şeyler yapan ve üreten bir dükkana ya da bir kişiye hiç denk gelmedim. Geldiklerim de genelde yurtdışından getirtilmiş hazır mallardı.

Mesela ekteki gibi bir heykel çalışması yapıp vitrinine koyan yahut sergileyen birisini hiç görmedim.

İnstagramdan Facebooktan vs dünya kadar sayfayı takip ediyorum, kendimce bişeyler yapıyorum fakat Türkiye içinde ne yapmalıyım böyle özgün ve orijinal şeylere doğrudan erişebilmek için, Yok mu böyle benim tarif ettiğim söylediğim şeyler Romalılar ?
(13) 

Hangi Kariyer, Hangi Hayat ?

ardolf rendall #586095 
Dolgun bir maaş vereceğiz, hayatını İstanbul'da değil, artık o şehirde kuracaksın dediler. Pozisyonun şu şu dediler. Hem referans hem de performansımdan dolayı benim orada olmam konusunda ısrar ediyorlar. Aynı zamanda çalışacağım adam da kendi alanında çok zeki bir insan, kariyerimi tamamen değiştirebilecek, bana bağlı çalışanları olan, 2 şehiri birden idare edebilecek bir pozisyon. Kısa bir süre var. 3 haftadan biraz daha az.

Herşey iyi güzel giderken, işimizle gücümüzle güzel bir hayat kurmuşken kendimize, seneler önce o rüya gibi bakan kızı tekrar aşık edebilmişken ve ayları bulmasına rağmen tek bir çarpışma yaşamamışken ilişkimiz kendi aramızda, başka bir şehirden böylesine bir iş teklifi geldi.

25 Yaşındayım ve ailemden ayrılmadım hiç. Ayrılmamaktan ziyade böyle bir pozisyona düşmedim. Üniversite lise v.s bakkal gibi yakındı bana.

Ailemden çok o güzel kızı düşündüm ve ilk onu arayıp durumu anlattım. O üzgün sesini duyduğumda gözlerim kararmıştı.

Kendisinin de işi çok çok iyidir. Açıklamak istemem, kötü olmasına imkanı olmayan bir işi ve kariyeri olacak birisi. İlişkinin ciddiliği konusunda o da benim kadar ciddi ve bir o kadar da ruhuma yakın.

Çok insan geldi geçti hayatımdan. Kazığın daniskasını da yedim, belki aldatıldım. bi araba parası harcadığım da oldu ilişkilerimde.

Hayatımı birleştirebileceğim kızın bu olduğunu düşündüm ve ona karşı gözümü karartabileceğim düşüncelerini de söyledim. Ve bana gelen bu teklif de aynı zamanda zamanımın geldiğini ve artık 2. hayatıma başlamam gerektiğini hissettirdi.

Mesafeler engel değil denilebilir, haftasonları illaki hasret giderilebilir. Benim için bu kadar güzel bir insandan "eğer" ayrılınıp, başka şehire çalışmaya ve yeni bir hayat kurulmaya gidilecekse, yani bir nevi "severek ayrılmak" icra olunacaksa, bana daha düşünmeye başladığım andan itibaren bu düşünceler zarar vermeye ve üzmeye başladıysa.

Ama nereye kadar ?

Arada kaldım
1

mobil görünümden çık