Ekşi Duyuru

helo, maruzatım şöyle: atina'ya gidesimiz, üç dört gün kalasımız, az para harcayasımız var. uygun fiyatlı otel/hostel bilen var mıdır? serseri gibi yaşayabiliriz hiç sorun değil, fotoraf makinalarını çalmasınlar yeter.

onşnda, zekice bir "ayın 15ine kadar vize dahil her şeyi halletmece" eylem planı önerebilecek olan varsa gelirken bişi getiririm.

merhabalar efendim, derdim şöyle: böyle basınç saçmalayınca kulaklarımız patlayacak gibi olur ya, onu düzeltmek için ne yapıyorduk? otobüsteyim an itibariyle, o yüzden patlıyo kulaklar da.

jorge lois borges- olağanüstü masallar
efendim sıfır, ikinci el, fotokopi, pdf. allah ne verdiyse. bi buldurur musunuz? yazık.

nerde var nasıl var?
şubat'a kadar temel kurları bitirmem lazım duyuru ahalisi. ve evet şimdi aklıma geldi. ve evet goethe'de yok. ühüh. bi buldurun, ağlicam.

buldurana iki bira ısmarlarım.

sevgili duyuru ahalisi, bugün sizleri "abi hani eski vosvos minibüsler var ya, hani bek tu dı füçırda da libyalı terörist minibüsüydü, heh, onların modifiyesiyle falan kim uğraşıyo, nerde nası yapıyoruz?" demek için rahatsız ediyorum.

bir-iki siteye denk geldim, beetle modifikasyonu yapıyorlarmış falan, işte maksimum masraf olarak 25 bin lira gibi bir şey gördüm. yani "ohaa resmen 25 bin liraya yaptım geçen gün bi vosvos" diyodu ustanın biri. mesela bunu transportera yapsak kaça çıkar? derdim özünde tipi çok değiştirmek değil, motordur direksiyondur onlar insana benzesin istiyorum. ondan sonra içini kendim şeyedicem, dedim çok tasarımcıyım niye ustaya para veriyim.

neyse işte böyle, nerde nasıl kim kaç para. sorularım bunlar. libyalı teröristlerden selam getiririm münübüsüme kavuşmamı sağlayana, bi gün alır pikniğe de gideriz.

şimdiden teşekkürler.
(libyaliteroristminibusumodifiyeetmece.com diye site falan vardır kesin, ama google özürlüyüm ben.)

bi proce için lazım oldu da,

böyle garip gurup renklerde pet şişeler nerde nasıl vardır? yani mesela bir ara sprite 3g vardı, şahane bir kobalt mavisiydi rengi, ama artık yok (elinde kenarda köşede hala olan varsa bana verebilir miii?) efendime söyleyeyim sprite'ın kendi şişesi yeşil, migros'un meyveli sodaları açık mavi pet şişe, akmina'nın şişesi çok tatlı bi yeşil falan filan. ama mesela turuncu şişeden yapılmış bişeyler gördüm o ne şişesidir bilemedim, eflatunumsu bir şeyler gördüm onu da bilemedim falan gibi gibi. bunlar bir nelerdir, başka neler vardır garip gurup renklerde? bilir misiniz ki?

mesela bilumum su şişesi de mavinin farklı tonlarında ama yani eh onlar sıkıcı ve açık renk.

tenkuu.

bunlar editlenir mi, nasıl editlenir, ne olur, ne biter?

derdim şu: gerizekalı mavi mavi ışıldayıp sinirimi bozuyo, ya yeşil ya kırmızı olsun istiyorum böyle onay kutucukları, etrafını highlight etmeceler, genel olarak menü-üzerinde-bişi-yaptıını-belli-eden-şey'ler, ama mesela bi tane resim kullanmak istiyorum home screen image olarak, ve kilitli olduğunda falan da aynı resim olsun istiyorum. arama yaparken de başka şeyler olmasın. derdim bu yani, tek bir imaj olcak arkaplanda, üstünde bişileri seçerken ederken de gördüğüm renk kırmızı yahut yeşil olcak. ama bin tane tema indirdim kurcaladım hepsi alengirli oyuncaklı, bi tane efendi adam teması yok.

evet. dünyanın en denyo sorusuyla da karşınızdayım. kınamayın beni. zaten warez ortamlarında da beceriksizim, bulamıyorum işte aradıım bişeyi.

(yani neymiş, ya editleniyo mu'ya ya da şöyle efendi alengirsiz oyuncaksız ama kırmızı/yeşil tema nerden bulunur'a cevap verirsek myria mutlu oluyomuş)

ben akordeon çalmayı nerden öğrenebilirim sevgili duyuru? evet, bugünkü süper saçma sorumuz bu haydi myria'ya akordeon çalmayı öğretmece! işte bu.

her zamanki gibi, şimdiden tenku.

turuncu saçlıydı, banyo yapmaktan ya nefret ediyodu ya acaip seviyodu, cin gibi peri gibi bişeydi, böyle garip gurup bi arkadaşımız. kitapları vardı kendisinin. kesin çizgifilmi de vardır da hatırlamıyorum. adı "punkl" olmalıymış gibime gelmekle birlikte aradım baktım değilmiş ahah.

"bi buldurun, tenku, öpüyorum" bunlar hep söylediğimiz şeyler. kitaplarımızda yazıyor.

iki sorum var:

1- aktarmalı gidilebiliyormuş herhalde, nerede yapıyoruz aktarmayı?

2- akşam (gece?) kaça kadar gidebiliriz böyle?

evet yine çok şahane sorularla karşınızdayım. cevaplarınız için teşekkürler ediyorum, öpü0rum.

bu sefer ben değil "bi arkadaş" istiyo bunu. tam da başlıktaki şeyi istiyomuş. "söyle çabuk cevap versinler ki daha onları bulmam lazım ohoo izlicem mizlicem çogişim var" dedi. elçiye zeval olmaz, bi buldurun kızcağıza.

bunun "ister misin bebeyim?"i çıkıyordu homepage'de ama istemiyordum o ara, şimdi de bulamıyorum. nerden yapcaz bu nick şeysini bi söyleyiverin ya, teknoloji özürlü gibi gözükmekten nefret ediyorum o yüzden böyle artis bi havası var bu duyurumun. resmen kendime sinirlendim bulamadım diye.

meleba duyuru ahalisi!

bugün nispeten mantıklı bi soruyla karşınızdayım:

şimdi ben swing isimli güzide dansımızı severek icra eden bir insanım. ve fakat bunu ankara'da yapmaktaydım, orda bi ortamımız vardı, çok da güzeldi. fakat artık istanbul'dayım ve yani hiç ilgim alakam yok. nerde buranın şöyle güzel swing ortamları? yani özünde ders almak değil dans etmek istiyorum, ama mesela partnerim de ankara'da kaldı o açıdan ciddi ciddi tam teşekküllü swing ortamına ihtiyacım var, böyle klüp topluluk falan lazım yani. ahah.

bir de mesela, lindyhop öğrenebileceğim bir yerler de olabilir. ona varım.

teşekkür ederim şimdiden.

işte bu kadar. senelerdir içimi kemiren bu suale bir cevap bulurum diye ummaktayım. hatat bi buldurun be sevgili duyurucu!

ya evet olabilecek en gerzek şekilde soruyorum ama:

böyle bildiğin küçük kamera ve onun bildiğin küçük kasedi var ortamda. kasettekileri dijital ortama aktarasım var. fotorafçı amcanın biri "1 haftada veririm" dedi ben de "oha" dedim, şöyle efendi gibi bir-iki günde ve kadıköy'de bu işi yapan kim vardır ne vardır? sokak sokak gezesim yok o açıdan soruyorum. şimdiden duyuru ahalisine teşekkürü bir borç bilirim.

çünkü şu xkcd espirisini anlamadım:

www.xkcd.com

evet, espiriyi açıklayan adam lazım. tenku.

edit: resmen bilmişim bi süre sonra ben de nerdeye.

soru başlıkta. pet market'in telefonunu bilen eden var mıdır? selanik caddesindeydi yanlışım yoksa, böyle irice bir petshop.

dünyanın en saçma başlığını attım duyuruya ama, derdim şu:

ben eylülde falan almanya'ya gidiyorum. ve fakat kedim var burda, birilerine bırakmam da özünde zor gözüküyor, acaba ki kediyi alma şansım olur mu? aşıları her şeyi tam, aynı zamanda altın yumurtluyo falan desek bile on bin yıl karantinaya alıyolar diye bir şeyler duymuştum, aslı astarı nasıldır? konsolosluğu böyle abuk sorularla darlamak istemedim sözlüğü darlayayım istedim.

şimdi efendim, benim dünyalar çirkini kedim doğurdu. buraya kadar normal, kedidir doğurur. ve fakat,

1- 5 tane bebe bizim hatunu eme eme bitirdiler, inanılmaz zayıfladı. dünyanın en güzel mamalarıyla besleniyor ve yani anormal fazla yiyor ama iğne ipliğe döndü hatuncuk. ne yapsak ne etsek buna, yoksa normal midir? işin ilginç yanı, tüyleri mesela inanılmaz parlak, hiç olmadığı kadar sağlıklı gözüküyor...

2- yine 5 tane bebe sürekli emdiği için, hatunun memeleri böyle bi garip oldu, hani zaten doğurmadan önce memeucu yoktu doğurunca çıktı ama şimdi böyle bir tahriş olmuş gibi duruyo, dokunduğumda yara olmuş gibi sert geliyo elime. ne yapayım ben buna?

3- bizim hatun sürekli bir miyikleme, mutsuz mutsuz sesler çıkarma halinde. ilk bikaç gün şahane baktı yavrularına ama şimdi böyle sıkılmış gibi, beni kurtar şunların elinden dercesine bakmalarda. lohusa sendromuna girdi hatun resmen. çıkarı var mıdır bunun? yani böyle yavruları bırakıp camdan kaçmalar falan, aksiyon kedisi oldu hayvan.

doktora gidicez de bebelerin gözleri açılsın diye bekliyoruz, gidene kadar bu kızımın derdine çare olayım istiyorum.

evet son on bin yılı bu soruyu düşünerek geçirdim, niyeyse bir türlü açıp bakmadım, şimdi şöyle bir bakar gibi yaptım ama olmadı, bir anda bulamadım. artık bir son versem istiyorum bu meraka, bi buldurun beyav.

böyle de arapça kelime çekim sorusu sorarım.

(hatta arada refah-müreffeh ikilisinin üçüncüsünü falan söyleyen olursa ona da şahane sevinirim, refah'ı müreffeh'e getiren arkadaşımıza ne diyoruz? yahut biri artık bana şu kelimeleri çekmeyi öğretsin çatlamayayım her aklıma yeni bir şey takıldığında)

yani güzel de, öyle kokoş güzeli değil. bilkent iç mimarlıktaki alterno tayfa güzeli gibi düşünelim. çünkü neden? çünkü alterno gibi kestiriciiz saçı. aslında zaten kestirdik de, uzadı yine, düzelttiriciiz. "e git kestirdiğin yere düzelttir" diyeceksiniz, ama böyle bi daha iyisi var mıdır acaba diye düşünüyorum. fiyat olarak da tamam 30-40 veririm ama daha çok vermem, saç kesiyo adam nihayetinde cold fusion değil.

(bi de diğer duyurumu da şeyedin, bisiklete bincem ben.)

(o değil de, ne pis bir dil kullandım duyuruda. utanıyorum kendimden şu an.)

evet biliyorum çok saçma oldu. neyse, yapcak bişi yok. ankara sınırları dahilindeki arkadaşlarım, bendeniz kazık kadar olmasına rağmen hayatında hiç bisiklete binmemiş bir insan olarak, acilen öğrenmek istiyorum bu işleri. bisikletim de yok zaten. bana kendi bisikletiyle bisiklete binmeyi öğretebilecek kimse var mı aceba? heh. karşılığında bişiler ayarlarız diye düşünmekteyim.

dünyanın en saçma şeyini de böylece yazmış bulunuyorum. kategori beğenemedim kendisine bir de, daha uygun kategori bulursanız söyleyin de şeyedelim yahu.

evet, budur sorum. bi de malzemesi nereden alınır. deliricem meraktan. ama yani amerikanyadan internet sitesi bulmayı ben de biliyorum, türkiye'de gidip alacak yerdir merakım. artislik de yaptım ama, cevaplayacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler. eheh.

hastalık mıdır onu bile bilmiyorum.. ama şöyle bir durumum var:

uzunca bir zamandır, hatta bence ben kendimi bildim bileli ama emin değilim (tam da bu durum yüzünden emin değilim), fark ettim ki, ben 2 seneden daha öncesini hatırlamıyorum. son iki sene içinde olmuş olayları hatırlıyorum sadece, bir de mesela iki seneden önce olmuş bir olayı son iki sene içinde anlattıysam hatırlıyorum. hayatımda ciddi sıkıntılar da yaratabiliyor bu hadise. çok da pis merak içindeyim, nedir bu nasıldır bu, bir bilen var mıdır? doktora gitsem nereye gitmem lazımdır?

teşekkürler şimdiden.

www.hfk-bremen.de ve www.kunsthochschulekassel.de adreslerinde ikamet eden iki okul tasarım, ürün tasarımı, endüstriyel tasarım ve bilumum aklınıza gelebilecek hede ve de hödö üzerine ne ders açıyormuş, nasıl işliyormuş olaylar, yapısı nasılmış, bunu anlayıp da bana iletebilecek insana ne isterse vericim. firstbornumu istesin onu veriyim o derece. hem siteleri karıştırdım karıştırdım bir şey bulamadım, hem almanca bilmiyorum, hem ingilizce siteleri berbat kötü çirkin ölsün.

şimdiden teşekkürler :)

öncelikle, özellikle ortaokul lise hayatını prentice hall literature serileriyle geçirmiş insanların daha rahat hatırlayabileceğini düşünüyorum, silver bronze gold platinum falan olanlardan.

onlardan birinde (hatırlamıyorum allah kahretmesin) bir hikaye vardı, böyle şey... euu... bi çocuk vardı, hastalanmış ateşi çıkmış vs. ateşini ölçüyorlardı 104 derece (fahrenheit) mi ne çıkıyordu, çocuk da tribe giriyordu 39 derece (santigrad) ateşle insanlar ölüyo allaam benim ateşim 104 falan diye. öleceğini zannediyodu ve onun üzerinden bisürü bişi oluyodu.. zerre hatırlamıyorum geri kalan detayları, ama eskaza şu bilgiden hatırlayan çıkarsa o kadar mutlu olacağım ki o kadar olur. şimdiden teşekkürler.

bisürü insana kişilik testi falan gibi bir şey veriyorlardı, sonra cevaplara bakmadan direkt herkese aynı sonucu veriyolardı -hatta o sonuç da böyle bi burç sitesinden aparmaydı- herkes de böyle bir "aa tam da beni anlatıyo acaip accurate" falan diyordu. neydi o deneyin adı? yüzeysel anlattım biraz ama olsun. aklıma takıldı hatırlamıyorum resmen..

efendim iyi günner.

geçtiğimiz hafta içinde gerçekten kötü bi olay yaşadık, iki kedimden biri sokak köpeklerinin saldırısı sonucunda aramızdan ayrıldı. hayır zaten ben bile depresyona girdim bu sebeple, ama beni geçiyorum arkada kalan kedi iyice delirdi. süt kardeşi bir erkek bir dişi kediydi kendileri, şimdi sadece dişi bir kedi var elimizde. ve hayvan bir haftadır yemek yemiyor miyk miyk geziyor ortalıkta. saçma sapan yerleri koklayıp duruyo, kardeşini arıyo diye düşünmekteyim ama emin değilim. mamasını mı beğenmedi acaba ki diye değişik mama aldım, arada et falan verdim ama yok hayvan yemeden içmeden kesildi. çok tepiştikleri için odama almıyordum geceleri ama olaydan sonra yeniden yanımda yatırmaya başladım. ama hayvan depresyonda resmen. ne yapsam ne etsem bilmiyorum, bi yardım bi bişey bi öneri beklemekteyim... kızımız 8 aylık falan bu arada.

bi programin ingilizceden turkceye ceviri altyazilarini yazmak 50 dakikalik bir soylesi basina kac paradir?
ve bu isle mesgul olan kisiler programi kendileri mi transcribe edip cevirirler, yoksa bu metinleri bi yerlerden bulma mukemmelligi var midir?

diye merak etmis bizim bi arkadas. tenkuu..!

evet inanılmaz ama gerçek, acilen bi milyoncu bulmam lazım. niye? öyle, lazım. tunalı yahut kızılay gibi makul yerlerde bi milyoncu nerde var? özellikle böyle küçük eşya falan satan bi yerler lazım bana, hani direkt incik cıncık değil de en azından dişi olmayan insanların da evinde bulunma ihtimali olan şeyler gibi.. bulana veya getirene yüz bin lira vereceğimi de buradan açıklıyorum.

efendim iyi akşamlar. yine bir derdimle sizleri darlıyorum:

şimdi benim iki tane kedim var, altı aylık falanlar, bir erkek bir dişi. dişi iyi güzel de, erkek delirdi bu aralar. özellikle dışarı çıkıp geri geldiğinde böyle bir heyecan dalgası yaşıyoruz, normalde sakin sayılabilecek bir hayvanken deliriyor kıpır kıpır bööyle bir heyecan bir gaza geliş...ve beni yalamaya başlıyor. genelde yüzüme atak yapıyor ama yani boyun gerdan allah ne verdiyse hayvan yalıyor da yalıyor, durduramıyorum resmen.. arada da böyle kafasını sürüyo orama burama, yine boyun ve yüz cenahına, bildiğiniz gelip yüz sürüyor, böyle bir enteresan, ben anlamadım.

niye yapıyo bu hayvan bunu? hı? sorarım size.

edit: ya bu hayvan küçükken de böyle sapıktı. iki aylıktan biraz iriceyken aldım, zaten biraz hastaydı sürekli ilgilenmem gerekiyordu. böyle bir anne durumu oldu yani. neyse ben buna ilacını verip mutsuz ettikten sonra sevinsin tribe girmesin diye beş saat seviyodum, bu böyle göğsüme yerleşip patiyi memeye atıyodu sonra öbür memeyi yalamaya falan başlıyodu (evet farkındayım pis sapık yogartık daha neler)

yani garip bir huy tabi ama aslında normalmiş bu hayvan için. o zaman soruyu genişletip NİYE SAPIK LAN BU HAYVAN'a çeviriyorum. hehe.

efendim ankara'da yaşayan zavallı bir öğrenci diş ağrısından delirirse nereye gider? hacettepe'ye git dedi birileri ama ben bilmem sözlük bilir diye düşündüm hemen sorayım dedim. "şuraya git" ve "şöyle işliyo orda olay" kıvamında önerilerinizi bekliyorum, şimdiden teşekkür ediyorum.

gerçekten öldüler sanırım dişlerim. böyle bi dolgu düştü bişey oldu acaip canım acıyo, gece dört tane apraxil aldım anca ağrı azaldı öyle söyliym. acilen çözmem lazım yoksa ağrı kesiciler yüzünden ölücem. bi de örneğin sosyal güvence olarak babam ssk emeklisi benim de ondan karnem var. ama cepten çıkacak para örneğin 50-60 lira olacaksa ssk'yla uğraşmasam da olur.

merhabalar efendim, siyaset biliminde okuyan bir arkadaşımın "bana avkat bul hukukçu bul" darlamalarına dayanamayıp soruyorum:

(msnden kopya pasta)

anayasa mahkemesine direct lawsuit ya da objection procedure yoluyla başvurabilen kurum ya da kişi kimlikleri nedir?
turkcesını yazamıyorum
bılmıyorum cunku
yanı
hukuk dılınde
bılmıyorum

böyle yani. bi oldurun yazık kıza.

hanidir? makul (20 doları geçmeyecek) fiyatlara nerelerden alınırlar? evet biraz önce 200 dolara 1. dünya savaşı propaganda posterleri gördüm seksen dokuz ayrı sitede, hayallerim yıkıldı duyuruya yazıyorum...


propaganda posteri derken efendime söyleyeyim ww1 olur ww2 olur uncle sam olur komünizmin allah belasını versin olur kapitalizmin allah belasını versin olur, hiç şeyetmiyorum, ama genel olarak "eski propaganda posterleri"dir aradığım. evet. şimdiden teşekkürler:)

ya ben bunu yazıcam yazıcam unutuyorum, sıvı lateks arıyorum ben (maske yapmak için falan kullanıcam) nerden bulurum ne ederim hiç bi fikrim yok ama. ankara civarında biliyorsanız süper olur, yok istanbul'da biliyorum derseniz onunla da idare ederim. sıvı lateks bulmamı sağlayan insanlara bir maske benden hediye, ne isterseniz. o derece de muhteşem bir insanım.

şimdi,

hakkaten hiper alakasız duyurular yazıyorum ama:

benim parlayan bakteri göresim geldi. tam porto riko'ya gitmeye karar vermişken, göcek'te falan da bulunduğunu öğrendim kendilerinin, gaza geldim. var mı gerçekten?

varsa gidicem.

gidince ne yaparım nerde nasıl kalırım bilen eden var mı ?

böyle yani. teşekkür ettim.

üç ve dört aylık iki adet kedim var efendim benim. mamaları azaldı fakat önümüzdeki birkaç gün mama alamayacağım, o yüzden araya başka şeyler de karıştırıp birkaç gün idare etmeye çalışıyorum. şimdi baktım ettim evde bir sürü sebze meyve varmış, verilmez herhalde kediye, bir de soya eti varmış. bana mantıklı geldi aslında. ama sonuçta bilmiyorum, soya etiyle beslesem delirir hastalanır mı hayvanlar? yahut napayım ben bunlara?

yarın sabah 9da uçağı kalkacak arkadaşımın, sanırım check in'i 8deymiş. yani yedi-yedi buçuk gibi esenboğa'da olmam gerekiyor - nasıl yaparım bunu?

egonun seferleri başlamış diye duydum, durağı nerdedir kendisinin? baktım zira, 6.30'da aşti'den kalkıyormuş. altı buçukta kalkan otobüs kaçta kızılaya gelir, gelince yetişir miyim havaalanına? budur sorum. yahut havaş olmayan bir ulaşım yöntemi var mıdır? ya da ne bileyim kızılaydan beni havaalanına götürmek isteyen cengaver var mıdır, çok mühim, hiper önemli, iki sene yok adam ühühü...

...nerden nasıl bulunur diye direkt konuya gireyim, bir de eskiden kastımın 2005 öncesi olanların alayı olduğunu söyleyeyim kaçayım.

soruyu sordum özünde. ama belki bişey fark ettiriyodur diye bi de şunu ekleyeyim: çevireceğim dosyalar .ai ve .psd, on'şında pek bi numarası da yok heralde sorumun..

teşekkür ettim şimdiden

evde kullanılmayan ama iyi durumda olan bir sürü kıyafet var, ben de bir ihtiyacı olan bulup vermek istiyorum ama hiç bilmiyorum nereye verilir ne yapılır. siz bilirsiniz aslan sözlükçüler! ben ankara'da olduğum için ankara içinde bir yerler daha iyi olabilir mesela...

şimdi şöyle ki, elimde cici bir canon 400d var, ve fakat ben hayatımın herhangi bir evresinde lenslerin bilmemne bişiy özelliklerini öğrenmemeye niyeyse yemin etmiş bir insanım. 400d ile uyumlu bir fish eye istiyorum, yalçınlar'a sordum "bi tane bişiy var sigma'nın, 800 öro" dediler. oha dedim kaçtım, mantıklı bir fiyata fish eye varmıdır, hanidir? ne garip duyuru yazdım.

edit: mantıklı fiyat: 800 euro değil :)

ya ben bunu çalıştıramıyorum. bi buldurun be. ühüh.

ee uu, başlıkta sormuş bulundum,

balmumu nerden bulunur gençler? lazım oldu da..

yani tamam düz shot bardağı paşabahçeden bi milyona alınır da, azcık alengirli shot bardağı nereden alınır a sözlükçü canlar? yemin ediyorum bulana veya getirene o shot bardağını 10 kere dolduracam.