Son 1 hafta icinde bu belgeden alan var mi aramizda? Acilen bir sey sormam gerekiyor da.
Tesekkurler.
Tesekkurler.
Meraba,
Dün akşam, Atlas Jet ile Amsterdam'dan - Istanbul'a geldik.
Yer hizmetleri Çelebi'den.
2 Bavulun ikisi de uçaktan çıkmadı. Çelebi'nin söylediğine göre uçağa hiç binememiş bavullar.
Form doldurduk, kargo bekleyeceğiz. Atlas'ın günde bir uçuşu var.
Akşam 18:00 de Istanbul'a inecek. havalimanına da yakın oturuyorum.
Havalimanına gitsem bagaj dağıtım kısmındaki kayıp eşya ofisine ulaşamayacağım muhtemelen değil mi?
Telefonlara cevap vermiyorlar. Tavsiye rica ederim...
Dün akşam, Atlas Jet ile Amsterdam'dan - Istanbul'a geldik.
Yer hizmetleri Çelebi'den.
2 Bavulun ikisi de uçaktan çıkmadı. Çelebi'nin söylediğine göre uçağa hiç binememiş bavullar.
Form doldurduk, kargo bekleyeceğiz. Atlas'ın günde bir uçuşu var.
Akşam 18:00 de Istanbul'a inecek. havalimanına da yakın oturuyorum.
Havalimanına gitsem bagaj dağıtım kısmındaki kayıp eşya ofisine ulaşamayacağım muhtemelen değil mi?
Telefonlara cevap vermiyorlar. Tavsiye rica ederim...
Merhaba sevgili dekorseverler,
Şimdi benim yıllardır süregelen kronik bir problemim var. Odamı dekore etmek anlayışım herşeyi bir kenara çekerek ortada en geniş alanı yaratmak üzerine kurulmuş basit bir algoritma.
Fena da işlemiyor ama bu sıradanlık normal hayatımda yaptığım şeylerle hiç uyuşmuyor. Hiç de anlamam bu işlerden o yüzden odanın boş planını ve eşyalarının listesini vereceğim.
# not : taralı alan eve ait olmayan bir kısımdır. Oda bu L şeklindedir.
Odanın L'nin yatay çubuğu olarak göreceğiniz alanı yaklaşık 15m2 , diğer alan ise yaklaşık 12 metrekaredir.
Odamda yer kaplayan olarak ;
- 2 kişilik bazalı yatak
- 1 şifonyer
- 1 çalışma masası
- 1 plastik yuvarlak masa (tv amaçlı)
- Bir adet camlı küçük dolap
- Bir adet 2 kapaklı kıyafet dolabı
- bir adet 3lü koltuk
- bir adet 2li koltuk
- 4m2'lik bir halı
- bir adet boy hizasında lamba
Şimdi benim yıllardır süregelen kronik bir problemim var. Odamı dekore etmek anlayışım herşeyi bir kenara çekerek ortada en geniş alanı yaratmak üzerine kurulmuş basit bir algoritma.
Fena da işlemiyor ama bu sıradanlık normal hayatımda yaptığım şeylerle hiç uyuşmuyor. Hiç de anlamam bu işlerden o yüzden odanın boş planını ve eşyalarının listesini vereceğim.
# not : taralı alan eve ait olmayan bir kısımdır. Oda bu L şeklindedir.
Odanın L'nin yatay çubuğu olarak göreceğiniz alanı yaklaşık 15m2 , diğer alan ise yaklaşık 12 metrekaredir.
Odamda yer kaplayan olarak ;
- 2 kişilik bazalı yatak
- 1 şifonyer
- 1 çalışma masası
- 1 plastik yuvarlak masa (tv amaçlı)
- Bir adet camlı küçük dolap
- Bir adet 2 kapaklı kıyafet dolabı
- bir adet 3lü koltuk
- bir adet 2li koltuk
- 4m2'lik bir halı
- bir adet boy hizasında lamba
Ufak bir ekşisözlük ve duyuru araştırmasından anladığım kadarıyla ülke sınırları içerisinde bulabileceğim en uygun fiyatlı ve güzel olanı Glenlivet 12 yıllık imiş. Daha önce Metro Market'te varmış ama hala satılıyor mu? Şu anki fiyat aşağı yukarı nedir?
Yine aynı fiyatlarda başka güzel viskiler var mıdır?
Yine aynı fiyatlarda başka güzel viskiler var mıdır?
Sabahtan beri katlar arasında dolaşıyorum, hiç bir şey yapmadım bugun, yapacak gibi de durmuyorum, böyle içimde bir isteksizlik falan var, siz napıyorsunuz ?
çok uğraşmadan basit bir web sitesi yapmak istiyorum. eskiden frontpage photoshop vs kullanarak yapardım ama şimdi wix falan tarzı siteler çıkmış. bunların en reklamsısızı nedir. domain+host da alacağım domain host alanalra basit site yapma aracı sunan yapan yerler var mı
Merhabalar. biraz önce bilgisayarım üzerinden önemli bir mail gönderdim ancak internet bağlantısı yavaş olduğu için html sürümü üzerinden gönderdim. Gönderdikten sonra kontrol etmek için 'gönderilmiş postalar' bölümüne girdiğimde gönderdiğim mail'i göremiyorum. html sürümünde tasarruf sağlamak için gönderilenleri depolamıyor mu acaba? nedir durum? yardımcı olursanız sevinirim.
şöyle açayım. ben sigorta danışmanlığı yapmak istiyorum bunun için büro açacağım. gelen müşterilerden vekalet alıp onların emeklilik işlerini takip edeceğim. peki yasal anlamda vekalet alımının bir sınırı var mı ?
yani ben atıyorum yılda 100 kişiden böyle vekalet çıkarabilirim kendi adıma. bunun hukuki çerçevede bir sakıncası var mıdır ? vekalette sigorta işlemlerini yapabilir ibaresi olacak ama maaşını çekme ile ilgilide vekalet olabilir yurtdışında çalışanlar için.
yani ben atıyorum yılda 100 kişiden böyle vekalet çıkarabilirim kendi adıma. bunun hukuki çerçevede bir sakıncası var mıdır ? vekalette sigorta işlemlerini yapabilir ibaresi olacak ama maaşını çekme ile ilgilide vekalet olabilir yurtdışında çalışanlar için.
49 tl'lik adsl ya da 59 tl'lik üniversiteli adsl'yi kullanmaya yakın zamanda başlayanlar var mı? masraf aylık bu kadar mı yoksa ekstra ücretler de çıkabiliyor mu karşımıza? bir de memnun musunuz hızdan vs? tşk.
Gençler selam,
25 yıllık ömrümde ilk defa bir spor salonuna yazıldım. Sebep olarak son aylarda iyice mala bağladım, oram buram ağrıyor ve mutfaga gidecek bile enerji bulamadığım için hareket olmuş olur dedim. Bir diğer sebep ise biraz yamuk yumuk görünüyor gibiyim mesela bacaklarım kalın.
Boyum 1.68/ kilom 58
Şimdiii sporda şunu mutlaka yap dediğiniz
ve
Bunu yapma sakat iş dediğiniz önerilerinizi rica ediyorum.
Çok teşekkürler :)
25 yıllık ömrümde ilk defa bir spor salonuna yazıldım. Sebep olarak son aylarda iyice mala bağladım, oram buram ağrıyor ve mutfaga gidecek bile enerji bulamadığım için hareket olmuş olur dedim. Bir diğer sebep ise biraz yamuk yumuk görünüyor gibiyim mesela bacaklarım kalın.
Boyum 1.68/ kilom 58
Şimdiii sporda şunu mutlaka yap dediğiniz
ve
Bunu yapma sakat iş dediğiniz önerilerinizi rica ediyorum.
Çok teşekkürler :)
Merhabalar istanbuldan gelecegim yarin aksam arkadasimla bulusup eglenmek istiyoruz ama o da pek bilmiyor. Sali aksi nereler hareketli olur?
1- Bu ikisi aynı hayvan mıdır?
2- Mümkünse nereden satın alınır?
Teşekkürler.
2- Mümkünse nereden satın alınır?
Teşekkürler.
kaslarımın kuyruk kısmı inanılmaz seyrek. Kas kalemiyle boyarsam komik mi olur? baştan sona hepsini mi boyiyim yoksa sadece kıl görünümlü çizgiler mi cekiyim? (tarife gel:p)
ve bu kas kalemi kas renginden açık mi olmalı? köyü mu? tam Kasım renginde kalem de yok
ve bu kas kalemi kas renginden açık mi olmalı? köyü mu? tam Kasım renginde kalem de yok
arkadaşlar merhaba. 1 yıl evvel hepsiburada.com'dan g2 aldım. geçen haziran ayında durduk yere ekranın sol üst köşesi sarardı. şimdi de dokunmatik temassızlaştı. hiçbir tuşa basamıyorum neredeyse. ayrıca telefonun sağ alt köşesinde ufak bir ezilme var.
dün hepsiburada.com'u aradım yollayın değiştirelim dediler ama bugün sikayetvar.com'da benimle aynı sorunu yaşayan bir adamın telefonunda sırf ufak 2 ezilme var diye (ki bunlar sararma ile alakasız) değişim yapmadıklarını gördüm. benim de böyle bir şey yaşayabilme ihtimalim var mı? eğer olursa nasıl itiraz edebiliriz? çünkü ezilme ile sararma arasında hem konum farkı hem de zaman farkı var.
dün hepsiburada.com'u aradım yollayın değiştirelim dediler ama bugün sikayetvar.com'da benimle aynı sorunu yaşayan bir adamın telefonunda sırf ufak 2 ezilme var diye (ki bunlar sararma ile alakasız) değişim yapmadıklarını gördüm. benim de böyle bir şey yaşayabilme ihtimalim var mı? eğer olursa nasıl itiraz edebiliriz? çünkü ezilme ile sararma arasında hem konum farkı hem de zaman farkı var.
kariyerim açısından yeni bir başlangıç olacak alanımdan alakasız bi kursa yazıldım. yakın zamanda görevde yükselme sınavında istediğim yere geçemediğim için alternatif bi kariyer hedefi belirledim kendime. o gazla gittim kayıt oldum. bugün tanışma varmış. sonrasında da haftada 3 akşam 18.00-21.30 arası ders olacakmış aralık sonuna kadar.
ilk başta bi yerden başlamak lazım dedim girdim işin içine ama zaten 17.00de işten çıkıp koştura koştura kursa gidicem dinlenemeden. yolda yorulmak bi tarafa kafam iş yoğunluğunu atamadan ne kadar dersleri anlayabilirim bilmiyorum. kaldı ki bu kurs bittiğinde en az 2-3 kursa daha gidip en az 2 senemi bu işe yatırmam lazım.
daha açık anlatmak gerekirse işyerinde sonraki unvan değişikliği sınavında programcı kadrosuna geçmek için sıfırdan programlama öğrenip java, c++ vs bunları su gibi bilmem gerekiyo. 2 sene de muhtemelen iyimser bi rakam. 3-4 senemi bağlamadan yapabilir miyim bilmiyorum.
işyerinde zaten çok yoğunum, o yorgunlukla kurstan çıkıp eve gidişim 22.30 olacak en iyi ihtimalle. o kadar gözümde büyüyo ki. daha bu kursa gitmek için bile kendimi ikna etmem gerekti, sonrasında devamını getirebilir miyim bilmiyorum. yaş zaten 28, bu yaştan sonra uğraşmaya değer mi? kurum sınavında zaten sorular nereden çıkacak belli değil. geçen sınavda tamamen java sormuşlar, bu senekinde c++ çıkmış sadece. bi önceki sınavda da pascal ve basic karışık sormuşlar diye duydum ama tam emin değilim. ne soracaklarını bile bilmeden neye çalışabilirim ki? boşa kürek çekiyorum gibi geliyo şu an.
ayrıca, bilgisayar programcılığı, internet programcılığı ve web tasarımı kurslarına gitsem programlama dillerinden hangilerini ne kadar öğrenebilirim? hangisinin konularına neler dahildir onu bile tam bilmiyorum.
ayrıca evde daha 5 aylık kedimiz var. zaten günde 8 saat yalnız bırakıyoken şimdi bu sürenin 14-15 saate çıkması da iyice canımı sıkıyo. normalde eşim erken evde olur ama aksi gibi onun da mesaiye kaldığı döneme denk geldi kurs, yılbaşından sonra o da erken gelmeye başlayacak fakat 3 ay o kediciği yalnızlığa mahkum etmenin vicdan azabı da var içimde.
vazgeçmenin bi tık uzağındayım. hadi bi gaz verin de gideyim bişeyler öğreneyim ben.
ilk başta bi yerden başlamak lazım dedim girdim işin içine ama zaten 17.00de işten çıkıp koştura koştura kursa gidicem dinlenemeden. yolda yorulmak bi tarafa kafam iş yoğunluğunu atamadan ne kadar dersleri anlayabilirim bilmiyorum. kaldı ki bu kurs bittiğinde en az 2-3 kursa daha gidip en az 2 senemi bu işe yatırmam lazım.
daha açık anlatmak gerekirse işyerinde sonraki unvan değişikliği sınavında programcı kadrosuna geçmek için sıfırdan programlama öğrenip java, c++ vs bunları su gibi bilmem gerekiyo. 2 sene de muhtemelen iyimser bi rakam. 3-4 senemi bağlamadan yapabilir miyim bilmiyorum.
işyerinde zaten çok yoğunum, o yorgunlukla kurstan çıkıp eve gidişim 22.30 olacak en iyi ihtimalle. o kadar gözümde büyüyo ki. daha bu kursa gitmek için bile kendimi ikna etmem gerekti, sonrasında devamını getirebilir miyim bilmiyorum. yaş zaten 28, bu yaştan sonra uğraşmaya değer mi? kurum sınavında zaten sorular nereden çıkacak belli değil. geçen sınavda tamamen java sormuşlar, bu senekinde c++ çıkmış sadece. bi önceki sınavda da pascal ve basic karışık sormuşlar diye duydum ama tam emin değilim. ne soracaklarını bile bilmeden neye çalışabilirim ki? boşa kürek çekiyorum gibi geliyo şu an.
ayrıca, bilgisayar programcılığı, internet programcılığı ve web tasarımı kurslarına gitsem programlama dillerinden hangilerini ne kadar öğrenebilirim? hangisinin konularına neler dahildir onu bile tam bilmiyorum.
ayrıca evde daha 5 aylık kedimiz var. zaten günde 8 saat yalnız bırakıyoken şimdi bu sürenin 14-15 saate çıkması da iyice canımı sıkıyo. normalde eşim erken evde olur ama aksi gibi onun da mesaiye kaldığı döneme denk geldi kurs, yılbaşından sonra o da erken gelmeye başlayacak fakat 3 ay o kediciği yalnızlığa mahkum etmenin vicdan azabı da var içimde.
vazgeçmenin bi tık uzağındayım. hadi bi gaz verin de gideyim bişeyler öğreneyim ben.
selamlar,
1080p, zaman zaman da 60fps çekimler için tavsiye edebileceğiniz SD Kart kapasitesi ne olur? şu Sandisk Ekrteme modeller var mesela gözümün tuttuğu, onlar bir sıkıntı çıkarmaz heralde dimi? 32GB iyi midir? az mıdır?
1080p, zaman zaman da 60fps çekimler için tavsiye edebileceğiniz SD Kart kapasitesi ne olur? şu Sandisk Ekrteme modeller var mesela gözümün tuttuğu, onlar bir sıkıntı çıkarmaz heralde dimi? 32GB iyi midir? az mıdır?
Uzun olacak, sabrı ve vakti olanlar okuyabilirse sevinirim, sinirden kendimi atacağım camdan!
Bildiğiniz üzere 2 aya yakındır bir süredir Hakkari'de tek bir kitabı dahi olmayan bir okula yardım gönderiyoruz. Canımızı dişimize katarak o okula hem kütüphane, hem anasınıfı açmaya çalıştık. Dedik ki şu karanlık günlerde çocukların dünyalarına ışık olalım. Sevgiyi ve kardeşliği aşılayalım.
Okulun tüm kırtasiye malzemelerini sizlerin ve çevremdeki arkadaşların yardımlarıyla tamamladık. Gelen her bir ürünün fotoğrafını ürünü alan arkadaşlarla paylaştım. Yanılmıyorsam yaklaşık 6 bin tl'den fazla bir sipariş vermiş bulunduk, hepsini şuradan görebilirsiniz: docs.google.com
Ve bu yardım kampanyasıyla ilgili şöyle bir başlık açıldı sözlük'te: eksisozluk.com
Sizlerden gelen bu desteklerle okula anasınıfı yapıldı, bugün okula öğrenciler gelmeye başlamış ama öğrenciler eğitimlerine bu hafta başlayabilecek VE BU HEPİNİZİN SAYESİNDE OLDU! Bu yardım olmasaydı bu sene o okulda anasınıfı eğitimi olmayacaktı, okulda kütüphane olmayacaktı. Okula bugün aldığımız halıfleks yerleştirilmiş, okul müdür yardımcısı beni arayarak "internetimiz gelmedi, gelse fotoğraf çekip paylaşacaktım ama dayanamadım, çok heyecanlıyım, halıfleks yerlere çok güzel oldu, herkes bayıldı" dedi.
Bakın, hiç kimseyi ve beni dahi tanımadığınız halde birilerinin kalbine dokundunuz, o sınıfı görünce okula gelmek isteyen onlarca çocuğu düşünün bir de.
Sizler beni tanımadan, etmeden gerek para toplanma konusunda yardımcı oldunuz, gerek ihtiyaç listesindeki ürünleri alarak direkt okula siz gönderdiniz.
ANCAK!
Bir sorunla karşılaştık ve bu beni mahvediyor. Gerçekten insanlığımdan ve insanlıktan nefret ettim. O kadar sinirliyim ki insan gerçekten boşuna cinnet geçirmiyor!
Yer: İzmir!
Anasınıfı için gerekli olan malzemeler neler diye araştırırken mümkün mertebede uygun fiyatlı ama yine de çocukların sevebileceği ürünler seçtik.
Bu ürünlerden birisi de şuydu: www.pirlantaoyuncak.com
Bir gönüllümüz bu üründen iki adet sipariş etti. Sipariş ettiğimiz tarih ise 19 Ağustos, bakın: tinypic.com
O dönem de maalesef şehit haberleri çok olmaya başlamıştı. Vermiş olduğumuz diğer siparişlerin okula ulaştırılması konusunda pürüzler yaşamaya başlamıştık ancak yardım kampanyası olduğu için firmalar ürünleri gönderme konusunda epey çaba sarf ettiler. 2 bin tl'ye yakın aldığımız halıfleksin o bölgeye o dönem gönderilmesi neredeyse maliyetiyle aynı tutara denk geldi.
Ben de sırf bu yüzden ürünü aldığımız Pırlanta Oyuncak isimli firmayı aramadım. Ne de olsa telefonda konuşmuştuk, parayı almıştı ve ürünleri hazırlayacaktı.
Olaylardan 1 hafta kadar sonra okul müdür yardımcısı bana gelen ürünlerin fotoğraflarını yollamaya başladı ancak bu ürünler arasında Pırlanta Oyuncak'tan gelen hiçbir ürün yoktu. Biraz daha bekleyelim dedik. İzmir'den çıkışı geç olmuştur, insanlık halidir, İzmir gibi bir yerde yanlış olmaz dedik.
10 gün geçti, okuldan bu firmaya ait bir fotoğraf hala gelmedi, ben de artık sormaya başladım okula, hani gözden mi kaçırdılar, yok mu şu iki mobilya diye. Cık, yok.
Artık firma sahibi Muhammet Bey'i aramaya karar verdim. Aradım. Telefonu açtı. Durumu izah ettim. Öğleden sonra beni arar mısınız, fabrikaya gidecem, bir bakayım dedi. Öğleden sonra aradım, "bizim elemanlar ürünleri bırakmamışlar, kusura bakmayın, ben cuma günü göndertiyorum" dedi. "tamam" dedim.
Cuma günü geçti, bir sonraki haftanın Cuması oldu, hala gelen bir fotoğraf yok okuldan. Önce okula tekrar soruyorum, "gelen bir ürün yok İzmir'den" diyorlar, acaba ürünler başka bir şehirden mi yollatıldı diye düşünerek başka şehirden gelen mobilyalar var mı diye soruyorum. "yok" deniliyor.
Firma sahibi Muhammet Bey'i tekrar arıyorum. Tekrar öğleden sonra aramamı istiyor, fabrikada olacakmış, öğleden sonra arıyorum, "ya mobilyalar şu an tam gözümün önünde, kusura bakmayın, gündem kötü ya, gönderememişler, kargo kabul etmemiş" diyor. "Anlıyorum ama diğer siparişlerimizin hepsi gecikmeli olsa da gitti ve hiçbir kargo firması "bu ürünü kabul etmiyoruz" demedi diyorum. Neticede İzmit'ten 92 metrekare halıfleks gitmiş, düşünün! "Tamam, özür dilerim, ben göndericem, bizzat kendim gideceğim hatta, sıkıntı yok" dedi. İnandım.
Aradan 10 gün geçiyor, yine önce okulla teyitleşiyoruz, sonra firmayı arıyorum, Muhammet Bey diyor ki, "Vallahi bizzat kendim götürdüm, kargoyu almadılar, artık hangi kargo firmasına soracağımı şaşırdım". Artık ciddi ciddi kıllanmaya başlıyorum. Diyorum ki, "Ptt kargoyu aradınız mı?". "aaa, iyi fikir, ben bir de onu arayayım, yarın size takip numarasını paylaşırım" diyor. Kendisine tekrar tekrar bu mobilyaların yardım kampanyası dahilinde imkanı olmayan bir okula gönderildiğini, bu mobilyaları da bir gönüllünün aldığını, kendisine de mahcup olduğumu iletiyorum. "tamam, sıkıntı yok, ptt kargo gönderir oraya" diyor.
Ertesi gün oluyor, kargo takip numarası bana iletilmiyor. Ben de kendisine whatsapp üzerinden yazıyorum, yaşadığım hayal kırıklığını, kendisine artık güvenmediğimi, yardım eden arkadaşa da yüzümün kara çıktığını dile getiriyorum. Hepsinin ekran görüntüleri var elimde. Ağzımdan bir tek hoş olmayan kelime dahi çıkmıyor. Ancak bana cevap dahi vermiyor, üstelik aramalarıma da cevap vermiyor artık.
Ben de durumu siparişi veren avukat gönüllümüze iletiyorum, telefon numarasını istiyor Muhammet Bey'in. Muhammet Bey arkadaşıma telefonu açıyor, diyor ki yarın takip numarasını yollayacağım.
Ertesi gün oluyor, arkadaşım takip numarası geldi mi diye soruyor bana. Bana gelen bir numara yok. Biraz daha bekleyelim diyoruz. Sonra bana 1,5 ay önce sipariş ettiğimiz ürünlerin fotoğraflarını yolluyor, "PTT hala gelmedi ürünleri almaya" diyor. Cevap yazmıyorum. Ertesi gün akşam üzerine doğru "Hala gelmedi mi PTT?" diyorum. Okunuyor mesajım ama cevap verilmiyor.
Bir yandan da insanlığa olan inancımı yitirmiş, kendimden ve tüm insanlardan tiksinmiş halde buluyorum. Adamı arasam telefonu yine açmayacak veya yine aynı şeyleri söyleyecek ve ben artık sinir krizi geçirecem diye korkarak aramıyorum, sormuyorum. Bugün google'da "pırlanta oyuncak" diye aratayım diyorum. Aratınca ilk çıkan sonuçlardan biri: pırlanta oyuncak şikayet.
Şikayetleri okuyorum tek tek, şok. İnsanlar cinnet geçirmiş neredeyse! Kimisi köyün birinde öğretmen, velilerden ufak ufak yardım toplamayı başarmış, sınıfının eksiğini almak istemiş. Kimisi 6 aydır oyalandığını söylemiş, kimisi kendisine beddualar atmış, insanlar gerçekten haklı olarak çıldırmış!
Üstelik bu kişinin whatsapp profil durumu: ALLAH'A EMANET.
Şaka gibi!
Ben de dayanamıyorum ve gösterdiğimiz tüm iyi niyet ve anlayış için hakkımızı helal etmediğimizi, o güzel isminin anlamını taşımadığını, diğer müşterilerin yorumlarını okuduğumuzu, bizlerin de şikayet yazacağını ve PTT gerçekten kargoları onca gün almadıysa onlar için de hakkımızı yasal yollardan arayacağımızı söylüyorum.
Ve diyorum ki siz de beni diğerleri gibi oyalacak mısınız? avukatıma söylüyorum, hemen sizi aratıyorum, her yere şikayette bulunuyorum ve sözlük'e de konuyu taşıyorum. Bu sefer bana kargo takip numarasını paylaşıyor, kargonun nerede olduğunu söylüyor ama tabii kargoyu PTT ile vermemiş.
Ve diyor ki; kargo ücretini alıcı ödeyecek!! E biz böyle anlaşmamıştık!!!! Şaka gibi diyorum! "Evet, ister şaka, ister başka bişey" diye cevap dönüyor. Ve bana diyor ki: "Allah'a inancın varsa İnternet'e yorum yazmayın".
Arkadaşlar, yemin ederim, eğer ki kendi keyfim için aldığım bir ürün olmuş olsaydı, bu kadar sinirlerim harap olmayacaktı ama biz bu ürünü gerçekten ihtiyacı olan bir okula göndermek için aldık!! Ne kadar uğraştığımızı en iyi siz biliyorsunuz! Şu an bu iki dolap olmadığı için alınan malzemeler yerleştirilemiyor. Daha da açığımız var hala biliyorsunuz.
Sizlerden ricam, lütfen bu yazımı sözlük'te paylaşabilir misiniz? Yazık günah insanlar çıldırmış, birileri daha mağdur olmasın, şikayetler şöyle:
www.alosikayet.com
www.sikayetvar.com
www.kararvermeden.com
Ben o kadar koşturma arasında gözden kaçırdım, haklısınız, öncesinde firmayı araştırmam gerekiyordu. Ancak ben böyle bir konuda hele ki İzmir gibi bir yerden bu tarz bir sorunla karşılaşabileceğimi sanmıyordum.
Sinirden saçlarımı yolmak üzereyim!!! Bir de ürün için kaç yüz liralık kargo ücreti ödeyeceğiz şimdi kim bilir!
Soru olarak açtım ki her türlü önerilere açığım.
Bildiğiniz üzere 2 aya yakındır bir süredir Hakkari'de tek bir kitabı dahi olmayan bir okula yardım gönderiyoruz. Canımızı dişimize katarak o okula hem kütüphane, hem anasınıfı açmaya çalıştık. Dedik ki şu karanlık günlerde çocukların dünyalarına ışık olalım. Sevgiyi ve kardeşliği aşılayalım.
Okulun tüm kırtasiye malzemelerini sizlerin ve çevremdeki arkadaşların yardımlarıyla tamamladık. Gelen her bir ürünün fotoğrafını ürünü alan arkadaşlarla paylaştım. Yanılmıyorsam yaklaşık 6 bin tl'den fazla bir sipariş vermiş bulunduk, hepsini şuradan görebilirsiniz: docs.google.com
Ve bu yardım kampanyasıyla ilgili şöyle bir başlık açıldı sözlük'te: eksisozluk.com
Sizlerden gelen bu desteklerle okula anasınıfı yapıldı, bugün okula öğrenciler gelmeye başlamış ama öğrenciler eğitimlerine bu hafta başlayabilecek VE BU HEPİNİZİN SAYESİNDE OLDU! Bu yardım olmasaydı bu sene o okulda anasınıfı eğitimi olmayacaktı, okulda kütüphane olmayacaktı. Okula bugün aldığımız halıfleks yerleştirilmiş, okul müdür yardımcısı beni arayarak "internetimiz gelmedi, gelse fotoğraf çekip paylaşacaktım ama dayanamadım, çok heyecanlıyım, halıfleks yerlere çok güzel oldu, herkes bayıldı" dedi.
Bakın, hiç kimseyi ve beni dahi tanımadığınız halde birilerinin kalbine dokundunuz, o sınıfı görünce okula gelmek isteyen onlarca çocuğu düşünün bir de.
Sizler beni tanımadan, etmeden gerek para toplanma konusunda yardımcı oldunuz, gerek ihtiyaç listesindeki ürünleri alarak direkt okula siz gönderdiniz.
ANCAK!
Bir sorunla karşılaştık ve bu beni mahvediyor. Gerçekten insanlığımdan ve insanlıktan nefret ettim. O kadar sinirliyim ki insan gerçekten boşuna cinnet geçirmiyor!
Yer: İzmir!
Anasınıfı için gerekli olan malzemeler neler diye araştırırken mümkün mertebede uygun fiyatlı ama yine de çocukların sevebileceği ürünler seçtik.
Bu ürünlerden birisi de şuydu: www.pirlantaoyuncak.com
Bir gönüllümüz bu üründen iki adet sipariş etti. Sipariş ettiğimiz tarih ise 19 Ağustos, bakın: tinypic.com
O dönem de maalesef şehit haberleri çok olmaya başlamıştı. Vermiş olduğumuz diğer siparişlerin okula ulaştırılması konusunda pürüzler yaşamaya başlamıştık ancak yardım kampanyası olduğu için firmalar ürünleri gönderme konusunda epey çaba sarf ettiler. 2 bin tl'ye yakın aldığımız halıfleksin o bölgeye o dönem gönderilmesi neredeyse maliyetiyle aynı tutara denk geldi.
Ben de sırf bu yüzden ürünü aldığımız Pırlanta Oyuncak isimli firmayı aramadım. Ne de olsa telefonda konuşmuştuk, parayı almıştı ve ürünleri hazırlayacaktı.
Olaylardan 1 hafta kadar sonra okul müdür yardımcısı bana gelen ürünlerin fotoğraflarını yollamaya başladı ancak bu ürünler arasında Pırlanta Oyuncak'tan gelen hiçbir ürün yoktu. Biraz daha bekleyelim dedik. İzmir'den çıkışı geç olmuştur, insanlık halidir, İzmir gibi bir yerde yanlış olmaz dedik.
10 gün geçti, okuldan bu firmaya ait bir fotoğraf hala gelmedi, ben de artık sormaya başladım okula, hani gözden mi kaçırdılar, yok mu şu iki mobilya diye. Cık, yok.
Artık firma sahibi Muhammet Bey'i aramaya karar verdim. Aradım. Telefonu açtı. Durumu izah ettim. Öğleden sonra beni arar mısınız, fabrikaya gidecem, bir bakayım dedi. Öğleden sonra aradım, "bizim elemanlar ürünleri bırakmamışlar, kusura bakmayın, ben cuma günü göndertiyorum" dedi. "tamam" dedim.
Cuma günü geçti, bir sonraki haftanın Cuması oldu, hala gelen bir fotoğraf yok okuldan. Önce okula tekrar soruyorum, "gelen bir ürün yok İzmir'den" diyorlar, acaba ürünler başka bir şehirden mi yollatıldı diye düşünerek başka şehirden gelen mobilyalar var mı diye soruyorum. "yok" deniliyor.
Firma sahibi Muhammet Bey'i tekrar arıyorum. Tekrar öğleden sonra aramamı istiyor, fabrikada olacakmış, öğleden sonra arıyorum, "ya mobilyalar şu an tam gözümün önünde, kusura bakmayın, gündem kötü ya, gönderememişler, kargo kabul etmemiş" diyor. "Anlıyorum ama diğer siparişlerimizin hepsi gecikmeli olsa da gitti ve hiçbir kargo firması "bu ürünü kabul etmiyoruz" demedi diyorum. Neticede İzmit'ten 92 metrekare halıfleks gitmiş, düşünün! "Tamam, özür dilerim, ben göndericem, bizzat kendim gideceğim hatta, sıkıntı yok" dedi. İnandım.
Aradan 10 gün geçiyor, yine önce okulla teyitleşiyoruz, sonra firmayı arıyorum, Muhammet Bey diyor ki, "Vallahi bizzat kendim götürdüm, kargoyu almadılar, artık hangi kargo firmasına soracağımı şaşırdım". Artık ciddi ciddi kıllanmaya başlıyorum. Diyorum ki, "Ptt kargoyu aradınız mı?". "aaa, iyi fikir, ben bir de onu arayayım, yarın size takip numarasını paylaşırım" diyor. Kendisine tekrar tekrar bu mobilyaların yardım kampanyası dahilinde imkanı olmayan bir okula gönderildiğini, bu mobilyaları da bir gönüllünün aldığını, kendisine de mahcup olduğumu iletiyorum. "tamam, sıkıntı yok, ptt kargo gönderir oraya" diyor.
Ertesi gün oluyor, kargo takip numarası bana iletilmiyor. Ben de kendisine whatsapp üzerinden yazıyorum, yaşadığım hayal kırıklığını, kendisine artık güvenmediğimi, yardım eden arkadaşa da yüzümün kara çıktığını dile getiriyorum. Hepsinin ekran görüntüleri var elimde. Ağzımdan bir tek hoş olmayan kelime dahi çıkmıyor. Ancak bana cevap dahi vermiyor, üstelik aramalarıma da cevap vermiyor artık.
Ben de durumu siparişi veren avukat gönüllümüze iletiyorum, telefon numarasını istiyor Muhammet Bey'in. Muhammet Bey arkadaşıma telefonu açıyor, diyor ki yarın takip numarasını yollayacağım.
Ertesi gün oluyor, arkadaşım takip numarası geldi mi diye soruyor bana. Bana gelen bir numara yok. Biraz daha bekleyelim diyoruz. Sonra bana 1,5 ay önce sipariş ettiğimiz ürünlerin fotoğraflarını yolluyor, "PTT hala gelmedi ürünleri almaya" diyor. Cevap yazmıyorum. Ertesi gün akşam üzerine doğru "Hala gelmedi mi PTT?" diyorum. Okunuyor mesajım ama cevap verilmiyor.
Bir yandan da insanlığa olan inancımı yitirmiş, kendimden ve tüm insanlardan tiksinmiş halde buluyorum. Adamı arasam telefonu yine açmayacak veya yine aynı şeyleri söyleyecek ve ben artık sinir krizi geçirecem diye korkarak aramıyorum, sormuyorum. Bugün google'da "pırlanta oyuncak" diye aratayım diyorum. Aratınca ilk çıkan sonuçlardan biri: pırlanta oyuncak şikayet.
Şikayetleri okuyorum tek tek, şok. İnsanlar cinnet geçirmiş neredeyse! Kimisi köyün birinde öğretmen, velilerden ufak ufak yardım toplamayı başarmış, sınıfının eksiğini almak istemiş. Kimisi 6 aydır oyalandığını söylemiş, kimisi kendisine beddualar atmış, insanlar gerçekten haklı olarak çıldırmış!
Üstelik bu kişinin whatsapp profil durumu: ALLAH'A EMANET.
Şaka gibi!
Ben de dayanamıyorum ve gösterdiğimiz tüm iyi niyet ve anlayış için hakkımızı helal etmediğimizi, o güzel isminin anlamını taşımadığını, diğer müşterilerin yorumlarını okuduğumuzu, bizlerin de şikayet yazacağını ve PTT gerçekten kargoları onca gün almadıysa onlar için de hakkımızı yasal yollardan arayacağımızı söylüyorum.
Ve diyorum ki siz de beni diğerleri gibi oyalacak mısınız? avukatıma söylüyorum, hemen sizi aratıyorum, her yere şikayette bulunuyorum ve sözlük'e de konuyu taşıyorum. Bu sefer bana kargo takip numarasını paylaşıyor, kargonun nerede olduğunu söylüyor ama tabii kargoyu PTT ile vermemiş.
Ve diyor ki; kargo ücretini alıcı ödeyecek!! E biz böyle anlaşmamıştık!!!! Şaka gibi diyorum! "Evet, ister şaka, ister başka bişey" diye cevap dönüyor. Ve bana diyor ki: "Allah'a inancın varsa İnternet'e yorum yazmayın".
Arkadaşlar, yemin ederim, eğer ki kendi keyfim için aldığım bir ürün olmuş olsaydı, bu kadar sinirlerim harap olmayacaktı ama biz bu ürünü gerçekten ihtiyacı olan bir okula göndermek için aldık!! Ne kadar uğraştığımızı en iyi siz biliyorsunuz! Şu an bu iki dolap olmadığı için alınan malzemeler yerleştirilemiyor. Daha da açığımız var hala biliyorsunuz.
Sizlerden ricam, lütfen bu yazımı sözlük'te paylaşabilir misiniz? Yazık günah insanlar çıldırmış, birileri daha mağdur olmasın, şikayetler şöyle:
www.alosikayet.com
www.sikayetvar.com
www.kararvermeden.com
Ben o kadar koşturma arasında gözden kaçırdım, haklısınız, öncesinde firmayı araştırmam gerekiyordu. Ancak ben böyle bir konuda hele ki İzmir gibi bir yerden bu tarz bir sorunla karşılaşabileceğimi sanmıyordum.
Sinirden saçlarımı yolmak üzereyim!!! Bir de ürün için kaç yüz liralık kargo ücreti ödeyeceğiz şimdi kim bilir!
Soru olarak açtım ki her türlü önerilere açığım.
Merhaba Ahali,
SGK bana çalıştığım bir ay için GSS prim borcu çıkarmış, şaka gibi bir de eve tebligat filan yollamış. Yıllık izinden dönünce farkediyorum..
Benim şimdi ne yapmam gerekir, ilgili ay için maaş bordromun çıktısını aldım. Bunu, tahakkuk etitirilen borç ve faizi ile birlikte reddettiğimi ve itiraz ettiğimi belirten bir dilekçe ile birlikte en yakın sgk'ya versem borcum silinir mi? Başka birşey yapmama gerek var mı?
Her türlü tavsiyeye açığım, ancak benim gibi çalıştığı halde çıkan borca itiraz edip sonuç alanlar cevaplarını özellikle esirgemezse memnun olurum.
Teşekkürler,
not: bi parti de bunu bildirgesine eklemez mi arkadaş. dün sözlükte okudğum doğruysa bir tek hdp'nin bildirgesinde kısaca varmış, kılıçdaroğlu filan da sözlü dile getirmiş sanırım.
SGK bana çalıştığım bir ay için GSS prim borcu çıkarmış, şaka gibi bir de eve tebligat filan yollamış. Yıllık izinden dönünce farkediyorum..
Benim şimdi ne yapmam gerekir, ilgili ay için maaş bordromun çıktısını aldım. Bunu, tahakkuk etitirilen borç ve faizi ile birlikte reddettiğimi ve itiraz ettiğimi belirten bir dilekçe ile birlikte en yakın sgk'ya versem borcum silinir mi? Başka birşey yapmama gerek var mı?
Her türlü tavsiyeye açığım, ancak benim gibi çalıştığı halde çıkan borca itiraz edip sonuç alanlar cevaplarını özellikle esirgemezse memnun olurum.
Teşekkürler,
not: bi parti de bunu bildirgesine eklemez mi arkadaş. dün sözlükte okudğum doğruysa bir tek hdp'nin bildirgesinde kısaca varmış, kılıçdaroğlu filan da sözlü dile getirmiş sanırım.
internetten satış ile ilgili bi işe girmeye düşünüyorum. kredilikargo'ya baktım ama fiyatları karşılaştıramıyorum. ucuz mu değil mi diye. sürat kargo da kötü bi şirket bi yandan. misal, ptt ile anlaşılabilir mi mesela?
siz anlaşma yaptınız mı? gönderi başı ne kadar ödüyorsunuz?
siz anlaşma yaptınız mı? gönderi başı ne kadar ödüyorsunuz?
ikinci el araba almak için ne zamanı beklemeli?
şu an araba fiyatlarının çok yükseldiği söyleniyor.
şu an araba fiyatlarının çok yükseldiği söyleniyor.
a2 ehliyeti almak istiyorum, istanbul anadolu yakasında tavsiye edebileceğiniz bir kurs var mı?
daha önce tecrübem olmadığı ve sınavda zorlu olduğu için sürüş eğitimide almam gerekiyor.
birkaç yeri aradım genelde 500-600 tl fiyat verildi.
daha önce tecrübem olmadığı ve sınavda zorlu olduğu için sürüş eğitimide almam gerekiyor.
birkaç yeri aradım genelde 500-600 tl fiyat verildi.
Sb teşekkürler
İlla kamp alanına mı gitmek lazım, oralara para vermek?
ben 2014 ekimde ödemesi başlayan kyk borcumu hiç ödemedim. şimdi bir yapılandırayım dedim ama internetten vergi dairesine borcum görünmüyor. yapılandırmak için oraya düşmesini mi beklemeli? şu an gidip ekim 2014 birinci taksidi hiçbir şey olmamış gibi ödeyebiliyor muyum :) aklım çok karıştı bu işin yolu yordamı nedir acaba?
Merhaba, işim gereği 2 tane monitöre bakıyorum uzun süre, daha önce gözlük takmadım ama gözlerim yorulduğunu hissediyorum, sigorta karşılar mı bunu? dinlendirici alabilir miyim?
desktoplarda lyrics çıkıyo ama android mobil applerde yok sanırım.
ya da ben bulamadım.
var mı bilgisi olan?
ya da ben bulamadım.
var mı bilgisi olan?
bu ibneler sonuna kadar kullandırıyorlar bana istemememe rağmen.
şimdi bir ay boyunca yaymak benim en doğal hakkım di mi?
şimdi bir ay boyunca yaymak benim en doğal hakkım di mi?
elimde cogu bilgisayar dergisi olmak uzere bir miktar dergi ve bes on da kitap var. bunlardan kurtulmak istiyorum ancak karsiliginda kitap alabilecegim sahaf gibi yerler (gibi degil aslinda bildigin sahaf) ariyorum.
ancak aydin, fethiye yada antalyada olmasi gerekiyor.
tavsiyeler icin simdiden tesekkurler..
ancak aydin, fethiye yada antalyada olmasi gerekiyor.
tavsiyeler icin simdiden tesekkurler..
UYAP kullanırken java kontrolü sırasında bir pencere açılıyor ve kullanıcı adıyla şifre soruyor. Daha önceden böyle bir sorunla karşılaşmıyordum.
Java neden kullanıcı adı ve şifre ister ki? Nette araştırdım ama sağlıklı bir cevap bulamadım. Bilenler yardımcı olursa çok makbule geçecek.
Bu UYAP'taki naz ve kapris en nazlı sevgilide olmaz yeminle.
Teşekkürler.
Java neden kullanıcı adı ve şifre ister ki? Nette araştırdım ama sağlıklı bir cevap bulamadım. Bilenler yardımcı olursa çok makbule geçecek.
Bu UYAP'taki naz ve kapris en nazlı sevgilide olmaz yeminle.
Teşekkürler.
118 gibi sistemlere kapalı olan bir vodafone numarasının sahibini öğrenmek istiyorum tek yolu savcılık midir? Bir vodafone bayisinden bas harfleri öğrenebildim. Daha yetkili bir vodafone çalışanı tam isim gorebilir mi?
ben de sürekli oluyor da. kalabalıkta insanları izliyorum, napıyorsunuz olm siz ya diyesim geliyor. o kadar saçma küçük şeylerle hayatımızı geçiriyoruz ki falan gibi.
www.banggood.com adresindeki powerbankı almak istiyorum ama xiaomi'nin websitesinde 10000 mAh düzeyinde powerbank yok şimdi burada satılanlar sahte mi oluyor?
www.mi.com
www.mi.com
Merhaba arkadaslar,
Yurtdisindan yuksek lisans bitim sonu askerlik erteletme islemi icin YOK'ten gecici bir yazi aliyoruz galiba ve onunla 1 sene erteleniyor. daha sonra denklik alininca ustune ne kadar erteleme oluyor haberiniz var mi?
Yurtdisindan yuksek lisans bitim sonu askerlik erteletme islemi icin YOK'ten gecici bir yazi aliyoruz galiba ve onunla 1 sene erteleniyor. daha sonra denklik alininca ustune ne kadar erteleme oluyor haberiniz var mi?
Selam iPhoneseverler,
telefonumun pili artık iyice kötüleşmişti yüzde 10'a düşünce kapanıyor, çabuk bitiyor vs.
ben de aliexpress üzerinden iphone 5 için pil siparişi vermiştim bugün elime ulaştı, değişimi yaptırtmadan önce sorayım dedim bunu yapan var mı, zararı olur mu? sonuçta orjinal bir pil gelmedi...
telefonumun pili artık iyice kötüleşmişti yüzde 10'a düşünce kapanıyor, çabuk bitiyor vs.
ben de aliexpress üzerinden iphone 5 için pil siparişi vermiştim bugün elime ulaştı, değişimi yaptırtmadan önce sorayım dedim bunu yapan var mı, zararı olur mu? sonuçta orjinal bir pil gelmedi...
diğer geçişlerde olmuyor da bu ikisi arasında bazen araç zıplıyor.
neden olur?
neden olur?
14 yaşındaki yeğenim internette (bkz: yamiba) diye bir siteye üye olmuş. sitenin reklamını twitter fenomenleri yapıyormuş onlardan ulaşmış.
site 20 lira karşılığı internetten fal bakıyormuş. bu yaşta bir çocuğun böyle bir şeye alıştırılması ve bu falcı büyücü tayfasının bu kadar kolay ulaşılabilir olması, reklamının yapılması biraz sinirimi bozdu.
konu hakkında bilgisi olanlar ya da hukukçu arkadaşlar ben bu siteyi ve bu sitenin reklamını yapanları şikayet edebilir miyim? kanunen falcılık suç değil mi bir yaptırım yok mudur savcılığa mı suç duyurusunda bulunmalıyım yardımcı olabilir misiniz?
site 20 lira karşılığı internetten fal bakıyormuş. bu yaşta bir çocuğun böyle bir şeye alıştırılması ve bu falcı büyücü tayfasının bu kadar kolay ulaşılabilir olması, reklamının yapılması biraz sinirimi bozdu.
konu hakkında bilgisi olanlar ya da hukukçu arkadaşlar ben bu siteyi ve bu sitenin reklamını yapanları şikayet edebilir miyim? kanunen falcılık suç değil mi bir yaptırım yok mudur savcılığa mı suç duyurusunda bulunmalıyım yardımcı olabilir misiniz?
hızlı ve sorunsuz olması için.
vatan bilgisayar
teknosa
bimeks
hızlıal
vatan bilgisayar
teknosa
bimeks
hızlıal
Selam dostlar.
Geçen hafta ilk videomu yayınlayıp sizinle paylaşmıştım.
O duyuru: www.eksiduyuru.com
Orada çokça eleştiri almıştım.
Tümünü dikkate alarak ikinci videomu çektim.
Yine eksikliklerimi ve hatalarımı öğrenmek istiyorum.
Şimdiden teşekkür ederim.
İkinci videom: www.youtube.com
Geçen hafta ilk videomu yayınlayıp sizinle paylaşmıştım.
O duyuru: www.eksiduyuru.com
Orada çokça eleştiri almıştım.
Tümünü dikkate alarak ikinci videomu çektim.
Yine eksikliklerimi ve hatalarımı öğrenmek istiyorum.
Şimdiden teşekkür ederim.
İkinci videom: www.youtube.com

fethiye ve bodrum'da ekim sonu denize girilmez herhalde değil mi? peki ya antalya'da?
alışveriş yapıp geri dönsem, bisikleti bıraktığım gibi bulma ihtimalim yüzde kaçtır? ortalama 45 dakika kadar yalnız kalacak bisiklet.
edit: bisikleti park edip kilitledim diyelim. (bende dandik kilitlerden var) yine de bir şey yaparlar mı?
edit: bisikleti park edip kilitledim diyelim. (bende dandik kilitlerden var) yine de bir şey yaparlar mı?
Karbonat + limon + sirke karışımı yapıyordum bir süredir; tabakları çizdiğini fark ettim ve 100 parça eşya koyduysam, 15'i kirli çıkıyordu, içime sinmedi, bıraktım ben de.
Deterjan da kullanmak istemiyorum öte yandan. Kullanacaksam 2 haftada 1 kullanayım mesela.
"uğraşma ya, koy deterjanı gitsin", "bence deterjan o kadar zararlı değil", "neden deterjan kullanmak istemiyorsun?" gibi yorum niteliğinde cevaplarla gelmeyin nolur.
Ben şöyle bir karışım denedim, şu konuda şöyle bir püf noktası var diyebilen birileri var mı?
Deterjan da kullanmak istemiyorum öte yandan. Kullanacaksam 2 haftada 1 kullanayım mesela.
"uğraşma ya, koy deterjanı gitsin", "bence deterjan o kadar zararlı değil", "neden deterjan kullanmak istemiyorsun?" gibi yorum niteliğinde cevaplarla gelmeyin nolur.
Ben şöyle bir karışım denedim, şu konuda şöyle bir püf noktası var diyebilen birileri var mı?
Bernadotte Bulvarı’nda otobüs terminalinin hemen yanındaki duvarda bir delik var. Bir zamanlar bir ATM makinesi varmış orada ama bir gün bozulmuş ya da makineyi kimse kullanmıyormuş öyle bir şey. Banka personeli de gelip makineyi oradan almış ve hiçbir zaman geri getirmemiş.
Biri bir keresinde Udi’ye o deliğin içerisine dileğini haykırırsa dileğinin gerçekleşeceğini söylemiş ama Udi bunu yememişti. Doğruyu söylemek gerekirse, bir gün, deliğe sinema dönüşünde Ruth Rimalt’ın ona âşık olmasını istediğini haykırdı. Ama gerçekleşmedi. Kendini çok yalnız hissettiği bir başka gün, duvardaki deliğe onunla arkadaş olacak bir melek istediğini haykırdı ve bir süre sonra hayatına bir melek girdi gerçekten, ama arkadaş olduğu pek söylenemezdi. Udi ne zaman ihtiyaç duysa melek ortadan kayboluyordu. Sıska ve kamburdu melek, kanatlarını gizlemek için yağmurlukla dolanıyordu sürekli. Bir keresinde Udi’nin, kanatlarındaki tüylere dokunmasına bile izin vermişti. Ama odada başkası varsa asla çıkarmazdı yağmurluğunu. Klein’in çocukları bir keresinde ona yağmurluğunun altında ne gizlediğini sormuşlar, melek de “kitap dolu bir sırt çantası” diye cevap vermişti. Ona ait olmadıkları için ıslanmalarını istemiyordu. Sürekli yalan söylüyordu zaten. Udi’ye öyle hikayeler anlatıyordu ki cennete dair, gece yatmadan önce kontak anahtarını arabanın üzerinde bırakan insanlara dair, hiçbir şeyden anlamayan ve “tüymek” sözcüğünün anlamını bile bilmeyen kedilere dair. Uydurduğu hikâyelerin haddi hesabı yoktu. ” Allah canımı alsın” diye de yemin ederdi üstelik.
Anlattıklarının tek kelimesine bile inanmamasına rağmen, Udi deli oluyordu onun için. Bir kaç kez ona borç para da vermişti. Meleğe gelince Udi’ye yardım etmek için parmağını bile kıpırdatmıyordu. Sürekli konuşuyor, saçma sapan hikâyeler uyduruyordu. Onunla görüştüğü 6 yıl zarfında bir bardak dahi çalkaladığına tanık olmamıştı Udi.
Acemi eğitimi gördüğü ve biriyle dertleşmeye can attığı iki ay boyunca bir kez olsun ziyaret etmemişti onu melek. Sonra bir gün tıraşsız bir halde ve “Ne olduğunu sorma bana” suratıyla çıkageldi. Udi de sormadı. Cumartesi günü şortlarıyla çatıya çıkıp güneşlendiler. Udi diğer çatılara baktı. Çanak antenlere, güneş enerjisi panellerine, gökyüzüne ve birden geçirdikleri onca yıl boyunca meleği bir kez bile uçarken görmediğini düşündü.
– Şurada biraz uçmaya ne dersin? dedi meleğe. Kendini daha iyi hissedersin belki.
– Boşver. dedi melek. Ya biri görürse?
– Yap bir hoşluk, diye ısrar etti Udi. Çok uçma, az bişi… Hatırım için.
Ama melek gırtlağından iğrenç bir ses çıkardıktan sonra katran kaplı çatıya sıkı bir balgam salladı.
– Tamam, tamam, dedi Udi somurtarak. Bahse girerim ki uçmayı da bilmiyorsundur.
– Tabi ki biliyorum, dedi melek azarlar gibi. Başkalarının görmesinden çekiniyorum hepsi bu.
Karşı çatının terasından aşağıya veletlerin su bombası attıklarını gördüler.
– Biliyor musun?, dedi Udi gülümseyerek. Çocukluğumda seni tanımadan önce buraya gelip aşağıdan geçen insanlara su bombası atardım. Şu iki tentenin arasındaki boşluğa yollardım onları. Parmaklıkların üzerinden eğilip marketin tentesi ile ayakkabıcı dükkânının tentesinin arasındaki boşluğa işaret etti. İnsanlar başlarını kaldırıp yukarı baktıklarında tenteleri görürlerdi. Bombanın nereden geldiğini anlayamazlardı.
Melek de yerinden kalkıp aşağıya baktı. Bir şey söylemek için ağzını açtığında Udi onu birden hafifçe itti ve melek dengesini yitirdi. Şaka yapmıştı Udi. Meleğe zarar vermeyi aklından bile geçirmemiş biraz uçmasını istemişti sadece. Eğlence olsun diye. Ama bir patates çuvalı gibi düştü beş kat aşağıya melek. Udi şaşkınlık içinde meleğin kaldırımda hareketsiz yatışını seyretti. Melek hiç kımıldamıyor, can vermek üzere olan bir yaratık gibi hafifçe kanat çırpıyordu sadece. İşte o zaman anladı Udi, meleğin anlattığı her şeyi uydurduğunu. Bir melek bile değildi o. Kanatlı bir yalancı sadece.
arkadaşlar bi film okuluna başvurdum da şu hikayenin tek cümle ile özetini istiyorlar. boş vaktim var, bi şeyler okuyum bari diyeniniz varsa sitede şu saatte bi cümle ile de katkıda bulunursanız çok sevinirim. aklıma orijinal bi şey gelmedi :))
günaydınlar, iyi haftalar...
Biri bir keresinde Udi’ye o deliğin içerisine dileğini haykırırsa dileğinin gerçekleşeceğini söylemiş ama Udi bunu yememişti. Doğruyu söylemek gerekirse, bir gün, deliğe sinema dönüşünde Ruth Rimalt’ın ona âşık olmasını istediğini haykırdı. Ama gerçekleşmedi. Kendini çok yalnız hissettiği bir başka gün, duvardaki deliğe onunla arkadaş olacak bir melek istediğini haykırdı ve bir süre sonra hayatına bir melek girdi gerçekten, ama arkadaş olduğu pek söylenemezdi. Udi ne zaman ihtiyaç duysa melek ortadan kayboluyordu. Sıska ve kamburdu melek, kanatlarını gizlemek için yağmurlukla dolanıyordu sürekli. Bir keresinde Udi’nin, kanatlarındaki tüylere dokunmasına bile izin vermişti. Ama odada başkası varsa asla çıkarmazdı yağmurluğunu. Klein’in çocukları bir keresinde ona yağmurluğunun altında ne gizlediğini sormuşlar, melek de “kitap dolu bir sırt çantası” diye cevap vermişti. Ona ait olmadıkları için ıslanmalarını istemiyordu. Sürekli yalan söylüyordu zaten. Udi’ye öyle hikayeler anlatıyordu ki cennete dair, gece yatmadan önce kontak anahtarını arabanın üzerinde bırakan insanlara dair, hiçbir şeyden anlamayan ve “tüymek” sözcüğünün anlamını bile bilmeyen kedilere dair. Uydurduğu hikâyelerin haddi hesabı yoktu. ” Allah canımı alsın” diye de yemin ederdi üstelik.
Anlattıklarının tek kelimesine bile inanmamasına rağmen, Udi deli oluyordu onun için. Bir kaç kez ona borç para da vermişti. Meleğe gelince Udi’ye yardım etmek için parmağını bile kıpırdatmıyordu. Sürekli konuşuyor, saçma sapan hikâyeler uyduruyordu. Onunla görüştüğü 6 yıl zarfında bir bardak dahi çalkaladığına tanık olmamıştı Udi.
Acemi eğitimi gördüğü ve biriyle dertleşmeye can attığı iki ay boyunca bir kez olsun ziyaret etmemişti onu melek. Sonra bir gün tıraşsız bir halde ve “Ne olduğunu sorma bana” suratıyla çıkageldi. Udi de sormadı. Cumartesi günü şortlarıyla çatıya çıkıp güneşlendiler. Udi diğer çatılara baktı. Çanak antenlere, güneş enerjisi panellerine, gökyüzüne ve birden geçirdikleri onca yıl boyunca meleği bir kez bile uçarken görmediğini düşündü.
– Şurada biraz uçmaya ne dersin? dedi meleğe. Kendini daha iyi hissedersin belki.
– Boşver. dedi melek. Ya biri görürse?
– Yap bir hoşluk, diye ısrar etti Udi. Çok uçma, az bişi… Hatırım için.
Ama melek gırtlağından iğrenç bir ses çıkardıktan sonra katran kaplı çatıya sıkı bir balgam salladı.
– Tamam, tamam, dedi Udi somurtarak. Bahse girerim ki uçmayı da bilmiyorsundur.
– Tabi ki biliyorum, dedi melek azarlar gibi. Başkalarının görmesinden çekiniyorum hepsi bu.
Karşı çatının terasından aşağıya veletlerin su bombası attıklarını gördüler.
– Biliyor musun?, dedi Udi gülümseyerek. Çocukluğumda seni tanımadan önce buraya gelip aşağıdan geçen insanlara su bombası atardım. Şu iki tentenin arasındaki boşluğa yollardım onları. Parmaklıkların üzerinden eğilip marketin tentesi ile ayakkabıcı dükkânının tentesinin arasındaki boşluğa işaret etti. İnsanlar başlarını kaldırıp yukarı baktıklarında tenteleri görürlerdi. Bombanın nereden geldiğini anlayamazlardı.
Melek de yerinden kalkıp aşağıya baktı. Bir şey söylemek için ağzını açtığında Udi onu birden hafifçe itti ve melek dengesini yitirdi. Şaka yapmıştı Udi. Meleğe zarar vermeyi aklından bile geçirmemiş biraz uçmasını istemişti sadece. Eğlence olsun diye. Ama bir patates çuvalı gibi düştü beş kat aşağıya melek. Udi şaşkınlık içinde meleğin kaldırımda hareketsiz yatışını seyretti. Melek hiç kımıldamıyor, can vermek üzere olan bir yaratık gibi hafifçe kanat çırpıyordu sadece. İşte o zaman anladı Udi, meleğin anlattığı her şeyi uydurduğunu. Bir melek bile değildi o. Kanatlı bir yalancı sadece.
arkadaşlar bi film okuluna başvurdum da şu hikayenin tek cümle ile özetini istiyorlar. boş vaktim var, bi şeyler okuyum bari diyeniniz varsa sitede şu saatte bi cümle ile de katkıda bulunursanız çok sevinirim. aklıma orijinal bi şey gelmedi :))
günaydınlar, iyi haftalar...
Cumartesi günü kadıköy zoccoshoptan bir kulaklık satın aldım. açıkta olup olmadığını sordum şu an yok dediler. eve geldim kulaklığı kullanmaya başladım ama memnun kalmadım, çok rahatsız, kafama batıyor resmen 1 saatten fazla takamıyorum.
nakit olarak ve faturalı şekilde aldım.
bu ürünü cayma hakkımı kullanarak bahane göstermeksizin iade edebilir miyim ?
nakit olarak ve faturalı şekilde aldım.
bu ürünü cayma hakkımı kullanarak bahane göstermeksizin iade edebilir miyim ?
Öğretmen ihtiyaçlarını karşılayacak çok pahalı olmayan bir bilgisayar tavsiyesi verebilir misiniz?
direk satış linkini verseniz çok güzel olur.
direk satış linkini verseniz çok güzel olur.
Ben ders kayıtlarını kaçırmışım an itibariyle. Takvim dışı görünüyorum. Yapabileceğim bir şey var mı bu durumda? Bazı derslerden muaf olmam gerektiği için transkripti göndermiştim bekliyordum. Ama muaf olamadığım gibi ders seçimini de kaçırdım..
çok sakin ve mutlu hayatların yer aldığı filmler arıyorum? mesela neşeli günler gibi. sorunlar olsun ama çabucak halledilsin sonra yine mutlu olsunlar.
29 ekim perşembe tatil 30 ekimi de idari izin falan yaparlar mı?
Günaydın herkese.
Insan parasının he zaman bir kısmını eve yatırmalı mı yani oturacak bir evi olmalı mı?
Daha cok paranın iş yaptığı bir devirde kirada kalıp para yönetimi yerine bir ev parası gömmeye ne diyorsunuz?
Insan parasının he zaman bir kısmını eve yatırmalı mı yani oturacak bir evi olmalı mı?
Daha cok paranın iş yaptığı bir devirde kirada kalıp para yönetimi yerine bir ev parası gömmeye ne diyorsunuz?
Elimizde 1 yurtdisindan alinmis telefon var ancak alinali 2 aydan fazla olmus (mevzuatta 2 ay icinde kaydi yapilmali diyor) bu cihazi pasaporta kayit ettirebilir miyiz?