(1) 

bu akşam-gece ne yapayımn?

durbakalim #1568507 
Selamlar, yaş kırk, cinsiyet erkek. bu soruyu on yıl önce sormazmdım, kendimi dışarı atıp takılmayı sevdiğim irish publarda iki üç bira içer, gece de rock/metal canlı müzik yapan (taksim pulp, eski taksim dorock vs) yerlere giderdim. şimdi nere gidem bilmiyorum. en önemli kriter mekan girişyinde damsız almıyoruz beyefendi demeyecekleri bir yer olması. kadıköy ağaç evde yaptılar bunu. kadıköy, beşiktaş, taksim tarafları için tavsiyelere açığım, teşekürler
(9) 

intikam iyi bir sey mi kotu bir sey mi?

duyurukullanıcısı #1568459 
Biri bize bir sey yaptiginde unutmali miyiz? Yoksa bizde benzer bir sekilde denk bir sey yapmali miyiz?

Etik ve ahlak acisindan da degerlendirebilirsiniz
(11) 

ayakkabı stoğunuz var mı kaç tane var?

baldan kaymak #1568396 
bi ben mi hiç giyinmediğim ayakkabılara sahibim merak ettim sevdiğim modelleri aldım ama fırsat gelmedi henüz sb.
(19) 

Ev arkadaşının sevgilisi

Mossy #1568373 
Ara sıra gelip kalıyor diyelim, bazen 2 3 haftada bir gün bazen de daha sık gelip birkaç gün boyunca kalıyor. Kaldığı süreçte odadan sadece tuvalete gitmek için çıkıyor, onun dışında su almaya bile çıkmıyor. Yemeği odada yiyorlar vb. Evde siz varken duş falan almıyor. Bu kişinin varlığından rahatsız olur musunuz?
(11) 

Kıskançlık krizi sonrası

Unde bach canim #1568314 
Kız arkadaşım benden önce kendisi ile görücü usulü evlenmek isteyen kuzenini tabii ki reddetmiş fakat kuzeni ve ailesi fransada yaşıyorken buraya da ziyarete geliyorlar. Annesinden bunların geleceğini öğrenmiş ve bana haber verdi. Tabii ki adamın ayağına ket vuracak halim ve kız arkadaşımı bu sebeple suçlayacak durumum yok kıskançlık yapıp. Fakat bunu duyunca akrabası olması nedeniyle “onunla görüşecek misin diye sordum.
Bu arada öylesine bir ilişki değil bizimkisi, evlilik planlıyoruz.

Her neyse, soruya cevaben bana “bilmiyorum” dedi ve ben sinirlenmeye başladım. “Hayır” dese benim için hiçbir problem olmayacak şekilde konu kapanacaktı fakat bilmiyorum diyerek, zoraki de olsa beni zor durumda bırakacak (daha önce de benzer sorunlar yaşadık) bir şey.
Facetime üzerinden konuşurken kendime engel olamayarak normalde hiç yapmadığım bir şekilde suratına telefonu kapattım. Daha sonra bana zaten görüşmeyeceğini fakat kendi evlerine gelirse görüşmek zorunda kalacağını falan söyledi.

Kendisi de benim gibi çok kıskanç biri. 10 dk cevap vermesem başlıyor işin yoktu neden yazmadın ne yapıyordun demeye. Ben böyle bir durumda kalmak istemediğimi söylüyorum ama tamam deyip yine benzer ve başka bir durumun içinde buluyorum kendimi. Biliyorum büyük bir sorun değil ama kıskançlığıma bu konuda engel olamıyorum. “Ben çocuğu umursamıyorum neden sorun ediyorsun” dediğinde daha çok sinirleniyorum. Etraf zaten sapık dolu.

Neyse, siz olsanız nasıl davranırdınız? Çok mu tepki veriyorum?

Edit: soru silindi tekrar ekledim.
(19) 

Nasıl tepki vermeliyim? Alışveriş eş durumu.

Fritz-X #1568192 
Nasıl anlatsam eşimin tüm isteklerini karsılamaya çalışıyorum yogun tup bebek dememelerimiz oldu vs vs.

Alisverisi cok seviyor ama artık abarttigini dusunmeye başladım

Önce bir güneş gözlügü aldık osse marka güneş gözlugu aldık sonda hawk aldı şimdide rayban alcam diye tutturuyor. Tabi ben fittirdim 2 tane var ihtiyaç degil abartma artık diye. Ama kafaya koymuş alacak

Yeni eve taşındık nakliye, tadilat boya vs 30 bin çıktı cebimden portmanto yaptiriyorum oda 16 bin. Mutfak tadilatı banyo derken 60 bin gidecek.

Tutturdu dyson alalım v10-11 model bakarız dedi, nisan ayı gibi elime 12 gram altın geçecek demez mi bana bilezik yapalım üstüne para koyup.

Tüm taşınma sürecinde diş teli tedavisine başladık 15 bin tutacak taksitli halde

Telefonu donuyor kapanıyor dyson yerine telefon alalım tlf daha acil ihtiyaç diyorum hayır dyson istiyorum. Tlf idare eder diyor biliyorum ki 3-4 ay içinde tamamen açılmayacak

Bitmeyen istek ve alışveris listemiz var. Artık sinirlenmeye başladım nasıl bir tavir almalıyım. Kendime ait özel bir harcamam yok ama eşimin harcama durumu dusunduruyor.

Alabilecek maddi durum olsa bile birikim yapmamız lazım artı bu surecte tup bebek harcamamiz olacak bir dunya

Hastane masrafinin boş yere gitmesi beni sinirlendiriyor. Diş teli çok elzem degildi neyse dedim. Biraz uzun oldu ama bu örneklere ek irili ufaklı seylerde var. Eşim çalışmiyor aileden eskiden gelen zenginlik vardı şimdi kendi ailesi normal yani.
(13) 

Bugun nasıl vakit geçirdiniz?

baldan kaymak #1568088 
Sb. Evdeyken neler yapıyorsunuz? - çamaşır falan filan dışında.
(10) 

Böyle bir ortamdan nasıl sağ çıkılır?

sekizdokuzon #1567999 
Selamlar, bir önceki duyurumda genç, yakışıklı bir abimizin bana orantısız kur yaptığını ve nasıl düşünmem gerektiğini sormuştum. Birtakım gözlemler sonucunda durumun tam olarak öyle olmadığı anlaşıldı. Daha tehlikeli ve sıkıntılı mevzular söz konusu gibi ve kendimi ne şekilde koruyacağıma tam olarak karar veremedim.

Şimdi size olan biteni kısaca özetleyeyim. Bir öğretmenler odası düşünün, 8-10 kadınız, iki kişi evli, iki kişi inanılmaz içine kapanık ama diğerleri gayet iletişime açık ve nitelikli, sağlam kadınlar. Hayatta aradıklarını bulamadıkları için bekarlar ve çoğunun sağlıklı bir flörte ve karşılıklı yoğun bir etkileşime ihtiyacı var.

İşte tam bu noktada bu yakışıklı abimiz devreye giriyor ve adeta eve düşen yıldırım gibi bu dişil enerji sığınağına bütün erkeksiligi, flörtözlüğü ve umut tacirligiyle iniyor. Ben biraz bu işlerin kompedani olduğum için adama benimle iletişim kuracağı, flört edeceği alan yarattım. Benle bir pasını attı. O ivmeyle diğer hanım ablalarla da muhabbet etmeye başladı odada. Adamın dokunduğu hayat doluyor, umutlaniyor. Bütün bu olup biteni izlemesi sapık bir zevk verse de bir tık, aşırı yorucu. Ve bu abi yoğun flörtü ve zamansız ilgisiyle beni de manipüle ediyor. Adama en yakın kadın ben olduğum için diğer kadınlar benle aralarını iyi tutmaya çalışıyor sonrasında. Gün içinde bütün enerjimi bu azmisliklar almaya başladı.

Bu ortamdan kendimi nasıl çekip çıkarırım?

Teşekkürler.
(10) 

sadece kadinlarin oldugu bir dunyada

douglas #1567910 
yasamak istermiydiniz? (soru sadece kadinlara)
(10) 

sıkılıyorum, bunalıyorum

kixo #1567846 
Taşrada memurlukta ikinci ayımı doldurdum, üçe yaklaşıyorum. Taşradan kastım hem kadrom taşra, hem de yaşadığım yer taşra. Bir şekilde büyükşehir sıfatı almış bir yer aklınıza gelmesin. Ancak en azından şehir merkezindeyim.

İşten bahsetmek gerekirse, bir halt yaptığım söylenemez. Üç ayda iki üç hafta yoğun geçiyor gibi görünüyor, onun haricinde bir şey yok. Sabah bilgisayarı açıp kurum internet ağının izin verdiği ölçüde vakit öldürüp akşam eve geliyorum.

Ev ise 50 m2 bile değil. Üç kişi aynı anda evin herhangi bir yerinde yan yana duramaz. Teknik olarak mesken bile değil, ikametgah alamıyorum. İyi yanı yok mu, var. Faturalar dahil. Eşyalar dahil. Masrafı maaşımın tam çeyreği denk geliyor ve iş yerime yürüyerek 8-10 dakika mesafede.

Eve kedimi köpeğimi getiremedim. Hem ev sahibi sıkıntı, hem ev küçük. Ancak en büyük etken, en iyi ihtimalle 8 saat olan yolculuğu kaldırabilecek durumda değiller. Açık olmak gerekirse onlardan uzak olmak muhtemelen beni şu anda, ne kadar kabul etmek istemesem de, çok fazla etkiliyor sanırım.

İş konusunda şanslı mıyım, şanssız mıyım bilmiyorum. Çok alakasız işlerle görevlendirilip çok yoğun çalışanlar da var, benim gibi boş takılanlar da meslektaşlarım arasında. Bu durum biraz da benim çalıştığım yerin müdürü olsun, diğer çalışanları olsun genel olarak oldukça iyi, anlayışlı insanlar olmasından da kaynaklanıyor olabilir. Açıkçası bu yönüyle memnunum, başlamadan önce bayağı bir gözüm korkuyordu, şans işte. Ancak iş olduğunda da neyin nasıl yapılacağı belli değil. Kervan yolda düzülür kafasında gidiyoruz.

Yaş ortalaması çok yüksek hem çalıştığım yerde hem şehirde. En yaşlı şehirlerden biri zaten. Tamam, bende yirmilerinin başında delikanlı değilim ama bana göre bile yaşlı. Konuşacak ortak bir şeyler bulmakta çok zorlanıyorum iş yerinde. Diyalog kurabileceğim üniversite mezunu iki kişi var sadece. Üniversite mezunu olmak çok matah bir şey değil, biliyorum, sadece durum bu. Onlar da hem yaşlı hem de biraz fazla kafa açıyorlar.

4 kişi aynı odadayız. Tek erkek benim. Bol bol yerel dedikodu dinlemekten, nereden uydurulduğu belli olmayan mankibe dinlemekten kusacağım artık.

İşin anlamsızlığı da ayrı üzüyor. İş yüküm olsa da anlamsız olmasa da anlamsız. Varlığı da yokluğu da bir şeye iş demişler. Hiçbir zaman büyük adam olacağım derdim olmadı. Ancak bu kadar önemsiz bir işle meşgul olmak canımı sıkıyor. Bir şeyler öğrenir, kendime ya da kuruma bir katkım olur mu diye bakıyorum ama pek imkan görünmüyor.

Eve geliyorum, yapacak bir şey yok. Kitap okumaktan, dizi izlemekten sıkıldım. YouTube deseniz tüketecek bir şey kalmadı.

Üç kere tiyatro oyununa gitmeye niyetlendim. Üçü de iptal oldu, yetersiz bilet satışından. Çevre illerde oluyor güzel etkinlikler ama en fazla 2 saatlik bir etkinlik için git gel en az 5-6 saat yol, en az iki bin lira para harca ne mantıklı geldi ne içime sindi.

YDS kursuna gideyim dedim, kurs yok. Derdim en azından günlük boş muhabbet birilerini bulabilir miyim, kurs bahane. Tiyatro kursu buldum, onlar da sadece çocuk grubumuz var, yetişkin grubumuz yok deyip yolladılar.

Her tuşa basıyorum ama olmuyor. Akşamları dışarı çıkmaya niyetlendim. İki tane caddesi var. Aslında bir tane de sizin güzel hatrınıza iki dedim. Şehir hâlen ezan vakitlerine göre yaşıyor. Akşam ezanına kalmadan her yer kapanmış oluyor. Bar falan yok tahmin edersiniz ki. Bir iki tane pavyonla restoran arası yer var.

Uzun bir işsizliğin sonunda iş bulduğum için mutluyum. Deprem sonrası daha da artan borçlarımı kapatabileceğim için mutluyum. Bunlar güzel şeyler, kabul ediyorum. Ama bu yaşam tarzını ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum. Şartlarımı iyice zorlayıp yurtdışına gidebilirdim, yapmadım. Belki de yapamadım. Şu anda bunun bir önemi var mı, onu da bilmiyorum.

Daha önce benzer süreçler beni içinden çıkmamın yıllar aldığı maddi ve manevi çukurlara itmişti. Bu sefer tekrar düşürsem o çukurlara çıkabileceğimi sanmıyorum. Memuriyetten devam edersem üç yıl daha sike sike buradayım. Sonrası belli değil. Bir yılın sonunda istifa etsem ne yapacağım belli değil.

Kendi varlığımdan sıkılma noktasına geldim. Bir akıl verin.
(7) 

Yaşamınızda hiç ciddi belirsizliklerin olduğu dönemler oldu mu?

psmstc #1567827 
Aynı anda büyük belirsizlikler yani. Uzun süreli hapis cezası alma ihtimalimizin olması, sevdiğinizin kanser olma ihtimali vb gibi birden çok belirsizlikten bahsediyorum. bu süreçleri ve stresini nasıl oldu da yönettiniz? Teşekkürler.
(10) 

mesleği sevememek, işsizlik, depresyon ve birçok şey

ne desem bilemedim ki #1567766 
merhaba,

yazım biraz uzun olabilir, kusura bakmayın. bunları insanlarla konuşamıyorum ve yalnız hissettiğim bir dönemdeyim, o yüzden içimde ne varsa dökmüş olabilirim.

31 yaşındayım, neredeyse 6 senedir avukatım ve bir süredir aktif olarak avukatlık yapmıyorum. (evden dilekçe, sözleşme, ihtarname vs. yazıyorum/revize ediyorum iş geldikçe)

açıkçası hayatımın hiçbir döneminde avukat olmak gibi bir dileğim olmadı. mesleğin prestijli görülmesi, büyük paralar kazanabilme ihtimali gibi hususlar hiç ilgimi çekmedi, öyle bir arayışı olan bir insan olmadım hiçbir zaman.

sınava girdiğim vakit de puanım ytü iktisat'a tutuyordu. bizimkilerin de iktisat okuyup "hiçbir şey" olmamamı engellemek için zamanında gösterdikleri o zamanki ağır psikolojik baskıya yenik düştüğüm için, saçma sapan bir vakıf üniversitesine gitmemek şartıyla hukuk okumayı kabul ettim. (zengin çocuğu falan değilim. eğitim eşitsizliği ile ilgili eleştiriniz varsa bana yöneltmeyin lütfen.)

okurken çok da zevk almadım (çeşitli sebepleri var) ama mesleğin kendisine duyduğum saygıdan ötürü etik kaygılarım ve iş disiplinim oldu. ancak piyasadaki -kısmen- haklı önyargılardan ötürü de hiçbir zaman potansiyelimi karşılayacak bir iş bulamadım. nerede profesyonel davranmayan, müvekkili nasıl kandırırız kafasında hareket eden adam var, onların yanında çalışmak durumunda kaldım. özellikle son çalıştığım yerde de son ofisi tek başıma çekip çevirecek seviyeye gelmeme rağmen maaşım da doğru düzgün yatmayınca ve izne de çıkamayınca istifa etmek durumunda kaldım. açıkçası meslekten de soğumuştum çıkarken.

aslen niyetim birkaç ay tatil yapıp bir iş bulmaktı ama sonrasında kayınpederimin kanseri ağırlaştı, onunla uğraşmak durumunda kaldık, ölümünden sonra da evden iş yapabildiğimi görünce bir süre de böyle devam ettim ama artık iş gelmiyor ve evde oturmak beni gerçekten depresyona soktu. doğru düzgün yemek yemiyorum, uyuyamıyorum, bazı günler koltuktan saatlerce kalkmadığım oluyor. sosyalliğim ise kalan 2-3 arkadaşımla arada sırada görüşmekten ibaret. eskiden her şeye rağmen hayatı sevebiliyordum fakat bunca şeyi devam ettirmek için hayatımda bir anlam bulamıyorum.

bir yerde çalışmayalı 2 sene oluyor, açıkçası yaşım geçtiği için (kurumsallar genelde 30 yaş altı alıyor) ve aktif çalışma sürem, benim kıdemime sahip insanlara göre az kaldığı için tekrardan bir yere girme ihtimalim yok gibi bir şey benim gözümde. zaten eskiden çalıştığım yerde iken iş arardım zaman zaman, bir tane iş görüşmemde açık açık "bir sene sonra hamileyim diye gideceksen gelme" demişlerdi, şimdi ne derler hiç düşünemiyorum. serbest çalışacak bir çevrem de yok, kaldı ki muhasebeciye, bağ-kur'a ya da sanal ofise vereceğimiz bir para da yok. onu da geçtim, özgüvenim de yerlerde artık.

o yüzden bu deftere kapalı gözüyle bakıyorum. hiç çalışmayıp, ömrümün sonuna kadar ev hanımı olmak fikri de rahatsız ediyor beni, hem maddi hem de manevi olarak. herkesin genç insanları çalıştırdığı bir piyasada sıfırdan nasıl başlayabileceğim hakkında hiçbir fikrim yok ve bu beni karamsarlığa sürüklüyor.

yakın bir arkadaşım, yapacak başka bir işin yoksa bir tiktok ya da instagram sayfası açıp hobilerini (kültür sanattır, kozmetiğidir, video oyunudur vs.) gelir kaynağı haline getirmeye çalışabilirsin diye bir tavsiye vermişti.

lisenin son dönemlerinde ve üniversitede iken bazı bloglara müzik, edebiyat vs. yazıları yazardım, bir dönem de bir internet radyosunda program yapıyordum ama bunlara elimi sürmeyeli o kadar uzun zaman oldu ve sosyal medya o kadar farklı noktalara gitti ki, hızına yetişemezmişim gibi hissediyorum. hani gelir kaynağı olmasa bile bana iyi gelir mi diye düşünüyorum ama ruh halim şu an psikoloji kitapları okumaktan başka bir şeye izin vermiyor. (onu da hayatımdaki anlamsızlığa nasıl çözüm bulurum diye yapıyorum.)

bir tarafım da bunca senenin emeğini tamamen çöpe atmak istemiyor. hukukçu sıfatıyla çalışmayacağım fakat hukuk bilgimi kısmen de olsa kullanabileceğim, yaşa da takılmadan sıfırdan başlayabileceğim bir iş var mıdır diye düşünüyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.

yukarıda yazdıklarıma dönüp bakınca aslında sorunun kümülatif bir sorun olduğunu görüyorum, bunca soruna sadece bir şeyin çözüm olmayacağının da farkındayım fakat hayatımı sürdürebilmem için ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmediğim bir noktadayım ve her türlü tavsiyeye açığım.

buraya kadar okuduysanız, bu yazıya vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
(2) 

Ayda kenara 60bin atabilseniz...

idexo #1567759 
Soruyu gonul islerine actim, cunku biraz hayalgucu ve beyin firtinasina ihtiyacim var. asiri ciddiye almadan cevaplarsaniz sevinirim. kendinize gore dusunun.

farz-i misal: kenara ayda ortalama 60 bin attiginiz bir calisma ve yasam duzeniniz var. bir bucuk yil sonra, isterseniz bu duzenden cikabilecek rahatliga kavusuyorsunuz.

eviniz arabaniz yok.

is ve yasam dengesi biraz zorlayici. gunluk 10 saat calisma, haftada 58 saat gibi. eglenmeye az vakit kaliyor. sinirli sosyallik, fakat isin kendisi kismen rahat.

bir bucuk yildan sonra isten ayrilmaya karar verseniz nereye giderdiniz? ne yapardiniz?

herhangi bir meslek olabilir, yani kendi mesleginize gore dusunebilirsiniz.

herhangi bir lokasyon olabilir, yani kendi hayallerinize gore dusunebilirsiniz.
(10) 

Erkekler icin cocuk mevzusu

karanlik yanim #1567736 
Ben 40'larina yaklasan bir erkek olarak cocuk yapmak istiyor muyum sorusu gündeme geldiginde bunu potansiyel partnerimden bagimsiz cevaplayamiyorum. Cok iyi giden bir iliski icindeysem, cok sevdigim, güvendigim, hayat boyu dostluk kurabilecegimi hissettigim birisiyle cocuk yapmaya sicak bakabilirim. Kendi basima icgüdüsel olarak cocuk sahibi olmak istiyorum hissiyati tasimiyorum. Ama son yillarda bir sekilde hoslandigim, kendilerine cekim hissettigim kadinlar (genelde benle yasit oluyorlar ya da bir tik kücük, 33-38 yas araliginda) cocuk istediklerini en bastan belli ediyorlar ve daha tanismamizin ilk ayinda net cevaplar duymak istiyorlar. Yukardakine benzer bir cevap yeterli gelmiyor, sanki bu konuda o kadar net degilsen seninle vakit kaybetmiyim seklinde bir hava olusuyor, isin keyfi kaciyor. Bu konuda düsünceleriniz neler? Ben mi kacak güresiyorum? Evet isterim, ya da hayir istemiyorum seklinde net bir cevap vermem mi daha iyi olur? Yukarda hissettigim sekilde devam ettigim sürece cocuk istekleri cok net olan kadinlarla daha en bastan hic baslamamak mi en dogrusu?
(7) 

takintili ruh halimi duzeltmek

karaca2 #1567709 
Merhaba, is yerinde efendiligiyle nam salmis isinde gucunde biri var. Is disinda muhabbetimiz yok zaten cok kendi halinde, ekibindeki insanlarla da cok takilmiyor. Kadin olarak ilk adimi atmak gibi bir sey yapmak istemiyorum cunku geri teperse calisirken iletisim kurmaya cok utanirim. Benden hoslanip hoslanmadigina iliskin bir emare olsaydi anlardim sanirim. Sorun su ki cocugu asiri takinti haline getirdim. Birlikte olsak ne guzel olurdu diyorum ve bu durumun gerceklesmemesine ciddi ciddi icerliyorum :( Ne zaman online oluyor, nerede yemek yicek gibi sacma salak seyler pesindeyim. Bu ruh halinden kurtulmak icin ne yapmaliyim :(
(5) 

Bu insanın benden hoşlanıyor olma ihtimali nedir?

sekizdokuzon #1567693 
Benden dokuz yaz genç, aşırı fit, aşırı şık giyiniyor ve bayağı yakışıklı. Işe başladığım ilk gün şöyle bir baktım, "Bu bana bakmaz" dedim, eledim kafada. Bir süre hiç muhabbet kurmadık. Sonra ortak bir muhabbette karşılıklı şakalaştı,. Dedim olmaz ya, yine de bir deneyeyim. Flört becerilerimi geliştiririm. Böyle böyle son geldiğimiz noktada her gün mesajlasiyoruz, çay, kahve içmeye çıkıyoruz, arada atisiyoruz. Ben hala inanmıyorum, bu çocuk bana niye baksın?


Çocuk 8/10, ben zorlasan 6/10.


Siz ne diyorsunuz, teşekkürler.
(12) 

özellikle kadınlar için soruyorum, huylarınız annenize benziyor mu?

playing star again #1567617 
Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum.

Sizler de bunu gözlemlediniz mi?
(5) 

2.el kolye hediye olur mu

karahan01 #1567604 
Doğum günü için dolaptan alınan 2.el pandora marka kolye hediye olur mu? Takılar eğer kalitesiz olursa deriye zarar verebiliyormuş hem de kolye güzel bi model bi tık bize özel bi anlam da çıkarılabilir. Fakat manita anlar tabi bi kolyeye 2.1k veremeyeceğini (inş okul bitince daha iyilerini veririz). Siz ne düşünürsünüz? 2.el hediye olur mu?
(3) 

Bir arkadaslik sorunsali

kafamdabiseyvar #1567542 
Sizi olumsuz etkileyen bir durumunuzu yakin oldugunuzu dusundugunuz biriyle paylassaniz ve bu kisi sonrasinda sizi bir sure arayip sormasa ne hissedersiniz? Yakin arkadasim oldugunu soyleyen biriyle bir gonul isi sorunumu paylastim ve bana destek olacagi yerde uzaklasti. Bir ay gecti nasilsin ne yaptin diyor agzimdan yeni bilgi almaya calisiyor. Boyle insanlara deger vermemek gerekiyor sanirim.
(24) 

Bir zamanlar seviştik ama şimdi arkadaşız erkeği

rewlack #1567328 
Başlık, bana değil “arkadaşlarına” hitaben..

Okunması şart değil ama şunu buraya bırakayım www.eksiduyuru.com
Bu duyurunun üstünden zaman geçti, çok şeyler, tartışmalar, güzellikler vs yaşandı derken iki taraf da birbirini daha iyi anlar oldu, daha çok yakınlaştık vs.
Özellikle, gördüm ki iki tarafın da birbirinden “başka” sebeplerden kaynaklı karşı tarafa tam güvenememe durumu var(dı). Neyse bunlar da konuşuldu, karşılıklı güven inşaası için el sıkışıldı falan.
Derken hooop yine yeni bir şey öğreniyorum ve başa sarıyor her şey.

Hayatımdaki insanın eskiden seviştiği, platonik aşık olduğu, bir süre sevgili olduğu vs vs insanlarla arkadaş olarak kalmalarını elbette anlarken, arkadaşlıklarını düzenli şekilde sürdürmelerini kabul edemediğimi hatta anlayamadığımı farkettim. Ancak bu durum beni neden üzüyor gerçek cevapları ifade edemiyorum. Karşı tarafa da gerçekte neden üzüldüğümü anlatamıyorum. Burada şundan bahsediyorum, sadece sevişmiştik daha önce dediği kişi hayatında düzenli görüştüğü ve tıpkı hepimizin normal arkadaşları gibi sosyalleşmek için düzenli haberleştiği biri haline geliyor. Bu, tüm herkesle böyle.. tabi kızlar da bu duruma okeyse.

İlk duyuruda eski sevgilisi/gerçek bi ilişkisinden söz etmiştim. Geçenlerdeyse bi takım arkadaşlarıyla hep birlikte tatile çıktık. Biz çiftiz, bir çift daha var(eskiden beri duyuyorum bu insanları, hep görüştüğü bir çift) ve de iki single arkadaş. Neyse bi sonraki hafta başka bir konuyu sorarken tesadüfen öğreniyorum ki bu çiftteki kız tarafıyla daha önce sevişmişler, yazık kızım sevgilisi de biliyor mu emin değilim. yaa biz tatile çıktık mesela bana neden söylemedin diyorum, “e date bile değildi sadece seviştik, ayrıca durduk yere biz zamanında sevişmiştik mi diyeceğim” diye cevapladı.

Konu zaten farkettim ki bana neden söylemedi falan değil. Bi insan neden arkadaşlık sınırı duygusal,cinsel olarak aştığı biriyle sürekli görüşmek,hayatında yer almasını/kalmasını ister? Konu bu yani. Ben bunu bunu yapmanı istemiyorum deyince beni manipüle ediyorsun/hayatıma arkadaşlıklarıma müdahale ediyorsun oluyor. Bu anlamda haklı olabilir ama al kardeşim hayatını bildiğin gibi yaşa o zaman demeden önce yapılacaklar listesi ne?:D beni neden incittiğini anlayabileceği dilden anlatmak istiyorum.

*sevgi, sadakat vs bu konularda endişem yok, böyle bi kaygı hissetmiyorum, o da hissettirmiyor. Ama şu tablo yüzünden çok yazık gerçekten:(
(9) 

Kendimiz gibi biriyle er geç karşılaşacak miyiz?

sanguine #1567286 
Bunu sadece romantik anlamda söylemiyorum geniş kapsamlı, sevgili, arkadaş, is arkadaşı vs.

Kendimiz gibi biri derken yanlış anlaşılmasın, aynı şeyden hoşlanmak, aynı dünya görüşü değil kesinlikle.

Davranış konusunda benzer; ben kimseyi rencide etmem mesela, vefaliyimdir, yakın arkadaşlarımı asla yalnız bırakmam, her türlü dertlerini dinlerim, maddi olarak da elimden geleni yaparım, kötü anlarını paylaşırım

30 yaşındayım, 15 yıllık arkadaşlarim saçmalamaya başladı. 4-5 yıldır tanıdıklarim da keza. Rencide edici şeyler duyuyorum, ya da iş dusulunce araniyorum, dert anlatilacagi zaman araniyorum. Bu son ikisiyle ilgili gene çok önemli değil demek ki güveniyorlar da paylaşıyorlar ama bir üstüne rencide edilmek çok koymaya başladı.

Insanları iyi tanırım zannediyordum onun da şaşkınlığı içindeyim. Benimle çok yakın derin paylaşımlar yapan benim de yaptığım insanlar bazen öyle bir söz söylüyor ki şaşıp kaliyorum. Bu densizlikleri ben kimseye yapmıyorum .Ve iletişimi kesiyorum direkt. Özür gelmeyince de engelliyorum, bu insanlarla sık sik aynı ortamı da paylaşıyoruz. Şimdi uzun vadede etkilerini bilmiyorum belki dönüp barışmak isterler ama gene bir anlamı yok, yüz göz olduktan sonra soğuyorum zaten


Ama hep böyle mi olacak, gerçekten yıldım. Kendimi açabileceğim bir insan olmayacak mı bu arkadaş da olur sevgili de başka bir şey de
(16) 

Ne yaparak deşarj oluyorsunuz?

baldan kaymak #1566974 
Sb.
(8) 

Önce kirip sonra özür dileyen yeni sevgili

polopan #1566782 
Son 4-5 haftadir görüstügüm kiz her sey normal ve güzel giderken olmayacak bir seyden dolayi maraza cikartip telefonda "bana saygisizca davraniyorsun, kendimi kullaniliyormus gibi hissediyorum" tarzi kirici seyler söyledi. Ben sükunetimi koruyup seni anliyorum deyip konusmayi sonlandirdim. Biraz yeni iliski anksiyetesi belirtileri gösteriyordu zaten, bir seylerden tetiklendigini düsündüm ve uzatmadim. Bugün uzunca bir sesli mesaj gönderip özür diledi, asiri reaksiyon verdim, büyütülecek bir sey degildi cok üzgünüm, buzlari eritip kaldigi yerden devam etme fikrine acik misin dedi. Ben duygusal ve hassas bir insanim böyle inislerim cikislarim olabiliyor dedi. Daha önceki görüsmelerimizde de arada bir duygularinda cabuk yükselisler ve düsüsler yasadigini söylemisti. Bazen hizli reaksiyon veriyorum, olgunlasmamis insan davranisi gösteriyorum, sonradan düsününce farkina variyorum demisti. Kenara not alip devam etmistim, simdi uygulamali görmüs oldum.

Acikcasi bu sikintisiyla aktif olarak basa cikmaya calismadikca kendisiyle saglikli bir iliski kurulabilecegi konusunda pek bir umudum yok. Öte yandan kendini taniyip anlamaya calismasi, bazi seyler karsisinda olgun davranamadigini acikca paylasmasi, özür dileyip telafi etmeye calismasini da görmezden gelmiyorum. Iyi bir terapistten yardim almasi gerekir gibi hissediyorum ama ben psikolog degilim, üstten bakarak konusmak ve teshiste bulunmak istemiyorum. Sadece kendim uzun süre terapi almis biriyim, kendisinin hic terapi deneyimi yok söyledigi kadariyla. Yaslarimiz da az degil, 30 üstüyüz ikimiz de.

Bu tarz bir durumda nasil davranmak gerekir?

Edit: Araya bir kac ekstra detay ekledim.
(7) 

2 yıllık sevgiliye doğum günü hediyesi ne olsun?

rhan #1566698 
yamaç paraşütü düşündüm ama bilemedim.

kolye, küpe vs sıradan geliyor.
(11) 

Ciddi ilişkisi olanlara bir soru

sasailic #1566584 
Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumdan. Çevremde bu konularda fikir alabileceğim birisi yok size sormak istedim.
(4) 

Boş adam enerjisi

bluewhale #1566534 
Bu gercekten benim dikkatimi ozellikle suan tatilde iyice cekmeye basladi. Espirili şakali falan olmaya calismiyorum: hani ben tatildeyim kafamda birsuru sey var adamlar yaş fark etmeksizin hop kop falan seri bos muhabbet. Bos insan enerjisi diye bir fenomen var mi :) ? Ekside bulamadim.
(7) 

insanlara karsi daha samimi nasil olunur?

my pink #1566454 
mesela isyerinde. ben konustugumuzda belirli olcude sicak davraniyorum fakat sonra ofisime gecip kendi halime donuyorum. uzun konusmuyorum. aklima soyleyecek birsey gelmiyor. kisa kesiyorum. birsey soracaksam sorup hemen kaciyorum vakitlerini almamak icin.
ama istedigim uzun uzun konusmak ve samimiyet kurmak.yeni birileri geldi ofise ornegin. onlarla iletisim kurmak istiyorum.

iz nasil yapiyorsunuz?
(19) 

Bu samimiyet mi yoksa densizlik mi?

sekizdokuzon #1566432 
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın başında benim de enerjimi aşağı çektin. Ama samimi, iyiniyetli birisin. Seninle bir şekilde çalışmak isterim." dedi. O an bir tık şok oldum, enerjici kadınlar da vardır neticede. Sonra kendimi doldurmamak için "E yorgundum, iki gündür çocuk bakıyordum. Kadın gördüğünü söyledi" diye düşündüm ama bir taraftan da bir tık kırıldım. Ben bunu bu şekilde söylemezdim. Sonra da aslında ustalastigim bir alan olmadığını, bu yasta mesleksiz olmanın büyük sıkıntı olduğunu falan söyledi. İnsanların karşısındakinin gardini düşündükten sonra dört koldan saldırması da yine sık karşılaştığım bir tavır. Ve daha kötüsü kendimi bu tip durumlarda savunamiyor olmam. "He evet ben gerçekten de işe yaramaz biriyim, haklısın. Zamanını aldım." kafasına giriyorum.


"Kadın dürüst, gördüğünü söyledi ve sana yardım etmeye çalıştı sekizdokuzon" ile "İnsanların patavatsızlıklarindan, kaba saba tavirlarindan ve hal bilmezliklerinsen bıktım." arası bir yerdeyim. Ya bir de burcumu sordu, balık dedim diye daha bir acıdı. Eve geldim, CV'mde doğum tarihimi değiştirmeyi falan düşündüm. Kendisi de başak burcuymus, çok hareketli, canliymis. Aslında balık burcu insanları onu sakinlestiriyormus. Bir de burç ırkçılığina maruz kaldım. Ha bir de Nişantaşı'nda oturuyormuş kendisi, bu bilgiyi de araya sıkıştırdı. Sultangazi onun için karadelikmis, her türlü insan varmış (ben Sultangazi'de oturuyorum).

Tarafların ikisi de kadın ve aralarında 15 yaş fark var.

Nasıl yorumlamali bu durumu? Teşekkürler.
(14) 

Bunu kızkardeşime nasıl söylerim?

sekizdokuzon #1566245 
Selamlar,

Annem doğduğundan beri yeğenime bakıyor, iki buçuk sene oldu. Üç gün çocukla yalnız kalıyor ve bütün enerjisini çocuğa harcıyor. Altmış yaşında, çok genç bir kadın değil ve bayağı gergin bir insan.

Bugün yeğenim ve annemle birlikteydim. Yeğenim biraz hareketli ve bu aralar bütün duygularını bir şeylere, bize vurarak gösteriyor. Durup dururken cat diye yüzüne tokat atıyor, şok oluyorsun ama sonuç olarak küçük bir çocuk. Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek. Bugün annemin de çocuğa vurduğunu gördüm. Bayağı hincla tokat attı iki buçuk yaşındaki çocuğa. Bizi de döverdi çocukken ve anlamadan, dinlemeden sırf hırsını çıkarmak için döverdi. Çocuk hiçbir şey demedi, ağlamadi. Tepki hile vermedi. Annem ilk defa olduğunu söyledi ama çocuğun tepkisi bunun tam tersini söylüyor. Yediği tokadı çok umursamadı, daha önce yaşamış olabileceğini düşünüyorum.

O görüntü gözümün önünden gitmiyor, annemin bize yaşattığı şeyleri yeğenime yaşatmasından korktum. Kızkardeşine söyleme dedi ama içim hiç rahat değil. Bu çocuk bence annemle baş başa kalmamalı. Kızkardeşime bu durumu nasıl anlatabilirim? Bir yandan da çocuk annemin elinde büyüdü, ortada tabii ciddi bir emek var ve kardeşim de anneme güvenip tiyatroya, doğumgünü partilerine gidiyor. Kendince deşarj oluyor.

Teşekkür ederim.
(12) 

Arkadaş grubuyla iletişimi kesme

gnosis #1566182 
10 yıllık bir arkadaş grubum var. Lisede tanıştık o zamandan beri arkadaşız. Hayat hepimizi farklı illere dağıttı ama hala Whatsapp, sosyal medya üzerinden iletişimimiz devam ediyor, yılda 2-3 kere buluşuyoruz.
Şimdi yazacaklarım çok çocuksu gelecek belki ama bu 10 yıllık arkadaş grubu doğumgünümü unuttu ve ben çok kırıldım. Doğumgünüm Ağustos ayının ilk haftasında. Ağustos ayı boyunca bir arama ya da mesaj bekledim ama gelmedi. Ağustos sonunda bir buluşma planımız var, orada kutlarlar herhalde dedim ama buluşmada bahsi bile geçmedi. Birinin iş arkadaşının yakın zamanda doğumgünüymüş, ona hediye seçtik hep birlikte ahahaha...
Bu sabah sonunda biri hatırlayıp Whatsapp grubuna senin doğumgününü unuttuk galiba, geçen aydı dimi yazmış. Çok meşgulüm bu aralar her şeyi unutuyorum gibi mesajlar atmışlar.
Şimdi ben bu "arkadaşlar"la iletişimi aniden mi keseyim, yavaş yavaş mı keseyim?
(9) 

İş hayatını hiç sevemedim

abelardo #1566153 
Yok mu benim gibi olan. Mezun olduğum günden beri nefret ediyorum iş hayatından. Yarın pazartesi ve yine sendroma girdim.
(5) 

sigara içme rekorunu nedir?

tabudeviren #1566103 
günde şu kadar içerdim/içebilirim gibi..
(21) 

olmekten korkuyor musunuz

Kittie #1566097 
ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense.

bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?
bana cok garip geliyor.

peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli basi yerinde bir akrabam, olen kocasinin bir gun eve geldigini soyluyor. once soke olmus, sonra bir anda kendine gelmis dua okumus. bir anda kaybolmus adam. ne dindar biri kendisi, ne paranormal seylere inanan biri. ruya da degilmis, ondan da emin.

*marsa falan gidecegimize keske biri olumu, olum sonrasini arastirsa assf

bonus soru :) birkac hayat yasiyor olabilir miyiz? yani birileri fakir, birileri zengin. birileri abdde doguyor, birileri afrikada aclik cekiyor gibi seyler neye gore belirleniyor. yoksa bunlarin hepsi farkli zamanlarda deneyimleniyor olabilir mi?

mistik bi seyler konusasim, okuyasim var. ister hepsine, ister birine cevap verin, ister bi paragraf yazin iste oradan buradan alakali.

tesekkurler
(5) 

Memur olmak

dissendium #1565995 
Merhaba arkadaşlar. Bir kariyer sorum var. 30 yaşında makine mühendisiyim. Bir fabrikada çalışıyorum. Cumartesi de işe gidiyorum ve dinlenemiyorum istediğim şekilde. Memurluk çalışma saati ve günü olarak istediğim gibi. Ama özelde tecrübe kazandıkça sorumluluğum, maaşım artıyor. Bir haftaya yakın üretim müdürlüğü tecrübem bile oldu. Bölümümde genelde Doğu'da yer oluyor. Kocaeli'de yaşıyorum. İzmir, Antalya falan olabilir ama kalkıp Kars'a gitnek bana mantıksız geliyor. Kısaca hem memur olmak istiyorum hem memur olmak istemiyorum. Bu da Kpss motivasyonumu düşürüyor. Ne yapmam mantıklı sizce? Kişisel bir soru olduğu için gönül işlerinde açtım. Sağ olun. Son olarak DHMİ gibi yerler için kafam yetmez. 98 falan alamam. :D
(4) 

Bugün Benim Doğum Günüm

infernalcadre #1565979 
8. Geleneksel Ekşi Duyuru Doğum Günü Kutlama Törenine hepiniz hoşgeldiniz.
Diğer senelerde olduğu gibi, bana hediye vermek isteyen sevgili arkadaşlarım aşağıdaki linklerden bağış yapabilirler veya sadece buradan iyi dileklerini iletebilirler. Teşekkürler. Sevgiler.

LÖSEV: www.losev.org.tr
TEMA: www.tema.org.tr
TEGV: tegv.org
(4) 

Severek ayrılmak

personaa #1565974 
Severek ve sevginin ilişkiyi ayakta tutmak için yeterli bi sebep olmadığını düşünerek bitirdiğiniz sağlıksız ilişkilerin ardından, zaman geçtikçe doğru karar verdim içim rahat diye mi düşündünüz? Yoksa içinizde bir ukte kaldı mı ya da keşkeleriniz oldu mu?
(12) 

30 vs 55 yaş ilişkisi?

ikiicidisibirkisi #1565914 
nereye varır sizce?

30 e 55 k bu arada.

muhteşem bir çekim var arada fakat kültürel kodlar sorgulatıyor insanı.

iki tarafta kendisini zoraki frenliyor bir yıldır fakat ilgi değişmiyor.
(18) 

hesabı ödeyip fişi göstermek

emenius sleepus #1565893 
bu aralar dateleştiğim biri var. daha ikinci kez buluştuk. çok da pahalı olmayan bir şeyler yedik. neyse sonra hesap masaya gelmiyormuş, gidip ödememiz gerekiyordu. ben de ben öderim dedim ama o yok ben ödeyeceğim yaptı. ben de çok üstelemedim bu sefer çünkü önceki buluşmamızda da ben ödemiştim. ödemeyi yaptı sonra geldi fişi bana verdi al diye. o an aklımdan hicbir şey geçmedi hatta bir saniyeliğine komik bile buldum, sonra unuttum gitti. ama eve gidince fişe baktım ve garibime gitmeye başladı.

şimdi bu kişi bu hareketi sizce öylesine mi yaptı? yoksa bunun altında anlam aramam gerekiyor mu? yani bak hesabı ödedim vurgusu mu yapmaya çalıştı sizce? ne yapardınız böyle bir durumda, bu kişiyle tekrar buluşur muydunuz?
(4) 

Yanlış anlaşılmaktan nefret etmek

logisticsmanager #1565753 
Bugün bir toplantıda Amerika'daki ic tedarikcinin sap yapisina bakiyorduk (konu bir sipariş ile alakalıydi).
Ben de bpi rolu de var satinalma konusunda, hayatımda ilk defa böyle bir sistem gördüm çok garipti diğer fabrikalara oranla. Ondan soru sordum bir 4-5 tane ve bunu nasıl sorun çıkarmadıgini falan merak ettim(ki çıkarıyor gördüm). Ki çok merak eden biriyim (rolun de getirdiği bir olay) haliyle tedarikcilerin yapisini anlamayi seviyorum. Onenote'ta not falan ediyorum ileride soru olursa bakarım diye.

Toplantı sonrasi müdür biraz yanlış oldu lesson learned olarak, ben seni tanıyorum ama karşı tarafa biraz islerini sorguluyor gibi oldun, dikkat et bir daha dedi. Ki ben de fark ettim zaten sorduktan sonra bir noktada kadın "onu bizim sc hallediyor merak etme" dedi.

Kadına mesaj attim teamsten kusura bakma ben tedarikçi sistemini anlamayi severim rol gereği, amacım calisma yönetiminizi eleştirmek değildi diye.

Kadının öyle anlamasi normal ki müdür daha söylemeden ben dedim zaten öyle anlaşıldığını.

Ama kafama takıldı yani, kadin da cevap vermedi daha. Hiç sevmiyorum yanlış anlaşılmayi. Bir kere de birine bir mail cevap verdim, özür diledi. Sonra ben kızdan özür diledim mesajimi tekrar okudum pasif agresif gibi geliyor ama öyle değil bir sıkıntı yok diye. Bunda da kafama takmıştım.

Ama misal sirkette beni sevmeyen var ya da bana direkt tonda konusan insan var. Hiç umrumda olmuyor o. Iki saniye bile aklimda kalmaz.

Ama yanlış anlasilmak çok canımı sıkıyor. Var mi benim gibi bunu kafaya takan?
(13) 

Hanımla mangal?

giovanne #1565728 
2 kişi çok mu sıkıcı olur? öyle sabahtan akşama kadar duralım demiyoruz da akşama doğru 2-3 saat mangal peşine semaver takılalım diyorum.
(8) 

uyandıktan sonra ne yapıyorsunuz?

ikiicidisibirkisi #1565711 
mesainiz öğleden sonra 13.30 civarı başlıyor diyelim.

siz de ortalama 09.00 gibi uyanıyorsunuz. sonra ne yapıyorsunuz?

sabahın getirdiği yüksek enerjiyi harcamak için hiç bir şey uygun değilmiş gibi geliyor bana.

o enerjiyi yanlış harcarsam öğleden sonrası için hiç enerjim kalmayacakmış gibi hissediyorum.

nedir sizin bu konuda çözümünüz?
(11) 

Evlilikte parasal mevzular

sacrilegious #1565692 
Açıkça sormak istiyorum: evlilikte parasal mevzular nasıl oluyor? aslında biz sevgiliyken ortaklaşa ödüyorduk bir şeyleri hep. 1 ay önce evlendik ben işi bıraktım ve onun işi sebebiyle başka bir ülkeye taşınıyoruz. Birikimimle okul ücretini ödeyeceğim. Onun dışında ekstra harcayacağım bir birikimim yok. Şimdi nasıl olacak peki? Eşime bunu direkt soramadım. Nasıl soracağımı bilemedim yani. Onun maaşı yatacak her ay. Ben mesela babadan harçlık alır gibi kocamdan her hafta para mı isteyeceğim :( Ya da bana kartını mı verecek? Sizde nasıl olurdu bu durumda?

Teşekkürler
(1) 

Ankara LegatomCoffee, ben bu kişiyi tanıyorum

kullaniciyim #1565539 
Ankara, bahçelievler LegatomCoffee önünden geçerken içeride birisini gördüm. Ben baktım o baktı ben baktım o baktı, sonra telefonum çaldı konuştum arada yürüdüğüm için yine baktım kendisi de baktı. Şimdi bu hanımefendiyi ben tanıyordum herhalde diye düşündüm ama ortamı terk ettim.

ne yapacağız?

keşke içeri girseydim...
(6) 

İnsanlarla muhabbete tahammülüm kalmamış

sacrilegious #1565493 
Son 1-1.5 senedir yoğun olarak bunu yaşıyorum. Kimseyle yarım saatten fazla oturup muhabbet edemiyorum. En yakın arkadaşlarımdan tut ailemden sevdiğim yakınlarıma kadar herkes bir süre sonra kalkıp gitme isteği uyandırıyor bende. İnsanların kırılmayacağını bilsem belki de hiç iletişim kurmamayı tercih ederim.

Neden böyle oldu anlamıyorum. Hayatımda değişen bir şey veya yaşadığım kötü bir olay da yok. Sadece bi anda insanlardan çok soğudum ve konuşurken “bi an önce eve gitsem ve uzanıp bi şeyler okusam, ne zaman kalkabilirim acaba?” Falan gibi düşünceler geçiyor. Yani mesela özlediğim insanlarla buluşsam 10-15 dk konuşsak ve sonra herkes kendi dünyasına çekilse belki bu kadar gerilmeyeceğim. Ama ben sürekli o ortamdan-neresi olursa olsun- gitmek için bahane bulmaya çalışıyorum. Eskiden böyle biri değildim uzun muhabbetlerden sıkılmazdım en azından eve gitme dürtüm bu kadar ağır basmazdı. Sizde de dönem dönem oluyor mu bu? Neden kaynaklanıyor sizce, nasıl aşılabilir?

Teşekkürler
(6) 

Gıcık olduğunuz kişiler

dissendium #1565474 
Özellikle işte gıcık olduğunuz kişiler var mı? 30 yaşındayım, çocuk gibi gıcık oluyorum. :D Yalnız olmadığımı söyleyin.
(3) 

Bu kişiyle muhabbeti nasıl keseyim?

roe #1565414 
Tesadüfen eskiden tanıdığım biriyle bir ortamda karşılaştım. Numaramı aldı ve iletişim kurmak istiyor bazen. Seninle konuşmak istemiyorum desem olmaz. Ne yapayım sizce? Buluşalım falan diyor.
(2) 

Teselli arıyorum

sacrilegious #1565395 
5 gün sonra eşimle beraber Estonya’ya taşınıyorum. Buradaki düzenimi, işimi, ailemi bırakacağım için içten içe çok üzülüyorum. Eşim ab vatandaşı ve orada akademisyen olarak çalışıyor. Ben burada avukatım ve orada geçerli bir ruhsatım olmadığı için 1 sene bilişim hujuku yüksek lisansı yapacağım. Henüz 1 aylık evliyiz. Ne olduğunu bile anlamadan bu kadar çok şeyin değişmesi beni daha gitmeden sarstı.

Çevremdekilerle paylaştığımda herkesin tepkisi “kurtuldun işte ne güzel” minvalinde oluyor. Ama ben buradaki hayata çok alışmıştım. 31 yaşındayım daha öncede yurt dışında yaz okulu vs tecrübem oldu ama bir gün tamamen bırakıp gideceğimi hiç düşünmezdim. Aileme bir şey olursa en iyi ihtimalle yetişmem 12 saati buluyor. Bunu düşündükçe nefes alamıyorum.

En büyük gitme motivasyonum: bu ülkede insanca yaşayabilmenin imkansıza yakın oluşu. Paranız olsa bile trafikte bir magandaya denk geliyorsunuz ve hayatınız son buluyor. Ya da malum yaşanan son deprem vs… Bir de avukatım ve her gün adliyede gördüklerim beni daha da umutsuzluğa sürüklüyordu. Böyle şeyleri düşündükçe burada hard mode’da çabalayacağıma orada sıfırdan başlayıp bir düzen kurmaya çabalamak daha mantıklı geldi.

Yine de içim buruk. Keşke bu ülkede huzurla yaşayabilseydik. Annemi babamı kardeşimi geride bırakmak çok koyuyor. Sizin var mı bir teselliniz? Gidenler nasıl alıştınız?

Teşekkürler
(6) 

Valizden eşya alınması ve takıntılı arkadaş

Mirabel #1565394 
Merhabalar
Yurtdışına bir akrabamı ziyarete geldim. Neyse annesi götürmem için valiz hazırladı 32 kg devasal. Ben kabin bagajı aldım sırf bu yüzden. Annesi bir kılıf almış üstüne naylon bir şey ve valizi kapatmıyor bile. Orda iş yapan insana eziyet. Tutacak yeri bile bulunmuyor. Zaten dedim içimden bu valiz bu şekilde gelirse geldiğine dua ederim.

Neyse beni karşıladı. dedim kılıf çıkmış ama adi bişeydi. Bütün gece yok kılıf neden çıkmış yazacakmış, kılıfı çalmışlar. Bir sürü söyledi bana bagaj etiketlerini ver diye. Dedim yaaa ben sana daha güzelini alayım boşver vb.. Neyse ertesi gün oldu diyor ki valizimin içinden istanbullı pasta tabağımı almışlar. Diyorum ne yapsınlar senin pasta tabağını. Yok ben yazıcam parasını versinler çalmışlar vb… bugun de yine annesiyle konuşmuş annesi tahin koymuş o da yokmuş. Ben yazıcam tazminat falan filan deyip duruyor. Konuyu değiştiryorum ama ısrarcı. Yani sonuçta benim üzerinden yapacak yazışmaları çünkü yolcu benim. Uğraştığına değmez diyorum anlamıyor.

Sizce bu kızın eşyaları çalındı mı? Eşyalarının peşine düşmekte haklı mı? Bunu nasıl geçiştirebilirim? İyi bir insan olduğu için kalbini kırmak istemiyorum. Elinde onların olduğuna dair hiç bir ispat yok. Benim şunum kayboldu deyince ne yapabilecekler ki? Bişey olmaz diyorum. Ben yine şikayet edicem diyor.
(5) 

Evlilikten beklentiniz nedir?

put it in your appropriate place #1565383 
Zaman zaman karşılıklı birbirimizi sevdiğimiz bir eşim olsa dediğim oluyor. İşte evlensem diye aklımdan geçiyor ama tam olarak evlilikten ne beklediğimi bilmiyorum.

Hayatı paylaşmak, aile olmak gibi düşünceler geliyor. Tam olarak detaylandıramıyorum düşüncemi.

Evlilikten beklentiniz nedir?

Ne kadar önemli emin değilim, erkek kişisiyim. Düşüncelerinizi yazarken cinsiyetinizi belirtisiniz sevinirim.
(1) 

Ailenizden kalan iş

dissendium #1565375 
Önemli bir soru olmadığı için gönül işleri kategorisinde açtım.

Bir fabrika var. Sahibi çok emek vermiş. Sadece yeri 500 milyon TL vardır. Makineleri, verileri saymıyorum.

Çocukları ilgilenmemiş. Sahibi fabrikayı satmış. Çocuklarından biri ABD'deymiş, biri Türkiye'de öğretim görevlisiymiş.

Size bu şekilde şirket ve çok para verilse yine yapmak istediğiniz şeyi mi yaparsınız?

mobil görünümden çık