ön bilgi: sevişmeden kasıt ön sevişme (foreplay) hariç, direkt yakın temas (interaction) yalnız.
soru 1.. ortalama sevişme süreniz ne kadar? çok zorlasanız ne kadar arttırabilirsiniz?
soru 2.. biri size bazen günde 3 kere, 2'şer saat seviştiğini söylüyor. ne düşünürsünüz?
a) atma ziya.
b) mümkün ama bu evrende değil.
c) hangi haptan içtin ağbi?
d) karı koca olmalılar.
e) ama bu benim.
f) yaağğnii, olabilir galiba.
g) çok standart bir şey bu.
h) 2 saat mi, çok azmış. :/
... (cevap şıkların içinden olmasa da olur, bi' yorumlama gerekli bana aslında.)
edit:
soru 3.. ortalama 1,5 saat kulağa nasıl geliyor peki?
soru 1.. ortalama sevişme süreniz ne kadar? çok zorlasanız ne kadar arttırabilirsiniz?
soru 2.. biri size bazen günde 3 kere, 2'şer saat seviştiğini söylüyor. ne düşünürsünüz?
a) atma ziya.
b) mümkün ama bu evrende değil.
c) hangi haptan içtin ağbi?
d) karı koca olmalılar.
e) ama bu benim.
f) yaağğnii, olabilir galiba.
g) çok standart bir şey bu.
h) 2 saat mi, çok azmış. :/
... (cevap şıkların içinden olmasa da olur, bi' yorumlama gerekli bana aslında.)
edit:
soru 3.. ortalama 1,5 saat kulağa nasıl geliyor peki?
Haftaya pazar evleniyorum ve ilk basta geliyorum diyip simdi gelmeyen 40 kisi var. 30 tanesi karsi tarafin ailesi. Canim nasil sIkkIn anlatamam. Insanlar neden son anda boyle strese sokuyorlar anlamiyorum :( giren kazik da cabasi...aylar once simdiki aklim olsa dugun zabazingosuyla hic ugrasmazdim. Bu kadar kastirmaya hic gerek yokmus. Kisacasi canim sIkILiyor be duyuru ahalisi :((
şimdi face de arkadaş değiliz ama ortak arkadaşımızla aynı fotoğrafta, yakın arkadaşı tarafından etiketlenmiş. yakın arkadaşı da bende ekli değil ama bi iki merhabalaşmamız vardır. kız ona olan ilgimi biliyo ama kızla da hiç konuşmadık. yani şimdi beğensem o da görücek. napiym beğeneyem mi?
Özellikle duyuru kadınlarına soruyorum. Geçici bir süre uzak mesafe olarak devam edecek bir ilişkide er kişi tarafından beklentiniz ne olur? Özlem sebebiyle olağan kendini kötü hissetme durumunun yansıtılması mı daha doğrudur? Yoksa iyi hissetmeye çalışıp karşı tarafın da moralinin düzeltilmeye çalışılması mı?
Soru retorik gibi aslında o yüzden ezbere toplumsal mesaj içeren değil de dürüstçe sizi hangisi daha iyi hissettirir onu söylerseniz sevinirim çünkü sanırım iyi hissetmeye/hissettirmeye çalışmakta özlemiyormuş havası yaratabiliyor insanlarda gibi.
Not: Özellikle kısmı sadece tercihi belirtir elbette herkes cevap vermekte özgür, seksist bir yaklaşım yok yani.
Not 2: Rol yapma denilmiş genelde onu kastetmedim mesela kötü hissedip kendini salmak yerine zaman geçsin diye uğraşılarda bulunmak, konuşmalarda sürekli ama daha çok var vs demek yerine işte bak şöyle böyle olacak zaten sonuçta zaman geçiyor bir şekilde filan demek. yani rol yapmak değil de kendini iyi hissettirmeye çabalayıp pozitif olmak olarak algılarsak daha doğru anlaşılır kastım belki.
Soru retorik gibi aslında o yüzden ezbere toplumsal mesaj içeren değil de dürüstçe sizi hangisi daha iyi hissettirir onu söylerseniz sevinirim çünkü sanırım iyi hissetmeye/hissettirmeye çalışmakta özlemiyormuş havası yaratabiliyor insanlarda gibi.
Not: Özellikle kısmı sadece tercihi belirtir elbette herkes cevap vermekte özgür, seksist bir yaklaşım yok yani.
Not 2: Rol yapma denilmiş genelde onu kastetmedim mesela kötü hissedip kendini salmak yerine zaman geçsin diye uğraşılarda bulunmak, konuşmalarda sürekli ama daha çok var vs demek yerine işte bak şöyle böyle olacak zaten sonuçta zaman geçiyor bir şekilde filan demek. yani rol yapmak değil de kendini iyi hissettirmeye çabalayıp pozitif olmak olarak algılarsak daha doğru anlaşılır kastım belki.
Eski sevgilinizin evlendiğini duysanız ne hissedersiniz?
neden bu kadar çok sevgili var?
bir taraf hadi aşık oldu diyelim. diğer taraf zorla m aşık ediyor kedini?
"onlar ergen" demeden önce acaba "ben de onlara dahil miyim?" diye düşündünüz mü?
bir taraf hadi aşık oldu diyelim. diğer taraf zorla m aşık ediyor kedini?
"onlar ergen" demeden önce acaba "ben de onlara dahil miyim?" diye düşündünüz mü?
Merhaba duyurucular, ben kız tarafıyım, aslında pek gönül işi de değil, daha çok kafayı yemiş gibi hissediyorum kendimi ama belki mantıklı bir açıklama bulup beni rahatlatırsınız. Bundan 2 ay önce okulun spor salonundan çıkışta bir çocuk geldi yanıma, beni ne zamandır gördüğünü, benimle tanışmak istediğini belirtti, ben de kibarca reddettim çocuğu. İyi günler deyip ayrıldı olay kapandı. O da öğrenciymiş.
Sonrasında kimsesiz çocuklara yardım temalı bir organizasyonda bu çocukla karşılaştım okulda, o da görevliymiş ama sanki hiç reddedilmemiş gibi bir hali vardı. Geldi adımı sordu hangi bölümdensin sen dedi, ben de cevap verdim. Sonra muhabbet falan ettik ama sanki adam benimle ilk kez karşılaşmış gibi. Ben konuşmadan o da muhabbet açmaya çalışmıyor benle özel bir ilgilenmesi de yok, görünce beni selam verip geçiyor her karşılaşmamızda, çocuğa sordum kardeşin falan var mı diye tek çocukmuş olsaydı diğeri diyecektim o derece , en son dayanamadım bir toplantıda onu aslında reddetmek istemediğimi öyle ani gelince huzursuz olduğumu belirttim bu da neden bahsediyorsun dedi bana. Spor salonuna hiç gitmedim ki ben diyor bana. Yüzüm kıpkırmızı oldu. Aynı kişiler olduğuna eminim aynısı her şeyiyle aynısı benzeri değil kesinlikle, ey insanlık amacı nedir bu çocuğun ? ben mi hayal gördüm acaba ?
Sonrasında kimsesiz çocuklara yardım temalı bir organizasyonda bu çocukla karşılaştım okulda, o da görevliymiş ama sanki hiç reddedilmemiş gibi bir hali vardı. Geldi adımı sordu hangi bölümdensin sen dedi, ben de cevap verdim. Sonra muhabbet falan ettik ama sanki adam benimle ilk kez karşılaşmış gibi. Ben konuşmadan o da muhabbet açmaya çalışmıyor benle özel bir ilgilenmesi de yok, görünce beni selam verip geçiyor her karşılaşmamızda, çocuğa sordum kardeşin falan var mı diye tek çocukmuş olsaydı diğeri diyecektim o derece , en son dayanamadım bir toplantıda onu aslında reddetmek istemediğimi öyle ani gelince huzursuz olduğumu belirttim bu da neden bahsediyorsun dedi bana. Spor salonuna hiç gitmedim ki ben diyor bana. Yüzüm kıpkırmızı oldu. Aynı kişiler olduğuna eminim aynısı her şeyiyle aynısı benzeri değil kesinlikle, ey insanlık amacı nedir bu çocuğun ? ben mi hayal gördüm acaba ?
Çünkü sorumsuzca davrandım, üstüne bir de uyuduğumu ve saatlerce haber vermeyip ihmal ettiğimi söylemek yerine yalan söyledim. Sonra onu da itiraf etmek zorunda kaldım. İyi bok yemişim değil mi? Aferin bana. Şimdi bu kafayla kurum sınavlarına çok güzel çalışılır desin biri, ben de saf saf inanayım.
aşk meşk yok baştan söyleyeyim de aklıma bir konu takıldı.
şimdi bir işletme düşünün, işletmenin sahibi ve bir çalışanı (yani memur gibi diyelim) öğlen yemek saatinde yemek yiyecekler. araları epey iyi bunların arkadaş gibi. dışarıdan yemek söylüyorlar. birer porsiyon kendilerine bir posiyon da temizlik görevlisine. temizlik görevlisine de işletme sahibi, x hanım; memur olan kız x abla diye hitap eder. samimiler aslında.
ama işte, yemek saatinde bunların ikisi yemek odasında yemek yerken. temizlik görevlisi ablanın yemeğini mutfağa bırakmışlar. kadın mutfakta, onlar içeride yiyor.
ben de müşterisiyim bunların diyelim. 3üyle de çok samimiyim. bir üzüldüm bir üzüldüm. neden ayrı ayrı sofra kurmuşlar ki? beraber yeseler ne olur? böyle mi olur bu işler? hadi patron çalışanıyla yemez diyelim ama memur kızla yiyor... üçü de kadın bu arada.
neyse merak ettiğim işletme içi ilişkilerin nasıl olması gerektiği işte.
şimdi bir işletme düşünün, işletmenin sahibi ve bir çalışanı (yani memur gibi diyelim) öğlen yemek saatinde yemek yiyecekler. araları epey iyi bunların arkadaş gibi. dışarıdan yemek söylüyorlar. birer porsiyon kendilerine bir posiyon da temizlik görevlisine. temizlik görevlisine de işletme sahibi, x hanım; memur olan kız x abla diye hitap eder. samimiler aslında.
ama işte, yemek saatinde bunların ikisi yemek odasında yemek yerken. temizlik görevlisi ablanın yemeğini mutfağa bırakmışlar. kadın mutfakta, onlar içeride yiyor.
ben de müşterisiyim bunların diyelim. 3üyle de çok samimiyim. bir üzüldüm bir üzüldüm. neden ayrı ayrı sofra kurmuşlar ki? beraber yeseler ne olur? böyle mi olur bu işler? hadi patron çalışanıyla yemez diyelim ama memur kızla yiyor... üçü de kadın bu arada.
neyse merak ettiğim işletme içi ilişkilerin nasıl olması gerektiği işte.
böyle kadınlar var mı çevrenizde? hep bi bakımlı olsun kendine güvensin yeter derler ama ne kadar çekici olursa olsun aşırı kilolu bir kadının pek böyle akıl alacak bir çekiciliği olacağına inanamıyorum. kimseyi üzmek değil amacım fikirleri merak ettim.
düzeltme yaptım bir daha açıkladım, sorum şu: kadın bakımlı olsun dikkat etsin kendine güvensin yeter diyenler oluyor ama aşırı kilolu bi kadın kendine nasıl ne kadar dikkat eder ne kadar güvenirse güvensin akılları alacak çekicilikte bir hali olabilir mi sahiden? ben hiç olabileceğine inanmıyorum ama amacım da üzmek değil kimseyi. fikirler neler.
erkek değilim
düzeltme yaptım bir daha açıkladım, sorum şu: kadın bakımlı olsun dikkat etsin kendine güvensin yeter diyenler oluyor ama aşırı kilolu bi kadın kendine nasıl ne kadar dikkat eder ne kadar güvenirse güvensin akılları alacak çekicilikte bir hali olabilir mi sahiden? ben hiç olabileceğine inanmıyorum ama amacım da üzmek değil kimseyi. fikirler neler.
erkek değilim
sevgilime çok kötü davraniyorum. butun sevgililerime boyleyim. hiç geri vitesim yok. özür dileme huyum yok. naz çekemiyorum. trip çekemiyorum. aninda siktiri basip ana avrat kayiyorum. dilimin kemiği yok. bu böyle gider mi yoksa hayatim boyunca mutsuz bir insan mi olacagim.
Ve ne yapıldığında aldatıldığınızı hissedersiniz? Ne yaptığınızda aldatıyor saymazsınız?
Bundan 1.5 ay önce falan bir kızla yazışmaya başladık. Gayet hoş sohbet bir şekilde ilerliyordu, hemen her gün hal hatır sorar bir muhabbet açardık öyle.. Ama hiç sevgili olayına girmedik. Canım, cicim falan diye hitap ediyorduk ama arkadaşça.. Sonra bir gün görüşmek istedi, okey dedim. Bir yerde oturup çay kahve içtik, yine her zamanki konularda muhabbet ettik, sonrasında evlere ayrıldık. O buluşma yine bende öyle daha derin bir ilişkiye girme gibi bir istek yaratmadı açıkçası. Buluşmanın ertesi birkaç günü benim bir takım işlerim vardı ve fazla yazışma fırsatı bulamadım. Ama daha öncesinde de iletişim kopukluğu yaşadığımız oluyordu. Devamında da her zaman nasılsam öyle konuşmaya devam ettim. Ama kıza bi haller oldu. Hiç trip atmazdı, trip atmaya başladı. Duygusal olarak bir şeyler ima etmeye çalıştı, hatta etti. Konuyu bir şekilde sevgiliğe bağlamaya çalıştı kısaca. Ben de sürekli kulak ardı edince hep trip ve bozuk atmalar falan.. En son bugün patladı. Neyse anlatmaktan yoruldum. Kısaca kız bana karşı bir şeyler hissediyor ve daha fazla üzülmemek için ya sevgili olacağız ya da bir daha hiç konuşmayacağız diyor. Eğer olmazsak da üzüleceğini belli etti ama.
Çok iyi bir kız, güzel bence. Ama devamlılığı olmayacak biliyorum. 1 2 ay gönül eğlendirip ortada bırakmak istemiyorum. Bir yandan da bu yüzden istemiyorum aslında. Üzülmesini de istemiyorum. Öyle bir bahane olmalı ki "Sırf başından savmak için, üzmemek için bahane uyduruyor" diye düşünmesin. Kafasından beni tamamen silsin ve umrunda olmayayım. Nasıl bir bahane olabilir bu?
Çok iyi bir kız, güzel bence. Ama devamlılığı olmayacak biliyorum. 1 2 ay gönül eğlendirip ortada bırakmak istemiyorum. Bir yandan da bu yüzden istemiyorum aslında. Üzülmesini de istemiyorum. Öyle bir bahane olmalı ki "Sırf başından savmak için, üzmemek için bahane uyduruyor" diye düşünmesin. Kafasından beni tamamen silsin ve umrunda olmayayım. Nasıl bir bahane olabilir bu?
resimlerdekilerden hangisi sizce ?
hangisini giyiyim ?
1. resim tshirtlü
2. resim uzun kollu -kıvrılmıs kolları-
3. resim gömlek..... s1308.hizliresim.com
hangisi hoş olur ilk buluşma için?
hangisini giyiyim ?
1. resim tshirtlü
2. resim uzun kollu -kıvrılmıs kolları-
3. resim gömlek..... s1308.hizliresim.com

hangisi hoş olur ilk buluşma için?
uzun sayılabilecek bir ilişkim vardı. çok taviz verip, kendim olmaktan çıkmıştım bu ilişki boyunca. neredeyse hiç sevemediğim biriydi. buna karşın onun bana giderek bağlandığını görüyordum. sevgisi giderek tehlikeli bir hal alıyordu. en sonunda cesaretimi toplayıp bitirdim.
ayrılalı iki aydan fazla zaman olmasına karşın konuşmadığımız gün sayısı çok az. sürekli arayıp her şeyi öğrenmek istemesi, eski kıskanç hallerine devam etmesi, her şeye müdahale etmeye çalışması, şartlar falan koyması bi yana işler istediği gibi gitmeyince tehdit etmeye başlıyor. küfürler edip duruyor. işleri evin önüne gece yarısı gelip zile basıp annemle konuşmaya kadar götürdü.
bir türlü ayrıldığımızın farkına varamadı. yaşı daha büyük boşanmış kadınların konuşmalarına da tanık oldum. neredeyse hepsi bu tip şeyler yaşamış.
yok mu bunun bir çaresi? ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. zaman mı her şeyin ilacı.
ayrılalı iki aydan fazla zaman olmasına karşın konuşmadığımız gün sayısı çok az. sürekli arayıp her şeyi öğrenmek istemesi, eski kıskanç hallerine devam etmesi, her şeye müdahale etmeye çalışması, şartlar falan koyması bi yana işler istediği gibi gitmeyince tehdit etmeye başlıyor. küfürler edip duruyor. işleri evin önüne gece yarısı gelip zile basıp annemle konuşmaya kadar götürdü.
bir türlü ayrıldığımızın farkına varamadı. yaşı daha büyük boşanmış kadınların konuşmalarına da tanık oldum. neredeyse hepsi bu tip şeyler yaşamış.
yok mu bunun bir çaresi? ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. zaman mı her şeyin ilacı.
geçen gün kızkıza toplanıp konuştuğumuzdan beri karamsarlığa düştüm ve canım çok sıkkın olay şu:taze nişanlı bi çiftimiz var 6-7 ayda birbirlerini tanıyıp evlenmeye karar verdiler filan kız dinine bağlı ve ona göre hareket etmeye çalışıyor çoğunlukla mesela asla evlenene kadar birlikte olmaz nişanlısıyla (evet o kadar yakın arkadaşım) mesela şimdi başka bi heyecanı yaşıyorlar da evlenince çok daha başka şeyler yaşayacaklar, oldukça yavaş ve emin adımlarla ilerliyor.
kendi ilişkime bakıyorum 3 aydır biriyle birlikteyim dini inancım var ama katı kurallarım yok arkadaşım gibi işte içki-sigara içmesin,cuma namazlarına gitsin vs gibi o yüzden sevişmek sevmekten gelir diyerek ilk aydan ve ilk kez şuanki sevgilimle de birlikte oldum pişman da olmadım ama acaba bu hızla gidersek herşeyi hızlı tüketip çabuk mu biter bişeyler diye düşünüyorum günlerdir çıkamıyorum içinden.
birileriyle kendi ilişkimi kıyaslamak evet çok saçma ama ne bileyim. hepsi gerdek gecesi korkularından bahsederlerken salağa yatmak çok acayip geldi.kafam çok karıştı bişiyler diyin bana.sabaha kadar uyumadım biraz uyuyım tikler uyanınca söz :)
günaydın herkese.teşekkürler.
kendi ilişkime bakıyorum 3 aydır biriyle birlikteyim dini inancım var ama katı kurallarım yok arkadaşım gibi işte içki-sigara içmesin,cuma namazlarına gitsin vs gibi o yüzden sevişmek sevmekten gelir diyerek ilk aydan ve ilk kez şuanki sevgilimle de birlikte oldum pişman da olmadım ama acaba bu hızla gidersek herşeyi hızlı tüketip çabuk mu biter bişeyler diye düşünüyorum günlerdir çıkamıyorum içinden.
birileriyle kendi ilişkimi kıyaslamak evet çok saçma ama ne bileyim. hepsi gerdek gecesi korkularından bahsederlerken salağa yatmak çok acayip geldi.kafam çok karıştı bişiyler diyin bana.sabaha kadar uyumadım biraz uyuyım tikler uyanınca söz :)
günaydın herkese.teşekkürler.
Aslinda sevgiliye gul verememe gibi bi durum degil de elimde gul ile dolasmak abes geliyor bana. (kiza verene kadar)
Hayvan gibi kocaman gulu asla tasiyamam. Bu kucuklerinden oluyor yaa hani gonca mi diyiliyor ona?
Ondan 1 adet versem olur mu yoksa o ufak guller demet seklinde mi verilir.
Bi yol yordam gosterin ey duyuru! su cahil kardesinize....
Hayvan gibi kocaman gulu asla tasiyamam. Bu kucuklerinden oluyor yaa hani gonca mi diyiliyor ona?
Ondan 1 adet versem olur mu yoksa o ufak guller demet seklinde mi verilir.
Bi yol yordam gosterin ey duyuru! su cahil kardesinize....
size anlatacağım şey içimdeki ikinci kişinin nasıl ortaya çıktığıdır. yaşımın çok büyük olmadığını hatırlatarak başlayım. ergenim evet. çünkü bu yaşananlar yaşı daha ileri bi vatandaşa belki bu kadar koymaz lakin beni beni öylesine etkiledi ki etrafımdaki tüm bayanlara karşı mesafeliyim, bu olaylardan sonra aklımın ucundan kimseyle birlikte olmak geçmiyor.
bir kaç kişiyle paylaştım, daha çok tanımadığım insanlar olmasına dikkat ettim bu kişilerin fakat daha büyük bi kitlenin yorumunu almak istiyorum (tabi okursanız). ilgi çeksin diye betimlemelere dikkat ederek, dramatize ederek anlatmaya çalışacağım.
polonya'ya okumaya gittim, 48 saatlik bi yolculuk. uçaklar trenler...
iki spor çantam var, bi de sırt çantam, yoruldum tabi uykusuz kaldım.o yorgunluğun üstüne bile olsa hareketli bi şeyler yapmak istiyorum tabi gitmişim oralara kadar.
bana verilen odaya çıktım. yurdun 7. katı. mutfak banyo oda harika her şey. mentorum (ela) dedi ki bak bu oda iki kişilik, bu sabah biri daha yerleşti, ama tanımıyorum. sonra siz tanışırsınız, şu an burada değil ama. çıktım odaya, bi güzel koku, çok sade bi havası var, aydınlık. dedim düzenliymiş artık kimse oda arkadaşım.
baktım ingilizce bi kitap. masanın kenarında. çok güzel düzenlenmiş, serilmiş yatağın yanında masanın ucunda. aldım elime. romandı. karıştırdım sayfaları. ingilizce notlar çıkarılmıştı. aklıma nerden estiyse dedim ki "iyi, britanyalı oda arkadaşım oldu."
yurt 11 katlı, 12. katta yani çatıda gözlemevi var. o gece hoşgeldin partisi olacak o sene yeni gelen öğrencilere.
hazırlandım erkenden, şehir merkezine yürüdüm zaten küçük bi şehir.
geri geldim, oda yine boş. parfüm kokuyor.
ben de hazırlandım çıktım çatıya. o gün tanıştığım arkadaşlar orada. selamlaştım geçtim yanlarına biramı alıp.
üç tane ispanyol bunlar bu arada. angel, andres, samuel. andres yanımda onunla konuşuyoruz. bi kız gördüm. saçları altın sarısı. altından daha sarı. güneş gibi parlıyor. hafif balık etli. yüzünde öyle bir ifade var ki... dersin ya birisi için "bu kişiden hayatta kimseye zarar gelmez" diye. öyle işte. nasıl gülüyor ama. aklım gitti. ishal olmuş gibi hissettim kalbim sıkıştı. andres var yanımda, dedim "abi who is this girl? that one, do you know her?" sikine takmadı pek o, "i dont know. go ask her" dedi.
kafamı bi kaldırdım, kız yok. kayboldu.
ama ne kayboluş. çok gizemliydi.
o partide bulunduğum her saniye o kızı aradım gözümle. sordum ela'ya tarif ettim. yok tanımıyor. nereli, nereden gelmiş, yeni mi gelmiş benim gibi, odası neresi... tanımıyorlar.parti bitecek artık kimse kalmadı, sarhoş muhabbeti başladı. ben yüzüm asık aşağı indim 8. kata kadar. ama hiç de bakmadım gerçekten 8. kata mı indim diye. zaten hafif sarhoşum...
ittim kapıyı açıldı. o ilk kapıdan sonra sol taraf banyo ve tuvalet. sağ taraf mutfak, karşısı da oda. odanın kapısının üzerinde buzlu camlı bi pencere var eski tip türk dairelerindeki gibi. oradan loş bi ışık vuruyor karanlık koridora. ben sağa döndüm mutfağa. su içtim.
banyoya girdim, yüzümü yıkadım, kafamı ıslattım. bu arada o loş ışıktan anladım ki (masa lambası o loş ışık) oda arkadaşım gelmiş.
içeri girdim.
içeri girdim ama daha girerken anladım burada bi terslik var.
çünkü fazlaca sessiz her taraf. yani odada biri olduğunu biliyorum ama sessizce oturuyor. neden sessizce otursun ki internet falan var. ama sessizce oturuyor. içeride kimsenin olmama ihtimali yok mu, tabi ki var. ama hayır ben anladım içgüdüsel olarak mı artık bi şey çekti mi beni oraya...
kapıyı yavaşça açtım, oda kare şeklinde tam karşıda sol ve karşı duvarın köşesine dayanmış bi yatak ve o yataktan başlayıp sağ duvara kadar devam eden karşı duvara yapışık uzunca bi masa ve iki adet sandalye.
sol tarafımda kapının açıldığı duvara dayalı ikinci yatak, sağ duvara yapışık kapıdan masaya kadar dolaplar.
masa lambası beni yanılttı sanki. çünkü karşıdaki yatağa uzanmış kitap okuyan birisi vardı. fakat o sarışın kıza benziyodu. kız kitaptan başını kaldırıp bana baktı. iki mavi göz vurdu beni. çivilendim kaldım durduğum yere.
sarışın kızdı. benim sarışın. ben yapılabilecek en salakça şeyi yapıp en öküzce potumu kırdım o an.
pardon yanlış odaya geldim herhalde deyip dışarı çıktım.
kız tek kelime edemedi. ben çıktım odadan. ama kalp krizi geçirecem nerdeyse.
çıktım dış kapıya kadar. doğru oda. mecbur mal gibi içeri girdim tekrar.
kız gülümsüyor bana. ben de gülümsedim de ben inanılmaz utanıyorum tabi. kız elinde o kitabı tutuyor. ingilizce notların olduğu.
tanıştık. sabaha kadar konuştuk.
kızın bi bakışı vardı, içime kızgın şişler sokup çıkarıyorlar. oradan görünmez olup hoplaya zıplaya uzaklaşmak istiyorum. bakmasın bana öyle diyorum. (kız ortak arkadaşlarımızdan kimseye de o kadar güzel gelmedi nedense) ama benim için dünyanın en güzel insanı.
o gün öyle geçti. inanılmaz iyi kalpli, şevkatli, barışçıl, yani nasıl tarif edeyim kızda dünyanın tüm güzel şeyleri toplanmış. zerre kötülük negatiflik yok. çok sevgi dolu.
ben zaten ilk gördüğüm an aşık oldum. iki hafta nasıl geçti anlamadım. her hareketime dikkat ediyorum. sabah markete koşuyorum o yorulmasın diye. daha büyük çaplı alışverişlerimize beraber çıkıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, kahkaha muhabbet, lig maçlarını izliyoruz (hiç kaçırmam)...
iki hafta sonra yataklarımızı birleştirdik -bu esnada ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsiniz. hayallerinizdeki insanı bulduğunuzu düşünün-.
değişim öğrencisiydi hepimiz gibi (sonradan hepimiz kalmayı seçtik orada). ufak tefek bi kaç problem çıksa da inanılmaz güzel gidiyordu her şey. yanında uyurken bile eğleniyordum ya. inanılmaz mutluydum.
bisikletle göle gidiyorduk, ormana gidiyorduk, hayvanat bahçesine gidiyorduk, alışverişe gidiyorduk, buz patenine gittik, araba kiraladık almanya'ya gittik vs...
şubat ayı geldi. gidip kalma mevzusu çıktı ortaya. tabi herkes kalacaktı yani hesaplarım öyleydi. çok güzel bi arkadaşlık vardı herkesle aramızda. arkadaş grubumuz çok iyiydi.
bi gece bi konuşma yaptık. bizim için gelecek yok dedi. bi yerde bitecek mutlaka bu dedi. ne zamana kadar bekleyebilirim ki dedi. buz gibi terliyorum ben bu sırada. konuşamıyorum.
sonunda konuştum. bekletmem seni dedim. okul biter bitmez beraber iş ararız dedim. dedim de dedim. her türlü ikna etmeye çalıştım.
olmadı. dönüyorum ben dedi.
hazırlandı yavaş yavaş. ben oturup onu izledim. bavulunu topladı, ben oturdum onu izledim. banyodaki eşyalarını topladı, ben onu izledim.
akşam son kez maç izledik beraber. sabah oldu. uyandık. kahvaltı yapmadan çıktık.
konuşmadık hiç. öpüşmedik de. trene bindi. hoşçakal dedi, gitti.
ağlamadım. yani tamam dedim ya ben oldu yani kabullendim. ağlamadım. bi şişe votka aldım tesco'dan. geçtim odama. salı sabahıydı.
ertesi hafta çarşambaya kadar hayatım normaldi. ağlamadım bile. sesimi çıkarmadım. yaptığım hiçbir şey beni eğlendirmedi ama gerilmedim de.
bi sonraki hafta çarşamba günü, türklerin odasına çıktım muhabbet falan ederiz diye. kafam dopdolu.
ufak bi tartışma çıktı. küçücük bi mesele. bi patladım ben... bi ağladım... gırtlağım yırtılacaktı. elimde bardak vardı sıkarak parçaladım (baş parmağımda izi duruyor hala). kafamı duvarlara vurdum. pencereye koştum atlamak için.
beni beş kişi tuttular. (o odanın tüm sakinleri 2+3) ağlamaktan başım patladı. tir tir titredim sinirden.
o gece o türklerin yan odasındaki arkadaşlarda kaldım. geberene kadar içtim. o gece içtim, ertesi gün içtim. bi sonraki gün içtim. o hafta içtim.
derslere gitmeye çalışıyorum, anlatılanı anlamıyorum, bunalıyorum. hava inanılmaz kötü. dondurucu bir soğuk, umrumda değil. içeri geçesim gelmiyor.
türkiye'ye geldim şubatta. kendime gelemedim.
üç hafta annemin evinde kaldım. evden çıkmadım. yataktan çıkmadım. toplayamadım kendimi. bilgisayarı açamadım.
sonra geri döndüm.
manken gibi bi kız geldi o dönemin başında. ispanyol. (ilk anlatılan kız finlandiyalı) o dönem de onunla birlikteydik. o geldi odaya.
olmadı ama yine unutamadım. o daha az kaldı. sonra başka biriyle birlikte olmaya başladı.
su gibi içtim. durmadan oyun oynadım.
yaklaşık bir sene önce ekonomik sebeplerden türkiye'ye temelli dönmek zorunda kaldım.
kendimi toparladım da, aşk olayı bitti bende tamamen. etrafımdaki kızlardan rahatsızlık duymaya başladım.
şimdi var bi kaç tane eskilerden falan. arada gelirler takılırız. dışarı çıkarım arkadaşlarla (6 kişilik bi grubumuz var, sürekli beraberiz). onun dışında ikili ilişki işi bitti bende.
bi insan bu kadar mutlu olur mu demiştim içimden. biteceğini aklıma getirmek istemedim o güzel günlerin. aklıma geldikçe sinirleniyorum, sağa sola saldıracak gibi oluyorum. yumruklarımı sıkıyorum yürürken.
facebook stalker'ı oldum, her gün bakıyorum, seyrediyorum. resmi monitorde açık duruyor ben kalkıp yürüyorum odanın içinde, yaşadıklarımızı düşünüyorum (bu arada bahsi geçen herkesin fotoğrafını özel mesaj aracılığıyla ulaşanlara gösterebilirim).
bu olaylardan sonra sadece bir kişiye aşık olduğumu hissettim. geçmişimde yer etmiş bi vatandaştı o da. konuşamadım cesaret edip (çok farklı sebeplerden dolayı), bir kaç gün sonra unuttum onu da.
var mı aynı duyguları paylaşan, kendini aynı durumda hisseden?
ne tavsiye edersiniz?
teşekkürler.
bir kaç kişiyle paylaştım, daha çok tanımadığım insanlar olmasına dikkat ettim bu kişilerin fakat daha büyük bi kitlenin yorumunu almak istiyorum (tabi okursanız). ilgi çeksin diye betimlemelere dikkat ederek, dramatize ederek anlatmaya çalışacağım.
polonya'ya okumaya gittim, 48 saatlik bi yolculuk. uçaklar trenler...
iki spor çantam var, bi de sırt çantam, yoruldum tabi uykusuz kaldım.o yorgunluğun üstüne bile olsa hareketli bi şeyler yapmak istiyorum tabi gitmişim oralara kadar.
bana verilen odaya çıktım. yurdun 7. katı. mutfak banyo oda harika her şey. mentorum (ela) dedi ki bak bu oda iki kişilik, bu sabah biri daha yerleşti, ama tanımıyorum. sonra siz tanışırsınız, şu an burada değil ama. çıktım odaya, bi güzel koku, çok sade bi havası var, aydınlık. dedim düzenliymiş artık kimse oda arkadaşım.
baktım ingilizce bi kitap. masanın kenarında. çok güzel düzenlenmiş, serilmiş yatağın yanında masanın ucunda. aldım elime. romandı. karıştırdım sayfaları. ingilizce notlar çıkarılmıştı. aklıma nerden estiyse dedim ki "iyi, britanyalı oda arkadaşım oldu."
yurt 11 katlı, 12. katta yani çatıda gözlemevi var. o gece hoşgeldin partisi olacak o sene yeni gelen öğrencilere.
hazırlandım erkenden, şehir merkezine yürüdüm zaten küçük bi şehir.
geri geldim, oda yine boş. parfüm kokuyor.
ben de hazırlandım çıktım çatıya. o gün tanıştığım arkadaşlar orada. selamlaştım geçtim yanlarına biramı alıp.
üç tane ispanyol bunlar bu arada. angel, andres, samuel. andres yanımda onunla konuşuyoruz. bi kız gördüm. saçları altın sarısı. altından daha sarı. güneş gibi parlıyor. hafif balık etli. yüzünde öyle bir ifade var ki... dersin ya birisi için "bu kişiden hayatta kimseye zarar gelmez" diye. öyle işte. nasıl gülüyor ama. aklım gitti. ishal olmuş gibi hissettim kalbim sıkıştı. andres var yanımda, dedim "abi who is this girl? that one, do you know her?" sikine takmadı pek o, "i dont know. go ask her" dedi.
kafamı bi kaldırdım, kız yok. kayboldu.
ama ne kayboluş. çok gizemliydi.
o partide bulunduğum her saniye o kızı aradım gözümle. sordum ela'ya tarif ettim. yok tanımıyor. nereli, nereden gelmiş, yeni mi gelmiş benim gibi, odası neresi... tanımıyorlar.parti bitecek artık kimse kalmadı, sarhoş muhabbeti başladı. ben yüzüm asık aşağı indim 8. kata kadar. ama hiç de bakmadım gerçekten 8. kata mı indim diye. zaten hafif sarhoşum...
ittim kapıyı açıldı. o ilk kapıdan sonra sol taraf banyo ve tuvalet. sağ taraf mutfak, karşısı da oda. odanın kapısının üzerinde buzlu camlı bi pencere var eski tip türk dairelerindeki gibi. oradan loş bi ışık vuruyor karanlık koridora. ben sağa döndüm mutfağa. su içtim.
banyoya girdim, yüzümü yıkadım, kafamı ıslattım. bu arada o loş ışıktan anladım ki (masa lambası o loş ışık) oda arkadaşım gelmiş.
içeri girdim.
içeri girdim ama daha girerken anladım burada bi terslik var.
çünkü fazlaca sessiz her taraf. yani odada biri olduğunu biliyorum ama sessizce oturuyor. neden sessizce otursun ki internet falan var. ama sessizce oturuyor. içeride kimsenin olmama ihtimali yok mu, tabi ki var. ama hayır ben anladım içgüdüsel olarak mı artık bi şey çekti mi beni oraya...
kapıyı yavaşça açtım, oda kare şeklinde tam karşıda sol ve karşı duvarın köşesine dayanmış bi yatak ve o yataktan başlayıp sağ duvara kadar devam eden karşı duvara yapışık uzunca bi masa ve iki adet sandalye.
sol tarafımda kapının açıldığı duvara dayalı ikinci yatak, sağ duvara yapışık kapıdan masaya kadar dolaplar.
masa lambası beni yanılttı sanki. çünkü karşıdaki yatağa uzanmış kitap okuyan birisi vardı. fakat o sarışın kıza benziyodu. kız kitaptan başını kaldırıp bana baktı. iki mavi göz vurdu beni. çivilendim kaldım durduğum yere.
sarışın kızdı. benim sarışın. ben yapılabilecek en salakça şeyi yapıp en öküzce potumu kırdım o an.
pardon yanlış odaya geldim herhalde deyip dışarı çıktım.
kız tek kelime edemedi. ben çıktım odadan. ama kalp krizi geçirecem nerdeyse.
çıktım dış kapıya kadar. doğru oda. mecbur mal gibi içeri girdim tekrar.
kız gülümsüyor bana. ben de gülümsedim de ben inanılmaz utanıyorum tabi. kız elinde o kitabı tutuyor. ingilizce notların olduğu.
tanıştık. sabaha kadar konuştuk.
kızın bi bakışı vardı, içime kızgın şişler sokup çıkarıyorlar. oradan görünmez olup hoplaya zıplaya uzaklaşmak istiyorum. bakmasın bana öyle diyorum. (kız ortak arkadaşlarımızdan kimseye de o kadar güzel gelmedi nedense) ama benim için dünyanın en güzel insanı.
o gün öyle geçti. inanılmaz iyi kalpli, şevkatli, barışçıl, yani nasıl tarif edeyim kızda dünyanın tüm güzel şeyleri toplanmış. zerre kötülük negatiflik yok. çok sevgi dolu.
ben zaten ilk gördüğüm an aşık oldum. iki hafta nasıl geçti anlamadım. her hareketime dikkat ediyorum. sabah markete koşuyorum o yorulmasın diye. daha büyük çaplı alışverişlerimize beraber çıkıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, kahkaha muhabbet, lig maçlarını izliyoruz (hiç kaçırmam)...
iki hafta sonra yataklarımızı birleştirdik -bu esnada ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsiniz. hayallerinizdeki insanı bulduğunuzu düşünün-.
değişim öğrencisiydi hepimiz gibi (sonradan hepimiz kalmayı seçtik orada). ufak tefek bi kaç problem çıksa da inanılmaz güzel gidiyordu her şey. yanında uyurken bile eğleniyordum ya. inanılmaz mutluydum.
bisikletle göle gidiyorduk, ormana gidiyorduk, hayvanat bahçesine gidiyorduk, alışverişe gidiyorduk, buz patenine gittik, araba kiraladık almanya'ya gittik vs...
şubat ayı geldi. gidip kalma mevzusu çıktı ortaya. tabi herkes kalacaktı yani hesaplarım öyleydi. çok güzel bi arkadaşlık vardı herkesle aramızda. arkadaş grubumuz çok iyiydi.
bi gece bi konuşma yaptık. bizim için gelecek yok dedi. bi yerde bitecek mutlaka bu dedi. ne zamana kadar bekleyebilirim ki dedi. buz gibi terliyorum ben bu sırada. konuşamıyorum.
sonunda konuştum. bekletmem seni dedim. okul biter bitmez beraber iş ararız dedim. dedim de dedim. her türlü ikna etmeye çalıştım.
olmadı. dönüyorum ben dedi.
hazırlandı yavaş yavaş. ben oturup onu izledim. bavulunu topladı, ben oturdum onu izledim. banyodaki eşyalarını topladı, ben onu izledim.
akşam son kez maç izledik beraber. sabah oldu. uyandık. kahvaltı yapmadan çıktık.
konuşmadık hiç. öpüşmedik de. trene bindi. hoşçakal dedi, gitti.
ağlamadım. yani tamam dedim ya ben oldu yani kabullendim. ağlamadım. bi şişe votka aldım tesco'dan. geçtim odama. salı sabahıydı.
ertesi hafta çarşambaya kadar hayatım normaldi. ağlamadım bile. sesimi çıkarmadım. yaptığım hiçbir şey beni eğlendirmedi ama gerilmedim de.
bi sonraki hafta çarşamba günü, türklerin odasına çıktım muhabbet falan ederiz diye. kafam dopdolu.
ufak bi tartışma çıktı. küçücük bi mesele. bi patladım ben... bi ağladım... gırtlağım yırtılacaktı. elimde bardak vardı sıkarak parçaladım (baş parmağımda izi duruyor hala). kafamı duvarlara vurdum. pencereye koştum atlamak için.
beni beş kişi tuttular. (o odanın tüm sakinleri 2+3) ağlamaktan başım patladı. tir tir titredim sinirden.
o gece o türklerin yan odasındaki arkadaşlarda kaldım. geberene kadar içtim. o gece içtim, ertesi gün içtim. bi sonraki gün içtim. o hafta içtim.
derslere gitmeye çalışıyorum, anlatılanı anlamıyorum, bunalıyorum. hava inanılmaz kötü. dondurucu bir soğuk, umrumda değil. içeri geçesim gelmiyor.
türkiye'ye geldim şubatta. kendime gelemedim.
üç hafta annemin evinde kaldım. evden çıkmadım. yataktan çıkmadım. toplayamadım kendimi. bilgisayarı açamadım.
sonra geri döndüm.
manken gibi bi kız geldi o dönemin başında. ispanyol. (ilk anlatılan kız finlandiyalı) o dönem de onunla birlikteydik. o geldi odaya.
olmadı ama yine unutamadım. o daha az kaldı. sonra başka biriyle birlikte olmaya başladı.
su gibi içtim. durmadan oyun oynadım.
yaklaşık bir sene önce ekonomik sebeplerden türkiye'ye temelli dönmek zorunda kaldım.
kendimi toparladım da, aşk olayı bitti bende tamamen. etrafımdaki kızlardan rahatsızlık duymaya başladım.
şimdi var bi kaç tane eskilerden falan. arada gelirler takılırız. dışarı çıkarım arkadaşlarla (6 kişilik bi grubumuz var, sürekli beraberiz). onun dışında ikili ilişki işi bitti bende.
bi insan bu kadar mutlu olur mu demiştim içimden. biteceğini aklıma getirmek istemedim o güzel günlerin. aklıma geldikçe sinirleniyorum, sağa sola saldıracak gibi oluyorum. yumruklarımı sıkıyorum yürürken.
facebook stalker'ı oldum, her gün bakıyorum, seyrediyorum. resmi monitorde açık duruyor ben kalkıp yürüyorum odanın içinde, yaşadıklarımızı düşünüyorum (bu arada bahsi geçen herkesin fotoğrafını özel mesaj aracılığıyla ulaşanlara gösterebilirim).
bu olaylardan sonra sadece bir kişiye aşık olduğumu hissettim. geçmişimde yer etmiş bi vatandaştı o da. konuşamadım cesaret edip (çok farklı sebeplerden dolayı), bir kaç gün sonra unuttum onu da.
var mı aynı duyguları paylaşan, kendini aynı durumda hisseden?
ne tavsiye edersiniz?
teşekkürler.
3 yilda cok sey yasadim cok sevdim o ameliyat olurken ben agladim. Onun icin yapmadigim sey kalmadi birlikte buyuduk lan.
Ben onunla tanisirken sevgilisi vardi. Birakip bana gelmisti ve bunu bana da yapacagini biliyordum. Ama bu defa farkliydi son 1 yilda iki kisi idare etmis. Beni birakmadan. Cocukla tuhf bi raslanti sonucu konusmaya basladik. Suan dertlesiyoruz whatsapp dan. Icimde suan nasil desem huzur gibi bisey var ama onu ozlemeye basladigimda kafayi yermiyim bilmiyorum.umarim suan unuturum hic olmamis gibi. Kendimi gordugum tum kizlarin ustune atacam cunku baska sekilde unutamiyorum.hep duyurular acardim bu kiza guvenmiyorum su su sebeplerden diye ama amklarim kizi rahat birak paranoya yapiyosun. SizIn gibi erkekler bik bik oterlerdi. Sizin amk...
Hatiralar keske unutabilsem, gelmeyin ulan aklima. O gulucuk gelmesin aklima o sac o goz o agiz gelmesin aklima. Seni seviyorum diyen o ses unutayim istiyorum. Kosmak istiyorum ama kipirdamak da istemiyorum. Hayat bu defa beni vurdu... Bu nasil bi his lan ?? Ne tuhaf bi histir bu?? Sanki ruyadayim. Yazacak cok sey var ama derman yok ellerim titriyor. Ama unutacam lan. Gucluyum ben sikeyim boyle seyi. Onun icin uzulmeye degmez. Icmiyecem sarki dinlemiyecem tum hatiralari yok edecem ve yavas yavas silinecek...
Ama o ensonda ezikligi yapmiyacaktim. Beni birakma unutabilirz filan dedim lan bu nasil bi mallik? Niye dedim?? Allahtan kabul etmedi amk salagim ben evil imbecile...
Ben onunla tanisirken sevgilisi vardi. Birakip bana gelmisti ve bunu bana da yapacagini biliyordum. Ama bu defa farkliydi son 1 yilda iki kisi idare etmis. Beni birakmadan. Cocukla tuhf bi raslanti sonucu konusmaya basladik. Suan dertlesiyoruz whatsapp dan. Icimde suan nasil desem huzur gibi bisey var ama onu ozlemeye basladigimda kafayi yermiyim bilmiyorum.umarim suan unuturum hic olmamis gibi. Kendimi gordugum tum kizlarin ustune atacam cunku baska sekilde unutamiyorum.hep duyurular acardim bu kiza guvenmiyorum su su sebeplerden diye ama amklarim kizi rahat birak paranoya yapiyosun. SizIn gibi erkekler bik bik oterlerdi. Sizin amk...
Hatiralar keske unutabilsem, gelmeyin ulan aklima. O gulucuk gelmesin aklima o sac o goz o agiz gelmesin aklima. Seni seviyorum diyen o ses unutayim istiyorum. Kosmak istiyorum ama kipirdamak da istemiyorum. Hayat bu defa beni vurdu... Bu nasil bi his lan ?? Ne tuhaf bi histir bu?? Sanki ruyadayim. Yazacak cok sey var ama derman yok ellerim titriyor. Ama unutacam lan. Gucluyum ben sikeyim boyle seyi. Onun icin uzulmeye degmez. Icmiyecem sarki dinlemiyecem tum hatiralari yok edecem ve yavas yavas silinecek...
Ama o ensonda ezikligi yapmiyacaktim. Beni birakma unutabilirz filan dedim lan bu nasil bi mallik? Niye dedim?? Allahtan kabul etmedi amk salagim ben evil imbecile...
lanet olsun ki adam gibi ayrılmak ilişkiyi bitirmek bazı kızlara yaramıyor hatta kadın diyeyim 32 yaşında biri bu.benim yaşım 29. 4 aydır çıkıyoruz ve geçen hafta bir sürü yanlışını yakaladım ve o an bitirdim sildim attım heryerden o ise bunu kabullenemeyip iyice üzerime geldi aramalar mesajlar whatsapp mail heryerden saldırdı ben hiçbirine karşılık cevap vermedim nasılsa bıkar artık uğraşmaaz sonuçta bi de hatalı yani o da bitirir beni dedim ama gel gör ki 3 gün önce twitterdan mentionlar düşmeye başladı bana tanımadığım hesaptan. sonra girip bakınca o atan hesaba bu ayrıldığım ruh hastası sen kalk benim resimlerimi çal adıma hesap aç erkek adamı rencide edecek şeyler yaz ve cep numaramı da yazmış beyinsiz artı pornografik resimler de paylaşmış... o an bunlara bakarken kan sıçradı beynime kendisi almanyada yaşıyor burda olsa kapısındaydım çoktan ya da başka şekilde cevap verirdim ona...napıcağımı şaşırdım en iyisi soğuk kanlı olup alttan alıp konusayım dedim başladım yazmaya sen dedim hem başkalarıyla konuş hem de beni elinde tut oldu dedim amk aynısını ben yapsam naparsın dedim? verdiği cevaba bakın: " sen uyduruyosun abartıyosun öyle bişe yok sen bana iftira attın ben de şimdi senin ağzına yüzüne etmezsem dedi eğer erkeksen sen de bana aynısını yaparsın açarsın hesap dedi hadi yiyosa yap dedi ve ben de düşündüm sonuçta yuzde yuz hatalı olan yanlışı olan birini bitirmişim sonuçta ne diye onunla uğraşayım ki kendisinin bir sürü mahremi mevcut bende ve benim sadece sosyal medyada olan resimlerim var kendisinde..kendimce bununla uğrasarak elime bişe geçmeyeceğinin farkındayım ama o kafasına koymus o hesap açık kalacak sen rezil olcaksın diyor artııı benim twitterda ark listemin de resmini çekmiş hepsini teker teker eklicem diyor bu fake hesaptan.
şimdi bakın arkadaşlar burda bişeyleri abartarak yazmanın peşinde değilim yemin ederim ki benim en ufak bi yanlışım olmadı bu kadına ama onu yaptıklarını tesaduf eseri yakaladım başkalarıyla bildiğiniz ulu orta fingirdeşmeler var o yazıları okurken boğazım düğümlendi amk.. inanın abarttığım bişe yok kısa bir örnek veriyim siz düşünün benim doğum gunum hazirandaydı ve bu kadınla en son mayısta görüşmüştük doğum günümün olacağı hafta bana telefonlarda ağlıyodu bu çok özledim diye sana hediyeler aldım gelicem işte diyodu 4 gün kalcaktı aşkım başbaşa olalım 4 gün boyunca sadece sen ve ben arklarına da gerek yok vs. diyen bir kadınn tam bunları benimle konustugu gunlerde saatlerde instagramdan tanıştığı 2 günlük keko birinin resmine yazdığı yorum:
" 3 gün sonra istanbuldayım sana bi kahve sözüm olsun bakalım gerçekte de dediklerin kadar iyi misin yeni bişeyin başlangıcı olabilir miyiz acaba? "
bunu yazaan bizim karı amk :))) ve bunun hesabını sorduğum da sen de abartıyosun ya arkadaşça bişe bu diyip offff poffff yaaa diyip konuyu kapatan rezil biri... bu yeterli zaten bitirmem için ama inanın bunun gibi en az 10 erkekle konusması var. sadece instagram değil bunun facebook kapalı olduğunu biliyodum işte bu instagramdan sonra faceini buldum onun salağın konuşmaları açık herkes görebiliyor ve o konustugu sahısların face profil resimlerine bile girdim baktım hep aynı bu salak karı aynı rezilliğini oralarda da sürdürmüş :) ben face ve instagram kullanmıyorum sadece twitter ve foursquare.
ya açıkca dedim en son özgürsün istediğini yapabilirsin çünkü ben yokum artık git dedim ya geçen hafta işte bunları yakaladğımda yok diyor ben seninim sen de benim.. ulan kafayı yicem arkadaş herşeyi geçtim hadi beni rezil etmesini de geçtim ama ailemi düşünüyorum ya bi ticaret hayatları var tanınmış insanlar sektörde ben de öyleyim bir sürü müşterim var arkım var yakınımız eşimiz dostumuz çok ve aynı zamanda çekemeyen de çok bizim avukatlarla konustum bu kapatılır ona ceza da verdirebiliriz ama kafayı iyice takar başka birine başka bir yerden hesap açtırır dedi...
şimdi yadırgayabilirsiniz istanbulda gece hayatı olsun belli başlı mekanlar olsun az çok bilinirim hem eğlenirim hem de eğlendiririm ben de afedersiniz piçlik serserilikler yaptım nedir ne değildir az çok biliyoruz ama bunun yaptığı tam şerefsizlik hem haksız hem de beni rezil etmenin peşinde yani onu yuzunden ben niye hesaplarımı kapatıyım hadi kapattım diyelim o kendi açtığı hesaptan devam edicek yazıcak çizicek.. hay amk açık açık tehdit ediyor benle birlikte olmazsan bitirirsen aileni de işin içine katarım diyen adi şerefsiz o....nun teki bu. ya kaç defa güzel güzel de konustum kufur de ettim notr bile oldum yok abi nuh dedi peygamber demedi o hesabı açık tuttu.
şu anki durumumuzu soracak olursanız o yazıyor bana canım bitanem aşkım diyor ben de dümenden hehehe diyorum ve o hesap hala açık ama resim ve yazılar yok takipler de sıfır... yarın öbür gün yine bitirsem yine doldurcak o hesabı....haftaya buraya gelecek ben napıyım bu beladan nasıl kurtulayım ? bir sürü şey var aklımda ama diyorum ki yok abi yine o hesabı açık tutar diyorum..öyle bişe yapmalıyım ki içinden silsin beni çıkarsın istemesin ama beni de üzücek onurumla oynayacak şeyler yapmasın.
nerden bulaştım buna lanet olsun hayattan soğudum çevremde o kadar güzel insanlar var ki hem ilişki yaşayabileceğim hem de arkadasca görüşebileceğim kim varsa hepsinden soğudum herkese de anlatamıyorum lanet olsun yaa tek isteğim defolsun hayatımdan.
Dostlarım özür dilerim baya doluyum sizinle paylaşmak istedim okuyan cevaplayan herkese teşekkür ederim saygılar hürmetler... özelden de yazabilirsiniz..
şimdi bakın arkadaşlar burda bişeyleri abartarak yazmanın peşinde değilim yemin ederim ki benim en ufak bi yanlışım olmadı bu kadına ama onu yaptıklarını tesaduf eseri yakaladım başkalarıyla bildiğiniz ulu orta fingirdeşmeler var o yazıları okurken boğazım düğümlendi amk.. inanın abarttığım bişe yok kısa bir örnek veriyim siz düşünün benim doğum gunum hazirandaydı ve bu kadınla en son mayısta görüşmüştük doğum günümün olacağı hafta bana telefonlarda ağlıyodu bu çok özledim diye sana hediyeler aldım gelicem işte diyodu 4 gün kalcaktı aşkım başbaşa olalım 4 gün boyunca sadece sen ve ben arklarına da gerek yok vs. diyen bir kadınn tam bunları benimle konustugu gunlerde saatlerde instagramdan tanıştığı 2 günlük keko birinin resmine yazdığı yorum:
" 3 gün sonra istanbuldayım sana bi kahve sözüm olsun bakalım gerçekte de dediklerin kadar iyi misin yeni bişeyin başlangıcı olabilir miyiz acaba? "
bunu yazaan bizim karı amk :))) ve bunun hesabını sorduğum da sen de abartıyosun ya arkadaşça bişe bu diyip offff poffff yaaa diyip konuyu kapatan rezil biri... bu yeterli zaten bitirmem için ama inanın bunun gibi en az 10 erkekle konusması var. sadece instagram değil bunun facebook kapalı olduğunu biliyodum işte bu instagramdan sonra faceini buldum onun salağın konuşmaları açık herkes görebiliyor ve o konustugu sahısların face profil resimlerine bile girdim baktım hep aynı bu salak karı aynı rezilliğini oralarda da sürdürmüş :) ben face ve instagram kullanmıyorum sadece twitter ve foursquare.
ya açıkca dedim en son özgürsün istediğini yapabilirsin çünkü ben yokum artık git dedim ya geçen hafta işte bunları yakaladğımda yok diyor ben seninim sen de benim.. ulan kafayı yicem arkadaş herşeyi geçtim hadi beni rezil etmesini de geçtim ama ailemi düşünüyorum ya bi ticaret hayatları var tanınmış insanlar sektörde ben de öyleyim bir sürü müşterim var arkım var yakınımız eşimiz dostumuz çok ve aynı zamanda çekemeyen de çok bizim avukatlarla konustum bu kapatılır ona ceza da verdirebiliriz ama kafayı iyice takar başka birine başka bir yerden hesap açtırır dedi...
şimdi yadırgayabilirsiniz istanbulda gece hayatı olsun belli başlı mekanlar olsun az çok bilinirim hem eğlenirim hem de eğlendiririm ben de afedersiniz piçlik serserilikler yaptım nedir ne değildir az çok biliyoruz ama bunun yaptığı tam şerefsizlik hem haksız hem de beni rezil etmenin peşinde yani onu yuzunden ben niye hesaplarımı kapatıyım hadi kapattım diyelim o kendi açtığı hesaptan devam edicek yazıcak çizicek.. hay amk açık açık tehdit ediyor benle birlikte olmazsan bitirirsen aileni de işin içine katarım diyen adi şerefsiz o....nun teki bu. ya kaç defa güzel güzel de konustum kufur de ettim notr bile oldum yok abi nuh dedi peygamber demedi o hesabı açık tuttu.
şu anki durumumuzu soracak olursanız o yazıyor bana canım bitanem aşkım diyor ben de dümenden hehehe diyorum ve o hesap hala açık ama resim ve yazılar yok takipler de sıfır... yarın öbür gün yine bitirsem yine doldurcak o hesabı....haftaya buraya gelecek ben napıyım bu beladan nasıl kurtulayım ? bir sürü şey var aklımda ama diyorum ki yok abi yine o hesabı açık tutar diyorum..öyle bişe yapmalıyım ki içinden silsin beni çıkarsın istemesin ama beni de üzücek onurumla oynayacak şeyler yapmasın.
nerden bulaştım buna lanet olsun hayattan soğudum çevremde o kadar güzel insanlar var ki hem ilişki yaşayabileceğim hem de arkadasca görüşebileceğim kim varsa hepsinden soğudum herkese de anlatamıyorum lanet olsun yaa tek isteğim defolsun hayatımdan.
Dostlarım özür dilerim baya doluyum sizinle paylaşmak istedim okuyan cevaplayan herkese teşekkür ederim saygılar hürmetler... özelden de yazabilirsiniz..
Merhaba gönül dostları:) bu konu 500 kez danışılmış olabilir. Ama ekşi duyurunun hoşgörüsüne sığınıyoruz.
Yolda belde, serviste otobüste görüyoruz Yaradanın şaheseri güzeller. Bakıyoruz gözünün içine sonra İstanbul karadeliğinde kaybolup gidiyor bazen.
Ya da serviste görüyorsunuz periyodik olarak. Nedir ne değildir soramıyorsunuz yine ortam olmadığı için. Bir de aynı servisteki aynı kişiler ne der diye çekiniliyor.
Sorun şu ki, bu beğenilen kimselerden birine nasıl açılınır nasıl bir iletişim başlatılır?
Yolda belde, serviste otobüste görüyoruz Yaradanın şaheseri güzeller. Bakıyoruz gözünün içine sonra İstanbul karadeliğinde kaybolup gidiyor bazen.
Ya da serviste görüyorsunuz periyodik olarak. Nedir ne değildir soramıyorsunuz yine ortam olmadığı için. Bir de aynı servisteki aynı kişiler ne der diye çekiniliyor.
Sorun şu ki, bu beğenilen kimselerden birine nasıl açılınır nasıl bir iletişim başlatılır?
ben 1-2 dedin mi uyuyan biriyimdir ama dikkat ettim. Sevgilim benden sonra 4.30 lara kadar hic cevrimdisi bile olmadan online ben hep buna baski yapardim erken uyu diye, uyuyamam derdi. Insan ister istemez sorguluyo kim icin her gun bu saatlere kadar uyumuyosun? Kontrol edemiyecegim bi yerde, sorunca uykum yok ondan burdayim dedi. Sonra kizdigimi sanip uyudu. Haksiz miyim boyle dusunmekle? Bi kac gun oncede ayni konuda tartismistik. Robot degilim cevabini vermisti. Baska birisi varsa ayrilalim demistim. Ben sana kotu bisey yapmadim deyip. Baristik filan. Sizde de aynisi olsa ne tepki verirdiniz?
Gordugunuz gibi hic reddetmedi biri oldugunu.
Kiz istedigini yaparci feministler yorum yapmazsa sevinirim, onlara patlamiyayim.
Gordugunuz gibi hic reddetmedi biri oldugunu.
Kiz istedigini yaparci feministler yorum yapmazsa sevinirim, onlara patlamiyayim.
23 yaş erkek, 28 yaş kadın ilişkisi olur mu dersiniz?
( dış görünüşler olarak; erkek 2 yaş büyük gösteriyor)
( dış görünüşler olarak; erkek 2 yaş büyük gösteriyor)
Selamlar,
Çok basit anlatmaya çalışacağım.
Mayıs ayında bir kızla tanıştım, kız gerçekten aranan 10 numeronun tam anlamıyla karşılığıydı. Eğlendiğimiz, sevdiğimiz her bir şey aynıydı işte. Çok hızlı geliştik, önce o bana yazdı. Benim o dönem bitme eşiğinde bir ilişkim vardı. Açıkça söyledim, bu şartlar altında biriyle birlikte olamam diye. O esnada eski sevgilisi başka bi kızla takılmaya başladı. İyice çöktü kız. Gecenin bir yarısında arkadaş ayağına hiç bulaşmadan, baya hocası gibi gittim toparladım, ders verdim kıza. Zira hayatla bağlarını koparmaya kalkılmıştı. Sonra bir daha öyle görmedim kendisini. Kısa süre sonra direniş başladı, kimse merak etmezken ve telefonlar da çekmezken beni sabahlara kadar elinde telefonla beklemeye başladı. (Bu kısa sürede benim hazırda olan ilişkim yıkıldı zaten) Kendimi toparlayıp, asıl kıza yürümeye başlamışken eski sevgilisi çıktı, pat diye evlenme teklif etti. Bu da kabul etti.
Sonra ben kaçtım bundan, evli bir kadınla görüşmek istemem dedim daha ilk günden. Tüm atarım 1,5 gün sonunda attığı mesajla bitti. Çok büyük bir şey demedi, sadece “seni kendinden bir daha mahrum etme” dedi. “Evlenme” dedim. “Aşığım” dedi. Zaten 2 aydır periyodik olarak sürüyor bu aşığım tripleri. Neden tripleri diyorum? Çünkü benim tüm bunalımım birkaç hafta sürdü. Geçen ay, artık aileler tanışması, kız istemesi falan derken “sikerler” diyerekten kızdan açık/net vazgeçtim. Yine de muhabbeti iyiydi. Vazgeçtiğim zamanlarda eski iş arkadaşımla takılmaya başladık. Ortak bir gelecek hayali kurmaya başladık ki aynı çatı altındayken ikimizin de ilişkisi vardı. Ondan dolayı “iyi kız/iyi çocuk” haricinde bir sıfatla tanımlamamıştık birbirimizi. Her neyse, bunu gördüğünden beri evlenecek hatun çıldırıyor. Çıldırdıkça da atar/gider yapıyor, akşam “ben senin başkasıyla mutluluğunu görmeye tahammül edemiyorum” diyor, sabahına müstakbel eşine sevgi kelimeleri aşk böcekleri falan yolluyor.
Şimdi çıkarımım şunlar,
*Hatun evet bana aşık değil, beni çok özlediğini düzenli olarak söylese de bana yar olmayacak.
*Hatun bir başkasıyla olmamı istemiyor, sebebi şahsi bencilliği olabilir. Mümkündür.
*Hatun kararından pişman olabilir, ama olsaydı herhalde ne olursa olsun koşmazdı nikah masasına doğru. Ailelere ayıp olmasın diye evlenmez herhalde.
*Benimle her konuşmasında “müstakbel eşine aşık olduğunu zaten kafama vura vura anlattın, hala neyin peşindesin” diyorum, “haklısın” cevabının alternatifini vermiyor.
Şimdi bunlar gelecek ay evlenicek, gözü sürekli üzerimde bunun farkındayım. İki insan arasında nasıl küçük işaretleşmeler varsa, bizim de aramızda vardı. Hala bunları kullanıyor ve biliyorum ki aramızda olan şeyleri alışkanlık olarak günlük hayatına sokmadı.
dönmesinin tek şartı olarak “rızanla ayrıl, unut onu, ikimiz de uygun olursak başlayalım” ama buna da yanaşmadı. Yanaşmadı derken, baya “kapandı bizim sayfamız” diyor. E sonra bir sürü tripler…
Sorum şu; nedir, ne yapmaya çalışıyor? Evlenirse kabaca nasıl bir evliliği olacak bu insanın? Normal koşullarda imzaya bir ay kala kimse başkasına bakamaz herhalde? Değil mi?
Şimdiden teşekkürler, tikler gelecek :)
son bi ek özellikle kadınlara; nasıl eski sevgilinin evlenme teklifini pat diye kabul ediyorsunuz aşık da olsanız? e hani sabahlara kadar beraber olduğunuz biri vardı ya? hem eski sevgiliniz başkasıyla görüşüyodu falan?
Çok basit anlatmaya çalışacağım.
Mayıs ayında bir kızla tanıştım, kız gerçekten aranan 10 numeronun tam anlamıyla karşılığıydı. Eğlendiğimiz, sevdiğimiz her bir şey aynıydı işte. Çok hızlı geliştik, önce o bana yazdı. Benim o dönem bitme eşiğinde bir ilişkim vardı. Açıkça söyledim, bu şartlar altında biriyle birlikte olamam diye. O esnada eski sevgilisi başka bi kızla takılmaya başladı. İyice çöktü kız. Gecenin bir yarısında arkadaş ayağına hiç bulaşmadan, baya hocası gibi gittim toparladım, ders verdim kıza. Zira hayatla bağlarını koparmaya kalkılmıştı. Sonra bir daha öyle görmedim kendisini. Kısa süre sonra direniş başladı, kimse merak etmezken ve telefonlar da çekmezken beni sabahlara kadar elinde telefonla beklemeye başladı. (Bu kısa sürede benim hazırda olan ilişkim yıkıldı zaten) Kendimi toparlayıp, asıl kıza yürümeye başlamışken eski sevgilisi çıktı, pat diye evlenme teklif etti. Bu da kabul etti.
Sonra ben kaçtım bundan, evli bir kadınla görüşmek istemem dedim daha ilk günden. Tüm atarım 1,5 gün sonunda attığı mesajla bitti. Çok büyük bir şey demedi, sadece “seni kendinden bir daha mahrum etme” dedi. “Evlenme” dedim. “Aşığım” dedi. Zaten 2 aydır periyodik olarak sürüyor bu aşığım tripleri. Neden tripleri diyorum? Çünkü benim tüm bunalımım birkaç hafta sürdü. Geçen ay, artık aileler tanışması, kız istemesi falan derken “sikerler” diyerekten kızdan açık/net vazgeçtim. Yine de muhabbeti iyiydi. Vazgeçtiğim zamanlarda eski iş arkadaşımla takılmaya başladık. Ortak bir gelecek hayali kurmaya başladık ki aynı çatı altındayken ikimizin de ilişkisi vardı. Ondan dolayı “iyi kız/iyi çocuk” haricinde bir sıfatla tanımlamamıştık birbirimizi. Her neyse, bunu gördüğünden beri evlenecek hatun çıldırıyor. Çıldırdıkça da atar/gider yapıyor, akşam “ben senin başkasıyla mutluluğunu görmeye tahammül edemiyorum” diyor, sabahına müstakbel eşine sevgi kelimeleri aşk böcekleri falan yolluyor.
Şimdi çıkarımım şunlar,
*Hatun evet bana aşık değil, beni çok özlediğini düzenli olarak söylese de bana yar olmayacak.
*Hatun bir başkasıyla olmamı istemiyor, sebebi şahsi bencilliği olabilir. Mümkündür.
*Hatun kararından pişman olabilir, ama olsaydı herhalde ne olursa olsun koşmazdı nikah masasına doğru. Ailelere ayıp olmasın diye evlenmez herhalde.
*Benimle her konuşmasında “müstakbel eşine aşık olduğunu zaten kafama vura vura anlattın, hala neyin peşindesin” diyorum, “haklısın” cevabının alternatifini vermiyor.
Şimdi bunlar gelecek ay evlenicek, gözü sürekli üzerimde bunun farkındayım. İki insan arasında nasıl küçük işaretleşmeler varsa, bizim de aramızda vardı. Hala bunları kullanıyor ve biliyorum ki aramızda olan şeyleri alışkanlık olarak günlük hayatına sokmadı.
dönmesinin tek şartı olarak “rızanla ayrıl, unut onu, ikimiz de uygun olursak başlayalım” ama buna da yanaşmadı. Yanaşmadı derken, baya “kapandı bizim sayfamız” diyor. E sonra bir sürü tripler…
Sorum şu; nedir, ne yapmaya çalışıyor? Evlenirse kabaca nasıl bir evliliği olacak bu insanın? Normal koşullarda imzaya bir ay kala kimse başkasına bakamaz herhalde? Değil mi?
Şimdiden teşekkürler, tikler gelecek :)
son bi ek özellikle kadınlara; nasıl eski sevgilinin evlenme teklifini pat diye kabul ediyorsunuz aşık da olsanız? e hani sabahlara kadar beraber olduğunuz biri vardı ya? hem eski sevgiliniz başkasıyla görüşüyodu falan?
sorusu silinmiş. cevap yazmak için kasmıştım o kadar.
neyse bi daha soruyoruz işte. aykırı ve muzip cevaplara ekstra puan.
not: cinsiyetiniz belirtirseniz cevapları okuyanlar sevinebilir.
neyse bi daha soruyoruz işte. aykırı ve muzip cevaplara ekstra puan.
not: cinsiyetiniz belirtirseniz cevapları okuyanlar sevinebilir.
dile kolay nerdeyse 4 yil olacak bi iliskiydi yani ergenligimizin ortasindan universiteye kadar surdu. 20 yasina geldik tuhaf donemleri beraber gecirdik. O kadar ani suan hep aklimdan geciyor. Yine ben kasindim tabiki. Ne yapayim kiskaniyorum ve en ufak suphede bitirmek istiyorum eger en ufak bi aldatilma v.s yasarsam bunun etkisi bana cook kotu olur. Boyle tuhaf bi yontemle korunuyorum. Gozlerim doluyor ama agliyamam hic yapamadim belki rahatlarim dedigim gibi hic yapamadim.. En kotusude bosluk hissi sanki hayatin bi anda boslukla doluyor bazilari hemen baska kizlara filan sarar bu boslugu doldurmak icin. Bazilari ickiye sarar. Ben ne yaparim bilmiyorum. Zaman en iyi ilactir biliyorum ama acisiz gecmiyecek. Disaridan bakanlar hep bana duygusuz der ama ben sevgimi gosteremem icimde yasarim. Simdi ne yapicam bilmiyorum sirf biraz zaman gecsin diye burda sacmaliyorum. Anlam butunlugu olmayacak gibi. Zaten kotu yazarim anlasilmasi guc. Ama bunu hissettmesi de guc belki dayanmasi da hicbir zaman intihar filan dusunmedim daha cok sabah erkenden kalkip derin bi nefes cekip dunya donuyor derim. Arabeskden nefret ederim dinleyemem.. Iste oyle.
Gecenin müdavim insanları,hatun kişinin doğum günü bugün bende ilk kutlayan ben olmayayım diye erkenden uyudum uyumasam kesin atarım diye gel gör ki 23.30 zil çaldı uyandım sonra uyuyamadım falan mesaj attım dayanamayıp 00.01 de herhalde ilk kutlayan olmuşumdur.Sonuç hatun dönmedi hadi sms yok facebook'dan dön oda yok mesajı atarak yanlış mı yaptım ?
hayatımın en saçma şeyini yaptım. beni reddedeceğini bile bile (zaten bütün sinyalleri olumsuzdu) sırf dürüst olayım, ne hissediyorsam söyleyim diyerekten kişiliğini çok sevdiğim değerli bir kız arkadaşıma açıldım. sonuçta yaklaşık 45 dk boyunca gayet seviyeli, gayet güzel bir biçimde muhabbet ettik. son derece anlayışlıydı ve reddedilsem bile bana sandığım kadar koymamıştı. arkadaş kalabileceğimizi sanmıştım. ama o geceyi müteakiben 2 gün boyunca aynı ortamlarda bulunduğumuz, haddinden fazla zaman geçirdiğimiz için epey rahatsız oldu ve banim üstelediğimi, kararına riayet etmediğimi düşündü. ve üstüne üstlük onun yakın kız arkadaş çevresiyle konuştuğum için onu çekiştirdiğimi veya ağız aradığımı sandı. (halbuki onlar sadece teselli etmeye, hayat güzel, boşver demeye çalışıyorlardı. söylesem de pek inandıramadım.) şimdi 2 aydır hiç konuşmuyoruz. onu arayacak yüzüm de yok. aslında reddedildikten sonra o kadar güzel sohbet etmiştik ki, inanamadım. böyle davranacağını bilseydim yaklaşmazdım bile. sadece arkadaş ortamında fazla zaman geçirdik diye beni sülük gibi görmesi çok koydu. tahsil için eylül ortasında yurt dışına çıkıyorum. çıkmadan önce arkadaşlar arasında bir veda yemeğine davet edeceğim onu. ama o zamana değin arar sorarsam üstelediğimi sanar ve aramız daha da açılır diye cesaret edemiyorum bile. ve gerçekten kişiliğini çok beğendiğim, her şeyiyle muazzam bir insan. onu kaybetmek istemiyorum. sizce zaman bu sorunu çözer mi? yıllar sonra konuşabilecek, muhabbet edebilecek durumumuz olur mu? tek istediğim gerginlik olmasın, arkadaş da olabiliriz. hatta onu kaybedeceğimi bilseydim hiç açılmazdım bile. ben hayatımda herkesle şöyle ya da böyle iyi geçinmeyi, hatırlı olmayı, değer verdiklerime dürüst olmayı mefkure belledim. şimdi onu bok uğruna kaybetmek koyuyor. ne yapmalıyım, yiyecem kafayı galiba?
Süper bir şey değil mi. Çevremde ne gideceğim kimse var ne de bana gelecek kimse var. Sanki benim haricimde herkes bayram kutluyormuş gibi geliyor.
şimdi yalnızlık çeken bir erkeğin pişt diyen her kadına aşık olabilitesi vardır. kendinden biliyorum.
asıl sorum şu ya uzatmaya gerek yok. kadınlar sanal mecrada yalnızlıklarını gidermeyi kafalarından hiç geçirmiyorlar mı?
yani bu eksiduyuru'da bile artık mutlu olmak istiyorum diyen bir sürü kadın kişisi gördüm. erkekte gördüm. erkek yazıyor ama o mutluluk arayan kadınlar kaçıyor. erkek belkide o kadınla mutlu olmaya razıyken, kadınlarda neden böyle bir şey yok? ne istiyorsunuz yani? illa reel mi olcak? illa en iyisi mi olcak? mutluluk kapıyı çalıp ben geldim diyecek mi sanıyorsunuz nedir?
elinin altında internet var büyük nimet bence. şu duyuru bir sürü erkeğin hislerine tercüman bence.
asıl sorum şu ya uzatmaya gerek yok. kadınlar sanal mecrada yalnızlıklarını gidermeyi kafalarından hiç geçirmiyorlar mı?
yani bu eksiduyuru'da bile artık mutlu olmak istiyorum diyen bir sürü kadın kişisi gördüm. erkekte gördüm. erkek yazıyor ama o mutluluk arayan kadınlar kaçıyor. erkek belkide o kadınla mutlu olmaya razıyken, kadınlarda neden böyle bir şey yok? ne istiyorsunuz yani? illa reel mi olcak? illa en iyisi mi olcak? mutluluk kapıyı çalıp ben geldim diyecek mi sanıyorsunuz nedir?
elinin altında internet var büyük nimet bence. şu duyuru bir sürü erkeğin hislerine tercüman bence.
Sevgilimle iki yıl önce tanıştık. Bir yıl önce evlenmeye karar verdik, birkaç ay sonra bir aksilik çıkmazsa evlenmiş olacağız.
Her şeyi açık açık yazacağım, bu sebeple lütfen yargılamayın.
İlişkimizin başlarında ailelerimiz işin içinde yoktu ve belli bir dengemiz vardı. Tanıştığımızda kendimi sevgilimden üstün gördüğüm oluyordu; kendimce ona göre daha kültürlü, daha akıllı, oturaklıydım. Onun da benden daha iyi, başarılı olduğu alanlar vardı. Sonra ısrarlarıyla ailelerimiz tanıştı, birbirlerini sevdiler. Fakat şöyle bir durum açığa çıktı; benim ailem damat adayına çok fazla bağlandı.
Erkek arkadaşımın ailesi maddi açıdan fazlasıyla iyi ve aile olarak da tanınan kişiler. Ailem de maddi olarak onlardan aşağı bir konumda olmadığı halde aynı aile kültürüne sahip değiliz, bu benim ailemi çok etkiledi. Başıma talih kuşu konmuş gibi davranmaya, sevgilim benim başıma gelebilecek en güzel şey, kimseye kısmet olmayacak bir adaymış gibi yansıtmaya ve davranmaya başladılar. Sevgilimle aramda geçen her ufacık tartışmada beni aptallıkla suçlayıp ses çıkarmamam gerektiğini, daha ne isteyeceğimi söyler oldular. Bunun tek sebebi de aile ve maddi durumu ne yazık ki. Yaklaşık bir yıldır bu devam ediyor.
Kendimi çok değersiz ve aptal hissetmeye başladım. Statü olarak onlardan aşağıda görüyorum. Aileme bu tavırlarının yanlış olduğunu söylüyorum fakat anlamıyorlar. Üstelik ben kesin evleneceğiz gözü ile bakmıyordum. Şimdi kapana kısılmış gibiyim. Ayrılma durumunda bütün aile bireylerinin üzerime üşüşeceğini ve suçlayacağını biliyorum.
Çok yoruldum. Sevgilimi seviyorum fakat tercihimi bilmiyorum. Bu işin içinden nasıl çıkmalıyım?
Her şeyi açık açık yazacağım, bu sebeple lütfen yargılamayın.
İlişkimizin başlarında ailelerimiz işin içinde yoktu ve belli bir dengemiz vardı. Tanıştığımızda kendimi sevgilimden üstün gördüğüm oluyordu; kendimce ona göre daha kültürlü, daha akıllı, oturaklıydım. Onun da benden daha iyi, başarılı olduğu alanlar vardı. Sonra ısrarlarıyla ailelerimiz tanıştı, birbirlerini sevdiler. Fakat şöyle bir durum açığa çıktı; benim ailem damat adayına çok fazla bağlandı.
Erkek arkadaşımın ailesi maddi açıdan fazlasıyla iyi ve aile olarak da tanınan kişiler. Ailem de maddi olarak onlardan aşağı bir konumda olmadığı halde aynı aile kültürüne sahip değiliz, bu benim ailemi çok etkiledi. Başıma talih kuşu konmuş gibi davranmaya, sevgilim benim başıma gelebilecek en güzel şey, kimseye kısmet olmayacak bir adaymış gibi yansıtmaya ve davranmaya başladılar. Sevgilimle aramda geçen her ufacık tartışmada beni aptallıkla suçlayıp ses çıkarmamam gerektiğini, daha ne isteyeceğimi söyler oldular. Bunun tek sebebi de aile ve maddi durumu ne yazık ki. Yaklaşık bir yıldır bu devam ediyor.
Kendimi çok değersiz ve aptal hissetmeye başladım. Statü olarak onlardan aşağıda görüyorum. Aileme bu tavırlarının yanlış olduğunu söylüyorum fakat anlamıyorlar. Üstelik ben kesin evleneceğiz gözü ile bakmıyordum. Şimdi kapana kısılmış gibiyim. Ayrılma durumunda bütün aile bireylerinin üzerime üşüşeceğini ve suçlayacağını biliyorum.
Çok yoruldum. Sevgilimi seviyorum fakat tercihimi bilmiyorum. Bu işin içinden nasıl çıkmalıyım?
vakti zamanında birine(x diyelim) onu sevdiğimi söyledim. reddetti.ama arada görüşmeye devam ettik. bi süre sonra ben bir daha olur mu gibilerinden konuştum yine reddetti. ama yine görüşmeye devam ettik arada.
gel zaman git zaman benim başka bi sevgilim oldu. bu x facebook'ta ilişki durumumu görünce bana uzuuun bi mesaj attı. sen benim kardeşimin arkadaşısın, arkadaşımın da kardeşisin.(ablamın okuldan arkadaşı kendisi)ötesi yok. mutluluklar vs. yazmıştı. sonra beni silip engelledi. ben de neden engelledin diye sordum cevap vermedi.
ilişkim de uzun sürmedi zaten.
yaklaşık bir sene sonra da babamın iş için başka şehire gittiğini annemle yalnız kaldığımızı öğrenmiş. beni geri ekleyip mesaj attı. bi ihtiyacımız olursa çekinme diye. bundan sonra yine görüşmeye başladık arada.
nasıl bi kafa ki bu?
gel zaman git zaman benim başka bi sevgilim oldu. bu x facebook'ta ilişki durumumu görünce bana uzuuun bi mesaj attı. sen benim kardeşimin arkadaşısın, arkadaşımın da kardeşisin.(ablamın okuldan arkadaşı kendisi)ötesi yok. mutluluklar vs. yazmıştı. sonra beni silip engelledi. ben de neden engelledin diye sordum cevap vermedi.
ilişkim de uzun sürmedi zaten.
yaklaşık bir sene sonra da babamın iş için başka şehire gittiğini annemle yalnız kaldığımızı öğrenmiş. beni geri ekleyip mesaj attı. bi ihtiyacımız olursa çekinme diye. bundan sonra yine görüşmeye başladık arada.
nasıl bi kafa ki bu?
ulen ben siklemez adamdim ama mesela kusuyoruz bi anda sonra ara sira bakiyorum girmis mi diye filan ve fark ettigim biseyde, mesela mesajlasirken 10 dk da bir yaziyoasa kustukten sonra 2 dk da bir giriyor hatun kisisi. Cok mu ergence davraniyorum lan?
hiç hazzetmem bu sorulardan. ayda yılda bir benim de sorasım geliyor işte. yazım hataları ve anlaşılmaz yerleri varsa affola.
olay şöyle bişey (biraz uzun gibi olabilir, kısaltmaya çalıştım sekansları):
ben birinden hoşlanıyorum işte (insanlar insanlardan hoşlanıyormuş arada)
bi şekilde tanışmıştık. sonra ben feys'ten buldum bunu (stalker gibi mi derseniz artık ne derseniz) ve mesaj attım. ama eklemedim.
bikaç gün cevap gelmedi. ilgisini çeken bir konuyla ilgili mesaj attım. ondan da cevap gelmedi. sonra dayanamadım ekledim.
ekledikten sonra cevap geldi o mesaj attığım konuyla ilgili. (daha önce yazmamasının sebebi benim feysbuk ayarlarımdan olabilir mi acaba bilemedim) üç beş mesajlaştık. sonra tıkandı bitti orda.
sonra bikaç gün geçti yine. ben bununla yine sohbet açmaya çalıştım. görüşelim falan da dedim. sonra pek sallıyormuş gibi gözükmedi.
geçti bikaç gün yine. beni bir partiye davet etti. gelebilirim belki dedim, gelirim diye atlamadım hemen.
gelirsin sevinirim dedi. neyse o gün işten erken de çıktım biraz ve gitmeye karar verdim.
gittim işte, arkadaş grubu falan da vardı. sonra kalktı yanıma geldi, ayaküstü laflaştık. sonra tekrar grubun yanına oturduk. o benim yanımda oturmadığı için gruptakilerle sohbete daldım daha çok. (merak ettiyseniz, arkadaş grubu japonlardan oluşuyordu daha çok)
o benden daha çok içmişti gittiğimiz ortamda. neyse ben sohbet ederken ortam iyice kalabalıklaştı. sonra bu gitti gözükmedi baya. ben de içtim falan, saçmasapan sohbet ettim işte insanlarla. bu arada geldi, biraz konuşu gitti.
zaman ilerledi. meğersem mekanın dışarı tarafında takılıyormuş bu. sonra bunun başka kız arkadaşları vardı. onlarla daha çok konuşmaya başladım. beni dışarı çağırdılar.
hoşlandığım kişinin yanına git dediler falan. (ama hoşlandığımı bilmiyorlar). gittiğimde başka biriyle baya yakın olduğunu gördüm. sonra bozuldum orda ama bozuntuya vermedim. diğer arkadaşlarıyla konuşmaya devam ettim.
sonra mekandan ayrılma vaktim geldi işte. daha fazla takılmak istemedim. ayrılırken sıkıca sarıldı bana.
ertesi gün (bugün oluyor) feys'ten mesaj attım. parti çok güzeldi, eğlendim vs. bişey yazdım işte. daha çok zaman geçirseydik daha iyi olurdu dedim. sonra kusra bakma biraz içkiliydim ve birinden ayrılıyordum dedi. (mekanda yakın olduğu kişiyi kastetti sanırım.) (insan ayrılırken o kadar yakınlaşır mı birine anlamadım ki..)
ben duyduğuma üzüldüm dedim ve deşmedim olayı ve daha çok orda eğlendiğimi vurguladım. sonra muhabbet bitti orda.
işte böyle ne idüğü belirsiz bitti. görüşmek istiyorum tekrar ama şimdi yeni ayrıldı birinden. sıkmak da istemiyorum. "kovaladıkça kaçan ateş böceğine" de dönsün istemiyorum. onun ne istediğini de bilmiyorum.
ne istiyorum ben? o ne istiyor? ne yapim sizce?
edit:
atladığım yerler olmuş.
bana yeterince mesaj yazmamasının sebebi, mezun oluyor olması ve projeleri boğulmuş olmasıydı. yani öyle söyledi.
tel numarasını hiç almadım. o yüzden feys'ten dönüyor herşey. partiye de, feys'ten "event" açmıştı, öyle davet etti. mekandayken telefonunu vereceğini söyledi ama çok sıkışmıştı ve tuvalete gidiyordu. ben de tuvaletten çıkınca ver dedim. sonra ikimiz de unuttuk...
olay şöyle bişey (biraz uzun gibi olabilir, kısaltmaya çalıştım sekansları):
ben birinden hoşlanıyorum işte (insanlar insanlardan hoşlanıyormuş arada)
bi şekilde tanışmıştık. sonra ben feys'ten buldum bunu (stalker gibi mi derseniz artık ne derseniz) ve mesaj attım. ama eklemedim.
bikaç gün cevap gelmedi. ilgisini çeken bir konuyla ilgili mesaj attım. ondan da cevap gelmedi. sonra dayanamadım ekledim.
ekledikten sonra cevap geldi o mesaj attığım konuyla ilgili. (daha önce yazmamasının sebebi benim feysbuk ayarlarımdan olabilir mi acaba bilemedim) üç beş mesajlaştık. sonra tıkandı bitti orda.
sonra bikaç gün geçti yine. ben bununla yine sohbet açmaya çalıştım. görüşelim falan da dedim. sonra pek sallıyormuş gibi gözükmedi.
geçti bikaç gün yine. beni bir partiye davet etti. gelebilirim belki dedim, gelirim diye atlamadım hemen.
gelirsin sevinirim dedi. neyse o gün işten erken de çıktım biraz ve gitmeye karar verdim.
gittim işte, arkadaş grubu falan da vardı. sonra kalktı yanıma geldi, ayaküstü laflaştık. sonra tekrar grubun yanına oturduk. o benim yanımda oturmadığı için gruptakilerle sohbete daldım daha çok. (merak ettiyseniz, arkadaş grubu japonlardan oluşuyordu daha çok)
o benden daha çok içmişti gittiğimiz ortamda. neyse ben sohbet ederken ortam iyice kalabalıklaştı. sonra bu gitti gözükmedi baya. ben de içtim falan, saçmasapan sohbet ettim işte insanlarla. bu arada geldi, biraz konuşu gitti.
zaman ilerledi. meğersem mekanın dışarı tarafında takılıyormuş bu. sonra bunun başka kız arkadaşları vardı. onlarla daha çok konuşmaya başladım. beni dışarı çağırdılar.
hoşlandığım kişinin yanına git dediler falan. (ama hoşlandığımı bilmiyorlar). gittiğimde başka biriyle baya yakın olduğunu gördüm. sonra bozuldum orda ama bozuntuya vermedim. diğer arkadaşlarıyla konuşmaya devam ettim.
sonra mekandan ayrılma vaktim geldi işte. daha fazla takılmak istemedim. ayrılırken sıkıca sarıldı bana.
ertesi gün (bugün oluyor) feys'ten mesaj attım. parti çok güzeldi, eğlendim vs. bişey yazdım işte. daha çok zaman geçirseydik daha iyi olurdu dedim. sonra kusra bakma biraz içkiliydim ve birinden ayrılıyordum dedi. (mekanda yakın olduğu kişiyi kastetti sanırım.) (insan ayrılırken o kadar yakınlaşır mı birine anlamadım ki..)
ben duyduğuma üzüldüm dedim ve deşmedim olayı ve daha çok orda eğlendiğimi vurguladım. sonra muhabbet bitti orda.
işte böyle ne idüğü belirsiz bitti. görüşmek istiyorum tekrar ama şimdi yeni ayrıldı birinden. sıkmak da istemiyorum. "kovaladıkça kaçan ateş böceğine" de dönsün istemiyorum. onun ne istediğini de bilmiyorum.
ne istiyorum ben? o ne istiyor? ne yapim sizce?
edit:
atladığım yerler olmuş.
bana yeterince mesaj yazmamasının sebebi, mezun oluyor olması ve projeleri boğulmuş olmasıydı. yani öyle söyledi.
tel numarasını hiç almadım. o yüzden feys'ten dönüyor herşey. partiye de, feys'ten "event" açmıştı, öyle davet etti. mekandayken telefonunu vereceğini söyledi ama çok sıkışmıştı ve tuvalete gidiyordu. ben de tuvaletten çıkınca ver dedim. sonra ikimiz de unuttuk...
Bu konuda açılmış 1500. başlık olabilir, dikkat! :P
Kendimi o kadar kötü hissediyorum ki, sürekli ağlamaklı bir insan haline geldim. 2 yıl süren çok sorunlu bir ilişkiden çıktım, üzerinden iki hafta geçti. Nedense hiçbir şey artık beni mutlu etmiyor. Ne dışarı çıkasım, ne içip dağıtasım var. Karşı cinsle hiçbir şekilde yakınlaşmak istemiyorum (yani çık başkalarıyla takıl hikayesi de benim açımdan bir yalan). Kilo verdim, yemek yiyemiyorum, iştahım da enerjim de yok. Güzel bir mesleğim var ve yeni bir yerde işe başladım ancak ona da hiç konsantre olamıyorum.
Doktora gidecek param ve zamanım yok. Daha önce de iki sene kadar kullanmış olduğum bir antidepresanı prospektüsüne uygun olarak kullanmaktayım. Ne var ki üzerimde çok bi etkisi olduğunu söyleyemeyeceğim.
Neyse aklımda iki adet soru var bu noktada,
1)Bitmiş bir ilişki aylar ya da yıllar sonra yeniden başlayabilir mi?
2)Ayrılık acısının tamamen geçmesi çok mu uzun sürüyor? Senelerce bu şekilde olmaya devam mı edeceğim? Daha önce yaşayanların fikirlerini almak isterim.
Son derece dağınık ve kötü bir yazı olduğunun farkındayım. Ancak daha önce hiç olmadığım kadar üzgün ve çökmüş hissediyorum, elimden bu kadar geliyor. Özellikle 25 yaş üstü ve uzun ilişki yaşamış insanların yanıtlarını bekliyorum. Şimdiden teşekkürler herkese.
Not: Meraklılara gelsin;
Yaş: 30 Cinsiyet: Kadın
Kendimi o kadar kötü hissediyorum ki, sürekli ağlamaklı bir insan haline geldim. 2 yıl süren çok sorunlu bir ilişkiden çıktım, üzerinden iki hafta geçti. Nedense hiçbir şey artık beni mutlu etmiyor. Ne dışarı çıkasım, ne içip dağıtasım var. Karşı cinsle hiçbir şekilde yakınlaşmak istemiyorum (yani çık başkalarıyla takıl hikayesi de benim açımdan bir yalan). Kilo verdim, yemek yiyemiyorum, iştahım da enerjim de yok. Güzel bir mesleğim var ve yeni bir yerde işe başladım ancak ona da hiç konsantre olamıyorum.
Doktora gidecek param ve zamanım yok. Daha önce de iki sene kadar kullanmış olduğum bir antidepresanı prospektüsüne uygun olarak kullanmaktayım. Ne var ki üzerimde çok bi etkisi olduğunu söyleyemeyeceğim.
Neyse aklımda iki adet soru var bu noktada,
1)Bitmiş bir ilişki aylar ya da yıllar sonra yeniden başlayabilir mi?
2)Ayrılık acısının tamamen geçmesi çok mu uzun sürüyor? Senelerce bu şekilde olmaya devam mı edeceğim? Daha önce yaşayanların fikirlerini almak isterim.
Son derece dağınık ve kötü bir yazı olduğunun farkındayım. Ancak daha önce hiç olmadığım kadar üzgün ve çökmüş hissediyorum, elimden bu kadar geliyor. Özellikle 25 yaş üstü ve uzun ilişki yaşamış insanların yanıtlarını bekliyorum. Şimdiden teşekkürler herkese.
Not: Meraklılara gelsin;
Yaş: 30 Cinsiyet: Kadın
Şimdi bir çocuk var, sanırım hoşlanıyorum kendisindedn emin değilim ama dikkatimi çeken bir özelliği var, sizlere danışmak istedim. Arkadaş iyi sayılabilecek bir üniversitede işletme okuyor, ispanyolca ingilizce biliyor, çok geziyor çok okuyor kültürlü sayılabilecek birisi ama bir özelliği var. Fotoğraf çektirmekten hiç haz etmiyor. Bunun sebebi ne olabilir diye düşündüm ama geçtim bir şekilde. Facebook twitterı var ama gizli, takipçisi 3-5 ama takip ettiği +400, sonra hiç fotoğraf paylaşmıyor, durum güncellemiyor, check-in falan zaten hak getire..?!
Sizce nedir bunun numarası neden böyle davranıyor olabilir?
Acaba yalan mı söylüyor, bugün buradaydım şunu yapıyordum şuradaydım şöyle hissediyordum vs. derken kendini ele vermemek için bir kalkan mı bu özelliği, yoksa bıraktığı intibanın boşa çıkmasından mı çekiniyor?
İnsan sarrafları yardım ..
Sizce nedir bunun numarası neden böyle davranıyor olabilir?
Acaba yalan mı söylüyor, bugün buradaydım şunu yapıyordum şuradaydım şöyle hissediyordum vs. derken kendini ele vermemek için bir kalkan mı bu özelliği, yoksa bıraktığı intibanın boşa çıkmasından mı çekiniyor?
İnsan sarrafları yardım ..
soru başlıkta.
bugun gördüm böyle bi çift. ikiside gayet hoş tiplerdi. erkek tarafı iki kulağında kulaklık kızın yanında geziyolardı. kız halinden memnun gibi aval aval suratına falan bakıp gülümsüyodu, oğlanda tepki yok.
çocuk telefonla falanda konusmuyodu. müzik mi dinliyodu anlamadım ama bir insan sevgilisinin yanında neden kulaklıkla dolaşır ki? yani siz ne anlarsınız?
müzik dinliyosa kıza saygısızlık olmazmı? bu seninle vakit geçirmek istemiyorum anlamına gelmez mi? böyle bi saçmalık olabilir mi?
sizin yorumunuzu merak ettim.
çocuk telefonla falanda konusmuyodu. müzik mi dinliyodu anlamadım ama bir insan sevgilisinin yanında neden kulaklıkla dolaşır ki? yani siz ne anlarsınız?
müzik dinliyosa kıza saygısızlık olmazmı? bu seninle vakit geçirmek istemiyorum anlamına gelmez mi? böyle bi saçmalık olabilir mi?
sizin yorumunuzu merak ettim.
Bu nedemek yani tam olarak kizlar bunu soylerken maksat gercekten tanimak mi? Zaman kazanmak mi nedir?yada erkekler iste farketmez.
Merhaba coni depler,
Benzer duyurular var "Hiç tanımadığın kızla nasıl tanışılır?" diye ama ben daha spesifik bir şey soracağım. Sokaktan geçen herhangi bir kızla şans çok az ve onun peşinde değilim. Benim soracağım şu; barda halihazırda kesiştiğim bir kızla nasıl tanışabilirim? Cevabı "halihazırda kesişmişseniz onun da sana ilgisi var, git ve 'merhaba' de" olacak, tamam. Ama ya yanında arkadaşları varsa? Özellikle grubunun içinde erkek varsa aşırı itici olabilir.
Dün akşam oturuyorduk Thales'te, biz 3 erkek 1 kızız. Yan masada ise 2 kız 1 erkek oturuyor. Kızlara şöyle bakıyordum ara sıra... Sonra bir ara 1 kız-erkek hafiften oynaşmaya başladı, herhalde sevgililer. Tam o anda tek kalan kıza baktım, göz göze geldik ve 6-7 saniye öyle kaldık, net bir şekilde karşılıklı ilgiyi belli ettik. Ama masalarına hop diye gidip muhabbet açamayacağımdan öyle kaldı. Bir bahaneyle muhabbetlerine katılmak da pek olası değildi. O an kızı yalnız yakalasam tanışacak, en azından numarasını alacaktım ama olmadı. Bunlar kalkıp hesap ödemeye gidince ben de tuvalete gittim, belki karşılaşırız, denk gelir diye ama o da olmadı.
Şimdi ben bu durumda ne yapabilirdim? Aklıma gelen en mantıklı şey, kızın tuvalete ya da sigaraya falan gitmesini bekleyip, yalnızken yanına gidip "merhaba" diyerek tanışmak. Zaten o da beni kestiği için reddetmezdi muhtemelen. Ama öyle bir ortam olmadı... Kızla göz göze bakıştığımız anda gülümseyip, başımla "şuraya gel" dercesine küçük bir hareket çakıp tuvalete doğru gitsem uygun olur muydu acaba? Çok öküzce ya da böyle sırf "gel sevişelim" tadında mı olurdu? Gelir miydi ki?
Başka bir yöntem bilen? Yani soru basit; "Halihazırda kesiştiğim bir kız arkadaşlarıylaysa, nasıl yalnız yakalayıp tanışırım bununla?"
Not: Aşırı özgüvenli olmasam da, sosyopat değilim ve tipim düzgün. Daha önce arkadaş ortamında tanıştığım gece seviştiğim kız oldu. Barda iki kızdan biriyle rastgele tanışıp eve gittiğimiz de oldu, ama kız sarhoştu o durumda ve yanlarında erkek yoktu. Benim sorum sırf yukarıdaki senaryo için.
Benzer duyurular var "Hiç tanımadığın kızla nasıl tanışılır?" diye ama ben daha spesifik bir şey soracağım. Sokaktan geçen herhangi bir kızla şans çok az ve onun peşinde değilim. Benim soracağım şu; barda halihazırda kesiştiğim bir kızla nasıl tanışabilirim? Cevabı "halihazırda kesişmişseniz onun da sana ilgisi var, git ve 'merhaba' de" olacak, tamam. Ama ya yanında arkadaşları varsa? Özellikle grubunun içinde erkek varsa aşırı itici olabilir.
Dün akşam oturuyorduk Thales'te, biz 3 erkek 1 kızız. Yan masada ise 2 kız 1 erkek oturuyor. Kızlara şöyle bakıyordum ara sıra... Sonra bir ara 1 kız-erkek hafiften oynaşmaya başladı, herhalde sevgililer. Tam o anda tek kalan kıza baktım, göz göze geldik ve 6-7 saniye öyle kaldık, net bir şekilde karşılıklı ilgiyi belli ettik. Ama masalarına hop diye gidip muhabbet açamayacağımdan öyle kaldı. Bir bahaneyle muhabbetlerine katılmak da pek olası değildi. O an kızı yalnız yakalasam tanışacak, en azından numarasını alacaktım ama olmadı. Bunlar kalkıp hesap ödemeye gidince ben de tuvalete gittim, belki karşılaşırız, denk gelir diye ama o da olmadı.
Şimdi ben bu durumda ne yapabilirdim? Aklıma gelen en mantıklı şey, kızın tuvalete ya da sigaraya falan gitmesini bekleyip, yalnızken yanına gidip "merhaba" diyerek tanışmak. Zaten o da beni kestiği için reddetmezdi muhtemelen. Ama öyle bir ortam olmadı... Kızla göz göze bakıştığımız anda gülümseyip, başımla "şuraya gel" dercesine küçük bir hareket çakıp tuvalete doğru gitsem uygun olur muydu acaba? Çok öküzce ya da böyle sırf "gel sevişelim" tadında mı olurdu? Gelir miydi ki?
Başka bir yöntem bilen? Yani soru basit; "Halihazırda kesiştiğim bir kız arkadaşlarıylaysa, nasıl yalnız yakalayıp tanışırım bununla?"
Not: Aşırı özgüvenli olmasam da, sosyopat değilim ve tipim düzgün. Daha önce arkadaş ortamında tanıştığım gece seviştiğim kız oldu. Barda iki kızdan biriyle rastgele tanışıp eve gittiğimiz de oldu, ama kız sarhoştu o durumda ve yanlarında erkek yoktu. Benim sorum sırf yukarıdaki senaryo için.
sevgiliniz teleonlarınızı açmadığında tepkiniz ne olurdu...
Bunun teşhisi belki bana düşmez ama, erkek arkadaşımın mitoman olduğu hakkında şüphelerim var. Bu şüphelerimi başta üstü kapalı bir şekilde ikimizin de yakın bir arkadaşıyla paylaştım. Onun da benim gibi düşündüğünü gördükten sonra birbirimizle bu şüpheleri uyandıran şeyleri paylaştık. Gördük ki erkek arkadaşım olur olmadık sebeplerle ikimize de yalan söylemiş, var olması imkansız olan hikayeler uydurmuş. Misal: arkadaşımı bir gün arıyor ve benden ayrılmak istediğini çünkü ben yanındayken bir kaç kız arkadaşının yanına geldiğini, kaslarını ellediğini ve bir tanesinin bacağına oturduğunu benimse bu durumu normal karşıladığımı anlatmış. bana ise beyin zarında bi problem olduğunu, burada incelemek için gerekli aletlerin olmadığını ve istanbulda bir hastaneden sıra beklediğini söylemişti. (evet küçük bir yerleşim yerindeyiz). bunun gibi tonlarca hikayesi var, şimdi okunduğunda bunları yediysen müstahak sana tepkileri verilebilir. ancak öyle zamanlarda, öyle bir yalan söylüyor ki inanmaktan başka çareniz kalmıyor. Başkası olsaydı ayrılır kaçardım, ama çok seviyorum ve gelecekte bu olayı hatırladığımda ona destek olmadığım için vicdan azabı çekmek istemiyorum. Tedavisi nesi varsa her türlü yardımcı olmak istiyorum, ne yapmalıyım?
edit: direk tedavi ol diyemem elbette, konu nasıl açmalı ona nasıl yaklaşmalıyım?
edit: direk tedavi ol diyemem elbette, konu nasıl açmalı ona nasıl yaklaşmalıyım?
Şimdi bi tane kız var (Hmmm, ilginç), bu kızla bi arkadaş grubunda tanıştık, sonra o arkadaş grubu baya yakınlaştık, bi sürü şey yapar olduk dört kişi (iki kız, iki erkek). Ben bu kızla pek yalnız kalamıyorum o yüzden, istiyorum ki olay arkadaşlıktan öteye geçsin. Kızı tek başına bi yere çaarsam doğal bi durum olmiycak, zorlama bi şey olcak ve hoş olmiycak bu. Onun yerine şöyle bi planım var, ne dersiniz:
Kızın iş çıkışı çalıştığı yerdeymişim de görüşmek istiyomuşum gibi arasam, buralardayım falan diye, iş çıkışı buluşsak, o sırada desem ki bana gel yemek yaparım yerik desem, hani böyle spontan bi durum gibi. Eve gitsem yemek yapsam, sonra bi şarap marap bi şeyler alsak yemekten sonra içsek. O esnada ondan hoşlandığımı mı söylesem yoksa söylemeden elini filan mi tutsam? (Kızın bana karşı boş olduğunu sanmıyorum.) Sonra mesela geri kalan zaman nası değerlendirilir en iyi (olumlu cevap olduğu takdirde). Yani şu an iyi bi muhabbetimiz var, sonra tamam hislerimizi açtık (ve karşılıklı olduğunu varsayıyorum), sonra bi film milm mi hazırlasam güzel. Im Juli koysam izlesek mi? İyi olur mu bu? Başka önerileri olan varsa da güzel olur.
Kızın iş çıkışı çalıştığı yerdeymişim de görüşmek istiyomuşum gibi arasam, buralardayım falan diye, iş çıkışı buluşsak, o sırada desem ki bana gel yemek yaparım yerik desem, hani böyle spontan bi durum gibi. Eve gitsem yemek yapsam, sonra bi şarap marap bi şeyler alsak yemekten sonra içsek. O esnada ondan hoşlandığımı mı söylesem yoksa söylemeden elini filan mi tutsam? (Kızın bana karşı boş olduğunu sanmıyorum.) Sonra mesela geri kalan zaman nası değerlendirilir en iyi (olumlu cevap olduğu takdirde). Yani şu an iyi bi muhabbetimiz var, sonra tamam hislerimizi açtık (ve karşılıklı olduğunu varsayıyorum), sonra bi film milm mi hazırlasam güzel. Im Juli koysam izlesek mi? İyi olur mu bu? Başka önerileri olan varsa da güzel olur.
Soru başlıkta. Maksat muhabbet olsun diye açılmış bir başlık.
kiz gidip turkiyenin en iyi universitesinin en iyi bolumlerinden birine gitti. Ilk 1000 deydi zaten. Bende bilenler bilir bi vakif universitesinde tam burslu bi ogrenciyim orta bisey yani hani olur ya evliliklerde kiz daha fazla maas aldiginda sorunlar cikar. Buna benzer biseyler olacak diye korkuyorum ayro sehirlerde olacaz bide kiskanclik had safhada olacak. Yakinda biteceginide dusunuyorum zaten. Anliyacaginiz kafam cok karisik. Bu aralar cok iyi davranmaya basladi zaten balayinda gibiyiz.
Iste soruyu aradan cekin. Bu isin sonu nereye varir? Benzer bisey yasayan var mi?
Iste soruyu aradan cekin. Bu isin sonu nereye varir? Benzer bisey yasayan var mi?
giden midir terk eden, kalan mi.
o gidiyor amına koyayim, 1 haftasi kaldi surda, o gidiyo. o gidiyo amına koyayim, nasil bakicam ulan bu kodumun istanbul'unun yüzüne.
dinleyin ulan ibneler.
youtu.be
o gidiyor amına koyayim, 1 haftasi kaldi surda, o gidiyo. o gidiyo amına koyayim, nasil bakicam ulan bu kodumun istanbul'unun yüzüne.
dinleyin ulan ibneler.
youtu.be
En yakın arkadaşımı (Serhat diyelim ismine) deliler gibi seven bir kız var (ona da Tuğçe diyelim). Benim için de çok özel bir arkadaş bu kız. Sırdaşım. Hayatıma dair yaşayan hiç kimsenin bilmediği şeyler biliyor. Ben de onun için öyleyim. Aramızda çok farklı bir iletişim var. Ama asla birbirimizle yakınlaşmayı düşünmedik Tuğçe ile.
Serhat ve bu kız normal iki arkadaşlar, Serhat kızın kendisine aşık olduğunu bilmiyor. Ağzını aradığımda ise "kesinlikle olmaz" diyor. Fakat Tuğçe fena halde kafayı takmış, geceleri ağlıyor falan. Tabi yanında oluyorum, destek oluyorum, konuşuyorum onunla. Aramızdaki iletişim de çok farklı olduğundan biraz yanlış anlaşılmaya açık.
İki gündür Facebook'ta slow şarkı paylaşıp beni etiketliyordu. Ben bunun yanlış anlaşılmaya açık bir durum olduğunu hiç düşünmedim.
Ayrıca benim bir de arada bir takıldığım bir kız var (ismi Gül olsun).
Bu sabah uyandığımda Gül'den dört cevapsız arama gördüm, beşincide yakalayıp açtım telefonu. Kendisi, Tuğçe'nin bu videolara beni etiketleme işine pek bozulmuş. "Madem arkadaşın, mesajla atsın, ne diye duvarına gönderiyor şarkıları?" demiş ve "Noluyo ya?" diye yorum bırakmış. Ben de o an müsait durumda olmadığımdan Serhat'ı arayıp "Gül, Tuğçe'nın duvarında olay çıkaracak, müdahale et" dedim.
Sonra apar topar Gül'ün yanına koştum. Bu sırada Gül de hızını alamayıp benim Facebook hesabıma girerek Tuğçe ile birbirimize attığımız mesajları gördü. Kriz büyüdü.
Gül önce Tuğçe'yi arayarak "sen nasıl bir kızsın da sevgilisi olan adama bunları bunları diyorsun" dedi. Bu arada Tuğçe de Serhat'ı seviyordu ya, onu Serhat'ın öğreneceğini düşünerek panik oldu. Biraz tartışmadan sonra Gül insafa geldi ve "tamam Serhat bu durumu öğrenmeyecek" dedi. Fakat Tuğçe bundan önce Serhat'ı arayarak "böyle böyle bir durum oldu, Norek ve benim yakın olduğumuzu düşünen Gül kıskançlık krizine girdi ve bana telefonda saydırdı" demişti.
Şimdi dostlar;
Gül ile benim aram düzeldi gibi.
Serhat şunu düşünüyor: "Gül ayıp etti, Tuğçe iyi bir kız aslında. Norek'le de aralarında bir şey yok, Gül sadece slow şarkılara Tuğçe'nin Norek'i etiketlemesiyle kıskançlık krizine girdi."
Gül şunu düşünüyor: "Norek şerefsiz bir adam, hem arada ben varken hem de en yakın arkadaşını sevdiği halde Tuğçe'ye yakınlaşıyor. Tuğçe de Serhat'ı sevdiği halde Norek'e yakınlaşıyor."
Tuğçe kendini yollara vurdu. "Serhat'ı bulup her şeyi anlatmam lazım" diyor. Çünkü zannediyor ki Serhat şunu düşünecek "Tuğçe cidden Norek ile yakın oldu ve Tuğçe böyle bir insanmış". Fakat bugün görüşmeleri imkansız, çünkü Serhat kişisel durumlardan ötürü bugün kimseyle görüşemez.
Ben istiyorum ki Serhat beni yanlış anlamasın. Aramızda Tuğçe ile bir yakınlaşma olmadığını, bu salak durumun sadece Gül'ün kıskançlığından ve özel hayata müdahalesinden ötürü meydana geldiğini bilsin.
Şimdi sayın ahali;
Ben ne yapmalıyım? Kime ne demeliyim? Tek istediğim, Serhat ile aramın bozulmaması. Tuğçe ile yakınlaşmadığıma inanması.
Benim yerimde olsanız ne yaparsınız?
Olayları her karakterin bakış açısından değerlendirip ortaya bi çözüm çıkarır mısınız benim için.
Çok teşekkürler.
Serhat ve bu kız normal iki arkadaşlar, Serhat kızın kendisine aşık olduğunu bilmiyor. Ağzını aradığımda ise "kesinlikle olmaz" diyor. Fakat Tuğçe fena halde kafayı takmış, geceleri ağlıyor falan. Tabi yanında oluyorum, destek oluyorum, konuşuyorum onunla. Aramızdaki iletişim de çok farklı olduğundan biraz yanlış anlaşılmaya açık.
İki gündür Facebook'ta slow şarkı paylaşıp beni etiketliyordu. Ben bunun yanlış anlaşılmaya açık bir durum olduğunu hiç düşünmedim.
Ayrıca benim bir de arada bir takıldığım bir kız var (ismi Gül olsun).
Bu sabah uyandığımda Gül'den dört cevapsız arama gördüm, beşincide yakalayıp açtım telefonu. Kendisi, Tuğçe'nin bu videolara beni etiketleme işine pek bozulmuş. "Madem arkadaşın, mesajla atsın, ne diye duvarına gönderiyor şarkıları?" demiş ve "Noluyo ya?" diye yorum bırakmış. Ben de o an müsait durumda olmadığımdan Serhat'ı arayıp "Gül, Tuğçe'nın duvarında olay çıkaracak, müdahale et" dedim.
Sonra apar topar Gül'ün yanına koştum. Bu sırada Gül de hızını alamayıp benim Facebook hesabıma girerek Tuğçe ile birbirimize attığımız mesajları gördü. Kriz büyüdü.
Gül önce Tuğçe'yi arayarak "sen nasıl bir kızsın da sevgilisi olan adama bunları bunları diyorsun" dedi. Bu arada Tuğçe de Serhat'ı seviyordu ya, onu Serhat'ın öğreneceğini düşünerek panik oldu. Biraz tartışmadan sonra Gül insafa geldi ve "tamam Serhat bu durumu öğrenmeyecek" dedi. Fakat Tuğçe bundan önce Serhat'ı arayarak "böyle böyle bir durum oldu, Norek ve benim yakın olduğumuzu düşünen Gül kıskançlık krizine girdi ve bana telefonda saydırdı" demişti.
Şimdi dostlar;
Gül ile benim aram düzeldi gibi.
Serhat şunu düşünüyor: "Gül ayıp etti, Tuğçe iyi bir kız aslında. Norek'le de aralarında bir şey yok, Gül sadece slow şarkılara Tuğçe'nin Norek'i etiketlemesiyle kıskançlık krizine girdi."
Gül şunu düşünüyor: "Norek şerefsiz bir adam, hem arada ben varken hem de en yakın arkadaşını sevdiği halde Tuğçe'ye yakınlaşıyor. Tuğçe de Serhat'ı sevdiği halde Norek'e yakınlaşıyor."
Tuğçe kendini yollara vurdu. "Serhat'ı bulup her şeyi anlatmam lazım" diyor. Çünkü zannediyor ki Serhat şunu düşünecek "Tuğçe cidden Norek ile yakın oldu ve Tuğçe böyle bir insanmış". Fakat bugün görüşmeleri imkansız, çünkü Serhat kişisel durumlardan ötürü bugün kimseyle görüşemez.
Ben istiyorum ki Serhat beni yanlış anlamasın. Aramızda Tuğçe ile bir yakınlaşma olmadığını, bu salak durumun sadece Gül'ün kıskançlığından ve özel hayata müdahalesinden ötürü meydana geldiğini bilsin.
Şimdi sayın ahali;
Ben ne yapmalıyım? Kime ne demeliyim? Tek istediğim, Serhat ile aramın bozulmaması. Tuğçe ile yakınlaşmadığıma inanması.
Benim yerimde olsanız ne yaparsınız?
Olayları her karakterin bakış açısından değerlendirip ortaya bi çözüm çıkarır mısınız benim için.
Çok teşekkürler.
Bir erkekle 5 6 yıl süren bir ilişkiniz varsa ve siz artık evlilik teklifi bekliyorken .. erkek evliliğe pek sıcak bakmıyor kendini kısıtladığına inanıyorsa ve birlikte yaşabileceğinizi hatta ona çoçuk dahi yapabileceğini ama evlilik düğün dernek nikah vb şeylerin kendisini kısıtladğını ve bunları yapmak istemediğini belirtse ne düsünürsünüz
erkeğin maddi anlamda hiç bir sıkıntısı yok sadece evli olduğunda özgürlüğünün kısıtlandığını düşünüyor ..
erkeğin maddi anlamda hiç bir sıkıntısı yok sadece evli olduğunda özgürlüğünün kısıtlandığını düşünüyor ..