Ekşi Duyuru

Aramızda sevgililerini aldatanlar neden aldatıyorsunuz ?

Mesela evlenmekden önce gençliğimi yaşıyayım bol bol kızla gezip tozayım evlendiğimde yapmam mantığına nasıl yaklasıyorsunuz ? Haklı bir mantık mıdır ?

Parası olan adamların birden fazla kadınla olan ilişkilerinin normalleşmesi ve hemen hemen çoğu zengin adamın bunu göstermesi olağan mıdır sizce ? Hiç etrafınızda çok zengin görüp çapkınlık yapmayan adam gördünüz mü ?

Baska biriyle sevgili olduktan sonra baska karsı cinsle konusup flort ettiniz mi ? Bunu da gençken yapalım da ileride evlendiğimde yapmiyim tarzı bir düsünceye sahip oldunuz mu ?

öncelikle kendimi tanıtayım ben 25 yaşında bir erkek kişisiyim ve avrupa'nın en batısında bir yerlerde yaşıyorum.

bugün 45 yaşlarında 'ecnebi' bir kadını arabayla havalimanından alıp evine götürmem icabetti. yolda da muhabbet etme fırsatımız oldu.

abi yok böyle bir tatlılık... sanki yaşıtmışız gibi oldu her şey... bana heyecanlı heyecanlı tatilini anlattı. o kadar hayat dolu, o kadar naif, masum bir ifadeyle anlattı ki... espriler yaptım katıla katıla güldü. bana bakışı, gülüşü... her tavrı aşk kokuyordu kadının sanki. yolu bırakıp kendisini seyredebilirdim saatlerce.

ha hemen aklınıza stifler's mom gibi bir kadın gelmesin. kendisi dupduru, sapsade ama bir o kadar da cezbediciydi. gerek hoşsohbetiyle, gerek güler yüzüyle, gerekse o naif tavırlarıyla.
dedim ki kendi kendime "işte ben böyle bir kadınla yaşlanmak istiyorum. bu kadın insanın ömrüne ömür katar, insanda dert keder kalmaz"

sonra evine geldik. arabadan inmeden önce dedim ki "güler yüzünüz ve muhabbetiniz için size teşekkür ederim". o da "ben de aynı şeyi sizin için diyebilirim" dedi ama utangaç bir tavırla. kelimeler ağzından ya çıktı ya çıkmadı. kendisi kızardı ve gülümsedi.

sonra arabadan indik, bavulunu indirdim

<sonrası çok önemli>

ben elini sıkmak için elimi uzattığımda farkettim ki kendisi yanağını bana yaklaştırmaya yelteniyodu. yani o an bir gariplik oldu, muallakta kaldık. en sonunda el sıkıştık tamamen benim (gereksiz) resmiyetim yüzünden.

sonra ben arabaya geri binmeye yeltenirken kolumdan tutar gibi etti dokundu "hadi görüşürüz" der gibi... ben de gereksiz resmiyetim yüzünden döndüm gittim.
"umarım en kısa zamanda tekrar görüşürüz" diyebildim sadece.


işte böyle arkadaşlar....
benim birkaç sevgilim oldu bugüne dek. ama hiç birinde böyle derin bir şey hissetmedim. ben ki aşka inanmazdım, aklımdan hiç çıkmıyor bugünki 45'lik şarap. bugüne dek hiç aşık olmamışım bunu farkettim.

detay olarak şunu söyleyeyim benimle ilgili: aklınıza abaza bir tip gelmesin. öyle çok yakışıklı bir tip değilim ama kendime bakıyorum, güzel giyinmeye çalışırım, temizim. hali hazırda benden hoşlanan ve yaşıtlarım olan 1-2 kız var ama artık sırf beraber olmak için de beraber olmak istemiyorum. abazaysam da artık seçici olduğum içindir.

yaşıtım olsa evine değil direk kuyumcuya sürerdim öyle bir şey hatun....

sadece paylaşmak istedim hislerimi. yarın aramayı planlıyorum hafta sonu bir yemeğe davet edicem. bana şans dileyin, durumumu yorumlayın...

Açıkçası aşka da inanmıyorum.Hiç de olmadım.Aşık olduğunuz kişinin yüzüne kezzap düsse çirkinşeşsse ve sismanlasa yine aşık olur musunuz?

hoşlandığım kız ki o tr dışında iyi bir okulda okumuş, güzeller güzeli falan filan... ve evleneceği kişi ise ülkücüler gibi takım elbise giyip dolaşan, profil sayfasında recep ivedik paylaşımları yapan, şevkat yerimdar filmindeki elemana özenen bir erkek modeli.

ikisinin evleneceğini öğrendim ve hayretler içerisinde kaldım.

hoşlandığınız kişi hiç alakanız olmayan böyle biriyle birtakım ilişki yaşıyorsa o kızda soğur musunuz? ya da kız da mı gerçekten kırodur?

davul bile dengi dengine dememişler miydi? bunlar kültürel açıdan bile uyumsuz! nasıl olur anlayamıyorum.

Böyle geçmiş ilişkilerime donup baktığımda hiç böyle deli gibi aşık olduğum biri olmadı. Hoşşa güzelse sevişme ihtimalim de varsa direkt sevgili oluyorum .Siz de böyle misiniz ? Ben düsündüm de yaşım 25 ben nasıl evlenicem ? Aşık olmadığınız kişilerle mi evlisiniz ?

Alt komsum erkek yalniz yasiyor ben de ayni sekilde kadin yalniz yasiyorum bir is icin esya tasinacakti ihtiyacim oldu alt komsuyu cagirdim o da o esnada sevgilisiyle disari cikiyormus sevgiliyi kapida birakip yukari cikti bana yardima.sonra kiz kapiyi carpti gitti.baya da kavga ettiler sizce kiz mi kezban ben mi hatali ?

Bi kız gördünüz, müthiş. Aynı iş yerindesiniz. Hoşlandınız da. O da ufaktan bakış atıyor falan. Konu tanışmaya geldi.

Kızın ismi: Huriye, Fadime, Kadriye, Döndü, Makbule, Remziye, Hamide gibi 1950-60'ların tutulan bi ismi olsun.

Görüşleriniz değişir mi? Çok ufakta olsa değişir mi?

Hiç bi isme karşı önyargılı değilim yanlış anlaşılmasın. İnsanların isimlere göre fikirleri değişir mi merak ediyorum.

Not: Her ikiniz de 24-25 yaşlarındasınız diyelim. Sene 2015 :)



Tüm kadınlar çiçektir, hiç biri alınmasın.

Önceki duyuruyu okuyanlar bilir. İki haftadır ayrıyız dört senelik ilişki. İki gündür ise hiç konuşmuyoruz sıfır. Ben konuşmak istiyorum arkadaşlarım ise özleyip onun arayacağını söylüyorlar. Sizce arasam mi?

s.b

3 aydir ayriyiz. Ayrilan kiz tarafi. Facebookta fotolarimizi silmemis, profil fotosu degismis sadece (kendi fotosu). bende inat ettim silmedim. Ayrilinca kendi kendime siktir et oglum, onunde daha 10 sene var kimler cikar daha karsina diye diye teselli ettim kendimi. (26 yas) Teselliden oteye evlenmeyi dusunmuyorum 30-35 yaslarina kadar. Ayriligimizin sebebide sanirim bu. Beyaz bir yalan soyledim ve ayrildi. Kotu bir niyet yoktu. ama sanirim evlilik yuzunden. arada facebooktan konustuk. ( sana ikinci sans verdim, hic bir sey yapmadin) dedi... ne ikinci sansi anlamadim. nereye gidiyor bu?

birkaç ay sonra düğünümüz var. daha doğrusu düğünlerimiz. biri istanbulda biri çanakkalede.

iki aile oturup konuştuğumuzda herkes kendi şehrindeki düğünleri halletsin diye konuşuldu...

yani, nişanlımın ailesi çanakkalede istedikleri gibi salon düğünü, kır düğünü, sadece nikah vs yapacaklar biz de nasıl istersek...

bunlar konuşulurken onlar, çanakkalede kına gecesi + salon düğünü yapacaklarını söylediler. biz de sadece nikah yapacağımızı söyledik. (düğün tarihini onların istediğe tarihe göre seçtik, bizim akrabaların büyük çoğunluğu köyde oluyor o tarihte, ikna edemedik maalesef.)

akrabaların köyde bulunmasından dolayı düğün yapmamayı düşündük, zaten bir kına çanakkalede olacağı için ayrıyetten kına da istemiyoruz dedik.

kayınvalide de "neden kına yapmıyorsunuz ama, bizim istanbuldaki akrabalarımız oynayamayacaklar mı" diye girdi mevzuya. biz de oynamayıversinler yahu, bizimkiler gelemiyor bile köyde olduklarından dolayı vs dedik. öyle kapandı konu..

sonra nişanlım bana istanbuldaki nikah için neden benim fikrimi sormadın falan dedi, ben de iyi de " senin annen demedi mi istanbula siz istediğinizi yapın çanakkalede de biz ne istersek yapalım" diye dedim... beni biraz düğün işleriyle ilgilenmemekle, hevesli olmamakla vs itham etti. ben de "valla beyaz gelinliği giymeyi kızlar hayal eder, ben o siyah, muhteşem damatlığı giyeceğimi hayal etmiyorum" dedim " sen düğün hakkında istediklerini söyle madem ben de halledeyim" dedim

sonrasında nişanlım bana dedi ki " ben çanakkalede kına gecesi yapmayacağım, oradakini istanbulda yapacağım ki çanakkaleye gelemeyecek akrabalarım da oynayabilsinler" dedi. ben de sen bilirsin nasıl istersen dedim. sonra annemlere de bu konu açılınca, maddi boyutunu biz halledelim dediler, ne de olsa istanbulda yapılıyor dediler.

öyle olunca, annemler istanbuldaki nikahı iptal edelim, gelinin istanbulda yapmak istediği kınayı da biz düğüne çevirelmi dediler. nişanlım da sadece kına istiyordum ben, düğün olmasın vs. diye söyledi.

sonra da "ben bir şeye karışmıyorum artık, bu işi annelerin halletmesi gerekiyormuş, gelinin veya damadın istediği olmuyormuş" falan dedi, ben de ne istiyorsan yapalım vs dedim, ikna edemedim.

biraz uzun ve eksik oldu ama, buraya kadar okuduklarınızdan yola çıkarak nerede hata yaptığımı söyler misiniz . . teşekkürler.

selam. cinsel hayatı aktif olan bir insanım ve yaşım 24. ama şunu fark ediyorum ki ben sürekli 30 yaş üstü kadınları arzuluyorum. yaşıtlarım hiç ilgimi çekmiyor ve şöyle bir geriye dönüp bakınca uzun zamandır akranım biriyle beraber olmadığımı görüyorum. arkadaşım bile yok hatta hiç. işin anlaşabilme yönü apayrı bir konu sormak istediğim o değil.

ben 30 yaş üstü gördüğüm 10 kadından yaklaşık 9'uyla beraber olmak istiyorum. görmek konusunu tabi açayım biraz; mesela ayda 1 kere de olsa muhabbetim olan, adını bildiğim, onun benim adımı bildiği kişilerden bahsediyorum. bir ışık görünce direk atlıyorum, evli ya da bekar farketmeden. mesela bana şu an tr'de istediğinle beraber olabilirsin deseler direk ömür gedik derim. öyle yani. geçtiğimiz aylarda da bi olay oldu, baya ölüm tehlikesiyle başbaşa kalabilirdim bu arzum yüzünden. ama vazgeçemiyorum da.

bi de şu konu var nası söylsem sürekli onları arzulayarak masturbasyon yapıyorum. onlar dediğim mesela 35 yaşındaki bankacı bahar, 42 yaşındaki 2 çocuk annesi ipek falan gibi.

sizce hasta mıyım? ya da bunu nası bastırabilirim?

olayın mahiyeni igöstermek için şunu da anlatmak istiyorum.

başka sorunlarımdan dolayı psikologa gitmeye karar verdim ve hastanenin psikoloji bölümündeki doktorlara bakmaya başladım. erkekleri hemen eledim. kadınların da fotolarından yaşlarını tahmin etmece, foto yoksa da face'den bulaarak yaşlarını bulmaca oynadım ve kendime uygun adayı buldum. yanlış anlaşılmasın. kötü emellerim olduğu için falan değil ama hani bi ihtimal aramızda bir çekim olursa diye yaptım bunu.

bu arada sinyal almadan bir yazma, rahatsız etme falan sözkonusu değil gayet tatlılıkla yapıyorum aslında bunları. öyle yani.

Merhaba ahali,
Üniversitede son dönemim ve sancılı ciddi bi ilişki yaşadım en son. Kalan zamanımda ciddi bi ilişki peşinde koşmam çok zor. Hem enerjim ve ciddi bi ilişki isteğim yok hem de çok az vaktim kaldı mezun olmama. Dolayısıyla ciddi olmayan tabiri caizse cinsellik odaklı ilişkiler aramaya karar verdim. Ancak sıkıntı şu ki daha önce hiç bu tarz ilişkilerde bulunmadım. Yani ciddi bir sevgililik olayını bile çok zor elde ettim şu ana kadar. Bi kıza nasıl bu amaçla yaklaşılır ya da nasıl fuckbuddy/ons olunur hiç bir fikrim yok. Hep bi çekingenlik, ayıp olur vs kafasında bi insanım. Size sorum böyle işlerin en makul ve kolay yapılan yolu yordamı nedir? Tinder, hocam.com gibi oluşumlar duyduğum kadarıyla bu amaçlar için kullanılmakta. Sizce hangisi daha kullanışlı ve bu iş için ideal? Tavsiyelerinize açığım. Özelden de yazabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Not: Ankara da okuyorum.

Çok saçma bi durum hakkında soracağım.

6 sene evvel tanışıp çok etkilendiğim bi kız vardı. O zaman kendisinden hoşlandığımı söylemiştim. Ama ondan sonra internetten yazışırken çok badaklık yapmışım, yaşım da ufaktı ve hayatımın iyi bir evresi değildi. Ama Radiohead - Creep'teki gibi kızı yücelttikçe yüceltmiş, kendimi de itin götüne sokmuşum.

Biz kızla Facebook'ta arkadaştık, daha sonra ben bi kapattım hesabımı, sonra tekrar açıp insanları ekledim ana kız kabul etmedi. O mesele o şekilde kaldı.

Yıllar sonra şimdi kızın yaşadığı yere coğrafi olarak yakın bi yere taşındım. Ve O nerde ne yapıyor, hayatında neler değişti çok merak ediyorum.

Geçen zamanda başka başka kızlar oldu ama o kızın havası başkaydı, o yüzden siktir edemedim. Sizce gözümü karartıp Facebook'tan bir şeyler yazayım/ekleyeyim mı? Benimle bi yerde sadece bi kere buluşsa, bi kaç saat laflasak çok harika olurdu. Gözlerine canlı canlı tekrar bakabilsem falan...

Napayım? :/

Ya arkadas anlamiyorum. Kafam almiyor. Ozellikle 26 yas ustu olan kadinlarin hepsimi evlenmek ister. Cok duygusal oldugunu iddaa eden kadinlarimiz evlilik ugruna aski duyguyu falanda siktir ediyorlar. Isin iyise elin yuzun cok az duzgunse atlayi veriyorlar. Pisman olmuyormu bu kadinlar ileriki zamanlarda? Ask tutku duygu olmadan evlenilinir bir omur gecirilirmi yahu? Baski falan demeyin lutfen. Gayet isi gucu olan kariyer sahibi kadinlardada durum boyle.

Son zamanlarda flort ettiğim kızla bulusuyorum.Kızla bir şeyler içiyoruz sonra bakıyorum ki ilk bulusma da kızla kafa dengi değilim ve bosa gelmiş olyorum bir de ustune hesap kitliyorlar (centilmenlik ayağına )Sonra zaman kaybı ve para kaybı oluyor zira kızla bir şey olmuyor ..Bunu nasıl engellerim ?

evlenmiş boşanmış bi kadınla evlenir misiniz?
aileniz ne der?

yaşadığım evliliği biliyosunuz dedem babanem sürekli bundan sonra hayatına girecek kişi yaşlı da çocukluda olabilir en iyisi kocana dön deyip bende pskoloji bırakmadılar bekar çocuğun seni alacak hali yok bu saatten sonra deyip duruyolar babam annem destek oluyor gibi ama herkes biran önce biriyle evleneyim istiyolar.

çocuğu olan biriyle yada yaşı büyük biriyle falan evlenmek istemiyorum hatta ben evlenmek istemiyorum.. yeniden birini seversem evlenirim belki ama çocuklu yaşlı neden evleneyim yanlış bi evlilik yaptım diye üstüme bu kadar gelinmesine anlam veremiyorum çıldırmak üzereyim. dışarı çıkmıyorum işi bıraktım annemle yaşıyorum evden ayrıldığımdan beri.. doğru değil dimi söylenenler?

sizinde var mı bi önyargınız varsa söyleyin de dışarıya çıkmadan önce neyle karşılaşacağımı bileyim..

Merhaba,
Ozlellikle bu soruyu beylere soruyorum.Eski calistigim avmde tanisik oldugum bir cocuk var.Suan ikimizde ayni avmde calisiyoruz.Kendisiyle cokkkk uzaktan bir akrabaligimizin oldugunu ogrendik herneyse.Simdi bu cocuk her yemek molasina ciktiginda beni ariyor,naptin yemek yedin mi yemediysen beraber yiyelim.neyse yemege gidiyoruz.aksam is cikisi eve beraber gidiyoruz.eve gitmeden mutlaka biseyler iciyoruz.ayrilirken mutlaka eve kadar birakiyor.uzak bir yere dahi cagirdam o gun cok calismis olmasina ragmen taksiye atlayip hemen yanima geliyor.sizce ben mi yanlis anliyorum???

Liseden bi kız arkadaşım var 10 yıldır arkadaşım.
Bu kız da 8 yılda anca Advanced ingilizce yaptı 3 aylık kore de ing öğretmeni oldu
Bu sene de 4 aydır belçika da bi ilaç firmasında staj yapıyor.
Çeko okuyor.
Üniversite ye gittiğinde hazırlık muafiyet sınavından tek atlayan o olmuş bütün sınıf onu sormuş falan böyle başladık.
Sürekli böyle bana hava atma çabaları. İşte hayatımı kazanıyorum, isimle alakali staj e sen de gelsene buraya. Ben de gelecek planlarımdan haliyle şuan acil iş aradığımdan bahsettim. O da artistlik yapacak ya kendi alanında çalışsana ilk gireceğin iş kendi alanın değil de başka alanlar mi olsun muş iyi intiba bırakmazmış cv de olması falan. Ben de bunu bildiğimi acil nakit gerektiği için herhangi bi işe tamam olduğumu söyledim falan.

Az önce test çözüyorum vize Final harf notu olan soru vardı gönderdim. İşte uni de bunu zorla öğrettiler falan diye
O da ben bilmiyorum hayatım çok hızlı değişti dedi.

Bilmiyorum sizce bana hava mi atıyo beni ezmeye mi çalışıyor?
Terslemek istemiyorum sonuçta kaç yıllık arkadaşım.
Açık açık kızım senin derdin bana hava atmak mı desem?


Ne yapayım?

Bir sürü kız yazıyor bana :/ Kararsız kaldım ,ikisi de güzel,ikisi de tatlı .Boyle çok karsı cins yazdığında nasıl karar veriyosunuz ?

Merhabalar

Bir kız var(tabi ki). Şiiri çok seviyormuş duyduğum kadarıyla. Bazen beraber fln oturuyoruz böyle.

Konu bazen şiirden açılıyor ve bende bu konuda kazma biri olduğum için ingiliz kalıyorum doğal olarak.

Aslında tam böyle hissederek şiir okuyabilecek biriyim. Bir iki tane kızı etkileyebileceğim şiir söyleseniz tadından yenmez.

Teşekkürler.

25 yasındayım kız güzel ama yas farkı çok.Sizce ne yapsam?

bulmak mümkün mü. anne gibi seven derken karşılıksız seven yeri geldiğinde kendisinden çok sizi düşünen biri.

öncelikle tek çocuğum bu yüzden rekabetçi bir şekilde büyümedim azimsiz de diyebiliriz bu yüzden kızlardan hoşlansam bile sevgilim olsun diye kasmıyorum fırsat bulursam sakince sohbet etmeye çalışıyorum o kadar dolayısıyla samimiyeti kzıın çabası olmadan artırmam zor oluyor öyle olsa bile geriliyorum genelde buluşmada ve midem bulanıyor bu beni daha da çekimser yapıyor kızlarla ilişki kurmada. ya forever alone mu olucam ya da köyden birini bulucam başka çare yok gibi. ilerde yalnız kalacağımı bilmesem hayat arkadaşı olacak birini aramazdım şuanki halimden memnunum çok şükür ama hayat zor zaman geçiyor.

Ektedir, arz ederim

Bu nedir yahu. Kızın biriyle muhabbeti ilerlettim. Bi kaç kere de buluştuk Ama kız sevgili arıyormuş :) Hoşlandığını falan söyledi. Baya da duygusal. Ben de ise o manada hiç bi duygu yok. Tinder, fuckbuddy müessesi değil miydi?
(bkz: tinder'dan sevgili arayan kız)

Tinder'ı bu amaçla kullanmak normal mı?
Tinder'dan sevgili olan var mı?

Selam duyuru. Başlıkta da belirttiğim gibi dört yıllık bir ilişkimiz var. İkimiz de 19 yaşındayız. İlk iki yilimizda ben biraz ona karşı sert davrandım acımasız yani. Sonra o üniversite için ankaraya gidince işler değişti özlem başladı. İyi kötü bir şekilde yürüttük ankara izmir arası. Her gün telefon vb. Şimdi ben de ankaraya geldim. Okullarımız farklı ama çok daha sık görüşebiliriz. Gel gör ki tam okullar açıldı bir haftadır buradayım derken küçük bir kavga yaşadık. Buluştuk geçti derken geçmemiş aslında. Konuyu tekrar açtı. Bana karşı eskisi gibi olmadığını, ilişkimizi istemediğini beni sevdiğini ama eskisi gibi bir sevgili olarak sevmediğini söyledi. Ben de bir buluşma ayarladım. Buluşunca görüşmeye ve tekrar denemeye ikna ettim. İki gün sonra tekrar buluştuk biraz fazla sıkıştırdım sorularımla ama yapacak bir şeyim yoktu içim içimi yiyordu. Kafalar iyiyken sormanın zamanı diye düşünüp iki gündür ayrılma fikrinden biraz olsun vazgeçtin mi diye sordum hayır dedi. İlişkimizin eskisi gibi olmasını da istemiyorum dedi. Bunu kastederek mi söyledi bilmiyorum. Sonra ben ilişkimizde farklılık yapmamız gerektiğini söyledim. Eskişehir e gitmek istiyordu bu sene başında. Ben de trenle gidebiliriz dedim. İki hafta sonra gideceğiz sınavları geçince. Bana iki gün zaman tanı dedi. Elimden bir şey gelmeyeceğini bilerek tamam dedim. Sadece ilişkimiz için çabalamasını istedim söz verdi. Ben bu insanı kaybetmek istemiyorum çünkü gerçekten benim için yeri çok ayrı. O da baba aşırı değer veriyor sadece eski aşk yok galiba aramızda. Çözüm nedir güzin ablalar? Not ben erkek o dişi

Bugün işten çıkınca her zamanki sefil halimle dolmuşa bindim. Benden sonra iki tane kız bindi. Bi tanesi aşırı güzel. Ohaa, ohaa dedim içimden, o derece güzel. Ondan sonra işte bunlar da geçtiler benim oturduğum yerin hemen arkasındaki ikili koltuğa oturdular.

Gayet sıradan bir gün yani.

Sonra kızlardan biri "şarjım bitiyor, ben ne yapıcam, bitti bitecek telefon kapanacak" diye söylenmeye başladı. Hangisinin şarjı bitiyordu emin olamadım çünkü kafamı arkaya çevirip öküz gibi bakacak halim yoktu fakat büyük ihtimal güzel olanın şarjı bitiyordur diye düşündüm. Kız iyice çaresiz bi şekilde "şarjım bitiyor! bitiyor yaa" diye bik bik konuşmaya devam etti.

Ya arkadaş!! Cebimde de full dolu power bank var. Bi power bank insanı ancak bu kadar mutlu edebilirdi ama sadece usb uyumlu. Kızın telefonu ayfonsa sıçar. Ya da arkamı döndüğümde şarjı bitenin diğer kız olduğunu görürsem o zaman daha büyük sıçar.

Bu tip düşüncelerle gerilmiş halde ilerlerken mantıksızca bi hareket yaptım. Power bank in kablosunun ucunu koltuğun kenarından arkaya doğru saldım. Adeta bir yılan deliğinden çıkar gibi kablo koltuğun kenarından arkaya ilerliyor böyle gıdım gıdım. Baya bi ilerlettim kabloyu, sonra arkadan bi kahkaha sesi geldi, ardından da omzuma tık tık dokunan bir parmak. Aha dedim rezil oldum, döndüm arkaya. Oof o melek surat karşımda. "Kullanabilir miyim?" dedi sırıtarak. Tırsarak evet dedim verdim power banki. "Sen beni nasıl beladan kurtardın bilemezsin dedi" bi muhabbet başlattı, ooff... Ben iyice şaşırdım. Eşkıya filminde Tarlabaşındaki Kısmet Tamirhanesine mal dolu çantayı götüren Şener Şen gibi bakıyorum kızın suratına... "Taş attık da kolumuz mu yoruldu" diyecektim, neyse ki demedim.

Böyle bi muhabbet falan döndü işte 10 dakika kadar.

Sonuç; şu an telefon numarası var bende.

Şimdi ilk mesajı ben mi atayım yoksa ondan mı bekleyeyim, teşekkürler.

Bir kac yil yas farkindan midir bilinmez insan yasamistir o fazla zamanda bir şeyler. Acayip görünür belki o kızın değişiyle. Kiz cok cana yakin ve güleç herkese. Watsaptan bir iki yazdim ama sosyal platformlari çok kullanmayi sevmem ve bunları cok asiri kullananlara da otomatik bir tepkim vardir yumuşak. Neyse bu kiza tabi biraz Balzac biraz Nietzsche geliyorum heralde. Bu sosyal uygulamalara tavrimi kolayca anlattiktan sonra o beni bosver gulucuklu oturakli cicimli cucumlu sucuklu yaz illa'lara yoneltti. Tam o sirada watsapta "napcaz biz seninle bilmiyoruz" "bu arada sana yakin davraniyorum yanlış anlama" demis. Ben de bunun üstüne "sokak kedisini seversin ya ayrilma vakti o kedi gibiymisim gibi" yazdim. Tam olarak cümleden cikarilabilecek doğal bir cümle. Cevabi enteresan ve beklenmedik idi. "Yavsiyon mu sen bana :S" oldu. Hemen altina "hskahsjdjakaxh" yazmis. Ben de kendisinin yanlış anladığını "yoo dostum yoo" diyerekten belirttim. O da "dikkat et her an yanlis anlayabilirdi" edilgen midir nedir bilmedigim bir cümle türü kendisini kastederek. Bu şimdi nedir? Ne dusunmustur? Nasil davranmaya calismak gerek? Sevgilisi yoktur ve amacim bu yonde kesinlikle değildir. Teşekkürler.

Şimdi sevgili duyuru üyeleri. Uzun süre sevgili arama faslından sonra birini buldum. Hemen balıklama atladım oda kabul etti. O kısımlara çok girmeyeceğim. Ama şu an bu ilişki benim için çok bişey ifade etmiyor. Yani ilk zamanlar birlikte gezerdik eğlenirdik. gün geçtikçe onunla takılmak bana yük gibi geliyor. Mesela hafta sonlarından korkar oldum beni arayacak buluşalım diyecek diye. Sanki bana verilmiş bir görev bir yük gibi hissediyorum. Keşke mesaj atmasa aramasa diye düşünüyorum. Herhangi cinsel bişey de yaşamak istemiyorum. Hatta bir süre önce ısrarla evime gelmek istedi ama ben evime gelsin istemiyorum. Evim benim için özel benim oturduğum koltuğa oturmasın gibi saçma düşüncelerim var. O yüzden sadece dışarıda cafelerde filan buluşuyorum.

Fakat kız beni çok seviyor tüm ilgisizliğime rağmen. Buluştuğumuzda bana bir melek gibi davranıyor. O böyle davrandıkça ondan ayrılmaya korkuyorum. Hatta ayrılmayı becereme gibi düşünüyorum.

Ayrıca üstümde sosyal baskı mı dersiniz toplumsal baskı mı dersiniz öyle bir şey var. Sevgilisiz kalmaktan korkuyorum. Sevgilim olmak zorunda gibi hissediyorum.

Üstelik geleceğim hakkında umutsuzum. Sahiplenme duygum sıfıra yakın. Hatta genel olarak pek duygum yok gibi. Yani sevgilimi bir parçam gibi düşünemiyorum. Başkalarına bakıyorum sevgilileri için hasta olanlar ölenler filan var. Başına bişey gelse şu saatte kalkıp gidecekler var. Ben gitmem mesela.

Sanırım ben hiç aşık olmadım acaba olsam bu duyguları tadar mıyım ?

Şimdi umarım hepsini okudunuz öyle ise gelelim sorulara
1- İlişkimiz hakkında ne düşünüyorsunuz ?
2- Sizce ne yapmalı ayrılmalı mı?
3- Ayrılma işi onun bana sevgi dolu davranışları sebebiyle imkansız geliyor ne yapmalı?
4-Sizce bu kadar duygusuz olmam mümkün mü ? Bir psikologa başvurmalı mıyım ?
5- Ayrıca kendimi cinselliğe çok istekli görmüyorum. Çevremdekiler 2 meme gördüğünde kızın içine düşüyorlar. KAlçalara bakmaktan yorgun düşüyorlar ben hiç oralı olmuyorum çünkü ilgimi çekmiyor. Bu bir sıkıntı/hastalık mı ?
6- Ben mutlu olabilecek miyim ?

Lütfen kalbimi kırmayın moralim çok bozuk kafam çok karışık
Ayrıca özelden gelebilecek yardım/fikir taleplerine her zaman açığım

Mesela biriyle ilk bulustunuz size acayip çekici gelir sonra zaman geçer gözünüz aşına olur o çekiciliğini kaybeder ve artık onun eksikliklerini görürsünüz işte keske biraz daha zayıf olsa bacakları çok kalın kısa vb ..Sizin ilişkilerinizde süre geçtikçe bu en az 6 7 ay yada 1 yıl sonra oluyor siz de artk hoşlandığınız kişiden ilginizi kaybediyor musunuz ?

Belli bi tipten mi hoşlanıyorsunuz yoksa alayını beğenirim mi?
Sarışın mi esmer mi?

Karşı cinste begenileriniz sabit mi? Hepsi bi arada olanlarla mı sevgili oluyorsunuz?

Çok feci şekilde kavga edip ayrıldık.Neler tavsiye edersiniz ?

Bugun fake instagramla instamessage girdim.Aynı anda 18 yasındaki kızdan tutun 30 yasındaki kadına karşı hepsi ile randevu kopardım.Bir ferrarili resim ,bi tane lüks restoranda yenmiş yemek ,lux bir ev ,Büyük bir çoğunluğu cevap veriyor .Biri de benim sevgilim ..fake adam da 31 yasında biri ..Yuh ya moralim bozuldu .. :(
Aşk meşk yalan !! Niye böyle lan :(

Şimdi az önce açtığım duyuruda fake zengin yakısıklı kaslı bir fake profilke instamessagedan sevgilime yürüdüm.30 dk da yemek randevusu aldım .o kadar istekliydi ki o an çağırsam geliyordu ,bir de sevgilisinin olmaduğını bana arkadasım diye söylediği herifi eski sevgilim diye tanıttı ..

Şimdi bu kıza ne yapsak ?
1 Bana bi mekala çağır tükürün diyorsunz ya o dediğiniz zor ,çünkü numaram aynı ses tonu aynı anca bi arkadasa söylicem ona da söyliyemem rezil olıurum
2 Kızın yakın bir iki arkadasını tanıyorum .Bi de salak benden ablasına bahsetmiş ama ben bunun böyle kasar olduğunu hissediyordum .

şimdi napalım ?

Kızlar dürüst olalım aylık 100 000 TL ve üzeri bir geliri olan adam,lüks bir araba ve lüks bir restoranda sizi yemeğe götürse sizi tavlama ihtimalı daha yüksek olur dimi ? Yani adam çok yüzüne bakılmayan bi tip olmadıkça sevgili olursunuz dimi ? Ne düsünüyorsunuz ?

Eski sevgilisini sosyal mecralarda takip etmeye devam eden bir manitaniz(kari koca sevgili ne olursa) olsa ne dusunursunuz?

Ne dersiniz artk ayrılmak isterseniz ..

Sevgilinizin dudağında uçuk çıkmış, siz hayatınız boyunca uçuk çıkarmadınız öperseniz virüs size de geçecek. Haftada bir buluşuyorsunuz. Banane deyip öper miydiniz öpmezmiydiniz?

...aslında gönül işleri kategorisine girmiyor, hiçbir sikime de girmiyor ama yazmak istedim.

Bugün bir caminin avlusunda bir köşeye oturmuş kedi seviyordum. Apak melek yüzlü bir kadın geldi, önce kediyi sevdi. Birkaç fotoğraf aldı. Sonra camiye girdi. Ben amaçsızdım, mutsuzdum, oturuyordum öylece. Kediyi sevmeye dermanım yoktu bile. Piçiko geldi kuruldu kucağıma. Onunla avunayım bari derken zaman geçmiş... Baktım, o kadın, az önce camiye giren kadın yanımda, o da seviyor kediyi. İzin istedi birkaç fotoğrafımızı çekti. Sonra biraz çekingen, oturdu karşımdaki banka. Polonyalıymış, sanat tarihçisi miymiş neymiş... İngilizcem bok gibi olduğu için onun sorularına kısa yanıtlar verdim. Orada temizlik işlerine bakan amca -biraz yılışık biri- da oturdu. Kadına sikindirik sorular soruyor, beni emeline alet ediyor tabii. Ben zaten darallardayım. Adam böyle diyor falan diyorum, gülüyor kadın, apak yüzü var, gözleri ışıl ışıl. Neyse, ben hafif kaykılıp gitmeye yeltendim. O esnada İbrahim Paşa Camii varmış dedi, tarif edeyim bari giderayak dedim, yanında taşıdığı ajandanın haritasından gösterdim, zaten bulunduğumuz yere 50 metrelik bir yer. Ayağa kalkınca bari oraya kadar götüreyim sizi dedim, Türk kadınına zinhar etmem böyle bir teklifi. Üstelik cami avlusunda. Amacın ne lan senin!!! Birlikte yürümeye başladık, ben İngilizcemin bu kadar beter olduğunu o vakit farkettim. O ney lan... Ne desem havada sallanıyor, bir sike faydası yok. Ama o kadar iyi niyetli ve anlayışlı ki cümlelerimi toparlıyor, sen aslında şunu dedin di mi dercesine hem benim yerime hem kendi yerine konuşuyor. Ben, aman dedim. Bırakayım cami avlusuna bitsin bu çile. O da ne cami kapalı, restore varmış. Öyle üzüldü ki. Hemen yanında devasa bir cami daha var, o zaman buna girelim eğer isterseniz dedim. Ona girdik, başına şalı aldı, geçti köşeye, ben de yanındayım. Devamlı gülümsüyor, ben de gülümsüyorum. Bu bana iyi gelmeye başladı. Biraz da fotoğraf çekti, aralarda bir iki defa da beni çekti. Galiba beni çekmediğinde benim darılacağımı düşündü bu kadın diyorum içimden. Bize bakışına bak diyorum, sosyalliyorum zihnimin içinde gelişmeleri...

bu arada kadın evliymiş, polonya'da önemli bir müzenin müdür yardımcısı gibi bir şeymiş. adını da söyledi ama anlayamadım. bense kendime hakim olamayıp bok ingilizcemle canhıraş şekilde anlatmaya başladım ecdadı. harem hürrem süleyman rüstem... polonya'da şu an muhteşem süleyman oynuyormuş. fatih'e gittin mi diye sordum, hayır dedi gülümseyerek. gözlerinin içiyle âdeta bana sorar gibi "gidebilirim" de dedi. ama bi sn diyerek telefonunu çıkardı. polish dili neymiş öyle, ekrana gözüm kayıyor karman çorman yazılar... bana şundaki rakamları söyleyebilir misin diye bir kart uzattı. belçikalı birinin kartı, öyle tuhaf bir isim var ki kadın mı erkek mi anlamadım. sonra buna İngilizce bir mesaj yazdı, "buluşmamızı yarınki kahvaltıdan sonraya erteleyebilir miyiz?" hemen mesaj geldi; yüzünde resmen çiçekler açtı kadının. bu arada sadece üç günlüğüne gelmiş istanbul'a. sonradan düşündüm, lan üç günlüğüne geldiğin bir memlekette belçikalı arkadaşınla olan randevuyu iptal etmek... çok değişik geldi bana. çünkü ilk karşılaştığımız yerde ona sorduğumda derdinin sadece orada bir iki yer görüp eminönü'ne inmek olduğunu söylemişti. benim yüzümden planı değiştirdi resmen. ayrıca sular seller gibi konuşamıyorum. derdimi anlatamıyorum, tek yapabildiğim sıkıştığım yerde gözlerinin içine bakıp sorry demek ve mahcupça gülümsemek. ama o sanki yıllardır aradığı şeyi bulmuşçasına mutlu. durmadan kedileri severek, fotograf çekerek yürüdük fatih'e doğru. tam valens'in altında dur dedi. çantasını açtı bana bir elma verdi iki elması varmış. ikimizde elmaları hatır hutur yiyerek yola devam ettik. acıkmışım da amk, ne dediğim iyice anlaşılmaz oldu. bu gülüyor falan. sağa sola bakmadan yola atlamama, yaya geçidi dinlemeden gaza abanan hayvanlara diğer garabetler durumlara da şaşırmayı ihmal etmiyor.fatih'i gezdik. yüzlerce kedi fotoğrafı çekti. musalla taşının manasını bir anlatışım vardı, değmeyin gitsin. ilk kez beni düzeltmeden dinledi, gözlerini faltaşı gibi açarak ve sonunda illaki gülümseyerek.

sabahın amaçsızlığı mutsuzluğu bende başka bir şeye evrilmeye başladı, fatih'te nokta koyacağımız zoraki geziye artık ben devam etmek istiyordum sanki. kedileri sevişi, arada bir bana dönüp şak diye fotoğrafımı alışı... bari çekiyorum de hayırsız, zaten at hırsızına dönmüşüm. ama dert etmiyor hiçbir şeyi. karılar pazarındaki leş peynircileri gösteriyorum, hemen yiyelim o zaman falan diyor. ben not hijyen! diye durduruyorum. hani kandırmak istemiyordum, belli ki bana güvendi bir noktada. malta'da suriyeli göçmenlerin sikerttiği bir lokantayı gösterdim, bak nasıl ekmek yapıyorlar, bak nasıl döner. ama ortam sirkten hallice, hakkaten nolmuş lan canım malta. kadın hadi girip yiyelim diyor, ben not hijyen! sonra beş on adım attık, birden durup ve yine gülümseyerek "benim için endişelenmeyi bırakır mısın?!" dedi. allah'ım, başım döndü. ahir ömrümde ben böyle lezzetli itiraz görmedim. kedi gibi piki deyiverdim. hemen arkamızdaki nar suyu sıkan barzo gence iki bardak verir misin dedi, elemanın eller meşin gibi ama bu arada. eleman da kendi çok matahmış gibi "çok bozdu abi buralar." diye suriyelilerden şikâyet ediyor. ona da eyvallah çekip sıkılmış nar sularımızı içe içe çarşambaya doğru yola revan olduk. mutlu muydum neydim!

hedefte fethiye müzesi var, orayı göstereceğim ona. bir de yabancı arkadaşları götürmeyi en sevdiğim yer sonuçta. pata küte konuşmalarım sürüyor, o gülümsüyor. yolun bir yerinde artık amaçsız amaçsız şehirde fink atan sevgili modunda dur ya bak şurda ne var diyerek onu çukurbostan'dan geçirerek yavuz selim'e soktum. bilenler vardır muhteşem bir seyir terası var. görsün de daha çok gülsün, daha çok mutlu olsun istiyordum. artık onun mutlu olması içindi her adımım. o noktaya nasıl geldim bir türlü çözemedim o kısmı. asıl tuhafıma giden de bana hemence güvenip randevularını bile iptal edecek duruma onun gelişiydi. kedi nelere kadirmiş ya lan.

çarşamba'da spontane şekilde yarım kucak sakalı olan çalışanların bulunduğu bir lokantaya oturduk yine onun teklifiyle. başta ortada ve sonra hesabı benim ödememe izin vereceksin değil mi, dedi. ben tamam dememe rağmen, yemeğin sonunda hesaba ortak oldum. bıraksa hepsini ödeyeceğim amk. helali hoş olsun. fethiye'den sonra kariye'ye geçirdim onu, o ara yolları akşam karanlığında aşıyoruz. ben olsam tırsarım ne yalan söyleyeyim, ama o sonsuz bir güvenle yürüyor. ve arada mutlu bir gülümsemeyle taçlandırıyor anı. arkadaşlar bu arada gayet seviyeli ve aklı başında iki insanız hani, iç sesimle anlatıyorum hadiseyi. kadın ne düşünüyor, neden böyle davranıyor hiç bilmiyorum yani. benim kafamda makul tek bir gerekçe var. muhtemelen bir turla geldi, ya da çekilmez lavuklarla dolu bir arkadaş çevresi var. böyle bir anın fırsatını kolluyordu ve gerçekten de dilediği oldu. Bu yani. sonuçta boru değil, şehrin en kıymetli yapılarını, otantik ortamlarını gösteriyorum ona. bulunmaz nimet. farkında da. ben de onun kendisi için yapılana kıymet vermesini bilen biri olmasından etkileniyordum. yani bence durum budur.

kariye'den sonra, surları gösterdim. surlara tırmanan merdivenleri görünce hadi çıkalım dedi. ben peki dedim, ama yükseklik korkum var. yolun yarısında, arkasından ben korkuyorum diye bağırdım ama sesim nasıl titriyor, mırıl mırıl konuşup beni rahatlatarak elimden tuttu. o önde ben arkada tırmandık surları. yukarda bana bir gülme geldi, o da gülüyor. böyle denişik bir ambiyanstı yani, istanbul ayaklarının altında ışıl ışıl, bizans surlarının tepesindesiniz, rüzgar esiyor, ruhunuz esrimiş, böyle üzerinize bir hâl inmiş, keşke görseydiniz. birbirimize sokularak ilk özçekimimizi de o an yaptık. ben başka birşeyden daha tırsıyorum, çevre evler it kopuk, hapçı dolu. biri peşimizden tırmanıp bizi gasp etse bir bok yiyemeyiz kesinlikle. yoksa orada daha uzun kalınabilirdi. kalınsa mıydı acaba lan:(

yatsıya mihrimah'a yetiştirdim elhamdülillah bunu. girdik oturduk bir köşede, aşrın sonuna kadar da beklettim. bir biz varız zaten yabancı. bizi köşede son ana kadar uslu uslu bekler gören cemaat çıkışta yanaşıyor, allah kabul etsin falan diyor. etsin de neyi yani? ne anladınız ki siz? avluda bir telefon geldi buna gülerek heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor. ben fotoğraf çekerken yanıma sokuluyor özçekim yapsana diyor el işaretiyle, o konuşurken ben fotoğrafımızı çekiyorum. eve gelip ilk o fotoğrafa baktım, o kadar güzel çıkmış ki.

dönüşteyiz, yarın memlekete dönüyorum gayrı dedi. binlerce teşekkür vs. etti ben de özür diledim kendisinden. berbat ettim aslında gününü dedim, ikimizin yerine de sen konuşmak zorunda kaldın. bir kâğıt kalem çıkartıp telefonlar, sosyal medya ne varsa yazdırdı bana. Kendininkini de yazıp bana verdi. onu karaköy'e bırakıp geri eve döneceğim. meğer şişhane'de inecekmiş köprüyü görünce hemen ayağa fırladı. ben de butona çöktüm. şoför durmaya kalmadan boynuma sarıldı ve beni yanağımla dudağım arasında bir yerden öptü.

ben ilkin, otobüs sarsıntısından yanlışlıkla oldu sandım. bir daha bir daha, aynı yerden seri öpüyor derken otobüs meğer durmuş bu arada. şoför homurdanıyor. hatta herif on tonluk araca hafif gaz vererek bizi biraz tokuşturdu da. kadın ayrılmak istemiyor âdeta, ama hemen indirdim, sonra kaldım tabii içerde sap gibi. gözden kaybolana kadar iki eliyle otobüsün ardından el salladı.

5 saat oldu, öptüğü yerler hâlâ sızlıyor, şu an çok mutsuzum. hani anlayacağına iman etsem zeki müren şarkıları gönderecem kendisine facebooktan, o biçim.

niye böyle oldum ben ya, normal mi?

aklımda hiç böyle bir gün geçireceğim yoktu, biraz kitaplara bakıp hava alıp dönecektim eve. şimdi hani sevgiliden ayrılınca bütün kemiklerin kırılmış gibi tüm varlığın ağrır ya. aynen öyleyim, normal mi bu?

www.youtube.com

Burcuna bakıp hoşlanmaktan vazgeçtiğiniz oluyor mu ya da olmuyorsa iyi ki olmamış zaten anlaşamazmışız diyor musunuz? Tamamen uyumsuz burçlar olup çok uyumlu insanlar olabiliyor mu?

bir kız var, tam şimdi sevgili değiliz. zaten başka bir şehirde. whatsapptan filan bayağı konuşuyoruz yaklaşık 3 aydır. sevgili değiliz ama tam sevgili olma aşamasındayız. durumumu anlatabilmişimdir umarım.
şimdi bu kız işe başladı yeni. dün haber vermişti bana. ben şimdi işyerine bir çiçek yollasam mı? yeni işe başladı diye. sürpriz olarak iyi mi olur yoksa istemeyebilir mi? kararsız kaldım, tavsiyelerinizi bekliyorum.

tepkiniz ne olurdu. ve ayrıldıktan sonra birkaç defa konuştuklarını yenı öğreniyorsunuz. ve bir sene sonra tekrar arıyor. nıye arıyorsun vs denıyor ama sizinle arkadaşlığını söylemıyor.

Kastettiğim "Uyudun mu?" değil tabi :) ama yine de sabaha karşı eski sevgili ya da potansiyel sevgili adayından gelen mesajı gördüğünüzde ciddiye alır mısınız? Yoksa hadsizlik olarak görüp cevabınızı ona göre mi verirsiniz?

Ya da tamamen görmemiş gibi mi yaparsınız?

İğrenç bir durumdayım diyebilirim. Kız arkadaşım ve ben farklı şehirlerdeki üniversiteleri kazandık. Tabi kayıt yaptırdık vs. Bu sene ikimizde ingilizce hazırlıktayız. Az bir farkla kaçırdı benim olduğum yerdeki üniversiteyi. Ona bu sene hazırlık okurken aynı zamanda tekrar çalışsan buraya gelsen diye ikna ediyorum. Tam tav oluyor ki sonra vazgeçiyor gibi.

NOT1: O izmir'de ben Ankarandayım.

Not2: Tıp fakültesindeyim ben onun bölümü başka. hani hazırlıktır 1. sınıftır ayda 2 3 kez görüşebiliriz sanıyorum ama bunun 2. sınıfı var tıp 3. sınıfı var stajlar var intörnlük var. Var da var. İlişkmizin devamlılığı açısından çok büyük bir problem.

Not3: Kız tarafı o


Not4: En son ikna çabalarımdan sonra şöyle bir şey yazmıştı:


'By sene çok rahat araştırma yapabilir olduğum yerde fark yaratabilirim ve ne bileyim ankara nın havası soğuk etraf siyasi falan hep asla dediğim bir yer oldu şimdi bi anda kendimi ankara da düşününce tuhaf oluyorum.Hani ilerde bi insan için gittim demek istemiyorum tamam seni çok seviyorum ve her türlü fedakarlığa varım da bi sene daha bu stresi çekmeme değer mi onu düşünüyorum'


Onun yerinde ben olsam deli gibi çalışırdım sonuçta göremeyeceksin gibi bir şey ayda 2 3 kez. 2 3 sene sonra hiç gibi.

Ben mi çok safım?

Not5: Burdaki üniversite daha kaliteli yani benim için dandik bir yere gelmiyor.


EDit: ikimizde istanbul'dan gidiyoruz yani ailesini vs. benim için terk etmiyor . İzmir'de tanıdığı kimse yok hatta. Ankara'da az da olsa var.

Edit2: Benim okuduğum yer ile İzmir'dekiler arasında çok fark var. Ama onun burada okumayı düşündüğü yer daha iyi o yüzden onun Ankara'ya gelmesi daha mantıklı. Üstelik ingilizce hazırlık okuyor yani okulu bırakmasına da gerek yok.Sadece eve dönünce sınava tekrar çalışacak ve inanın ki hafif bir çalışma bu. Hesaplama yaptık birlikte puan kırılıyor ama zor değil kazanması.

Başınızı şişiriyorum, aslında burçlara da indirgemiyorum olayı ama, çok sıkışık kaldım. Kısa keseceğim, aranızda bu burcun mensubu bayanlar vardır ya da, benzer şeyler yaşamış erkekler vardır, ya da burç olarakta kısıtlamayabiliriz de, yardımınıza ihtiyacım var. 1,5 ay önce nişan attık, annemin tavırları da etkiliydi, en son bu gece yoklamak için aradım, arama-sorma her şey bitti, seni istemiyorum dese de, kapatmadan önce "senden başka bir ten, yüz duygu tutku istemiyorum." Deyince ağlamaya başladı, ben de ağladım, "başka diyecek bir şeyin var mı?" Dedi, ben de "yaramsın" deyip kapattım. Bir şekilde olayı tatlıya bağlamak, yeniden gönlünü almak, kaldığım yerden devam etmek istiyorum, bir hafta düğünümüz olacaktı güya, nişan atılınca kaldı. Her şeyi feda etmeye de hazırım, ne yapabilirim, fikrini ya da tecrübesini aktarabilecek arkadaşlarım olursa çok sevinirim. Şimdiden saygılar.

Şimdi eski erkek arkadaşım birkaç gündür aklımı çeliyor. Aslında çok aşık değilim ama çok iyi biri ve bana iyi geliyo. Ama ayrılma sebebimiz benim onu bırakıp baskasi ile olmamdi. Tabi tahmin edeceğiniz gibi husranli bitti. Bu eski olan da her şeyi unuttum dön diyor. Sorum su sizce bu iliski yürür mu? En ufak hatada geçmiş yüze vurulur mu? Evlilik düşünüyor belirtelim.

Ilk goruste asik olaniniz var mi? Veya sonradan asik olduysaniz hangi ozelliklerinden etkilendiniz? Veya ilk gorusmenizde bu is olmaz, gelecek goremiyorum dediginiz birini nelerden dolayi istemezsiniz?