Duyurunun playboyları cevaplamasa sevinirim.
Benzer duyurları daha önce de açmıştım zaten hatırlayanlar olacaktır kabak tadı verdi farkındayım, hala mı o kız aklını şey yapayım derseniz saygı duyarımm. Eski duyuru bu, son paragraftaki bahsettiğim kişi www.eksiduyuru.com
Üniversite kapanmadan önce (mayıs-haziran) gibi sınavlarda çok karşılaştık ve afedersiniz hayvan gibi gözlerini kaçırmadan bakıyordu. Öncesinde sosyal medyadan çok sallamamıştı, ben de çok üstelemedim sosyal medyada. Instagramdan takipleşmiştik 5-6 ay önce, ben atmıştım takip isteğini onayladı bana attı istek. Ondan hoşlandığımın %1500 farkında. 1-2 kere fotosunu laykladım başka da layk atmadım. Okulda denk gelince çok fazla gözgöze geliyorduk geçen dönem. Ben son sınıftım bu sene uzattım okulu. O bu sene 3 oldu. Ekşiyi takip ediyor, burayı da okuyor olabilir öyleyse sıçtım zaten. Devam zorunluluğum olmadığı için de anca geçen pazartesi gelebildim okula. Geçen hafta binde bir foto atarım instagrama layklamış. 2-3 kere karşılaştık yanından hiç bakmadan geçtim(tavşan dağa küsmüş diyebilirsiniz). Bakasım da gelmiyor çünkü bin tane düşünce gelecek aklıma. Neden bakıyor, acaba onda da hoşlanma var mı, yoksa "bu salak da yapıştı .s.s" modunda mı ? diye bin tane şey gelecek aklıma.
Bu kısmı özellikle kadın kişileri cevaplarsa çok sevinirim.
1-) Sizden hoşlandığını bildiğiniz bir kişiye özellikle mi kısa cevap veriyorsunuz ? Bunu peşinizden koşturup, ağırdan almak için mi yoksa "yapıştı bu da ya .s.s" modunda mı yapıyorsunuz ? Yoksa diğer seçenek ne olabilir ?
2-) Sizden hoşlandığını bildiğiniz birisine neden hayvan gibi bakıyorsunuz ? Hadi bir kere bakıp "benden hoşlanan çocuk .s.s" deyip yoluna bakması gerekmez mi ? Amacı ne olabilir, ego tatmini, peşinden koşturma, öylesine bakma, diğer
?
3-) Hoşlandığı bilinen kişinin durup dururken instagramda fotoğrafını beğenme amacı nedir ? "OMO OROSO SOSYOL MODYO HORKOS HORKOSU BOĞONOYOR" tamam beğenelim beğenelim de ekrem abi, karşında senden hoşlandığını bildiğin birisi var. Nezaketen takipleştin zaten okey eyvallllllah ama layk atmak yoklamak mı oluyor yoksa ben mi buluttan nem kapıyorum ?
4-) Kız biraz çekingen gibi. 2-3 kere konuşma şansım oldu çok kısa. Konuşurken ben geriliyorum normalde en ufak gerilmem istediğim kadar hoşlanayım ama tribe sokuyor beni, hata yapmamak için de muhabbet açamıyorum yanlış anlar mı diye. Burası da küçük bir yer, bir yerlere kahve bilmem ne içmeye çağırsam, o anda panikleyip hayır teşekkürler dese kendime kızarım. Belki olacak işi bozdum diye ama kafasında net bir şey var mıdır benim hakkımda ? Yani kesinlikle olmycak ya da belki olabilir diye ? Sizce sonraki hamlem ne olmalı ? Yaşlar ben 23, o 21.
Edit: Tikler 1-2 saate gelecek.
Benzer duyurları daha önce de açmıştım zaten hatırlayanlar olacaktır kabak tadı verdi farkındayım, hala mı o kız aklını şey yapayım derseniz saygı duyarımm. Eski duyuru bu, son paragraftaki bahsettiğim kişi www.eksiduyuru.com
Üniversite kapanmadan önce (mayıs-haziran) gibi sınavlarda çok karşılaştık ve afedersiniz hayvan gibi gözlerini kaçırmadan bakıyordu. Öncesinde sosyal medyadan çok sallamamıştı, ben de çok üstelemedim sosyal medyada. Instagramdan takipleşmiştik 5-6 ay önce, ben atmıştım takip isteğini onayladı bana attı istek. Ondan hoşlandığımın %1500 farkında. 1-2 kere fotosunu laykladım başka da layk atmadım. Okulda denk gelince çok fazla gözgöze geliyorduk geçen dönem. Ben son sınıftım bu sene uzattım okulu. O bu sene 3 oldu. Ekşiyi takip ediyor, burayı da okuyor olabilir öyleyse sıçtım zaten. Devam zorunluluğum olmadığı için de anca geçen pazartesi gelebildim okula. Geçen hafta binde bir foto atarım instagrama layklamış. 2-3 kere karşılaştık yanından hiç bakmadan geçtim(tavşan dağa küsmüş diyebilirsiniz). Bakasım da gelmiyor çünkü bin tane düşünce gelecek aklıma. Neden bakıyor, acaba onda da hoşlanma var mı, yoksa "bu salak da yapıştı .s.s" modunda mı ? diye bin tane şey gelecek aklıma.
Bu kısmı özellikle kadın kişileri cevaplarsa çok sevinirim.
1-) Sizden hoşlandığını bildiğiniz bir kişiye özellikle mi kısa cevap veriyorsunuz ? Bunu peşinizden koşturup, ağırdan almak için mi yoksa "yapıştı bu da ya .s.s" modunda mı yapıyorsunuz ? Yoksa diğer seçenek ne olabilir ?
2-) Sizden hoşlandığını bildiğiniz birisine neden hayvan gibi bakıyorsunuz ? Hadi bir kere bakıp "benden hoşlanan çocuk .s.s" deyip yoluna bakması gerekmez mi ? Amacı ne olabilir, ego tatmini, peşinden koşturma, öylesine bakma, diğer
?
3-) Hoşlandığı bilinen kişinin durup dururken instagramda fotoğrafını beğenme amacı nedir ? "OMO OROSO SOSYOL MODYO HORKOS HORKOSU BOĞONOYOR" tamam beğenelim beğenelim de ekrem abi, karşında senden hoşlandığını bildiğin birisi var. Nezaketen takipleştin zaten okey eyvallllllah ama layk atmak yoklamak mı oluyor yoksa ben mi buluttan nem kapıyorum ?
4-) Kız biraz çekingen gibi. 2-3 kere konuşma şansım oldu çok kısa. Konuşurken ben geriliyorum normalde en ufak gerilmem istediğim kadar hoşlanayım ama tribe sokuyor beni, hata yapmamak için de muhabbet açamıyorum yanlış anlar mı diye. Burası da küçük bir yer, bir yerlere kahve bilmem ne içmeye çağırsam, o anda panikleyip hayır teşekkürler dese kendime kızarım. Belki olacak işi bozdum diye ama kafasında net bir şey var mıdır benim hakkımda ? Yani kesinlikle olmycak ya da belki olabilir diye ? Sizce sonraki hamlem ne olmalı ? Yaşlar ben 23, o 21.
Edit: Tikler 1-2 saate gelecek.
soru baslikta.
ben google'da arattim en fazla.
insanlar hedeflerindeki kisilerin check-inlerini analiz edip ona gore mekanlarda takiliyormus.
sizin stalkta inebildiginiz en derin nokta neresiydi?
ben google'da arattim en fazla.
insanlar hedeflerindeki kisilerin check-inlerini analiz edip ona gore mekanlarda takiliyormus.
sizin stalkta inebildiginiz en derin nokta neresiydi?
Kızlar selam, enteresan bir sorum var.
Diyelim ki sevdiğiniz adama evlilik teklif etmek düşüncesindesiniz.
1. Bunu yapar mısınız yapmaz mısınız?
2. Neden?
3. Yaparsanız nasıl yaparsınız?
Diyelim ki sevdiğiniz adama evlilik teklif etmek düşüncesindesiniz.
1. Bunu yapar mısınız yapmaz mısınız?
2. Neden?
3. Yaparsanız nasıl yaparsınız?
ya afedersiniz 30 yasıma geldim evlenemedim de, merak ediyorum, evlilikte iç geçirtecek - keşki evlenseymisim ya of dedirtecek- bir durum var mı?
yoksa overrated bir olay mı evlilik?
sex:m
yoksa overrated bir olay mı evlilik?
sex:m
Sevgiliniz olmamasına bahaneleriz var mı? Benim yaşım biraz var(33) ama sevgililik olayını filan sevmiyorum.Fiziksellikte istersem yaşıyorum, hayatım böyle sürüp gidiyo.Memnunum esasen ama cevremdeki herkes istisnasız böyle olmaz bi sevgilin olsun filan deyip duruyo. Zamanında olmustu tabi ama genel olarak sevmedigim bisi olduguna karar verdim. Cok mu garip sizce sevgilisizlik? Evlenmek zaten aklımda hiç yok. Size bu tip seyler dendiginde ne diyorsunuz?
Arkadaşlar konuyu arkadaşım için açıyorm bir arkadaşım ekolu değil kesinlikle ;
Arkadaşım (cinsiyeti kız ) 2 senelik erkek arkadaşından ayrıldı ayrılma sebebi kesnlikle geçerli bir sebepti ihanete yeltenme diyelim ama yine de kız bekledi ki çocuk dönsün özür dilesin barışalım. Nitekim çocuk dönmedi, özür de dilemedi üstüne başkasını buldu çok yüksek ihtimalle. Şimdi kız geçenlerde aradı çocuk dedi ki mesleklerimiz, ailelerimiz, arkadaş çevremiz bile çok uyumsuz olmuyordu zaten asla da olmayacak dedi. Haliyle bu laflar arkadaşımı çok çok üzdü. Çocuk en baştan beri mesleğini biliyordu arkadaşım 9-7 çalışır. Çocuk ise serbest çalışıyor işi yok çoğu zaman boş vakti bol ama kazancı iyi. Şimdi arkadaşım kendini kahrediyo keşke öyle ayrılmasaydım diye ve bu uyumsuzuz muhabbeti de canını çok sıkTı.
Benim fikrimce hepsi bahane ama tabi arkadaşım ağla ağla bitap halde sürekli kendisini suçluyor. Ne yapalım ona da üzülmesin ?
Şimdiden teşekkürler iyi pazarlar
Arkadaşım (cinsiyeti kız ) 2 senelik erkek arkadaşından ayrıldı ayrılma sebebi kesnlikle geçerli bir sebepti ihanete yeltenme diyelim ama yine de kız bekledi ki çocuk dönsün özür dilesin barışalım. Nitekim çocuk dönmedi, özür de dilemedi üstüne başkasını buldu çok yüksek ihtimalle. Şimdi kız geçenlerde aradı çocuk dedi ki mesleklerimiz, ailelerimiz, arkadaş çevremiz bile çok uyumsuz olmuyordu zaten asla da olmayacak dedi. Haliyle bu laflar arkadaşımı çok çok üzdü. Çocuk en baştan beri mesleğini biliyordu arkadaşım 9-7 çalışır. Çocuk ise serbest çalışıyor işi yok çoğu zaman boş vakti bol ama kazancı iyi. Şimdi arkadaşım kendini kahrediyo keşke öyle ayrılmasaydım diye ve bu uyumsuzuz muhabbeti de canını çok sıkTı.
Benim fikrimce hepsi bahane ama tabi arkadaşım ağla ağla bitap halde sürekli kendisini suçluyor. Ne yapalım ona da üzülmesin ?
Şimdiden teşekkürler iyi pazarlar
Maltepe park, kotonda calisiyor. İlk 4 5 ay once gormustum. Hayran hayran izledim. Ayda bir, onu gormek icin gittim hep magazaya. Bugun de. Yine ordaydi. Aksam ona geliyordu bi girdim magazaya. Ha konustum ha konusucam derken oyle izledim ciktim sonra. Sifir ozguven, tip yok, gobek var, sac yok. Loser. E.pitt iste. Nefret ediyorum kendimden.
Üniversitede sınıftan bir çocuk var. Birimiz sınıfa girdiğinde gözlerimiz direk birbirine kilitleniyor, içinde benim de olduğum gruba bir şeyler anlatırken surekli bana bakıyor falan... Ve bunu farkeden tek kişi ben degilim. Düne kadar hiç oyle muhabbet falan edememiştik dün konuştuk hobilerden filmlerden, hatta cocuk şunu bu akşam izle yarın kesin konuşalım falan dedi... Bugün yüzüme bile bakmadı ya lan? Bi yakın bir soğuk taktik mi yapıyor amacı ne olabilir?
yüzünden ayrıldıktan sonra kendinizi kahrediyo musunuz ? kahretmemek için nasıl düşünmek gerek ? ay şöyle yapmasam ayrılmazdık vs vs diye düşünüp kendinizi yiyor musunuz ?
hatadan kasıt aldatmak falan gibi şeyler değil bu arada.
hatadan kasıt aldatmak falan gibi şeyler değil bu arada.
' evleneyim, çocuğum olsun' kafasında bir insan değilim hatta bunlara çok uzağım ama bazen felaket sekilde ' hemen simdi çocuk doğurmaliyim' gibi bir his geliyor. içgüdülerime karşı koyamıyorum sanırım.
size de oluyor mu?
edit: 23
size de oluyor mu?
edit: 23
Gençler şöyle anketler hazırladım, lütfen dolduralım:
Kadınlar: www.strawpoll.me
Erkekler: www.strawpoll.me
Bu da sözlükteki başlık. Altına 2-3 entry yazarsak süfer olur. Tenks.
(bkz: ekşi sözlük cinsel özgürlük anketi)
Kadınlar: www.strawpoll.me
Erkekler: www.strawpoll.me
Bu da sözlükteki başlık. Altına 2-3 entry yazarsak süfer olur. Tenks.
(bkz: ekşi sözlük cinsel özgürlük anketi)
Bir kızla tanıştım. Özet geçiyorum 15 dakikalık sohbette bi dünya ortak nokta/tesadüf keşfettik. Facebooklarımızı aldık verdik. Bi iki gün sonra bi şeyi bahane ederek bi ara buluşalım da şöyle bi şeyler yapalım manasına bi şeyler yazdım. Tabii ama bu aralar yoğunum bi de o dediğin şeyi ben iyi yapamıyorum filan yazmış. Bu aralar dediği de önümüzdeki on gün filan. Ama şu ana kadarki yazışmalarda kız sürekli gülen soru soran falan bi tavırdaydı. Tabi kibarlıktan da olabilir.
Ben de mesajlaşmayı seven biri değilim. Kıza da ilgi duydum, arayı soğutmamak istiyorum. On gün mesaj yazsam bi yerinde sıçar batırırım çünkü tanımadığım insan sonuçta. Bi de işin fazla ilgili görünüp itici olma boyutu var. Hiç yazmasam da ayrı kötü. Bekleyip on gün sonra yazsam Oha gün saymış resmen diyecek eheh. Ne yapsam bilemedim.
Aklınızdan ne geçiyorsa yazın süper çözüm olması şart değil.
Ben de mesajlaşmayı seven biri değilim. Kıza da ilgi duydum, arayı soğutmamak istiyorum. On gün mesaj yazsam bi yerinde sıçar batırırım çünkü tanımadığım insan sonuçta. Bi de işin fazla ilgili görünüp itici olma boyutu var. Hiç yazmasam da ayrı kötü. Bekleyip on gün sonra yazsam Oha gün saymış resmen diyecek eheh. Ne yapsam bilemedim.
Aklınızdan ne geçiyorsa yazın süper çözüm olması şart değil.
konuyu gönül işlerinde açabilirdim ama bence daha cok kafa saglıgıyla alakalı bi durum bu. biraz uzun olacak bastan uyarayım. şimdi ben baya kötü bi cocukluk gecirdim, ciddi problemlerimiz vardı aileden ve pek sevgi-saygı ortamı icinde buyumedim. bunun üstüne ortaokulda aşırı travmatik bi tecrube yasadım, derken lise ve üniversite yıllarımda ufak tefek seyler olsa da insanlara guvenmek ve baglanmakla ilgili ciddi problemlerim var. aslında baglanmaya cok muhtacım ama korkumdan hiç yanasmadım, biriyle yakın paylasıma girecek gibi olsam hep kactım. sonra okul bitti iş basladı. bu defa da istedigim gibi biri olmadı, derken 2 taciz vakası yasadım. ondan sonra psikolojik problemler patlak verdi 2 senedir rahibe modundayım.
gelelim bugune, artık 29 yasındayım. pek bişeye hevesim kalmış gibi hissetmiyorum. cok alakasız bi şekilde biriyle tanıstım. o da aslında baya hassas biri ama benim kadar agır şeyler yasamamıs. illa birlikte olalım istiyor. ve enteresan bi şekilde ilk defa birine kendimi yakın hissediyorum. ama aşırı korkuyorum, birine baglanmaktan, hayalkırıklıgına ugramaktan, tecrubesizligimden. biraz da utanıyorum. gecen sordu sen hiç anlatmıyosun gecmisini diye, dedim anlatmaya deger bişeyim yok. bu yasta biriyle opusmemişim bile demekten utandım, kimseye o kadar tutku duymamısım ya da böyle bi sevgi ihtiyacı hissetmemişim. bunu arkadaslarımla bile paylasamıyorum ama anonimlige sıgınarak soruyorum. sizce nolacaksa olsun deyip yasamalı mıyım, yoksa zaten az olan hevesimi baskılayıp kendi travmalarımla baska bi insan evladını da bosuna sacma sapan durumlara sokmamalı mıyım?
gelelim bugune, artık 29 yasındayım. pek bişeye hevesim kalmış gibi hissetmiyorum. cok alakasız bi şekilde biriyle tanıstım. o da aslında baya hassas biri ama benim kadar agır şeyler yasamamıs. illa birlikte olalım istiyor. ve enteresan bi şekilde ilk defa birine kendimi yakın hissediyorum. ama aşırı korkuyorum, birine baglanmaktan, hayalkırıklıgına ugramaktan, tecrubesizligimden. biraz da utanıyorum. gecen sordu sen hiç anlatmıyosun gecmisini diye, dedim anlatmaya deger bişeyim yok. bu yasta biriyle opusmemişim bile demekten utandım, kimseye o kadar tutku duymamısım ya da böyle bi sevgi ihtiyacı hissetmemişim. bunu arkadaslarımla bile paylasamıyorum ama anonimlige sıgınarak soruyorum. sizce nolacaksa olsun deyip yasamalı mıyım, yoksa zaten az olan hevesimi baskılayıp kendi travmalarımla baska bi insan evladını da bosuna sacma sapan durumlara sokmamalı mıyım?
Özellikle aynı evde yaşayan ya da aynı evde çok fazla vakit geçiren çiftlere sormak istiyorum; sevgiliniz porno izliyor mu? İzliyorsa bundan sizin haberiniz oluyor mu? Birlikte mi, ayrı odalarda mı yoksa gizlice mi izliyorsunuz? Sevgilinizin o an porno izlediğini bilmek sizi psikolojik olarak nasıl etkiliyor? Bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Cevap veren arkadaşlar cinsiyet ve yaş da belirtirlerse çok sevinirim. Teşekkürler.
Cevap veren arkadaşlar cinsiyet ve yaş da belirtirlerse çok sevinirim. Teşekkürler.
dün tez danışmanımla can sıkıcı bişey yaşadım. ilk aklıma geldiği gibi davranmayıp, tepkisiz kaldım. sonra iyi ki böyle yapmışım, sakinleşip ona göre bi tavır almak her zaman daha doğru diye düşündüm. zira çoğunlukla kendimi doğru ifade etmekte zorlanıyorum ve bu da tepkilerimin aşırıya kaçıp amacımı aşmasına neden oluyor. ama geçmişe baktığımda, -son zamanlarda sıklıkla yapmaya çalıştığım gibi- sakinleştikten sonra takındığım yapıcı tavrın da üzerimde eğreti durduğunu, bundan memnun olmadığımı farkettim. çünkü çoğunlukla tepkilerimi yutup orta yollu davranma sonucuna varıyorum ve bu da beni tatmin etmiyor.
düzgün anlatamadım biliyorum ama anlayanlar cevaplarsa sevinirim. sanırım soru şu: ilk aklınıza geldiği gibi davranmak, ne olursa olsun kendimiz gibi olmak mı, yoksa sakinleşip yapıcı olmak mı? teşekkürler.
düzgün anlatamadım biliyorum ama anlayanlar cevaplarsa sevinirim. sanırım soru şu: ilk aklınıza geldiği gibi davranmak, ne olursa olsun kendimiz gibi olmak mı, yoksa sakinleşip yapıcı olmak mı? teşekkürler.
bir arkadaşım adına soruyorum.
-1 aydır bir kızla görüşüyorlar. sevgili değiller. arkadaşlığın bi tık üstü sevgililiğin bi tık altı gibiler.
-erkek 34 kız 25 yaşında. çok iyi anlaşıyorlar, aynı frekanstalar.
-kız yaşı problem ediyor ama aşık olursa çözülecek bir şey gibi.
-görüştükleri zaman çok iyi kaynatıyorlar. hatta el ele, yanak yanağalar, ağızdan öpüşmüşlükleri de var birçok kez.
-ayrı kaldıklarında kızın ayarı bozuluyor.
-çocuk kıza inanılmaz ilgili ve kibar davranıyor. kız da aynı karşılığı veremediği için huzursuz oluyor.
-kız, senin üzülmeni istemiyorum deyip duruyor çocuğa (evet üzeceği için yer yapıyor). ama tam da ipleri koparmıyor.
-çocuğa kalsa ciddi düşünülebilecek birisi, daha fazla tanışıklıkları yok ama hissiyat bu yönde.
eldeki verilere bakacak olursak:
1- kızla çocuk görüşmeye devam etsinler, akışına bıraksınlar, zamanla olacağı varsa olsun mu? yani çıkak mı :) diye sıkıştırmanın alemi yoktur he mi? (ben de bu fikirdeyim)
2- çocuk kıza bir süre görüşmeyelim sen de o süreçte kararını ver desin mi?
3- başka izlenecek yol var mı?
saygılar, sevgiler, teşekkürler.
-1 aydır bir kızla görüşüyorlar. sevgili değiller. arkadaşlığın bi tık üstü sevgililiğin bi tık altı gibiler.
-erkek 34 kız 25 yaşında. çok iyi anlaşıyorlar, aynı frekanstalar.
-kız yaşı problem ediyor ama aşık olursa çözülecek bir şey gibi.
-görüştükleri zaman çok iyi kaynatıyorlar. hatta el ele, yanak yanağalar, ağızdan öpüşmüşlükleri de var birçok kez.
-ayrı kaldıklarında kızın ayarı bozuluyor.
-çocuk kıza inanılmaz ilgili ve kibar davranıyor. kız da aynı karşılığı veremediği için huzursuz oluyor.
-kız, senin üzülmeni istemiyorum deyip duruyor çocuğa (evet üzeceği için yer yapıyor). ama tam da ipleri koparmıyor.
-çocuğa kalsa ciddi düşünülebilecek birisi, daha fazla tanışıklıkları yok ama hissiyat bu yönde.
eldeki verilere bakacak olursak:
1- kızla çocuk görüşmeye devam etsinler, akışına bıraksınlar, zamanla olacağı varsa olsun mu? yani çıkak mı :) diye sıkıştırmanın alemi yoktur he mi? (ben de bu fikirdeyim)
2- çocuk kıza bir süre görüşmeyelim sen de o süreçte kararını ver desin mi?
3- başka izlenecek yol var mı?
saygılar, sevgiler, teşekkürler.
sakallı erkek mi sakalsız erkek mi?
beğendiğiniz erkek tipi?
beğendiğiniz erkek tipi nedir ? bu soruyada açıklarsanız güzel olur.
sorum kadınlara , erkek arkadaşlarımız da yanıtlasın tabi ki.
cevaplayanlar yaş ve cinsiyet yazarsa sevinirim.
beğendiğiniz erkek tipi?
beğendiğiniz erkek tipi nedir ? bu soruyada açıklarsanız güzel olur.
sorum kadınlara , erkek arkadaşlarımız da yanıtlasın tabi ki.
cevaplayanlar yaş ve cinsiyet yazarsa sevinirim.
Evet burda kendimi tam olarak açmam ve şeffaf olmam gerekiyor...
Zamanında herkes kızla konuşan, eğlenebilen ve gayet iyi iletişim kurabilen bir insandım. Bu iyi iletişimi sohbet etme yeteneği olarak değerlendiriyorum. Aslında yeryüzündeki en gereksiz adamlarda erkeklerde bulunabilecek bir özellik ama bir süre sonra bende bir şeyler değişmeye başladı. Ne güzel çevremde birçok kız arkadaş ve rahat rahat konuşabildiğim bir ortam varken bir kızla ilişkim başladı. Bu ilişki iki yıl sürdü. İlişki başladığında ben yine iletişim kurmaya devam ediyorum konuşuyorum canım cicim vs. havada uçuşuyor, tabi benim kız durur mu?.. Baskılar başladı. Zamanla iletişim kesildi. Kızlar silindi veya konuşulmadı. Hayatımda sadece o kalana kadar devam etti. Ama ne yazık ki kızımız hastadır hatta ve hatta fanı olduğu erkek şarkıcının sevgilisini kıskanmaktadır. Bu benim sosyal ortamlarda kendimden yaşça büyük kadınlarla selamlaşmak babında öpüşmeyi, yine sosyal ortam ve etkinliklerde arabasına bindiğim kadınları ve eve gelen misafirlerle öpüşmemi kıskanacak boyuta geldi. Eğer yerde bir kedi görürsem ve onu fazlaca seversem kıskanıyordu vs. Ben bir süre sonra bunun hastalık olduğunu ve bunun tedavi edilmesi gerektiğini söyledim. Ben bu çabamda devam ediyorken bizzat kendimde psikolojik destek oluyorken bende bir hastalık başladı...
Evet bulaşıcı demek ki bu. Bendeki biraz farklı. O beni kısıtladıkça benim doğal dengelerim bozuldu. Tıpkı dünyanın bozulan ekolojisi gibi benden onu hükmüne girmeye başladıkça içimden gelerek doğal bir şekilde selamlaştığım arkadaşlık ettiğim kız arkadaşlar bir bir azaldı ve benim içimden artık onlara karşı bir şey gelmiyordu. Ama elbette geliyordu sadece artık ifade edemiyordum ve konuşamıyordum. Bilinçaltıma bir şekilde korku şeysi ekilmiş. Bu korku yüzünden ben bütün kızlardan uzaklaştım ama bir yandan da bundan rahatsız olarak tekrar yakınlaşmaya çalışıyordum ama ne mümkün. Eski yeteneğimi tamamiyle kaybetmiştim ve bir kızla görüşünce iki kelimeyi bir araya getirip muhabbet edemiyorum. Etsem de bu muhabbet çok ruhsuz ve aşırı derecede ciddi oluyor tabiri caizse duygumu katamıyordum. Ondan geçen sene ayrıldım bu sebeplerden ötürü çünkü cidden mutsuzdum. Geçen bir yıl boyunca kendimi inceleyip bundan nasıl çıkarım diye çalışmaya başladım kendi üstümde. Tekrar duygularımı ifade etmek üzerine, rahat olmak ve korkacak bireyin olmadığı üzerine gitmeye başladım. Ben sevgiliden ayrılınca her şey düzeliyor sanıyordum.. Sanıyordum ki tekrar birden eski hayatıma döneceğim. Ne mümkün çok çalışmam gerekti. Şuan geldiğim nokta ise şu;
İyi bir üniversitede iyi pozisyonlarda, bağlantılarda okuyorum. Sosyal bağlantılarım epey geniş bende bu fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum. Şuan ise kızları gözümde çok büyüttüğümü daha doğrusu doğallıktan çıkarıp meta haline getirdiğimi fark etmiştim bundan aylar önce kurtuldum. Şuan ise kafamda kaybetme psikolojisi var. İşte kilit nokta burası... Şuan yine kendimden büyük kadınlarla veya kızlarla gayet iyi anlaşıyorum... Yaşıtımdaki kızlar eğer benim fiziksel olarak hoşlanmayacağım bir tipte olursa veya ona karşı hiçbir şey hissetmem mümkün değilse doğalım... Ama velev ki hoşlandım, sevdim onla düzgün konuşamıyorum, çok kasıyorum...
Aslında bu psikolojik olay karşısında kendi doğallığımı yansıtabildiğim insanlardan oluşan bir çevrem oldu. Benden 10 15 yaşlarından büyük kadınlar veya yaşıtım ama hoşlanmamın mümkün olmadığı fiziksel özellikte olan kızlar. (Çirkin demiyorum çünkü öyle bir şey yok. Herkesin tarzı farklıdır. Yüz/fizik olarak çok güzel bulduğum ama bilmem ne sebepten hoşlanamadığım kızlar oluyor)
Bu denklemden nasıl kurtulabilirim sorum bu ? :/
Zamanında herkes kızla konuşan, eğlenebilen ve gayet iyi iletişim kurabilen bir insandım. Bu iyi iletişimi sohbet etme yeteneği olarak değerlendiriyorum. Aslında yeryüzündeki en gereksiz adamlarda erkeklerde bulunabilecek bir özellik ama bir süre sonra bende bir şeyler değişmeye başladı. Ne güzel çevremde birçok kız arkadaş ve rahat rahat konuşabildiğim bir ortam varken bir kızla ilişkim başladı. Bu ilişki iki yıl sürdü. İlişki başladığında ben yine iletişim kurmaya devam ediyorum konuşuyorum canım cicim vs. havada uçuşuyor, tabi benim kız durur mu?.. Baskılar başladı. Zamanla iletişim kesildi. Kızlar silindi veya konuşulmadı. Hayatımda sadece o kalana kadar devam etti. Ama ne yazık ki kızımız hastadır hatta ve hatta fanı olduğu erkek şarkıcının sevgilisini kıskanmaktadır. Bu benim sosyal ortamlarda kendimden yaşça büyük kadınlarla selamlaşmak babında öpüşmeyi, yine sosyal ortam ve etkinliklerde arabasına bindiğim kadınları ve eve gelen misafirlerle öpüşmemi kıskanacak boyuta geldi. Eğer yerde bir kedi görürsem ve onu fazlaca seversem kıskanıyordu vs. Ben bir süre sonra bunun hastalık olduğunu ve bunun tedavi edilmesi gerektiğini söyledim. Ben bu çabamda devam ediyorken bizzat kendimde psikolojik destek oluyorken bende bir hastalık başladı...
Evet bulaşıcı demek ki bu. Bendeki biraz farklı. O beni kısıtladıkça benim doğal dengelerim bozuldu. Tıpkı dünyanın bozulan ekolojisi gibi benden onu hükmüne girmeye başladıkça içimden gelerek doğal bir şekilde selamlaştığım arkadaşlık ettiğim kız arkadaşlar bir bir azaldı ve benim içimden artık onlara karşı bir şey gelmiyordu. Ama elbette geliyordu sadece artık ifade edemiyordum ve konuşamıyordum. Bilinçaltıma bir şekilde korku şeysi ekilmiş. Bu korku yüzünden ben bütün kızlardan uzaklaştım ama bir yandan da bundan rahatsız olarak tekrar yakınlaşmaya çalışıyordum ama ne mümkün. Eski yeteneğimi tamamiyle kaybetmiştim ve bir kızla görüşünce iki kelimeyi bir araya getirip muhabbet edemiyorum. Etsem de bu muhabbet çok ruhsuz ve aşırı derecede ciddi oluyor tabiri caizse duygumu katamıyordum. Ondan geçen sene ayrıldım bu sebeplerden ötürü çünkü cidden mutsuzdum. Geçen bir yıl boyunca kendimi inceleyip bundan nasıl çıkarım diye çalışmaya başladım kendi üstümde. Tekrar duygularımı ifade etmek üzerine, rahat olmak ve korkacak bireyin olmadığı üzerine gitmeye başladım. Ben sevgiliden ayrılınca her şey düzeliyor sanıyordum.. Sanıyordum ki tekrar birden eski hayatıma döneceğim. Ne mümkün çok çalışmam gerekti. Şuan geldiğim nokta ise şu;
İyi bir üniversitede iyi pozisyonlarda, bağlantılarda okuyorum. Sosyal bağlantılarım epey geniş bende bu fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum. Şuan ise kızları gözümde çok büyüttüğümü daha doğrusu doğallıktan çıkarıp meta haline getirdiğimi fark etmiştim bundan aylar önce kurtuldum. Şuan ise kafamda kaybetme psikolojisi var. İşte kilit nokta burası... Şuan yine kendimden büyük kadınlarla veya kızlarla gayet iyi anlaşıyorum... Yaşıtımdaki kızlar eğer benim fiziksel olarak hoşlanmayacağım bir tipte olursa veya ona karşı hiçbir şey hissetmem mümkün değilse doğalım... Ama velev ki hoşlandım, sevdim onla düzgün konuşamıyorum, çok kasıyorum...
Aslında bu psikolojik olay karşısında kendi doğallığımı yansıtabildiğim insanlardan oluşan bir çevrem oldu. Benden 10 15 yaşlarından büyük kadınlar veya yaşıtım ama hoşlanmamın mümkün olmadığı fiziksel özellikte olan kızlar. (Çirkin demiyorum çünkü öyle bir şey yok. Herkesin tarzı farklıdır. Yüz/fizik olarak çok güzel bulduğum ama bilmem ne sebepten hoşlanamadığım kızlar oluyor)
Bu denklemden nasıl kurtulabilirim sorum bu ? :/
Biraz önce kitap okurken bir sayfaya denk geldim, sizlerle paylasmak istiyorum;
Bu kadar derin bir aşk mümkün mü sizce arkadaşlar ? Öyle bir sevmek ki, sevdiğiniz kadın öldükten sonra, onun birlikte olduğu adamı araştırıp, ölen karınız hakkında sohbet etmek ..
Erkek arkadaşların yorumlarini merak ediyorum daha çok
i.hizliresim.com
Bu kadar derin bir aşk mümkün mü sizce arkadaşlar ? Öyle bir sevmek ki, sevdiğiniz kadın öldükten sonra, onun birlikte olduğu adamı araştırıp, ölen karınız hakkında sohbet etmek ..
Erkek arkadaşların yorumlarini merak ediyorum daha çok
i.hizliresim.com

... diyeceğim ama abartı kalacak belki. Vakti olanlar aheste aheste okuyup beni cevaplayabilir mi? Yorum da olur, çünkü anlamak istiyorum.
Bugün bir evrak işlemi için eski fakülteme gittim. Bölüm sekreterinin odasına girdiğimde kadın yerinde yoktu. Masanın önündeki misafir koltuğundaysa bir hatun oturuyordu. Elimde kâğıtlar, “Hanımefendi acaba ne zaman gelir?” dedim oturan hatuna. “Birazdan…” dedi, sonra, “Merhaba” dedi bana. Güleç sevimli bir yüzü vardı. Adımı söyleyerek, “yanılmıyorum değil mi” dedi. Ben şaşırdım, acaba aynı dönem mi okuduk, diye düşünürken “ben falanca dersin okutmanıydım.” dedi.
Sonra kadının yüzü hafızamda hafif hafif dirilmeye başladı. Ben de tebessüm ederek, okuttuğu dersle ilgili birkaç şey sordum. Cevap verdi. Sordum, “sizinle şu kitabı mı okumuştuk.” Pek hatırlamıyorum dedi.Gözleri ışıl ışıl, sevimli bir hatun. Hâlâ adımı unutmamış oluşu tuhaf geldi ama bana. Aradan 5-6 yıl geçmiş, yarım dönemde almışım o dersi. Aradan milyonlarca insan geçiyor gidiyor. Tipim tip değil, derste hiç konuşmam hayalet gibi takılırım vs. Birinin sadece beni değil, herhangi birini bile kodlayabileceği hiçbir anormal hadise yaşanmadı o dönem. Hiçbir şekilde. Ne sikime hatırlasın ki diye düşünüyorum.
Şaşkınlığımı gizlemeden dedim ki “Ne kadar güçlü hafızanız var”. “Öyledir.” dedi gülerek. Sonra vedalaştık, çıktım.
Fakat bir saat içinde 2 kez daha karşılaştık hatunla ve tatlı tatlı gülümsedik birbirimize. Fakülteden çıkarken aklıma hatunun okuttuğu kitabı hatırlayamadığı geldi. Buna daha çok şaşırdım “Nasıl hatırlamaz” diye. “Hafızam güçlü” demişti. Yıllardır görmediği sıradan bir öğrenciyi anımsıyor, ama kitabı hatırlamıyor. Çok ilginç geldi bu durum. İtiraf ediyorum ki acayip hoşuma da gitti. Yani biri doğrudan iltifat etse bu denli etkilenmem. İltifat hayatta bozmaz beni. Ama hatunun adımı bir çırpıda hatırlayışı… Sıcak ve yakın konuşması… Bilemiyorum ya. Bu arada yaşlarımız sanırım birbirine yakın. Öğrenciyim möğrenciyim ama ben büyük olabilirim hatta ondan. Bilmiyorum.
Merakımın bir diğer yönü de şu, aynı zamanda sorum: bu hatunun beni hatırlamasına bir sebep, bir neden olmalı. Bu ne olabilir? Hani yanlış anlaşılmayacağını bilsem sadece bunun merakını gidermek için gidip soracağım. Bunu yapamam. Lütfen aklı başında arkadaşlarımdan yorum-cevap alabilir miyim? Aklında nasıl kalmış olabilirim?
Ayrıca diyelim ki hatırlarsın, dersin ki lan ben bu elemanı şuradan hatırlıyorum. Hafıza gücü tamam. Ama bunu bana belirtme ihtiyacını neden hissetti? Bu da başka soru tabii.
Bugün bir evrak işlemi için eski fakülteme gittim. Bölüm sekreterinin odasına girdiğimde kadın yerinde yoktu. Masanın önündeki misafir koltuğundaysa bir hatun oturuyordu. Elimde kâğıtlar, “Hanımefendi acaba ne zaman gelir?” dedim oturan hatuna. “Birazdan…” dedi, sonra, “Merhaba” dedi bana. Güleç sevimli bir yüzü vardı. Adımı söyleyerek, “yanılmıyorum değil mi” dedi. Ben şaşırdım, acaba aynı dönem mi okuduk, diye düşünürken “ben falanca dersin okutmanıydım.” dedi.
Sonra kadının yüzü hafızamda hafif hafif dirilmeye başladı. Ben de tebessüm ederek, okuttuğu dersle ilgili birkaç şey sordum. Cevap verdi. Sordum, “sizinle şu kitabı mı okumuştuk.” Pek hatırlamıyorum dedi.Gözleri ışıl ışıl, sevimli bir hatun. Hâlâ adımı unutmamış oluşu tuhaf geldi ama bana. Aradan 5-6 yıl geçmiş, yarım dönemde almışım o dersi. Aradan milyonlarca insan geçiyor gidiyor. Tipim tip değil, derste hiç konuşmam hayalet gibi takılırım vs. Birinin sadece beni değil, herhangi birini bile kodlayabileceği hiçbir anormal hadise yaşanmadı o dönem. Hiçbir şekilde. Ne sikime hatırlasın ki diye düşünüyorum.
Şaşkınlığımı gizlemeden dedim ki “Ne kadar güçlü hafızanız var”. “Öyledir.” dedi gülerek. Sonra vedalaştık, çıktım.
Fakat bir saat içinde 2 kez daha karşılaştık hatunla ve tatlı tatlı gülümsedik birbirimize. Fakülteden çıkarken aklıma hatunun okuttuğu kitabı hatırlayamadığı geldi. Buna daha çok şaşırdım “Nasıl hatırlamaz” diye. “Hafızam güçlü” demişti. Yıllardır görmediği sıradan bir öğrenciyi anımsıyor, ama kitabı hatırlamıyor. Çok ilginç geldi bu durum. İtiraf ediyorum ki acayip hoşuma da gitti. Yani biri doğrudan iltifat etse bu denli etkilenmem. İltifat hayatta bozmaz beni. Ama hatunun adımı bir çırpıda hatırlayışı… Sıcak ve yakın konuşması… Bilemiyorum ya. Bu arada yaşlarımız sanırım birbirine yakın. Öğrenciyim möğrenciyim ama ben büyük olabilirim hatta ondan. Bilmiyorum.
Merakımın bir diğer yönü de şu, aynı zamanda sorum: bu hatunun beni hatırlamasına bir sebep, bir neden olmalı. Bu ne olabilir? Hani yanlış anlaşılmayacağını bilsem sadece bunun merakını gidermek için gidip soracağım. Bunu yapamam. Lütfen aklı başında arkadaşlarımdan yorum-cevap alabilir miyim? Aklında nasıl kalmış olabilirim?
Ayrıca diyelim ki hatırlarsın, dersin ki lan ben bu elemanı şuradan hatırlıyorum. Hafıza gücü tamam. Ama bunu bana belirtme ihtiyacını neden hissetti? Bu da başka soru tabii.
Arkadaslar soyle bir sorum olacak kafama cok takiliyor ama isin icinden cikamiyorum...
Ben genclik cocukluk yillarimda hoslandigim bir sekilde bir bag kurdugum ama iliski kuramadim kizlarin yuzlerini hatirliyorum. Yuz ifadeleri mimikleri sesleri...
Simdi bir kizdan ben 3 sebepten dolayi hoslanirim.
-Daha once bilincaltimda olumlu anilar barindiran hatiralari cagiristiran ( yuz, ses, ilgi alani, mimik vs.)
-Direk sevdigim alanlara ilgi duymasi (benzeşim)
-Bilinmeyen(illaki vardir bi sebebi ben bilmiyorumdur genellikle birinden hoslanirsam veya seversem sebebini inceleyip bulurum)
Cocukluga donecek olursak bu anilar ve cagrisim meselesi kafami karistiriyor bana suni bir sevgiymis gibi geliyor. Onceki anilara gore birini sevdiginiz oluyormu ve bu sevgiyi iliskiye -doktuyseniz eger- nasil bir etki birakti ve gercekligi ne oldu...
Ben genclik cocukluk yillarimda hoslandigim bir sekilde bir bag kurdugum ama iliski kuramadim kizlarin yuzlerini hatirliyorum. Yuz ifadeleri mimikleri sesleri...
Simdi bir kizdan ben 3 sebepten dolayi hoslanirim.
-Daha once bilincaltimda olumlu anilar barindiran hatiralari cagiristiran ( yuz, ses, ilgi alani, mimik vs.)
-Direk sevdigim alanlara ilgi duymasi (benzeşim)
-Bilinmeyen(illaki vardir bi sebebi ben bilmiyorumdur genellikle birinden hoslanirsam veya seversem sebebini inceleyip bulurum)
Cocukluga donecek olursak bu anilar ve cagrisim meselesi kafami karistiriyor bana suni bir sevgiymis gibi geliyor. Onceki anilara gore birini sevdiginiz oluyormu ve bu sevgiyi iliskiye -doktuyseniz eger- nasil bir etki birakti ve gercekligi ne oldu...
Selamlar,
Sağda görmüş olduğunuz eski kasa puntosu olan ve evlenme teklifi için yardımcı olabilecek biri var mı? Yapmanız gereken sadece arabayı kuleli nin önüne çekmek ve cumartesi akşamı içinde yarım saat kadar oturmamıza izin vermek.
Bizde vardı bundan. Satmak zorunda kaldık ama araba içimizde ukte. İlk zamanlarımızda hep bunun içinde ve kulenini önünde oturup saatlerce konuşurduk. O yüzden arıyorum puntoyu. Sadece oraya getirmeniz yeterli ben kullanmayacağım bile. Biz içindeyken anahtar da sizde kalabilir. Masrafı da karşılayacağım.
Hayırlı bir işe vesile olmak isterseniz hani, fırsat. :)
Sağda görmüş olduğunuz eski kasa puntosu olan ve evlenme teklifi için yardımcı olabilecek biri var mı? Yapmanız gereken sadece arabayı kuleli nin önüne çekmek ve cumartesi akşamı içinde yarım saat kadar oturmamıza izin vermek.
Bizde vardı bundan. Satmak zorunda kaldık ama araba içimizde ukte. İlk zamanlarımızda hep bunun içinde ve kulenini önünde oturup saatlerce konuşurduk. O yüzden arıyorum puntoyu. Sadece oraya getirmeniz yeterli ben kullanmayacağım bile. Biz içindeyken anahtar da sizde kalabilir. Masrafı da karşılayacağım.
Hayırlı bir işe vesile olmak isterseniz hani, fırsat. :)
Birini sevmek neden yenilgi hissi bırakıyor bünyemde?
Güvensizleşiyorum, paranoyaklaşıyorum, strese giriyorum.
Var mı aranızda böyle hisseden?
Çarmıha gerilsem de rahatlasam diyorum sevince.
Sanki bir kefaret ödemeliymişim gibi.
Güvensizleşiyorum, paranoyaklaşıyorum, strese giriyorum.
Var mı aranızda böyle hisseden?
Çarmıha gerilsem de rahatlasam diyorum sevince.
Sanki bir kefaret ödemeliymişim gibi.
Bu söz doğru mu sizce yoksa hep balım gülüm mü başlar aşklar ? Hiç yaşadınız mı ya da şahit oldunuz mu ?
Birine tutuldum galiba. 1990 yılında üniversiteden mezun olan, 2000 yılında PHD'sini almış olan biri şu an kaç yaşında olabilir tahmini? Akademisyen oldugu icin üniversiteyi zamanında bitirdigini varsayalım.
Bu olaya nasıl bakıyorsunuz? Sizce mümkün degil mi? One night stand veya fuckbuddy olayına nasıl bakıyorsunuz?
Not: Lütfen gönül isi yapma moderasyon, gönül isi degil. Kimse görmüyor öyle yapınca:(
Not: Lütfen gönül isi yapma moderasyon, gönül isi degil. Kimse görmüyor öyle yapınca:(
Duygusuz iliski cesidi mi yoksa asık oldugunuz kisiyle olan mı daha güzel sizce? Bana duygusallık olmadıgı zaman arada daha kaliteli bir iliski oluyormus gibi geliyor nedense. Daha cok keyif alıyorum.Bahsettigim iliski türü cinsel olan.
İlişkinizde kendinizi nasıl yorumlar ve tanımlarsınız?
öncelikle soru başlıkta sayılır. Aslında sayılmaz, toparlayamadım.
Sözlükte (bkz: birini çok sevmek/@admiral) entrysini okuyunca çok hoşuma gitti.
"birini kendini severcesine sevmek."
Siz nasıl seviyorsunuz?
Sözlükte (bkz: birini çok sevmek/@admiral) entrysini okuyunca çok hoşuma gitti.
"birini kendini severcesine sevmek."
Siz nasıl seviyorsunuz?
(11)
20 küsur yasına gelip hala aktif ve düzenli bir cinsel hayatı olmamak
yuvarlanantencereninkapagi #1127268
bazen siz de buna üzülüyor musunuz? her yaşta alacağımız zevk farklı olabilir. bir şeyi 20 yaşında yaşamakla 25 yasında ya da farklı bir yaşta yaşamak, hissetmek tamamen farklı seyler. bir sürecin kaçması gibi. ve birtakım zevkleri kaçırmak.
23
edit: burda ' sevişemiyor' olmaktan sikayet edilmemekte. fark ettiyseniz ' off sevismedim bunca zaman boşa gitti' demiyorum. genel olarak süreklilikten ve böyle bir olamamazlıktan, olmamışlıktan söz ettim.
23
edit: burda ' sevişemiyor' olmaktan sikayet edilmemekte. fark ettiyseniz ' off sevismedim bunca zaman boşa gitti' demiyorum. genel olarak süreklilikten ve böyle bir olamamazlıktan, olmamışlıktan söz ettim.
Sizce hangi taraf daha cok zevk alıyordur iliskiden? Erkek mi kadın mı?Bahsettigim iliski türü cinsel olan.Okudugunuz ettiginiz bisiler var mı bununla ilgili. Yorumları beklerim. Hayır,kendime taraf secmicem cok zekiler:)
sb..
Bi kızla tanıstım, ilk basta her sey iyidi filan. Bana dedi ki ben fiziksellik olarak yalnızca erkekleri arzuluyorum.Fakat sevgililik ve duygusallık anlamında kadınlara meylediyormuş, erkeklerle sadece yatak iliskisi kuruyormus.Bir erkege asik olması imkansızms.Ee bi kadın bul her seyi onla yasa dedim,penissiz olmazms. Bundan sonrası benim icinde sorun degil, fiziksel devam ederim de. Bu kızın olayı ne?
Gerçekten tamam bununla evlenebilirim noktasına hangi aşamada geldiniz ? Malumunuz kadınlar senden daha iyisini bulabildiği an sanki sizi silecek gibi duruyor .Özellikle türkiyede az güzelse biraz da iyi bir sosyal statü varsa kadında kendinden en az 2 3 büyüğüne bakiyor .. Ne düşünüyorsunuz ?
Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum.
Sayıyor musunuz? Saymıyor musunuz?
Sayıyorsanız dürüstçe paylaşır mısınız?
[Mümkünse yaşınız ile birlikte]
İlk benden başlayacak ise;
Erkeğim. 20lerimin başındayım. 19 ya da 20 olsa gerek.
Sayıyor musunuz? Saymıyor musunuz?
Sayıyorsanız dürüstçe paylaşır mısınız?
[Mümkünse yaşınız ile birlikte]
İlk benden başlayacak ise;
Erkeğim. 20lerimin başındayım. 19 ya da 20 olsa gerek.
mesajı aktarıyorum.
ben seninle acık konusucam. Biz şimdi tekrar konuşarak birbirimize alışıcaz, birbirimizi yanımızda isticez, özlicez.
Ben sana dokunamadıktan sonra, seni görüp sana sarılamadıktan sonra ne önemi var. Belki hayatımıza birileri girecek, ben veya sen biriyle tanışacaksın. Ve yine başladığımız noktaya geri dönücez. İkimizden biri üzülecek. O yüzden daha fazla alışmadan(eski günlerdeki gibi) bunları konuşmamız lazım. Kendimi sana tekrar kaptırıp sonra üzülmek istemiyorum. Sen kendine güveniyor musun bu konuda? Sonucta uzak mesafe ilişkisi durumu olacak ortada. Nereye kadar böyle gidecek?
durum anlayacağınız üzere long distance relationship.
bu mesajı yazan kadın kişisi.
ben seninle acık konusucam. Biz şimdi tekrar konuşarak birbirimize alışıcaz, birbirimizi yanımızda isticez, özlicez.
Ben sana dokunamadıktan sonra, seni görüp sana sarılamadıktan sonra ne önemi var. Belki hayatımıza birileri girecek, ben veya sen biriyle tanışacaksın. Ve yine başladığımız noktaya geri dönücez. İkimizden biri üzülecek. O yüzden daha fazla alışmadan(eski günlerdeki gibi) bunları konuşmamız lazım. Kendimi sana tekrar kaptırıp sonra üzülmek istemiyorum. Sen kendine güveniyor musun bu konuda? Sonucta uzak mesafe ilişkisi durumu olacak ortada. Nereye kadar böyle gidecek?
durum anlayacağınız üzere long distance relationship.
bu mesajı yazan kadın kişisi.
Şaha kalkıp koşmuyorum ama hakkında bir şeyler bildiğiniz (iş, okul vb) ancak daha önce muhabbetiniz olmayan yada sadece selamlaştığınız birine yürürken yada flört aşamasına geçmeden önce diyelim biz ona konuşacak ne buluyorsunuz. 2-3 yıl bu işlerden uzak kalınca 9. sınıftaki halime döndüm yine.
buraya tam olarak ne yazacağımı bilemiyorum öyle içimi dökeceğim sadece çünkü şu an bu konuyu anlatabileceğim biri yok.
flörtte gereksiz derecede takıntılıyım. mesela yemekte (grupça gidildiyse) kız karşıma mı oturdu, göz göze geliyor muyuz vs vs. geçen gece içkili bi ortamdaydık ben uzakta telefonla konuşurken geldi merhaba dedi. şu bile kaç gündür ayakta tutuyor. anlayacağınız böyle ayrıntılarda boğuluyorum fakat ne yazık ki en kötüsü bu değil.
ilişkilerde kendime karşı dürüstümdür. bu kız bana aşık değildir (heralde), hoşlanıyo mudur, bi ihtimal bilemem. tamam merhabayı falan anlattım da geçmişi de var yani. sözün özü devamı getirilebilir bi durumdayım ama arada çöküyolar, bakmamayı, konuşmamayı, yanına gitmemeyi, takmamayı marifet zannediyorum. hem de seven taraf olarak.
bi mesaj atmak gözümde inanılmaz büyüyor. konuşurken asla kasılmam ama o mesajı atarken ki yaşadığım gereksiz heyecanı anlatamam. arkadaşlarımın duymasını mı istemiyorum yayılır diye acaba nedir. çok kafam karışık. ilerlemek istiyorum, seviyorum, iyi bir iletişimimiz var, fakat durum bu.
kafanızı şişirdim sizin de, iyi geceler :(
flörtte gereksiz derecede takıntılıyım. mesela yemekte (grupça gidildiyse) kız karşıma mı oturdu, göz göze geliyor muyuz vs vs. geçen gece içkili bi ortamdaydık ben uzakta telefonla konuşurken geldi merhaba dedi. şu bile kaç gündür ayakta tutuyor. anlayacağınız böyle ayrıntılarda boğuluyorum fakat ne yazık ki en kötüsü bu değil.
ilişkilerde kendime karşı dürüstümdür. bu kız bana aşık değildir (heralde), hoşlanıyo mudur, bi ihtimal bilemem. tamam merhabayı falan anlattım da geçmişi de var yani. sözün özü devamı getirilebilir bi durumdayım ama arada çöküyolar, bakmamayı, konuşmamayı, yanına gitmemeyi, takmamayı marifet zannediyorum. hem de seven taraf olarak.
bi mesaj atmak gözümde inanılmaz büyüyor. konuşurken asla kasılmam ama o mesajı atarken ki yaşadığım gereksiz heyecanı anlatamam. arkadaşlarımın duymasını mı istemiyorum yayılır diye acaba nedir. çok kafam karışık. ilerlemek istiyorum, seviyorum, iyi bir iletişimimiz var, fakat durum bu.
kafanızı şişirdim sizin de, iyi geceler :(
Merhaba arkadaşlar;
Çok alımlı,çekici bulduğunuz ve birlikte olabilmenize ihtimal tanımadığınız biriyle birlikte oldunuz mu hiç? Yoksa bu sadece filmlerde mi olur?
Çok alımlı,çekici bulduğunuz ve birlikte olabilmenize ihtimal tanımadığınız biriyle birlikte oldunuz mu hiç? Yoksa bu sadece filmlerde mi olur?
Anlayamadığım bir nokta var. Tek gecelik ilişkiye girilen insan illa ki bir şekilde beğenilen insan değil midir? Yani fiziksel olarak dahi beğenilmeyen biriyle sevişilir mi? Yoksa sadece ihtiyaç, öylesine fiziksel aktivite gibi olur mu?
Fikrinizi merak ediyorum ben güzel ya da yakışıklı bulunmayan yani en azından hoşuna gitmeyen biriyle sevişilmez diyorum. Yoksa içi alır mı insanın dokunmayı?
Fikrinizi merak ediyorum ben güzel ya da yakışıklı bulunmayan yani en azından hoşuna gitmeyen biriyle sevişilmez diyorum. Yoksa içi alır mı insanın dokunmayı?
yuva yıkanın yuvası olmaz tabirini ne kadar mantıklı buluyorsunuz? evli olan kişi meyletmese o yuva yıkılır mıydı gerçekten de? neden suç üçüncü kişiye -o kişi de kadın olur ekseriyetle- atılıyor hep? bana aşırı ikiyüzlü geliyor bu tutum şahsen.
ne karşı nasıl hissediyor, onlarla ilgili neler düşünüyorsunuz?
(Mesajla da cevaplayabilirsiniz daha özgür olabilecekseniz.)
(Mesajla da cevaplayabilirsiniz daha özgür olabilecekseniz.)
Bundan yaklaşık 1 ay önce tekirdağ'ın bir ilçesinde birkaç arkadaş vasıtasıyla bir kız arkadaşım oldu. benim bir tezgahım vardı ve akşamları oraya bağlıydım, o hep yanıma gelirdi, severdik birbirimizi. o gaziantep'li ve doğma büyüme oralıymış. bu sene, benim üçüncüye girdiğim ösym sınavına o tek atışta boğaziçi'nin sayılı mühendisliklerinden birini tutturdu. ben de çomü'yü kazandım bu sene ve yollarımızın ayrılacağı biliniyordu ve pes etmeyeceğimize dair sözlerle bu işe kalkıştık.
normalde, bu tarz başarılar edinen insanlar, takdir edersiniz ki normal hayattan biraz kopuk olurlar, sanattan ve dünyanın başka türlü güzelliklerinden mahrum kalırlar. bende onu çeken şey bu oldu, mükemmel bir film dünyası vardı ve pek çok filmi de izlemişti. piyanist'i izlememiş olması dışında. bir ara muhabbeti geçti ve şu benim hiç merak etmediğim konulara değindi; kaç kız arkadaşım oldu... bunu ona söyledim. onun da iki tane erkek arkadaşı olmuş ve ikisi de bir hafta bile sürmemiş. bunu sorduğu esnada bile en uzun ilişkisi ben kabul ediliyordum. ve bu yüzdendir ki bana hep gizli öznelerle yaklaşıyordu, sevgi sözcüklerinin yerine. ama o zaman, sevdiğini gözlerinden anladığımdan, bu pek sorun teşkil etmiyordu.
başta tereddütlerim olmuştu, uzaktan sevmek.. bunun kitabını bir ben bir de nazım hikmet yazabilirdi, ama o benimle birlikte üç kişilik sevgili hayatında buna hazır mıydı, bu beni kemiriyordu. bir gün canı sıkkındı, üç gün sonra istanbul'a gidip yurda yerleşeceği için. onu o an tatmin ettim ve uzun uzun bahsettim yanımda olmadığın zaman asla böyle bir sıkkınlığa kapılma diye. başını sallayarak onay verdi.
ben istanbul'da oturuyorum. hafta sonları ailemin yanına gelmek maksatlı yanına kaçabileceğimin rahatlığı var. o istanbul'a gitti ve yurda yerleşme işi kurban bayramına denk geldiği için, tatilini benim yanımda geçirmek istedi ve ailesiyle yine tekirdağ'a geldiler, üç gün daha kalıp gidecekti artık. bu defa, buraya gelmesiyle, kendime bir söz verdim. pes etmemek adına.
ve sonunda üç gün bir rüzgar gibi gelip geçti ve o istanbul'a gitti, onu son görüşüm o gün oldu. yurtta bir grupla arkadaş olmuş. fotoğraflarını gördüm, mutlu olduğunu anlayabiliyorum. birinci ayımızda "baak! bugun bizim birinci ayımız" diye samimi bir tavırda bulundu, biraz hoş sohbetten sonra yatacağını dile getirdi, ki bu arada artık gece 3'te yatmalar başladı, eskiden 12'de yatıyordu, şimdi yurttaki arkadaşlarıyla sessiz sinema oynuyorlarmış filan. ona iyi geceler dedim ve hep geç yatmamdan ondan sonra kalkıyordum ve ilk günaydın mesajını ondan alıyordum. işte o gün bu mesaj hiç gelmedi. merak ettim, bakalım ne zaman yazacak diye... yazmadı. ertesi gün, yazmadı, sonra yazmadı yazmadı ve yazmadı. o yazmayınca ben de yazmadım. yani başına bir şey mi geldiğini düşündüm daha ilk gün, arkadaşlarıyla fotoğrafını yeni paylaşmıştı. mutlu. snap'te kadıköy'ün deniz manzarasını gördüm, boğasını gördüm. öyle uzun zaman oldu ki oraya uğramayalı, bunları da düşündüm o fotoğraflara bakarken. ve uzun bir sessizlikten sonra ben ona, beni affetmesini, yapamadığımı, benim hatam olduğunu söyledim. öylece bekledim ve bana, evet, ben de denedim. olmuyor. yapamıyorum dedi ve sanki bu anı bekliyormuş gibi kendimi suçlu hissetmemem gerektiğini söyledi. o kadar hızlı başlayıp, o kadar hızlı gelişen ve o kadar hızlı biten bir şey oldu ki, yani ben anlam veremedim. ne olmuş olabileceğini düşündüm; yurttaki çocuklardan birinden mi hoşlandı, ben istanbul'a geldiğimde yanına uğrayamamış olmamdan mı canı yandı, hiçbir şey bilmiyorum. neden yazmadığını bilmiyorum. neden böyle olduğunu bilmiyorum.
normalde, bu tarz başarılar edinen insanlar, takdir edersiniz ki normal hayattan biraz kopuk olurlar, sanattan ve dünyanın başka türlü güzelliklerinden mahrum kalırlar. bende onu çeken şey bu oldu, mükemmel bir film dünyası vardı ve pek çok filmi de izlemişti. piyanist'i izlememiş olması dışında. bir ara muhabbeti geçti ve şu benim hiç merak etmediğim konulara değindi; kaç kız arkadaşım oldu... bunu ona söyledim. onun da iki tane erkek arkadaşı olmuş ve ikisi de bir hafta bile sürmemiş. bunu sorduğu esnada bile en uzun ilişkisi ben kabul ediliyordum. ve bu yüzdendir ki bana hep gizli öznelerle yaklaşıyordu, sevgi sözcüklerinin yerine. ama o zaman, sevdiğini gözlerinden anladığımdan, bu pek sorun teşkil etmiyordu.
başta tereddütlerim olmuştu, uzaktan sevmek.. bunun kitabını bir ben bir de nazım hikmet yazabilirdi, ama o benimle birlikte üç kişilik sevgili hayatında buna hazır mıydı, bu beni kemiriyordu. bir gün canı sıkkındı, üç gün sonra istanbul'a gidip yurda yerleşeceği için. onu o an tatmin ettim ve uzun uzun bahsettim yanımda olmadığın zaman asla böyle bir sıkkınlığa kapılma diye. başını sallayarak onay verdi.
ben istanbul'da oturuyorum. hafta sonları ailemin yanına gelmek maksatlı yanına kaçabileceğimin rahatlığı var. o istanbul'a gitti ve yurda yerleşme işi kurban bayramına denk geldiği için, tatilini benim yanımda geçirmek istedi ve ailesiyle yine tekirdağ'a geldiler, üç gün daha kalıp gidecekti artık. bu defa, buraya gelmesiyle, kendime bir söz verdim. pes etmemek adına.
ve sonunda üç gün bir rüzgar gibi gelip geçti ve o istanbul'a gitti, onu son görüşüm o gün oldu. yurtta bir grupla arkadaş olmuş. fotoğraflarını gördüm, mutlu olduğunu anlayabiliyorum. birinci ayımızda "baak! bugun bizim birinci ayımız" diye samimi bir tavırda bulundu, biraz hoş sohbetten sonra yatacağını dile getirdi, ki bu arada artık gece 3'te yatmalar başladı, eskiden 12'de yatıyordu, şimdi yurttaki arkadaşlarıyla sessiz sinema oynuyorlarmış filan. ona iyi geceler dedim ve hep geç yatmamdan ondan sonra kalkıyordum ve ilk günaydın mesajını ondan alıyordum. işte o gün bu mesaj hiç gelmedi. merak ettim, bakalım ne zaman yazacak diye... yazmadı. ertesi gün, yazmadı, sonra yazmadı yazmadı ve yazmadı. o yazmayınca ben de yazmadım. yani başına bir şey mi geldiğini düşündüm daha ilk gün, arkadaşlarıyla fotoğrafını yeni paylaşmıştı. mutlu. snap'te kadıköy'ün deniz manzarasını gördüm, boğasını gördüm. öyle uzun zaman oldu ki oraya uğramayalı, bunları da düşündüm o fotoğraflara bakarken. ve uzun bir sessizlikten sonra ben ona, beni affetmesini, yapamadığımı, benim hatam olduğunu söyledim. öylece bekledim ve bana, evet, ben de denedim. olmuyor. yapamıyorum dedi ve sanki bu anı bekliyormuş gibi kendimi suçlu hissetmemem gerektiğini söyledi. o kadar hızlı başlayıp, o kadar hızlı gelişen ve o kadar hızlı biten bir şey oldu ki, yani ben anlam veremedim. ne olmuş olabileceğini düşündüm; yurttaki çocuklardan birinden mi hoşlandı, ben istanbul'a geldiğimde yanına uğrayamamış olmamdan mı canı yandı, hiçbir şey bilmiyorum. neden yazmadığını bilmiyorum. neden böyle olduğunu bilmiyorum.
Selam
Duyuru erkeklerine sormak istiyorum, bir erkeğin bir kadına sevdalanmasını analiz edebilir misiniz?
Şundan ötürü soruyorum, bir adam var, bir kadına onu insan olarak çok sevdiğini söylemiş. Fakat bunlar seks arkadaşı aynı zamanda, yani normal arkadaşlığın yanında. Seks esnasında da kadına sık sık onu çok güzel bulduğunu, ona karşı koyamadığını vs söyleyip duruyormuş. Düşünüyorum, adam hem cinsel olarak çok etkileniyor hem insan olarak çok seviyor... bu adamın olayı nedir? Duygusal ilişkiye girmeye korkan biri olabilir mi bu?
Yani bir erkek nasıl sever?
Duyuru erkeklerine sormak istiyorum, bir erkeğin bir kadına sevdalanmasını analiz edebilir misiniz?
Şundan ötürü soruyorum, bir adam var, bir kadına onu insan olarak çok sevdiğini söylemiş. Fakat bunlar seks arkadaşı aynı zamanda, yani normal arkadaşlığın yanında. Seks esnasında da kadına sık sık onu çok güzel bulduğunu, ona karşı koyamadığını vs söyleyip duruyormuş. Düşünüyorum, adam hem cinsel olarak çok etkileniyor hem insan olarak çok seviyor... bu adamın olayı nedir? Duygusal ilişkiye girmeye korkan biri olabilir mi bu?
Yani bir erkek nasıl sever?
çok değişken bir şey biliyorum ama sizce ortalama ne kadar sürede almak mantıklı? Daha doğrusu bir insanla evlenmek için onu ne kadar süre ve ne şekilde tanımak gerekir? özellikle evlilik korkusu olan biri için.
sb
soru başlıkta.
gerçi Türkiye'de değilim, buradaki rakiplerimde like veya dislike attığınız özellikler olmayabilir ama yine de bir öğrenmek istedim :)
teşekkürler
gerçi Türkiye'de değilim, buradaki rakiplerimde like veya dislike attığınız özellikler olmayabilir ama yine de bir öğrenmek istedim :)
teşekkürler
şimdi şunu biliyoruz ki gerçek hayatta tanımadığınız bir kıza sosyal medya üzerinden açılmak başarılı olma şansınızı 10000000 kat azaltıyor. sadece christiano ronaldo iseniz bu durumda başarıya ulaşabiliyorsunuz.
benim merak ettiğim şu. varsayalım gerçek hayatta bir kızı tanıyorsunuz. hatta arkadaşlık mertebesindeniz. ama bu kız çalıştığınız yerden ayrıldı. başka bir yere gitti. bir de ortalığı ayağı kaldırmak istemiyorsunuz. şimdi çalıştığı okula gideceksiniz (kendisi bir öğretmen), bu kişiyi oradaki çeşitli kişilere soracaksınız. ayrıca o an izinli olma ihtimali, okulda olmama ihtimali de var. biliyorsunuz öğretmenler yarım gün çalışıyor.
halbuki kızın sosyal medya hesapları elinizin altında. her şey bir mesaja bakar.
bu durumda benim bu kıza sosyal medya üzerinden açılmam şansımı düşürür mü? düşürürse ne kadar düşürür?
edit: sosyal medya üzerinden direkt açılmayacağım. sadece dışarıda buluşmayı teklif edeceğim. hatta arkadaş ayağına yatıcam :) senden ayrı kaldık, ne zamandır görüşemiyoruz, bir gün bir kafede buluşalım mı diyeceğim.
edit2: kızın bende telefonu yok.
benim merak ettiğim şu. varsayalım gerçek hayatta bir kızı tanıyorsunuz. hatta arkadaşlık mertebesindeniz. ama bu kız çalıştığınız yerden ayrıldı. başka bir yere gitti. bir de ortalığı ayağı kaldırmak istemiyorsunuz. şimdi çalıştığı okula gideceksiniz (kendisi bir öğretmen), bu kişiyi oradaki çeşitli kişilere soracaksınız. ayrıca o an izinli olma ihtimali, okulda olmama ihtimali de var. biliyorsunuz öğretmenler yarım gün çalışıyor.
halbuki kızın sosyal medya hesapları elinizin altında. her şey bir mesaja bakar.
bu durumda benim bu kıza sosyal medya üzerinden açılmam şansımı düşürür mü? düşürürse ne kadar düşürür?
edit: sosyal medya üzerinden direkt açılmayacağım. sadece dışarıda buluşmayı teklif edeceğim. hatta arkadaş ayağına yatıcam :) senden ayrı kaldık, ne zamandır görüşemiyoruz, bir gün bir kafede buluşalım mı diyeceğim.
edit2: kızın bende telefonu yok.
balıketli/balıketliden hallice falan değil ama obez de değil. şişko bildiğin.
örnek:
previews.123rf.com
image.shutterstock.com
örnek:
previews.123rf.com

image.shutterstock.com

biraz da felsefe yapalım arada. güzel olur böyle şeyler. yeri gelir "hakikatten haaa" dedirtebilir insana. konu şu;
"sana ihtiyacım var" cümlesini duymak size ne hissettirir?
kendinizi değerli hissedip, hoşunuza mı gider?
yoksa
söyleyen kişinin "kendisini düşündüğünden" ötürü ego (çünkü bir tür "ben" demek olabilir bu objektif açıdan. "BENİM sana ihtiyacım" var şeklinde) yaptığını düşünüp rahatsız mı olursunuz? o kişiyi zayıf mı bulursunuz?
ya da ne?
"sana ihtiyacım var" cümlesini duymak size ne hissettirir?
kendinizi değerli hissedip, hoşunuza mı gider?
yoksa
söyleyen kişinin "kendisini düşündüğünden" ötürü ego (çünkü bir tür "ben" demek olabilir bu objektif açıdan. "BENİM sana ihtiyacım" var şeklinde) yaptığını düşünüp rahatsız mı olursunuz? o kişiyi zayıf mı bulursunuz?
ya da ne?