Özellikle aynı evde yaşayan ya da aynı evde çok fazla vakit geçiren çiftlere sormak istiyorum; sevgiliniz porno izliyor mu? İzliyorsa bundan sizin haberiniz oluyor mu? Birlikte mi, ayrı odalarda mı yoksa gizlice mi izliyorsunuz? Sevgilinizin o an porno izlediğini bilmek sizi psikolojik olarak nasıl etkiliyor? Bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Cevap veren arkadaşlar cinsiyet ve yaş da belirtirlerse çok sevinirim. Teşekkürler.
Cevap veren arkadaşlar cinsiyet ve yaş da belirtirlerse çok sevinirim. Teşekkürler.
dün tez danışmanımla can sıkıcı bişey yaşadım. ilk aklıma geldiği gibi davranmayıp, tepkisiz kaldım. sonra iyi ki böyle yapmışım, sakinleşip ona göre bi tavır almak her zaman daha doğru diye düşündüm. zira çoğunlukla kendimi doğru ifade etmekte zorlanıyorum ve bu da tepkilerimin aşırıya kaçıp amacımı aşmasına neden oluyor. ama geçmişe baktığımda, -son zamanlarda sıklıkla yapmaya çalıştığım gibi- sakinleştikten sonra takındığım yapıcı tavrın da üzerimde eğreti durduğunu, bundan memnun olmadığımı farkettim. çünkü çoğunlukla tepkilerimi yutup orta yollu davranma sonucuna varıyorum ve bu da beni tatmin etmiyor.
düzgün anlatamadım biliyorum ama anlayanlar cevaplarsa sevinirim. sanırım soru şu: ilk aklınıza geldiği gibi davranmak, ne olursa olsun kendimiz gibi olmak mı, yoksa sakinleşip yapıcı olmak mı? teşekkürler.
düzgün anlatamadım biliyorum ama anlayanlar cevaplarsa sevinirim. sanırım soru şu: ilk aklınıza geldiği gibi davranmak, ne olursa olsun kendimiz gibi olmak mı, yoksa sakinleşip yapıcı olmak mı? teşekkürler.
bir arkadaşım adına soruyorum.
-1 aydır bir kızla görüşüyorlar. sevgili değiller. arkadaşlığın bi tık üstü sevgililiğin bi tık altı gibiler.
-erkek 34 kız 25 yaşında. çok iyi anlaşıyorlar, aynı frekanstalar.
-kız yaşı problem ediyor ama aşık olursa çözülecek bir şey gibi.
-görüştükleri zaman çok iyi kaynatıyorlar. hatta el ele, yanak yanağalar, ağızdan öpüşmüşlükleri de var birçok kez.
-ayrı kaldıklarında kızın ayarı bozuluyor.
-çocuk kıza inanılmaz ilgili ve kibar davranıyor. kız da aynı karşılığı veremediği için huzursuz oluyor.
-kız, senin üzülmeni istemiyorum deyip duruyor çocuğa (evet üzeceği için yer yapıyor). ama tam da ipleri koparmıyor.
-çocuğa kalsa ciddi düşünülebilecek birisi, daha fazla tanışıklıkları yok ama hissiyat bu yönde.
eldeki verilere bakacak olursak:
1- kızla çocuk görüşmeye devam etsinler, akışına bıraksınlar, zamanla olacağı varsa olsun mu? yani çıkak mı :) diye sıkıştırmanın alemi yoktur he mi? (ben de bu fikirdeyim)
2- çocuk kıza bir süre görüşmeyelim sen de o süreçte kararını ver desin mi?
3- başka izlenecek yol var mı?
saygılar, sevgiler, teşekkürler.
-1 aydır bir kızla görüşüyorlar. sevgili değiller. arkadaşlığın bi tık üstü sevgililiğin bi tık altı gibiler.
-erkek 34 kız 25 yaşında. çok iyi anlaşıyorlar, aynı frekanstalar.
-kız yaşı problem ediyor ama aşık olursa çözülecek bir şey gibi.
-görüştükleri zaman çok iyi kaynatıyorlar. hatta el ele, yanak yanağalar, ağızdan öpüşmüşlükleri de var birçok kez.
-ayrı kaldıklarında kızın ayarı bozuluyor.
-çocuk kıza inanılmaz ilgili ve kibar davranıyor. kız da aynı karşılığı veremediği için huzursuz oluyor.
-kız, senin üzülmeni istemiyorum deyip duruyor çocuğa (evet üzeceği için yer yapıyor). ama tam da ipleri koparmıyor.
-çocuğa kalsa ciddi düşünülebilecek birisi, daha fazla tanışıklıkları yok ama hissiyat bu yönde.
eldeki verilere bakacak olursak:
1- kızla çocuk görüşmeye devam etsinler, akışına bıraksınlar, zamanla olacağı varsa olsun mu? yani çıkak mı :) diye sıkıştırmanın alemi yoktur he mi? (ben de bu fikirdeyim)
2- çocuk kıza bir süre görüşmeyelim sen de o süreçte kararını ver desin mi?
3- başka izlenecek yol var mı?
saygılar, sevgiler, teşekkürler.
sakallı erkek mi sakalsız erkek mi?
beğendiğiniz erkek tipi?
beğendiğiniz erkek tipi nedir ? bu soruyada açıklarsanız güzel olur.
sorum kadınlara , erkek arkadaşlarımız da yanıtlasın tabi ki.
cevaplayanlar yaş ve cinsiyet yazarsa sevinirim.
beğendiğiniz erkek tipi?
beğendiğiniz erkek tipi nedir ? bu soruyada açıklarsanız güzel olur.
sorum kadınlara , erkek arkadaşlarımız da yanıtlasın tabi ki.
cevaplayanlar yaş ve cinsiyet yazarsa sevinirim.
Evet burda kendimi tam olarak açmam ve şeffaf olmam gerekiyor...
Zamanında herkes kızla konuşan, eğlenebilen ve gayet iyi iletişim kurabilen bir insandım. Bu iyi iletişimi sohbet etme yeteneği olarak değerlendiriyorum. Aslında yeryüzündeki en gereksiz adamlarda erkeklerde bulunabilecek bir özellik ama bir süre sonra bende bir şeyler değişmeye başladı. Ne güzel çevremde birçok kız arkadaş ve rahat rahat konuşabildiğim bir ortam varken bir kızla ilişkim başladı. Bu ilişki iki yıl sürdü. İlişki başladığında ben yine iletişim kurmaya devam ediyorum konuşuyorum canım cicim vs. havada uçuşuyor, tabi benim kız durur mu?.. Baskılar başladı. Zamanla iletişim kesildi. Kızlar silindi veya konuşulmadı. Hayatımda sadece o kalana kadar devam etti. Ama ne yazık ki kızımız hastadır hatta ve hatta fanı olduğu erkek şarkıcının sevgilisini kıskanmaktadır. Bu benim sosyal ortamlarda kendimden yaşça büyük kadınlarla selamlaşmak babında öpüşmeyi, yine sosyal ortam ve etkinliklerde arabasına bindiğim kadınları ve eve gelen misafirlerle öpüşmemi kıskanacak boyuta geldi. Eğer yerde bir kedi görürsem ve onu fazlaca seversem kıskanıyordu vs. Ben bir süre sonra bunun hastalık olduğunu ve bunun tedavi edilmesi gerektiğini söyledim. Ben bu çabamda devam ediyorken bizzat kendimde psikolojik destek oluyorken bende bir hastalık başladı...
Evet bulaşıcı demek ki bu. Bendeki biraz farklı. O beni kısıtladıkça benim doğal dengelerim bozuldu. Tıpkı dünyanın bozulan ekolojisi gibi benden onu hükmüne girmeye başladıkça içimden gelerek doğal bir şekilde selamlaştığım arkadaşlık ettiğim kız arkadaşlar bir bir azaldı ve benim içimden artık onlara karşı bir şey gelmiyordu. Ama elbette geliyordu sadece artık ifade edemiyordum ve konuşamıyordum. Bilinçaltıma bir şekilde korku şeysi ekilmiş. Bu korku yüzünden ben bütün kızlardan uzaklaştım ama bir yandan da bundan rahatsız olarak tekrar yakınlaşmaya çalışıyordum ama ne mümkün. Eski yeteneğimi tamamiyle kaybetmiştim ve bir kızla görüşünce iki kelimeyi bir araya getirip muhabbet edemiyorum. Etsem de bu muhabbet çok ruhsuz ve aşırı derecede ciddi oluyor tabiri caizse duygumu katamıyordum. Ondan geçen sene ayrıldım bu sebeplerden ötürü çünkü cidden mutsuzdum. Geçen bir yıl boyunca kendimi inceleyip bundan nasıl çıkarım diye çalışmaya başladım kendi üstümde. Tekrar duygularımı ifade etmek üzerine, rahat olmak ve korkacak bireyin olmadığı üzerine gitmeye başladım. Ben sevgiliden ayrılınca her şey düzeliyor sanıyordum.. Sanıyordum ki tekrar birden eski hayatıma döneceğim. Ne mümkün çok çalışmam gerekti. Şuan geldiğim nokta ise şu;
İyi bir üniversitede iyi pozisyonlarda, bağlantılarda okuyorum. Sosyal bağlantılarım epey geniş bende bu fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum. Şuan ise kızları gözümde çok büyüttüğümü daha doğrusu doğallıktan çıkarıp meta haline getirdiğimi fark etmiştim bundan aylar önce kurtuldum. Şuan ise kafamda kaybetme psikolojisi var. İşte kilit nokta burası... Şuan yine kendimden büyük kadınlarla veya kızlarla gayet iyi anlaşıyorum... Yaşıtımdaki kızlar eğer benim fiziksel olarak hoşlanmayacağım bir tipte olursa veya ona karşı hiçbir şey hissetmem mümkün değilse doğalım... Ama velev ki hoşlandım, sevdim onla düzgün konuşamıyorum, çok kasıyorum...
Aslında bu psikolojik olay karşısında kendi doğallığımı yansıtabildiğim insanlardan oluşan bir çevrem oldu. Benden 10 15 yaşlarından büyük kadınlar veya yaşıtım ama hoşlanmamın mümkün olmadığı fiziksel özellikte olan kızlar. (Çirkin demiyorum çünkü öyle bir şey yok. Herkesin tarzı farklıdır. Yüz/fizik olarak çok güzel bulduğum ama bilmem ne sebepten hoşlanamadığım kızlar oluyor)
Bu denklemden nasıl kurtulabilirim sorum bu ? :/
Zamanında herkes kızla konuşan, eğlenebilen ve gayet iyi iletişim kurabilen bir insandım. Bu iyi iletişimi sohbet etme yeteneği olarak değerlendiriyorum. Aslında yeryüzündeki en gereksiz adamlarda erkeklerde bulunabilecek bir özellik ama bir süre sonra bende bir şeyler değişmeye başladı. Ne güzel çevremde birçok kız arkadaş ve rahat rahat konuşabildiğim bir ortam varken bir kızla ilişkim başladı. Bu ilişki iki yıl sürdü. İlişki başladığında ben yine iletişim kurmaya devam ediyorum konuşuyorum canım cicim vs. havada uçuşuyor, tabi benim kız durur mu?.. Baskılar başladı. Zamanla iletişim kesildi. Kızlar silindi veya konuşulmadı. Hayatımda sadece o kalana kadar devam etti. Ama ne yazık ki kızımız hastadır hatta ve hatta fanı olduğu erkek şarkıcının sevgilisini kıskanmaktadır. Bu benim sosyal ortamlarda kendimden yaşça büyük kadınlarla selamlaşmak babında öpüşmeyi, yine sosyal ortam ve etkinliklerde arabasına bindiğim kadınları ve eve gelen misafirlerle öpüşmemi kıskanacak boyuta geldi. Eğer yerde bir kedi görürsem ve onu fazlaca seversem kıskanıyordu vs. Ben bir süre sonra bunun hastalık olduğunu ve bunun tedavi edilmesi gerektiğini söyledim. Ben bu çabamda devam ediyorken bizzat kendimde psikolojik destek oluyorken bende bir hastalık başladı...
Evet bulaşıcı demek ki bu. Bendeki biraz farklı. O beni kısıtladıkça benim doğal dengelerim bozuldu. Tıpkı dünyanın bozulan ekolojisi gibi benden onu hükmüne girmeye başladıkça içimden gelerek doğal bir şekilde selamlaştığım arkadaşlık ettiğim kız arkadaşlar bir bir azaldı ve benim içimden artık onlara karşı bir şey gelmiyordu. Ama elbette geliyordu sadece artık ifade edemiyordum ve konuşamıyordum. Bilinçaltıma bir şekilde korku şeysi ekilmiş. Bu korku yüzünden ben bütün kızlardan uzaklaştım ama bir yandan da bundan rahatsız olarak tekrar yakınlaşmaya çalışıyordum ama ne mümkün. Eski yeteneğimi tamamiyle kaybetmiştim ve bir kızla görüşünce iki kelimeyi bir araya getirip muhabbet edemiyorum. Etsem de bu muhabbet çok ruhsuz ve aşırı derecede ciddi oluyor tabiri caizse duygumu katamıyordum. Ondan geçen sene ayrıldım bu sebeplerden ötürü çünkü cidden mutsuzdum. Geçen bir yıl boyunca kendimi inceleyip bundan nasıl çıkarım diye çalışmaya başladım kendi üstümde. Tekrar duygularımı ifade etmek üzerine, rahat olmak ve korkacak bireyin olmadığı üzerine gitmeye başladım. Ben sevgiliden ayrılınca her şey düzeliyor sanıyordum.. Sanıyordum ki tekrar birden eski hayatıma döneceğim. Ne mümkün çok çalışmam gerekti. Şuan geldiğim nokta ise şu;
İyi bir üniversitede iyi pozisyonlarda, bağlantılarda okuyorum. Sosyal bağlantılarım epey geniş bende bu fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum. Şuan ise kızları gözümde çok büyüttüğümü daha doğrusu doğallıktan çıkarıp meta haline getirdiğimi fark etmiştim bundan aylar önce kurtuldum. Şuan ise kafamda kaybetme psikolojisi var. İşte kilit nokta burası... Şuan yine kendimden büyük kadınlarla veya kızlarla gayet iyi anlaşıyorum... Yaşıtımdaki kızlar eğer benim fiziksel olarak hoşlanmayacağım bir tipte olursa veya ona karşı hiçbir şey hissetmem mümkün değilse doğalım... Ama velev ki hoşlandım, sevdim onla düzgün konuşamıyorum, çok kasıyorum...
Aslında bu psikolojik olay karşısında kendi doğallığımı yansıtabildiğim insanlardan oluşan bir çevrem oldu. Benden 10 15 yaşlarından büyük kadınlar veya yaşıtım ama hoşlanmamın mümkün olmadığı fiziksel özellikte olan kızlar. (Çirkin demiyorum çünkü öyle bir şey yok. Herkesin tarzı farklıdır. Yüz/fizik olarak çok güzel bulduğum ama bilmem ne sebepten hoşlanamadığım kızlar oluyor)
Bu denklemden nasıl kurtulabilirim sorum bu ? :/
Biraz önce kitap okurken bir sayfaya denk geldim, sizlerle paylasmak istiyorum;
Bu kadar derin bir aşk mümkün mü sizce arkadaşlar ? Öyle bir sevmek ki, sevdiğiniz kadın öldükten sonra, onun birlikte olduğu adamı araştırıp, ölen karınız hakkında sohbet etmek ..
Erkek arkadaşların yorumlarini merak ediyorum daha çok
i.hizliresim.com
Bu kadar derin bir aşk mümkün mü sizce arkadaşlar ? Öyle bir sevmek ki, sevdiğiniz kadın öldükten sonra, onun birlikte olduğu adamı araştırıp, ölen karınız hakkında sohbet etmek ..
Erkek arkadaşların yorumlarini merak ediyorum daha çok
i.hizliresim.com

... diyeceğim ama abartı kalacak belki. Vakti olanlar aheste aheste okuyup beni cevaplayabilir mi? Yorum da olur, çünkü anlamak istiyorum.
Bugün bir evrak işlemi için eski fakülteme gittim. Bölüm sekreterinin odasına girdiğimde kadın yerinde yoktu. Masanın önündeki misafir koltuğundaysa bir hatun oturuyordu. Elimde kâğıtlar, “Hanımefendi acaba ne zaman gelir?” dedim oturan hatuna. “Birazdan…” dedi, sonra, “Merhaba” dedi bana. Güleç sevimli bir yüzü vardı. Adımı söyleyerek, “yanılmıyorum değil mi” dedi. Ben şaşırdım, acaba aynı dönem mi okuduk, diye düşünürken “ben falanca dersin okutmanıydım.” dedi.
Sonra kadının yüzü hafızamda hafif hafif dirilmeye başladı. Ben de tebessüm ederek, okuttuğu dersle ilgili birkaç şey sordum. Cevap verdi. Sordum, “sizinle şu kitabı mı okumuştuk.” Pek hatırlamıyorum dedi.Gözleri ışıl ışıl, sevimli bir hatun. Hâlâ adımı unutmamış oluşu tuhaf geldi ama bana. Aradan 5-6 yıl geçmiş, yarım dönemde almışım o dersi. Aradan milyonlarca insan geçiyor gidiyor. Tipim tip değil, derste hiç konuşmam hayalet gibi takılırım vs. Birinin sadece beni değil, herhangi birini bile kodlayabileceği hiçbir anormal hadise yaşanmadı o dönem. Hiçbir şekilde. Ne sikime hatırlasın ki diye düşünüyorum.
Şaşkınlığımı gizlemeden dedim ki “Ne kadar güçlü hafızanız var”. “Öyledir.” dedi gülerek. Sonra vedalaştık, çıktım.
Fakat bir saat içinde 2 kez daha karşılaştık hatunla ve tatlı tatlı gülümsedik birbirimize. Fakülteden çıkarken aklıma hatunun okuttuğu kitabı hatırlayamadığı geldi. Buna daha çok şaşırdım “Nasıl hatırlamaz” diye. “Hafızam güçlü” demişti. Yıllardır görmediği sıradan bir öğrenciyi anımsıyor, ama kitabı hatırlamıyor. Çok ilginç geldi bu durum. İtiraf ediyorum ki acayip hoşuma da gitti. Yani biri doğrudan iltifat etse bu denli etkilenmem. İltifat hayatta bozmaz beni. Ama hatunun adımı bir çırpıda hatırlayışı… Sıcak ve yakın konuşması… Bilemiyorum ya. Bu arada yaşlarımız sanırım birbirine yakın. Öğrenciyim möğrenciyim ama ben büyük olabilirim hatta ondan. Bilmiyorum.
Merakımın bir diğer yönü de şu, aynı zamanda sorum: bu hatunun beni hatırlamasına bir sebep, bir neden olmalı. Bu ne olabilir? Hani yanlış anlaşılmayacağını bilsem sadece bunun merakını gidermek için gidip soracağım. Bunu yapamam. Lütfen aklı başında arkadaşlarımdan yorum-cevap alabilir miyim? Aklında nasıl kalmış olabilirim?
Ayrıca diyelim ki hatırlarsın, dersin ki lan ben bu elemanı şuradan hatırlıyorum. Hafıza gücü tamam. Ama bunu bana belirtme ihtiyacını neden hissetti? Bu da başka soru tabii.
Bugün bir evrak işlemi için eski fakülteme gittim. Bölüm sekreterinin odasına girdiğimde kadın yerinde yoktu. Masanın önündeki misafir koltuğundaysa bir hatun oturuyordu. Elimde kâğıtlar, “Hanımefendi acaba ne zaman gelir?” dedim oturan hatuna. “Birazdan…” dedi, sonra, “Merhaba” dedi bana. Güleç sevimli bir yüzü vardı. Adımı söyleyerek, “yanılmıyorum değil mi” dedi. Ben şaşırdım, acaba aynı dönem mi okuduk, diye düşünürken “ben falanca dersin okutmanıydım.” dedi.
Sonra kadının yüzü hafızamda hafif hafif dirilmeye başladı. Ben de tebessüm ederek, okuttuğu dersle ilgili birkaç şey sordum. Cevap verdi. Sordum, “sizinle şu kitabı mı okumuştuk.” Pek hatırlamıyorum dedi.Gözleri ışıl ışıl, sevimli bir hatun. Hâlâ adımı unutmamış oluşu tuhaf geldi ama bana. Aradan 5-6 yıl geçmiş, yarım dönemde almışım o dersi. Aradan milyonlarca insan geçiyor gidiyor. Tipim tip değil, derste hiç konuşmam hayalet gibi takılırım vs. Birinin sadece beni değil, herhangi birini bile kodlayabileceği hiçbir anormal hadise yaşanmadı o dönem. Hiçbir şekilde. Ne sikime hatırlasın ki diye düşünüyorum.
Şaşkınlığımı gizlemeden dedim ki “Ne kadar güçlü hafızanız var”. “Öyledir.” dedi gülerek. Sonra vedalaştık, çıktım.
Fakat bir saat içinde 2 kez daha karşılaştık hatunla ve tatlı tatlı gülümsedik birbirimize. Fakülteden çıkarken aklıma hatunun okuttuğu kitabı hatırlayamadığı geldi. Buna daha çok şaşırdım “Nasıl hatırlamaz” diye. “Hafızam güçlü” demişti. Yıllardır görmediği sıradan bir öğrenciyi anımsıyor, ama kitabı hatırlamıyor. Çok ilginç geldi bu durum. İtiraf ediyorum ki acayip hoşuma da gitti. Yani biri doğrudan iltifat etse bu denli etkilenmem. İltifat hayatta bozmaz beni. Ama hatunun adımı bir çırpıda hatırlayışı… Sıcak ve yakın konuşması… Bilemiyorum ya. Bu arada yaşlarımız sanırım birbirine yakın. Öğrenciyim möğrenciyim ama ben büyük olabilirim hatta ondan. Bilmiyorum.
Merakımın bir diğer yönü de şu, aynı zamanda sorum: bu hatunun beni hatırlamasına bir sebep, bir neden olmalı. Bu ne olabilir? Hani yanlış anlaşılmayacağını bilsem sadece bunun merakını gidermek için gidip soracağım. Bunu yapamam. Lütfen aklı başında arkadaşlarımdan yorum-cevap alabilir miyim? Aklında nasıl kalmış olabilirim?
Ayrıca diyelim ki hatırlarsın, dersin ki lan ben bu elemanı şuradan hatırlıyorum. Hafıza gücü tamam. Ama bunu bana belirtme ihtiyacını neden hissetti? Bu da başka soru tabii.
Arkadaslar soyle bir sorum olacak kafama cok takiliyor ama isin icinden cikamiyorum...
Ben genclik cocukluk yillarimda hoslandigim bir sekilde bir bag kurdugum ama iliski kuramadim kizlarin yuzlerini hatirliyorum. Yuz ifadeleri mimikleri sesleri...
Simdi bir kizdan ben 3 sebepten dolayi hoslanirim.
-Daha once bilincaltimda olumlu anilar barindiran hatiralari cagiristiran ( yuz, ses, ilgi alani, mimik vs.)
-Direk sevdigim alanlara ilgi duymasi (benzeşim)
-Bilinmeyen(illaki vardir bi sebebi ben bilmiyorumdur genellikle birinden hoslanirsam veya seversem sebebini inceleyip bulurum)
Cocukluga donecek olursak bu anilar ve cagrisim meselesi kafami karistiriyor bana suni bir sevgiymis gibi geliyor. Onceki anilara gore birini sevdiginiz oluyormu ve bu sevgiyi iliskiye -doktuyseniz eger- nasil bir etki birakti ve gercekligi ne oldu...
Ben genclik cocukluk yillarimda hoslandigim bir sekilde bir bag kurdugum ama iliski kuramadim kizlarin yuzlerini hatirliyorum. Yuz ifadeleri mimikleri sesleri...
Simdi bir kizdan ben 3 sebepten dolayi hoslanirim.
-Daha once bilincaltimda olumlu anilar barindiran hatiralari cagiristiran ( yuz, ses, ilgi alani, mimik vs.)
-Direk sevdigim alanlara ilgi duymasi (benzeşim)
-Bilinmeyen(illaki vardir bi sebebi ben bilmiyorumdur genellikle birinden hoslanirsam veya seversem sebebini inceleyip bulurum)
Cocukluga donecek olursak bu anilar ve cagrisim meselesi kafami karistiriyor bana suni bir sevgiymis gibi geliyor. Onceki anilara gore birini sevdiginiz oluyormu ve bu sevgiyi iliskiye -doktuyseniz eger- nasil bir etki birakti ve gercekligi ne oldu...
Selamlar,
Sağda görmüş olduğunuz eski kasa puntosu olan ve evlenme teklifi için yardımcı olabilecek biri var mı? Yapmanız gereken sadece arabayı kuleli nin önüne çekmek ve cumartesi akşamı içinde yarım saat kadar oturmamıza izin vermek.
Bizde vardı bundan. Satmak zorunda kaldık ama araba içimizde ukte. İlk zamanlarımızda hep bunun içinde ve kulenini önünde oturup saatlerce konuşurduk. O yüzden arıyorum puntoyu. Sadece oraya getirmeniz yeterli ben kullanmayacağım bile. Biz içindeyken anahtar da sizde kalabilir. Masrafı da karşılayacağım.
Hayırlı bir işe vesile olmak isterseniz hani, fırsat. :)
Sağda görmüş olduğunuz eski kasa puntosu olan ve evlenme teklifi için yardımcı olabilecek biri var mı? Yapmanız gereken sadece arabayı kuleli nin önüne çekmek ve cumartesi akşamı içinde yarım saat kadar oturmamıza izin vermek.
Bizde vardı bundan. Satmak zorunda kaldık ama araba içimizde ukte. İlk zamanlarımızda hep bunun içinde ve kulenini önünde oturup saatlerce konuşurduk. O yüzden arıyorum puntoyu. Sadece oraya getirmeniz yeterli ben kullanmayacağım bile. Biz içindeyken anahtar da sizde kalabilir. Masrafı da karşılayacağım.
Hayırlı bir işe vesile olmak isterseniz hani, fırsat. :)
Birini sevmek neden yenilgi hissi bırakıyor bünyemde?
Güvensizleşiyorum, paranoyaklaşıyorum, strese giriyorum.
Var mı aranızda böyle hisseden?
Çarmıha gerilsem de rahatlasam diyorum sevince.
Sanki bir kefaret ödemeliymişim gibi.
Güvensizleşiyorum, paranoyaklaşıyorum, strese giriyorum.
Var mı aranızda böyle hisseden?
Çarmıha gerilsem de rahatlasam diyorum sevince.
Sanki bir kefaret ödemeliymişim gibi.
Bu söz doğru mu sizce yoksa hep balım gülüm mü başlar aşklar ? Hiç yaşadınız mı ya da şahit oldunuz mu ?
Birine tutuldum galiba. 1990 yılında üniversiteden mezun olan, 2000 yılında PHD'sini almış olan biri şu an kaç yaşında olabilir tahmini? Akademisyen oldugu icin üniversiteyi zamanında bitirdigini varsayalım.
Bu olaya nasıl bakıyorsunuz? Sizce mümkün degil mi? One night stand veya fuckbuddy olayına nasıl bakıyorsunuz?
Not: Lütfen gönül isi yapma moderasyon, gönül isi degil. Kimse görmüyor öyle yapınca:(
Not: Lütfen gönül isi yapma moderasyon, gönül isi degil. Kimse görmüyor öyle yapınca:(
Duygusuz iliski cesidi mi yoksa asık oldugunuz kisiyle olan mı daha güzel sizce? Bana duygusallık olmadıgı zaman arada daha kaliteli bir iliski oluyormus gibi geliyor nedense. Daha cok keyif alıyorum.Bahsettigim iliski türü cinsel olan.
İlişkinizde kendinizi nasıl yorumlar ve tanımlarsınız?
öncelikle soru başlıkta sayılır. Aslında sayılmaz, toparlayamadım.
Sözlükte (bkz: birini çok sevmek/@admiral) entrysini okuyunca çok hoşuma gitti.
"birini kendini severcesine sevmek."
Siz nasıl seviyorsunuz?
Sözlükte (bkz: birini çok sevmek/@admiral) entrysini okuyunca çok hoşuma gitti.
"birini kendini severcesine sevmek."
Siz nasıl seviyorsunuz?
(11)
20 küsur yasına gelip hala aktif ve düzenli bir cinsel hayatı olmamak
yuvarlanantencereninkapagi #1127268
bazen siz de buna üzülüyor musunuz? her yaşta alacağımız zevk farklı olabilir. bir şeyi 20 yaşında yaşamakla 25 yasında ya da farklı bir yaşta yaşamak, hissetmek tamamen farklı seyler. bir sürecin kaçması gibi. ve birtakım zevkleri kaçırmak.
23
edit: burda ' sevişemiyor' olmaktan sikayet edilmemekte. fark ettiyseniz ' off sevismedim bunca zaman boşa gitti' demiyorum. genel olarak süreklilikten ve böyle bir olamamazlıktan, olmamışlıktan söz ettim.
23
edit: burda ' sevişemiyor' olmaktan sikayet edilmemekte. fark ettiyseniz ' off sevismedim bunca zaman boşa gitti' demiyorum. genel olarak süreklilikten ve böyle bir olamamazlıktan, olmamışlıktan söz ettim.
Sizce hangi taraf daha cok zevk alıyordur iliskiden? Erkek mi kadın mı?Bahsettigim iliski türü cinsel olan.Okudugunuz ettiginiz bisiler var mı bununla ilgili. Yorumları beklerim. Hayır,kendime taraf secmicem cok zekiler:)
sb..
Bi kızla tanıstım, ilk basta her sey iyidi filan. Bana dedi ki ben fiziksellik olarak yalnızca erkekleri arzuluyorum.Fakat sevgililik ve duygusallık anlamında kadınlara meylediyormuş, erkeklerle sadece yatak iliskisi kuruyormus.Bir erkege asik olması imkansızms.Ee bi kadın bul her seyi onla yasa dedim,penissiz olmazms. Bundan sonrası benim icinde sorun degil, fiziksel devam ederim de. Bu kızın olayı ne?
Gerçekten tamam bununla evlenebilirim noktasına hangi aşamada geldiniz ? Malumunuz kadınlar senden daha iyisini bulabildiği an sanki sizi silecek gibi duruyor .Özellikle türkiyede az güzelse biraz da iyi bir sosyal statü varsa kadında kendinden en az 2 3 büyüğüne bakiyor .. Ne düşünüyorsunuz ?
Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum.
Sayıyor musunuz? Saymıyor musunuz?
Sayıyorsanız dürüstçe paylaşır mısınız?
[Mümkünse yaşınız ile birlikte]
İlk benden başlayacak ise;
Erkeğim. 20lerimin başındayım. 19 ya da 20 olsa gerek.
Sayıyor musunuz? Saymıyor musunuz?
Sayıyorsanız dürüstçe paylaşır mısınız?
[Mümkünse yaşınız ile birlikte]
İlk benden başlayacak ise;
Erkeğim. 20lerimin başındayım. 19 ya da 20 olsa gerek.
mesajı aktarıyorum.
ben seninle acık konusucam. Biz şimdi tekrar konuşarak birbirimize alışıcaz, birbirimizi yanımızda isticez, özlicez.
Ben sana dokunamadıktan sonra, seni görüp sana sarılamadıktan sonra ne önemi var. Belki hayatımıza birileri girecek, ben veya sen biriyle tanışacaksın. Ve yine başladığımız noktaya geri dönücez. İkimizden biri üzülecek. O yüzden daha fazla alışmadan(eski günlerdeki gibi) bunları konuşmamız lazım. Kendimi sana tekrar kaptırıp sonra üzülmek istemiyorum. Sen kendine güveniyor musun bu konuda? Sonucta uzak mesafe ilişkisi durumu olacak ortada. Nereye kadar böyle gidecek?
durum anlayacağınız üzere long distance relationship.
bu mesajı yazan kadın kişisi.
ben seninle acık konusucam. Biz şimdi tekrar konuşarak birbirimize alışıcaz, birbirimizi yanımızda isticez, özlicez.
Ben sana dokunamadıktan sonra, seni görüp sana sarılamadıktan sonra ne önemi var. Belki hayatımıza birileri girecek, ben veya sen biriyle tanışacaksın. Ve yine başladığımız noktaya geri dönücez. İkimizden biri üzülecek. O yüzden daha fazla alışmadan(eski günlerdeki gibi) bunları konuşmamız lazım. Kendimi sana tekrar kaptırıp sonra üzülmek istemiyorum. Sen kendine güveniyor musun bu konuda? Sonucta uzak mesafe ilişkisi durumu olacak ortada. Nereye kadar böyle gidecek?
durum anlayacağınız üzere long distance relationship.
bu mesajı yazan kadın kişisi.
Şaha kalkıp koşmuyorum ama hakkında bir şeyler bildiğiniz (iş, okul vb) ancak daha önce muhabbetiniz olmayan yada sadece selamlaştığınız birine yürürken yada flört aşamasına geçmeden önce diyelim biz ona konuşacak ne buluyorsunuz. 2-3 yıl bu işlerden uzak kalınca 9. sınıftaki halime döndüm yine.
buraya tam olarak ne yazacağımı bilemiyorum öyle içimi dökeceğim sadece çünkü şu an bu konuyu anlatabileceğim biri yok.
flörtte gereksiz derecede takıntılıyım. mesela yemekte (grupça gidildiyse) kız karşıma mı oturdu, göz göze geliyor muyuz vs vs. geçen gece içkili bi ortamdaydık ben uzakta telefonla konuşurken geldi merhaba dedi. şu bile kaç gündür ayakta tutuyor. anlayacağınız böyle ayrıntılarda boğuluyorum fakat ne yazık ki en kötüsü bu değil.
ilişkilerde kendime karşı dürüstümdür. bu kız bana aşık değildir (heralde), hoşlanıyo mudur, bi ihtimal bilemem. tamam merhabayı falan anlattım da geçmişi de var yani. sözün özü devamı getirilebilir bi durumdayım ama arada çöküyolar, bakmamayı, konuşmamayı, yanına gitmemeyi, takmamayı marifet zannediyorum. hem de seven taraf olarak.
bi mesaj atmak gözümde inanılmaz büyüyor. konuşurken asla kasılmam ama o mesajı atarken ki yaşadığım gereksiz heyecanı anlatamam. arkadaşlarımın duymasını mı istemiyorum yayılır diye acaba nedir. çok kafam karışık. ilerlemek istiyorum, seviyorum, iyi bir iletişimimiz var, fakat durum bu.
kafanızı şişirdim sizin de, iyi geceler :(
flörtte gereksiz derecede takıntılıyım. mesela yemekte (grupça gidildiyse) kız karşıma mı oturdu, göz göze geliyor muyuz vs vs. geçen gece içkili bi ortamdaydık ben uzakta telefonla konuşurken geldi merhaba dedi. şu bile kaç gündür ayakta tutuyor. anlayacağınız böyle ayrıntılarda boğuluyorum fakat ne yazık ki en kötüsü bu değil.
ilişkilerde kendime karşı dürüstümdür. bu kız bana aşık değildir (heralde), hoşlanıyo mudur, bi ihtimal bilemem. tamam merhabayı falan anlattım da geçmişi de var yani. sözün özü devamı getirilebilir bi durumdayım ama arada çöküyolar, bakmamayı, konuşmamayı, yanına gitmemeyi, takmamayı marifet zannediyorum. hem de seven taraf olarak.
bi mesaj atmak gözümde inanılmaz büyüyor. konuşurken asla kasılmam ama o mesajı atarken ki yaşadığım gereksiz heyecanı anlatamam. arkadaşlarımın duymasını mı istemiyorum yayılır diye acaba nedir. çok kafam karışık. ilerlemek istiyorum, seviyorum, iyi bir iletişimimiz var, fakat durum bu.
kafanızı şişirdim sizin de, iyi geceler :(
Merhaba arkadaşlar;
Çok alımlı,çekici bulduğunuz ve birlikte olabilmenize ihtimal tanımadığınız biriyle birlikte oldunuz mu hiç? Yoksa bu sadece filmlerde mi olur?
Çok alımlı,çekici bulduğunuz ve birlikte olabilmenize ihtimal tanımadığınız biriyle birlikte oldunuz mu hiç? Yoksa bu sadece filmlerde mi olur?
Anlayamadığım bir nokta var. Tek gecelik ilişkiye girilen insan illa ki bir şekilde beğenilen insan değil midir? Yani fiziksel olarak dahi beğenilmeyen biriyle sevişilir mi? Yoksa sadece ihtiyaç, öylesine fiziksel aktivite gibi olur mu?
Fikrinizi merak ediyorum ben güzel ya da yakışıklı bulunmayan yani en azından hoşuna gitmeyen biriyle sevişilmez diyorum. Yoksa içi alır mı insanın dokunmayı?
Fikrinizi merak ediyorum ben güzel ya da yakışıklı bulunmayan yani en azından hoşuna gitmeyen biriyle sevişilmez diyorum. Yoksa içi alır mı insanın dokunmayı?
yuva yıkanın yuvası olmaz tabirini ne kadar mantıklı buluyorsunuz? evli olan kişi meyletmese o yuva yıkılır mıydı gerçekten de? neden suç üçüncü kişiye -o kişi de kadın olur ekseriyetle- atılıyor hep? bana aşırı ikiyüzlü geliyor bu tutum şahsen.
ne karşı nasıl hissediyor, onlarla ilgili neler düşünüyorsunuz?
(Mesajla da cevaplayabilirsiniz daha özgür olabilecekseniz.)
(Mesajla da cevaplayabilirsiniz daha özgür olabilecekseniz.)
Bundan yaklaşık 1 ay önce tekirdağ'ın bir ilçesinde birkaç arkadaş vasıtasıyla bir kız arkadaşım oldu. benim bir tezgahım vardı ve akşamları oraya bağlıydım, o hep yanıma gelirdi, severdik birbirimizi. o gaziantep'li ve doğma büyüme oralıymış. bu sene, benim üçüncüye girdiğim ösym sınavına o tek atışta boğaziçi'nin sayılı mühendisliklerinden birini tutturdu. ben de çomü'yü kazandım bu sene ve yollarımızın ayrılacağı biliniyordu ve pes etmeyeceğimize dair sözlerle bu işe kalkıştık.
normalde, bu tarz başarılar edinen insanlar, takdir edersiniz ki normal hayattan biraz kopuk olurlar, sanattan ve dünyanın başka türlü güzelliklerinden mahrum kalırlar. bende onu çeken şey bu oldu, mükemmel bir film dünyası vardı ve pek çok filmi de izlemişti. piyanist'i izlememiş olması dışında. bir ara muhabbeti geçti ve şu benim hiç merak etmediğim konulara değindi; kaç kız arkadaşım oldu... bunu ona söyledim. onun da iki tane erkek arkadaşı olmuş ve ikisi de bir hafta bile sürmemiş. bunu sorduğu esnada bile en uzun ilişkisi ben kabul ediliyordum. ve bu yüzdendir ki bana hep gizli öznelerle yaklaşıyordu, sevgi sözcüklerinin yerine. ama o zaman, sevdiğini gözlerinden anladığımdan, bu pek sorun teşkil etmiyordu.
başta tereddütlerim olmuştu, uzaktan sevmek.. bunun kitabını bir ben bir de nazım hikmet yazabilirdi, ama o benimle birlikte üç kişilik sevgili hayatında buna hazır mıydı, bu beni kemiriyordu. bir gün canı sıkkındı, üç gün sonra istanbul'a gidip yurda yerleşeceği için. onu o an tatmin ettim ve uzun uzun bahsettim yanımda olmadığın zaman asla böyle bir sıkkınlığa kapılma diye. başını sallayarak onay verdi.
ben istanbul'da oturuyorum. hafta sonları ailemin yanına gelmek maksatlı yanına kaçabileceğimin rahatlığı var. o istanbul'a gitti ve yurda yerleşme işi kurban bayramına denk geldiği için, tatilini benim yanımda geçirmek istedi ve ailesiyle yine tekirdağ'a geldiler, üç gün daha kalıp gidecekti artık. bu defa, buraya gelmesiyle, kendime bir söz verdim. pes etmemek adına.
ve sonunda üç gün bir rüzgar gibi gelip geçti ve o istanbul'a gitti, onu son görüşüm o gün oldu. yurtta bir grupla arkadaş olmuş. fotoğraflarını gördüm, mutlu olduğunu anlayabiliyorum. birinci ayımızda "baak! bugun bizim birinci ayımız" diye samimi bir tavırda bulundu, biraz hoş sohbetten sonra yatacağını dile getirdi, ki bu arada artık gece 3'te yatmalar başladı, eskiden 12'de yatıyordu, şimdi yurttaki arkadaşlarıyla sessiz sinema oynuyorlarmış filan. ona iyi geceler dedim ve hep geç yatmamdan ondan sonra kalkıyordum ve ilk günaydın mesajını ondan alıyordum. işte o gün bu mesaj hiç gelmedi. merak ettim, bakalım ne zaman yazacak diye... yazmadı. ertesi gün, yazmadı, sonra yazmadı yazmadı ve yazmadı. o yazmayınca ben de yazmadım. yani başına bir şey mi geldiğini düşündüm daha ilk gün, arkadaşlarıyla fotoğrafını yeni paylaşmıştı. mutlu. snap'te kadıköy'ün deniz manzarasını gördüm, boğasını gördüm. öyle uzun zaman oldu ki oraya uğramayalı, bunları da düşündüm o fotoğraflara bakarken. ve uzun bir sessizlikten sonra ben ona, beni affetmesini, yapamadığımı, benim hatam olduğunu söyledim. öylece bekledim ve bana, evet, ben de denedim. olmuyor. yapamıyorum dedi ve sanki bu anı bekliyormuş gibi kendimi suçlu hissetmemem gerektiğini söyledi. o kadar hızlı başlayıp, o kadar hızlı gelişen ve o kadar hızlı biten bir şey oldu ki, yani ben anlam veremedim. ne olmuş olabileceğini düşündüm; yurttaki çocuklardan birinden mi hoşlandı, ben istanbul'a geldiğimde yanına uğrayamamış olmamdan mı canı yandı, hiçbir şey bilmiyorum. neden yazmadığını bilmiyorum. neden böyle olduğunu bilmiyorum.
normalde, bu tarz başarılar edinen insanlar, takdir edersiniz ki normal hayattan biraz kopuk olurlar, sanattan ve dünyanın başka türlü güzelliklerinden mahrum kalırlar. bende onu çeken şey bu oldu, mükemmel bir film dünyası vardı ve pek çok filmi de izlemişti. piyanist'i izlememiş olması dışında. bir ara muhabbeti geçti ve şu benim hiç merak etmediğim konulara değindi; kaç kız arkadaşım oldu... bunu ona söyledim. onun da iki tane erkek arkadaşı olmuş ve ikisi de bir hafta bile sürmemiş. bunu sorduğu esnada bile en uzun ilişkisi ben kabul ediliyordum. ve bu yüzdendir ki bana hep gizli öznelerle yaklaşıyordu, sevgi sözcüklerinin yerine. ama o zaman, sevdiğini gözlerinden anladığımdan, bu pek sorun teşkil etmiyordu.
başta tereddütlerim olmuştu, uzaktan sevmek.. bunun kitabını bir ben bir de nazım hikmet yazabilirdi, ama o benimle birlikte üç kişilik sevgili hayatında buna hazır mıydı, bu beni kemiriyordu. bir gün canı sıkkındı, üç gün sonra istanbul'a gidip yurda yerleşeceği için. onu o an tatmin ettim ve uzun uzun bahsettim yanımda olmadığın zaman asla böyle bir sıkkınlığa kapılma diye. başını sallayarak onay verdi.
ben istanbul'da oturuyorum. hafta sonları ailemin yanına gelmek maksatlı yanına kaçabileceğimin rahatlığı var. o istanbul'a gitti ve yurda yerleşme işi kurban bayramına denk geldiği için, tatilini benim yanımda geçirmek istedi ve ailesiyle yine tekirdağ'a geldiler, üç gün daha kalıp gidecekti artık. bu defa, buraya gelmesiyle, kendime bir söz verdim. pes etmemek adına.
ve sonunda üç gün bir rüzgar gibi gelip geçti ve o istanbul'a gitti, onu son görüşüm o gün oldu. yurtta bir grupla arkadaş olmuş. fotoğraflarını gördüm, mutlu olduğunu anlayabiliyorum. birinci ayımızda "baak! bugun bizim birinci ayımız" diye samimi bir tavırda bulundu, biraz hoş sohbetten sonra yatacağını dile getirdi, ki bu arada artık gece 3'te yatmalar başladı, eskiden 12'de yatıyordu, şimdi yurttaki arkadaşlarıyla sessiz sinema oynuyorlarmış filan. ona iyi geceler dedim ve hep geç yatmamdan ondan sonra kalkıyordum ve ilk günaydın mesajını ondan alıyordum. işte o gün bu mesaj hiç gelmedi. merak ettim, bakalım ne zaman yazacak diye... yazmadı. ertesi gün, yazmadı, sonra yazmadı yazmadı ve yazmadı. o yazmayınca ben de yazmadım. yani başına bir şey mi geldiğini düşündüm daha ilk gün, arkadaşlarıyla fotoğrafını yeni paylaşmıştı. mutlu. snap'te kadıköy'ün deniz manzarasını gördüm, boğasını gördüm. öyle uzun zaman oldu ki oraya uğramayalı, bunları da düşündüm o fotoğraflara bakarken. ve uzun bir sessizlikten sonra ben ona, beni affetmesini, yapamadığımı, benim hatam olduğunu söyledim. öylece bekledim ve bana, evet, ben de denedim. olmuyor. yapamıyorum dedi ve sanki bu anı bekliyormuş gibi kendimi suçlu hissetmemem gerektiğini söyledi. o kadar hızlı başlayıp, o kadar hızlı gelişen ve o kadar hızlı biten bir şey oldu ki, yani ben anlam veremedim. ne olmuş olabileceğini düşündüm; yurttaki çocuklardan birinden mi hoşlandı, ben istanbul'a geldiğimde yanına uğrayamamış olmamdan mı canı yandı, hiçbir şey bilmiyorum. neden yazmadığını bilmiyorum. neden böyle olduğunu bilmiyorum.
Selam
Duyuru erkeklerine sormak istiyorum, bir erkeğin bir kadına sevdalanmasını analiz edebilir misiniz?
Şundan ötürü soruyorum, bir adam var, bir kadına onu insan olarak çok sevdiğini söylemiş. Fakat bunlar seks arkadaşı aynı zamanda, yani normal arkadaşlığın yanında. Seks esnasında da kadına sık sık onu çok güzel bulduğunu, ona karşı koyamadığını vs söyleyip duruyormuş. Düşünüyorum, adam hem cinsel olarak çok etkileniyor hem insan olarak çok seviyor... bu adamın olayı nedir? Duygusal ilişkiye girmeye korkan biri olabilir mi bu?
Yani bir erkek nasıl sever?
Duyuru erkeklerine sormak istiyorum, bir erkeğin bir kadına sevdalanmasını analiz edebilir misiniz?
Şundan ötürü soruyorum, bir adam var, bir kadına onu insan olarak çok sevdiğini söylemiş. Fakat bunlar seks arkadaşı aynı zamanda, yani normal arkadaşlığın yanında. Seks esnasında da kadına sık sık onu çok güzel bulduğunu, ona karşı koyamadığını vs söyleyip duruyormuş. Düşünüyorum, adam hem cinsel olarak çok etkileniyor hem insan olarak çok seviyor... bu adamın olayı nedir? Duygusal ilişkiye girmeye korkan biri olabilir mi bu?
Yani bir erkek nasıl sever?
çok değişken bir şey biliyorum ama sizce ortalama ne kadar sürede almak mantıklı? Daha doğrusu bir insanla evlenmek için onu ne kadar süre ve ne şekilde tanımak gerekir? özellikle evlilik korkusu olan biri için.
sb
soru başlıkta.
gerçi Türkiye'de değilim, buradaki rakiplerimde like veya dislike attığınız özellikler olmayabilir ama yine de bir öğrenmek istedim :)
teşekkürler
gerçi Türkiye'de değilim, buradaki rakiplerimde like veya dislike attığınız özellikler olmayabilir ama yine de bir öğrenmek istedim :)
teşekkürler
şimdi şunu biliyoruz ki gerçek hayatta tanımadığınız bir kıza sosyal medya üzerinden açılmak başarılı olma şansınızı 10000000 kat azaltıyor. sadece christiano ronaldo iseniz bu durumda başarıya ulaşabiliyorsunuz.
benim merak ettiğim şu. varsayalım gerçek hayatta bir kızı tanıyorsunuz. hatta arkadaşlık mertebesindeniz. ama bu kız çalıştığınız yerden ayrıldı. başka bir yere gitti. bir de ortalığı ayağı kaldırmak istemiyorsunuz. şimdi çalıştığı okula gideceksiniz (kendisi bir öğretmen), bu kişiyi oradaki çeşitli kişilere soracaksınız. ayrıca o an izinli olma ihtimali, okulda olmama ihtimali de var. biliyorsunuz öğretmenler yarım gün çalışıyor.
halbuki kızın sosyal medya hesapları elinizin altında. her şey bir mesaja bakar.
bu durumda benim bu kıza sosyal medya üzerinden açılmam şansımı düşürür mü? düşürürse ne kadar düşürür?
edit: sosyal medya üzerinden direkt açılmayacağım. sadece dışarıda buluşmayı teklif edeceğim. hatta arkadaş ayağına yatıcam :) senden ayrı kaldık, ne zamandır görüşemiyoruz, bir gün bir kafede buluşalım mı diyeceğim.
edit2: kızın bende telefonu yok.
benim merak ettiğim şu. varsayalım gerçek hayatta bir kızı tanıyorsunuz. hatta arkadaşlık mertebesindeniz. ama bu kız çalıştığınız yerden ayrıldı. başka bir yere gitti. bir de ortalığı ayağı kaldırmak istemiyorsunuz. şimdi çalıştığı okula gideceksiniz (kendisi bir öğretmen), bu kişiyi oradaki çeşitli kişilere soracaksınız. ayrıca o an izinli olma ihtimali, okulda olmama ihtimali de var. biliyorsunuz öğretmenler yarım gün çalışıyor.
halbuki kızın sosyal medya hesapları elinizin altında. her şey bir mesaja bakar.
bu durumda benim bu kıza sosyal medya üzerinden açılmam şansımı düşürür mü? düşürürse ne kadar düşürür?
edit: sosyal medya üzerinden direkt açılmayacağım. sadece dışarıda buluşmayı teklif edeceğim. hatta arkadaş ayağına yatıcam :) senden ayrı kaldık, ne zamandır görüşemiyoruz, bir gün bir kafede buluşalım mı diyeceğim.
edit2: kızın bende telefonu yok.
balıketli/balıketliden hallice falan değil ama obez de değil. şişko bildiğin.
örnek:
previews.123rf.com
image.shutterstock.com
örnek:
previews.123rf.com

image.shutterstock.com

biraz da felsefe yapalım arada. güzel olur böyle şeyler. yeri gelir "hakikatten haaa" dedirtebilir insana. konu şu;
"sana ihtiyacım var" cümlesini duymak size ne hissettirir?
kendinizi değerli hissedip, hoşunuza mı gider?
yoksa
söyleyen kişinin "kendisini düşündüğünden" ötürü ego (çünkü bir tür "ben" demek olabilir bu objektif açıdan. "BENİM sana ihtiyacım" var şeklinde) yaptığını düşünüp rahatsız mı olursunuz? o kişiyi zayıf mı bulursunuz?
ya da ne?
"sana ihtiyacım var" cümlesini duymak size ne hissettirir?
kendinizi değerli hissedip, hoşunuza mı gider?
yoksa
söyleyen kişinin "kendisini düşündüğünden" ötürü ego (çünkü bir tür "ben" demek olabilir bu objektif açıdan. "BENİM sana ihtiyacım" var şeklinde) yaptığını düşünüp rahatsız mı olursunuz? o kişiyi zayıf mı bulursunuz?
ya da ne?
Salak saçma kıskançlıkları çeken, ne yaparsa yapsın kopamıyorum diyen, kısıtlanmayı kabullenen kadınlara üzülüyor musunuz sinirleniyor musun napıyorsunuz? Bir insan neden kendine bunu yapar? Yapılanın yanlış olduğunu bilip yine de ilişkiye devam eden kadınları kastediyorum elbette. "E erkek tabi, normal böyle yapması" diyenler zaten uçmuş bana göre.
Şu an aynı evi paylaştığım arkadaşım bu durumda ve ben bugün yaşanan, ucundan kıyısından benim de dahil olduğum bir olaydan ötürü açık açık kendisine saygısı varsa ayrılması gerektiğini söyledim. Sonradan haddime olmadığını düşündüm ama gerçekten çok sinirlendim. Ne olursa olsun karışmamalı mıyım? Böyle aşk mı olur ya?
Şu an aynı evi paylaştığım arkadaşım bu durumda ve ben bugün yaşanan, ucundan kıyısından benim de dahil olduğum bir olaydan ötürü açık açık kendisine saygısı varsa ayrılması gerektiğini söyledim. Sonradan haddime olmadığını düşündüm ama gerçekten çok sinirlendim. Ne olursa olsun karışmamalı mıyım? Böyle aşk mı olur ya?
100 kere sorulmuştur, 101. kez ben sorayım bana bir akıl fikir verin. Okul bitti, şehir değiştirdik, tüm çevremizden uzaklaştık diyelim. Çalıştığımız şirket de küçük bir şirket olsun, orada da pek çevremiz oluşamıyor yani. Zaten arkadaş çevremiz de ufak.
Yeni sevgili adaylarıyla nasıl tanışıyoruz bu durumda? Nereden buluyoruz, nereden çıkartıyoruz?
Sevgili adayı olabilecek arkadaş arkadaşları da yok bu arada.
Kursa yazıl, çevren genişlesin falan diyenler oluyor. Hiç gerçekçi gelmiyor bana. Bunun için kursa mı gidilir çok saçma.
İnternetten nasıl sevgili buluyor millet? Bulduk diyelim, buradan bulunanların kalıcı olma ihtimali çok düşük değil mi?
Yeni sevgili adaylarıyla nasıl tanışıyoruz bu durumda? Nereden buluyoruz, nereden çıkartıyoruz?
Sevgili adayı olabilecek arkadaş arkadaşları da yok bu arada.
Kursa yazıl, çevren genişlesin falan diyenler oluyor. Hiç gerçekçi gelmiyor bana. Bunun için kursa mı gidilir çok saçma.
İnternetten nasıl sevgili buluyor millet? Bulduk diyelim, buradan bulunanların kalıcı olma ihtimali çok düşük değil mi?
Normalde prensip geregi 2 yasdan kucuk kabul etmezdim ama bu seferki 98 li. Bende 94 lü. Kiz buyuk gosteriyor ve cok olgun. Sikinti olur mu ?
Evet 3 yıldır düzenli bir ilişkim yok. İyi bir şey mi size göre kötü bir durum mu?
bu adam bana acayip çekici geliyor. aklıma gelince, fotografını görünce falan ' güzel bir hareketlenme' oluyor :D
siz ne düşünüyorsunuz?
siz ne düşünüyorsunuz?
sevgilinizin/evleneceğiniz kişinin bakir/bakire olmasını önemser misiniz?
yaşlar ve cinsiyetler birlikte alalım
yaşlar ve cinsiyetler birlikte alalım
Selamlar,
Önümüzdeki ay içerisinde ilk evlilik yıldönümümüz olacak, nişan sırasında beyaz altın olarak aldığımız alyansları daha sonradan eşim çok beğenmemişti ve hep roze renk standart alyanslardan istediğini söylüyordu, evlilik yıldönümünde bu alyansı hediye etmekte herhangi bir gariplik var mı sizce?
Bana tamamen normal geliyor, ama ilk yıldönümümüzü başarısız bir hediyeyle de geçirmek istemiyorum.
Önümüzdeki ay içerisinde ilk evlilik yıldönümümüz olacak, nişan sırasında beyaz altın olarak aldığımız alyansları daha sonradan eşim çok beğenmemişti ve hep roze renk standart alyanslardan istediğini söylüyordu, evlilik yıldönümünde bu alyansı hediye etmekte herhangi bir gariplik var mı sizce?
Bana tamamen normal geliyor, ama ilk yıldönümümüzü başarısız bir hediyeyle de geçirmek istemiyorum.
var mı aranızda? sanırım tecavüz mağdurlarının çoğunluğu travma sonrası stres bozukluğu ve şiddetli depresyonla yüzleşiyor. nasıl yaklaştınız? ilişkiniz nasıl gitti?
sevgili tanımına kimleri dahil ediyorsunuz?
Senle fingirdeşirken başkasını bulup sana da hiç çaktırmıyor. Sen onu başkasıyla yakalasan da bir şey demiyor. Ne bu şimdi ondan sıkılınca yedektekine dönebileceğini mi düşünüyor? Neyine güveniyor böyle? O kadar kolay mı?
var mı aramızda benim gibi?Ailem baya baskı yapıyor, istemiyorum yahu kararım kesin.Cocukta istemiorm zati.Siz de nasıl durumlar? Yasım 33 cinsiyet erkek
mı, yoksa erkeğin ki mi daha çekilmez, katlanılmazdır? Neden?
Ve sizin için nedir bu abazanlığın tanımı? Her ortamda skorlarını söyleyen mi, kendini öve öve bitiremeyen mi, yoksa "iyi seksin hastasıyız" deyip sürekli partner, manita değiştirip aranan kadın-erkek mi?
Biz şu an rakı masasında iki cins birbirimize gömmekten cevabı bulamadık da.
Ve sizin için nedir bu abazanlığın tanımı? Her ortamda skorlarını söyleyen mi, kendini öve öve bitiremeyen mi, yoksa "iyi seksin hastasıyız" deyip sürekli partner, manita değiştirip aranan kadın-erkek mi?
Biz şu an rakı masasında iki cins birbirimize gömmekten cevabı bulamadık da.
(18)
Sorum bağyanlara, şu vücut hakkındaki görüşleriniz neler ? (caps-caps-caps)
Golden Ratio #1122191
cdn01.cdn.justjared.com 
i1-news.softpedia-static.com
scontent-frt3-1.cdninstagram.com
45 santim bisepsli abilerimiz cevaplamazsa sevinirim. thnx.

i1-news.softpedia-static.com

scontent-frt3-1.cdninstagram.com
45 santim bisepsli abilerimiz cevaplamazsa sevinirim. thnx.