erik jan zurcher'in yazdıkları bu konuda beni aydınlatmadı. yuriy petrosyan da çok genel özet geçmiş.
bu ayaklanma ile ilgili nitelik olarak ciddi ve tarafsız (yabancı dilli yazın tercihimdir) bir kaynak arıyorum.
ii. abdulhamid'i ikna eden şey neydi? 1908 devrimi nedir?
teşekkürler.
bu ayaklanma ile ilgili nitelik olarak ciddi ve tarafsız (yabancı dilli yazın tercihimdir) bir kaynak arıyorum.
ii. abdulhamid'i ikna eden şey neydi? 1908 devrimi nedir?
teşekkürler.
(1)
geceye sizlerde bir şiir bırakın bu başlığın altına gece buluşsun şiirlerle
transsiberianexpress #1176941
geceye sizlerde bir şiir bırakın bu başlığın altına gece buluşsun şiirlerle
Rüştü Asyalı - Yaşamaya Dair
www.youtube.com
Rüştü Asyalı - İstemem Eksik Olsun (Bir Roman Bir Hikaye)
www.youtube.com
Arthur RIMBAUD - Sarhoş gemi... Çeviren Sebahattin Eyüpoğlu..
www.youtube.com
LO' YA SON MEKTUP www.youtube.com
Rüştü Asyalı - Yaşamaya Dair
www.youtube.com

Rüştü Asyalı - İstemem Eksik Olsun (Bir Roman Bir Hikaye)
www.youtube.com

Arthur RIMBAUD - Sarhoş gemi... Çeviren Sebahattin Eyüpoğlu..
www.youtube.com

LO' YA SON MEKTUP www.youtube.com

hayatta nelere istemem eksik olsun dediniz?
“ - ne yapmak gerek peki?
sağlam bir arka mı bulmalıyım?
onu mu bellemeliyim?
bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
istemem!
herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım le bret?
sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
taklalar mı atmalıyım?
istemem! eksik olsun!
her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
istemem! eksik olsun böyle bir şöhret!
eksik olsun!
ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli?
eleştiriden mi çekinmeli?
“adım mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı?
istemem!
istemem! eksik olsun!
korkmak, tükenmek, bitmek...
şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
istemem! eksik olsun!
istemem! eksik olsun!
ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek...
tek başına...
özgür olmak...
dünyaya kendi gözlerinle bakmak...
sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak...
bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak...
ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
isteyince ay’a bile gidebilmek.
başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.
demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
- dök içindeki öfkeyi dostum. ama saklama benden seni sevmediğini.
- sus... ”
Rüştü Asyalı - İstemem Eksik Olsun (Bir Roman Bir Hikaye)
www.youtube.com
“ - ne yapmak gerek peki?
sağlam bir arka mı bulmalıyım?
onu mu bellemeliyim?
bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
istemem!
herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım le bret?
sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
taklalar mı atmalıyım?
istemem! eksik olsun!
her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
istemem! eksik olsun böyle bir şöhret!
eksik olsun!
ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli?
eleştiriden mi çekinmeli?
“adım mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı?
istemem!
istemem! eksik olsun!
korkmak, tükenmek, bitmek...
şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
istemem! eksik olsun!
istemem! eksik olsun!
ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek...
tek başına...
özgür olmak...
dünyaya kendi gözlerinle bakmak...
sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak...
bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak...
ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
isteyince ay’a bile gidebilmek.
başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.
demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
- dök içindeki öfkeyi dostum. ama saklama benden seni sevmediğini.
- sus... ”
Rüştü Asyalı - İstemem Eksik Olsun (Bir Roman Bir Hikaye)
www.youtube.com

yaşamak gerçekten ciddi bir iş mi?
YAŞAMAYA DAİR
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
Nazım HİKMET
www.siir.gen.tr
Rüştü Asyalı - Yaşamaya Dair
www.youtube.com
YAŞAMAYA DAİR
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
Nazım HİKMET
www.siir.gen.tr
Rüştü Asyalı - Yaşamaya Dair
www.youtube.com

dinleyin ve düşüncelerinizi yazın
LO' YA SON MEKTUP
www.youtube.com
LO'YA SON MEKTUP Parmağımı yontup sana bu mektubu yazıyorum.Lo.İyice oku ve sonra dudaklarına dokundur bırak yansınlar. Sarhoşum başım dönüyor.Zaten şarap şişelerinin burunları kanadı mı işleri tamamdır.Bir bardak dolusu bir bardak dolusu daha derken şişeler ölür,yalnızlık kalır. Ama sen gülersen lo her taraf aydınlanır.Dişlerin pembe dilinin yoluna dizilmiş nurdan birer fener ki hala hatırladıkça gözüm kamaşır. Az önce penceremi açarken gece uzun ipekli bir kumaş gibi dağılıyordu rüzgarda.Sen saçlarını çözünce gece olur biliyorum,taktığın gül gökte bir ay gibi duruyordu.Fakat gün gelecek Lo yavaş yavaş şafak sökecek o ipek saçlarının kıyısından.Çünkü zaman bir rüzgardır,daima eser ve daima şişiktir yelkenlerimiz ki hep yol almaktayız ülkesine ihtiyarlığın... Hayal gerçek ayırmadan hep seni duyuyor seni yaşıyorum Lo.Bir gün göğsünün mabedine yaslandım.Kalbin bir kilisenin çanı gibi atıyordu.bütün sevdalılar eteklerine diz çökerken ben tepeden tırnağa mum kesildim;iri,beyaz bir mum.Bir fitil gibi saçlarımı tutuşturup senin için yandım.Başım,boynum,omuzlarım yavaş yavaş eriyordu...Tam alev kalbime doğru ilerlerken birden söndüm.Çünkü kalbimde sen vardın Lo incinmeni istemiyordum. Aradan yıllar geçti...Mevsimler ufukta cümbüşlü bir kervan gibi akıp gitti.Geriye kalan yine yalnızlığındı yine bulut gibi sargıları içinde uluyan hasta bir sonbahar.Ne bileklerimi kesebilmek cesaretini bulabildim kendimde ne yaşamak gücünü Lo. Ağlama...Sakın benim için ağlama.Yoksa her taraf deniz demektir.Üstelik gözlerin eski mısır gemilerine benzerler,kirpiklerin simsiyah binlerce kürek.Ki ıslanmaya görsünler alır başlarını giderler biliyorum...Sonra büsbütün tenha kalır ellerimin limanları, kalbime akşam çöker. Elveda Lo.Ey sevda bahçemde boy atan keder elveda lo elveda
LO' YA SON MEKTUP
www.youtube.com

LO'YA SON MEKTUP Parmağımı yontup sana bu mektubu yazıyorum.Lo.İyice oku ve sonra dudaklarına dokundur bırak yansınlar. Sarhoşum başım dönüyor.Zaten şarap şişelerinin burunları kanadı mı işleri tamamdır.Bir bardak dolusu bir bardak dolusu daha derken şişeler ölür,yalnızlık kalır. Ama sen gülersen lo her taraf aydınlanır.Dişlerin pembe dilinin yoluna dizilmiş nurdan birer fener ki hala hatırladıkça gözüm kamaşır. Az önce penceremi açarken gece uzun ipekli bir kumaş gibi dağılıyordu rüzgarda.Sen saçlarını çözünce gece olur biliyorum,taktığın gül gökte bir ay gibi duruyordu.Fakat gün gelecek Lo yavaş yavaş şafak sökecek o ipek saçlarının kıyısından.Çünkü zaman bir rüzgardır,daima eser ve daima şişiktir yelkenlerimiz ki hep yol almaktayız ülkesine ihtiyarlığın... Hayal gerçek ayırmadan hep seni duyuyor seni yaşıyorum Lo.Bir gün göğsünün mabedine yaslandım.Kalbin bir kilisenin çanı gibi atıyordu.bütün sevdalılar eteklerine diz çökerken ben tepeden tırnağa mum kesildim;iri,beyaz bir mum.Bir fitil gibi saçlarımı tutuşturup senin için yandım.Başım,boynum,omuzlarım yavaş yavaş eriyordu...Tam alev kalbime doğru ilerlerken birden söndüm.Çünkü kalbimde sen vardın Lo incinmeni istemiyordum. Aradan yıllar geçti...Mevsimler ufukta cümbüşlü bir kervan gibi akıp gitti.Geriye kalan yine yalnızlığındı yine bulut gibi sargıları içinde uluyan hasta bir sonbahar.Ne bileklerimi kesebilmek cesaretini bulabildim kendimde ne yaşamak gücünü Lo. Ağlama...Sakın benim için ağlama.Yoksa her taraf deniz demektir.Üstelik gözlerin eski mısır gemilerine benzerler,kirpiklerin simsiyah binlerce kürek.Ki ıslanmaya görsünler alır başlarını giderler biliyorum...Sonra büsbütün tenha kalır ellerimin limanları, kalbime akşam çöker. Elveda Lo.Ey sevda bahçemde boy atan keder elveda lo elveda
(2)
Arthur Rimbaud'un Sarhoş Gemi Şiiri Hakkında Neler Düşünüyorsunuz?
transsiberianexpress #1176936
Arthur Rimbaud'un Sarhoş Gemi Şiiri Hakkında Neler Düşünüyorsunuz?
Ben bu şiire sırılsıklam aşığım ve gençler için bir açıklama yazayım seks başka aşk başka seks sekstir aşk ise bir şeyi çok sevmek aşırı bağlanmaktır buyurun aşkın türk dil kurumundaki anlamını okuyun
aşk
isim Arapça ʿaşḳ
1. isim Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)
"Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi" - Yunus Emre
umarım bu başlığımı okuyanlar dünyanın gelmiş geçmiş bana göre en iyi şiirini okumanın yanı sıra arthur rimbaud uda tanımış olurlar
tr.wikipedia.org
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
SARHOŞ GEMİ
Ölü sularından iniyordum nehirlerin
Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış;
Cırlak kızılderililer, nişan atmak için
Hepsini soyup alaca direklere çakmış.
Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
Pamuklar, buğdaylar, Felemenk ve İngiltere;
Bordamda gürültüler, patırtılar kesildi;
Sular aldı gitti beni can attığım yere.
Med zamanları, çılgın çalkantılar üstünde,
Koştum, bir çocuk beyni gibi sağır, geçen kış
Adaların karalardan çözüldüğü günde.
Yeryüzü böylesine allak bullak olmamış.
Denize bir kasırgayla açıldı gözlerim;
Ölüm kervanı dalgaları kattım önüme;
Bir mantardan hafif, tam on gece, hora teptim:
Bakmadım fenerlerin budala gözlerine.
Çocukların bayıldığı mayhoş elmalardan
Tatlıydı çam tekneme işleyen yeşil sular;
Ne şarap lekesi kaldı, ne kusmuk, yıkanan
Güvertemde; demir, dümen ne varsa tarumar.
O zaman gömüldüm artık denizin şi'rine,
İçim dışım süt beyaz köpükten, yıldızlardan;
Yardığım yeşil maviliğin derinlerine
Bazen bir ölü süzülürdü, dalgın ve hayran.
Sonra birden mavilikleri kaplar meneviş
Işık çağıltısında, çılgın ve perde perde,
İçkilerden sert, bütün musikilerden geniş
Arzu, buruk ve kızıl, kabarır denizlerde.
Gördüm şimşekle çatlayıp yarılan gökleri,
Girdapları, hortumu; benden sorun akşamı,
Bir güvercin sürüsü gibi savrulan fecri.
İnsana sır olanı, gördüğüm demler oldu.
Güneşi gördüm, alçakta, kanlı bir âyinde;
Sermiş parıltısını uzun, mor pıhtılara.
Eski bir dram oynuyor gibiydi, enginde,
Ürperip uzaklaşan dalgalar, sıra sıra.
Yeşil geceyi gördüm, ışıl ışıl karları;
Beyaz öpüşler çıkar denizin gözlerine;
Uyanır çın çın öter fosforlar, mavi, sarı;
Görülmedik usareler geçer döne döne.
Azgın boğalar gibi kayalara saldıran
Dalgalar aylarca sürükledi durdu beni;
Beklemedim Meryem'in nurlu topuklarından
Kudurmuş denizlerin imana gelmesini.
Ülkeler gördüm görülmedik, çiçeklerine
Gözler karışmış, insan yüzlü panter gözleri
Büyük ebemkuşakları gerilmiş engine,
Morarmış sürüleri çeken dizginler gibi.
Bataklıklar gördüm, geniş, fıkır fıkır kaynar;
Sazlar içinde çürür koskoca bir ejderha,
Durgun havada birdenbire yarılır sular,
Enginler şarıl şarıl dökülür girdaplara.
Gümüş güneşler, sedef dalgalar, mercan gökler;
İğrenç leş yığınları boz, bulanık koylarda;
Böceklerin kemirdiği dev yılanlar düşer,
Eğrilmiş ağaçlardan simsiyah kokularla.
Çıldırırdı çocuklar görseler mavi suda
O altın, o gümüş, cıvıl cıvıl balıkları.
Yürüdüm, beyaz köpükler üstünde, uykuda;
Zaman zaman kanadımda bir cennet rüzgârı.
Bazen doyardım artık kutbuna, kıtasına;
Deniz şıpır şıpır kuşatır sallardı beni;
Garip sarı çiçekler sererdi dört yanıma;
Duraklar kalırdım diz çökmüş bir kadın gibi.
Sallanan bir ada, üstünde vahşi kuşların
Bal rengi gözleri, çığlıkları, pislikleri;
Akşamları, çürük iplerimden akın akın
Ölüler inerdi uykuya gerisin geri.
İşte ben, o yosunlu koylarda yatan gemi
Bir kasırgayla atıldım kuş uçmaz engine;
Sızmışken kıyıda, sularla sarhoş; gövdemi
Hanza kadırgaları takamazken peşine.
Büründüm mor dumanlara, başıboş, derbeder,
Delip geçtim karşımdaki kızıl semaları;
Güvertemde cins şaire mahsus yiyecekler:
Güneş yosunları, mavilik meduzaları.
Koştum, benek benek ışıkla sarılı teknem,
Çılgın teknem, ardımda yağız deniz atları;
Temmuz güneşinde sapır sapır dökülürken
Kızgın hunilere koyu mavi gök katları.
Titrerdim uzaklardan geldikçe iniltisi
Azgın Behemotların, korkunç Maelstromların.
Ama ben, o mavi dünyaların serserisi
Özledim eski hisarlarını Avrupa'nın.
Yıldız yıldız adalar, kıtalar gördüm; coşkun
Göklerinde gez gezebildiğin kadar, serbest.
O sonsuz gecelerde mi saklanmış uyursun
Milyonlarla altın kuş, sen ey Gelecek Kudret.
Yeter, yeter ağladıklarım; artık doymuşum
Fecre, aya, güneşe; hepsi acı, boş, dipsiz,
Aşkın acılığı dolmuş içime, sarhoşum;
Yarılsın artık bu tekne, alsın beni deniz.
Gönlüm Avrupa'nın bir suyunda, siyah, soğuk,
Bir çukurda birikmiş, kokulu akşam vakti;
Başında çömelmiş yüzdürür mahzun bir çocuk.
Mayıs kelebeği gibi kağıt gemisini.
Ben sizinle sarmaş dolaş olmuşum, dalgalar,
Pamuk yüklü gemilerin ardında gezemem;
Doyurmaz artık beni bayraklar, bandıralar;
Mahkûm gemilerinin sularında yüzemem.
Arthur RIMBAUD
Çeviri: Sabahattin EYUBOĞLU
www.siir.gen.tr
bu linkten şiirin yorumlamasını okuyabilirsiniz
karayaziedebiyat.wordpress.com
bu linkten erdoğan alkan çevirisiyle okuyabilirsiniz
www.siirparki.com
bu videodan şiiri sesli dinleyebilirsiniz
Arthur RIMBAUD - Sarhoş gemi... Çeviren Sebahattin Eyüpoğlu..
www.youtube.com
Ben bu şiire sırılsıklam aşığım ve gençler için bir açıklama yazayım seks başka aşk başka seks sekstir aşk ise bir şeyi çok sevmek aşırı bağlanmaktır buyurun aşkın türk dil kurumundaki anlamını okuyun
aşk
isim Arapça ʿaşḳ
1. isim Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)
"Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi" - Yunus Emre
umarım bu başlığımı okuyanlar dünyanın gelmiş geçmiş bana göre en iyi şiirini okumanın yanı sıra arthur rimbaud uda tanımış olurlar
tr.wikipedia.org
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
SARHOŞ GEMİ
Ölü sularından iniyordum nehirlerin
Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış;
Cırlak kızılderililer, nişan atmak için
Hepsini soyup alaca direklere çakmış.
Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
Pamuklar, buğdaylar, Felemenk ve İngiltere;
Bordamda gürültüler, patırtılar kesildi;
Sular aldı gitti beni can attığım yere.
Med zamanları, çılgın çalkantılar üstünde,
Koştum, bir çocuk beyni gibi sağır, geçen kış
Adaların karalardan çözüldüğü günde.
Yeryüzü böylesine allak bullak olmamış.
Denize bir kasırgayla açıldı gözlerim;
Ölüm kervanı dalgaları kattım önüme;
Bir mantardan hafif, tam on gece, hora teptim:
Bakmadım fenerlerin budala gözlerine.
Çocukların bayıldığı mayhoş elmalardan
Tatlıydı çam tekneme işleyen yeşil sular;
Ne şarap lekesi kaldı, ne kusmuk, yıkanan
Güvertemde; demir, dümen ne varsa tarumar.
O zaman gömüldüm artık denizin şi'rine,
İçim dışım süt beyaz köpükten, yıldızlardan;
Yardığım yeşil maviliğin derinlerine
Bazen bir ölü süzülürdü, dalgın ve hayran.
Sonra birden mavilikleri kaplar meneviş
Işık çağıltısında, çılgın ve perde perde,
İçkilerden sert, bütün musikilerden geniş
Arzu, buruk ve kızıl, kabarır denizlerde.
Gördüm şimşekle çatlayıp yarılan gökleri,
Girdapları, hortumu; benden sorun akşamı,
Bir güvercin sürüsü gibi savrulan fecri.
İnsana sır olanı, gördüğüm demler oldu.
Güneşi gördüm, alçakta, kanlı bir âyinde;
Sermiş parıltısını uzun, mor pıhtılara.
Eski bir dram oynuyor gibiydi, enginde,
Ürperip uzaklaşan dalgalar, sıra sıra.
Yeşil geceyi gördüm, ışıl ışıl karları;
Beyaz öpüşler çıkar denizin gözlerine;
Uyanır çın çın öter fosforlar, mavi, sarı;
Görülmedik usareler geçer döne döne.
Azgın boğalar gibi kayalara saldıran
Dalgalar aylarca sürükledi durdu beni;
Beklemedim Meryem'in nurlu topuklarından
Kudurmuş denizlerin imana gelmesini.
Ülkeler gördüm görülmedik, çiçeklerine
Gözler karışmış, insan yüzlü panter gözleri
Büyük ebemkuşakları gerilmiş engine,
Morarmış sürüleri çeken dizginler gibi.
Bataklıklar gördüm, geniş, fıkır fıkır kaynar;
Sazlar içinde çürür koskoca bir ejderha,
Durgun havada birdenbire yarılır sular,
Enginler şarıl şarıl dökülür girdaplara.
Gümüş güneşler, sedef dalgalar, mercan gökler;
İğrenç leş yığınları boz, bulanık koylarda;
Böceklerin kemirdiği dev yılanlar düşer,
Eğrilmiş ağaçlardan simsiyah kokularla.
Çıldırırdı çocuklar görseler mavi suda
O altın, o gümüş, cıvıl cıvıl balıkları.
Yürüdüm, beyaz köpükler üstünde, uykuda;
Zaman zaman kanadımda bir cennet rüzgârı.
Bazen doyardım artık kutbuna, kıtasına;
Deniz şıpır şıpır kuşatır sallardı beni;
Garip sarı çiçekler sererdi dört yanıma;
Duraklar kalırdım diz çökmüş bir kadın gibi.
Sallanan bir ada, üstünde vahşi kuşların
Bal rengi gözleri, çığlıkları, pislikleri;
Akşamları, çürük iplerimden akın akın
Ölüler inerdi uykuya gerisin geri.
İşte ben, o yosunlu koylarda yatan gemi
Bir kasırgayla atıldım kuş uçmaz engine;
Sızmışken kıyıda, sularla sarhoş; gövdemi
Hanza kadırgaları takamazken peşine.
Büründüm mor dumanlara, başıboş, derbeder,
Delip geçtim karşımdaki kızıl semaları;
Güvertemde cins şaire mahsus yiyecekler:
Güneş yosunları, mavilik meduzaları.
Koştum, benek benek ışıkla sarılı teknem,
Çılgın teknem, ardımda yağız deniz atları;
Temmuz güneşinde sapır sapır dökülürken
Kızgın hunilere koyu mavi gök katları.
Titrerdim uzaklardan geldikçe iniltisi
Azgın Behemotların, korkunç Maelstromların.
Ama ben, o mavi dünyaların serserisi
Özledim eski hisarlarını Avrupa'nın.
Yıldız yıldız adalar, kıtalar gördüm; coşkun
Göklerinde gez gezebildiğin kadar, serbest.
O sonsuz gecelerde mi saklanmış uyursun
Milyonlarla altın kuş, sen ey Gelecek Kudret.
Yeter, yeter ağladıklarım; artık doymuşum
Fecre, aya, güneşe; hepsi acı, boş, dipsiz,
Aşkın acılığı dolmuş içime, sarhoşum;
Yarılsın artık bu tekne, alsın beni deniz.
Gönlüm Avrupa'nın bir suyunda, siyah, soğuk,
Bir çukurda birikmiş, kokulu akşam vakti;
Başında çömelmiş yüzdürür mahzun bir çocuk.
Mayıs kelebeği gibi kağıt gemisini.
Ben sizinle sarmaş dolaş olmuşum, dalgalar,
Pamuk yüklü gemilerin ardında gezemem;
Doyurmaz artık beni bayraklar, bandıralar;
Mahkûm gemilerinin sularında yüzemem.
Arthur RIMBAUD
Çeviri: Sabahattin EYUBOĞLU
www.siir.gen.tr
bu linkten şiirin yorumlamasını okuyabilirsiniz
karayaziedebiyat.wordpress.com
bu linkten erdoğan alkan çevirisiyle okuyabilirsiniz
www.siirparki.com
bu videodan şiiri sesli dinleyebilirsiniz
Arthur RIMBAUD - Sarhoş gemi... Çeviren Sebahattin Eyüpoğlu..
www.youtube.com

Bir videonun kadrajındaki belli bir kısmı croplayarak yeni bir video oluşturmak istiyorum. Bunun için kullanabileceğim program önerileriniz nelerdir?
Şimdiden teşekkürler.
Şimdiden teşekkürler.
76 model bir arabamız var ve maalesef kapalı garaj imkanımız yok. Kasko neredeyse araba fiyatı kadar tuttuğu için yapılamadı. Alarmın da o kadar etkili olmadığını düşünecek olursak aklıma GPS ile takip çözümü geldi. Araç çalıştığında devreye girecek, aynı zamanda da kendi bataryası olacak ve istediğimde araba nerede görebileceğim. Belli saatlerde oynama olursa bana haber verecek.
Böyle bir sistem bileniniz var mıdır? Ya da çalınma için başka önlemler varsa onları da yazabilirsiniz. Direksiyon kilidi vs. dışında elbette.
Böyle bir sistem bileniniz var mıdır? Ya da çalınma için başka önlemler varsa onları da yazabilirsiniz. Direksiyon kilidi vs. dışında elbette.
Sanirim bu iki sozcuk cok karistiriliyor. Bir anket size irk (ya da race) sorarsa ne cevap verirsiniz? Ornegin Turk mu dersiniz?
(Birkac duyuruda birileri Turkleri irk olarak yazdi, ornegin biri Turkiye icin "irkimin ulkesi" demis, anlatmaya calistim da ise yaramadi sanirim. Yanlis bilgileri nedeniyle irkciligi iyi bir sey olarak goruyorlar, ulkesini cok seven kisi irkcidir falan gibi.)
Siz bu ikisini ne olarak tanimliyorsunuz? Hangi irktan oldugunuzu dusunuyorsunuz?
Ornegin benim nereli oldugumu bilmeyen Amerikalilar icin 'beyaz' gorunuyorum, sanirim nedeni kumral sac, yesil goz, beyaz ten. Ancak Turkler genelde 'mixed race' olarak goruluyor.
(Birkac duyuruda birileri Turkleri irk olarak yazdi, ornegin biri Turkiye icin "irkimin ulkesi" demis, anlatmaya calistim da ise yaramadi sanirim. Yanlis bilgileri nedeniyle irkciligi iyi bir sey olarak goruyorlar, ulkesini cok seven kisi irkcidir falan gibi.)
Siz bu ikisini ne olarak tanimliyorsunuz? Hangi irktan oldugunuzu dusunuyorsunuz?
Ornegin benim nereli oldugumu bilmeyen Amerikalilar icin 'beyaz' gorunuyorum, sanirim nedeni kumral sac, yesil goz, beyaz ten. Ancak Turkler genelde 'mixed race' olarak goruluyor.
kadıköy çevresi açık pirsingci var mıdır
ilk kez deldirdi arkadaşım. Sabaha kalırsa kapanabilir. ittirince girmiyor acıtıyor kanıyor. kıvrımlı.
ilk kez deldirdi arkadaşım. Sabaha kalırsa kapanabilir. ittirince girmiyor acıtıyor kanıyor. kıvrımlı.
var mı böyle bir şey? veya bilgisayara kurulan bir yazım düzeni programı da olur. mesela nokta koyunca büyük harfle başlasın otomatik.
Uzun zamandır Citoles 20 mg antidepresan kullanıyorum 6-7 ay oldu herhalde. Panik atak sebebiyle. Son 2 aydır kaslarımda devamlı bir seyirme hali var. Hani tek bir yer olsa diyeceğim sorun burada. Bazen boynumda abuk bir kas, bazen ayak bileğim, bazen kasığım, bazen karın kasım, bazen kol kasım yani devamlı bir yerim atma halinde. bir kerelik oluyor. Özellikle otururken oluyor. Ayakta veya kaslarım hareket halindeyken olduğunu hissetmiyorum. Ne zaman ki oturayım o zaman başlıyor. Özellikle atıyorum kolumu bir yere dayadığımda anlık minik hareketten çalışır gibi olacak kas varsa hemen atıyor yani seyiriyor. bacağımda oldu mu huzursuz bacak sendromu gibi atıyor hemen. 1 ay önce falan psikiatriye gitmiştim. Doktor bir tomar tahlil istedi ve sonuçlarım gayet güzel çıktı. sadece D vitaminim oldukça düşüktü, bunun için ilaç verdi. Kullanmadımda işin kötü yanı. Bu seyirmeleri söylediğimde büyük ihtimal panik ataktan kaynaklı o stresin hala sinirlerinizde olmasından ötürü kaslarınızın verdiği tepkidir falan dedi ama bu açıklama içimi çok rahatlatmadı açıkcası. Ne yapmam gerekir bir fikir verebilirseniz çok sevinirim. Teşekkürler.
selamlar,
hiç brüt maaş almadım daha önce. sanırım ocak'tan aralık'a doğru net maaş azalarak gidiyor brütten maaşı sabitlenenler.
doğru mu?
sadece türkiye'de mi böyle? mantık olarak her ülkede böyle midir, avrupa'da falan?
bu azalma durumu ne kadar kayda değer bir oran?
yani ocakta 10 birim alıyorken aralıkta 6 birim falan mı alıyoruz, yoksa aralıkta ancak 9 birime falan mı düşüyor?
mersiler.
hiç brüt maaş almadım daha önce. sanırım ocak'tan aralık'a doğru net maaş azalarak gidiyor brütten maaşı sabitlenenler.
doğru mu?
sadece türkiye'de mi böyle? mantık olarak her ülkede böyle midir, avrupa'da falan?
bu azalma durumu ne kadar kayda değer bir oran?
yani ocakta 10 birim alıyorken aralıkta 6 birim falan mı alıyoruz, yoksa aralıkta ancak 9 birime falan mı düşüyor?
mersiler.
Enstantane asa diyafram falan beyinsize anlatır gibi ögretecek ne site kitap blog ne önerirsiniz. Hobi olarak basladım ama kendimde bu konuda bi heycan görüyorum gecici bi heves deil bu işe yıllarını verenler varsa aranizda beni nasil gazlarsınız veya ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz
Faq Time travel, hot tub time machine tarzı filmler olabilir. Bekliyorum.
İki farklı infografik var. Ekte de yer aldığı gibi. Bu infografiklerden hangisi tasarımsal ve içerik olarak daha cezbedici? birinci veya ikinci?
1
i.hizliresim.com
2
i.hizliresim.com
1
i.hizliresim.com

2
i.hizliresim.com

Bu olayin 'soyle bir gecireyim de gorsun haspaaaaam' ya da 'belki mesaj atar .s.s' disinda herhangi mantikli bir nedeni var mi? Bir insan niye boyle bir sey yapar?
bakıyorum da son 5 dakkadır duyurunun en çok koşturan rakibe basan al ver yapan dikine katheden kişisi benim. yani bana öyle gelmiş de olabilir ama bu bile duyuru halkının baharı ve haftasonunu affetmeyip serseriliğe çıktığına işaret sanki. siz ne diyonuz?
System32 içindekileri göremiyorum. Hidden items'leri de açtım, gizli dosyaları da ama bir tanesi bile görünmüyor. Nasıl düzeltiyoruz?
Windows 10
Windows 10
Selamlar,
YKY'nin delta serisinden dört cilt bir arada olanı (2142 sf) okumayı düşünüyorum. Ama düzenli bir şekilde olmayacak gibi. Yani böyle her gün 30-40 sf pek olmayacak. Kitapta çok karakter var mı (vardır herhalde), araya zaman girdiğinde unutmamak için liste yapmamı önerir misiniz? Yorumlarınız neler?
Hepsini okuyan var mı ayrıca? Nasıl bir kitaptır?
Teşekkürler.
YKY'nin delta serisinden dört cilt bir arada olanı (2142 sf) okumayı düşünüyorum. Ama düzenli bir şekilde olmayacak gibi. Yani böyle her gün 30-40 sf pek olmayacak. Kitapta çok karakter var mı (vardır herhalde), araya zaman girdiğinde unutmamak için liste yapmamı önerir misiniz? Yorumlarınız neler?
Hepsini okuyan var mı ayrıca? Nasıl bir kitaptır?
Teşekkürler.
selamlar, iyi akşamlar herkese
şöyle iyi bir komedi filmi arıyorum. hangover ayarında bir şey istiyorum.
var mıdır önerisi olan?
şöyle iyi bir komedi filmi arıyorum. hangover ayarında bir şey istiyorum.
var mıdır önerisi olan?
ASP'de yazmış olduğum çalışan E-ticaret projelerim var ama şimdi çalıştığım bir şirkete PHP kullanılmış biraz daha büyük çapta ve detaylı bir site yazmam gerekiyor. Fazla vakit olmadığı için geliştirmek üzere laravel gibi bir frameworkte veya temiz yazılmış hazır proje arıyorum. Nereden bulurum acaba?
Görmeyen duymayan için 1: www.eksiduyuru.com
Gittim tüm detayları konuştum anlaştım zaten aynı sektör, bildiğim iş ama benim için daha rahat olacak.
Hemen başlamamı istediler ama her ne kadar patronumun aynısını yapmayacağını bilsem de ben yapamazdım.
10 gün müsaade istedim.
Bu akşam patronuma söyledim ayrılacağımı, mırın kırın etti. 1 ay önceden haber vermen gerekirdi vs. Gitmemi istemiyor aldığım teklifi sordu bir düşündü falan ben de o an "ben şu kadar verirseniz kalırım demiyorum orası her yönden daha iyi benim için" dedim.
Neyse yarın daha detaylı konuşacağız.
Şimdi son zamanda bizim iş yerinde olan bir durum var yaklaşık 2 haftadır bizim müdürümüzü çıkarmayı düşünüyor kendisi ve adamın haberi yok bu durumdan dün söylemiş 1 günde çıkardı adamı ki böyle olacağını biliyordum önceden sorduğu sorulardan anlamıştım. Bir çalışanına bunu yapan biri diğerine o konuda nasıl söylenebiliyor onu da anlayamadım da sonuçta o konusunda haklı bir şey demiyorum.
Bir kere de bundan bir ay kadar önce sabah iş yerine gittim ve bana "kursu sattım" dedi. Ben bir arkadaş vesilesiyle satıldığı an haberdar olmuştum ama söylediği belli olmasın diye habersiz gibi davrandım.
Şimdi de aklıma bu iki mesele geliyor biri benimle ilgili değil ama kendisinin tarzıyla ilgili bir ipucu veriyor ki benden önce çalışan kişiyi de tam o gün çıkarmış işten öncesinde bir şey söylememiş.
Çok uzattım yahu sorum şu;
Ben bu konu konuşulurken müdüre yaptığından ve kursu çalışanlara bilgi vermeden apar topar satıp bizi bir şekilde mağdur etmesinden bahsedeyim mi? Yoksa hiç bu konulara girmeden yaptığımın yanlış olduğunu mu söyleyeyim.
Devir alan kişiler benimle çalışmaya devam etmek istediklerini söylediler ama sonuçta garantisi olan bir şey değildi gönderebilirdi de.
Adam tepkisinde haklı lakin o söylediği kurala kanuna kendisi pek uyan biri değil.
Biraz da dengesiz biri yani 2 ay sonra tekrar kursu satmak istemeyeceğinin garantisi yoktu.
Yazdıkça fark ediyorum hatanın bende olduğunu bilip bunlarla içimi rahatlatmaya çalıştığımı. Bu yüzden bu konudan ziyade bahsettiğim konudan girmeli miyim olaya buna cevap verip yardımcı olursanız çok sevinirim.
Not: -Muhtemelen birazdan yatarım, uyuyana kadar telefondan bakarım lakin en kötü ihtimal sabah okurum yanıtları.
-Çok saçma bir klavyeden yazıyorum hatalar olabilir sabah onları da düzeltirim.
İyi akşamlar.
Teşekkürler.
Gittim tüm detayları konuştum anlaştım zaten aynı sektör, bildiğim iş ama benim için daha rahat olacak.
Hemen başlamamı istediler ama her ne kadar patronumun aynısını yapmayacağını bilsem de ben yapamazdım.
10 gün müsaade istedim.
Bu akşam patronuma söyledim ayrılacağımı, mırın kırın etti. 1 ay önceden haber vermen gerekirdi vs. Gitmemi istemiyor aldığım teklifi sordu bir düşündü falan ben de o an "ben şu kadar verirseniz kalırım demiyorum orası her yönden daha iyi benim için" dedim.
Neyse yarın daha detaylı konuşacağız.
Şimdi son zamanda bizim iş yerinde olan bir durum var yaklaşık 2 haftadır bizim müdürümüzü çıkarmayı düşünüyor kendisi ve adamın haberi yok bu durumdan dün söylemiş 1 günde çıkardı adamı ki böyle olacağını biliyordum önceden sorduğu sorulardan anlamıştım. Bir çalışanına bunu yapan biri diğerine o konuda nasıl söylenebiliyor onu da anlayamadım da sonuçta o konusunda haklı bir şey demiyorum.
Bir kere de bundan bir ay kadar önce sabah iş yerine gittim ve bana "kursu sattım" dedi. Ben bir arkadaş vesilesiyle satıldığı an haberdar olmuştum ama söylediği belli olmasın diye habersiz gibi davrandım.
Şimdi de aklıma bu iki mesele geliyor biri benimle ilgili değil ama kendisinin tarzıyla ilgili bir ipucu veriyor ki benden önce çalışan kişiyi de tam o gün çıkarmış işten öncesinde bir şey söylememiş.
Çok uzattım yahu sorum şu;
Ben bu konu konuşulurken müdüre yaptığından ve kursu çalışanlara bilgi vermeden apar topar satıp bizi bir şekilde mağdur etmesinden bahsedeyim mi? Yoksa hiç bu konulara girmeden yaptığımın yanlış olduğunu mu söyleyeyim.
Devir alan kişiler benimle çalışmaya devam etmek istediklerini söylediler ama sonuçta garantisi olan bir şey değildi gönderebilirdi de.
Adam tepkisinde haklı lakin o söylediği kurala kanuna kendisi pek uyan biri değil.
Biraz da dengesiz biri yani 2 ay sonra tekrar kursu satmak istemeyeceğinin garantisi yoktu.
Yazdıkça fark ediyorum hatanın bende olduğunu bilip bunlarla içimi rahatlatmaya çalıştığımı. Bu yüzden bu konudan ziyade bahsettiğim konudan girmeli miyim olaya buna cevap verip yardımcı olursanız çok sevinirim.
Not: -Muhtemelen birazdan yatarım, uyuyana kadar telefondan bakarım lakin en kötü ihtimal sabah okurum yanıtları.
-Çok saçma bir klavyeden yazıyorum hatalar olabilir sabah onları da düzeltirim.
İyi akşamlar.
Teşekkürler.
Aşırı paralar bayılmadan nereden alabiliriz?
Var mıdır? Çöp kutusundan da sildim 2 gün önce, sonra da pişman oldum. Belge belgelerin içinde bir yazıydı.
Hayır, ikizler burcu değilim.
Hayır, ikizler burcu değilim.
mesela bu bölüme bakabilirsiniz bilmiyorsanız:
www.youtube.com
ya da
www.youtube.com
Bu zamanda böyle kaliteli bi iş yapılabilindiğine inanamıyorum yahu.
(tüm bölümlerin total ortalaması fikrim bu.)
sizce nasıl?
www.youtube.com

ya da
www.youtube.com

Bu zamanda böyle kaliteli bi iş yapılabilindiğine inanamıyorum yahu.
(tüm bölümlerin total ortalaması fikrim bu.)
sizce nasıl?
Profesyonel sonunda Ankara'ya geldi ben de izlemeyi çok istiyorum. Sizce dokuzda gişede olsam yeter mi yoksa çok mu insan olur önümde ve internete açılmadan alamaz mıyım?
ben dahil olmak üzere tanıdığım herkese borcu var,
ama sürekli "bana lükslerimi verin gerisi önemli değil" yaklaşımıyla her zaman en pahalıyı almaktan çekinmez
ailesi de çok zengin falan değil.
aldığı maaş da çok lüks yaşamaya uygun olmadığı gibi sürekli yok sevgilimin borcunu ödicem yok annemin hastalığına destek olcam yalanıyla herkesten borç alıyo.
sürekli gergin, stresli
aşırı yalancı
taksiye binemediği bi gün başka bi arkadaşım işe yürümek zorunda kaldığı için ağladığını söyledi.
nasıl bi ruh hali ya bu.
ama sürekli "bana lükslerimi verin gerisi önemli değil" yaklaşımıyla her zaman en pahalıyı almaktan çekinmez
ailesi de çok zengin falan değil.
aldığı maaş da çok lüks yaşamaya uygun olmadığı gibi sürekli yok sevgilimin borcunu ödicem yok annemin hastalığına destek olcam yalanıyla herkesten borç alıyo.
sürekli gergin, stresli
aşırı yalancı
taksiye binemediği bi gün başka bi arkadaşım işe yürümek zorunda kaldığı için ağladığını söyledi.
nasıl bi ruh hali ya bu.
7 yıl önce yazmış olduğum şiiri çıkardı facebook karşıma, nasıl sizce? :)
Öyle işte...
Gözlere yaşlar dolar ya, tutmak istersin onları
Yanaklarından süzülmesini, gözlerinden uzaklaşmasını istemezsin
Bunu yapman gerekir
Hayat bunu bekler senden
Erkek adam ağlamaz ya…
Engel olamazsın; hayat senden yaşlarına hakim olmanı istese de öte yandan yıpratır seni
Her damlanın arkasına bir damla, bir damla daha derken tutamaz olursun artık
Yaşadıkların, hayal kırıklıkların getirmiştir seni bu noktaya...
Ağlarsın…
Gözünden yaşlar bir bir süzülür
Kalanları tutmak, daha fazla ağlamamak istersin; var gücünle hayata karşı koymak…
Gücün kalmış mıdır ki bir yerlerde?
Dayanmaya çalışırken tüketmemiş miydin hepsini?
Daha fazla karşı koyamadığından süzülmemiş midir gözünden yaşlar?
Ağlarsın…
Daha fazla ağlarsın…
Hayata isyan edip, mutlu olmayı dilersin
Çok bir şey istemezsin; sadece ufak bir mutluluk…
Zordur hayat için...
O, senden ağlamamanı isterken içinden sinsi planlar yapar; mutlu olamaman, daha fazla ağlaman için...
Ağlarsın…
Daha fazla ağlarsın…
Gözlerin kan çanağı olana kadar ağlarsın…
Öyle işte...
Gözlere yaşlar dolar ya, tutmak istersin onları
Yanaklarından süzülmesini, gözlerinden uzaklaşmasını istemezsin
Bunu yapman gerekir
Hayat bunu bekler senden
Erkek adam ağlamaz ya…
Engel olamazsın; hayat senden yaşlarına hakim olmanı istese de öte yandan yıpratır seni
Her damlanın arkasına bir damla, bir damla daha derken tutamaz olursun artık
Yaşadıkların, hayal kırıklıkların getirmiştir seni bu noktaya...
Ağlarsın…
Gözünden yaşlar bir bir süzülür
Kalanları tutmak, daha fazla ağlamamak istersin; var gücünle hayata karşı koymak…
Gücün kalmış mıdır ki bir yerlerde?
Dayanmaya çalışırken tüketmemiş miydin hepsini?
Daha fazla karşı koyamadığından süzülmemiş midir gözünden yaşlar?
Ağlarsın…
Daha fazla ağlarsın…
Hayata isyan edip, mutlu olmayı dilersin
Çok bir şey istemezsin; sadece ufak bir mutluluk…
Zordur hayat için...
O, senden ağlamamanı isterken içinden sinsi planlar yapar; mutlu olamaman, daha fazla ağlaman için...
Ağlarsın…
Daha fazla ağlarsın…
Gözlerin kan çanağı olana kadar ağlarsın…
böyle istanbul dışında yaşamalık yer muhabbeti yapıldığında hiç antalya diyen duymuyorum. hep bi izmir lafı ediliyor. köy kasabayı kastetmiyorum şehir olarak. antalyada iş durumları nasıl? büyük firmalar filan var mı? spesifik olarak IT işi bulunur mu? milli maçı izlerken bi özendim aq. sanki ordayken eski türkiyede yaşıyomuş gibi hissedebilirim gibi geldi. istanbulda daha umutsuz ve bezgin değil miyiz sizce de?
edit: 'psikolojik olarak' daha umutsuz olmak baya saçmaydı sildim o kısmı:)
edit: 'psikolojik olarak' daha umutsuz olmak baya saçmaydı sildim o kısmı:)
Adam sordu “ne için lazım?” diye, bende ileride lazım olur belki kimlik için falan kullanırım dedim. O da “öyle birşey olmaz, kimlik içinse biyometrik gerekir boşuna paranı harcama” dedi. Tamam o zaman kimlik için çekim olsun dedim ve çekti. Yahu vesikalıkta sistem mi değişti, biyometrik nerden çıktı? Photoshop’u da beyefendi az birşey yaparız dedi. Eski tip vesikalık çektiren var mı son zamanlarda?
...toplu taşımayla mümkün müdür? Cumartesi 11:00'de uçak inecek. İstanbul'da yaşayan arkadaşlardan hangisine sorsam farklı şey söylediler. Kimi "4. Levent'e otobüs 40 dakikada gidiyor rahat yetişirsin" dedi, kimi "işi şansa bırakma Kartal metroyla aktarma yapa yapa git" dedi, kimi "imkansız, kesin taksiye bineceksin" dedi. Buraya da sorayım dedim. Şimdiden teşekkürler.
spora başladım 2 hafta oldu. haftanın en az 3 günü gidiyorum ama bir türlü diyete devam edemiyorum. herkes nasıl bu kadar iradeli olabiliyor, vermem gereken de 3 kilo bi şey. boyum kısa olduğu için kötü duruyor tabi
soru şu; diyet karşısında nasıl sağlam durabilirim?
soru şu; diyet karşısında nasıl sağlam durabilirim?
3 ay önce gribal enfeksiyon sebepli doktora gittiğimde kan tahlili oldum. Sonuçlarda crp ve sedimantasyon değerleri yüksekti ve doktor 'bu normal, antibiyotik kullan, değerler normale döner' diyip yollamıştı. Antibiyotik sonrasında tekrar baktırdığımda yine yüksek çıktı. Bişey yapmadım. İki gün önce bişeyler değişti mi diye tekrar kan verdim. Crp 12, sedimantasyon 52 idi. İnternette herkes farklı birşey demiş, kanser riski diyen de var romatizmal bir rahatsızlık belirtisi diyen, kalp krizi riski taşıdığımı idda eden de!! Çok korktum, doktor da neden böyle yüksek anlayamadım alla alla diyip laf geveledi... Ne yapsam?
-şikayetim yok, ateş, ağrı vs yok
-şikayetim yok, ateş, ağrı vs yok
(2)
Maximum Mobil'de 30 TL ve üzeri ilk siparişinize anında 20 TL indirim!
proletarier aller lander vereinigt euch #1176836
bu kampanyada indirim bedeli mekan sahibine mi kitleniyor yoksa maximum kart mı karşılıyor? eğer mekan sahibine kitleniyorsa ufak bir mekandan sipariş vermek yerine zincir mekanlardan birinden sipariş vereceğim de.
Dün bi erkek arkadaşımla dışarı çıktım, yolda giderken de kahvesine bi şey için iddaaya girdik ve ben kazandım. Sonra mekana gidince de benim bira içesim geldi, o da olur ben de içerim dedi, bunun üstüne bi bira söyledim, o söylediğin bira 45 tl ya ben bunu ödemem dedi. Çok bozuldum, o an bozuntuya vermesem de şimdi düşündükçe sinir oluyorum. Abartıyor muyum sizce kim haklı?
Organik sütün diğerlerinden farkı ne acaba? İneğin beslenmesi mi organik (güya?)
Bunu kabul edip yine beraber yaşar mısınız ? Yani onuda seviyormuş napayım der misiniz ? Cinsiyet farketmez .Kadın ve erkek içinde geçerli soru .Eş yada sevgili fark etmez.
ilk insandan kastım ne bilmiyorum. mağara resmi yapılan dönemi kastettiğimi farz edelim.
oradaki 10 yaşındaki bir çocuğu alıp güünümüze getirsek, normal hayata uyum sağlayabilir mi acaba?
bizim gibi telefon, bilgisayar kullanıp okula gideiblir mi?
edit: peki doğduğu gibi gelse?
oradaki 10 yaşındaki bir çocuğu alıp güünümüze getirsek, normal hayata uyum sağlayabilir mi acaba?
bizim gibi telefon, bilgisayar kullanıp okula gideiblir mi?
edit: peki doğduğu gibi gelse?
27 k- 35 e
Böyle yazınca çok normalmiş gibi geliyor ama 8 yaş dostlar, ne diyonuz? aradaki zamanda iki tur lisans bitirilir
Böyle yazınca çok normalmiş gibi geliyor ama 8 yaş dostlar, ne diyonuz? aradaki zamanda iki tur lisans bitirilir
Omuz alti hizada düz saclarim var,vigo alsam sacimi sekillendirebilir miyim yoksa para ve zamankaybi mi olur?vigo sadece kivircik saclarda mi etkili olur
Diyelim ki gitar eşliğinde mikrofona şarkı söylerken enstrümanın ve sesinizin yarattığı frekansı bir bilgisayara aktarmak ve ordan da o frekansın yarattığı çeşitli görüntüler elde etmek istiyorsunuz. Sonra da onu projeksiyonla duvara yansıtacaksınız vs.
Bununla ilgili teknik neye sahip olmak gerekiyor? Bir uygulamaya mı? Nedir?
Bununla ilgili teknik neye sahip olmak gerekiyor? Bir uygulamaya mı? Nedir?
akşam 23 gibi gideceğim. zincirlikuyu'da metrobüsten indikten sonra en hızlı nasıl giderim? avm'nin içinden gidin falan yazıyor da avmler 22'de kapanmıyor mu?
Çok uzun süredir dostlarla dışarı çıkmadım. Kadıköy'de şöyle eski Nevizade tadını alabileceğim bir mekan var mıdır? Fasıllı olur,salaş meyhane olur ya da indie çalan bar olur. Var mı öneriniz?
Sb
www.google.com.tr
Edit: rewim koydum bi tane ne anlama geliyor makinede kullanmayın ya da lekenin üzerine döküp kullanın mı diyor?
Ceval için teşekurler
www.google.com.tr
Edit: rewim koydum bi tane ne anlama geliyor makinede kullanmayın ya da lekenin üzerine döküp kullanın mı diyor?
Ceval için teşekurler
The Borrowers(1997 yapımı olan), Jumanji gibi çocukluğumuzda izlediğimiz şahane filmlerden tavsiye istiyorum. Bunları izledim. başka var mı benim bilmediğim ama izle bak süper dediğiniz çocukluk filmleri?
Merhaba, bu Bostancı - Fenerbahçe arası geldikten sonra oradaki yol devam ediyor orduevinin önünden. Nereye kadar kesintisiz gidiyor o bisiklet yolu?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Bir adet g4 telefonum servise üçüncü kez gidiyor. Tamir etmeden geri veriyor LG yetkili servisi. Bugün son verişimin 21. işgünü. Tam gittim başvuru için hakem heyetine. Orada idareten emanet kullandığım telefonum çaldı. Yeni telefon geldi değiştirdik gelin alın diye. Model kronik sorunlu. Güzel ama sorunlu bilen bilir. Telefon 3 aydır parça parça serviste 3 aydır kullanamıyorum. 9 ay garantisi kaldı bugün için. Şimdi ben bu yeni değiştirilen telefonu alsam yine 2 yıl garantisi mi olacak? Yoksa kaldığı kadar mı garanti geçerli olacak?
Para iadesi istemek de bir seçenek ama lg idi hakem heyetiydi bir kaç ay sürer. Ne dersiniz?
Para iadesi istemek de bir seçenek ama lg idi hakem heyetiydi bir kaç ay sürer. Ne dersiniz?