Şu entry'ye bakarak; bugüne dek başka milletlerin bi sürü felaket senaryolarına maruz kaldık, ben arkadaşın biraz abarttığını ama haklı olduğunu düşünüyorum.

bence baya abartmış.


abartmış. istanbul'un %99'u köylü, deprem olunca sağ kalanların hepsi memleketine dönecektir. sivasın nüfusu 10 katlayacaktır.
kalan binaları falan da askerler korur, dafyar tatbikatları boşuna yapılmıyor.
yollar zaten tıkalı, deprem olunca insanlar arabaya binip kaçmaz genelde duruma bakarlar birkaç gün.


bu entry biraz abartı ama o başlıkta meşhur başka bir entry vardı, o çok gerçekçiydi mesela. bulursam ekleyeceğim.
@divit %99 köylü diyorsun da depremden etkilenecek asıl kısım kıyı şeridindeki ilçeler. alt kesimin çoğu da oralarda yaşamıyor.
edit: eksisozluk.com
eksisozluk.com


Varsa şekliniz 22 Kasım 2014 istanbul depremi başlığına bekleriz :))
Şaka tabi Allah deprem vermesin ama arkadas abartmış


entryi okurken the walking deads i izler gibi hissettim kendimi nedense :)


çok uzun ve kaliteli olduğunu düşündüğüm şu entry'yi okumanızı şiddetle öneririm,
eksisozluk.com
senaryo bana korkunç ve biraz abartılı geldi ama entry'yi yazan kişinin çok bilgili olduğunu düşünüyorum. o senaryo dışındaki tüm bölümlerde çok mantıklı geldi bana yazdıkları. haliyle ister istemez o senaryosunun da makul olduğunu düşünmek zorunda hissediyorum.


bir yerden bir yere göç etmek öyle kolay olmuyor, sivas'ın nüfusu ona katlanmaz yani. 99 depreminden sonra insanlar hala akın akın kocaeli'ye gelmekte, kaynaklar burada çok çünkü. o yolların kapanması filan hep gerçek, 99 depreminde kocaeli içinde normalde 10 dakikalık yol 2 saatte gidilebilmişti. açlık, susuzluk, barınma gibi sorunlar mutlaka olacaktır. yine 99 depreminde yaz olduğu için sokakta, çadırda yatabildik, hava soğuyana kadar fahiş fiyata da olsa barakalar da yapabildik ama soğukta bunlar mümkün olmayacaktır. krizden nemalanmaya çalışan birsürü soyguncu çıkacaktır ortaya, ölüleri soyacaklardır. bunlar hep yaşanmış şeyler ne yazık ki. kocaeli'nin yanında ona iyi kötü destek olan 15 milyonluk şehir vardı, o 15 milyonluk şehir yıkıldığında yanında kimse olamayacak.


haklı olduğu konular var ama en basitinden başlayayım; herkesin çadıra ihtiyacı olmayacak. misafirhaneler, kışlalar, yatakhaneler, yurtlar hatta kapalı spor salonları afetlerde afetzedelerin kullanımına açılır.
istanbul çölün ortasında da durmuyor. su sıkıntısı çıkabilir ama denildiği gibi binlerce kamyonluk bir olay değil bu. istanbul baştan sona yıkılmayacak. yıkılan semtleri başka semtler düzeltecek, böyle düşünün.
afet anında seferberlik ilan edilmez. fakat asker yardım için bölgedeki tüm birlikleri teyakkuza geçirebilir.
kamu hizmetleri de bölgelere kurulan çadırlarda devam ettirilir. van'da bunun örneği yaşandı. prefabrik okullar, sağlık ocakları kuruldu.
ve unutmayın, istanbul'daki bir depremde dost düşman tüm ülkeler birlik olup buraya akacaktır. 17 ağustos depreminde bölgeye ulaşan ilk ekip israil'dir. bunu unutmayın.


tabi benim dediğim durum ilk şokun atlatıldığı ilk 1 aylık kısım. yoksa istanbula meteor düşse jupiter çarpsa yine de dışarıya göç olmaz.
99'da bizim apartmanda çizik bile yoktu ama herkes evini satıp ataşehire taşınmıştı tabanı kayalık diye dedikodu çıktığı için. bu durumda da illaki köylerine göçecekler, özellikle boktan semtlerde yaşayanlar direkt gider daha sonra geri gelmek üzere.
kıyı kesimi baya bi kentsel dönüşüme girdiği için daha az etkilenecektir diye düşünüyorum.
tabi depremden ne anlıyoruz o da başka. mesela plazalar yıkılacak mı sayıyoruz? maslak-levent bölgesi yıkılırsa uluslarası şirketler bile göte gelir


hepsi olabilecek seyler cok buyuk kaos yasanacagini dusunuyorum.


resmen aklına gelen her sistemi çökertmiş ve biraz uçmuş. "o çöker, bu çöker, yaa aslında şu da çökse" gibi fantastik bir şey olmuş bence. ben anladığım kısmı söyleyeyim, istanbul'un 5-6 tane barajı ayrıca şehir dışından gelen iki su kaynağı da var. onlardan biri melen'in kapasitesi zaten baya büyük (söyleyin entrysinde bunu da çökertsin). istanbul'un en büyük içme suyu arıtma tesisi ömerli 3 farklı kaynaktan (ömerli, darlık ve melen) su alır, 5 tane birbirinden bağımsız arıtma tesisinde arıtır ve şehre (avrupa yakası dahil) farklı isale hatlarından gönderilir. yani hepsinin aynı anda işlevsiz hale gelmesi imkansız gibi bir şey. üstelik bu tesislerin her biri kişi başı günde 100 litre su tüketimine göre inşa edilmiştir. arkadaşın "herkes günde 4 pet şişe içse" hesabını da güzelce karşılar yani. afet zamanı ben musluk suyu içemem erikli pet isterim diyen de çıkmaz heralde.


Kritik soru su: Elektrik su gibi alt yapi hizmetleri ne kadar aksayacak? Eger buyuk bir aksaklik olacaksa arkadas hakli. Buyuk bir aksaklik olmayacaksa felaket o kadar buyumez.
Kesine yakin olacagini bildigimiz altyapi sorunlari: telefon, internet ve karayolu trafigi en azindan 1 hafta iptal. Sehirici trafigi de eger kilitli olursa bu durum diger altyapilarin saglanmasini engelleyebilir.


depremi izmit'te yasamis ve ailesinden birkac kisi kaybetmis birisi olarak sunu soyleyebilirim, hastanelerin felaket aninda dogru durust isleyecegini dusunmek abesle istigaldir. binlerce, on binlerce insana bakmak zorunda kalacak hastanelerde bir film dahi cekilemeyecek, gorunurde bir seyi olmayan insanlar ic kanamadan olecek.
olen insanlarin bir yerden bir yere defin icin goturulmesi ancak ve ancak akraba es dost imkanlariyla mumkun olacak. bize oyle oldu.
uzun zaman sokakta yattik kalktik, evin tam karsisi mezarlikti, kucuk bir koy orasi ve onlarca insanin cenazesine sahit olduk. istanbul'da olusacak tabloyu hayal dahi etmek istemiyorum, zira uc bes gunden sonra kaldirilamayacak cenazelerden gercekten de butun sehri koku saracak, hastaliklar basgosterecek. yazin hele, bu durum cok daha ciddi sorunlara yol acacak. tum bu ortamdan sehrin su sebekelerinin etkilenmeyecegini dusunmek de sacmalik. sadece izmit'te gunlerce su akmadi. elektrik olmadi. bir sans eseri istanbul'da yasayan teyzemlerin sag oldugunu ogrendik -depremin izmit'te degil istanbul'da oldugunu saniyorduk cunku. yanimiza gelmeleri uc gun surdu cunku izmit'e giden yollar kapaliydi.
izmit'te yasanan deprem kucucuk, binde bir olcekte bir modeldi bence istanbul depremi icin, daha da yazardim yasanan drami ve mahrumiyeti, ama ellerime titreme geldi hatirlamak on bes sene sonra bile nasil da can yakiyor.
