nasıl başlayacağımı bilemiyorum. buradan yazmaya bile çekiniyorum aslında.
yaşım 28'e doğru gidiyor ve bu yaz bi barda bi kızla öpüşmek dışında herhangi bir kızla hiç cinsel münasebetim olmadı.
mühendislik okuduğumu söylememe gerek yoktur heralde :) tabi sadece bu mazaret değil.
aslında moralimi bozan nokta seks yapamamaktan ziyade, hayatımda bu kız benle ilgileniyor diyebileceğim hiç kimsenin olmaması.
benim ilgilendiğim kız oldu mu diye sorsan o da yok. yani kızlarla konuşmak konusunda kötü sayılmam aslında ama hiç bir kıza direk onu istediğin nasıl belli edilir bilmiyorum. ne zaman bi kızla konuşsam kız sıkılmazsa eğer olay erkek-kadın ilişkisinden çok iki normal insan ilişkisine döner.
bu arada kendime baktığımı da söyleyemem. saç sakal genelde uzundur. bi 10 kilo kadar da fazlam var.
her türlü tavsiyeye açığım.
teşekkürler.

yaşım 29, kendime baktığımı söyleyemem, kaş-bıyık uzundur, bi 10 kilo kadar fazlam var, istersen arkadaş olabiliriz.
not: kadınım.


devilred'in yazdığında bi sarcasm sezmedim ben. düzgün bi ilişkinin ilk adımı bu. bi de bi kız biznen niye ilgilensin abi? en fazla, aklından 'hmm, hoş çocukmuş' diye geçirir. o düşünce de, saniyenin kesrinde gelir geçer. o kadar. senin ruhun bile duymaz.
biz ilgilenecez abicim. onnar ilgilenmeyecek. üst baş pasaklı olmıycak, eller güzel olacak mesela. nasırlıysa bile temiz olacak. tırnaklar bakımlı olacak. tutup da parlatıcı sür demiyorum, temiz ve kısa olacak tırnaklar. kulaklar temiz olacak. burundan kıllar pıskırmıycak. ayaklar kokmiycak, ayakkabı cillop olcak. şantiye ayakkabısınnan kız tavlamaya gitmiycen.
mapusanelerde demir parmaklıklara sarıldım...


valla moralim bozuk zaten. hassas davrandım heralde yine. sildim zaten o yüzden. özür dilerim.
seninkinde sarcasm var sanki? :)


cevabımı editledim, karambole gitmesin.
sarcasm yok abicim. gerçeklerin tespiti var.
zaten morelmanım bozuk dersen, bu iş olmaz zaten. o ruh hâlini 100 metreden okur qız. postüründen annar seninle arkadaş olmaması gerektiğini.
morelman bozukluğu bi tarafa, qız senin postüründen, sesinden, duruşundan, bakışından 'alırım, satarım, yaparım, üstesinden gelirim, ben bunu başarırım, ben bu işin anasını bile ..kerim, üstüne de iki pantolon dikerim'i okuycak ve 'etkilenecek' you know what I mean? ve o iş, 'herhangi' bir iş olacak! içinden 'hmmm, hoş çocukmuş' diye geçirmiyosa bile, 'oha! bu ne özgüven? eridim resmen lan!' diycek kendine.


ya bu sistem baltalıyor bizi hep. tüm lise hayatı öss'yi düşünmekle geçince, gerçi tembelin teki olduğumu da eklemek isterim, çünkü sadece düşünmekle geçti. daha sonra küçük yerde yaşamanın etkisi. parasızlık da eklenince, yeterli bi karışım oluyor zaten. üniversiteyi de boktan bi şehirde okuyunca orada da 4-5 yıl geçti. ve işin kötü yanı yıllar geçtikçe insanın güveni de daha çok törpüleniyor. badaklığı da sayabiliriz ayrıca :)


ilgilendiğin kız olmamış ki belli edesin. ilgilendiğin olursa belli edersin de bu yaşa kadar neden kimse ile ilgilenmedin o da ilginç. şu boyda, şu yaşta olsun, eğitimi şöyle olsun, ailesi şuralı olsun şeklinde kıstasların yoktur umarım.


bak hep bardağın boş tarafını görüyon. dolu tarafa hiç bakmıyon. bi kere sana paradigm shift lazım. bu paradimayı, bu gözlüğü atacan. iyimser, pozitif gözlük takacan.
qız, hoş vakit geçirmek, esprilere gülmek istiyo. naapsın senin gibi negatif, karamsar adamı? yüz ifadene ve omuzlarının çöküklüğüne, kambur duruşuna kadar yansır bu dediklerin. qız da içinden 'kim la bu ezik?' bile demez. seni görmez bile. transparansındır onun gözünde.
Amerika'da Meksikalı kaçak işçiler var mesela. Boyları 1.55-1.60 civarlarında geziniyo. Tip desen, bi tuhaf, Allah'ın gücüne gitmesin de, çarpıcı örnek verebilmek için yazıyom, sen mühendisken ve muhtemelen ekmeğini eline almışken böyle karamsar olursan, hiç bi eğitimi olmadan, kaçak göçek, aynı evde 15 kişi üst üste yaşarak, tek kelime İngilizce bilmeden hayatta kalmaya, hayatta kalabilirlerse de, ülkelerine 3-5 dolar para göndermeye çalışanlar naapsın? Ben bunnarı görüyom ve gene de şanslı buluyom. Bi de o sınırı geçemeyenner var. Bi de Meksika'daki şartlardan çok daha ağır ve zor şartlarda, hayatta kalmaya çalışan milyarlarca insan var. Senin şu satırları okuyabiliyor ve yazabiliyor olman dahi, en üstteki şanslı azınlık dilimine ait olduğunun delili. En üst %5'te bile olabilirsin.
Mind set'i, kafayı, paradigmayı değiştirecen önce.
Saç sakal gezme, niye geziyon?
Berbere verecek paran mı yok? Saç, insanın görünüşünü çok feci değiştiriyo. Maalle arası beberinde eşşek tıraşı olma. Bi saç, bi de ayakkabı. Bunnara verdiğin paraya acımayacan. Niye? 'Tepeden' 'tırnağa' bakıyo insannar. İki uca bakıyo. Bi en tepeye, bi de en aşşaaya, ayaklara. From top to bottom diyo mesela. Bunu saniyenin kesrinde, bilinçsizce yapıyo. İlk algı bu. O ilk algıda elendiysen, gerisi gelmiyo zaten.
(bkz: gömlek ütülemek/@compadrito) bu yazımda da bir ipucu var, sabrın olur da okursan.


haa, bi de gömleğe verdiğin paraya acımayacan ve zevkli giyinecen abicim. renk kombinasyonlarına kafa yoracan. ünlü ressamların resimlerini mi gezersin gugıl görsellerden, color combinations diye mi aratırsın bilmem. kemerin ve ayakkabın aynı renk olacak. bu renkler, üstündeki diğer renklerle birlikte, gözlere ve gönüllere hitap edecek.
kadınlar, renk kombinasyonlarına çok dikkat ediyolar. senin hayatta siklemediğin bi kombinasyon detayı, onnar için önemli oluyo. ben güzel bi renk kombinasyonu yakaladıysam, o kadın gözü de, arabanın içinden bile yakalıyo benim üstümdekini, o arabada ben kaldırımdayken.
Amerika'daki kadınlar, Türkiye'deki kadınlara göre kendilerini baskılamadıkları, bastırmadıkları için, ben daha rahat gözlemleyebiliyorum neden hoşlandıklarını. Hani Türkiye'deki 'güldü! verecek!' durumunun yarattığı bastırma, baskılama burada geçerli olmadığı için, bi şeyi beğendiklerinde, sözel veya sözsüz olarak mutlaka belli ediyolar beğendiklerini. Bu gözlem imkânımdan faydalanarak diyorum ki, gömlek çok önemli abicim! Tahmin ettiğinin ötesinde bi anlamı var. Futbol sadece futbol değildir gibi bi durum var gömlekte. Kemerde de var o durum. Kemerin de güzel olacak abicim.
Toparlayacak olursak, saçın, gömleğin, kemerin, ayakkabın can yakıcı olacak. Geriye de bi pantolon kaldı zaten.
Ellerin, parmakların, tırnakların, kulakların, burnun TEMİZ ve bakımlı olacak. Metroseksüel bakımı kastetmiyorum. Temel, sıcak su-sabun/tırnak makası-cımbız kardeşliğini kastediyorum. Eh, bi zaamet suratın da tıraşlı olsun be bilâder. Hani Kenan İmirzalıoğlu diiliz ki kirli sakal lüksümüz olsun. Onun da yeri ve bağlamı ayrı aslında. Sert bi görünüşün, kapı gibi 'boy'un, geniş omuzların, kaslı önkolların vardır, oduncu gömlek ve süper bi kot giyersin, maço bi bot, mühendissin filan, o bağlamda, kirli sakal 1-2 günlük iyi olabilir.
Bakışların ürkek tavşan gibi ya da küçük Emrah gibi olmayacak. Kendine acımayacan, kendini acındırmayacan.
Sadece bakışların bile, ''iki de pantolon dikerim!!!'' diycek.
Duruşun, yürüyüşün, konuşman, sesin, oturman, kalkman hep bu mesajı verecek.
Tabii bu mesaj da kolpa olmayacak, kofti olmayacak, içi boş olmayacak. Götüne güveniyo olacan. İlle de paradan puldan bahsetmiyom.
Götüne güveniyo olman daha farklı bişey. 'Ben yaparım!' mesajı benim dediğim. Halbuki şu anda senden, buram buram 'Ben yapamam' mesajı yayılıyo etrafa...


Dur şimdi işe gidiyorum. Akşam yazıcam. Silme duyuruyu.


ailene söyle birisini bulsunlar sana evlen.


hocam gay olma ihtimalin var mı acaba?


abi bu "ailene söyle bulsun" cular adamı direk badak pozisyonuna sokup bırakıyorsunuz. öyle olsa der heralde ailesine burda da işi olmaz.
dostum belli ki şimdiye kadar hayatında bir kız olmamasının eksikliğini hissediyorsun ve bu tecrübesizliğin sonucu da artık karşı cinsle flörtöz durumlara giremiyorsun.
öncelikle yaşı kafana takma onu geç. kendine çeki düzen ver biraz bak. sonraki aşama korkularını yenmeye çalış. git tanımadığın bir ortamda bir daha karşına çıkması muhtemel olmayan bir kızla uzun yol otobüs yolculuklarında yanındakiyle konuştuğun şeylerden farklı muhabbetlere girmeye çalış. olmadı çıkma teklifi bile yap. ama bunu yaparken kaybedeceğin hiç bir şey olmadığını aklından çıkarma. bu şekilde birkaç tecrübe edinmeye çalış ve kızların tepkilerini ölç. üç olur beş olur illa ki olumlu bir dönüş alacaksın. sen öncelikle kalıbını yırt. güzel veya çirkin demeden yaklaş. birisnden hoşlanmak zorunda değilsin bunu unutma.aşık olma aşık et. amaç bu korku durumunu yenmek, tecrübe kazanmak. gerisi kendiliğinden gelir hiç merak etme ;)


kızlara ilgi duymuyor olabilir misin?


mühendislikle ne alakası var abi? olay sosyalleşmemekte. ben de mühendisim, ben de o şekilde kendimi kandırıp öyle takılıyordum ama uyandım sonra. şimdi bir işletmeciden daha az sevişmiyorum. sosyalleş, sosyalleş, sosyalleş başka yolu yok. eğlenceli yerlere, ortamlara gidip takılıp çevre edin, gerekirse kurslara git falan çevreni genişlet, sonra bu çevrelerde olayı çözmüş erkeklerle takıl, yardım iste zaten bir kaç ay sonra "oha lan 3 haftadır mastürbasyon yapmıyorum" diyeceksin.


illa gayliğe bağlamak zorunda mısınız? gay olsam niye kafaya takayım bunları.
gay olmadığımı ispatlamak için illa seks mi yapmış olmam gerek?


ihtimal yahu, hemen niye savunmaya geçiyorsun ki? 28 yaşında daha ilk defa bu yaz bir kızla öpüşmüşsün, doğal olarak aklıma kızlara ilgi duymuyor olabileceğin ihtimali geldi. kızma lütfen.
ben erkeklere anaokulunda ilgi duymaya başladım, ilk ciddi (ciddi olmayanı da var anlayacağın) öpüşmem orta okulda oldu. o yüzden tuhaf geliyor bana 28 yaşında ilk kez birini öpmüş olmak.
belki etrafında pek kız olmamıştır, ya da olmuştur ama muhafazakar bir çevrede/şehirde büyümüşsündür. bundan ötürü kızlara nasıl yaklaşacağını bilmiyor olabilir misin?
beğendiğin biriyle bir bahaneyle tanışırsın, "merhaba bağyan tanışabilir miyiz?" şeklinde olmaz tabi. sohbet edersin doğru zamanı bulduğunda.
"kız sıkılmazsa eğer" kısmında özgüvensizlik seziyorum. kızlarla ne konuşulacağını bilmiyorsun belki de, ama kızlarla kız muhabbeti dışında her şeyi konuşabilirsin. arkadaş kalmak istediğin kızlarla kız muhabbeti yapabilirsin.
"olay erkek-kadın ilişkisinden çok iki normal insan ilişkisine döner" diye devam etmişsin. herhalde flört etmeyi beceremiyorsun. flört nasıl edebilirsin? iltifat ederek olabilir, gözlerinin içine bakıp gülümseyerek olabilir, karşındakinin saçını nazikçe yüzünden uzaklaştırarak olabilir, onun yanında küfürlü ve kaba konuşmamaya özen göstererek olabilir, otururken ya da beraber yürürken elini onun eline hafifçe dokundurarak olabilir...
biraz romantik filmler izlemek faydalı olabilir senin için. bu tavsiyeyi lütfen hafife alma. izlediğimiz filmler sayesinde henüz tecrübe etmediğimiz pek çok durumda nasıl davranabileceğimizi öğreniyoruz.
kendine bakmanı kendine güven kazanman için öneririm. özgüven olunca zaten gerisi gelir. 10 kilo fazlanı da spor yaparak gayet rahat verirsin.
edit: imla
ha bir de piç olmana hiç gerek yok. lütfen efendiliğini bozma. compadrito'nun tavsiyelerine de kulak ver.


Bunun muhendis olmakla alakasi yok. Kisilik meselesi. Ben isletmeciyim mesela daha şimdi 4 kiz 4 erkek bir grupla mekandan geldik arada kizlara sıkıcı gelen bir kisiligim var bunu cok iyi ben bile anliyabiliyorum. Biraz pic olcaksin cenen laf yapcak baska turlu olmaz bu isler abi mumkum değil yoksa. Yok ben yapamam diyorsanda evlencen baska turlu nasil yapacan yoksa. Bir 28 yıl daha boyle gecer.


compadrito güzel açıklamış.
şu gay olabilr misin yorumlrına koptum. sığır mısınız lan :))


@compadrito:
abi dediklerinin çoğuna katılıyorum amma... bütün genellemeler yanlış olduğu gibi seninki de yanlış galiba :( abi kadınlar sakaldan hoşlanıyor. sevgilim benden kirli sakal bırakmamı istiyor ama bende malzeme yok bırakamıyorum :( top sakalda mutabık kaldık. mesela öperken sakallarımın batmasına bayıldığını söyledi. birçok arkadaşım da kız arkadaşlarından aynı feed back'i aldığını söylüyor.
özet: sakal candır.


sensible, ben kendimi iyi ifade edememişim abicim. benim iyi olmaz dediğim, harbi sakal, ya da kirli sakal değil. benim iyi olmaz dediğim, 'saç sakal genelde uzundur'. bu cümle benim gözümün önüne, saç tıraşı olma vaktini 5 hafta kadar geçirmiş ve bi haftalık da sakalı olan birini getiriyor. buna itiraz ediyorum ben. yoksa, bu duyuruda, saçlı sakallı erkek sevdiğini söyleyen kızlar da var.


estağfurullah compadrito ağabey. ama şimdi daha açık olmuş :)


Önce façayı düzelt. Hayatı sallamıyorum kafasından kurtul.
