
Spor.


sinirli olduğum şeyden mümkünse uzaklaşıyorum. mümkün değilse çok hızlı düşünce değiştirmeye çalışıyorum ve sanırım son zamanlarda bunu başarmaya başladım. örneğin bir anda caner erkin'i düşünmeye başlıyorum, ya da terminatör serisinin ilk filmini vs vs . abuk sabuk düşünce beynin odaklanmasını önlüyor ve rahatlıyorsun.


yenemiyorum


çıkamıyorum, fıttırıyorum. yenebilenler sabır taşı oluyor.


dışarı atıyorum kendimi neresi olursa.


müzik biraz rahatlatabiliyor bazen; ama maalesef genelde yanımda sevdiğim ve beni seven biri varsa ona sinirimi aktarıyorum, evet boktan bir durum, bildiğin kötü davranıyorum.


1-ağlıyorum. üzülünce değil de sinirlenince hemen gözleri dolan bi insan olarak yaşamak çok zor o yüzden dayanamayacak gibiysem hemen bi kuytu köşe bulup ağlıyorum ilk şoku atlatıp rahatlıyorum
2-geçmemiş ve geçmeyecek gibiyse kendimi eve atıp boks eldivenlerim ve kum torbamla kendime ufak bi terapi seansı düzenliyorum. sloganım da "ona küçük küçük yumruklar atın"


yürüyorum


Müzik eşliğinde yürüyorum. Şarkıların güzelliğine konsantre olmaya çalışıyorum. Abartıp klip tadında yürüyorum. Bir müddet sonra kendi kendime salak salak gülümsemeye başladığımı fark ediyorum.
Eğer dışarı çıkma durumum yoksa kapıları camları açıp kulağımda müzik ile evin içinde volta atıyorum.


seks diyen olmamış hayret. seks.


duvarı veya kapıyı yumrukluyorum. artık kapıyı yumruklamaktan vazgeçtim çünkü camı kırılıyor. sonra ben temizliyorum. o yüzden şimdilik duvar. başka türlü geçmiyo bende sinir.


dizi film
