13 yıldır çalışıyorum. Okurken çalışmaya başladım. Büyük şirketlerin Reklam ve Halkla İlişkiler departmanlarında medya planlama & satın alma başta olmak üzere çizgi üstü ve çizgi altı işler diyelim. Daha sonra (bundan 3 yıl önce) kendi şirketimi kurdum. Biraz alakasız oldu ancak bir çeviri ofisi açtım. Şirketi kurmadan önce de 1 yıl kadar serbest çevirmenlik yaptım. Neyse açtığım şirkette önce bir ortağım vardı. Bir yıl dolmadan arkadaş ortaklıktan ayrılmak istedi. Yollarımız ayrıldı. Bu arada 2+1 güzel bir ofisimiz vardı. Kuruluş döneminde harcadığımız paralar vs derken gelir gider dengesini güzel kuramadığımızdan dolayı batayazdık :) diyelim. Sonra bir kedi misali 4 ayak üstüne düşerek durumu toparladım bu arada ofisi de kapamış bulundum. Şirketi kurarken küçük bir arabam vardı onu satmıştım. 3 sene geçti arabanın parasını kenara koyabildim. 3 yıldır da yiyip içtiğim yanıma kar kaldı diyelim.
Şimdi işin rengi biraz değişti. Müşterilerim hep kurumsal şirketler. Ofise gelip ziyaret etme ihtimalleri yılda 1 kez olsa da var. Noter işleri gibi işler yapmıyoruz. 3 tane dergi, basın bültenleri, kullanım kılavuzları, kataloglar yapıyoruz.
Şimdi diyorum ki yeniden bir ofis tutmanın zamanı geldi sanırım. Ama ilk dönemde açtığım ofisi ayakta tutamamış olmak beni korkuttu. Ürküyorum duyurucular. Bana bi şeyler söyleyin. Ofis derken aklımda 1250 tl kirası olan asma katlı bir dükkan var. Orayı kiralayıp yerleri çini kaplamak ortaya kocaman ahşap bir masa koyup güzel bir çalışma ortamı yaratmak istiyorum. O ofis olursa içeride 1 grafiker, 1 proje sorumlusu, 1 çevirmen, 1 ben olmak üzere 4 kişi çalışacağız.
Korkmakta haklı mıyım? Yoksa bodoslama gireyim mi?

durduğun kabahat! yerinde olsam düşünmezdim bile.


diyelim ki bu sefer de tutmadı, seni maddi açıdan yıkmayacaksa, bi süre başının çaresine bakabileceksen tut tabii. ya da diğer bir seçenek, herkes internet tabanlı, home office gibi çalışacak, müşteri le kırk yılada bir toplantı yapılacaksa bir otel salonunda ya da lobisinde yapılacak.


Böyle sürüm sürüm sürünme gibi bir durum hiç bir zaman olmaz. Ailem gibi bir şansım var hayatta. Ama ben onları bu anlamda hiç kullanmak istemiyorum. Onlar bana her zaman destek oldu. Ama özellikle annem (beni başarısız olarak görmek istemedikleri için) ofis tutma daha erken diyip duruyor.


ben olsam korkarım. sende korkuyorsun belli ki.


başarısızlığı büyük problem edeceksen (ki öyle görünüyor) tutma.
çünkü başarısz olma ihtimali olmayan iş yoktur sanırım.
leventte falan saatlik ofis kiralanıyordu, oralarda yap madem toplantılarını.


@titiraprap ben görüntü açısından demiyorum aslında. gerekirse sabahlara kadar çalışabileceğimiz güzel bir çalışma ortamından bahsediyorum. Yoksa fatura adresim ev adresim olarak kalsın ne olacak ki?


korkma, her zaman arkandayım. bedava danışmanın var.


@douchebag sağolasın :) seni de çok boğmaktan utanır hale geldim.


Ne demek rica ederim.


Korkma, bodoslama girme, korkarak gir.
Belki biraz birikimin olsa daha iyi olabilir. Ben olsam, bir senelik dükkan kirasını vergisini püsürünü hesaplar, bir kenara atar ondan sonra girerdim. O miktarı da yağmurlu günler için sığınak olarak düşünürdüm. Çiselerse azcık ıslanır, fırtına kopmadan kullanmayı düşünmezdim.


Vergiyi tam olarak kestirmesem de 1 yıllık kiradan daha fazla bir miktar var elimde. Buna karşılık yıllık bir sözleşmem yani gelmesi kesin (ekim'den başlayarak 3 ayda 1) belli bir miktar para var.
Bu duyuruyu açtıktan sonra bir yeni müşterim daha oldu. Birazcık daha cesaretlendim sanki


seni tanımıyorum ve yaptığın iş konusunda da gerçek anlamda pek bir fikrim yok. ancak sözlerinden işini oldukça ciddiye aldığın ve hakkını vererek yapmayı istediğin çok net seziliyor. bence eskiden yaptığın hataları -- her ne iseler -- artık yapmazsın, daha dikkatli olursun. o yüzden ben olumlu gördüm bu gelişmeyi. yazdıklarından da iyi bir izlenim edindim.
biraz korku zaten çok normal değil mi?
he ama yanında çalışan insanlara güvenin tam değilse o zaman yeniden düşünmekte fayda var. böyle bir şey ifade etmemişsin tabii ki, ben akılda bulundurmak adına söylemek istedim. seni olduğu kadar onları da ilgilendiren, başarısında onların da pay sahibi olacağı bir durum.


Birikim varsa tamamdır. Tam zamanıdır o zaman. Değil mi ki aklına düştü...
Şimdi, "bütün başarılar bata çıka oluyor zaten" demek lazım belki ama sana bunu hatırlatmaya gerek olduğunu sanmıyorum. Yine de diyim, düşmekten korksaydık yürümeyi öğrenemezdik demi.
Nacizane tavsiyem, gelirinin 1/3 ünü hiç kazanmıyormuş gibi düşün, at bir kenara.
Yolun açık, kazancın bereketli olsun kardeşim.
