
önce güzellik şahsen benim için.sonra iç güzelliğini çözeriz.


gönül ister ki taş olsun.
pratikte ortalama üstü kabulümdür.
zeka olmadan saf güzellik beş para etmez.
zeki ve ortalama tipte biriyle vakit geçirdikçe göze daha güzel gelir.
ama asıl önemlisi koku. koku cezbetmedikten sonra ister güzel olsun ister zeki, bir işe yaramaz.


goldentitan +1
karşı cinsten birinden bi şekilde hoşlandıysam (koku benim için de çok önemli mesela) o adam zaten her nasılsa gözüme güzel -ya da yakışıklı işte her neyse- görünüyor! bu nasıl bişeydir bilmiyorum.
çok çok yakışıklı bi dolu adamdan zerrece hoşlanmadığım da çok olmuştur.


güzelliğin önemi mühimdir benim için


günaha davet'in hikayeyi anlayan var mı lan. anlatsanıza bana da.


İlk goruste tipe dikkat ediyorum, ikinci olarak konusma tarzi ve davranis sekli.
Eger ikinci dediklerim fossa direk biter gozumde, tipi falan umrumda olmaz.
Bu üçü varsa yakisikli/guzeldir benim nazarimda.


ben güzelliğe/yakışıklılığa bir yere kadar inanıyorum ya. kendine gerçekten bakan bir kadın ne kadar çirkin olabilir ki? insan kendine saygısından dış görünüşüyle ilgili düzeltebileceği şeyleri elinden geldiğince düzelttiği sürece, belli bir seviyede çekici olur bence. tamam, belki doğuştan taş gibi değilsindir, ama spor yaparsın, iyi beslenirsin, vüducudun düzgün olur, tenin ışıldar, giyimine ve temizliğine dikkat edersin vs.
bence karşı cinsin zekası, kişiliği ve fikirleri çok daha önemli. hayatım boyunca yüzlerce, binlere çok güzel kadın görmüşümdür. ama çok az insanın zekasına ve kişiliğine hayran kalabildim. bir kadınla beraber gülebiliyorsam, güzel vakit geçirebiliyorsam, onu anlayabiliyorsam, o beni anlıyorsa, birbirimize bir şeyler katabiliyorsak, duygusal olarak uyuşuyorsak, varsın victoria's secret mankeni gibi olmayıversin. benim gözüm ondan başkasını görmez zaten o saatten sonra.


güzelliğin önemi 8/10


önce yakışıklılık , dışını beğenmediğinin birinin içini merak etmezsin herhalde.


hayatımda tanıdıgım en taş adamlardan olan, bütün kız arkadaşlarımın oha yuh o ne diye dibinin düştüğü, fotograflarımda görenin telefon açıp kızım o ne ya bak bu sefer de sıçma sakın diye ayar çektiği heykel gibi bi adamla takılıyorum yaklaşık iki aydır. ama aradığında ekranda o ismini bile görünce bi sinirime dokunuyo şu an herifle oturup iki kadeh içki içmeye tahammülüm yok nerdeyse. günlerdir çalışıyorum yoğunum diye sallayıp duruyorum. adam akıllı karşına alıp iki kelime edemezsin, ortamına sokamazsın altı saat konuşsan adamdan öğrenebileceğin tek bişey yok. kültür desen yok bi hobi bi uğraş hak getire. keyif aldıgınız seyler bambaska güldüğünüz şeyler bambaşka e artık johnny depp olsan ne fayda? derdi zoru görüntüsü yok saçı yok başı kılı tüyü adam kendiyle uğraşmaktan ot gibi gelmiş bu yaşına. nasılsa çok yakışıklıyım herkes bana hasta aman ne uğraşıcam diye ne kendini geliştirmiş ne iki kitap okuyayım demiş süs köpeği gibi al gezdir yanında.
önemsiz demiyorum elbette önemli ama kesinlikle belirleyici değil benim için. önemli dediğim de ilk anda hiç tanımadığın biri için mecburen tipine bakıp fikir yürütmek zorundasın. ama bi bütün olarak hali tavrı konuşma tarzı az çok giyimi kuşamı stilinden yaklaşık bi fikrin olur böyle biridir diye. ona göre yakın hissedersin ya da hissetmezsin. bi de kusursuz adam sevmem kalemle çizilmiş gibi her şeyi dört dörtlük muntazam. aşırı sıradan gelir bana. karakteristik bişeyi olmalı illa ki başkalarının kusur olarak sayabileceği bişey. burnu büyüktür gözleri aşağı düşüktür veya birbirine yakındır/uzaktır dişi kırıktır yüzünde bi yara izi bişey vardır vs vs
