Neyse yaklaşık iki aylık nişanlıyım. Nişanlımla şu ana kadar ciddi bir şekilde hiç tartışmadık, arada küçük şeyler oldu ama hiç beş dakika bile dargın kalamadık.
neyse bu adam 31 yaşında bir insan. Benden önce hayatında bir sürü kadın olmuş falan filan. ama ciddi ilişkileri az. uzun süreli daha az ve darılmalı barışmalı bir sürü şey. hep bana beni bulduğu için çok şanslı olduğunu ve daha önce başka hiçbir kadınla böyle olamadığını söyler falan. ben henüz 24 yaşındayım. benim de benzer bir hayatım oldu bu yüzden geçmişi üzerinde hiç düşünmedim.
nişanlım ailesi ile aynı şehirde, ki ailesi de çok tatlı insanlar, hiç hoşlanmadığım bir arkadaşıyla kaldığı bir ev daha var bu arkadaş bana karşı çok kaba, onun önceki hayatını bir fiil devam ettirmekte. bu arkadaşına da çok takılmıyorum çünkü çok tatlı bir sürü daha da arkadaşı var. ama bu adam ve çevresi ona benziyor.
nişanlım arkadaşlarına çok düşkün ve onlarla senede bazı zamanlar seyahatlere çıkar ve hiç karışmadım buna üzülmedim ve hatta onun adına sevindim. hiç bir zaman ona karışmam, gamsız bir insanım biraz ve bundan tevekkeli hayatımda hiçbir zaman kıskanç da olmadım. telefon konuşmalarımızda hep nereye gideceğini, kimlerle olduğunu söyler. ilişkimizin başında benim biraz benim gamsız biri olduğumu fark ederek kendisi buna benim de dikkat etmemi rica etmişti. biz hep kartlar açık oynadık. hiç birbirimize yalan söylemedik( en azından ben böyle düşünmüştüm.) hatta eski sevgilisini aldatmış olduğunu altındaki sebeplerle anlattı.
sadete geliyorum. 3 hafta önce kadar birlikteyken, işe giderken telefonunu evde unuttu ve ben bir altıncı hisle telefonu elime alıp kurcalamaya başladı. beni güdüleyen ve buna iten ne oldu bilmiyorum. ama kadının birine onu özlediğini söyledğini gördüm. evde yalnız olduğunu özenle belirtmişti. kadın terslemiş ve mesajları bana göstermekle tehdit etmiş. sonra kadının numarasını silmiş ve kadın buna atarlanmış falan. sohbet içeriği bundan ibaret. bir sürü kızdan gelen, saçma sapan selamlar. hepsi cevapsız ama bu mesaj bana yetti diyebilirim.
bir öfke nöbeti geçirdiğimi anlatmama gerek yok sanırım. evi terkedemeden o eve geldi. yalan söyledi, yalanını düzeltti, yalvardı, yakardı, ağladı, özür diledi, öfkelendi beni bir kaşar ve aile terbiyesi almamış biri olarak dahi suçladı... konuştu, alttan aldı tekrar öfkelendi. bu arada işe geri döndü bir ara. aralarda geldiğinde bunlar oldu. nişanı attık. yalvararak geri taktı. sonra bir mesaj yüzünden beni terk mi edeceksin dedi ve bana çok mantıklı göründü.
terk etmedim.
ama paranoyalarım gün geçtikçe artıyor. telefonun şifresi değişti. bu konuyu açmamamı ve kafamı toparlamamı söylüyor. o zamandan bu yana arada bu konuyu açtım ama asla kavga halini almadı.
ve her şey o kadar kötü ki. ailem ayrı, uzun zamandır hiç ailem de olmadı üstelik. senelerdir derin yalnızım. işim kötü ve sürekli baskı altındayım, bunalıyorum ve bunu biliyor. ben onun yanında çok mutluydum ama artık nerde mutlu olabilirim bilmiyorum. bütün bunlardan ona sadece espriler yaparak bahsettim ve bunların hiçbirini ona yansıtmadım. neyi yanlış yaptım bilmiyorum ve elimdeki her şey un ufak oluyor. bunu da kaybetmek istemedim. ve üstüne üstlük bu hafta kıbrısa gidiyor. bu planı yaptığı bir grup vardı ama iptal oldu sonra başka bir arkadaşını buldu ve dahil etmediğini söylememe gerek bile yok sanırım.
böyleyken böyle ve ben çok uzun yazdım. çok yorgunum sizi de yordum ama biraz vakit ayırırsanız beni çok mutlu edersiniz. yoksa kadınlar kulübüne gideceğim :D

Huylu huyundan vazgeçmez.


Temelinde güven olmayan bir ilişki nereye ve ne zamana kadar devam edebilir? Bunun cevabını kendinize vermekle başlayın bence.


temelinde güven olan ama zedelenmiş diyelim.


adam seni aldatma girişiminde bulunmuş. buna niyet etmesi bile ayrılmak için yeterlidir bence. ayrıca diğer hareketlerinden de seni pek siklemediğini düşünüyorum. bence ayrıl.


daha 24 yaşındasın ayrıl. yine yapacak boş durmayacak. seninde içinde "ya beni tekrar aldatırsa?" sorusu içini kemirecek.


elinde şüphe ya da bizim gaza getirmelerimiz yok, bariz bir sebep var. bir mesaj dediğin şey nice evlilik bitirdi, üzülürsün çok.
ya da: seni özledim, evde tekim, gelsene bana?


Kardeş, üzgünüm ama ilişkini bitirmek zorundasın. 24 yaş dediğin nedir ki, bırak o kendi haline yansın. Yani sana özet geçeyim de bir daha dönüp bir bak şu duruma:
- Seni aldatma teşebbüsünde bulunmuş -ki aldatamamasının tek sebebi kızın onu terslemiş olması-.
- Seni "kaşar" olmakla suçlamış.
- Bir şeyleri telafi etmek yerine, suç sanki sendeymiş gibi şifresini değiştirmiş.
- Böyle bir durumda hala seni siklemeyip tatil planı yapıyor.
Yetmez mi allah aşkına? Sırf zor bir durumdasın diye kendini daha fazla acınası hale düşürmene, onurunun ezilmesine, bir ömür paranoyalarla yaşayacak olmana değer mi?
Burada üzülmesi gereken kişi sen değilsin; o. Bas kıçına tekmeyi.


bu şüpheyle ve bu adamla hayat geçer mi bence buna karar vermelisin. ailenin arkanda olmaması eminim ki bu adama seni daha da çok itiyordur, ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirim. yine de iyi düşün, bundan 3-4 sene sonra kucağında çocukla yeni bir hayat kurmaya çalışmaktan iyidir sanki.
